Etiket: Hayatında

  • HRÜ’de “İş hayatında stres ve stres yönetimi” eğitimi

    Harran Üniversitesinde idari personelin büro hizmetlerindeki verimlilik ve iş kalitesini yükseltmek amacıyla, “İş hayatında stres ve stres yönetimi” konulu hizmet içi eğitim semineri düzenlendi.

    Personel Daire Başkanlığı tarafından Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Hüseyin Apan Konferans salonunda üçüncüsü düzenlenen eğitim seminerine konuşmacı olarak, Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Eğitimci-Yazar Mustafa Karadağlı katıldı. Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, Üniversite Genel Sekreteri Abdulhalim Dündar, Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Karadağlı, daire başkanları, şube müdürleri, fakülte, yüksekokul sekreterleri ve üniversite çalışanları katıldığı program öncesinde davetlilere, Ziraat Fakültesi Ar-Ge amaçlı öğrenci uygulamalarına yönelik üretilen Büyükbaş Hayvan İşletmesi bünyesindeki süt tesisinden taze sağılmış süt ikramı yapıldı. Hizmeti içi eğitim seminerinden dolayı Ziraat Fakültesi adına duyduğu memnuniyeti ifade ederek açılış konuşmasını yapan Ziraat Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Sabri Yurtseven, ”Bilginin mutlak gücüne nasıl inanıyorsak, kurumlarda da başarının temelinde kaliteli personel olduğuna inanıyoruz. Güçlü bir kurum için güçlü bir idari yapının tesis edilmesi esastır. Bu anlamda kurumsallaşmaya inanan ve bu tür eğitim seminerleri düzenleyerek bu anlayışı üniversitemize yerleştirmeye çalışan Rektörlüğümüze teşekkür ederim” dedi.

    Daha sonra sunumuna başlayan Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Eğitimci-Yazar Mustafa Karadağlı, “İş hayatında stressiz bir iş ortamı kolay mı, ortak cevabımız, zor. Çünkü alışkanlıklarımız, değerlerimiz, inançlarımız, hayata bakışımızı, duygu ve düşüncelerimizi sorgulayıp, bünyemizin kabul etmekte zorlanacağı yeni adımları atmaya engel teşkil eder. Gelişim adımını başarabilenler herkesten çok ilk adımı yakalar ve stressiz bir iş ortamı oluştururlar. Yani stressiz bir kişilik oluşturma, gelişimde başarıya ulaşanların kolaylıkla girdiği yeni kapılardır. Hayat bu döngü içinde devam eder. Stres ve stresle barışık bir hayat, beynimizde oluşturduğumuz bir dünyadır. İşimizi severek yaptığımızda bütün bu sorunların aslında sorun olmadığı anlaşılacaktır” ifadelerini kullandı.

    Programın kapanış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, “Geçmişte insanların çalışmaktan adını dahi bilmediği stres, çağımız hastalığı haline gelmiştir. Stres günümüzde her alanda karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda bugün düzenlemiş olduğumuz iş hayatında stresten nasıl kurtuluruz konulu seminerin personelimize faydalı olduğuna inanıyorum. Rektörlük olarak personelimize yönelik bu gibi seminerlere devam edeceğiz” diye konuştu.

    Program, Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın tarafından, Eğitimci-Yazar Mustafa Karadağlı’ya plaket takdimiyle sona erdi.

  • Çalışma hayatında kadının adı var, işi zor

    Kasınların çalışma hayatındaki yerini araştıran kadın ve istihdam konulu ’Eşitlik Araştırması’nın yeni sonuçları açıklandı. Bin 500 kişinin katıldığı anket sonuçlarına göre, evli kadınların yüzde 74’ü ev işleri ve çocukların sorumluluğunun eşler arasında eşit paylaşılması gerektiğini düşünürken, erkeklerin yüzde 66’sı bu ifadeye katılıyor.

    ’Dijital işte kız kardeşlik network’ü’ BinYaprak ile sosyal araştırmalar gerçekleştiren Xsights Araştırma ve Danışmanlık işbirliğiyle Türkiye genelinde yapılan ’Kadın ve İstihdam’ konulu ’Eşitlik Araştırması’, 18 yaş ve üstü Türkiye temsili 750‘si kadın 750‘si erkek olmak üzere bin 500 katılımcı ile gerçekleştirildi.

    Kadınların istihdama katılımıyla ekonomi yüzde 20 büyür

    BinYaprak Kurucusu Melek Pulatkonak araştırmayla ilgili olarak, “Türkiye’de kadınların istihdam katılımının OECD seviyelerini yakaladığında ülke gelirimizin yüzde 20 artacağını biliyoruz. Kadın çalışacak, ülke güçlenecek. Araştırma sonuçlarımız gelişim alanlarımıza da ışık tutuyor. Kurumların çalışan anneyi desteklemesi kritik. Bireylerin ise ’kadın ve erkek’ hane ekonomisini geliştirmek için üstlerine düşen eşit ebeveynlik, eşit sorumluluk konusunda bilinçlenmeye ve birbirinden öğrenmeye ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.

    Xsights Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Çiğdem Penn ise çalışmanın kadınlar için ifade ettiği ilk üç kavramı şöyle açıkladı: “Kadınların yüzde 61’i için çalışmak ekonomik özgürlük, yüzde 36’sı için aileye katkı, yüzde 31’i için ise özgüven anlamına geliyor. Çalışmanın hayatı devam ettirmek için gerekli bir eylem olduğunu düşünen erkeklerin oranı yüzde 22 iken kadınlar arasında bu oran sadece yüzde 10 olarak karşımıza çıktı. Kadın istihdamı konusunda, eylem ile söylemin birbirini tutmadığını araştırma sonuçlarında görebiliriz”.

    Evli kadının dünyası

    Eşitlik araştırmasında ortaya çıkan sonuçlara göre kadınların evlendikten sonra çalışmaması gerektiğini düşünen erkeklerin oranı yüzde 25 iken, kadınlar arasında bu oran yüzde 14 olarak gerçekleşti. Araştırma sonuçlarına göre her on erkekten beşi (yüzde 51) kadınların çalışmak için eşlerinden izin alması gerektiğini düşünüyor. Bu düşünceye katılan kadınların oranı ise yüzde 36. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 73’ü çalışarak eşine destek olmaları gerektiğini düşünüyor. Erkeklerde ise bu oran yüzde 65. Ailenin ekonomik ihtiyaçlarını giderme yükümlülüğünün kendilerinde olduğunu düşünen erkeklerin oranı ise yüzde 74.

    Araştırmaya göre erkeklerin yüzde 61’i evli kadınların mesai şartlarına uymasının zor olduğunu düşünürken, kadınlarda ise bu oranın yüzde 48 olduğu görülüyor. Erkeklerin yüzde 57’si kadınların işlerine aşırı bağlı olmasının sorun olduğunu belirtiyor. Kadınlarda ise bu oran yüzde 37’lere geriliyor. Evli kadınların yüzde 74’ü ev işleri ve çocukların sorumluluğunun eşler arasında eşit paylaşılması gerektiğini düşünürken, erkeklerin yüzde 66’sı bu ifadeye katılıyor.

    Çalışan anneler maaşlarını ev için harcıyor

    Düzenli bir işe sahip olan kadınların yüzde 43’ü gelirlerinin tümünü ev giderleri için harcadıklarını belirtirken, erkeklerin ise yüzde 35’i tüm gelirlerini ev giderleri için harcadıklarını söylüyor. Evli kadınlar arasında tüm gelirini ev giderleri için harcayan kadınların oranı ise yüzde 45. Kadınların yüzde 51’i çalışan annelerin çocuklarının sorumluluk sahibi olacaklarını ve yüzde 37’si ise çalışan annelerin çocukları ile daha kaliteli zaman geçireceklerini düşünüyor. Erkekler genel olarak çalışan bir annenin çocuklarının bu durumdan olumsuz etkileneceklerini düşünüyor. Araştırmaya katılan erkeklerin sadece yüzde 40’ı çalışan annelerin çocuklarının sorumluluk sahibi olacaklarını düşünüyor.

    Ankette yer alan “Dışarda çalışan annenin çocukları olumsuz etkilenir” ifadesine katılan kadınların oranı yüzde 31. Erkeklerde ise bu oran yüzde 47. “Henüz ilkokula gitmeyen bir çocuk, annesi çalışırsa olumsuz etkilenir” ifadesine ise kadınların yüzde 41’i katılıyor. Erkeklerde bu oran yüzde 48.

    Çalışmayan kadınlar için öncelik aile

    Çalışma hayatında olmayan kadınların çalışmama nedenleri sorgulandığında ailevi sebepler öne çıkıyor. Araştırmaya katılan çalışmayan kadınların yüzde 8’i ’evime/aileme vakit ayırma gerekliliği’, yüzde 7’si ’çocuk sahibi olması’, yüzde 6’sı ’evlenmiş olması’ ve yüzde 5’i ise ’eşinin istemediğini’ belirtiyor. Çalışmayan kadınların yüzde 14’ü ise ihtiyaçları olmadığı için çalışmadıklarını söylüyor. Çalışmayan erkeklerin çalışmama nedenlerine bakıldığında ise emekli olmaları yüzde 24 ile ilk sırada yer alıyor. Kadınlar dış etkenler nedeniyle çalışma hayatından uzaklaşırken, erkekler için çalışma hayatında olmama sebebi sadece çalışma sürelerini doldurmaları.

  • Yalçın: “Çalışma hayatında öncelik liyakat olmalıdır”

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2.si düzenlenen Mesleki Yeterlilik Çalıştayı Ankara’da yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, ÇSGB Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Çorum Milletvekili Salim Uslu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Adem Ceylan, İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, TOBB Başkanvekili Faik Yavuz ve çok sayıda davetlinin katıldığı çalıştayın açılış töreninde ayrıca Mesleki Yeterlilik eğitimine katılan katılımcılara sertifika verildi.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen Mesleki Yeterlilik Çalıştayı’nın 2.si Ankara’da gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışına Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Aslan, ÇSGB Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Emrullah İşler, Salim Uslu, Bendevi Palandöken ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış töreninde ayrıca mesleki yeterlilik eğitimine katılan katılımcılara sertifikaları verildi.

    Çalıştayda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, programın çalışma hayatının bütün tarafları açısından hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni ederek “Ülkemiz açısından mesleki yeterliliğin tarihini kavramsal açıdan 90’lardan, kurumsal olarak da 2000’li yılların ikinci yarısından itibaren başlatmayı açıkça yanlış bulurum. Gerek İnanç-medeniyet ilişkisi bağlamında, gerekse kurumsal yapılanma ve toplumsal karşılık olarak “mesleki yeterlilik”, çok eski tarihsel içeriğe sahiptir” dedi.

    Ahiliği Yeni ve Özgün Modellerle Yeniden Kurgulamalıyız

    Yalçın, Ahilik sisteminin yeni ve özgün bir model ile kurgulanması gerektiğini ifade ederek “Tarihi bir değerimiz olarak Ahiliği; övünç gerekçesi bir nostalji kaynağı olarak kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Aslolan Ahilik Kurumu’nu; yeni ve özgün modellerle güne taşımak ve bugünün ihtiyaçlarıyla yeniden kurgulamaktır” şeklinde konuştu.

    Yalçın, çalışma hayatında liyakate önem verilmesi gerektiğini vurgulayarak “MYK, hem mesleklerin standartlarını hem de mesleği icra edenlerin yeterliklerini belirlemek gibi, ‘nitelikli işgücü’ noktasında doğrudan sonuç üreten faaliyetleri nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Çünkü malumunuz, toplumumuzun neredeyse çoğunluğunu oluşturan İslam inancının, doğrudan bireye yönelen emirlerinden biri ‘Emaneti, ehline veriniz’ ayetidir. Bu emrin içeriğindeki iki kavram, ‘emanet ve ehliyet’ genelinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın özelde İş Kurumu ile MYK’nın faaliyet alanıdır” diye konuştu.

    Yalçın, bu noktada Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun önemli bir yere sahip olduğunu belirterek “Emaneti yani iş, görev ya da sorumluluğu insanla ilişkilendirmek İş Kurumu’nun, iş, görev ve sorumlulukla ilişkilendirilecek insanın, sahip olması gereken nitelikleri, yeterlikleri, özellikleri ya da vasıfları belirlemek ise Mesleki Yeterlik Kurumu’nun görev sahasında yer alıyor. Kamu hizmetini üretenlerin, yönetenlerin ve politika çerçevesini belirleyenlerin bütününü kapsayan “liyakat” kavramı, 657 sayılı Kanunun temel kavramlarından. Burada altını çizmek istediğim husus, mesleki yeterlilik ya da liyakat veya ehliyet adına her ne dersek diyelim bizim açımızdan 30, 40 yıllık bir maziden ibaret değildir” ifadelerini kullandı.

    Yalçın: AB Standartları Bizi Telaşa İtmemelidir

    Yalçın, Avrupa Birliği müzakereleri çerçevesinde verilen taahhütlerin çalışma hayatında telaşa sürüklememesi gerektiğine değindi. Yalçın, “Özellikle AB müzakere sürecinde ‘İş Kurma ve Hizmet Sunumu Faslı’ kapsamındaki taahhütlerimiz, bizi bir telaşa itmemelidir. Bu bağlamda; meslek standartları ve mesleki eğitim konusunda AB müktesebatına uyum çabasını, tek taraflı direktifler ve dayatılan ödevlerden ibaret bir süreç olarak algılanmasını doğru bulmuyoruz” diye konuştu.

    Yalçın, “Eğitim seviyeleri, sertifikalandırma, standartlar ve referanslama süreçleriyle ilgili atılan adımlar, kat edilen mesafeyi önemli bulmakla beraber; sıkıştırılmış takvimlerin, ayakları yere basmayan düzenlemelere neden olabileceği kaygımızı da ifade etme ihtiyacı hissediyorum” ifadelerini kullandı.

    Yalçın, sürecin yalnızca verilen taahhütlerin gerçekleştirme aciliyeti ile değil aynı zamanda uzun vadeli gelişmenin de hesap edilerek yürütülmesi gerektiğini belirttiği konuşmasında “AB ile yürütülen projeler, AB müktesebatı ve tavsiyelerinin çalışma hayatımız, sosyo-kültürel yapımız ve eğitim dünyamızda tetikleyeceği değişiklikler; etki analizleri yapılarak , makul takvimler bağlanarak, rafine reformlara dönüştürülerek, uygulanabilir ve sürdürülebilir düzenlemelerle desteklenerek yönetilmeli ve hayata geçirilmelidir. Aksi taktirde; bizim gerçeklerimizle örtüşmeyen tercüme düzenlemeler ve gerekliliğine inanılmayan ruhsuz değişikliklerden ibaret bir sonuca mahkum oluruz” sözlerini kullandı.

    İşsizliği Ortak Bir Zeminde Çözmeliyiz

    Türkiye’deki işsizlik sorununa da değinen Yalçın, Türkiye’de işsizlik, istihdam, nitelikli işgücü, iş gücü piyasası arz ve talepleri konu olduğunda hem süreç hem de sonuç aşamasında kendisine tereddütsüz sorumluluk yüklenebilecek iki kurum olduğunu ve bunların MYK ve İş Kurumu olduğunu dile getirdi. Yalçın, MYK ve İş Kurumu arasında sağlıklı bir eşgüdüm ve sürekli bilgi ve veri paylaşımı kurmanın gerekli olduğunu vurgulayarak işi herkes için beğenilir hale getirmenin ve iş görenleri nitelikli hale getirmenin ortak bir zeminde gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.

    Temsil Sorunu Düzeltilmeli

    MYK Genel Kurulu’ndaki temsiliyete ilişkin de konuşan Yalçın, “faaliyetlerinde kamu politikaları, kamu görevlileri ve kamu hizmeti gibi boyutlar bulunan MYK’nın ana gövde yapılarında ve alt birimlerinde kamu görevlilerinin temsilcisi konumundaki konfederasyonların bulunmamasını; sadece eksiklik olarak nitelemek yeterli olmaz” diye konuştu.

    Yalçın, sorunun düzeltilmesine olan inancı taşıdığını belirterek “MYK genel kurulunun ve yönetim kurulunun, kamu görevlileri sendikaları konfederasyonlarının birikiminden mahrum kalması, haksızlığından mutlaka kurtarılmalıdır. İş Sağlığı Güvenliği Konseyi’nin üyesi olacaksınız, Türkiye İş Kurumu’ Genel Kurulu’nda temsil edileceksiniz, daha da ötesi Ekonomik ve Soyal Konseyi’in doğal üyesi sayılacaksınız, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin üyesi olarak katkı sağlayacaksınız fakat bu alanların tamamıyla teması bulunan Mesleki Yeterlilik Kurumu’nda münhasır temsil sıfatından yoksun tutulacaksınız. Bunu biran önce düzeltmemiz gerektiğine inanıyorum ve düzeltileceği umudunu taşıyorum” ifadelerini kullandı.

    Yalçın, son olarak “Yeniden Büyük Türkiye hedefinin ancak nitelikli insan ve güçlü toplum hedefiyle gerçekleşebileceğine olan inancımı ifade ediyor; ‘Çalışma Hayatında Mesleki Yeterlilik Çalıştayı’nın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

    Arslan: Tarihi Bir Sorumluluğu Yerine Getirdik

    Programda bir selamlama konuşması yapan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise “Bu kuruluşun kurumsal anlamda kapasitesini geliştirmesi konusunda ve daha geniş anlamda görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi için desteklenmesi gerekiyor. HAK-İŞ olarak ilk defa bir işçi konfederasyonu olarak MEYEP gibi bir kuruluşu gerçekleştirerek yeterliliklerin, sınav ve belge merkezlerinin oluşturulmasıyla tarihi bir sorumluluğu da yerine getirmiş olduk” diye konuştu.

    Çalıştayda katılan ÇSGB Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Çorum Milletvekili Salim Uslu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Adem Ceylan, TOBB Başkanvekili Faik Yavuz da birer konuşma yaparak çalıştayın çalışma hayatında hayırlara vesile olmasını temenni ettiler.

  • ‘Çalışma hayatında milli seferberlik’ tırı 45’inci durağı Manisa’da

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ilan edilen ‘Çalışma hayatında milli seferberlik’ çalışmaları kapsamında bakanlık tarafından Manisa’ya gönderilen tır, Manisalı işsizlerden talep topladı.

    Bakanlık tarafından işsizlik oranlarının azaltılması için ilan edilen milli seferberlik çalışmaları kapsamında il il gezen tır, 45’inci durağı olan Manisa’ya geldi. Bir günlük çalışma programı için Manisa’ya gelen tır 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda Manisalılarla buluştu.

    Bakanlık tarafından Manisa’ya gönderilen tırla ilgili açıklama yapan Manisa İş-Kur İl Müdürü Sinan Aktaş, “İstihdam seferberliği kapsamında bugün ilimize bakanlığımız tarafından tahsis edilen aracımız farkındalık oluşturmak adına geldi. Bu tır bugün itibariyle kadar 45 ili ziyaret etmiştir. Buradaki amacımız işsiz vatandaşlarımızın online kayıtlarını yapabilmek, iş başı eğitim programlarını ve mesleki eğitim kursları düzenleyerek işsiz vatandaşlarımızın bir an önce iş gücü niteliği kazandırılarak iş yerlerine yerleştirmektir. Açık iş ilanı verilen iş yerlerine yerleştirmek maksadımızdır. Bu anlamda bugün itibariyle de faaliyetlerimize devam edeceğiz. İlimizde şuan itibariyle 26 bin hedefle ülke genelinde 9’uncu sırada bulunmaktayız. İstihdam seferberliği önümüzdeki yıl da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Jülide Sarıeroğlu’nun da bahsettiği üzere 2018 yılında da devam edecektir” dedi.

    Manisa’nın işsizlik oranlarında en az işsizi bulunan Konya ve Karaman’dan sonra 3’üncü sırada olduğunu kaydeden Aktaş şunları söyledi:

    “Manisa’da 40 bin kayıtlı işsizimiz bulunmaktadır. Bunlarla alakalı irtibata geçilerek mesleki eğitim kurslarına ve iş başı eğitim programlarına yönlendirilmektedir fakat bilindiği üzere ülkemizde işsizliğin en az olduğu iller arasında Manisa 3’üncü sıradadır. Konya ve Karaman’dan sonra gelmekteyiz. Bunu daha da aza çekerek işsizliği sıfıra indirmek amacımız. Bununla alakalı ben, iş ve meslek danışmanlarımız tarafından vatandaşlara anlatılmaktadır.”

  • Vali Kalkancı: “Kadınların çalışma hayatında yer almalarını destekliyoruz”

    Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar Derneği ile Kent Kadın Konseyi Vali Nurullah Naci Kalkancı’yı ziyaret etti.

    Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar İstihdam Derneği Başkanı Birsen Günay ve dernek yönetim kurulu üyeleri ile Kent Kadın Konseyi Başkanı Gülsüm Öncel ve konsey üyeleri Vali Nurullah Naci Kalkancı’yı makamında ziyaret etti.

    Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar İstihdam Derneği Başkanı Birsen Günay, ziyarette dernek üyelerini tek tek tanıtarak, genç girişimci kadınlar olarak Adıyaman’da yürüttükleri çalışmalar ve hayata geçirmeyi düşündükleri projelerle ilgili Vali Kalkancı’ya bilgi verdi.

    Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar ve İstihdam Derneği Başkan ve üyeleri ile Kent Kadın Konseyi Başkan ve üyelerinin ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Nurullah Naci Kalkancı, “Kadınların çalışma hayatında daha fazla yer almalarını sağlayacak her türlü girişimi her zaman destekliyoruz ve desteklemeye de devam edeceğiz. Girişimci ruhlarını ortaya koyan tüm kadınlarımızı bir kez daha kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

    Ziyaret sonunda Adıyaman Genç Kuşak Girişimci Kadınlar İstihdam Derneği Başkanı Birsen Günay, Vali Kalkancı’ya dernek üyesi bir bayan tarafından yapılan bakır rölyef bir tablo takdim etti.