Etiket: Hastalarda

  • “Covid-19, obez hastalarda daha ağır seyrediyor”

    “Covid-19, obez hastalarda daha ağır seyrediyor”

    Obezitenin birçok yan hastalığa davet çıkardığını belirten Doç. Dr. Ekici, “Covid-19 hastalığı ile obezite arasındaki olumsuz birlikteliğin sebepleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak obez hastalarda hastalığın daha ağır seyrettiği bilinmektedir. Covid-19 açısından astım, kronik akciğer hastalığı, diyabet, kalp ve kronik böbrek hastalığı olan bireyler daha yüksek risk altındadır” dedi.

    Covid-19 ve obezite arasındaki ilişki hakkında açıklamalarda bulunan Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Uğur Ekici, obez hastalarda Covid-19’un etkilerinden bahsetti. Obezitenin birçok yan hastalığa davet çıkardığını ifade eden Doç. Dr. Ekici, “Covid-19 hastalığı ile obezite arasındaki olumsuz birlikteliğin sebepleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak obez hastalarda hastalığın daha ağır seyrettiği bilinmektedir. Covid-19 açısından astım, kronik akciğer hastalığı, diyabet, kalp ve kronik böbrek hastalığı olan bireyler daha yüksek risk altındadır. Obezite de belirtilen bu kronik hastalıkların (diyabet, kalp hastalıkları, astım vb.) gelişmesinde kilit rol oynar. Obezitenin bu özellikleri Covid-19 hastalarında artmış ölüm riski için önemli faktörlerden biri olduğunu düşündürmektedir” dedi.

    “Amerikan kaynaklarına göre obezite ölüm sayısını artırmakta”

    Doç. Dr. Ekici, sözlerine şöyle devam etti: “Obezitenin Covid-19 için ciddi bir risk faktörü olduğu bilinmekle birlikte, Amerikan kaynaklı bazı yayınlar, ABD’de Covid-19 nedeniyle ölüm sayısının yüksek olmasına neden olarak ülkedeki obezite oranının yüksek olmasını göstermektedir. ABD’de yetişkin bireylerde obezite sıklığının yüzde 34 olduğu, ülkemizde ise bu oranın yüzde 30,3 olduğu bildirilmiştir. Kısıtlı çalışmalara rağmen Covid-19 vakalarının beden kitle indeksi (BKİ) arttıkça hastalığa yakalanma oranlarının ve hastalığın şiddetinin arttığı, daha fazla yoğun bakım tedavisine ve mekanik ventilasyona (entübasyon) bağlanma ihtiyacının olduğu görülmüştür”.

    Obezlerde Covid-19 nedeniyle hastaneye yatış riskinin 6,2 kat daha fazla olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ekici, “Çin’de ki çalışmalarda ise, Beden Kitle Endeksindeki her bir birimlik artışın Covid-19 hastalığının daha şiddetli geçirme riskini yüzde 12 arttırdığı ve obez bireylerin normal vücut ağırlığına sahip bireylere göre hastanede kalış sürelerinin daha uzun olduğu gösterilmiştir. Ayrıca obezlerde, öksürük ve ateş gibi semptomlar normal vücut ağırlığına sahip bireylerden daha fazla görülmektedir. Herhangi bir yandaş hastalığı olmayan obez bireylerde dahi hastalığın seyri normal kilodakilere göre daha ağrı olmaktadır” şeklinde konuştu.

    “Obezite masum gibi görünen çok ciddi bir sorun”

    Obezitenin şehirleşme, ekonomik gelişme ve yaşam biçimindeki değişiklikler nedeniyle tüm dünyada gittikçe artığını vurgulayan Doç. Dr. Ekici, “Epidemik bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar mikroorganizmalarla bulaşmasa da, dünya çapında ve ciddi problemlere yol açan pandemi hükmünde bir hastalık kabul edilebilir. Yol açmış olduğu hayatı tehdit eden hastalıkların yanı sıra, dünyamızın geçirmekte olduğu bu olağanüstü günlerde, obezitenin Covid-19 üzerine olan olumsuz etkilerinin de görülmesiyle ne kadar ciddi bir halk sağlığı problemi olduğu anlaşılmaktadır” dedi.

  • Seçim günü hastalarda oy kullanabilecek

    Sağlık problemleri nedeniyle Mardin’de evde sağlık hizmetleri alan hastalar vatandaşlık görevlerini yerine getirmek için Mardin İl Sağlık Müdürlüğü sağlık ekipleri tarafından oy kullanmaya götürülecek.

    Mardin İl Sağlık müdürlüğü, sağlık sorunu yaşayan vatandaşların evde sağlık hizmeti alan hastaların oy kullanmasını sağlamak amacıyla 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak olan seçimde evde sağlık hizmetleri koordinasyon merkezi oy kullanma saatleri süresince açık tutulacak. Mardin İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada, “Evde sağlık hizmeti almakta olan hastalar talep ettiği takdirde kayıtlı olduğu ilçenin evde sağlık hizmeti sunan hasta nakil araçları ile oy verecekleri merkezlere götürülecek ve oy kullanmalarını müteakiben evlerine geri götürüleceklerdir” denildi.

  • BEÜ’den geriatrik hastalarda optimal perioperatif yönetim sempozyumu

    Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği ile Bülent Ecevit Üniversitesinin ortaklaşa düzenledikleri yaşlı hastalarda ameliyatın güvenle yapılabilmesi için anestezi yönetiminin tartışılacağı “Geriatrik Hastalarda Optimal Perioperatif Yönetim /En Yeniler” başlıklı sempozyumu gerçekleşti.

    Arif Amirov Konferans Salonunda gerçekleşen sempozyuma Tıp Fakültesi Profesör doktorları, dernek başkanları ve ülke genelinden 150 konuğun katılımı ile gerçekleşti. 4 oturumdan gerçekleşen sempozyumda uzmanlar tarafından Geriatrik hastada intraoperatif yönetim ve sorunlarının çözümü, Geriatrik hastada etik konular ve yenilikler hakkında bilgiler verildi. Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hilal Ayoğlu, sempozyumun düzenlenmesinde katkısı geçenlere teşekkür etti.

    Sempozyuma ülke genelinden katılım olduğunu ifade eden Ayoğlu, “Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği ile BEÜ’nün ortaklaşa düzenlediği Geriatrik Hastalarda Optimal Perioperatif Yönetim /En Yeniler” başlıklı sempozyumdayız. Türkiye genelinde yaklaşık 150 konuğumuz var. yaşlı hastalarda ameliyat sürecindeki Anesenik sorunlar tartışılıyor. Anestezistlerin eşliğinde yaşlı genç demeden tüm hastaların ameliyat edilmeleri için elimizden gelen her türlü çabayı sarf etmekteyiz. İçeride en yeniler ve güzel konular tartışılıyor. Katkılarından dolayı Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği İç Anadolu şubesine ve BEÜ’ye teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.

  • Felçli Hastalarda Tms Tedavisi Yüz Güldürüyor

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr.Cengiz Bahadır, TMS tedavisinin felçli hastalar için yeni umut olduğunu söyledi.

    TMS teriminin transkraniyal manyetik stimulasyon tedavisi için kısaltma olarak kullanıldığını tedavinin beynin belli bölümlerinin kafatası dışından manyetik olarak uyarılması esasına dayandığını anlatan Prof.Dr.Cengiz Bahadır, “Bu yöntem ile ilgili ilk çalışmalar yaklaşık 200 yıl önce başlamıştır.Yaklaışk 40 yıl kadar önce insanda ilk deneyler gerçekleştirilmiştir. Bu tedavi manyetik stimulasyon cihazına bağlı bir özel elektrod (koil) kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu koiller uygunacak beyin bölümüne göre değişik şekillerde olabilmektedir (yuvarlak, sekiz şeklinde vs) .Bu uyarıcı koil içinden yüksek akım geçirilirken akımın yönü aniden değiştirlimekte ve bu koil etrafında manyetik bir alan yaratmaktadır. Bu manyetik alan beynin ilgili bölümüne doğru bir açı ile uygulandığında beynin korteks denilen dış tabakasındaki sinir hücrelerini (nöronları) uyarmaktadır” dedi.

    FELÇLİ HASTADA TMS TEDAVİSİ

    TMS tedavisinin gerek araştırma gerek tedavi amaçlı olarak en sık felçli hastalarda (beyin felci, hemipleji, inme) kullanıldığını kaydeden Prof.Dr.Cengiz Bahadır, “Bu güne kadar bu konuda binlerce araştırılma yapılmıştır. Felçler genelde beyne giden bir damarın tıkanması yada kanaması sonucu o beyin bölümündeki hücrelerin ölmesine bağlı olarak ortaya çıkar. Başlangıçta hastaların bir tarafında kol ve bacaklarında değişen derecede güçsüzlük ortay çıkar. Zamanla önce bacakta daha sonrada kol ve elde kısmen düzelme ortaya çıkar. Ama hastaların çoğunda değişen derecede sekel dediğimiz hareket kayıpları kalmaktadır. Bu özellikle elde belirgin olmaktadır. Yine bu hastalarda hasta tarafın kaslarında spastisite olarak adlandırılan aşırı kas gerginliği ortaya çıkmaktadır. Bu da istemli hareketlerin ortaya çıkışını baskılamaktadır. Felçli hastalarda istemli hareketin yeniden başlamasını önleyen diğer önemli bir etkende sağlam beyin yarısının hasta tarafın aktivitesini baskılamasıdır. TMS tedavisi bu ikinci etki üzerinde etkili olmaktadır. TMS aslında bir uyarıcı tedavi olmakla beraber uygulanan manyetik alanın frekansına göre (saniyediki atım sayısı) beynin ilgili bölümünde uyarıcı yada baskılayıcı etki ortaya çıkarmaktadır. Bu tedavi ile beynin hasta bölümünü uyarmak yada hasta tarafı baskılayan sağlam beyin bölümünü baskılamak mümkün olmaktadır. Genelde felçli hastaların sağlam beyin yarısına düşük frekanslı uyarım verilerek tedavi terch edilmektedir. Bu yöntem hasta tarafı uyarıcı tedaviye göre biraz daha etkili bulunmuştur. Her iki yöntemde de sonuç olarak hasta beyin yarısındaki nöronların uyarılabilirliği artarak istemli hareketin ortaya çıkışı kolaylaştırılmaktadır. Bu sayede hasta, özellikle el-kol bölgesinde daha önce yapamadığı hareketleri daha rahat yapmaya başlamakta ve daha önce hiç yapamadığı hareketleri de yapabilir hale gelmektedir. Bu tedavinin etkinliği yapılan çok sayıda araştırmada gösterilmiştir” diye konuştu.

    TMS TEDAVİSİ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR

    Prof.Dr.Cengiz Bahadır, TMS tedavisine başlamadan önce kişiye özel olan ve motor eşik denen uyarı şiddetinin belirlendiğini belirterek, şunları söyledi: “Bu basit testde hastanın beynini uyararak elinde hareket çıkarabilen en düşük uyarım şiddeti belirlenir (motor korteks). Tespit edilen bu motor eşik değeri üzerinden hastalığa göre uygulanacak akım şiddeti belirlenir. Hastanın başı sabitlenir, uyarı verecek koil de en doğru pozisyonda konumlandırılarak sabitlenir. Genellikle motor eşik değerinin biraz altında bir uyarı şiddetinde 1200 uyarı verilir. Bu tedavi yaklaşık 20 dakika sürer.

    TMS tedavisinin yan etkileri yok denecek kadar azdır. Güvenlik rehberlerine göre tedavi uygulanmaktadır ve bu limitler dahilinde %5-10 vakada hafif baş boyun ağrısı dışında ciddi bir yan etkisi gözlenmemiştir. Bu tedavi sırasında hasta herhangi bir acı duymaz.

    TMS tedavisi oldukça yeni bir tedavi yöntemidir. Tedavi protokolleri de halen geliştirilme aşamasındadır. Felçli hastalarda genellikle hafta içi 5’er gün olmak üzere 10 seans tedavi protokolü uygulanmaktadır.10 seans sonunda tedavi bitirilebilir yada sonra idame tedavisi denilen ve arası açılan tedavi protokolleri ile devam edilebilir. Burada hastanın tedaviye verdiği cevap esasdır. TMS tedavisi geleneksel rehabilitasyon yöntemleri ile beraber kullanıldığında daha etkili olmaktadır.

    TMS tedavisi tıbbın bugüne kadar çaresiz kaldığı felçli hastalarda özellikle el ve kolda yeniden hareket çıkarma konusunda yeni bir umut ışığı olmuştur. TMS tedavisi felçli hastaların tedavisinde daha sık kullanılır hale gelmiş ve yakın gelecekte rutin bir tedavi haline gelmesi beklenmektedir. TMS tedavisi felçli hastalarda konuşma tedavisinde, depresyonda, tedaviye dirençli beyin kaynaklı ağrılarda da başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.”