Etiket: “Halep’ten

  • Kızılay Halep’ten olabilecek göç için tedbirler alıyor

    Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Halep’te ateşkesin bozulmasına rağmen İdlip bölgesinde çalışmaların sürdürdüğü belirtti.

    Suriye’nin İdlip bölgesinde yaptığı inceleme sonrası Cilvegözü’de açıklama yapan Kızılay Genel Başkanı Kınık, Bugün İdlip’ten ateşkes sonrasında tahliye edilecek olan yaralıların ve acil durumda olan insanların karşılanması için bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Beklediğimiz tahliye gerçekleşemedi, ateşkes bozulmuş oldu. Halep’ten çıkartılan bine yakın insanda ara bölgeden tekrar yerlerine gönderildiler. Halep’ten geleceklerin sayısının 70-80 bin insan olduğunu ve Özellikle Halep’ten gelen bu kişilerin İdlip’e yoğunlaşacağını biliyoruz” dedi.

    Kış şartları ağır olduğundan dolayı barınma imkanlarının zayıf olduğunu ifade eden Kınık, “İnsanların geldiklerinde İdlip bölgesinde konaklamaları lazım bizde bu bölgenin fizibilitesini yaparak kendimize çalışma yapabilecek bazı bölgeler belirledik bu bölgelerle alakalı altyapı çalışmasına başlayacağız. Çok acil olarak burada barınma, çadır, giysi, battaniye, gıda, sağlık hizmetleri gibi ihtiyaçlar var Kızılay olarak AFAD ile beraber Türkiye’deki diğer sivil toplum kuruluşları ile birlikte ihtiyaçların karşılanması için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz” dedi.

  • Halep’ten kaçış sürüyor

    Suriye’de rejim güçleri ile muhalifler arasında şiddetlenen çatışmalar nedeniyle binlerce sivil Halep’ten kaçmaya devam ediyor.

    Suriye’de yaşanan iç savaş her geçen gün etkilerini arttırmaya devam ediyor. Özellikle savaştan önce ülkenin ticaret merkezi olan Halep’te büyük yıkımlar yaşanırken bölge halkının büyük bir kısmı da evlerini terk etmek zorunda kaldı. Son günlerde Halep’in doğusunda çatışmalar şiddetlendi. Rejim güçleri ile muhalifler arasında süren çatışmaların ortasında kalan siviller bölgeyi terk etmeye devam ediyor. Otobüslere bindirilen siviller güvenli bölgelere gönderiliyor. Halep’ten kaçanların sayısı 50 bini buldu. Suriye Sivil Savunma, dün rejim tarafından Jub Al Kubba’da çatışmalardan kaçanlara yönelik gerçekleştirilen saldırıda en az 45 kişinin hayatını kaybettiğini, 50’den fazla sivilin de yaralandığını duyurdu.

    Halep’e Rusya ve rejim tarafından gerçekleştirilen bombardıman nedeniyle kentte büyük bir yıkım meydana gelirken, son haftalarda yoğunlaşan bombardıman nedeniyle kentin doğusundaki tüm hastaneler ve sağlık merkezleri hizmet dışı kaldı.

  • Diyanet İşleri Başkanı Görmez: “Halep’ten yükselen dumanlardan Arakan’ı göremiyoruz”

    Sakarya’da din gönüllüleriyle buluşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Biz Müslümanlar Halep’te yükselen dumanların arkasından Arakan’ı göremiyoruz” dedi.

    Sakarya Müftülüğünce düzenlenen ‘Sakarya Din Gönüllüleriyle Buluşması’ Hanedan tesislerinde gerçekleşti. Toplantıya başta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez olmak üzere, Sakarya İl Müftüsü İlyas Serenli, Müftü yardımları, din görevlileri, STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan program Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in konuşmasıyla devam etti. Müslümanların umutla baktığı tek yerin Türkiye olduğunu belirten Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Birkaç haftadır Halep’i izliyoruz. Halep’te o taşların arasından, tozların arasından ayıklanmaya çalışılan çocukları görüyoruz. Küvezlerde bombaya maruz kalmış bebekleri bütün insanlık görüyor. Dün Arakan Müslümanlarının temsilcisi beni ziyaret etti. Ona dedim ki üzgünüz mahcubuz. Halep’te yükselen dumanların arkasından Arakan görünmüyor dedim. Halep’te yükselen dumanların arkasından biz Müslümanlar Arakan’ı göremiyoruz. Böyle bir tablo var. Endülüs’ün yerinde 30 milyon Müslüman göçmen kimliği icra etmeye çalışıyor, korumaya çalışıyor. Ümmetin merkezlerinde kendisini arayan Müslümanlar var. Ümmetin merkezinde Müslümanlar kendisini arıyor. Böyle bir tablo içerisinde bütün Müslümanların umutla baktığı bir yer var. O da bu topraklardır, yani Türkiye’dir, sizlersiniz” diye konuştu.

  • Fatma Şahin: “Bombardıman Devam Ederken, Halep’ten Gelecek 1 Milyon Kişiden Bahsediliyor”

    Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Sylvie Guillaume ile beraberindeki LİBE heyetini ağırlayan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Rusya bombalamaya devam ettiği takdirde, Halep’ten gelecek bir milyon kişiden bahsediliyor” dedi.

    Gaziantep ve sınır bölgesinde inceleme yapmak amacıyla Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Sylvie Guillaume ve yanındaki LİBE heyeti Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i ziyaret etti. Heyete Suriye’de süren iç savaş ve Rusya bombardımanı ile ilgili endişelerini ifade eden Şahin, mülteciler hakkında bilgi verdi. Sınırda 40 bin mültecinin beklediğini hatırlatan Fatma Şahin, “Sınırda 40 bin kişi bekliyor ama eğer ki Rusya, bu şekilde bölgede mevcut yönetime, destek verip, bu bombalamalara devam ettiğinde, Halep’te bundan etkilenecek 1 milyon kişiden bahsediliyor. Aslında biz şu anda pansuman işlerden bahsediyoruz. Yani bizim bataklığı kurutmamız lazım. Çok net bir şekilde NATO’nun, BM’nin, Avrupa Parlamentosunun, bunu yapanlara müsaade etmemesi gerekir. Neden burada böyle yapıyorsun demesi lazım. Bunu engellemeleri lazım.Mülteciler vatanlarına dönmek istiyorlar. Kendi topraklarında yaşamak istiyorlar. Bunların bu haklı taleplerini yerine getirecek şekilde, daha köklü çalışmalara gerekiyor. AB, özellikle bunun için kuruldu. Savaşlar bitsin diye kuruldu. Ülkeler, birbirleriyle savaşmasın, insan hakları demokrasi, kadın hakları diye mücadele ediyoruz” dedi.

    “BİZ 5 SENE BAĞIRDIK BİZİ DUYMADINIZ”

    Şahin, Türkiye’nin sınırda güvenli bölge oluşması ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesi konusunda tedbirlerin alınması için Avrupa ve dünya ülkelerini defalarca uyardığını ama hiç bir tedbir alınmadığını kaydetti. Mültecilerin Avrupa’ya ve dünyanın çeşitli ülkelerine ulaşmaya başlamasının ardından tüm ülkelerin büyük bir sıkıntıya girdiğini belirten Şahin, “En büyük kadın hakkı ihlali bu bölgede yapılıyor. En büyük çocuk hakkı ihlali bu bölgede yapılıyor. Daha duyarlı olunması gerekiyor. Biz beş sene bağırdık bizi duymadınız. Ne zamanki, Avrupa Birliğinin sınırlarına mülteciler geldi, şimdi sizi etkiledi, ne yapabiliriz diye bakıyorsunuz. Ne olur, bizi çok daha iyi gönül diliyle duyun, zalim Esad’a neden böyle olduğunu sorun. Büyük güçlerin neden bunun zalimliğine halen müsaade ettiğini anlamıyoruz. Parlamentoda gündem oluşturun, bu kuvvetli parlamentoda kararlar alın. Daha ne kadar kapasiteniz var diye sorulmaması lazım. Herkesin kendi şehrine göre, empati yapması lazım. Dolayısıyla bizim alacak kapasitemiz yok. Ama sonuçta bir insanlık dramı var. Biz gönüllü de yapmadık, mecburiyetten yaptık. Şimdi sınırın bu tarafından her türlü desteği biz veriyoruz. Ama burada güvenli bölge oluşsun. Allah için burada, uçuşa yasak bölge ilan edilsin. Burada insanlar kendi topraklarında kalsın dediğimiz zaman başka hesaplar devreye giriyor. 80 bin Kilisli var, 120 bin mülteci var. Dünya’da böyle bir örnek yok. Dolayısıyla bunun çok iyi analiz edilmeli. Uçuşa yasak bölge gibi, gerekli hızlı tedbirlerin alınması lazım. En azından o tampon bölgede, insanlar kendi vatanında yaşayacak şekilde, ara çözümler üretilsin” ifadelerini kullandı.

    Avrupa’nın temsilini sağlayan bu delegasyonun, gelip yerinde görmesi, yerinde sorulara cevap bulması, döndükten sonra da, bu bilgiyi kendi parlamentosunda paylaşmalarını çok önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Fatma Şahin, “Komşumuz Suriyeli kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler aynen bugün olduğu gibi gelmeye başladı. İki seçeneğimiz vardı. Ya kapıları kapatacaktık, 3 maymuna oynayacaktık. Ya da büyük bir insanlık dersi verip, açık kapı sistemiyle, gelene şehrimizi evimizi, soframızı, paylaşacaktık. Biz ikinci yolu tercih ettik. şu anda, yani beş yılın sonunda, yalnızca bu şehirde, 350 bin Suriyeli mülteci, yaşıyor. Bunun 98 binin çocuk ve gençtir. Buradaki Suriyeli kadınlar, özellikle Türkçe öğrenmek istiyor. Çünkü bu işin daha fazla uzayacağını, gördüler. Şehirde yaşamak için dil önemlidir. Buna bağlı olarak ta dil öğrenmeye başladılar. Bu talep her geçen gün artıyor. Zaten eğitim hayatına giren çocuk, bunu küçük yaşta eğitimle beraber çözeceği için, o kendi içinde çözülüyor. Ama yetişmiş kadın, yetişmiş kadın kurslara gelerek Türkçe öğreniyor” şeklinde konuştu.

    Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Sylvie Guillaume, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere gösterdiği ev sahipliğinin saygı duyulacak düzeyde olduğunu belirterek, Başkan şahin’in iletti sorunların çözümü konusunda ortak bir yol bulunabileceğini ifade etti.

  • Erdoğan: “Halep’ten Yaklaşık 10 Bin Kişi Türkiye’ye Geçmek Üzere Sınırda Bekliyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şu an Halep’ten yaklaşık 10 bin kişi Türkiye’ye geçmek üzere sınırda bekliyor. Sürekli Rusya bombalıyor, rejim bombalıyor. Fakat dünya sessiz kalıyor” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Quito’daki temasları kapsamında Ekvador Devlet Başkanı Raffael Correa ile heyetler arası görüşmeye başkanlık etti. Erdoğan, görüşme sırasında gerçekleştirdiği konuşmasında 2012 yılında Türkiye’ye yapılan ziyaretin tarihi önem taşıdığını ifade ederek Ekvador’u ziyaret eden tek Türk Cumhurbaşkanı olmasından gurur duyduğunu ifade etti. Erdoğan, “Latin Amerika ve Karayipler bölgesi ile ilişkilerimize önem veriyoruz. Bu çerçevede yeni büyükelçilikler açıyoruz. Quito Büyükelçiliğimiz 2012 yılında faaliyete geçti. Ekvador’un 2009 yılında ülkemizde açtığı büyükelçiliğini stratejik öneme sahip önemli misyonları arasında gördüğü özellikle kabul ediyorum. Ekvador’un da böyle kabul etmesi bizi ayrıca memnun ediyor” dedi.

    Erdoğan, 119 milyon dolarlık ticaret hacmine sahip olunduğunu, ihracatın 37.4 milyon dolar ithalatın 81.6 milyon dolar olduğunu kaydetti.

    “BU YATIRIM 1 YIL İÇİN TÜRKİYE’DE YETERLİ DEĞİL, BİZ BUNU ÇOK DAHA YÜKSEK RAKAMLARA ÇIKARACAĞIZ”

    Yoksulluğu yok denecek notaya getirildiğini ifade eden Erdoğan, “Kişi başına geliri 3 bin 500 dolardan aldık şu anda 10 bin 500 dolara kadar tırmandırdık. Bu gelişmeler bu adımlar bir istikrarın bir güvenin neticesinde oluşmuştur” dedi.

    Devletçi politikaların bir yana bırakılarak bu süreç içinde özel sektörün teşvik edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel sektörün bu yönde adım attığını belirterek, “Kolay değil 13-14 milyar dolar gibi bir yatırımı her yıl yapmış olmak bir risk ister. Ama bu riski alabilmesi için girişimcinin de devleti arkasında görmesi gerekir. Devlet ben sizin arkanızdayım noktasına getirdiği anda bakıyorsunuz girişimci de bu ise girişiyor. İçeriden ve dışarıdan gerek yerli finans gerekse uluslararası finans ülkede bu yatırımlara rahatlıkla giriyor” ifadelerini kullandı.

    “Bu yılın 14.1 milyar gibi bir yatırımı söz konusu bu yatırım 1 yıl için Türkiye’de yeterli değil. Biz bunu çok daha yüksek rakamlara çıkaracağız. Çünkü 70 bin, 80 bin kilometrelik bir ülke ve nüfusu itibariyle de şu anda 79 milyon nüfusa ulaşmış bir ülkeyiz. Bu nüfusun artarak devamı bizim hedeflerimiz arasında” diyen Erdoğan, Ekvador ile ilişkilerin geliştirilmesini hedeflediğini belirtti. Erdoğan, “Aramızdaki 119 milyon dolarlık bu rakamı bir hedef koyalım diyorum. Bunu ilk etapta 500 milyon dolara veya 1 milyar dolara çıkarabilir miyiz? Bu hedefi koyup bu hedefi medya önünde açıklarsak, iş adamlarımızı da bu konuda kararlı olmaya, ciddi adımlar atamaya teşvik etmiş oluruz diye düşünüyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldırım Holding’in işletme hakkını almasının sevindirici bir gelişme olduğunu sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlaşmanın Ekvador için 50 yıllık bir süreçte ciddi kazanımın teminatı olacağını ve 750 milyon dolarlık yatırıma girildiğini kaydetti.

    “YOL MEDENİYETTİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölünmüş yol miktarının 6 bin kilometre olduğunu 14 yıl içinde yapılan yolun 18 bin kilometre olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Yol medeniyettir. Bunlar medeni olmanın en güzel ifadelerdir. Bu yolların olmadığı yerde medeni olmak söz konusu değildir. Ama bu yollar medeniyetin en güzel ifadesidir. Bu yollar medeniyetin en güzel çalışımıdır. Su medeniyettir. Çünkü İstanbul’a Belediye Başkanı olduğum zaman İstanbul susuzdu. Susuz olan İstanbul’da medeniyetten bahsetmek mümkün değildir. Ama daha sonra ilk işimiz 1, 1 buçuk yılda İstanbul’u suya kavuşturduk” ifadelerini kullandı.

    İstanbul’un su sorunu kalmadığını belirten Erdoğan, “Bizde bir laf vardı. Derlerdi ki su akar, Türk bakar. Dedik ki biz bunu değiştiriyoruz. Su akar Türk yapar. Nasıl? Barajlar yapacağız içme suyunu elde edeceğiz. Barajlar yapacağız, kullanma suyunu elde edeceğiz. Barajlar yapacağız. Oradan hidroelektrik santraller enerji elde edeceğiz. Barajlar yapacağız oradan da çevreyi güzelleştireceğiz” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, THY’nin mevcut İstanbul-Sao Paula-Bounes Aries hattına ilaveten İstanbul-Bogota-Panama hattındaki seferlerin bu yılın ortalarında başlatılmasının planlandığını kaydetti. TİKA’nın faaliyetlerini değerlendiren Erdoğan, “TİKA Ekvador’da birçok yatırımda destek olacaktır, rolünü olacaktır. Bu yatırımlar başta eğitim olmak üzere en önemli adımı teşkil edecektir. Bir diğer yönden projenin iptali üzerine aslında bu ilk dayanışmasını Yasumi girişimi çerçevesinde göstermiştir TİKA. Bu somut işbirliği projelerini geliştirmekte çok büyük faydalar var. Ne yazık ki projenin iptali üzerine katkımızı ikiye katlayarak bu sefer TİKA aracılığıyla Ekvador sahillerinin temizlenmesini kanalize etmeye karar verdik” açıklamasını yaptı.

    TBMM ile Ekvador Ulusal Meclisi arasındaki ilişkilerin gelişmesini önemsediğini ifade eden Erdoğan, kültürel alandaki ilişkilerin de geliştirilmesini kaydetti.

    “HALEP’TEN YAKLAŞIK 10 BİN KİŞİ TÜRKİYE’YE GEÇMEK ÜZERE SINIRDA BEKLİYOR”

    Suriye konularının da görüşüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu ana kadar Türkiye’deki Suriye’den gelen mülteci sayısı 2 milyon 700 bini aşmış vaziyette. Bunların hepsine ev sahipliği yapıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız harcama 9 milyar doların üzerine çıktı. BM bize yardım olarak 455 milyon dolar vermiştir. Yaptığımız harcama bu, gelen destek bu. Başka bir destek yok” dedi.

    Halen mültecilerin geldiğini kaydeden Erdoğan, “Şu an Halep’ten yaklaşık 10 bin kişi Türkiye’ye geçmek üzere sınırda bekliyor. Sürekli Rusya bombalıyor, rejim bombalıyor. Fakat dünya sessiz kalıyor. AB sessiz, BM sessiz. Tabi terörle mücadelemizi başta DAEŞ olmak üzere PKK, PYD, YPG gibi örgütlerle de kararlı bir biçimde devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Irak’ta mesela 160 bin kadar mülteci almış durumdayız, onlara da bakıyoruz. Bütün bunları insani, vicdani görevlerimiz olarak yetine getiriyoruz, getirmeye devam edeceğiz”