Etiket: Hala

  • Elvan: “Türkiye Hâlâ Güvenli Bir Limandır Ve Güvenli Liman Olmaya Devam Edecektir”

    Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, iki seçim dönemi ve terörle mücadele döneminin yaşandığı bir yılda, Türkiye’ye 16.6 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi olduğunu belirterek, “Türkiye hâlâ güvenli bir limandır ve güvenli bir liman olmaya devam edecektir” dedi.

    DSİ toplu temel atma ve sertifika dağıtım töreni için Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte Mersin’e gelen Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti. Burada partililere hitap eden Elvan, son 14 yılda Mersin’e 15-16 milyar liralık yatırım gerçekleştirildiğini söyledi. Bu ülkede istikrar olmasaydı, halkın dik duruşu, çalışkanlığı, cesareti olmasaydı Türkiye’nin bu günlere gelemeyeceğini ifade eden Elvan, “Biz sizlerle büyüğüz, sizle büyümeye, güçlenmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    Mersin’in önemli bir tarım kenti olduğunu vurgulayan Elvan, tarım için olmazsa olmazların başında gölet geldiğini dile getirerek şunları söyledi: “Şimdi Allah’a çok şükür yol yapıyoruz, gölet yapıyoruz, barajlar yapıyoruz, kapalı şebeke sulama sistemleri yapıyoruz ki, bugüne kadar 2,5 milyar lira harcandı sadece sulama alanında. Nasıl biz her şey Türkiye için, her şey Mersin için derken içimiz titriyorsa, millet iradesine, gerçekten milli irade üzerinde de aynı titizlik ve hassaslık gösteriliyor. Milletimiz ne diyor? Milletimizin bizden talebi nedir? İşte yaptığımız şey bu. 1 Kasım seçimleri öncesi vatandaşımıza neyin sözünü vermişsek vaatlerimizin tamamını 3 ay içinde gerçekleştirdik.”

    “BİZ BİR REFORM HÜKÜMETİYİZ VE REFORMLARA DEVAM EDİYORUZ”

    Ülkenin dört bir yanı ateş çemberi iken, bir çok terör örgütü ülkenin önünü kesmeye çalışırken, bir taraftan terörle mücadele ettiklerini diğer taraftan da Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması için kararlılıkla reformlara devam ettiklerini vurgulayan Elvan, sözlerine şöyle devam etti; “Biz bir reform hükümetiyiz. Türkiye’nin geleceği için, güçlü Türkiye için, güçlü bir millet için bu kararlılığımızı sürdürüyor ve böyle bir süreçte bir taraftan terörle mücadele ediyoruz ki, tek bir silahlı unsur kalıncaya ve o da yok edilinceye kadar terörle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bölücü terör örgütünün yapmış olduğu tahribatları, o yıkmış olduğu yerleri tek tek ele alıp, oradaki vatandaşlarımızı kucaklayarak, hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden ihtiyaçları neyse gidererek inşallah çok daha iyi çok daha güzel günleri onlara birlikte yaşatacağız. O kardeşlerimize zulüm eden bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi de kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu konuda kimsenin endişesi olmasın.”

    “ÜLKEMİZ, KÜRESEL ANLAMDA BİR CAZİBE MERKEZİ OLMAYA DEVAM EDECEK”

    2015 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüdüğünü hatırlatan Elvan, diğer ülkelerde bırakın büyümeyi, ülke ekonomileri küçülürken Türkiye’nin büyümeye devam edeceğine işaret ederek şunları söyledi: “Bu kadar çok sıkıntının ve 2 seçimin yaşandığı 2015 yılında yabancı sermaye girişi, 2014 yılına göre yüzde 30’un üzerinde bir artış gösterdi. 12.5 milyar dolar olan yabancı sermaye girişi 2014 yılında, 2 seçim dönemi yaşadığımız ve terörle mücadele dönemin yaşadığımız bir yılda 16.6 milyar dolarlık Türkiye’ye yabancı sermaye girişi oldu. Türkiye hala güvenli bir limandır ve güvenli bir liman olmaya devam edecektir. Yine ülkemiz sadece bu coğrafyanın değil, küresel anlamda bir cazibe merkezi olmaya devam edecektir. İşte biz bunun için gayret sarf ediyoruz. Ekonomi alanında çok sayıda reform var bunları tek tek gerçekleştiriyoruz. Yine sosyal güvenlik, eğitim, sağlık alanında, hangi alana bakarsanız bakın reformlarımızı gerçekleştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz.”

    “VAATLERİN YÜZDE YÜZÜ GERÇEKLEŞTİRİLDİ”

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise özellikle seçimlerden önce Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun vaat ettiğini bütün hususların yüzde yüzünün yerine getirildiğini söyledi. Reformların da yüzde 65’in yerine getirildiğini kaydeden Eroğlu, bu kadar kısa zamanda bütün vaatlerin yerine getirilmesinin AK Parti’nin farkını gösterdiğini belirtti. Hükümetin Mersin’e büyük değer verdiğini söyleyen Eroğlu, şu ana kadar Mersin’e 16 milyar lira yatırım yapıldığını vurguladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak Mersin’e 2.5 milyar liralık yatırımla en büyük yatırımları yapan bakanlıklar arasında olduklarını vurgulayan Eroğlu, bugün 10 büyük tesisin temel atma ve açılışının yapılacağını kaydetti. Eroğlu, bu tesislerin maliyetinin 280 milyon lira olduğunu ifade etti.

    Eroğlu ve Elvan, konuşmalarının sonunda AK Parti Mersin İl Başkanlığı görevine atanan Cesim Ercik’i kutlayarak başarı diledi.

  • Baraj Faciasının Üzerinden 4 Yıl Geçti 5 Kişi Hala Kayıp

    Adana’nın Kozan ilçesinde HES barajı inşaatında tünel kapağının patlamasının üzerinden 4 yıl geçti. Patlamada hayatını kaybeden 10 işçiden 5’i hala kayıp.

    24 Şubat 2012 tarihinde Kozan’a bağlı Gökdere Mahallesi’nde inşaatı devam eden Köprü Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin Derivasyon Tüneli’nin kapağının patlaması sonucu 10 işçinin öldüğü olayla ilgili tutuksuz yargılanan 17 kişinin 7’si beraat etmiş, 10’u ise para cezasına çarptırılmıştı.

    14 Eylül 2012’de görülmeye başlayan davanın 17’nci celsesinde karar çıkmış, tutuksuz yargılanan sanıklardan 13’ünün ve sanık avukatlarının katıldığı duruşmada 7 sanığa beraat kararı çıkarken, sanıklardan Erdal Nakas, Öncü Polat ve Servet Eğilmez’e 10’ar yıl, Cengiz Ulucan ve Burak Alpago’ya 8 yıl 4’er ay, Ahmet Fuat Üstündağ ve İbrahim Atay’a 5’er yıl, Ferdi Alkan, Kadir Doğan ve Ali Seçer’e 7 yıl 6’şar ay hapis cezası verilmişti. Mahkeme heyeti daha sonra bu cezaları suçun ’taksirli suç’ olması nedeniyle para cezasına çevirdi. Mahkeme 45 bin ile 146 bin TL arasında değişen para cezasını da 24’er aya kadar taksitle ödenmesine karar vermişti.

    Göksu Irmağı üzerine inşa edilen Gökdere Köprü Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin Derivasyon Tüneli’nin kapağının 24 Şubat 2012’de patlaması sonucu baraj havzasında çalışan işçilerden Eyüp Altuntaş, Cumali Değirmenci, Hasan Bolat, Erdal Demirelli, Erkan Yiğenoğlu’nun cesetlerine ulaşılmıştı. Veli Damaksız, Latif Değirmenci, Mehmet Yılmaz, Necmettin Karayiğit, Selahattin Aral ise hala kayıp.

  • Tarihi Hamam 400 Yıldır Hala Ayakta

    Kütahya’nın şehir merkezinde bulunan ve 16. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilen tarihi Eğdemir Hamamı aradan geçen 400 yıla rağmen hala ayakta.

    Anadolu’nun en eski topraklarından biri olan Kütahya’da Ahierbasan Caddesinin başında yer alan tarihi Eğdemir Hamamı işlevselliğini yitirmeden bugün yine hamam olarak kullanılmaya devam ediyor. Kütahya’daki en eski hamamlardan biri olan Eğdemir hamamı 16 yüzyılda yaptırıldığı tahmin ediliyor.

    Kütahya şehir merkezinde bulunan tarihi hamamların içinde günümüze kadar işlevselliğini kaybetmeden ulaşan tek hamam olan Eğdemir hamamı konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Dönenler Caminin üst kısmında Ahi Erbasan Caddesinin girişinde yer alan tarihi hamamın diğer adı Elvan Bey Hamamı olarak biliniyor. Kitabesi olmayan hamamın 16. Yüzyılın başında inşa edildiği ve Kütahya’nın en eski hamamlarından biri olduğu söyleniyor. İri taşlarla örülen hamam bölüm bölüm çift kemerli ve geniş kubbeden oluşuyor. Günümüze kadar hamam olarak kullanılan Eğdemir hamamı bugüne kadar birkaç kez tadilat gördüğü belirtiliyor.

  • Kayıp İki Çocukla İlgili Hala Bir İze Ulaşılamadı

    AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, Tokat’ın Reşadiye ilçesinde kayıp iki çocuğu arama çalışmalarına ilişkin, “Şu ana kadar ulaşabildiğimiz somut, elle tutulur, gözle görülür herhangi bir kanıta ulaşabilmiş değiliz” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Coşkun Çakır, 3 gün sürecek olan Tokat programı kapsamında bir dizi ziyaretlerde bulundu. İlk olarak Tokat Valisi Cevdet Can’ı makamında ziyaret eden Çakır’a, AK Parti Tokat İl Başkanı Metin Polat, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ahmet Bay ile il ve ilçe yönetimi eşlik etti. Burada basın mensuplarının Kocaeli’de 19 akademisyenin gözaltına alınması ile ilgili sorularına cevap veren Çakır, yapılan bildirinin bir akademik bildiri olmadığını ifade ederek, “Bu tek taraflı, önyargılı, planlanmış, daha evvel bir yerlerde dizaynı yapılmış, arkasından da bir avuç insan tarafından ortaya konulmuş bir metnin adıdır. Onun için ben buna akademik bildiri diyemiyorum bir akademisyen olarak. Eğer o arkadaşlar halen adaletten, hakkaniyetten, eşitlikten, özgürlükten dem vuruyorlar ise yapacakları şey ortaya şöyle bir metot koymalılar. Var olan problemin ülkemizi yaktığını, terör örgütünün hızlı bir şekilde silahları bırakması gerektiğini, hendekleri kapatması gerektiğini söylemesi gerekir. Şu anda bu akademik bildiri topluma bir mesaj vermek bir kenara dursun, toplumda var olan bu problemi besleyen, irite eden, kaşıyan bir yaklaşım olmuştur. Buna dolayısı ile çıkıp ta hiçbir Allah’ın kulu akademik metin diyemez” diye konuştu.

    19 AKADEMİSYENİN GÖZALTINA ALINMASI

    Çakır, 19 akademisyenin gözaltına alınmasının teknik ve hukuki bir konu olduğunu ifade ederek, “Yani insanlar yaptıkları ve söylediklerinden sorumludur. Ne akademisyenler, ne siyasetçiler bundan müstesna değildirler. 78 milyon ferdin hepsi yaptıkları ve söylediklerinden sorumludur. İster vali, milletvekili, siyasetçi, gazeteci, profesör olsun hiç fark etmez bu. Çünkü kanun dediğimiz, eşitlik dediğimiz şey böyle bir şeydir. Milletvekilinin sadece kürsüsünde yasama dokunulmazlığı vardır, onun dışında da yoktur. Bazı meslekler, isimler, unvanlar bize suç işleme özgürlüğü mü verecek? Suç işleme özgürlüğü diye bir şey olabilir mi? Öyleyse öğretim görevlisi arkadaşlarımızdan herhangi biri, diğeri gibi söylediklerinde bir suç unsuru varsa yargı bunun takibini yapar, gözetir, ondan sonra da suçu neyse ortaya koyar” dedi.

    REŞADİYE’DE KAYBOLAN ÇOCUKLARDAN HİÇBİR İZ YOK

    AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, Reşadiye ilçesinde 18 gündür kayıp olan 5 yaşındaki Dursun Kağan Taşçı ile 8 yaşındaki Bayram Erol’un bulunması için devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın bilgisi dahilinde çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden Çakır, “İnşallah umut ederiz ki çocukları canlı olarak bulabilelim. Canlı olarak bulamayacaksak cesetlerine ulaşalım. Bu konuyu Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve İçişleri Bakanımız bu konuya olağanüstü özen gösteriyor. Bu bir lütufta değil, esasen devletin temel görevidir. Reşadiyeli olması değil, Türkiye’nin herhangi bir yerinde böyle bir olaya karşı olağanüstü bir titizlikle yaklaşılması gerektirir” diye konuştu.

    “ÇOK ÖZEL BİR SORUŞTURMA YAPILIYOR”

    Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde havadan, karada ve suda yapılan çalışmaların dışında özel bir ekibin soruşturma yürüttüğünü ifade eden Çakır, “Asayiş masasında son derece özel bir ekip çok sıkı bir çalışma yürütüyor. Şuanda biz başka ihtimalleri de değerlendiriyoruz. İlk günler eldeki verilere görüntüler doğrultursun da Kelkit Çayı’nda yoğunlaşılarak çalışma yapıldı” diye konuştu.

    ÇOCUKLARIN AYAKKABISI BULUNDUĞU İDDİASI

    Bazı basın yayın organlarında çocuklara ait bir ayakkabının bulunduğu haberiyle ilgili değerlendirmede bulunan Çakır, konuyu suistimal edenlerin olduğunu belirterek açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Hocam bize bir 500 bin verin işte bulalım’ gibi yaklaşımda olanlar var. İnsani bir faaliyet yapıyoruz, bu gibi şeylere itibar etmememiz lazım. ’Rüyamda gördüm orada’. Ya rüya görüyor adam yurt dışındaki rüyasında ’kumların orada gördüm’ diyor. Böyle bir iş olur mu, ciddi bir iş yapıyoruz, arama yapıyoruz. Dalgıçlar, köpekler, jandarma, özel arama kurtarma ekipleri var. Yani cincilerle mincilerle uğraşmaya başladık arkadaşlar. Birisi çıkıyor televizyona ’Ankara’da gördüm’ diyor. Medya etiği diye bir şey var. Orada aileler var, anne ve babalar var. O insanlara bir ümit veriyorsunuz. ’Rüyamda gördüm’ diyerek o insanların duyguları ile oynayabilir misiniz? Doğrusunu söylemek gerekirse, hakkaniyetli çok hoş bir durum değil. Keşke somut bir şeyler bir ayakkabı, bir elbise bulsak onun üzerine gitsek. Şu ana kadar ulaşabildiğimiz somut elle tutulur gözle görülür herhangi bir kanıta ulaşabilmiş değiliz.”

    Vali Cevdet Can ise, her ihtimalin değerlendirildiğini ve olayın faili meçhul kalmayacağını kaydetti.

    AK Partili Çakır, Vali Can’ı ziyaretinin ardından Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu’nu makamında ziyaret etti.

  • Görülme Ve Ölüm Oranı Düşse De Verem Dünya İçin Hala Büyük Tehlike

    Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2015 Raporu’na göre, verem (tüberküloz) hastalığının dünya genelindeki görülme ve ölüm oranı düşse de halen çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Kemik, “2014 yılında dünya genelinde 9,6 milyon yeni vaka ve 1,5 milyon tüberkülozdan ölüm olduğu tahmin edilmektedir” dedi.

    Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, ‘69. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası’ dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, halkı verem hastalığına karşı uyardı. Veremin, hava yolu ile bulaşan bakteriyel bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Kemik, veremin, insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olmasına rağmen halen tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini koruduğuna işaret etti.

    “2014’TE DÜNYADA 1,5 MİLYON TÜBERKÜLOZDAN ÖLÜM OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR”

    Dünyada ve Türkiye’de veren vakalarına ilişkin rakamsal verileri paylaşan Kemik, “DSÖ Küresel Tüberküloz 2015 Raporu’na göre, dünya genelinde tüberküloz görülme oranı, sıklığı ve ölüm oranları düşmektedir. Buna rağmen küresel tüberküloz yükü halen çok yüksektir. 2014 yılında dünya genelinde 9,6 milyon yeni vaka ve 1,5 milyon tüberkülozdan ölüm olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye genelinde 2005 yılında verem savaş dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz vaka sayısı yaklaşık 21 bin iken, 2014 yılında vaka sayısı 13 bin 378’e düşmüştür” ifadelerini kullandı.

    Tüberküloz vakalarının, özellikle de bulaştırıcılığı en fazla olan yayma akciğer tüberkülozu vakalarının (balgamında verem mikrobu tespit edilmiş vakalar) başarı ile tedavi edilmesinin, tüberküloz kontrolünde en önemli noktalardan biri olduğunu vurgulayan Dr. Kemik, vereme yakalananların aileleri ve diğer temaslılarının da verem savaş dispanserlerine davet edilerek kontrol edildiklerini dile getirdi. Bulaştırıcı olan hastaların yakın çevresindekilere koruyucu ilaç verildiğini, hasta olduğu tespit edilenlerin ise tedavilerine başlandığını kaydeden Kemik, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: “Verem hastalığının genel belirtileri arasında halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi, çocuklarda kilo alamama, akciğer tüberkülozunda öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı ve nefes darlığı şikayetleri görülebilmektedir.”

    “UZUN SÜREN ÖKSÜRÜKTE VEREMDEN ŞÜPHELENİLMELİ”

    İki-üç haftadan uzun süren öksürük görülmesi durumunda veremden şüphelenilmesi gerektiğinin altını çizen Kemik, “Bu tür şikayetleri olanların en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir. Çocukları veremden korumak için doğumdan 2 ay sonra BCG aşısı uygulanmaktadır. Verem aşısı Aile Sağlığı Merkezlerimiz ve Toplum Sağlığı Merkezlerimiz Verem Savaş Dispanseri Birimlerinde (VSD) ücretsiz olarak yapılmaktadır. Toplumu veremden korumanın en etkili yolu ise bulaştırıcı verem hastalarının erkenden bulunması ve tedavi edilmesidir. Ülkemizde verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Tüberküloz ve dirençli verem hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek tüberküloz ilaçları, Bakanlığımızca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara verilmek üzere sağlık kuruluşlarına dağıtılmaktadır” dedi.

    Veremin hava yoluyla bulaşan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu kaydeden Dr. Kemik, veremden korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri de söyle sıraladı: “Erken tanı, doğru ve etkin tedavi ile hastalıktan korunmak mümkündür. Verem hastalığından korunmak ve sevdiklerimizi korumak için bazı kurallara dikkat etmemiz gerekir. Öksürürken mutlaka ağzınızı kapatınız. Kullandığınız mendilleri çöp kutusuna atınız. Ellerinizi sabunla yıkayınız. Bulunduğunuz ortamı havalandırmaya özen gösteriniz. Verem hastalığının belirtilerini hissettiğinizde en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Verem tedavisi gören bir kişi, ilaçlarını belirli bir süre düzenli olarak kullandığında hastalığın bulaştırıcılığı ortadan kalkar. Düzenli tedavi olmayan hastalar ilaca dirençli hale gelir ve hastalığı ilaca dirençli olarak bulaştırırlar.”