Etiket: hakları

  • Erzurum’da ’Çocuk Hakları Durağı’ açıldı

    Erzurum’da ’Çocuk Hakları Durağı’ açıldı

    Dünya Çocuk Hakları Günü etkinlikleri Erzurum’da düzenlenen etkinliklerle kutlanırken, Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan bir durağa ‘Çocuk Hakları Durağı’ ismi verildi.

    Etkinlik kapsamında Çocuk Hakları Durağı ismi verilen durağın açılış törenine Erzurum Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemil İlbaş, Çocuk Hakları Konseyi üyesi çocuklar ve vatandaşlar katıldı.

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemil İlbaş burada yaptığı konuşmada, “Çocuk hakları, dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, yaşama, barınma, güvenlik gibi temel haklardır. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 196 ülkenin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. 20 Kasım 1989 yılından bu yana dünyada, 1995 yılından itibaren de ülkemizde kutlanan bu özel gün Bakanlığımızın bünyesinde ayrı bir önem taşımaktadır” dedi.

    Erzurum’da Çocuk Hakları gününde farkındalık oluşturmak amacıyla, Erzurum Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan iki durağın Bakanlık tarafından “Çocuk Hakları Durağı” olarak dönüştürüldüğünü dile getiren İlbaş, “Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim. Tüm çocukların haklarına kavuştuğu bir dünya ve bir ülke temenni ediyoruz. Kendilerinden dünyayı emanet olarak aldığımız çocukların, toplumun en temel özel unsurları olduğu bilincindeyiz” diye konuştu.

    Erzurum Çocuk Hakları Konseyi Kız Temsilcisi Esma Özpolat ise, “Bugün burada, biz çocukların gününde sahip olduğumuz haklarımızın farkındayız. Çocuk Hakları Duraklarımızın açılışı için toplandık. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü münasebetiyle tüm çocukların haklarına bütünüyle kavuştuğu bir dünya temenni ediyoruz. Herkesi bu göreve davet ediyoruz. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde bir çocuk olarak bizlere aile olan büyüklerime ve biz çocuklara şefkat nazarıyla bakan devletime teşekkür ediyorum. Çocuk Hakları Günümüz kutlu olsun” dedi.

    Konuşmalardan sonra Dünya Çocuk Hakları Durağı olarak belirlenen durak kurdele kesiminden sonra açıldı.

  • Vali Memiş’ten Çocuk Hakları Günü kutlama mesajı

    Vali Memiş’ten Çocuk Hakları Günü kutlama mesajı

    Erzurum Valisi Okay Memiş, Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı.

    Vali Memiş, mesajında şu ifadelere yer verdi:

    “Çocuk hakları, dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma fiziksel ve psikolojik sömürüye karşı korunma gibi haklardan oluşmaktadır. Dünya çocuklarına daha iyi bir yaşam sunmak için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen “Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi” ayrım gözetmeden her çocuğun sahip olduğu hakları sıralamakta ve güvence altına almaktadır. Bu sözleşmeye taraf ülkeleri yükümlülük altına sokarak, çocuklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için ülkeler arasında dayanışma ve işbirliğine imkân sağlamaktadır. Türkiye bu sözleşmeyi 1990 yılında imzalamış ve iç hukukun bir parçası haline getirmiştir. Sözleşmenin kabulü olan 20 Kasım her yıl ’’Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak tüm dünyada kutlandığı gibi ülkemizde de kutlanmaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin altına imza atan ilk devletlerden biri olan ülkemiz, çocuklara büyük önem vermektedir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Yüce Meclisin açılış gününü çocuklara bayram olarak hediye etmesi ve bu anlamlı günün halen dünyada kutlanan tek çocuk bayramı olması bunun en önemli göstergesidir. Yüce Allah (C.C), çocukları evliliğin bir meyvesi olarak insanoğluna ihsan etmiştir. O nedenle, milletlerin geleceği çocukların iyi yetişmesine, milli ve manevi değerlere daha çok önem vermesine bağlıdır. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız, bizlerin en önemli varlık kaynağıdır. Her çocuk öncelikle sağlık, eğitim ve diğer tüm imkânlardan yararlanma, barış dolu bir dünyada hayatın tüm güzelliklerini yaşama hakkına sahiptir. Dünyamızın ümidi, geleceğimizin teminatı, hepsi birer nadide çiçek olan gözbebeğimiz çocuklarımızı tehlikelerden ve zararlı alışkanlıklardan koruyarak, gelişmelerine ortam hazırlamak idealimiz olmalıdır. Dünyayı sevgi ve barış ortamına çevirmek tüm ülkelerin ve insanların gönüllü ve en samimi gayretleriyle mümkün olacaktır. Tüm haklarını sonuna kadar kullanabilen ve iyi yaşam şartlarında hayatlarını sürdüren çocuklarımızın yanında, sokaklarda yaşayan ve zararlı alışkanlıklar edinen sahipsiz çocuklarımız da bulunmaktadır. El ele vererek, çocuklarımızın bu ortamlardan çıkarılması, topluma kazandırılması, ülkeye ve insanlığa yararlı bireyler olarak yetiştirilmesi, hepimizin ortak sorumluluğu hatta ödevi ve görevidir. Barışın hâkim olacağı, savaşların olmayacağı, sevgi dolu bir ortamda, sevgiyle büyüyen çocuklarımız, dünyaya sevgiyle bakacak, çevresine sevgi verecek ve doğal olarak sevgiyle karşılık bulacaktır. Çocuklarımızın, şiddetten, açlıktan, kötü alışkanlıklardan, kinden ve nefretten uzak yaşayabileceği bir dünyanın, tüm ülkelerin gönüllü gayretleriyle kurulabileceğine yürekten inanmaktayım. Başta eğitim olmak üzere, sağlık ve barınma sorunu olmayan, her türlü istismardan korunmuş, üreten, özgüveni olan, düşünen, çevresi ile barışık olumlu iletişim kuran ve kendini çağın tüm gerekleriyle donatıp geliştirmiş, geçmişini unutmayan ve geleceğe ümitle bakan çocuklar yetiştirmek için çaba gösteren milletler, gelişmelerini sürdürerek geleceğe güvenle bakabilmektedir. Bu nedenle, öncelikle ebeveynlerimizin, öğretmenlerimizin çocuklarla ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızın yegâne görevi, bu genç dimağlara dürüstlüğü, çalışkanlığı, sevgiyi, saygıyı, milli ve manevi bütün değerlerimizi, bıkmadan, usanmadan yüksek bir idealite ile öğretmek ve zihinlerine yerleştirmektir. Bu güzel hasletleri başarabildiğimiz takdirde geleceğimize umutla bakabilmenin milletçe gurur ve onurunu kaşıyacağız. Bu duygu ve düşüncelerle Dünya Çocuk Hakları Günü ’nü kutluyor, tüm çocuklarımızın gözlerinden öpüyor, daha sağlıklı, günlerle birlikte sevgi ve barış dolu bir yaşam diliyorum.”

  • Doğu Biga Madencilik: “Ruhsat hakları ile ilgili şirketimizin bütün hakları devam etmektedir”

    Doğu Biga Madencilik: “Ruhsat hakları ile ilgili şirketimizin bütün hakları devam etmektedir”

    Çanakkale’de altın ve gümüş madenciliği alanında faaliyette bulunan Doğu Biga Madencilik A.Ş, yazılı bir açıklama yaparak, maden kanunu tarafından düzenlenen ruhsat hakları ile ilgili şirketin bütün haklarının devam ettiğini açıkladı.

    Konuya ilişkin şirketten yapılan yazılı açıklamada; “Doğu Biga Madencilik San. Tic. A.Ş Türkiye Cumhuriyeti kanun ve mevzuatlarına uygun şekilde kurulmuş bir Türk şirketidir. Tüzel kişiliğe haiz olup Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anayasasının güvencesi altındadır. Maden kanunu tarafından düzenlenmiş olan ruhsat hakları ile ilgili şirketimizin bütün hakları devam etmektedir. Şirketimizin hedefi, maden kanunun ruhsat sahiplerine yüklemiş olduğu bütün yükümlülükleri yerine getirerek, bu yer altı kaynağını kanunda belirtildiği şekil ve sürdürülebilir madencilik ilkeleri doğrultusunda ekonomik ve sosyal kalkınmayı çevre koruma ile bütünleştirerek Türk toplumunun faydasına uygun bir şekilde işletmektir. Şirketimizin bulup geliştirdiği bu yer altı kaynağı ile ilgili amacında ve hedefinde hiç bir değişiklik söz konusu değildir. Şirketimiz, ne tahkim süreci içerisine girmiş ne de başka bir hukuki yola başvurmuştur. Faaliyetlerini devam ettirmekle ilgili olarak birinci otorite kurum olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile MAPEG’in temdit işlemlerini tamamlamasını beklemektedir” denildi.

    “Maden ruhsatı haklarımız çerçevesinde hiçbir değişiklik söz konusu değildir”

    Türkiye kanunları ve yönetmeliklere göre çalıştıklarını da kaydeden şirket, ruhsatla ilgili rutin temdit işlemlerinin devam ettiğini belirtti. Açıklamanın devamında; “Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve ilgili mevzuatına sonuna kadar bağlı olan şirketimiz, Orman Bakanlığı tarafından yürütülen bu işlemlere, kanun ve yönetmeliklerin öngördüğü şekilde harfiyen uymaktadır. Bu işlemlerden kaynaklı hiçbir tazminat ödenmesi söz konusu değildir. İlgili mevzuat gereği işlemler neyi gerektiriyorsa o yapılmaktadır. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki; bizim sahadaki varlığımız tamamen maden kanunu sayesinde, şirketimizin uhdesindeki maden ruhsatına dayanmaktadır. Bu maden ruhsatı ile ilgili haklarımız çerçevesinde hiç bir değişiklik söz konusu değildir. Ruhsatın temdit edilmemesi diye bir şey söz konusu değildir. Ruhsatla ilgili rutin temdit işlemleri devam etmektedir. Şirketimizin yatırımcısı ve hisselerinin yüzde 100’üne sahip olan Alamos Gold. Inc şirketi, Kanada merkezli ve halka açık bir şirkettir. Bu şirket 2010 yılında pek çok değişik ülkede yürüttüğü faaliyetlerle sağlamış olduğu tasarrufu Türkiye’de değerlendirme kararı almış bir yabancı yatırımcıdır. Türkiye’yi güvenilir bir yatırım ülkesi olarak görmüş, 2010 yılından bu yana ülkemizdeki yatırımlarına devam etmiştir. Alamos Gold Inc. Şirketinin Türkiye’ye olan güveninde hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Alamos Gold Inc. Şirketi, halka açık bir şirket olmasından dolayı tüm hissedarlarına karşı sorumludur. Sadece Doğu Biga Madencilik üzerindeki değil tüm dünyadaki varlıklarının üzerinde herhangi bir ticari tasarrufta bulunması halinde, bunları şeffaf ve açık bir şekilde kamuoyunu aydınlatma açıklamaları ile tüm kamuoyu ve özellikle hissedarlarıyla paylaşma yükümlülüğü altında olan bir şirkettir. Bu vesile ile haberde yer alan, şirketimizin maden ruhsatlarının satışına dönük olarak yapılan haber asılsızdır, gerçek dışıdır. Bu ve benzer asılsız haberlerin neden olacağı bizim ve hissedarlarımızın uğrayacağı zararlara ilişkin tüm yasal haklarımızı saklı tuttuğumuzu beyan ederiz. Şirketimizin madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak son bir yıldır belli mecralar tarafından bilinçli ve sistematik bir karalama kampanyasına maalesef maruz kalmaktayız. Kamuoyunun bilmesini isteriz ki faaliyetlerimiz tamamen Türkiye Cumhuriyeti’nin faydası ve çıkarları gözetilerek oluşturulan maden kanunu ve mevzuatı çerçevesinde yürütülmektedir. Bu çerçevede, şirketimiz Doğu Biga Madencilik San. Tic. A.Ş tüm kamuoyuna geçmişte olduğu gibi bir kez daha dünyada ulaşılan en ileri seviyede -ki bu ’sektörel en iyi uygulamalar’ ve ’mevcut uygulanabilir en iyi teknoloji’ olarak tanımlanmaktadır- madencilik faaliyetinde bulunacağını taahhüt etmiştir. Bu taahhüdümüzün somutlaşmış şekli MAPEG’e sunmuş olduğumuz ve otorite kurum olarak MAPEG tarafından onaylanan projemizdir. Projemizde, aynı zamanda çevresel, sosyal ve görsel etkiler de olabilecek en iyi şekilde değerlendirilmiş ve bu etkilere karşı alınan tedbirler yer almıştır. Bu tedbirler, Çevre Bakanlığımızın ÇED mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmiş ve onaylanmıştır. Buna bağlı olarak alınan izinlerin bir sonucu olan madenin keşfedilmiş olduğu orman sahası ile ilgili ‘orman izni’ 2016 yılında alınmış o tarihten itibaren şirketimiz tüm yükümlülüklerini harfiyen yerine getirmiştir. Bu durum Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Orman Bakanlığı tarafından yapılan inceleme ve denetim raporlarıyla sabittir. İlgili orman arazisinin maden kanunumuzda da açıkça belirtilen yer altı kaynaklarının toplum refahına sunulması ile ilgili kamu yararına faaliyet olmasından kaynaklanan geçici kullanım hakkı şirketimize verilmiştir. Burada geçici ifadesini özellikle vurguluyoruz. Bu alan şirketimiz tarafından maden üretiminin gerçekleştirilip bitirilmesini müteakip yine şirketimizin resmen taahhüdü şeklinde ilgili resmi makamlara verilmiş raporlarında belirttiği üzere yeniden doğaya kazandırılarak orman için iade edileceği de açıktır. Bu iade biyoçeşitlilik yönetim ve aksiyon planları doğrultusunda gerçekleştirilecektir. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının sahanın geçici olarak madencilik faaliyetleri için tahsis edilmesi ile ilgili toplumun ortak faydasına dayanan kararında hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Bu yer altı kaynağı ülkemizin toplam yer altı kaynakları envanterine girmiştir. Kamuoyunun hiç bir şüphesi olmasın ki; bu yer altı kaynağı mutlaka çevreye, insana biyoçeşitlilik ve ekosisteme duyarlılık önkoşulu ile işletilecek ve toplumun refahına sunulacaktır. Bu kapsamda her iki Bakanlık arasında şirketimizin projesine dayalı olarak sahanın madencilik faaliyetleri için kullanılmasına dönük irade hala devam etmektedir. Habere konu mevzu ise tamamen mevzuattan kaynaklanan geçici bir uygulamadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında madenin temdit edilmesi ile ilgili sürecin uzamasından dolayı, bir anlamda Orman ve Maden mevzuatının arasında uyuşmazlıktan dolayı, süre aşımından kaynaklı Orman Bakanlığının bir tasarrufu söz konusudur. Şirket olarak bu uyumsuzlukla ilgili görüşlerimizi ilgili makamlarla paylaşmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanunlarına ve ilgili mevzuatına saygımız gereği geçmişte nasıl tüm kanun ve mevzuatların gereğini yerine getirdiysek şimdi de aynı şekilde bunu yerine getireceğiz. Bu vesile ile uygulamanın hak kayıplarına yol açtığını tüm kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Ancak bu ülkemize olan sadakatimiz, yasa ve yönetmeliklerin gerekliliklerine uygunluk taahhüdümüz ve devletimize olan saygımız gereği bu durumun da gereğini yerine getirmekten imtina etmedik, etmeyeceğiz” ifadelerine yer verildi.

    “Şirketimizin devletten tazminat aldığına dair ifade gerçek dışıdır”

    Doğu Biga Madencilik A.Ş.’nin yaptığı yazılı açıklamanın devamında; “Kamuoyu ile paylaşmak isteriz ki; Haberde şirketimizin maden ruhsatı ile ilgili satışına dönük ifadeler tamamen gerçek dışıdır, yalandır. Şirketimizin uluslararası tahkim gereği devletten tazminat aldığına dair ifade gerçek dışıdır. Sahada Orman Bakanlığının yaptığı, tamamen mavzuattan kaynaklı bir uygulamadır. Mevzuatta yapılacak olan işlemler açıkça belirtilmiştir. Şirketimizin mevzuatla ilgili hakları ve yükümlülükleri de şüpheye mahal bırakmayacak şekilde yer almaktadır. Her zaman olduğu gibi haber kaynağı ve haber maalesef Şirketimizle ilgili olarak bu durumu da bir karalama aracı haline dönüştürmüştür. Bundan son derece müteessiriz. Saygın medya kuruluşlarımızın, değerli STK’larımızın maksadının ne olduğunu hala anlayamadığımız ve Şirketimize dönük olarak bir ortaçağ zihniyetinin uzantısını anımsatan bu ötekileştirme, günah keçisine çevirme, odak haline getirmeye dönük saldırgan tutumuna maruz kalmaktayız. Doğu Biga şirketi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunun bilincindedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasanın çerçevesini çizdiği kanunlarla yönetilir. Türkiye Cumhuriyeti, kara propaganda karşısında anayasa ile güvence altına alınmış gerçek ve tüzel kişilerin haklarını korur ve onların mağdur edilmesine asla izin vermez” denildi.

  • ESOGÜ hastanesi hasta hakları biriminden Hasta Hakları Günü mesajı

    ESOGÜ hastanesi hasta hakları biriminden Hasta Hakları Günü mesajı

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Hasta Hakları Birimi ‘26 Ekim Hasta Hakları Günü’ dolayısıyla bilgilendirmede bulundu.

    Hasta Hakları Birim sorumlusu Esin Gökalp, her yıl 26 Ekim Hasta Hakları Günü dolasıyla hastanede yapılan hasta ziyaretlerinde hastaların haklarından ve sorumluluklarından bahsederek bilgilendirici el broşürleri dağıttıklarını, ancak bu yıl pandemi dönemi dolasıyla etkinlik yapamadıklarını belirtti. Hastaların hizmetten genel olarak faydalanma, eşitlik içinde hizmete ulaşma, bilgilendirme, kuruluşu seçme ve değiştirme, personeli tanıma, seçme ve değiştirme, bilgi isteme, mahremiyet, rıza ve izin, dini vecibelerini yerine getirebilme, saygınlık görme, rahatlık, ziyaret, refakatçi bulundurma, müracaat, şikayet ve dava hakkı, sürekli hizmet, düşünce belirtme, reddetme ve durdurma ve güvenlik hakları olduğunu söylerken ESOGÜ Hastanesi’nde Hasta Hakları Biriminin uygulamaların planlanması, koordinasyon edilmesi, denetlenmesi, geliştirilmesi amacıyla kurulduğunu ifade etti.

    Hasta Hakları Birim sorumlusu Esin Gökalp, “Birimin amacı, sorunların yerinde çözümlenmesidir; hastaların herhangi bir mağduriyet ile karşılaştıklarında ekip olarak güler yüzlü, empati kurarak başvuruları mümkün olduğunca yerinde çözmeye çalışmaktayız. Aynı zamanda hasta ve hasta yakınlarının da hastane kurallarına uymaları gerekmektedir. Hastalarımız elektronik posta, öneri kutuları, telefon, şahsen müracaat yoluyla başvurabilirler. Birime iletilen bütün başvuru, öneri ve teşekkürler değerlendirilir ve bu doğrultuda elde edilen bilgiler hastalarımıza daha kaliteli bir hizmet verebilmek amacıyla hastane hizmetlerinin geliştirilmesinde kullanılır” dedi.

  • İçişleri Bakanı Soylu: “Bizim sarılacağımız tek şey hukuk. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir şubesi mi? AİHM ne yapıyor? Bu kadar Batıcılık hayranlığı ülkemizin en büyük sorunudur. Bizim medeniyetimizin fikri caridir. Biz doğrusunu yapalım, doğrusunu beraber gerçekleştirmeye çalışalım.“

    İçişleri Bakanı Soylu: “Bizim sarılacağımız tek şey hukuk. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir şubesi mi? AİHM ne yapıyor? Bu kadar Batıcılık hayranlığı ülkemizin en büyük sorunudur. Bizim medeniyetimizin fikri caridir. Biz doğrusunu yapalım, doğrusunu beraber gerçekleştirmeye çalışalım.“