Etiket: Hakkında

  • Salihli OSB’deki çalışmalar hakkında Vali Deniz’e bilgi verildi

    Salihli Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Müteşebbis Heyeti, 2019 yılının ikinci toplantısını Manisa Valisi Ahmet Deniz başkanlığında gerçekleştirdi.

    Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Toplantı Salonu’nda Vali Ahmet Deniz başkanlığında gerçekleştirilen 2019 yılının ikinci müteşebbis heyet toplantısına, Kaymakam Mehmet Kamil Sağlam, Belediye Başkanı ve aynı zamanda OSB Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kayda, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yüksel ile müteşebbis heyet üyeleri katıldı.

    Salihli Organize Sanayi Bölgesi faaliyetlerinin yanı sıra 1. etap ve 2. etap OSB’de devam eden çalışmalar ile endüstriyel nitelikli atıksu arıtma tesisi hakkında Vali Deniz’e bilgi verildi.

    Salihli Organize Sanayi Bölgesine ait idari bina ve sosyo kültürel etkinlik merkezi yapım işinin de görüşüldüğü yılın ikinci toplantısı, dilek ve temenniler ile son buldu.

    Vali Deniz, inceleme gezisinde bulundu

    Öte yandan Salihli OSB müteşebbis heyet toplantısı sonrası Vali Ahmet Deniz, Salihli İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesine yapılan suni çim futbol sahası ile Necip Fazıl Kısakürek Sosyal Bilimler Lisesi Kapalı Spor Salonu’nda incelemelerde bulundu. Vali Deniz’e inceleme gezisinde Kaymakam Mehmet Kamil Sağlam, Belediye Başkanı Zeki Kayda, Manisa Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Yunus Öztürk, İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Oktay Ayaz, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsa Dilek ile beraberindeki müdürler eşlik etti.

  • Danimarkalı parti lideri hakkında ırkçılık suçundan iddianame

    Danimarkalı parti lideri hakkında ırkçılık suçundan iddianame

    Danimarkalı aşırı sağcı Stram Kurs Partisi lideri Rasmus Paludan hakkında savcılık, ırkçılık suçundan iddianame hazırlandığını kamuoyuna duyurdu.

    Danimarkalı aşırı sağcı Stram Kurs Partisi lideri Rasmus Paludan, ırkçı eylemleriyle Afrikalıları ve Orta Doğuluları üçüncü sınıf insan olarak tanımlamasıyla biliniyor. Kopenhag Savcılığı, Paludan hakkında ırkçılık suçundan iddianame hazırlandığını duyurdu. Paludan, uzun süredir Müslümanların yaşadığı kenar mahallelerde polis koruması İslam dinine ve Müslümanlara ağır hakaretler ve küfürler sarf edip videoya kaydederek sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.

    Paludan, Müslümanların yoğunlukta olduğu bir eylem sonrasında da Kur’an-ı Kerim yakmış ancak bölgedeki halk provokasyona gelmeyerek gerginliği artırmamıştı. Paludan’in düzenlediği ırkçı eylemlerine karşılık Müslüman gençler, halka ve Paludan’ı koruyan polislere tatlı ve içecek ikramında bulunarak ülke halkının takdirini topluyor. Danimarkalılar da, polisin Paludan’e lojistik destek verip koruma sağlamasına tepki gösteriyor.

  • Kastamonu’da Alacak Sigortaları hakkında toplantı gerçekleştirildi

    Kastamonu’da Alacak Sigortaları hakkında toplantı gerçekleştirildi

    Kastamonu’da banka yetkilileri ve sigorta acentelerine yönelik Alacak Sigortaları ile ilgili bir toplantı gerçekleştirildi.

    Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde Halk Sigorta tarafından banka yetkilileri ile acente sahiplerine Alacak Sigortaları hakkında eğitim ve sunum gerçekleştirildi. Toplantıya KATSO Başkanı Oğuz Fındıkoğlu, Ankara Bölge Müdürlüğünden Bölge Müdürü Mehmet tunç Kastamonu Bölge Sorumluları Hidayet Tamer Arslan, Sena Sezen Sis ile Genel Müdürlük Alacak Sigortaları Yöneticisi Fehmi Gökhan Gürsoy katıldı.

    Toplantıda konuşan KATSO Başkanı Oğuz Fındıkoğlu ise “Türkiye’de ilk defa Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası olarak startını verdiğimiz çalıştayı başlattık. İlk defa Ankara’da yapılan toplantının ardından öncülük yapmak istedik. Şartlarda inşallah uygun olur. Programımıza teşrif edenlere teşekkür ediyorum, hayırlı çalışmalar diliyorum” dedi.

    Halk Sigorta Ankara Bölge Müdürü Mehmet Yıldıray Tunç, “Alacak sigortası bu sene ilk defa bizimle başladı. Ticari alacak sigortası çok yeni değil ama KOBİ’ye destek ve teminat vermesi açısından ilktir. Devletin arkasında olması ve devletin desteklemesi çok önemli. Tüm KOBİ’lerimizin vadeli satışlarını teminat altına alarak ticari alacak sistemini getirmiş olduk. Merkez Halk Sigorta ancak aracılık eden başka şirketlerde var. Tüm hasarlar Halk Sigorta tarafından yönetiliyor. Sistemimiz yeni” ifadelerini kullandı.

    “Belli bir cironun altında poliçe yapılmıyordu”

    Halk Sigorta Alacak Sigortası Departmanı Görevlisi Fehmi Gökhan Gürsoy’da, “3 tane dünya çapında firmamız var. Sadece bu işi yapıyorlar. Başka hiçbir sigorta branşı ile ilgilenmiyorlar. Belli bir cironun altında poliçe yapılmıyordu. Bu rakam yaklaşık 10 Milyon TL. 10 Milyon TL’nin altında kalan firmalar kesinlikle poliçe satın alamıyorlardı. Ürün biraz pahalıdır. Bunun da sebebi havuzun büyük olmamasıdır. Türkiye’de yaklaşık bin adet poliçe vardı. Bu çok düşük bir rakam. 4 bin KOBİ’ye göre bin rakamı çok düşük kalıyor. Avrupa’da 1910’lu senelerden itibaren Alacak Sigortası yapılıyor. Biz maalesef geri kaldık, bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. Şu anda mikro ve küçük işletmelerin daha çok sisteme girebilmesi için 25 Milyon TL ile sınırlandırıldı. 125 Milyon TL kadar yurt içi satışlarının hepsi sigorta yaptırabilecekler. Konumuz tamamen yurt içi satışlardır. Ciroların belirlenmesi sonucunda yurt içi baz alınıyor” şeklinde konuştu.

  • Moskova’da gözaltına alınan Amerikan vatandaşı hakkında yeni gelişme

    Moskova’da 31 Aralık günü Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından Amerikan ajanı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Paul Whelan ile ilgili çalıştığı şirketten açıklama geldi.

    Amerika’nın Michigan eyaletinde otomobil parçaları tedariği alanında çalışan BorgWarner isimli şirket, ABD’li yetkililerin Rus tarafıyla iletişim kurarak olayın açıklığa kavuşturulmasını talep etti. Şirketin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada Paul Whelan’ın şirket çalışanı olduğu teyit edilerek, “Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından 31 Aralık 2018 tarihinde gözaltına alınan Paul Whelan, BorgWarner çalışanı olup, Whelan’ın şu anda şirketin global güvenlik yöneticisi olduğunu doğrulayabiliriz. Sayın Whelan, Michigan, Auburn Hills’deki tesislerimizde ve dünyadaki diğer şirket lokasyonlarında güvenliği denetlemekten sorumludur. Şirketimiz, ABD hükümetine yardımcı olmak için ilgili yetkililerle temas halindedir. Konuyla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığının karşı tarafla iletişimin artarak devam etmesini diliyoruz” ifadeleri kullanıldı.

    Şirketin Rusya’da çalışması yok

    Şirketin bu açıklamasından sonra Rus medyası şirketin çalıştığı ülkeler üzerinde araştırma yaptı. Araştırmaya göre şirketin Rusya’da çalışma yapmadığı belirtilerek, şirketin Brezilya, İngiltere, Macaristan, Almanya, Hindistan, İspanya, İrlanda, İtalya, Kanada, Çin, Meksika, Polonya, Portekiz, Tayland, Fransa, İsveç, Güney Kore ve Japonya’da ofislerinin bulunduğu belirtildi. 1928 yılında kurulan şirketin 1980 tarihinde isim değişikliğine gittiği, şirket bünyesinde çalışan ve Amerikan ajanı olduğu iddia edilen Paul Whelan’ın daha önce ABD Deniz Piyadesi olduğu açıklandı.

  • MHP’li Vekillerden Antep Fıstığı Hakkında Açıklama

    Gaziantep MHP milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, Şanlıurfa MHP milletvekili İbrahim Özyavuz ve MHP Malatya milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, TBMM’de yaptıkları basın açıklamasında Antep fıstığı üreticilerinin sorunları gündeme getirdi.

    Basın açıklamasında konuşan Gaziantep MHP milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, Antep fıstığı üreticilerinin sorunlarına değinerek sorunların çözüme kavuşturulabilmesi için önerilerde bulundu. Milletvekili Taşdoğan, yaptığı açıklamada Antep fıstığı hakkında bilgilendirme yaparak, üreticilerinin sorunlarına dikkat çekti. Bölge üreticilerinin sorunları hakkında çözüm önerilerini de dile getiren “Antepfıstığı binlerce yıldır bu topraklarda yetişen, yüz binlerce insana ekmek kapısı olan ve ülkemizin dünyada daha iyi tanınmasını sağlayan marka değeri ve katma değeri yüksek bir üründür. Ancak antepfıstığı üreticileri, bugüne kadar uygulanan tarım politikaları sebebiyle zor günler yaşamaktadır” dedi.

    Antep Fıstığı Üretiminde Lider Ülke ABD

    Dünyada Antep fıstığı üretiminde lider ülkenin ABD olduğunu belirten Taşdoğan, “Uluslararası Sert Kabuklu ve Kuru Meyve Konseyi’nin verilerine göre; 2015 yılı itibariyle dünyada Antepfıstığı üretiminde lider durumda bulunan ülke İran iken, 2016 yılında lider durumdaki ülke ABD’dir. ABD son zamanlarda üretim ve sulama tekniklerini geliştirmek suretiyle üretim hacmini devamlı artırmış ve İran’a rakip konuma gelmiştir. Ülkemiz ise dalgalı üretim yapısı ile yani halk tabiriyle var yılı, yok yılı, yani rekoltenin yüksek olduğu sezonlarda bu ülkelerin ardından üçüncü sırada yer almaktadır” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemiz fıstığının tadı daha yoğun”

    Türkiye’de üretilen Antep fıstığının tadının daha yoğun olduğunu ve bu yılki Antep fıstığı ihracatında artış olduğuna vurgu yapan Muhittin Taşdoğan, “İran menşeili fıstıkların fiyatı, göreceli olarak daha düşük ve fıstıkların iri taneli ve çıtlak olması İran fıstıklarının dünya çapında talep edilmesine neden olmaktadır. Ancak üretim esnasında oluşan aflatoksin, ithalatçı ülkelerin zaman zaman İran fıstığı ithalatına engel koymalarına neden olmuş ve geçtiğimiz yıllarda özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ile ABD bu konuda ciddi önlemler almaya başlamışlardır. Yüksek üretim maliyetleri rakip ülke ürünleri karşısında pazarlama zorluklarını beraberinde getirmekle birlikte, 2014 yılında Antepfıstığı ihracatımız 42 milyon dolar (2.227 ton) olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlara ambalajlı Antepfıstığı da dahildir. 2015 yılında ise Antep fıstığı ihracatımız bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 79 oranında artış ile 75 milyon dolara (5.087 ton) yükselmiştir. Ülkemiz menşeili fıstıkların daha küçük ve fiyatının yüksek olması, uluslararası pazarlarda rekabetçilik anlamında zorluklarla karşılaşmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte, ülkemiz fıstıklarının tadının daha yoğun olması ve kendine has bir rayihasının olması, uluslararası pazarlarda önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bu bağlamda söz konusu ürünlerin tanıtımında bu özelliğin vurgulanmasının pazarlamada önemli olduğunu düşünmekteyiz” şeklinde konuştu.

    “Mazot ve Gübre Desteği Arttırılmalı”

    Tarım Orman Bakanlığının Antep fıstığı üreticilerine vereceği destek ile sorunların çözülebileceğinin altını çizen Taşdoğan, “Antepfıstığı üretiminde devletin mazot ve gübre desteğinin ürün girdi maliyetlerine göre çok düşük olması, ürün rekoltesinin bilinememesinden dolayı spekülatif söylemlerin artması, ürüne destek verilmediğinden, ürünlerin kayıt altına alınamaması ve fiyat istikrarsızlığının artması, çiftçi kooperatifi ve üretici birliklerinin zayıf olması ve çiftçilerin aracılar karşısında pazarlık gücünün azalması, üretimin planlamadan uzak bir şekilde dağlık ve küçük alanlarda yapılması, tarımsal modern aletlerin üretimde kullanılmaması sonucu istenilen verime ulaşılamaması, depolama maliyetlerinin yüksek oluşu ve pazarlamada yaşanan çeşitli sorunlar antepfıstığı üreticilerinin ve sektörde çalışan işletmelerin karşılaştığı sorunlardan sadece bazılarıdır. Antepfıstığı tarımının sürdürülebilirliği, Antepfıstığı tarımının özendirilmesi, ürün rekoltesinin arttırılması, Tarım ve Orman Bakanlığımızın çiftçilerimize vereceği desteklerle sağlanacaktır. Emek yoğun bir üretim olan tarım sektörü, işçiliğin pahalı olması sebebiyle, en azından verilen mazot ve gübre desteğinin arttırılması, tarımsal modern aletlerin alımının da hibe yoluyla verilebilmesiyle, çiftçilerimize verilecek destekleri çeşitlendirmek ayrıca önemlidir. Yine verim düzensizliğinin giderilmesi amacıyla Antepfıstığı bahçelerimizdeki erkek ağaç eksikliğinin giderilmesi, bu konuda ziraat mühendisleri eliyle Bakanlığımızın yapacağı çalışmalar ve çiftçilerimize vereceği ürün prim desteğinin, çok önemli bir katkı olacağını düşünmekteyiz” diye konuştu.

    “İşçilik Maliyetleri Yüksek”

    Yapılan mazot ve gübre desteğinin yetersiz olduğunu dile getiren Taşdoğan, Bir diğer husus da antepfıstığı üretiminde işgücüne dayalı tarım yapılması ve işçilik maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Yapılan mazot ve gübre desteklemelerin bu maliyetlere oranla düşük kalması üreticileri zor duruma sokmaktadır. Ürüne prim desteği yapılması durumunda bu sorun da önemli ölçüde aşılacaktır. Antep fıstığı tarımı, Gaziantep’te yaşayanlar başta olmak üzere, direkt olarak yaklaşık iki yüz bin kişiye ekmek kapısı olmaktadır. Antepfıstığının önemli bir ihracat kalemi ve kültürel mirasımızın eşsiz bir parçası olduğu düşünüldüğünde bu ürünün tarımsal ürün destekleme programının dışında kalması, izaha muhtaç bir politikadır” dedi.

    “Üreticiler Devlet Desteği Bekliyor”

    Antep fıstığı üreticilerinin devletten destek beklediğini belirten Taşdoğan, Milletin efendisi dediğimiz çiftçilerimiz, köylülerimiz Antep fıstığına devlet desteği bekliyor. Verilecek bu destek Antepfıstığı tarımının sürdürülebilirliğini sağlayacak, üretimde kaliteyi arttıracak, gelirin tüccara değil tabana yayılmasını sağlayacak önemli bir aşamadır. Bu alacağımız kararla, kayıt dışı ekonominin önüne geçilerek, Devletimizin mali disiplinine de ayrıca katkı yapacaktır. Devlete yaptığı katkılar, Devletin ödeyeceği destekten kat ve kat fazladır” ifadelerini kullandı.

    “Ürünler Kayıt Altına Alınmalı”

    Kayıt altına alınan Antep Fıstığı miktarın 72 bin ton olduğunu bununda üretimin yüzde 30’una denk geldiğini belirten Taşdoğan, Şu anda kayıt altına alınan miktar 72 bin ton’dur. Buda Yüzde 30’una denk gelir. Dolayısıyla kayıt altına alınamayan 168 bin ton ürün vardır. Bu da, Yüzde 70’ine denk gelir. Şimdi bu rakamlara göre kayıt dışılıktan doğan vergi kaybımızı hesapladığımızda 698 milyon 880 bin TL vergi kaybımız oluşmaktadır. Destekleme olarak kg başına 2 TL vereceğimizi düşündüğümüzde; Çiftçilerimize ödenecek tutar 480 Milyon TL dir. Kayıt dışı Ürüne destekleme olarak vereceğimiz toplam tutar:480 Milyon TL’dir. Fakat Vergi kaybımız olan miktar ise: 698 Milyon 880 Bin TL’dir. Vergi kaybımız olan tutar, destekleme olarak vereceğimiz tutardan 218 milyon 880 bin TL daha fazladır. Yani ürünler kayıt altına alındığında, devletin 218 milyon 880 bin TL vergi kazancı oluşmakta, aynı zamanda çiftçilerimiz de 480 milyon TL maddi desteğe kavuşmaktadır. Kayıt altına alacağımız miktarları göz önüne aldığımızda, çiftçilerimizin yüzü gülecek, aynı zamanda Vergi geliri oluşacaktır. Bu desteklemeler Ülkemiz ticaretindeki mali ve ekonomik disipline katkı sağlayacağı gibi bu rakamlarla ticaretin tamamının kayda alınmasıyla ortaya çıkacak olan bir de Gelir Vergisi oluşacaktır. Oluşacak kayıtlı ticaretten devletin alacağı Gelir Vergisi bu hesapların dışında tutulmuştur” diye konuştu.