Etiket: Güvenlik

  • Güvenlik güçleri eksi 10 derecede görevlerini aksatmadan yerine getiriyorlar

    Güvenlik güçleri eksi 10 derecede görevlerini aksatmadan yerine getiriyorlar

    Bitlis’te korona virüs tedbirleri kapsamında hafta sonu başlayan 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlamasında güvenlik güçleri eksi 10 derecede görevlerini aksatmadan yerine getiriyor.

    Türkiye genelinde pandemiyle mücadele kapsamında bugün saat 21.00 itibariyle başlayan sokağa çıkma kısıtlaması Pazartesi sabah saat 05.00’te sona erecek. Kısıtlamanın başlamasıyla polis ekipleri, kentin cadde ve sokaklarında denetimlerini sürdürdü. Vatandaşların kısıtlamaya uymasıyla kentin cadde, sokak ve meydanları sessizliğe büründü.

  • Akademisyenlere siber güvenlik ve ağ güvenliği eğitimi

    Akademisyenlere siber güvenlik ve ağ güvenliği eğitimi

    Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın başkanlığında online olarak gerçekleştirilen Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Eğitim Projesi Sertifika Törenine katıldı.

    YÖK ve CİSCO arasında dijital eğitim alanında 16 Mart 2020’te başlatılan iş birliği sonucunda Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesinde yer alan 24 üniversiteden akademisyenlere siber güvenlik ve ağ güvenliği konularında verilen eğitici eğitimlerinin ilk iki aşaması tamamlandı. Projenin ilk iki fazına katılan 63 akademisyenden 51’i eğitim sürecini başarıyla tamamlayarak sertifika almaya hak kazandı.

    Eğitimlerini başarıyla tamamlayan akademisyenlere yönelik YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın başkanlığında yapılan sanal sertifika törenine, Program Koordinatörü YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, projede yer alan üniversitelerin rektörleri, CISCO yetkilileri ve eğitmen eğitimi programında yer alan akademisyenler katıldı. Toplantıda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, Yeni YÖK olarak yükseköğretimde dijitalleşmeye büyük önem verdiklerini, içinde bulunulan süreçte bunun ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını belirtti.

    YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projemizi 2018’in Aralık ayında başlatmıştık. Dijital yeterliliklerin artırılması amacıyla projenin ilk etabında 20 üniversitemizden 60 binin üzerinde öğrencimize ve 10 binin üzerinde öğretim elemanımıza dijital beceri eğitimi verdik. Bu farkındalık projesi ile sadece üniversitelerimizdeki potansiyeli harekete geçirmeye çalıştık, bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Nitekim geçtiğimiz Mart ayında başlayan ve halen devam eden pandemi sürecinde bu proje kapsamında verilen eğitimlerin önemli ölçüde faydasını gördük. Siber güvenlik ve ağ güvenliği konularındaki eğitim sürecini, eğiticilerin eğitimi olarak planladık. Eğitim alan akademisyenlerimiz üniversitelerindeki diğer akademisyenlere ve öğrencilerimize bu eğitimi aktaracaklar. Özellikle siber güvenlik konusunun içinde bulunduğumuz süreçte ne denli önemli bir alan olduğunu yaşayarak görüyoruz. Dolayısıyla hangi bölümde ya da programda öğrenim görürse görsün tüm öğrencilerimizde siber güvenlik konusunda bir farkındalığının oluşmasının dijital çağın bir gerekliliği olduğunu düşünüyoruz. Rektörlerimizden siber güvenlik eğitimlerini tüm öğrencilerimize yaymanızı istiyoruz” diye konuştu.

    Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs Pandemisi sürecinde dijital eğitimin ön plana çıktığını belirten AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, YÖK, ODTÜ ve CİSCO işbirliği ile gerçekleştirilen Dijital Dönüşüm Eğitim Programını başarılı bir şekilde tamamlayan akademisyenlerin üniversitede öğretim elemanları ve öğrencilere network ve siber güvenlik alanında eğitim verebileceklerini söyledi.

    İlk iki fazda başarılı olan akademisyenlere sertifikalarının sunulmasının ardından projenin 3. Fazının tanıtımı yapıldı. Ocak – Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan 3. fazda yine Anadolu’dan seçilen 30 üniversiteden 90’a yakın akademisyene CİSCO-ODTÜ işbirliğiyle hazırlanan eğitim verilecek.

  • Fransa’da solcu lider Melenchon’dan hükümete “güvenlik yasasını çöpe at” çağrısı

    Fransa’da solcu lider Melenchon’dan hükümete “güvenlik yasasını çöpe at” çağrısı

    Fransa’nın solcu Boyun Eğmeyenler Partisi lideri Jean-Luc Melenchon, hükümete tartışmalı güvenlik yasasını tamamen “çöpe atma” çağrısında bulundu.

    Fransa’da güvenlik yasasına karşı şiddet olayları devam ederken, Fransa’nın solcu Boyun Eğmeyenler Partisi lideri Jean-Luc Melenchon hükümete geri adım atma çağrısında bulundu. “Geri adım atmanın utanılacak bir yanı yok” diyen solcu lider, hükümetin güvenlik yasa tasarısını tamamen çöpe atması gerektiğini ifade etti. Melenchon, “Marsilya’da, Zineb Redouane’nın nasıl öldüğünü daha iyi anlamamızı sağlayan video çekiminin olması ayrıca bir anlam kazanıyor” dedi.

    80’li yaşlarda olan Zineb Redouane, 2 Aralık 2018’de polisin attığı göz yaşartıcı gaz kapsülü ile sert bir şekilde vurulduktan 24 saat sonra hayatını kaybetmişti. Redouane, gösterilerin yapıldığı şehir merkezindeki dairesinin penceresini kapatırken, polisin attığı göz yaşartıcı gaz kapsülü tarafından yaralanmış, kameraların görüntü alması sayesinde durum tespit edilmişti.

    Söz konusu yasanın güvenlik güçlerinin görüntülerinin yayınlanmasının yasaklanmasını içermesine değinen Melenchon, Redouane olayından yola çıkarak görüntü alabilmenin önemine değindi. Melenchon ayrıca, Fransa’nın birçok kentinde devan eden eylemlerden Marsilya’dakine katılacağını duyurdu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu zihniyet milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu zihniyet milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yüreklerinde Türkiye yerine başka mahfillerin sevgisini taşıyanların sıfatları milletvekili bile olsa laf cambazlığıyla bu ülkenin ordusuna bühtan etmesine izin veremeyiz. Türkiye’ye karşı açık düşmanlık besleyenlerle hiçbir sorunu olmayanlar, Azerbaycan ve Katar gibi ülkemize dostluklarını kayıtsız şartsız bir şekilde gösterenlere saldırdıkça saldırıyor” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP’yi eleştirdi. Erdoğan, Bir CHP’li milletvekilinin TSK ile ilgili sözleri ile İstanbul Borsası’nın yüzde 10’luk hissesini Katar’ın almasına ilişkin yapılan eleştirilere de cevap verdi. “Asırlık oyunları bozan, asırlık hesapları alt üst eden, asırlık düzenleri yıkan, zihinlere vurulan asırlık zincirleri kıran Türkiye’ye elbette bunun bedelini ödetmek isteyenler olacaktır” açıklamasında bulunan Erdoğan, ülke ve millet olarak bunların hepsini de göğüslemeye hazır olduklarının altını çizdi. Kendilerini asıl üzenin içeride karşılarına çıkan tuhaf manzara olduğunu kaydeden Erdoğan, “Türkiye’de ekmeğini yiyip vatanına düşmanlık besleyen, havasını soluyup ezanından ve bayrağından nefret eden, sefasını sürüp insanını sevmeyen bir kesim var. Bunlar zahirde demokrat, insancıl, hoşgörülü gözükür ama hakikatte faşistin, darbecinin, vesayetçinin önde gidenidir. Bunlar zahirde çok çalışır gözükür ama esasta hiçbir şey üretmez, bunlar çok konuşur ama aslında hiçbir şey söylemez, bunlar dünyayı çok bilir gibi davranır ama hiçbir şeyden haberleri yoktur. Bunlar sürekli bağırır ama hiç dinlemez, bunlar yalanda ve iftirada sınır tanımaz ama sıra gerçeklere gelince hemen arkasını döner. Bunlar demokrasiyi milletin iradesinde değil, yurt dışından gelen sinyallerde arar. Bunlar etrafına kin ve nefret saçmaktan kalbi kurumuş, ruhu kararmış, gözü körleşmiş, dili çatallaşmış bir güruhtur. Ülkemizin ufkunu gölgeleyen, enerjisini emen, havasını kirleten, suyunu bulandıran bu zihniyetin demokrasimize ve kalkınmamıza maliyeti en az yarım asırdır. Milletin gönlüne girerek iktidara ulaşmak yerine dışarıdan dolanarak gelmenin peşinde olanlara hak ettikleri cevabı yine milletimiz verecektir. Gerçi millet her seçimde kendilerine sandıkta hak ettikleri cevabı vermiştir ama milletin onların gündemi ve derdi hep başkadır. Siyaset, toplum ve sandık mühendisliği hesaplarına öyle dalmış durumdalar ki, milleti görecek halleri bile yoktur. Üstelik bunlar milleti hiçe saymakla kalmayıp ülkenin temel değerlerine ve kurumlarına saldırmayı da adet edindiler. CHP’lilerin sık sık yaptığı, son olarak bir milletvekilinin pervasızca tekrarladığı TSK’yı hedef alan bühtan, bu zihniyetin başlı başına bir milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte olduğunun işaretidir. Tek parti diktasının ardından sırtını ancak vesayete ve darbecilere dayayarak iktidara gelebilen bir partinin TSK düşmanlığını gayet iyi anlıyoruz. Onların derdi ordumuzun artık darbeyle CHP’ye iktidar yolunu açmak yerine Türkiye’nin sınırlarını koruma ve sınır ötesi harekatlarını yaparak asli görevini yerine getiriyor olmasıdır. Yüreklerinde Türkiye yerine başka mahfillerin sevgisini taşıyanların sıfatları milletvekili bile olsa laf cambazlığıyla bu ülkenin ordusuna bühtan etmesine izin veremeyiz. Bunların sancısı ülkemize yapılan yatırımın nereden geldiği değil, Türk ordusunun özellikle son 5 yıldır ne yaptığıdır. FETÖ’den PKK, YPG’ye kadar birliğimize ve beraberliğimize saldıran terör örgütlerinin borazanlığını yapanlar, ülkemizin siyasi ve ekonomik güvenliğinin sınırlarını genişletme gayretlerini engellemeye çalışıyor. Türkiye’ye karşı açık düşmanlık besleyenlerle hiçbir sorunu olmayanlar, Azerbaycan ve Katar gibi ülkemize dostluklarını kayıtsız şartsız bir şekilde gösterenlere saldırdıkça saldırıyor. Her fırsatta ülkemize husumetlerini karşı gösterenlere karşı tavır almak biryana onların safına geçip onların argümanları ile bizi hedef alıyorlar. Buldukları her fırsatta Türkiye’yi yabancılara şikayet ediyor, yatırımcılara ‘Türkiye’ye gelmeyin’ mesajı veriyor. Bunların içlerindeki kinin ve nefretin sebebi ne Borsa İstanbul’dur ne Sakarya’daki fabrikadır. Bunların derdi, geresindeki kadim medeniyet ve tarih müktesebatıyla bizatihi Türkiye’yledir, Türk milletiyledir, ülkenin hedefleriyledir. Bu kirli zihniyetin sadece istismarını yaptığı demokrasinin, özgürlüğün, çoğulculuğun en samimi savunucusu ve uygulayıcısı biz olduk. Şimdi buradan sesleniyorum, bu CHP’nin başındaki zat, senin milletvekilin kalkacak benim TSK’ma bu denli edepsizce, alçakça hakaret edecek ve sen bunu kapıya koyamayacaksın. Bak söylüyorum, bunun hesabını, Mehmetçiğine, askerine bu denli sahip çıkan bu millet seni asla affetmeyecektir. Sandıklar da seni affetmeyecektir. Bizim demokrasi ve özgürlük sınırlarımız, güya bu kavramların kaynağı olan batının kendisinin bile uymadığı ve uygulamadığı kadar ileri seviyededir. Türkiye’de devlete ve millete yapılan saldırıların binde birini batıda denemeye kalkın görün bakın başınıza ne geliyor. Böyle bir durumda ne milletvekili veya gazeteci sıfatı sizi kurtarır ne STK kuruluşu maskesi tepenize binilmesine engel olur” diye konuştu.

    “Fransa’da yaşanan olaylarda hükümetin sergilediği antidemokratik tutum sebebiyle endişeliyiz”

    Gezi olaylarında Türkiye’yi insan haklarından demokrasiye kadar her konuda suçlayanların Fransa’da yaşanan vahim görüntüler karşısında üç maymunu oynadığını söyleyen Erdoğan, “Paris cayır cayır yanarken, olayları görüntülemek isteyen basın mensupları polis şiddetine maruz kalırken, Fransız medyasının bunları yayınlamak yerine Türkiye aleyhtarı haberlerinin dozunu artırması da bir başka çarpıklıktır. İlköğretim okullarındaki öğrencilerin Peygamber Efendimize hakaret eden karikatürleri eleştirdikleri için saatlerce karakolda sorgulandığı bir ülkeden başka türlü davranış beklemenin beyhude olduğunu da biliyoruz. Burası Fransa, başka bir şey göremezsiniz, başka bir şey de beklemeyin. Buna rağmen Fransa’da yaşanan olaylarda hükümetin sergilediği antidemokratik tutum sebebiyle insan hak ve özgürlükleri adına duyduğumuz endişeleri bir kez daha tekrar ediyoruz. Ülkemizde de elbette özgürlük sınırlarının bittiği bir çizgi vardır. Bu çizgi tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz Rabia’mızdır. Özellikle son 7 yıldır var güçleri ile saldırdıkları halde Türkiye’ye diz çöktürtemeyenlerin siyasi ve ekonomik tetikçiliğini yapanlar artık bu çizgiyi de geçerek doğrudan temel değerlerimizi hedef alıyorlar. Tüm bakanlıkları ve kurumları ile hükümete, orduya, istihbarata, Diyanet’e, savunma sanayine, yatırımlara, hatta Akdeniz ve Karadeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetlerimize saldırıyorlar. Yurt dışında birilerinin kendilerine biçtiği role karşı seslerini çıkartmayanlar kendi hükümetlerine en gariz ifadelerle saldırmaktan geri durmuyorlar. Ülkemizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoymak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama başaramayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yollara başvururlarsa vursunlar, hangi alçaklığa tevessül ederlerse etsinler başaramayacaklar. Çünkü bu millet Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar her dönemde bin yıllık vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bayrağını indirtmeyeceğini, ezanını susturtmayacağını, istiklalinden vazgeçmeyeceğini göstermiştir” şeklinde konuştu.

    “Paranın rengi, dini yoktur”

    Borsa İstanbul’un Türkiye Varlık Fonu uhdesindeki yüzde 10’luk hissesinin Katar yatırım otoritesine satışının yapıldığını belirten Erdoğan, “Türkiye Varlık Fonu bu hisseyi geçtiğimiz yıl Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan almıştı. Bu anlaşmadan sonra Türkiye Varlık Fonu’nun Borsa İstanbul’daki payı yüzde 80,6’dır. Bay Kemal bunu bil, bu sana lazım. 1 yıl öncesiyle aynıdır. Katar yatırım otoritesi, aralarında Almanya, İngiltere, ABD gibi ülkelerin de bulunduğu 40’tan fazla ülkede 400 milyar dolardan fazla yatırımı bulunan küresel bir kuruluştur. Bu kuruluş dünyanın en büyük borsalarından biri olan Londra Borsası’nın da yüzde 10,3’üne sahiptir. Ama dünyanın hiçbir ülkesinde bu yatırımlardan dolayı ‘Katar bizi ele geçiriyor’ diye zırvalayan kimse çıkmadı. ‘Almanya’nın da tapusunu Katarlılara verin, İngiltere’nin tapusunu da Katarlılara verin’ diyen kimse çıkmadı. Bu ne garipliktir. Aksine yapılan yatırımdan herkes memnuniyet duydu. Esasen bu tür yatırımlar ülkemize duyulan güvenin işaretidir. Bundan niye rahatsız oluyorsun. Türkiye’nin üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 büyümesi, üretimimizin ve istihdamın güçlenmesi bakımından çok önemlidir. Özellikle ithal etmekte olduğumuz ürünlerin ülkemizde üretimi konusundaki çabalarımızı yoğunlaştıracağız. Ekonomik ve hukuki reformlarımızı süratle hayata geçirerek ülkemizin yerli ve uluslararası yatırımcılar için cazibesini artıracağız. Ülkemize yatırım yapan tek ülke Katar değildir. Son 15 yılda ülkemizde doğrudan yatırımı bulunan ülkeler arasında Hollanda birinci sırada yer alıyor, onu Amerika ve İngiltere takip ediyor. Katar ise 17. sıradadır. Bilindiği gibi hükümetlerimiz döneminde uluslararası yatırımcıları Türkiye’ye getirmek için çok gayret sarf ettik. Aynı şekilde Türk yatırımcılarımızın yurt dışında yatırım yapmalarını da teşvik ettik. Çünkü uluslararası sermaye yatırımları hem yatırım yapan ülkeye hem de yatırım yapılan ülkeye ekonomik fayda sağlıyor. Ama şimdi CHP ve bir kısım medya çıkmış ‘Katar yatırım otoritesi Borsa İstanbul’a ortak oldu’ diye ortalığı birbirine katıyor. Halbuki, 2015 yılından 2019 yılına kadar Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Borsa İstanbul’un yüzde 10 ortağıydı. Aynı şekilde 2018 yılına kadar da Amerikalı Nasdaq, Borsa İstanbul’un yüzde 7 ortağıydı. O zaman niye ‘Avrupa Türkiye’yi ele geçiriyor, Amerika Türkiye’yi ele geçiriyor’ diye yaygara kopartmadınız. Biz hiçbir zaman yatırımcının kimliğini sorgulamadık, bunun rengi, dini nedir sorgulamadık. Paranın rengi, dini yoktur. Para paradır. 28 Şubat’ta olduğu gibi sermayeyi renklere bölenlerden de olmadık. Borsa İstanbul’a değer katan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası da olsa, Nasdaq da olsa, Katar yatırım otoritesi de olsa bizim için makbuldür ve teşekküre layıktır. Ama bu faşist kafa ülkenin ve milletin hayrına olan böyle bir işte kimliğine bakarak yatırımcı ayrımcılığına gidiyor. Sadece bu örnek dahi milletimizin CHP ve onun kuyruğuna takılanlara ülkeyi niçin emanet etmediğinin ve etmeyeceğinin en açık göstergesidir. Bunların niyeti hiçbir zaman Türkiye’nin çıkarlarını savunmak olmadı. Salgını istismar ederken de, yatırımlara karşı çıkarken de bunlar milleti düşünmediler. Tek gayeleri ülkeye yatırım gelmesini engelleyerek milletin sıkıntıya düşmesini sağlamaktır. Ülkesinin felaketinden kendisine iktidar çıkarmaya çalışanları bu millet affetmeyecektir. Darbecilerden arınıp vatan savunmasına sıkı sıkıya sarıldığı için ordusuna hakaret edenleri bu millet affetmez. Sırf kendisi gibi düşünmüyor, kendisini desteklemiyor diye öğretmeninden işçisine, hakiminden polisine, esnafından işadamına kadar herkese hakaret etmeyi siyaset sananları bu millet affetmez. Bize ilim öğren öğretmenlerimize hakaret edenleri bu millet affetmez” ifadelerini kullandı.

    Konuşmasının sonunda Ankara’da opera binasının Perşembe akşamı açılacağını müjdeleyen Erdoğan, korona virüs ile ilgili alınan tedbirlere harfiyen uyulması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hastalık bizi engelleyemeyecek, biz yolumuza devam edeceğiz. Hafta sonu Cuma akşamından başlamak üzere Cumartesi Pazar evlerimizdeyiz, evlerimizde kontrolü elden bırakmıyoruz. Buna mecburuz. Bunlar keyfi değildir. Evinizde de lütfen yok sigaraymış, yok nargileymiş bunları içmeyin. Kendim için değil, vatandaşım için bunları sizden istiyorum. Camlarınızı da açık tutmayı ihmal etmeyin. Bu konuda atacağımız adımlarla, alacağımız tedbirlerle, şurada 1-2 ay içinde aşılarımız geliyor, ücretsiz olarak tüm halkımıza dağıtımını yapacağız. Bütün bunlar için bize bir şey lazım, hep beraber birlik lazım” dedi.

    Erdoğan, konuşmasını suların dikkatli kullanılması konusunda uyarıda bulunarak tamamladı:

    “Bu yıl yağışların neredeyse yarı yarıya azalmış olması sebebiyle karşı karşıya bulunduğumuz kuraklık tehlikesine dikkat çekmek istiyorum. Son 18 yılda inşa edip hizmete açtığımız 585 baraj sayesinde şu ana kadar kuraklığın etkilerinin günlük hayata yansımasının önüne geçtik. Yağışların mevsim normallerine dönmesi halinde yine bir sıkıntı inşallah yaşamayacağız. Ancak her ihtimale karşı milletimizden su kullanımında tasarrufa önem vermesini istiyorum.”

  • AK Parti Milletvekili Ban, NATO PA ekonomi ve güvenlik komisyonu Başkan Yardımcılığı görevine seçildi

    AK Parti Milletvekili Ban, NATO PA ekonomi ve güvenlik komisyonu Başkan Yardımcılığı görevine seçildi

    AK Parti MKYK Üyesi ve Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban, NATO Parlementer Assamblesi ekonomi ve güvenlik komisyonu Başkan Yardımcılığı görevine seçildi. 2016 yılından beri NATO PA Türk Grubu delegasyon üyesi güvenlik komisyonunda görev alan Taşkesenlioğlu Ban, üye ülkelerin oy birliği ile bu göreve getirildi.

    Hafta sonu yapılan toplantıda NATO üyesi tüm ülkelerin oy birliği ile Başkan Yardımcılığına getirilen Ban, 2018 yılı Ocak ayından itibaren ekonomi ve güvenlik komisyonunda görev alıyordu. Online yapılan oylamada Fransız senatör Philippe Folliot başkan olarak seçilirken, Türk delegasyonundan da Zehra Taşkesenlioğlu Ban, başkan yardımcısı olarak seçildi. Komisyon, NATO üyelerinin ekonomi alanında ortak bir görüş oluşturma, güvelik alanında yapılan çalışmaların ekonomik boyutunu ele alacak.