Etiket: gürhan özorhan

  • Neler oluyor?

    Neler oluyor?

    Çan tokmağına oturup, kilise çanları çalınıyor! Vicdan terazi, bok’tan dirhemlerle tartılıyor!

     

    Siyasetçiler palyaçoluğa soyunmuş. Demir yüreklerin yerini; Demir sopalı gaz maskeli odun adamlarla, tarla başı travestileri almış!

     

    Siyasi fuhuş tezgâhında hazırlanan yandaşlar korosu, yurt genelinde konserlere başladı!

     

     

    N’ayır N’olamaz sanatçıları, sol danslı akil adamlar 63 fikir fahişesi rollerini ezberleten senaristle kol kola !

     

    33 ve 99 la, Allahuekber, Elhemdürillah ve suphanallah, araya soktukları 63 le, Ülke bölünsün diyorlar!

     

    Sakalsız velinin, Amerikan süt tozuyla beslenmiş geyikleri, dağdaki eşkıyayla bağdakileri  kucaklaştırma sevdasında.!

     

    Dillerinde Allah, gönüllerinde yallah def’leri çalanların ye babam ye demokrasisi ve ülkeyi bölme apo itine özgürlük naralarıyla meydanlarda!

     

    Apo terörist başı iken aniden siyasi figür oldu ve liderliğini perçinledi. Ağzından çıkan her laf barış için kanun sayıldı. Dünyanın dikkatini topladı alacağını iktidar sayesinde söke söke aldı ! Kariyerine eklediği mastır ile doktora çalışmalarına başlayan, ilk muhebbet hapis olarak yerini aldı!

     

     

    Bir ayakları hacı bayramda, diğer ayakları ABD de kulaklar İmralı’da. Gazi mecliste teröristleri kucaklayanlarla, Kuran elde, Müslümanlık cepte, seccade yerde, tesbih elde diyenler, kalplerinde kilise, dillerinde cami olanlarla ayni sofrada?

     

    Tükürürken gırtlaklarında taşıdıkları balgamlar, sarhoş kusuntusu gibi sokak ve kaldırımlar kirletiyor!

     

    Başbakanın oğlu Burak Erdoğan, askere gitmemek için çürük raporu almış; teşhis testis kanseri ama hala yaşamakta? 1998 de, sanatçı Sevim Tanürek’e çarparak ölümüne sebep olmuş, 540 lira para cezası ödeyerek bir gün dahi hapis yatmamıştır?

     

    İmam hatipler bu ülkenin gözbebeği olacak diyenin kızı, yıllardır Amerika’da eğitim görmektedir?

     

    Ezan ve Kuran Kürtçe okunsun diye istekte bulunuluyorken, Türkçe ezan ve Kuran okununca din elden gidiyor diye yaygaralar yapılıyor?

     

     

    Türksüz ve İslamsız bir Anadolu coğrafyasına koşar adımla gidiliyorken, Türk kimliğin ve bayrağın yok sayılıyor. On yıl önce Teröre dik duruş sergilenirken, bu gün boyun eğiliyor!

     

    İsrail’in işgal hareketi ve taşeronları, deccalın avenesi bütün şiddetiyle İslam coğrafyasında? Bu ülkeyi koruyup kollayacaklarına namus üzerine yemin edip, bu ülkeyi bölmeye çalışanlar bu mecliste!

     

    “Bendeki seni eskitme ki, sendeki ben eskimeyeyim.” Hadi bakalım yapılacak çok iş var.. Bal arıları gibi gezinin yüreklerde. Çömelt karşında duran buz dağlarını, yok et etrafındaki çalı çırpıları, kurut bataklıkta gezinen derebeyi kılıklı eşkıyaları. Yüreğin kadar güçlü yumruğun hala neden urbanın cebinde! Aklı ermeyenlerin karanlığına şafak sensin sen… Ne Mutlu Türk’üm Diyen. Ülkü İle Kalınız.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

  • Ne dere ıssızdır, ne de tilki  bey!

    Ne dere ıssızdır, ne de tilki bey!

    Ülkeyi bölme projelerinin çizildiği muhteşem salonlardaki heyecan fırtınasının ısıttığı klimaları, ülkücü nefeslerin enselerinize üflediği “ Öl de ölelim, vur de vuralım “ sözleriyle nasıl serinlediğiniz ve irkildiğinizin açık bir ifadesi ve ihtarıdır!

     

    Nevruz bayramı bahanesiyle Diyarbakır’da “ Savaşa da hazırız, Barışa da “ pankartında yazılı sözleri nasıl çiğneyip yuttuğunuz, hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır.

     

    Kanlı mı olacak, kansız mı, söylemlerinin mirasçıları olan iktidar sarhoşlarının dizleri titredi! “Yola kefenle çıktıklarını” ifade edene bakınız? Obama’nın sesine sığınarak gözdağı vermeye çalışıyor.

     

    Uydu demokrasisi ırgat halk yığınları, siyasetin jiğolaları ve ağalarını alkışlayanlara cesaret aşılanmaya çalışılıyor sırtlarını dayadıkları okyanus ötesi güçlerle?

     

    Ayarsız terazide tarttığınız milli yürekleri incittiniz! Sarhoşluk kusur yaratmaz, kusurları öne çıkarır. Bunu iyi belleyiniz! Ne Dere Issızdır

    Nede Tilki Bey!

     

    Batı zihniyetli, Siyonist, mark siz Kürt bölücülerini meşrulaştırmak için devletimizin milli kimliği olan, Türk’ü yok etmeye çalışıyorlar bu domuz eti sütü ve proteiniyle beslenen zavallı mahlûklar!

     

    Tarih sizler gibi itlaf olmuş, hayvan severlerden ibretle bahseder!

     

    Kangurular keselerinde kendi yavrularını taşır. Civcivler içinden çıktığı yumurtanın kabuklarını tekmeler.

     

    Laf ebeliğiyle ipte cambazlık yapanlar, terör örgütü katil ermeni Apo’yla görüşmenin adını, İmranlıyla görüşmeler diyerek yumuşatılması, muhebbet hapse mahkûm caniden ” o bizim için önemli bir aktördür” diye ağıt yakanlara ne söylenirse onu milyonlarca kere söylüyorum!

     

    Yüce dinimizi işportaya düşürenler, bu gün şeriatçılar intikam alıyor diye alkış tutuyor. Necip milletime öyle bir uyuşturucu bir iğne yapıldı ki, uyanınca kendisini şeriatçı olarak görmeye başladı!

     

    Kanlı mı olacak, kansız mı olacak diyenlerin öğrencileri, bu gün Cumhuriyetimizi 180 derece döndürerek, Türk milletini de dönüştürme ve bölme gayretlerine sessiz ve tepkisiz mi kalınacak sandınız?

     

    Kalplerinde kilise, dillerinde cami, kulaklarında Obama’nın sesini özleyenler; Kutlu yolun çilekeş evlatları var oldukça bu ülkeyi kimseye böldürtmeyecek ve ilelebet yaşatacak olanların ayak seslerini, kulaklarınızı sağır edene kadar duyacak olmanızdan hiçte rahatsız deyilerdir!

     

    İmralı demokrasi tramvayının vagonları olan demokratların serüvenlerini ibretle izlemekteyiz!

    Akil adamlar komisyonu değil, Türk milletini yok sayma projesinin hayvan severleri , modacı Cemil İpek ve Bülent Ersoy’u neden görmezden geldiler acaba?

     

    Bu sözlerde sana gelsin Orhan Baba;

    Yazıklar olsun, yazıklar olsun

    Kula kulluk edene yazıklar olsun

    Şaşıran sen mi yoksa ben miyim bilemedim?

     

    Türk’ün son başbuğu merhum Alpaslan Türkeş’in, hakka yürüdüğü onaltıncı yıl dönümünde, Allahtan rahmet diliyor, kabri nur mekânı cennet olsun dileklerimle, Ülkü İle Kalınız.

     

  • Çanağı çatlaklar

    Çanağı çatlaklar

    Yorgun Anadolu yüreğimin tek ilacı gönül dostlarım! Gönül meyhanesinin acemi bir sakisi olarak, sizler okudukça, ben paylaştıkça uslanmıyor bu deli gönül?

    Milliyetsizliği evrensel düzeyde egemen kılmaya çalışan çanağı kırıklara, gerçekleri haykırmak ülkücü bir eylemdir!

     

     

    Yükselirken, kırarak çıktığın dalları inerken kullanmayacak olmanı, düşerken anlayacak olmana sadece kahkahayla güleceğimdir.

    Benim vatanımın sınırları, Türkçe konuşulan yerde başlar, tek bir Türk’ün yaşadığı yerde biter!

     

     

    “ Gizli aşk yaşayan beden açıkta doğurur.” Sözünün kıymeti kalmadı artık. Zina suç olmaktan çıktığı yıldan itibaren, bayağı sayıları arttı, anası babası belli olmayan ileri demokrasi diyerek tempo tutan çanağı kırıkların!

    Ağırlaştırılmış muhebbet hapse mahkûm caniyle pazarlık yapanlar, barış için gerekirse el öpülür diyen ,(sakalsız veli) MHP genel Başkanına neden asmadınız diye söylenmedik söz bırakmayanlar, bu caniye ayda bir kez yirmi dört saat seks ihtiyacını karşılaması için imkân tanıyanlara, Ankara bed deresinde ne ad verilir?

     

     

    Toplum virüslerini yok edecek, bilgisayar mühendisleri (ülkücüler) yakında çok yakında ayak seslerini hep birlikte duyacak, ele geçirilen, tutsak edilen zihinlere, nasıl format atılarak bu virüslerden kurtarıldığına şahit olacağınız gibi, beraber yürüdük bu yollarda şarkısını söyleyenlerin, dün hıyarım diyenleri tuzlayanların, nasıl dağılıp kaçıştıklarını, Türk ve Türkçeden alerji duyanları ibretle seyredeceksiniz!

     

     

    Çanağı çatlak olanların etrafa yaydığı kokularla nefes alıp verenler, mezar taşları kadar soğuk, zifir karanlık kadar sevimsiz ve hilkat garibesi görüntüsü sergilemektesiniz.?

    Kan içici vampirlerin otuz yıldır midelerinde biriktirdikleri kanları, yeni anayasa yazılmasında mürekkep olarak kullanmak için kollarını sıvamalarına şefkatle yaklaşanlar, sizin ne farkınız var bu ırkçı vampirlerden.!

    Dik durduğunu sandığım bedenimin gölgesi eğik. Güneş ısıtmıyor, ay gökyüzünde yetim, geceler karanlık, gündüzler sisli, öfkeler bir sigara içimliği kadar yüreğimizde!

     

     

    Gözlerimin dolduğu, yüreğimin zayıfladığını hissettiğimde elimi tutar Alpaslan yürekliler, Şeyh Şamil yüzlüler. Irmağımı kirleten, yeşil görünümlü yosunlar takılıyor oltama hoyratçasına.. Dik duruşumun yansıdığı gölgem ihanet içerisinde EYVAHHH!

     

     

    Not: Ayrılık vakti geldi. Yine ayrılan ben, hasret ateşi yakarak yüreklere salan ben. Ayrılık ve hasret her zaman kırk parçaya böler yorgun yüreğimi, nasıl isyan etmeyeyim! Hasret din oldu yapıştı bedenimize? Ne ben onu bırakırım, nede o beni! “ Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuz “ İşte tek tesellim.

    Erzurum’da kaldığım süre içerisinde ilgi ve alakalarını esirgemeyen gönül dostlarıma şükranlarımı sunar, haklarını helal etmeleri dileklerimle, baki selamlarımla, Ülkü İle Kalınız.

  • Etki- tepki

    26 Ağustos 1071 günlerden Cuma secdeye vardı Alparslan;

     

    Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyorum

     

     

    Azametin karşısında yüzümü yere sürüyorum

     

     

    Ve uğrunda cihad ediyorum.

     

     

    Ey Allahım ! Niyetim halistir, bana yardım et.

    Sözlerimde hilaf varsa beni kahret.

     

     

    Arap yarımadasında sıkışan İslamı, Anadolu’yu yurt yaparak Dünya’ya ve Avrupa ‘ya da medeniyet kapıları  açılmış oldu.

     

     

    Bu gün üzerinde yaşadığımız coğrafya da dahil, Ortadoğu’da sınırları yeniden belirtmek isteyenler şunu iyi bilmeliler ki! Sadece Ortadoğu değil, Türkün yaşadığı dünyanın her karış toprağında coğrafi sınırlar bin yıl önceden belirlenmiş ve vatan edinilmiştir. Şimdi ülkemiz üzerinde oynanan bu hain ve zalim tuzağa düşürülerek parçalanmak istenmektedir. Oslo görüşmelerini ve İmralı müzakerelerini yok sayacak yüreğe ve güce sahip olanlar! Kanımızın bir damlasının aktığı her yer Türk vatanı değil midir?

     

     

    İktidar meydan nutuklarında dozunu kaçırarak ben ne dersem o dur diyecek kadar öfkelenmesini oturduğu koltuğa borçlu olduğunu birilerinin hatırlatması gerekir. Bunu yapacak olanda muhalefet partisi ve onun genel başkanları değil midir?

     

     

    MHP genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli; “Başarılı il başkan ve yönetimlerini görevden alarak, parti binalarının kapılarına kilit vuracak gücünü, size yavru muhalefet diyerek küçümseyen başbakana karşı neden kullanamıyorsunuz?“ İktidar için papaz elbisesi bile giyerim” diyen başbakan, sayın bahçeli iktidar olmak için siz hangi elbiseyi giymek istersiniz? Giymek istediğiniz o elbisenin provalarını kimlere yaptırıyorsunuz? Yoksa görevden aldığınız il yönetimleri iyi dikiş dikemeyen terzileriniz miydi? Hâlbuki size acilen gerekli olan iyi terziler değil, iyi bir kardiyolog ve gıda mühendisidir sayın genel başkanım!

     

     

    Bölücü Terör Örgütü PKK ve elebaşı bebek katil Öcalan’ı baş tacı yapan “ Yahudi  cesaret ödüllü BOB eş başkanı R.Tayyip Erdoğan” Türk Milliyetçiliğini ayakları altına aldığını söyledi. İlk tepkinin ahretten hoca Necmettin’den geldiğini duyar gibiyim.. Sizi gidi İsrail uşakları, sizi gidi Amerikan beslemeleri, sizi gidi gulu, gulu dansçıları hadi oradan diye.

     

     

    Şarkıcı Rum asıllı Türk vatandaşı Fedon; Türklüğümle gurur duyuyorum diye açıklama yapmış!

    Eski milli futbolcumuz Saffet Sancaklı; Ben Türk’üm demenin zor olduğu yerden geliyorum arkadaşlar! Ben bir Balkan Türküyüm bir sancaklıyım.

     

     

    CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, bir insan piç değilse milliyeti vardır. Milliyetimi ayaklar altına alan ayakları bir yerlerine sokarım diyerek meclis küsüsünden seslendi!

     

     

    Eski Milli topçu AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür ise ben Türk değil Arnavut’um diye demeç veriyor? Senin kaybettiğine dört elle sarılan Fedon’ u ayakta alkışlıyor, Türklüğüyle gurur duyan Sayın Saffet Sancaklı ’yı da Türk yüreğinden öpüyorum.

     

     

    Sayın Şükür sizi de mensubu olmadığınız TBMM üyeliğinden istifaya davet ediyor, şair Can Yücel’in bir dörtlüğüyle uğurluyorum!

     

    Kaldır kadehi ey sevgili!

    Önce gelişine…

    Sonra gidişine…

    Dibini bulunca da…

    Gelmişine geçmişine!

     

     

    Yüce Rabbim, beni benim iradem dışında ayrı renk ve dillere, milletlere ayırırken dünya için MUHAMMED sancağını düşürenlerden değil, TEVHİD ve MUHAMMED sancağını düştüğü yerden kaldırıp, hakkı layık olduğu yere götürmek için dünyasını ve canını seve seve veren Türk Milletinden kılmışsın. Şükürler olsun Türküm Yarabbi! Ne Mutlu Türk’üm diyene.

     

     

    Koynunda Yahudi cesaret ödülü bulunana, Amerika’da gönüllü esaret yaşayan, ılımlı İslam vaazı sakalsız veliye,  Muhteşem şatonun yorgun ve bezgin şövalyelerine, Milletimin gönül şelaleleri olan (ülkücüler)e;  Bir gün öfkeli, bir gün sakin, bir günde durgunum. Diğer günlerde, elleri cebinde yağan kar altında gönlü ıslanan ve üşüyen garip bir divaneyim işte. Ülkü İle Kalınız.

  • Adını sen koy

    Erzurum’dan ayrılışımın on birinci yılının ziyaretinde, geriye dönüp baktığımda bu günü daha iyi açık ve net olarak görmeme engel değil!
    Soğuk iklimin hakim olduğu kentimin sıcak yüzlü basınının yerini; kirli bulaşık ellerinin kalem tuttuğunu görmek, eli kalem tutan duyarsız ve vefasızların sessizliğini izlemek midemi bulandırıyor.? Eşime nane ve limon kaynat da içelim dedim! Eşim hayırdır grip mi oldunuz yoksa, kendine dikkat et uyarısına cevabım, hayır grip değilim bu şehirde yapılan pislikleri gördükçe midem bulanıyor? Nane limon kaynatmanı istemem bundandır.
    Bu kentimin basınında eli ve dili kirli zevatların ellerine tutuşturulan uzaktan kumandalı dolma kalemlerle iftira ve cirit attırılırken sessiz kalanlara, Ziya Gökalp;

    Türklüğün yalnız bir ili var, yalnız bir dili var. Başka dili var diyenin başka bir emeli var.

     

     

    Kalemlerine zincir vurulamayan basınımızın kıdemli gazetecilerinin, Kentimizin Büyükşehir Belediyesinde söylenen yolsuzluklara araştırılması için, istifasıyla kapı aralayan Sayıl Narmanlıoğlu’nun çığlıklarını duymayanları içime sindiremiyor ve kınıyorum!
    Okey masanızda karenizde bulunan şahsın, hileli okey attığını göremeyecek kadar sağır ve dilsiz olmanızı kabullenemiyorum!  Gazeteci sıfatıyla ahkâm kesenler, PKK sempatizanı, Şanlı Urfa Halfeti doğumlu şahsı, sitesinde köşe yazarlığına müsaade eden, neden köşesindeki yazılarını kaldırdığını kimse sorgulamaz? Ayrıca MHP il başkanının basın toplantsını takip etmesini kim ve kimler sağlamıştır? Bahsedilen bu şahsa kim ve kimler arka olmuştur?

     


    Kalenize ters vuruşla gol attınız, duayen araştırmacı gazeteci ve yazarlar! Bu maçı çevirecek hamleler göstermenizi beklemem benim için sadece hayal kırıklığıdır! Bu kentte yolsuzluk ve yoksullukların üzerine gidecek yürekli siyasi ve temiz kalem ve Kalem sörlerin olduğundan şüphe duymam sizin bu derin sessizliğinizdir! “goy önüme yiyim, ört üstü mi uyim.”
    Dün ile bugünü kol kola gezdiriyor Erzurum Sevdam. Ülkü İle Kalınız.