Etiket: Gürbüz

  • Uzm. Dr. Efşan Gürbüz Yontar: “Yaz aylarında en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucular kullanılmalıdır”

    Uzm. Dr. Efşan Gürbüz Yontar: “Yaz aylarında en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucular kullanılmalıdır”

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Efşan Gürbüz Yontar “Yaz aylarında en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucuların kullanması gerekmektedir” dedi.

    Uzman Doktor Efşan Gürbüz Yontar, “Yaz aylarında cildimizi güneşin zararlı ışınlarından korumak amacı ile alınacak önlemler son derece önemlidir. Güneşlenirken siperliği en az 10 cm olan şapkaların ve ultraviyole filtreli güneş gözlüklerinin kullanılması gerekmektedir. Denize ve havuza saat 10:00’dan önce veya 16:00’dan sonra girilmelidir. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak amacıyla tercih edeceğimiz güneş koruyucular en az 30 güneş koruma faktörlü ve cilt tipimize uygun olmalıdır. Özellikle yağlı ve akneli ciltler yağsız güneş koruyucuları tercih etmelidir. Tüm bu önlemleri almış olsak da güneşe maruz kaldığımız saatleri kesinlikle arttırmamamız gerekmektedir. Güneş ışığına kontrolsüz bir şekilde maruz kalma cildin erken yaşlanmasına ve hatta cilt kanserlerine öncülük edebilmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Yaz aylarında su miktarı artırılmalı”

    Yaz aylarında tüketilecek sıvı miktarının artırılması gerektiğini söyleyen Dr. Yontar, sözlerine şu şekilde devam etti:

    “Sıcak yaz aylarında terleme ve solunum yoluyla kaybedilen sıvı miktarı kış aylarına oranla daha fazla olduğu için cildimiz daha susuz kalmaktadır. Bu nedenle yazın tükettiğimiz sıvı miktarını artırmamız gerekmektedir. Böylece cildimiz hem yıpranmamış olacak hem de gerekli nem desteği sağlanmış olacaktır. Günlük cilt bakımı amacıyla cilt tipine uygun bir temizleyici ile sabah ve akşam cilt temizliği gerçekleştirilmeli ve sonrasında alkolsüz bir tonik uygulanmalıdır. Özellikle yağlı ve akneli ciltlere sahip bireylerin yaz aylarında fondöten ve pudra gibi ürünlerin sık kullanımından kaçınması gerekmektedir. Bebeklerde ve yaşlılarda artan hava sıcaklığı ve sıvı kaybına bağlı olarak isilik dediğimiz deri döküntüleri gözlenebilmektedir. Bu durumda hastalara sık duş almalarını ve bebeklerde sık bez değişimini önermekteyiz.”

  • Altın Kiraz’ın başpehlivanı Ali Gürbüz oldu

    Antalya’nın Korkuteli ilçesinde “30. Geleneksel Altın Kiraz Pehlivan Güreşleri”nde Ali Gürbüz başpehlivan oldu.

    Korkuteli 100. Atatürk Stadyumu’nda saat 10.00 başlayan güreşlere Antalya Valisi Münir Karaloğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti milletvekilleri Mustafa Köse, İbrahim Aydın, Atay Uslu, Kemal Çelik, belediye başkanları, siyasi parti ilçe ve ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri ve 20 bine yakın güreş severler katıldı. Güreşlere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 60 başpehlivan olmak üzere toplam 833 pehlivan katıldı. Güreşler öncesinde Güreş Komitesi Başkanı Belediye Başkanı Hasan Ali İrban, güreş ağası Hamdi Sarıca, başta başpehlivanlar olmak üzere güreşlere katılan pehlivanlar ellerinde Türk bayrakları ile saha içinde tur attı.

    Gecenin geç saatlerine kadar devam eden ve kıran kırana süren güreşlerde, finalde Orhan Okulu’yu yenen Ali Gürbüz başpehlivan oldu. Hamdi Sarıca 407 bin TL ile dördüncü kez güreş ağası oldu.

    Korkuteli Belediye Başkanı ve Güreş tertip Komite Başkanı Hasan Ali İrban, 3 kez üst üste ağalık alan Korkuteli güreş ağası Hamdi Sarıca’ya altın kemer ve kupa hediye etti.

    Güreşlerde Ali Gürbüz 1’inci olurken, Orhan Okulu 2’inci,İsmail Balaban 3’üncü, Ertuğrul Dağdeviren 4’üncü oldu. Başpehlivanlara ödüllerini Belediye Başkanı Hasan Ali İrban, güreş ağası Hamdi Sarıca verdi. Güreş ağası Hamdi Sarıca, Başpehlivan Ali Gürbüz’e altın kemer taktı.

  • Baro Başkanı Gürbüz: “İstismar ve cinayetlerde yapan ve yaptırana değil, yapılana bakmalıyız”

    Samsun Baro Başkanı Av. Kerami Gürbüz, hukukçular olarak, bir eylem gerçekleştirildiğinde kimin yaptığına ve kimin yaptırdığına değil, ne yapıldığına bakarak, tavırlarını buna göre ortaya koymaları gerektiğini söyledi.

    Samsun’da ‘Çocuğun İstismarı Sempozyumu ve Karadeniz Baroları Çocuk Hakları Çalıştayı’nın 3’ncüsü başladı.

    Samsun Baro Başkanlığı ev sahipliğinde ve Karadeniz Baroları Çocuk Hakları Komisyonlarının organize ettiği çalıştay Samsun Adalet Sarayı Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

    Programda konuşma yapan Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz, “Kadın cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, çocuk cinayetlerinin, hayvana eziyetin, toplumsal şiddetin, toplumdaki antisosyal kişilik bozukluklarına sahip insan sayısının artışının siyasetle, politikayla ve yandaşlıkla alakası olamaz. Bizim hem hukukçular olarak hem meselelere objektif yaklaşmaya çalışan aydın düşünceli insanlar olarak, bir eylem gerçekleştirildiğinde kimin yaptığına ve kimin yaptırdığına değil, ne yapıldığına bakılarak tavrımızı buna göre ortaya koymamız ve bu tavrı ortaya koyarken de bütün diğer anlayış, görüş ve fikirlerimizden arınmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu bakımdan bazı eylemler oluyor. Aynı eylem filanca meslek grubundan, filanca şahıslardan ise topyekun o grubu olduğu gibi mahkum ediyoruz. O meslek grubunu olduğu gibi mahkum ediyoruz. Bunlar doğru yaklaşımlar değil” diye konuştu.

    “Çocuğun ve kadının cinsel istismarının engellenmesinin yolu eğitimdir”

    Çocuk istismarının Türkiye’nin kanayan yarası olduğunu belirten Çorum Baro Başkanı Altan Akpınar ise, “Her gün bu konuyla ilgili televizyonlardan haberler duyuyoruz. Çocuğun ve kadının istismarı konusunda hep yasal düzenlemelerden ve cezaların arttırılmasından bahsediliyor ama eğitimden bahsedilmiyor. Aslında çocuğun ve kadının cinsel istismarının engellenmesinin yolu eğitimdir. Bu sadece çocukların değil, ailelerin, çocuklarla temas eden tüm çalışanların, çocuk ile ilgili bu tür şeylere karar veren hakim ve savcıların, en baştan başlayarak eğitime tabi tutulması gerekiyor ve bunun çözülmesinin yolu da bence eğitimdir. Bu konuda en çok çalışan bizleriz. Çorum’da nerede böyle bir olay olursa direkt müdahale edip, davalara taraflık ediyoruz. Bütün illerde de bunun yapıldığından da eminim” şeklinde konuştu.

    2 gün sürecek olan çalıştaya, Samsun Vali Yardımcısı Sezgin Üçüncü, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, Sinop Baro Başkanı Hicran Kandemir, Samsun Bölge İdare Mahkemesi üyeleri, hakimler, savcılar, kamu kurum il müdürleri, Karadeniz barolarının çocuk hakları komisyon üyeleri avukatlar ve stajyer avukatlar katıldı.

  • Baro Başkanı Gürbüz, kendini avukat olarak tanıtan iş takipçilerine karşı uyardı

    Samsun Barosu Başkanı Av. Kerami Gürbüz, son dönemlerde, kendilerini avukat olarak tanıtan ya da avukatlık bürolarından aradıklarını iddia eden şahısların borçluları yahut borçlu yakınlarını hakaret, tehdit yoluyla taciz ettiklerine dair şikayetlerle sıklıkla karşılaştıklarını belirterek vatandaşları uyardı.

    Borçluların ödeme koşullarını görüşmek üzere bir avukatlık bürosundan aranması ve bu görüşmede borçluya yasal sorumlulukları hakkında bilgi verilip, uyarıda bulunulmasının kabul edilebilir bir durum olduğunu ifade eden Av. Kerami Gürbüz, ancak bu görüşmeleri avukat olmayan bir şahsın kendini avukat olarak tanıtarak yapmasının suç olduğuna dikkat çekti.

    Gürbüz, “Son dönemlerde, kendilerini avukat olarak tanıtan ya da avukatlık bürolarından aradıklarını iddia eden şahısların borçluları ya da borçlu yakınlarını hakaret, tehdit yoluyla taciz ettiklerine dair şikayetlerle sıklıkla karşılaşır olduk. Borçluların ödeme koşullarını görüşmek üzere bir avukatlık bürosundan aranması ve bu görüşmede borçluya yasal sorumlulukları hakkında bilgi verilip, uyarıda bulunulması kabul edilebilir bir durumdur hatta sürecin sağlıklı işlemesi bakımından bu tür görüşmeler gereklidir. Ancak bu görüşmeleri avukat olmayan bir şahsın kendini avukat olarak tanıtarak yapması suçtur. Bu görüşmelerde muhataba hakaret edilmesi, tehdit, taciz içeren sözlerle hitap edilmesi suçtur. Bir polis ya da jandarma refakatinde arıyormuş izlenimi vermek için telefon görüşmesini yaparken arka planda telsiz, klakson vb sesler de dinletmek muhatabı tacizdir ve bu eylem de suçtur. Aynı borçla ilgili belli periyotlarda düzenli ve sürekli mesaj göndermek de bir tür tacizdir ve suçtur. Bu eylemlerin -yasal temsilcileri dışında- borçluların yakınlarından her hangi birine yahut (isim benzerliği vb gibi hataen meydana gelen sebepler dışında) borçlu olmayan şahıslara karşı yapılması da başlı başına suçtur. Vatandaşlarımızın böyle bir eyleme maruz kalmaları halinde durumu derhal en yakın Cumhuriyet Başsavcılığı’na ya da baroya bildirmeleri gerekmektedir” dedi.

    Gürbüz açıklamasını şöyle tamamladı:

    “Vatandaşlarımızın mağduriyetine sebebiyet veren bir durum da şudur: Hiç kimsenin başına gelmesini istemeyiz ama bir trafik kazası ya da iş kazası meydana geldiğinde vefat edenin yakınları ya da mağdurlar sigorta şirketlerinden hakları olan tazminat bedelini almak için bu sektörde iş takipçisi olduğunu iddia eden ve hiçbir eğitimsel ya da yasal yetkisi bulunmayan şahıslara vekalet vermekte ve paranın tahsilinde de vekil şahsa komisyon adı altında çok yüksek miktarlı ödemeler yapmak durumunda kalmaktadırlar. Bir trafik kazası ya da iş kazası sonucu sigorta şirketlerinden hak sahibi olan vatandaşlarımızın eğer süreci vekaleten takip ettirmek istiyorlarsa vekil olarak mutlaka bir avukatı atamaları ve muhtemel yargısal süreci de o avukat eliyle takip etmeleri onları haksız ve gereksiz bir takım ödemeleri yapmaktan koruyacaktır.”

  • Gürbüz: “Avukatlık mesleğinde hormonlu artış var”

    Samsun Baro Başkanı Av. Kerami Gürbüz, hukuk fakültesi mezunlarının sayısındaki artışın, beraberinde avukatlık mesleğindeki hormonlu artışı getirdiğini söyledi.

    “5 Nisan Avukatlar Günü” dolayısıyla Samsun Baro Başkanı Av. Kerami Gürbüz, Samsun Adliye Sarayındaki Avukatlar Odasında açıklamalarda bulundu. Avukatlık mesleğinin geleceği ve sorunları hakkında görüşlerini bildiren Gürbüz, Türkiye’deki hukuk fakültelerinin kalitesinin gittikçe düştüğünü öne sürdü.

    “Sınav sistemi uygulamaya konulmadı”

    Avukat sayısının hızla arttığını belirten Gürbüz, “Hukuk fakültelerinde eğitim kalitesinin gittikçe düştüğü ve nitelikli hukukçu yetiştirme konusunda ciddi problemler bulunduğu tartışmasız bir gerçektir. Hukuk fakültesi mezunlarının sayısındaki artış, beraberinde avukatlık mesleğindeki hormonlu artışı da getirmiştir. Bugün Türkiye genelinde 110 bini aşkın avukat barolara kayıt olup, bu sayılara barolara kayıt yaptırmayıp kamuda çalışan meslektaşlar dahil değildir. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu sayının 160 bini aşacağı öngörülmektedir. Hiç şüphesiz avukat sayısının kontrolsüz artışı özellikle mesleğe yeni dahil olan genç meslektaşlarımız açısından sıkıntılara sebebiyet vermekte ve vermeye devam edecektir. Buna rağmen avukatlık stajına kabulde ve staj bitiminde uygulanan elzem olan sınav sistemi halen uygulamaya konulmamaktadır” dedi.