Etiket: Gündem

  • Detay Gündem Vali Coş’u Konuk Etti

    Medyadetay.com’da yayınlanan “Detay Gündem” bu hafta Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş’u konuk etti.

    Medyadetay.com Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Gümüşel, Köşe Yazarı Neşat Sazoğlu ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Sakarya Bölge Müdürü İbrahim Çorbacı’nın sorularını yanıtlayan Vali Coş, önemli açıklamalarda bulundu.

    Sakarya’da 19 aydır görev yaptığını ifade eden Vali Hüseyin Avni Coş, Sakarya halkına en iyi hizmeti verebilmek için tüm kurumlarla birlikte üzerlerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmek için çalıştıklarını dile getirdi. Yanlışlık, usulsüzlük ve yolsuzluklara müsaade etmeden, her türlü şikayeti ve öneriyi değerlendirerek çalışmaya gayret gösterdiklerini belirtti.

    Herkesin fani olduğunu dile getiren Vali Coş, hayatın garantisinin olmadığını söyleyerek, “Göçe her zaman hazır olmak lazım. Bu dünyada da yer değiştirmek anlamına da gelir, dünya değiştirmek anlamına da gelir. Bunun için de sürekli vedalaşmak ve helalleşmek gerekir” dedi.

    HİZMET KALİTESİ VE ETKİNLİĞİ

    Verilen hizmetin kalitesini ve etkinliğini ölçmek açısından vatandaşla birlikte olmanın önemine dikkat çeken Vali Coş, “Vatandaşlarımızın hizmet almakta zorlanıyorsa, yapılması gereken hizmet standartların altında ise zaman zaman bu konuda eksik hususların bize iletilmesi açısından vatandaşlarımızla bir araya gelmenin büyük önemi var. Sosyal politikalar anlamında alınan kararlar ve çıkarılan yasalar çerçevesinde çok önemli hizmet modelleri var. Bunlardan haberdar olmadıkları için hizmet alamayan vatandaşlarımız olduğunu görüyoruz ve hemen müdahale ediyoruz. Vatandaşlarımızın bu buluşmalardan memnun olduğunu görüyoruz. Birlik ve beraberliğimizi ortaya koymuş oluyoruz. Sakaryalıların gönüllerinin fevkalade zengin olduğunu, kendilerine hizmet eden insanlarla buluşmaktan ve konuşmaktan keyif aldıklarını da görüyoruz. Bu da bizi memnun ediyor” diye konuştu.

    ANISINI ANLATTI

    Vatandaş buluşmalarında ilginç olaylar yaşandığına da dikkat çeken Vali Coş, “Zaman zaman özel şeyler de oluyor. 80 küsur yaşındaki bir amcamız, İstiklal Madalyası da var. Bastonunun içinden ney çıkardı. Kulaklarımızın pasını sildi. Enteresandı. Kendisini tebrik ettik. Bu bir gönül buluşmasıdır” dedi.

    TUİK VERİLERİ

    TÜİK’in açıklamasına göre yaşam standartlarında Sakarya’nın üst sıralarda yer aldığının ortaya çıktığını belirten Coş, bu sonucun Sakarya’nın hakkı olduğunu söyledi. Coş, “Bu sonuç bir hakkın teslim edilmesi anlamına geliyor. Sakarya ve Sakaryalının hak ettiği konum TÜİK tarafından teslim edilmiştir. İnşallah birinci olacağız” dedi.

    HUZUR KENTİ SAKARYA

    Sakarya’nın huzur kenti olduğunu ve birlikte yaşamanın en güzel örneği olan özel bir coğrafya olduğunu da kaydeden Coş, “Osmanlı bakiyesi gibi, çok çeşitli etnik kökenlerden insanlar bir arada, huzur ve güven içinde, sevgi ve saygı içinde yaşıyor. Emekli olduğumda nerede yaşamak istediğim sorulsa Sakarya olduğunu söylerim. Sakarya’yı Sakarya yapan insanının güzelliğidir” diye konuştu.

    EĞİTİM

    Sakarya’nın özellikle de sınavlarda başarı sıralamasının birkaç etkeni olduğunu belirten Vali Coş, “Öğrenci, öğretmen ve Veli etkenlerinin bir arada olması gerekiyor. Sakarya büyük bir deprem yaşamış bir il. Yaşanan travmalar nedeniyle, o günlerden kalan bir alışkanlık var. Ama bu da yavaş yavaş aşılıyor. Bir anda bir başarıya ulaşılması için seferberlik içinde çalışılması lazım. Bundan sonra eğitimcilerin performanslarını değerlendirirken, sınav başarılarını da dikkate alacağız. Şu anda orta seviyelerdeyiz. Daha büyük başarıları elde etmek için daha da çalışacağız” dedi.

    İKİNCİ ÜNİVERSİTE

    Sakarya Üniversitesi’nin de çok başarılı bir üniversite olduğuna dikkat çeken Vali Coş, şehre ikinci üniversite kazandırılması için de çalışacaklarını dile getirdi. Coş, “İkinci üniversitemiz yok diye kendimizi çok fazla heder etmeyelim. Sakarya Üniversitesi, birçok üniversiteye bedel” dedi.

    BİLDİRİYE İMZA ATAN AKADEMİSYENLER

    Bildiriye imza atan akademisyenler “SAÜ’de iki akademisyen bir de doktora öğrencisi var. Savcılık gerekli incelemeyi yaptı. Toplumun, milli menfaatlerine, gerçeğe aykırı olarak düzenlenen ve asla bir akademisyenin, vasfına, statüsüne, aklına yakışmayan bir terör örgütü propaganda metnini imzalamaları, buram buram mandacılık kokan, devleti suçlayan, saçma sapan, gerçek dışı sözde bildiriydi. Sakaryalı hemşehrilerimizin bunu telin etmesi gerekmekteydi. Ben Sakarya’da teröre karşı olan, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne inanan bütün herkesin bir araya gelip, 100 bin imza toplasınlar ve sözde akademisyenlerin hezeyanına tepki göstersinler isterdim” dedi.

    Türkiye’de akademisyenlerin küçük bir kısmının bu bildiriye imza attıklarını kaydeden Vali Coş, “Ama devleti katliamla suçlayan, bu katliamın durdurulması için yabancı güçlerin Türkiye’ye gelmesini isteyen, mandacı, sömürgeci bir anlayışı taşıyan bu tür kişilerin akademisyen olmaları düşündürücü bir durum” şeklinde konuştu.

    Bölgede katliam uygulayanın devlet değil, terör örgütü olduğunu söyleyen Vali Coş, “Bölgede okullar yakılıyor, yıkılıyor, hendekler kazılıyor. Yaşlısı genci bu durumdan olumsuz etkileniyor. Akademisyenlerin orada ne olduğunu araştırmadan, incelemeden, nerede hazırlandığı belli olmayan bir bildiriyi imzalamak, akademisyen vasfına yakışmıyor. Zaten milletimiz nazarında da onlar mahkum edilmiştir. Milletimiz bu zihniyeti asla affetmeyecektir. Milletin aklı ile alay etmenin hiçbir tutarlı tarafı yoktur. Milletimiz ariftir, bunun gereği olarak da dostunu düşmanını çok iyi biliyor” dedi.

    SERDİVAN KAYMAKAMININ GÖREVDEN ALINMASI

    Vali Coş, Serdivan Kaymakamının görevden alınması ile ilgili olarak, “İhtiyaca binanen, yürütülen bir incelemenin selameti açısından Serdivan Kaymakamı görevden alındı. Yürütülen incelemenin sonucunda da kalıcı bir karar verilecektir” dedi.

    Vali Coş ayrıca, bazı belediyelerde incelemelerde bulunan mülkiye müfettişleriyle ilgili olarak ise, “Hizmet verilen, önemli işlere imza atılan mercilerde, herkesi memnun etmek mümkün değildir. Bazı vatandaşlar haksızlığa uyguladıklarını düşünerek şikayet ederler. Bu şikayetler üzerine bir takım incelemeler yapılabilir. Ama bu belediyelerde bir sorun olduğunu da göstermez” diye konuştu.

    Vali Coş, yerel yöneticilerle herhangi bir sorun yaşamadıklarına da dikkat çekerek, “Şahsi bir işletmemiz yok. Biz birbirini tamamlayan idareleriz. Birbirini destekleyen kurumlardır. Aramızda rekabet olursa yanlış olur. Birbirlerine rakip olurlarsa, devlet ve millet zarar görür.

    PARALEL YAPI

    Vali Hüseyin Avni Coş, Sakarya’da da paralel yapı ile mücadelenin sürdüğünü kaydetti. Vali Coş, “Paralel devlet yapısı, Fetullahçı Terör Örgütü illegal bir oluşumdur. Devlet ve millet için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İlimizde de bu yönde çalışmalar büyük bir titizlik ve hassasiyet içinde yürütülmektedir. Devletin ilgili birimleri, bu konuda son derece dikkatli ve müteyakkizdir. Özel bir emir beklemeden ne yapılması gerekiyorsa yapmaktadır. Bizim de üzerinde özenle durduğumuz bir konudur. Herhangi bir savsaklamayı da, ihmali de asla mazur göremeyiz. Savsaklamak ve ihmal de bu yapı ile eş anlamlıdır. Bu yapı ile mücadelemiz her platformda sürecektir” diye konuştu.

    EKMEK ZAMMI

    Talep edilen yüzde 7’lik ekmek zammını uygun görmediklerini ve zam talebi ulaştığında itiraz ettiklerini söyleyen Vali Coş, “Ancak bunda başarılı olamadık. Biz azınlıkta kaldık, etkili olamadık. Ama vatandaşlarımız zamla ilgili olarak Tüketici Derneklerine itirazda bulunabilirler. Ekmek önemli bir konu. Kutsal bir gıda maddesi. Ekmeğin fiyatlarını önemsiyoruz. Çünkü dar gelirli ve nüfusu fazla olan ailelerin bütçelerinde önemli bir yer tutar. Bunu dikkate alarak ekmek fiyatlarının gözden geçirilmesi lazım. İnşallah sektör temsilcileri Bakanımızın uyarılarını dikkate alarak yeni bir düzenleme yaparlar. Sakarya fırın sayısının çok, ekmek satışının az olması nedeniyle ekmek zammı haklı olarak gösterilmek isteniyor. Meseleyi ilgi sektör temsilcileri, meslek odaları ve yerel yöneticilerin bu zammı yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” şeklinde görüş belirtti.

    MİT TIRLARI

    MİT tırlarının durdurulması olayı sırasında Adana Valisi olarak görev yapan Hüseyin Avni Coş yaptığı değerlendirmede, olayın tamamen bir algı operasyonu olduğunu söyledi. Coş, “Herhangi bir ülkede milli istihbarat teşkilatlarının, benzer bir durumda araçlarının herhangi bir polis, jandarma tarafından aranması olmuş mu diye araştırdım böyle bir şey yok. Tamamen kurmaca ve düzmece. Tek amacı Türkiye Cumhuriyetini ve Milli İstihbarat Teşkilatını itibarsızlaştırmak. Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlere zarar vermek amacıyla, planlı ve örgütlü bir şekilde yapılan olaydır. Türkiye Cumhuriyeti’nin terör örgütüne silah yardımı yapıyormuş gibi göstermek için yapılan, kötü ve art niyetli bir kumpas faaliyetidir. Yargı süreci devam ediyor. Görevlerini kötüye kullanan her kim ise adalet karşısında bedelini ödeyecektir. Olayın hiçbir noktasında iyi niyet göremedim. İşin mahiyeti de vasat bir vatandaş tarafından da anlaşılıyor. Olay aslında paralel örgütün gözünün ne kadar kara olduğunu, belli amaç ve hedeflere ulaşmak için, devletin bütün organlarını felce uğratabilecek, koordinasyonu imha edebilecek, bunları çatışma içine sokabilecek bir yapı olduğunu bu olay ortaya koymuştur” dedi.

  • Giresun Belediyesi’nde Gündem Dereli’de Siyanürle Altın Arama Ruhsatı

    Giresun Belediye Meclisi Şubat ayı ilk toplantısı Belediye Başkanı Kerim Aksu başkanlığında yapıldı.

    Toplantıda Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğü tarafından meclisin bilgisine sunulan, Dereli’nin Konuklu köyünde siyanürle altın arama işinin incelenmesine karar verildi. Koza Altın İşletme A.Ş. altın arama ruhsatı verildiği, bölge halkının ise 11 Şubat tarihinde toplantı yapacağı, Giresun içme suyu havzasını kapsayan bölgenin incelenmesi istendi.

    Belediye Başkanı Kerim Aksu, konunun önemine vurgu yaparak “Bu soruna tepkisiz kalamayız. Tepkimizi gösterelim. Siyanürle altın aranması su havzalarımıza zarar verecektir. 11 Şubat’ta yapılacak toplantıya isteyen meclis üyemiz katılabilir. Su geleceğimizdir” dedi.

  • HDP Ve DBP’den Gündem Değerlendirmesi

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Leyla Zana’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu talep etmesine yönelik yaptığı açıklamada, “Elbette bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmasını isteriz” dedi.

    HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DBP Genel Merkez irtibat bürosunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Türkiye’de resmi olarak kabul edilmese dahi onlarca yerde fiili olarak sokağa çıkma ve sıkıyönetim uygulamasının sürdüğünü iddia etti. Yüksekdağ, “Bu topraklarda sokağa çıkmak evinde ve sokağında kendini güvende hissetmek artık mümkün değil. 7 Haziran’dan bu yana tırmanan şiddet, kaos, ölüm savaş, çatışma bunların tek bir nedeni var, Türkiye’deki siyasi rejimi başkanlık doğrultusunda değiştirmek. Bugün cumhurbaşkanı yine yeniden talimat veriyor, bu parlamenter rejim sistem miadını doldurdu, en kısa zamanda bir başkanlık anayasasını oylamak için Türkiye sandıklara gitmelidir diyor. Bütün bir toplumun yaşama ve ahlaki değerlerini çürütmeye çalışanlar aynı zamanda kendileri de çürüyor, kendileri de ayakta durma ve geleceğe yürüme duruşlarını yitiriyorlar. Bütün Türkiye halkları ile birlikte Cizre’de, Sur’da yaşanan bu yıkıma karşı bu birleşik tutumuzu daha da güçlendireceğiz. Ben bütün demokrasi güçlerine bir kere daha birliğimizi güçlendirme, yaşam için onur için daha güçlü direnme ve seferber olma çağrısı yapıyorum” diye konuştu.

    Bir gazetecinin, Leyla Zana’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin çözüm sürecine katkısı olup olmayacağı sorusuna Yüksekdağ, şöyle cevap verdi:

    “Elbette bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmasını isteriz ama doğrusunu söylemek gerekirse son dönemde yaşanan ve bugün de hala devam eden çatışma, şiddet siyaseti ve kullanılan dil bu konuda bizim umutlu olmamızı engelliyor.”

    “HALK GÖREVDEN ALMA DURUMUNU KABUL ETMEZ”

    Daha sonra konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise, Sur’da sokağa çıkma yasağının genişletildiğini hatırlattı. Yüksek, şu ifadeleri kullandı:

    “Diyarbakır’ın yarısı bu durumla karşı karşıya. Diyarbakır’ın şimdi yarısı, diğer gün üçte ikisi diğer gün tamamı abluka altına alınacak, sıkıyönetim uygulamasına tabi tutulacak, sokağa çıkma yasağı ilan edilecek. Bu politika sadece Kürtlere zarar veriyor değil Türkiye’nin tamamına zarar veriyor, Türk toplumunun tamamına zarar veriyor. Biz şunu tekrarlayalım. Asla bir kayyum ataması uygulamasını kabul etmeyeceğiz.”

    Yüksekdağ ve beraberindeki milletvekilleri daha sonra sağlık çalışanlarının Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde devam ettiği ‘Beyaz nöbet’ eylemine katıldı.

  • Karabüklü Öğretmen Kazakistan’da Gündem Oldu

    Uzun yıllar Karabük’te öğretmenlik yapan ve son 7 yıldan bu yana Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesinde Tesisat ve Doğalgaz öğretmeni olan Satılmış Çayır, kendi yaptığı güneş enerjili aracı ile Kazakistan’da gündem oldu.

    Üniversite ana binaları ve lojmanlarının da güneş enerjisi ile ısıtılmasında ve sıcak su temininde projeler gerçekleştiren Çayır, hem Kazak yetkililerin hem de üniversite yönetiminin ilgisini çekti.

    Tamamen üniversitenin atölyelerine kendi el emeği ile yaptığı güneş enerjili otomobilin patentini alan Satılmış Çayır’ın otomobili Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da dikkatini çekmiş, Davutoğlu Dışişleri Bakanı iken gerçekleştirdiği Kazakistan gezisinde otomobilin direksiyonuna geçerek deneme sürüşü gerçekleştirmişti.

    Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin sosyal sorumluluk projelerinde de görev alan Satılmış Çayır, özürlüler için güneş enerjili araçlar üretti. Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Kutalmış üniversitenin gönül köprüsü kurduğunu gelişmesi için kendilerinin ve üniversitede görev yapan görevlilerin büyük bir şevkle çalıştığını kaydetti.

    Öğretim görevlisi Satılmış Çayır kendisine gösterilen güven ve destekten dolayı üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ve Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Kutalmış’a teşekkür ederek, yeni bir çalışmasının da Mart ayında tanıtılacağını ifade etti.

  • CHP İl Başkanı Taşkent, Radyo 264’de Gündem Özel Programına Katıldı

    CHP Sakarya İl Başkanı Ayça Taşkent, Radyo 264’de Raif Uğan ile Gündem Özel programına katılıp programa gelen soruları cevaplandırdı

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Ayça Taşkent, Radyo 264’de katıldığı programda CHP’yi değerlendirirken atama il başkanı eleştirilerine, “Bizim partimizde de bu göreve atanmak isteyen birçok arkadaşımız oldu. Ben bundan hiç gocunmadım” dedi

    İl Başkanlığına neden aday olduğu sorusunu yanıtlayan Taşkent, “Rövanş kültürünü kaldırmak, geçmişle hesabı kapatmak, önce CHP diyebilmek, kentin sorunlarında çözümleyici gücü olmak, sadece söylemde değil eylemde de birliktelik sağlamak. Tek yapmak istediğim, gerçekten hayata geçirmek istediğim konular bunlar. Çok adaylı yarışlar güzeldir. Her kongre sonunda ayrışmalar değil bütünleştirici olabilmek için, akıl vermek değil emek vermek istediğimden, yarım kalan ve yapmayı hedeflediğimiz projeler için başladığım işi tamamlayabilmek için bu göreve devam etmek istiyorum” dedi.

    Atama il başkanı eleştirileri ile ilgili açıklamalarda bulunan Ayça Taşkent, “Atama kelimesi bizim tüzüğümüzde yer alır. Yani tüzüğümüzde var olan bir şeydir. Atanmış bir yönetici olmak, bazı insanlar için sıkıntı yaratabilir. Hangi, insanlar için sıkıntı yaratabilir? Kendine ileriki dönemlerde bir hedef koymuş, eğer atanırsa bu hedefe ulaşamayacağını düşünen insanlar genellikle böyle bir atama başkan görevini kabul etmeyebilirler. Bizim partimizde de bu göreve atanmak isteyen birçok arkadaşımız oldu. Ben bundan hiç gocunmadım. Ben İl Başkanı olmaktan da gurur duyuyorum. Ben kendi siyasi beklentilerimi düşünseydim bu görevi kabul etmezdim. Benim için önemli olan CHP idi” ifadelerine yer verdi.

    İl başkanlığının seçim odaklı bir sürece denk geldiğini ve yerele odaklanmak istediğini ifade eden Taşkent, “Yaşanan süreçte seçim odaklı il başkanlığı yapmak zorunda kaldım. Önce 7 Haziran sonra 1 Kasım seçimleri. Daha yerel daha geniş bir çalışma olanım olması gerekiyordu. Benim istediğim yerele odaklanmaktı. Ancak yaşanan süreç beni o noktaya götürmedi. Bundan sonraki süreçte kendi çalışma arkadaşlarımı kendim seçebileceğim bir süre. Yani göreve göre adam seçimi. Eğer başkan seçilirsem bu süreç daha farklı olacak. Medya anlamında da, yönetimimizde medya ilişkilerinden sorumlu bir arkadaşımız olacak. Bu anlamda da çok daha farklı bir uygulama içinde olacağımızı göreceksiniz” diye konuştu.

    Taşkent açıklamalarını şu şekilde tamamladı; “Bin yataklı hastane çok önemli. Geçen gün Kocaeli Umuttepe’ye gittim, orada o kadar çok Sakarya’dan gelen hasta var ki. Bin yataklı hastanenin olması, insanlarımızın oraya taşınmasını da engelleyecek. Bizim büyük hastane gurubuna ihtiyacımız var. Ancak orta da trajikomik bir durum var. Yerel yönetimlerin aldıkları oy oranına göre; burada hastane olsun demek olur mu? Oysa; böyle bir hastanenin nerede yapılacağının kriteri o ilçelerin aldıkları oy oranları değildir. Bu kentin sivil toplum kuruluşları vardır, bu kentin, bu hastane buraya yapılırsa daha faydalı olur, daha uygundur diyecek, alanında uzman insanları vardır. Bunlara bakılmadan, AK Partili bazı belediye başkanlarının, bu tür bir yarış içine girmesi ve arkasından da hastanenin 2016 yatırım planında yer almaması; bu konu ya ne kadar ciddi baktıklarının göstergesi. Olmayan bir yatırımın kendi aralarına tartışmasını yapıyorlar.”