Etiket: Gündem

  • Gündem Erzurum

    ERSİN ÖZTÜRK
    ERZURUM (İHA) –

     

    AK Parti Erzurum İl Başkanı Murat Kılıç, parti binasında bir basın toplantısı düzenleyerek yerel gündeme dair açıklamalarda bulundu.
    Kılıç, “Ekonomi Bakanlığının hazırlamış olduğu ‘Ekonomik Forum Düzenleme Planı’ projesini bizde şehrimizde uygulamaya çalışacağız. Çalışmalarımız bir gün olmak üzere yılda iki kez yapılaması planlanıyor. Erzurum’da Ekonomik Forum Düzenleme Planımız çerçevesinde şehrimizin güçlü ve güçsüz varlıklarını, yeteneklerini keşfetmek konusunda bir istişare grubu kuracağız. Erzurum Ekonomik Forum Düzenleme Planını yılda iki defa gerçekleştirmeyi planlıyoruz ve bunları il binamızda değil şehrin önemli noktalarında gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yapılacak olan çalışmalar öncesi Sivil Toplum kuruluşları ve üniversitemizin yöneticilerini de davet edeceğiz. Eğer başarabilirsek sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek ortak bir çalışma yürütmeği hedefliyoruz. Yapılan bütün çalışmaları partimizin genel sekreteryasına ve ilgili bakanlıklarla paylaşarak şehrimiz için önemli adımlar atacağız.” dedi.
    Kılıç, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) hakkında ise, “2. OSB çalışmaları devam ediyor. 4 Mart’tan itibaren Valilik ve Belediye bu işler için Mayıs ayı gibi alt yapı ihalesi yapacak.” şeklinde konuştu.
    AK Parti İl Başkanı Murat Kılıç, ot ve saman konusunda Damızlık ve Sığır Yetiştiriciliği Birliği’nin işini iyi yapamadığını ifade ederek, “Çiftçimiz bu yüzden mağdur oldu. Fakat bu işi çözmek için çalışmalarını sürdürmekteler. Bizde bu konuda onlara elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz. Çiftçiden alınan paranın geri ödenmesi konusunda Damızlık ve Sığır Yetiştiriciliği Birliği nasıl para bulunur nasıl bir yerden kredi çekilerek mağdur olan vatandaşlarımızın parasını geri verebiliriz şeklinde çalışmalarını sürdürmektedir.” diye konuştu.
    Kılıç, Et ve Balık Kurumu hakkında ise, “AK Parti İktidara gelmeden önce özelleştirilmesi tamamlanmayan 8 kombina kalmıştı ve bunlardan bir tanesi de Erzurum Kombinasıydı. Bu konuda biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Fakat bu Erzurum Kombinasının ildeki bütün hayvanları kesebilecek kapasitede olduğunu söylemek mümkün değil. Bu sene yaşanan kuraklık nedeniyle ot ve samanın yetersiz olmasından dolayı vatandaşlarımız kombinaya yöneldi.” dedi.
    Hızlı tren’in sadece Sivas – Erzincan arasında olacağı şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu kaydeden Kılıç, “Sivas – Erzincan arası hızlı tren projesi sonlandıktan sonra Sivas- Erzurum projesi hazırlanmaya başlanacaktır. Ve bu projenin Erzurum ile de sınırlı kalması söz konusu değildir.” diye konuştu.
    Kılıç Vakıflar AVM için, ”Cumhuriyet Caddesinde yapımı tamamlanan Vakıflar AVM için Vakıflar Müdürlüğü iyi bir kiralama sözleşmesi hazırlanmakta bunun için ince eleyip sık dokumaya çalışıyorlar. Sonrasında sıkıntı yaşamamak adına her noktayı en ince ayrıntısına kadar düşünmeye çalışıyorlar. Bildiğiniz gibi Erzurum’daki iş hanları ve pasajlar olumlu yönde kullanılmamakta. Bu yüzden aynı yanılgıya düşmemek adına ihale biraz gecikti.” şeklinde konuştu.
    Kılıç, “Yaptığımız ilçe ve köy gezilerimizde Büyükşehir yasasını anlatmaya çalışıyoruz vatandaşlarımıza. Kimsenin kafasında soru işareti kalmaması adına bilgi aktarmaya çalışıyoruz. Yaptığımız gezilerde özellikle köylerde içme suyu ile ilgili sorunlar karşımıza çıkıyor” dedi.

  • Fatih Terim’den bomba açıklamalar

    Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 2-1 kaybedilen Kasımpaşa maçı sonrasında önemli açıklamalarda bulundu… İlk defa basın toplantısında yazılı bir metin ile konuşan ve hiçbir soru almayan Terim, çok sert konuştu…

     

    Kasımpaşa maçı sonrasında basın mensuplarının karşısına çıkan Fatih Terim bomba açıklamalar yaptı…

     

    İŞTE FATİH TERİM’İN AÇIKLAMALARI

     

    Fatih Terim, maçın ilk yarısında yedikleri golün kendileri  için kırılma noktası olduğunu söyledi. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Terim,  oyuna iyi başladıklarını ve golü bulduklarını belirterek, “Oyunu domine eden  taraftık. Ancak ikinci golü ararken beraberlik golünü yedik. Bana göre oyunun  kopma anıydı” dedi. Özellikle önde oldukları sırada Emre Çolak’ın değerlendiremediği gol  fırsatına değinen Terim, “Emre o golü atabilse… Pozisyonun dönüşünde de golü  yedik. İlk yarıda bu durum bize baskı yapmadı ama ikinci yarı için aynısını  söyleyemeyeceğim. İkinci yarıda iyi oynamadık, maçı domine edemedik. Kasımpaşa’yı  tebrik ediyorum. İyi mücadele ettiler. Sonuç olarak Galatasaray 3 puanı kaybetti.  Üstesinden geleceğiz, gelmek zorundayız. İkinci yarıya iyi başlamak istedik ama  başlayamadık” diye konuştu.

     
    CEBİNDEN YAZILI METİN ÇIKARDI 
    Teknik direktör Fatih Terim, kulüp başkanı Ünal Aysal’ın kendisiyle  ilgili yaptığı açıklamalar üzerinden oluşan kamuoyu gündemine yönelik cevabını  önceden hazırladığı yazılı bültenle verdi. Son günlerde yaşanan olaylara ve haberlere ilişkin birkaç şey söylemek  istediğini aktaran Terim, “Esasında konuşma niyetinde değildik ama kaybedince  başka yerlere çekilebilir ihtimaliyle konuşmak istedim. Bildiğiniz gibi ben genel  olarak sessiz kaldım. Bu da iyi bir yanıt bence. Çoğu zaman önemli bir tavır  olmuştur bu. Çok önemli bir konu ve her kelimenin dikkatli seçilmesi gereken bir  ortam olduğu için, titizlikle dikkat ediyorum” ifadelerini kullandı.

     

     

    “Sessiz kalarak ancak gündemden kopmadan, olayları ve insanları  izleyerek, yazılanları ve söylenenleri takip ederek geçirdiğim bu süre zarfında,  her şeyi daha iyi anladığımı, her şeyi daha iyi kavradığımı söyleyebilirim”  diyerek sözlerine başlayan Terim, şöyle konuştu: “Olayları dışardan izlemek insana çok şey öğretiyormuş. Ben sanıyordum  ki başarısızlık durumlarında futbol camiaları, kulüpler karışır. Halbuki son  1,5-2 senedir yaşanan ve yaşatılan, sürekli başarıya, alınan puanlara ve  kupalara, ilk 16 sıralamalarına rağmen, bir camia durduk yere içerden  çözülebiliyor, karıştırılabiliyormuş.

     

     

     

    “ÇOK SIKILDIM VE YORULDUM”

    Açıkçası bir sorumlu ve suçlu aradığımdan  değil, bedel ödetmek gibi bir niyetim de yok, cezalandıracağımızdan da değil.  Geçmişin muhasebesini de yapmak istemiyorum. Ben geleceğe bir şeyler söylemek  istiyorum. Geleceğe bakarken, insanların atacağı bir adıma on adımla karşılık  vermek isterken, önüme çıkarılan ve uğraşmak zorunda bırakıldığım şeylerden artık  çok sıkıldım ve çok yoruldum.

     

     

     

    “GALATASARAY’IN BİR ELEMANI OLARAK!”

    Buradan herkese ama herkese sesleniyorum. Lütfen  herkes dikkatle iyi dinlesin. Bir Galatasaraylı olarak, bir Galatasaray sevdalısı  ve aşığı olarak bu kulübe 40 yıl hizmet etmiş, sadece hocası değil, divan kurulu  üyesi olarak, Galatasaray’ın bir elemanı olarak, tekrar ediyorum, Galatasaray’ın  elemanı olarak, rahat ve huzurlu çalışacağım, kişilerle ve olaylarla değil, sahayla, oyunla futbolcuyla ilgileneceğim ve bir zahmet konsantrasyonumuzun saha  dışı olaylarla bölünmediği bir ortam rica ediyorum. Sanıyorum bunu hem ben, hem  oyuncularım, hem de gerçek Galatasaraylılar istiyor ve diliyor. Hepimiz insanız,  hata yapabiliriz. Hata yapmak insanlara mahsustur. Hatayı tekrar etmek,  hatalardan beslenmek ve hatta hataların tadını çıkarmak ise kimlere mahsustur siz  karar verin. Rica ediyorum, insanlara daha fazla zarar vermeden, kulüp  menfaatlerini ve kulübümüzün geleceğini, Galatasaray markasının değerini,  Avrupa’daki itibarını zedelemeden işimize bakalım. İnanın bana herkes sadece  işini yapsa çok daha huzurlu oluruz.”

     
    “YETERİNCE MALZEME OLDUK ZATEN”   
    Kendisine kulüp başkanı Ünal Aysal’ın yaptığı açıklamalarla ilgili soru  yöneltilmemesini özellikle isteyen tecrübeli teknik adam, “Yeterince malzeme  olduk zaten. Daha fazla olmayalım. Hatta bir müddet eğer mümkünse, hepimiz  susalım, dinlenelim, düşünelim ve değerlendirelim” şeklinde görüş belirtti.

     

     

    İşlerinin, maçlarının ve başarılarının konuşulması temennisinde bulunan  Fatih Terim, sözlerini şöyle tamamladı:“Buradan tek tek yaşananlara, söylenenlere cevap vermeyeceğim. Bilin ki,  sustuğum için rahat değilim. Değilim ancak düşünmek zorunda olduğum bir takım var  ve bu takımın başarısı söz konusu. Daha fazla buna mani olacak kişilere ve  olaylara müsaade etmeyeceğimden emin olabilirsiniz. Unutmamamız gereken önemli  bir gerçek var. Ne teknik direktör olarak ben, ne bir başka teknik direktör, ne  oyuncular, ne yöneticiler, ne başkan, ne de transfer edilen veya edilmesi  düşünülen futbolcular, hiçbiri Galatasaray’dan büyük değildir. Olamaz da. En  başta ben olmak üzere. Bir tek gerçek vardır, o da asıl olan Galatasaray.”

  • Kayıp Türkler ‘Dadaş’ çıktı

    Kayıp Türkler olarak gündeme gelen ve Moğolistan’ın kuzey sınırındaki Sayan Dağları yamaçlarında yaşayan, Türkçe konuşan ‘dukha’ adlı topluluğun atalarının Erzurumlu olduğu belirlendi.

     

    AHMET AKBUĞA

    Atatürk Üniversitesi Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. SavaşEğilmez, yaptıkları araştırma sonucunda Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve fotoğrafçı Selcen Küçüküstel tarafından hazırlanan “Dukha Halkı Kayıp Türkler” belgeseli sonrasında gündeme gelen kayıp Türklerin Erzurumlu olduklarını söyledi. Eğilmez, şöyle konuştu:

     

    “Belgeselin sahibi yapımcılar şu tespitlerde bulunuyorlar; Tarih öncesini yaşayan ve bizimle aynı dili konuşan bir toplumla karşı karşıyayız. Bundan 10 bin yıl önce insanların yaşadığı şekilde yaşıyorlar. Her şeyi ortaklaşa paylaşıyorlar. Aralarında eşitlikçi ilişkiler var. Suç işlemiyorlar. Kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil. Ren geyikleriyle birlikte onların vahşi göç yollarında onlarla birlikte dolaşıyorlar. Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluk Türkçe’nin lehçelerinden birini konuşuyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini biler yıkamıyorlar.

     

    Belgeselde anlatılan yaşam tarzı, şaman toplulukların bir çoğunda var olan geleneksel yaşam biçimidir. Konuştukları lehçeden bazı örnekler şu şekildedir; Kaçan: Ne zaman. Tanardı: Yarın. Keni: Hani. Neymiş : Neden. Neçe :Ne kadar Moğolistan toprakları, gerek Türk tarihi gerekse Türk kültürü bakımından önemli bir konuma sahiptir. Bu coğrafyada Türk tarihinin ve kültürünün devam ettiğinin en önemli göstergesi, Moğolistan etnik grupları arasında yer alan Türk kökenli azınlıkların halen yaşattıkları kültür tarzıdır. Bilindiği gibi Moğolistan nüfusunu teşkil eden 24 boy içinde yer alan Kazak, Hoton, Tuva ve Duhalar (Tsaatan/Geyik Çobanları) olmak üzere dört boy eski Türk kültürünü devam ettirmektedir. Bunlardan Duhalar hem yaşam tarzı hem de kendilerine has kültür özelliği ile araştırılması gereken önemli topluluklardandır. Bunlara çekilen belgeselde söylendiği gibi kayıp Türkler demek yerine kaybolmak üzere olan Türkler demek daha doğru bir tabirdir. Zira Duhalar çok uzun yıllardan beri bilinmekte ve az da olsa üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Duhaların Erzurum ile bağlantısı da olabilir. Yaptığımız araştırmalarda XV. yy da Erzurum’da hakim olmuş Duharlu sülalesinin atalarından olabileceği ihtimali ortaya çıkmıştır. Moğol istilası ile bölgemize gelen Duharlu sülalesi, XV.yy da bölge tarihinde aktif bir rol oynamıştır. Akkoyunlu ve Karakoyunluların Anadolu’ya gelişleri ve bu coğrafyada faaliyet göstermeleri şüphesiz Anadolu’nun Türkleşmesi için mühim hadiselerden biridir. Bu iki devlet, birbirlerine her fırsatta zarar vermiş, birbirlerinin şehirlerini yağmalamış, birbirlerinin vatandaşlarını öldürmüşler ve birbirlerinin arazilerini işgal etmişlerdir. Bu oymak Akkoyunlu-Karakoyunlu mücadelelerinde etkin bir rol oynamıştır.Başlangıçta, Akkoyunlularla beraber olan Erzurum Duharluları,Bayburt, İspir ve Rize çevresinde de hakim unsur olmuşlardır. Duharlular, Kara Yusuf’un 1410 yılında bu bölgeleri ele geçirmesiyle Karakoyunlulara katıldılar. Duharlular, 1457 yılında Bayburt kalesini savaşmaksızın Uzun Hasan’a teslim ettiler. Safevilerin, Akkoyunluları yıkmasından ve Osmanlıların Doğu Anadolu’yu ele geçirmelerinin ardından Duharlu oymağı, kendi topraklarında, Osmanlı Tımar sistemi içinde yaşamını sürdürmüştür. Bazı kaynaklar Duharluların bilinen en eski bölgelerinin Toharistan olduğunu belirtmektedir. Göktürk Hakanlığı döneminde bu bölgeye, bugün ki Moğolistan topraklarından Türklerin geldiği de bilinmektedir. İsim benzerliği ve bunlar göz önüne alındığında, Erzurum Duharluları ile Moğolistan’da bulunan Duhalar arasında bir bağlantı olduğu söylenebilir. Tabi ki bunu kesin bir şekilde ifade edebilmek için, daha net bilgilerin ortaya çıkarılması lazım. Bu konudaki çalışmalarımıza devam edip, sonuçlarını en kısa zamanda yayınlayacağız.”

    Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluğun Türk dilini konuşması dikkat çekiyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini bile yıkamıyorlar.