Etiket: Gündem

  • Murat Kılıç’tan önemli açıklamalar

    AK Parti Erzurum İl Başkanı Murat Kılıç, Erzurum gündemini değerlendirdi.

     
    Kılıç’ın gündeminde Bölge Eğitim Hastanesin inşaatının durdurulması, yapılacak olan Ekonomik Form Toplantısı, seçim işleri başkanlarıyla bölge toplantısı, 5084 sayılı yasanın uzatılması konusunda mesele, et ve balık kurumunun sıra vermeye başlaması, köylerdeki şap başlangıcı, Vakıflar AVM’nin ihalesi konuları yer aldı.

     

     
    Erzurum AK Parti İl Başkanı Murat Kılıç, konuşmasında, “Erzurum’da özellikle son günlerde Bölge Eğitim Hastanesinin inşaatıyla ilgili bize çok soru geliyor. Başta milletvekillerimiz olmak üzere hepimiz takip ediyoruz. Hastane inşaatını yapan iki firma var. Bunlardan Uzunlar isimli firma bu işi bırakmak durumunda kalmış dolayısıyla diğer firma da işi bırakmak istiyormuş ve inşaat durdu. Şu anda Erzurum İl Özel İdaresi tarafından dört tane kuruma bu durum hakkında görüş sunulmuş durumda. Şu anda çevre ve şehircilik bakanlığından görüş yazısı geldi ve diğer kurumlardan da bekliyoruz. Ya inşaat devam edecek yada ihale iptal edilerek yeniden ihaleye sunularak inşaat devam edecek. Bu inşaatın ne Sağlık Bakanımızın değişmesiyle alakası vardır nede buranın bütçesiyle alakası vardır. Şu anda Erzurum İl Özel İdaresi kasasında 130 milyon bütçe beklemektedir ve hiçbir inşaat ve ihale için bu kadar bütçe ayrılmamıştır. Erzurum’da şu anda şap hastalığı söz konusu ve 23 köyümüzde şap hastalığı görüldü. Çevredeki köylerde aşı çalışması yapılıyor. Şap hastalığının girdiği köylerde aşılama yapmanın pek faydası olmuyor ilerlemesinden başka. Şap bizim bölgemiz için çok önemli bir şey ilerleyen dönemlerde bakanlığımı tarafından bir önlem alınmasını isteyeceğiz. Dumlu AVM’nin önünde tadilat adı altında yeniden bir inşaat yapılıyor. Biz bu konuyu belediyelerimize bildirdik. Ama kaldırım üzerine kimsenin inşaat yapma hakkı yoktur. Kaldırım üzerine inşaat yapma hakkını ne İl Özel İdaresi ne de belediyeler sağlayabilir. Ben bunu etik ve estetik bulmuyorum. Biz belediyelere gerekli uyarıları yaptık gerisi artık onlara kalmıştır gerekeni yapmazlarsa artık vatandaşımıza kendileri açıklamak zorunda kalırlar.

     

     
    Vakıflar AVM ile ilgili olarak açılmaması altından su çıkması değildir. Şu anda vakıflar müdürlüğü ihaleye çıkacak. Vakıflar genel müdürlüğünün bu kadar gecikmesi ilk defa bir alışveriş merkezini kiraya veriyor. Dolayısıyla alışveriş merkezi işletmeciliği yapacak bu işlerle ilgili tecrübesi olan şirketler alsın işletmesini yapsınlar yoksa alışveriş merkezi olmaktan çıkar ve sıradan bir iş hanı bir pasaj görünümüne bürünür.” şeklinde konuştu.

     

     
    KILIÇ, “ENSAR ÖĞÜT KENDİ İLİYLE İLGİLENSİN”
    Kılıç, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’e de tepki göstererek, “Biz Ardahan CHP Milletvekili Ensar Öğüt gibi şov yapamayız. Bizim Milletvekillerimiz de bu tür şovlar yapmayı beceremezler. Şimdi Erzurum’da bu nokta ile ilgili karayollarına bir çalışma yapılması gerektiğini söyledik ve karayollarının da Aksukapı mevkiinde bir çalışmaya başladığını öğrenildi. Şunu bilmenizi isterim ki biz bu konuları göz ardı etmiyoruz. Biz Ardahan Milletvekili gibi şov amaçlı gidip oraya kefen giyip eylemler yaparak halkı etkimiz altına almaya çalışmıyoruz. Bizler bu konu hakkında gerekli görüşmeleri yaparak direk sonuca gitmeyi hedefliyoruz. Ardahan Milletvekili kendi iliyle ilgili çalışmalarını yapsın. Erzurum’un sorunlarıyla ilgilenen yeterince milletvekili var zaten.” diye konuştu.

  • Alkollü sürücüye ‘cana kast’ suçundan işlem

    Hükümeti, bağımlılıklarla mücadelede devrimsel adım atmaya davet eden Sağlık-Der Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen, cana ve mala kast suçundan alkollü sürücülere işlem yapılmasını istedi.
    Son günlerde yaşanan ‘alkol’ tartışmalarını değerlendiren Sağlık- Der Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen, “Laikliğin zorunlu ders olduğu Fransa’da bile alkol ile mücadele konusunda ödün verilmeden çalışmalar yürütülürken, Türkiye’de alkol gündeme geldiğinde olaya ‘laiklik elden gidiyor’ şeklinde bakmak, ideoloji bataklığına batarak, insan sağlığını hiçe saymaktır” dedi.

     
    193 ÜLKE GÖRÜŞ BİRLİĞİNDE
    Kısa süre önce AB’nin ‘Alkol metni’, Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Alkolle mücadele eylem planı’ yayınlayarak, alkolün zararlı etkilerine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla uluslar arası çalışmalar başlatıldığını belirten Sezen, “Bu konu da 193 ülke görüş birliğinde ve eylem planının altında imzaları var. Çünkü veriler ortada. Alkol, her yıl yaklaşık 2.5 milyon insanın ölümüne neden oluyor. Üstelik bu ölümlerin 320 bini 15-29 yaş grubunda. Buna nasıl göz yumulabilinir? Dünyadaki tüm ölümlerin hemen hemen yüzde 4’ünden sorumlu tutulan, sağlığı olumsuz etkileyen etmenler arasında üçüncü sıradaki risk faktörü olarak görülen alkole karşı ciddi bir eylem planı hazırlanarak uygulamaya geçirilmelidir. Fransa’da 2011 yılından bu yana irili ufaklı çok sayıda belediye bile geceleri kent merkezlerinde alkol tüketimi veya satışını yasaklamış durumda iken biz de en ufak bir tedbir gündeme getirilse, tartışmalar başlatılıyor. Laikliğin zorunlu ders olduğu Fransa’da bile alkol ile mücadele konusunda ödün verilmeden çalışmalar yürütülürken, Türkiye’de alkol gündeme geldiğinde olaya ‘laiklik elden gidiyor’ şeklinde bakmak, ideoloji bataklığına batarak, insan sağlığını hiçe saymaktır” dedi.

     
    ALKOLLÜ SÜRÜCÜLERE AĞIR CEZALAR
    Hükümeti, bağımlılıklarla mücadelede devrimsel adım atmaya davet eden Sağlık- Der Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen, “Alkol fiyatları yükseltilerek, çocuklar ve gençler bağımlılıktan uzak tutulmalı, alkol reklamlarının bütün mecralarda yasaklanması sağlanmalıdır. Sivil toplum kuruluşları, sağlık kuruluşları, iş çevreleri ve gönüllü bireylerin katılımıyla alkolün olumsuzlukları kamuoyuna her platformda anlatılmalı, alkollü araç kullanan sürücülere radikal cezalar kesilmelidir. Toplumsal bir sorun olan alkolün trafik kazaları ile mala ve cana karşı işlenen suçlardaki rolü düşünülerek, cana ve mala kast suçundan alkollü sürücülere işlem yapılması sağlanmalıdır” diye konuştu.

  • Erzurumlu çocuğuna hangi ismi veriyor

    Erzurumlu çocuğuna hangi ismi veriyor

    İllere göre yaş grubu ve cinsiyete göre en çok kullanımda olan ilk 30 çocuk isimleri, 2012 sonuçları açıklandı. Erzurum’da kızlarda Fatma, Ayşe, Hatice, erkeklerde ise Ahmet, Mustafa ve Mehmet isimleri en fazla kullanılan adlar oldu.

     
    ERZURUM VERİLERİ
    Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Erzurum’da en fazla kullanılan kadın ve erkek isimleri açıklandı. İlde erkeklerde, Ahmet, Mustafa, Mehmet, Yusuf ve Ali, Kadınlarda ise Fatma, Ayşe, Hatice, Zeynep ve Emine isimleri ilk beş sırada yer aldı.

     

     
    2012’DE DÜNYAYA GELEN ÇOCUK İSİMLERİ YOĞUNLUĞU
    2012 yılında dünyaya gelen erkek çocuklara en fazla konulan isimler Berat, Yusuf, Emir, Mustafa, Mehmet, Ahmet, Muhammed, Ömer, Emirhan, Çınar, Enes, Ali, İbrahim ve Furkan, kız çocuklara konulan isimler ise Zeynep, Elif, Ecrin, Yağmur, Azra, Nisanur, Zehra, Nehir, Ela, Belinay, Hiranur, Eylül, Meryem ve Merve olarak sıralandı.

     

     
    EN FAZLA TERCİH EDİLEN İSİMLER
    TÜİK verilerine göre, 0-17 yaş gurubu erkek çocuklarına en çok konulan isimler Mehmet, Mustafa, Yusuf, Ahmet, Furkan, Emre, Ali, Ömer, İbrahim, Enes, Hüseyin, Muhammed, Burak ve Hasan, kız çocuklarına en fazla konulan isimler ise Zeynep, Elif, Merve, Büşra, Fatma, Esra, İrem, Ayşe, Kübra, Emine, Hatice, Yağmur, Rabia ve Zehra olarak belirlendi.

     

     
    BURÇLAR
    Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerine Doğum Yılı 2001-2012 Yılları Arasında Olan Kişilerin Burçlara Göre Dağılımı ise şöyle oldu; Koç 1.265.596, Boğa 1.243.815, İkizler 1.393.075, Yengeç 1.430.853, Aslan 1.487.731, Başak 1.390.154, Terazi 1.275.571, Akrep 1.193.696, Yay 1.036.506, Oğlak 1.502.136, Kova 1.243.353, Balık 1.234.854

  • Akiller’in aklı dolandı

    Akiller’in aklı dolandı

    Bursa’da bir fabrikada işçilere barış sürecini anlatan akil insanlara, “Siz vatan haini misiniz?” diye soruldu. Yücel Saylan, “Ben şimdi vatan hainiyim ama barış olsun, silahlar sussun istiyorum” dedi. Ali Bayramoğlu ise, “Bugün atılan adımlar bölünmeyi engelleme adımıdır” diye konuştu.

     

    Akil İnsanlar Marmara Grubu Üyelerinden Hülya Koçyiğit, Yücel Saylan, Ali Bayramoğlu, Levent Korkut ve Mithat Sancak; Organize Sanayi Bölgesi’nde Erol Gülmez’e ait E.G. Pres Fabrikası’ndaki işçilerle bir araya geldi.

    Akil insanları dinledikten sonra söz alan bir kişi, “Damat Ferit döneminde Heyet-i Nasiha diye bir yapı oluşturulmuş. Bugün tarihte o heyete biraz vatan haini olarak bakılıyor. Şimdi de sizin heyetiniz bunlara benzetiliyor. Ben size soruyorum, siz vatan haini misiniz?” dedi.

     

    Bu soru üzerine Yücel Saylan, kendisinin bir bilge olmadığını ifade ederek, “Ben sizin düşüncenizden farklı söylesem ikna mı olacaksınız? Bizim sizi ikna etmek gibi bir niyetimiz yok. İlk defa bu soruları toplu olarak soruyoruz. Buraya geldik, neye karar vereceğiz? Sahneye indik, seyirci olmaktan çıktık. Biz seyirci değiliz. Burada karar mekanizması biziz. İstediğimiz şey bu meselenin çözümüdür. Siz vatan haini olarak görüyorsanız öyle görün. Evet ya da hayır desem de inanmayacaksınız. Belki de öyleyimdir, ne bileyim? Damat Ferit örneği verdiniz. Biri bir yerden gayet enayi bir örnek çıkarıyor. İstanbul‘da işgal orduları mı var? O dönemde, işgali kabul edelim diye o heyeti gönderiyorlardı. Şimdi Türkiye işgal altında mı? İstanbul işgal altında mı? Biz de buraya gelip, ‘Bakın, fazla ses çıkarmayalım da insanlar ölmesin.’ Biz öyle mi diyoruz? Bunu söyleyenin kafasına göre Türkiye işgal altında. Aptal bir örnek. Ben şimdi vatan hainiyim ama ben barış olsun, silahlar sussun istiyorum” cevabını verdi.

     

     

    Ali Bayramoğlu ise, “Bir kere bayrak kalkacak, Türk kelimesi kalkacak, T.C. kalkacak gibi saçmalıkları kafanızdan lütfen atın. Böyle bir şeylerin olması söz konusu değil. En fazla, vatandaşlık tanımının Türk olmayanları da içerecek bir şekilde, demokratik bir şekilde tanımlanması Anayasa‘da söz konusu olacaktır. Türkiye’de şu anda ne bayrak tartışması var ne T.C. tartışması var ne de Türk kelimesinin tartışması vardır. Eğer buradan yola çıkarsak karşı tarafın veya siyasi iktidarın düşünmediği şeyleri onlara atfedersek, bir anlamda yel değirmenleriyle savaşmaya başlarız. Kendi öfkemizi başka yere transfer etmeye başlarız. Öfke ile neyi çözebiliriz? Bir arkadaşınız söyledi, ‘Açılım bölünmeyi getirecekse ben onu istemiyorum.’ Eğer öyleyse ben de istemiyorum ama soruyu şöyle soralım. ‘Eğer açılım olmazsa, bu bölünmeyi getirirse ne düşüneceğiz?’ Ben bugün atılan bütün adımların Türkiye’nin bütünlüğünü korumak için atılan son büyük ciddi adımlar olduğunu düşünüyorum. Bu bir bölünme değil. Bölünmeyi engelleme adımıdır” ifadelerini kaydetti.

  • Artık bu lehva yok

    Artık bu lehva yok

    Emniyet Genel Müdürlüğü, levhanın neden kaldırıldığı ile ilgili açıklama yaptı.

     

    Emniyet Genel Müdürlüğü, karayollarında hız denetiminden geçilince trafik kazaları arttığı için seyyar radar ikaz levhası uygulamasına 11 Mart 2013 tarihli genelge ile son verildiğini bildirdi.

    Emniyet Genel Müdürlüğü, basın yayın organlarında “karayollarındaki radar uyarı levhası uygulamasına son verilmesine” ilişkin haberler üzerine açıklama yaptı.

     

     

     

    Karayollarında yapılacak hız limitleri ve denetleme usullerinin kanun ve yönetmeliklerle belirlendiğine işaret edilen açıklamada, daha önce yayımlanan genelge ve talimatlarla; hız denetimlerinin etkinliğini sağlamak, sürücülerin belirlenen hız sınırlarına uyması için “Bu yolda radarla hız kontrolü yapılmaktadır” yazılı seyyar ikaz levhası konulmasını trafik kuruluşlarından istendiği hatırlatıldı.

     

     

     

    RADAR ARACI GEÇİLİNCE TRAFİK KAZALARI ARTIYOR

    Ancak son yıllarda meydana gelen trafik kazalarıyla ilgili yapılan analizlerde, hız ihlallerinin radar ikaz levhası ile radar aracının bulunduğu yer arasındaki yol kesiminde olmadığı, radar aracının geçilmesiyle birlikte hız ihlalinde bulunulduğu ve trafik kazalarının da bu bölgede meydana geldiğine dikkat çekildi.

     

     

     

    Genel Müdürlük, söz konusu levhaların kullanılması ile ilgili herhangi bir kanun veya yönetmelik hükmü olmadığını ifade ederek, “Diğer ülkelerdeki uygulamalarda ise hız denetimlerinin yapıldığı karayollarında bu şekilde bir uyarı levhası kullanılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle hız sınırını aşan sürücüler üzerinde, yakalanacağı algısını artırmak ve tüm karayolu güzergahlarında başta hız ihlali olmak üzere kurallara uyma alışkanlığını kazandırmak amacıyla seyyar radar ikaz levhası uygulamasına 11 Mart 2013 tarihli genelge ile sor verilmiştir.” açıklamasını yaptı.