Etiket: Gülüşler

  • Yıldırımlı miniklerden sağlıklı gülüşler

    Yıldırımlı miniklerden sağlıklı gülüşler

    Yıldırım Belediyesi’nin çocuklara yönelik sağlık eğitimleri sürüyor.

    İlçedeki çocuklara diş sağlığı ve bakımının önemini aktarmayı amaçlayan Yıldırım Belediyesi, düzenlediği eğitimlerle miniklere sağlık bilinci aşılıyor. 100. Yıl Anaokulu’nda ağız ve diş sağlığı, beslenme ve hijyen konularına değinilen eğitimde özellikle ağız ve diş sağlığının önemi, diş fırçalama tekniği ile ağız ve diş sağlığı için doğru beslenme konularına yer verildi. Doğru diş fırçalama tekniğinin diş maketi üzerinde uygulamalı olarak gösterildiği eğitimlerde, çocukların diş fırçalama konusunda farkındalık düzeyleri de ölçüldü. Öte yandan minik öğrencilere el yıkamanın önemi ve hijyen vurgusu yapılırken eğitimin sonunda çocuklara mikrop savaşçısı sertifikası verildi. Çocukların küçük yaşta ağız ve diş sağlığı konularında bilinçlenmesinin, hem kendilerine hem de yakınlarına ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik önemli alışkanlıklar kazanmalarını sağlayacağını hatırlatan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, miniklerin sağlıklı gelişimleri noktasında gereken her türlü desteği sağlamayı sürdüreceklerini ifade etti.

  • Gülüş tasarımı ile mutlu gülüşler

    Gülüş tasarımı ile mutlu gülüşler

    Diş Hekimi Denizhan Uzunpınar, gülüş tasarımı ile mutlu gülüşlere sahip olunabileceğini belirtti.

    Diş Hekimliğinin günümüz teknolojisi ile bir hayli paralel ilerlediğini dile getiren Diş Hekimi Denizhan Uzunpınar, “Güncel konular arasında tabi ki de gülüş tasarımı var. Güldüğünüz zaman ayna karşısında kendinizi iyi hissetmiyor iseniz veya sosyal hayatınızda birisi espri yaptığında kahkaha attıktan sonra hemen ağzınızı kapatıyorsanız bir problem vardır. Dişleriniz yüzünüz ile uyumlu değildir veya dişlerinizin şekli hoşunuza gitmiyordur. Bunun için Gülüş Tasarımı denilen işlemi yaptırabilirsiniz” diye konuştu.

    Gülüş tasarımında dişlerin yüz ile ilişkili olması gerektiğini anlatan Diş Hekimi Denizhan Uzunpınar, “Bunlar; sizin konuşurken dudak konumunuz, dişlerinizin görünme miktarı, dişetlerin gülüşünüz ile uyumu, dişlerinizin rengi, ten renginiz gibi faktörlerdir. Bu unsurların herkeste optimum seviyede olması hedeflenir. Çapraşık dişler, düzensiz bir gülüş, fazla dişeti görünme miktarı gibi faktörler Gülüş Tasarımı için uygun sebeplerden birkaçı. “Gülemiyorum, dişlerimden mutsuzum, gülmek istemiyorum gibi Psikolojik nedenlerden dolayı da Gülüş Tasarımı yaptırabilirsiniz. Aslında herkes için gülüş tasarımı yapılabilir.

    Bunun için tabi ki Diş Hekimi randevusu oluşturmak ilk basamak. Randevuya gittiğinizde Diş Hekimi sizi dinler analiz eder ve kayıtlar alır. Kayıt aldıktan sonra sizinle beraber fotoğraflar çekerek fotoğraflar üzerinde sizinle konuşarak değerlendirmeler yapar. Tüm değerlendirmeler yapıldıktan sonra size özel bir gülüş tasarımı planlanır ve ortak bir karar verilir. İşlem öncesi Mock-up denilen bir seans uygulanır ve tahmini sonuç için bir deneme yapılır. Gülüş tasarımı planlanan bir ön çalışma ölçüsü ağıza uygulanır ve siz aynada direkt olarak işlem sonucunu değerlendirebilirsiniz. Bu işlem sırasında değiştirmek istediğiniz ne var ise hekiminize söyleyip düzelttirebilirsiniz. Dişler uzun olmuştur, kısaltırsınız. Dişetleriniz fazla görünür işaretlersiniz, şekli köşeli gelir yuvarlatırsınız.

    Mutabık olduğunuz tasarım sonrasında iş artık hekiminiz ile teknisyeni arasındadır. Tüm talepleriniz uygulandıktan sonra tekrar ayna karşısında final görüntünün deneme halini görürsünüz. Tüm şartlar sağlanmış ve Gülüş Tasarımınız hoşunuza giderse artık Gülüş Tasarımı için Seramik kaplamalarınız üretime hazırdır. Diş Hekimi ya mevcut dişlerin üzerinden bir ölçü alır veya uygun pozisyonda olmayan dişler var ise aşındırma işlemi gerçekleştirilir ve alınan ölçüler üretim için Diş Teknsiyenine iletilir.

    Gülüş tasarımı her kişiye özel yapılır ve en önemli olan sizin ne istediğiniz. Karar verirken doğru diş hekimi tercihi yaptığınızdan emin olun” şeklinde konuştu.

  • Porselen lamineler ile mutlu gülüşler

    Diş Hekimi Bahar Sutaşır, porselen laminelerin gülüşünden memnun olmayan hastalar için tedavi yöntemlerinden biri olduğunu söyledi.

    Diş Hekimi Bahar Sutaşır, “Her yaştan hasta bize diş renkleşmeleri, dişler arasındaki boşluklar, renklenmiş eski dolgular ya da eskiden yapılmış diş eti uyumunu kaybetmiş estetik olmayan kaplamalarının değişimi için başvuruyor. Metal destekli porselenlerin yerine diş etiyle daha uyumlu bir görüntü veren zirkonyum kuronlar, hastalarda sıklıkla eski kaplamaların değişiminde önerdiğimiz tedavilerdir. Doku dostu, ışık geçirgenliği ve non alerjik materyal olma özelliği ile cam seramik kuronlar son yıllarda zirkonyumdan daha estetik bir yöntem olarak sıklıkla kullandığımız materyaldir” dedi.

    Porselen lamineler (yaprak diş) konumunun, renk, dokusu beğenilmeyen dişleri düzeltmek için uygulanan yöntemlerin başında geldiğini ifade eden Dt. Sutaşır, “Dişe neredeyse dokunmadan yaptığımız için ağrısız bir şekilde hayal ettiği dişe kavuşabilmekte. Kliniğimizde ayrıca cad-cam sistemlerini artık kullanmaktayız. Kısa sürede tedaviler tamamlanmakta. Ölçü maddesi ve kaşık; çoğu hastada öğürme ve bulantıya neden olması ve laboratuvar yapım aşamalarını uzattığı için biz tüm hastalarımızda dijital yöntemlerle ölçü almayı tercih ediyoruz. Yine dişleri ayrık olan hastalarda veya diş boyutlarını değiştirmek için de kullanılan bonding teknolojisi, aynı zamanda genç yaştaki travma veya düşme etkisi ile kırılan dişlerde porselen uygulamasının yapılamadığı zamanlarda da kurtarıcı göreve sahip olmakta” diye konuştu.

    Hastanın ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilecek tedavi planının oluşturulması için klinikte ki her branştan uzman hekim tarafından değerlendirildiğini kaydeden Dt. Sutaşır, “Hastamızın istekleri doğrultusunda hem onu mutlu edecek hem de ağız ve diş sağlığını en iyi seviyede devam ettirecek gülüş tasarımını fikir alışverişleri ile oluşturuyoruz. Bazen ortodonti, bazen estetik diş hekimliği uygulamaları bazen de her ikisini de içeren uygulamalar yapıyoruz. Örneğin dişleri çok ayrık olan ya da ön dişlerinde şekil veya boyut problemi olan hastalarda dişleri önce ortodontik tedavi ile olması gereken yerlere alabiliyoruz. Sonra da uygun kozmetik uygulamalarla şekillendiriyoruz. Bu aşamada hastalar tamamen doktorların tavsiyelerine güvenmelidir. Kendileri için en sağlıklı olacak ve hayal ettikleri gülümsemeye kavuşturacak uygulamaların hangisi olduğu konusunda en iyi kararı vermelerinde uzman doktorlarımız yardımcı olacaktır. Gelişen teknoloji ve alanında uzman doktorlar sayesinde artık gülümsemenizi ertelemenize gerek yok” açıklamalarında bulundu.

  • Estetiği bozmadan sağlıklı gülüşler artık daha kolay

    Gelişen teknoloji sayesinde estetik gülüşler elde etmenin ortodontik tedaviyle artık daha kolay olduğu belirtildi.

    İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Aksoy, estetik ortodontik uygulamaların geldiği son noktayı anlattı. Ortodontik tedavilerde son dönemde estetik kaygıların oldukça ön planda olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Yakın zamana kadar hastalar diş tellerinin görünmesi yüzünden tedaviden vazgeçme eğiliminde olabiliyordu ya da dişlerin aşındırılarak yapılan protetik tedavilere yönelebiliyordu. Ancak fakültemiz bünyesinde bulunan Dentaydın Diş Hastanesine başvuran hastalarımız, gelişen diş hekimliği uygulamaları sayesinde güldüğü ve konuştuğu esnada görünmeyen tedavi seçeneklerini daha çok tercih etmeye başladılar” dedi.

    “Şeffaf diş telleri özgürce gülümsetiyor”

    Görünmeyen tedavilerin, dişlerin arka yüzüne yapıştırılan tel tekniği, şeffaf plaklar ile yapılan ortodontik tedavi ve şeffaf porselen braketlerle yapılan ortodontik tedavi olmak üzere üç yöntemle gerçekleştirildiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Porselen braketler ile yapılan ortodontik tedaviler halk arasında ‘şeffaf diş telleri’ olarak da biliniyor. Bu braketler diş ile aynı renkte ışık geçirgen yapıda olmalarından ötürü oldukça estetiktirler ve dışarıdan bakıldığında kolay kolay fark edilmiyor. Bu sebeple kullanımları son yıllarda giderek artıyor” diye konuştu.

    Bir başka yeni nesil tedavi seçeneğinin ise dişlerin arka yüzlerine yapıştırılarak uygulanan, dışarıdan belli olmayan lingual ortodontik tedavi sistemleri olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Kişiye özel hazırlanan braketler dişlerin dile bakan kısımlarına konuşma ve çiğneme problemlerini en az etkileyecek şekilde dizayn ediliyor. Bu şekilde hastaların özgürce, estetik ve sağlıklı gülüşlere sahip olması sağlanıyor” ifadelerini kaydetti.

    “Şeffaf plaklar çocukları da tavlıyor”

    Şeffaf plaklar ile yapılan ortodontik tedavilerin ise dişlerdeki çapraşıklıkların giderilmesi ve diş diziliminin düzeltilmesinde tel kullanım mecburiyetini ortadan kaldıran bir diğer ve son nesil tedavi yöntemi olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Hastalar kendilerine özel hazırlanan birkaç plaktan oluşan ve seanslar ilerledikçe plakların değiştirildiği bir yöntemle tedavi oluyorlar. Bu sayede hastalar, diş tellerinin yemek yerken verdiği rahatsızlıktan ve yemekten sonra diş aralarının ve diş tellerinin detaylı temizliğinden kurtuluyorlar. Aynı zamanda estetik kaygıları azalırken, tedavi esnasında özgürlükleri de artıyor” diye konuştu.

    Şeffaf plakların kullanımının, özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki hastaların ortodontik tedaviye bakış açılarını da değiştirdiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Aksoy, tedavinin çocuklarda tedavi görmeye ikna edilme oranlarını da arttırdığını ifade etti.

    Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Bu yaşlardaki hastalar eski usul diş teli kullandıklarında arkadaşları tarafından alaya alınmaktan ve dışlanmaktan korkuyorlar. Çoğunlukla da bu düşünceyle tedaviye yanaşmıyorlar. Ancak şeffaf plaklar ile yapılan ortodontik tedaviler bu endişelerin önüne geçtiği için çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler tarafından daha kolay kabul ediliyor” dedi.

  • Gülüşler artık kontrol altında

    Diş tedavileri yalnızca sağlıklı dişler için yapılmıyor. Tedavi yöntemlerinin gelişimiyle birlikte artık gülüşler de isteğe bağlı olarak tasarlanabiliyor.

    Diş kaybı, diş çapraşıklığı ve çürük sebebiyle dişlerde madde kayıplarının olması hastalarda estetik ve fonksiyonel sorunları da beraberinde getiriyor. Günümüzde diş tedavileri, sağlıklı ve fonksiyonel dişlere sahip olabilmenin yanı sıra hastaların estetik beklentilerini karşılamaya yönelik olarak da ön plana çıkıyor. Diş estetiğinin göz önünde bulundurulduğu tedavilerde, ’pembe estetik’ olarak adlandırılan dişeti estetiği kavramı, son dönemde giderek önem kazanan bir konu haline geldi.

    İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Meşeli ’pembe estetik’ hakkında bilgiler vererek tedavinin gerçekleştirilebilmesi için dişetinin sıkı, sağlıklı ve kanamaması gerektiğini söyledi. Dişeti estetiği ile ilgili koşulları sıralayan Yrd. Doç. Dr. Meşeli, “Dişlerin sıralı ve düzgün olması estetik kavramında ne kadar önemliyse, dişeti sınırının düzgün seyretmesi, dişeti dokusunun konuşma ve gülme esnasında görülme miktarı da pembe estetik açısından oldukça önem taşıyor. Bu sebeple laminate veneer, zirkonyum, tam seramik veya metal destekli kronlarla planlanan estetik tedavilerden önce, hastanın pembe estetiğinin oluşturulması amacıyla ayrıntılı bir dişeti muayenesi gerekir. Bu amaç dâhilinde hastanın konuşma ve gülme esnasında dudak hareketleri, dişeti görülme miktarı ve dişeti dokusunun sınırları incelenerek gülüş tasarımı planlanır ve diş tedavilerinin öncesinde dişeti dokusu hazırlanır” dedi.

    Gülüş tasarımında, hasta fikirleri de dikkate alınabiliyor

    Gülüş tasarımının, estetik dişeti seviyelemesi adı da verilen cerrahi işlemlerle yapıldığını vurgulayan İAÜ Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Meşeli, “Estetik dişeti seviyelemesi dediğimiz cerrahi işlemler uygun vakalarda sadece dişeti dokusunun belli sınırlarda kesilip çıkarılmasıyla sağlanırken, belli vakalarda dişeti ile altındaki kemik dokuya da müdahale edilerek sağlanabiliyor. Dudağın gülme esnasında aşırı yükseldiği vakaların bazılarında, dudak hareketlerini kontrol altına alan cerrahi uygulamalar ve botoks uygulamaları da tercih edilen diğer tedaviler arasında bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Ayrıca estetik algısının kişiden kişiye göre oldukça değişkenlik gösterdiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Meşeli, gülüş tasarımı konusunda belirli sınırlar dâhilinde kalınarak hastanın da fikrinin alınabildiğini de belirtti.