Etiket: GÜLÜŞ

  • Gülüş Tasarımı İle Bembeyaz Gülüşler

    Dt.A.Doğan Bircan, gülüş tasarımı ile bembeyaz gülüşlere sahip olunabileceğini belirtti.

    Günümüzde diş hekimliği ve diş tedavileri denince akla gelen ilk kelimelerden birinin estetik olduğunu söyleyen Dt. A. Doğan Bircan, “Estetik diş hekimliği içerisinde en büyük hacmi ise gülüş tasarımı tutmaktadır. Dudaklar, diş etleri ve dişler gibi kriterlerin ayrı ayrı ve birbirleri ile aralarında olan ilişkilerinin değerlendirildiği, bir takım estetik değer analizlerini kapsayan tedavi şekline gülüş tasarımı denilmektedir” dedi.

    Gülüş tasarımında dişlerin olduğu bölge değerlendirilirken; dişlerin olmadığı dudak, diş eti gibi dokuların değerlendirilmesinin de muhakkak yapılması gerektiğini anlatan Dt.A.Doğan Bircan, “Bu amaçla öncelikle teşhis amaçlı fotoğraf alınıp hastayla beraber incelenmelidir. Gülüş tasarımı yapılmadan önce hastalarımız tarafından bize yöneltilen ‘Tedavi bitimindeki durumu önceden görebilmem mümkün mü?’ sorusu üç boyutlu simülasyon sistemlerinde son dönemde yaşanan yeniliklerden sonra artık önemini yitirmeye başlamıştır. Çünkü hastadan alacağımız fotoğraf ile birlikte tedavi sonrası halini hastaya tekrar inceletme fırsatımız bulunmaktadır. Gülüş tasarımına başlamadan önce ilk ve en önemli basamak sağlık yönünden zarar görmüş ağız içi dokuların sağlıklarının yerine getirilmesidir. İkinci aşamada ise hastanın yaş, cinsiyet, yüz formu ve estetik beklentileri göz önünde bulundurularak tedavinin planlanması aşamasına gelinmektedir. Tüm bu ön hazırlıklardan sonra gereken vakalarda dermal dolgu ve botoks kullanılarak dudaklarda mimik sırasında oluşan çizgiler yok edilerek dudak konturu ve istenen dudak hacmi elde edilir. Daha sonra yine gereken vakalarda minimum cerrahi travmalarla diş etindeki seviye farkları düzenlenir. Son olarak da dişlerdeki şekil, form, renk vs. bozuklukları giderme aşamasına geçilir” diye konuştu.

    Dişlerin görünümlerinin düzenlenmesinde kullanılan üç ana yöntem bulunduğunu ifade eden Dt.A.Doğan Bircan, “Bunlardan ilki bonding olarak bilinen diş rengindeki kompozit dolgu uygulamalarıdır. Bir diğeri dişlerin sadece dudaklara bakan yüzlerinden yapılan aşındırmalar sonrası uygulanan laminate kronlardır. Sonuncusu ise dişlerin tamamının hacmen küçültülerek uygulandığı zirkonyum veya full porselen gibi materyallerden yapılan estetik full kronlardır. Gülüş tasarımı tedavilerinde en çok sorulan sorulardan biri tedavinin sürecinin ne kadar olacağı; bir diğeri ise uzun süren tedavilerde hastaların kesik dişler gezip gezmeyeceği hususudur. Gülüş tasarımı tedavilerinde; vakaya göre tedavi süreleri 1-10 gün arasında değişmektedir. Diş eti cerrahisi gereken durumlarda bu süre birkaç haftayı da bulabilmektedir. Fakat bu süreçte hasta hiçbir şekilde dişsiz kalmamaktadır. Geçici dişleri ile günlük sosyal hayatına devam edebilmektedir. Gülüş tasarımı tedavilerinde unutulmaması gereken en önemli faktör ise tedaviye hasta ve doktorun beraber karar vererek başlamasıdır” dedi.

  • Gülüşünüz bozulmasın

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt.Sevgen Eralp, Botoksun son yıllarda özellikle diş hekimliğinin uygulama alanlarına iyice entegre olmuş bir tedavi şekli olduğunu belirterek, “Botoks denildiğinde akla ilk gelen tabii ki estetik uygulamalar oluyor.

    Gülüşünüz bozulmasın diş,diş hekimi,gülüş

     

    Estetik diş hekimliği alanında da tamamlayıcı olarak uygulanabilen botoks, tam da ihtiyacımız olan estetik gülüşün kazanılmasında bize çok yardımcı oluyor” dedi.

    Clinic Plus Uzman Diş Hekimi Ve Protez Uzmanı Dt.Sevgen Eralp, Gülüş estetiğini bozan durumlardan bir tanesi olan gummy smile vakalarında, gülerken diş etlerinin fazla göründüğünü ifade ederek, “Bu vakalarda üst dudak mesafesi kısadır, konuşurken özellikle ön bölgede bütün dişler görünür ve gülerken de diş etleri ile birlikte bütün dişler görünür. İleri vakalarda ağız, serbest pozisyonda iken bile tam kapanamaz ya da gece uyku sırasında dudaklar tam kapanamadığı için ağız açık kalır. Gülerken ya da konuşurken, diş etlerinin fazla görünmesi estetik görüntüyü bozduğu gibi, sağlık açısından da problemler yaratacağını hatırlatmak isterim. Diş etlerinin sürekli açıkta kalması, tükürüğün o bölgede yeterli dağılmasını engelleyecek ve diş etlerinde kuruluğa sebep olacaktır. Diş etlerinin kuru olması sonucu, gıda artıkları diş eti üzerinden temizlenemez ve tükürüğün bakterilere karşı savunma mekanizması iş göremez.

    Travmalara karşı savunmasız bir diş eti, her fırçalamada acır ve kanar. Zamanla diş eti çekilmesi ile birlikte diş kök yüzeyi açığa çıkar ve hassasiyetler başlar. Dolayısıyla aslında gözümüze güzel görünen estetik durumların hepsi sağlık açısından zaten olması gereken durumlardır. Sadece sağlıklı doku estetik ve güzel görünür” diye konuştu.

    Gummy smile vakalarının yanı sıra botoks uygulamalarının diş hekimliğinde kullanım alanlarından birinin de diş sıkma ve gıcırdatma (bruksizm&clenching) vakaları olduğunu dile getiren Dt.Sevgen Eralp, “Diş sıkan bireylerde ilk olarak, çeneleri kapatmaya yarayan kaslarda spazm sonucu kulak önünde, şakaklarda ve boyunda ağrı olur. İleri vakalarda ise çene eklemlerinde ve eklem içi dokularda deformiteler görülür. Çene köşelerinde kas spazmı sonucu yumru şeklinde çıkıntılar gelişir, köşeli bir yüz şekli olur. Diş sıkma vakalarında yıllardır uygulanan gece plağı, eşsiz ve klasik bir tedavi yöntemidir fakat birçok hasta tarafından maalesef kabul edilemiyor.

    Tedavinin sorumluluğu tamamen hastanın insiyatifinde olduğu için, istikrarlı bir kullanma olmadığı zaman da tedavi başarısız oluyor. 2-3 gece kullanıldıktan sonra hastanın motivasyonu kayboluyor ve plak bir köşede unutuluyor. Ağrı kesici gibi sadece ağrı olduğunda, akut dönemlerde kullanılıyor. Bu tarz bir tedavi şeklini biz de istemediğimiz için, son yıllarda botoks uygulamalarından yardım almaya başladık. Çene eklem kemiklerinde ya da disklerinde aşırı deformasyon olmayan durumlarda, sadece spazm olan kas gruplarına botoks uygulayarak, hem hastanın akut dönemdeki ağrılarından kurtulmasına yardımcı oluyoruz hem de aşırı diş sıkma sonucu kendi dişlerine zarar vermesine engel oluyoruz. Böylece gece uyurken ya da gün içinde istemsiz olarak çene kaslarının sıkılmasına engel oluyoruz. Botoks uyguladığımız diş sıkma vakalarında artık gece plağı kullanmamıza gerek kalmıyor. Böylece tedavinin kontrolü doktor olarak tamamen bize geçmiş oluyor.” Şeklinde konuştu.