Etiket: Güller

  • Güller Diyarı Isparta’da çifte bayram yaşanacak

    Isparta’da hava sıcaklıklarının bu yıl mevsim normalleri üzerinde seyretmesi dolayısıyla gül hasat sezonu 20 gün erken tamamlanırken, Ramazan Bayramı’nın 2 ve 3. gününde Gül Festivali ile birlikte çifte bayram yapılacak.

    Dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65’ini karşılayan Isparta’da, üretimin yaklaşık yüzde 18’e varan kısmında söz sahibi olan Gönen ilçesine bağlı Güneykent’te bu yıl Ramazan Bayramı’nın 2 ve 2. günlerinde düzenlenecek olan Gül Hasat Festivali ile birlikte çifte bayram yapılacak. Bu yıl havaların sıcak gitmesiyle birlikte, 20 gün daha erken gelen gül hasat sezonu, Ramazan Bayramı’nda taçlandırılacak.

    Güneykent’teki gül hasadı sonunda festival düzenleyeceklerini kaydeden Belediye Başkanı Fahretdin Gözgün, “Festivalimizde yine gül toplanacak, gül kaynatılacak, folklorik gösteriler olacak ve gülün şiiri konuşacak, gülün parçaları ve türküleri konuşulacak. O gün güle dair gerçekten gül gibi bir gün yaşatacağız. Ben bütün herkesi, bayramın 2 ve 3.gününde şeker gibi bir gül bayramı yaşamaya davet ediyorum” dedi.

    Yeşille pembenin raks ettiği bir ortam: Güneykent

    Isparta’daki gül üretiminin yüzde 15-18’lik kısmını Güneykent kasabasının karşıladığını ifade eden Gözgün, “Her tarafından yeşille pembenin raks ettiği bir ortamdayız. Böyle bir ortamda, 20 gün önce gelen bir sezonla başladık. Havaların sıcak gitmesiyle birlikte, şu anda pembeyi yeşilin üzerinde daha hakim bir vaziyette görmekteyiz. Bugün, şu anda güllerin bir açık parfüm vadisi gibi koktuğunu hissediyoruz” diye konuştu.

    “Çiftçinin dün hiç inanmadığı ve aklından geçirmediği bir olay gerçekleştiriyoruz”

    Belediye Başkan Fahretdin Gözgün, Güneykent’te nüfusun hemen hepsinin gülcülükle geçimini sağladığına işaret ederek, “Güneykent herkesin gülcülükle uğraştığı bir belde. Bu beldede tamamen endüstriyel anlamda üretilen gülün sanayide işlenmesi ile akabinde gül yağı ve gülsuyunun elde edimi, kozmetik sektöründe hammadde olarak kullanımı gerçekleştiriliyordu. Fakat son yıllarda bu durum tamamen turizme yönelik bir faaliyetimiz söz konusu oldu. Bu, ‘Agro Turizm’ ve ‘Kırsal Turizm’ olarak adını koydular, bizim de ‘Gül Turizmi’ dediğimiz, özellikle Uzak Doğulu tur gruplarının yoğun bir şekilde talep arz ettiği, harici olarak da yurt içi ve yurt dışında birçok tur operatörünün listesine girmiş bir turizm faaliyetinin içerisindeyiz. Güneykent bu konuda 7 yıllık altyapı tecrübesiyle dünden bugüne başlangıcını gerçekleştirdi. O günden bugüne baktığımızda, bir cumartesi günü sadece 27 tane tur otobüsü buraya geldi. Bunlar önemli gelişmeler. Çiftçinin dün hiç inanmadığı ve aklından geçirmediği bir olay gerçekleştiriyoruz: Gülde Turizm. Bu, tamamen kırsal turizm. Turistler geldiğinde başlarına gül derdik, yollarına gül serdik, akabinde de onları gül bahçelerine aldık. Onlar güle dokundular ve bakmaya başladılar. Dokundukları yer gül kokmaya, yüzleri de gülmeye başladı. Arkasından, belki de salonlarının en güzel ve en tatlı fotoğraflarını çektiler. Psikolojileri bile değişti, en tatlı zamanı yaşadık” dedi.

    Beldeye gelen yerli ve yabancı turistlere, adeta gülün serüvenini canlı olarak gösterdikten sonra onlara gülden yağ-su çıkarmak ve reçel gibi ürünler yapabilmeleri konusunda tecrübe kazandırdıklarına değinen Başkan Gözgün, misafirlere daha sonra yöresel ürünler takdim ederek, kültürel konularda ortaya konulan eserlerini sergilediklerini ve ‘gül gibi bir gün’ geçirildiğini de sözlerine ekledi.

    “Ölmeden önce yapılması gereken 100 şeyden biri eksik kalmasın”

    Ölmeden önce, hayatta yapılması gereken 100 şeyden birinin gülle buluşmak olduğunun altını çizen Başkan Gözgün, “Bugün Endonezyalılar, Çinliler ve yerli tur grupları buradaydı. Biz yine gelen ve gelecek olan tüm tur gruplarımızın hayatta yapılması gereken 100 şeyden biri olan gülü eksik bırakmamaları adına herkesi Güneykent’e bekliyoruz, davet ediyoruz” dedi.

    “Gülün şifası ve büyülü dünyasını, gelen misafirlerimize yaşatıyoruz”

    Beldede nüfusun hemen hepsinin gülcülükle geçimini sağladığına değinen Gözgün, “Güneykent, herkesin gülcülükle uğraştığı bir belde. Bu beldede tamamen endüstriyel anlamda üretilen gülün sanayide işlenmesi ile akabinde gül yağı ve gülsuyunun elde edimi, kozmetik sektöründe hammadde olarak kullanımı gerçekleştiriliyordu. Doğal, katıksız bir şekilde reçel ve gül imalatı gerçekleştiriyor. Gül suları en doğal yöntemlerle üretiliyor ve gülün şifasını, büyülü dünyasını, burada gül gibi bir gün olarak gelen misafirlerimize yaşatmış oluyoruz” şeklinde konuştu.

    Hasat sonu Gül Festivali ile taçlandırılacak

    Gül hasat sezonunun bayrama kadar devam edeceğine ve sonunda festival yapılacağına işaret eden Gözgün, “Ramazan ayının girmesi sebebiyle, gül sezonumuz geçen yıl daha erken olmasına rağmen, oruç zamanında insanlar sıkıntı yaşamasın diye 16-17 Haziran’a denk gelen Gül Festivalimizi, Ramazan Bayramı’nın 2 ve 3. günü gerçekleştireceğiz. Bu festivalimizde yine gül toplanacak, gül kaynatılacak, folklorik gösteriler olacak ve gülün şiiri konuşacak, gülün parçaları ve türküleri konuşulacak. O gün güle dair gerçekten gül gibi bir gün yaşatacağız. Ben bütün herkesi, bayramın 2 ve 3. gününde şeker gibi bir gül bayramı yaşamaya davet ediyorum” dedi.

  • 14 Şubat’ın favori hediyesi ’kırmızı güller’

    Enis Kurt, Türkiye’de 14 Şubat Sevgililer Günü’nde en çok rağbet gören hediyeliğin kırmızı güllerden oluşan çiçek buketlerinin olduğunu söyledi.

    444Çiçek.com’un ürün yöneticilerinden Enis Kurt, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde kırmızı güllerden oluşan buketlerin en fazla sipariş aldıkları ürünlerin başında geldiğini belirtti. Kurt, pembe, beyaz ve sarı renkli güllerle hazırlanmış çiçek aranjmanlarının da yine en çok satılan ürünlerden olduğunu söyleyerek, son yıllarda lilyum, papatya ve güllerle hazırlanan gösterişli çiçek sepeti aranjmanlarının yoğun olarak talep gördüğünü ifade etti.

    “Çiçek almak, mutluluk verici hediye olarak görülüyor”

    14 Şubat’ta çiçek hediye etmenin klişeleştiği düşünülse de, Livescience araştırmasına göre kadınların yüzde 30’u Sevgililer Günü’nde çiçek verilmesini mutluluk verici bir hediye olarak görüldüğünü ifade eden Kurt, “Yüzde 19’luk kısmı ise 14 Şubat’ta mücevher, değerli taş, altın takı, aksesuar gibi değerli hediyeliklerin tatmin edici bir hediye olduğunu düşünüyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 14 Şubat’ta kutlanan Sevgililer Günü, ülkemizde kutlanma yüzdesi bakımından yetişkin nüfusun oldukça büyük bir kısmının ilgi gösterdiği özel günlerin başında geliyor. Yetişkin nüfusun Sevgililer Günü kutlaması oranına göre ülke sıralamasında ise ABD’de başı çekiyor. Onu Hindistan, Güney Kore ve İngiltere izliyor” diye konuştu.

    “En fazla harcamayı Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkeleri yapıyor”

    Enis Kurt sözlerini şöyle tamamladı: “ABD’de yetişkin nüfusun yüzde 62 gibi büyük bir oranı Sevgililer Günü kutlamalarına katılıyor ve ortalama 126 dolarlık harcama yapıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Ortadoğu ülkeleri için bu rakam ortalama 168 dolar civarında. Çin, Japonya, Singapur gibi Uzakdoğu ülkeleri kişi başına ortalama 274 dolarlık harcama ile en yüksek harcamayı yapıyor. İtalyanlar ve Almanlar ise beklenenin aksine listenin son sırasında yer alıyor”.

  • Fatih Güller İsviçre’de Deneye Katılmaya Hak Kazandı

    İsviçre’de Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan büyük patlama deneyine katılmak için yapılan 730 kişiden başvurusu kabul edilen 36 eğitimciden birinin eski Sason öğretmenlerinden Fatih Güller olduğu belirtildi.

    İsviçre ile Fransa sınırında bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) yapılacak olan ve tartışmaları da beraberinde getiren büyük patlama deneyine katılmak için 730 kişi başvuru yaptı. Katılım için 36 eğitimcinin davet edildiği Cern deneyine şu anda Konya’da görev yapan eski Kayadüzü Ortaokulu Fen Bilimleri ve Teknoloji Öğretmeni Fatih Güller de davet edildi. Konya’dan tek Fen Bilgisi öğretmeni olarak katılacak olan Fatih Güller, İsviçre’de milyonlarca insanın takip edeceği büyük patlama deneyine katılacak. Güller, Sason’da da yaptığı proje ve deneylerde Türkiye genelinde büyük başarılara imza atmıştı. “Tanrı Parçacığı” olarak da bilinen Higgs Bozonu’nu, CERN’de yapılan deneyler sonucunda Mart 2013’te keşfedilmişti. Bu deney, 2013’te Belçikalı fizikçi François Englert ile İngiliz bilim adamı Peter W. Higgs’e Nobel Fizik Ödülü getirmişti.

    CERN DENEYİ NEDİR

    CERN 2008 yılında devreye girip yüksek enerjili parçacık fiziği deneyleri yapılmasına imkan verecek bir proje olarak biliniyor. İsviçre-Fransa sınırında, daha önce kullanılmış olan ve yerin 100 metre altında, çevresi 27 kilometre uzunluğunda olan LEP tünelinde kuruldu. Tünel, İsviçre-Fransa sınırının altında, her iki ülkenin de topraklarında yer alıyor. Tünel 3,8 metre çapında. Dairesel bir parçacık hızlandırıcısı, çarpıştırıcısı olan LHC, öncelikli olarak protonları ilave olarak da kurşun iyonlarını ışık hızına çok yakın bir hıza ulaştıracak sonra da deneylerin merkezlerinde çarpıştıracak.

    Sasonlu vatandaşlar “Bilime ve eğitime verdiği önem ile ve yaptığı çalışmalarla kendinden çokça söz ettiren Konya Ereğli Kutören Mahallesi Orta Okulu Fen Bilgisi Öğretmeni Fatih Güller’e çalışmalarında başarılar diliyor, tebrik ediyoruz” dedi.