Etiket: Grevi

  • Filistinli mahkumlar için yarı zamanlı açlık grevi

    Adana’da bir grup sivil toplum kuruluşu üyesi, hapishane koşullarının iyileştirilmesi için İsrail cezaevlerinde ölüm orucuna başlayan Filistinli mahkumlara destek vermek için 09.00 ile 17.00 saatleri arasında açlık grevi başlattı.

    İsrail’in Filistin zulmüne karşı Adana Büyükşehir Belediyesi önünde resim ve fotoğraf sergisi açan İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) üyeleri, hapishane şartlarının iyileştirilmesi için İsrail cezaevlerinde açlık grevi yapan Filistinli mahkumlara destek mesajı verdi.

    MAZLUMDER Adana Şube Başkanı Mehmet Ali Önal, ölüm orucuna başlayan mahkumlara destek vermek amacıyla kendilerinin de 09.00 ile 17.00 saatleri arasında açlık grevi yapacaklarını açıkladı.

    İsrail’de resmi rakamlara göre ilkel şartlar altında 23 hapishanenin var olduğunu anlatan Önal, 57’si kadın 300’ü çocuk yaklaşık 7 bin Filistinlinin bu hapishanelerde tutuklu bulunduğunu kaydetti. Tutuklular arasında 13 milletvekilinin de yer aldığını dile getiren Önal, 1967’den 2017 yılına kadar 209 Filistinli mahkumun cezaevinde hayatını kaybettiğini ifade etti.

    Filistinli mahkumların haklarını elde edinceye kadar onlarla birlikte mücadele edeceklerinin altını çizen Mehmet Ali Önal şunları söyledi:

    “İşgalcilerin zindanlarında her türlü baskısına maruz kalan esirleri selamlıyoruz zira onlar özgür ve sarsılmaz iradeleriyle siyonistlerin ihlallerine karşı açıkça meydan okumaktadırlar. Uluslararası hukukun ve sözleşmelerin teminat altına alındığı meşru haklarını elde etmek amacıyla açlık grevi yaparak direnişlerini sürdürmektedirler. Siyonist zindanlarındaki esirlerin insani ve adil davalarını kazanmak, gasp edilen haklarını yeniden elde etmek için öne sürdükleri tüm haklı taleplerini ve siyonistlere karşı sergiledikleri mücadelelerini desteklediğimizi, onlarla tam dayanışma içerisinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Başta Türkiye olmak üzere halkı Müslüman olan tüm devletleri, İsrail ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye, bu vahşi rejimin zulmü altında inleyen Filistinli kardeşleriyle dayanışma içerisine girmeye davet ediyoruz.”

  • Açlık grevi yapan hayvanseverler yine ikna edilemedi

    Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) üyeleri, açlık grevindeki 3 hayvanseveri ziyaret etti.

    Bartın’da 3 hayvanseverin 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda yapılması gündemde değişikliklerin geri çekilmesi için başlattıkları açlık grevi devam ediyor. Uğurcan Saban (18), Ayşe Köse (46) ve Sevim Arkan (44) isimli eylemcileri son olarak Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) üyeleri ikna etmeye çalıştı. HAYKONFED Onursal Başkanı Prof. Dr. Mirat Gürol, Başkan Yardımcısı Şebnem Arslan ve İstanbul koordinatörü Barış Şengül, hayvanseverlerle eylem yaptıkları Bartın çöplüğünde bir araya gelerek, sorun ve taleplerini dinledi. HAYKONFED Onursal Başkanı Prof. Dr. Mirat Gürol ve İstanbul koordinatörü Barış Şengül’ün uzun süre eylemlerini sağlıklarını tehlikeye sokmadan devam etmeleri konusundaki ikna çabalarına olumsuz yanıt veren 3 hayvansever, tasarının geri çekildiğini duymadan eylemlerini sonlandırmayacaklarını açıkladı.

    “Değişiklikler büyük eleştiri alıyor”

    İkna çabalarının ardından basın açıklaması yapan HAYKONFED Onursal Başkanı Mirat Gürol, “5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda değişikliklerini içeren 24. Dönem kanun tasarısı, tüm hayvanlar için sakıncalı maddelerinin yanında, yüz binlerce sahipsiz hayvan için katliam ile sonuçlanacak maddeler içeriyordu. O dönemde, bilim insanları, meslek odaları ve STK’ların görüşü alınmadan Orman Su İşleri Bakanlığının bürokratları tarafından hazırlanan bu kanun tasarısı, TBMM Çevre Komisyonunda emrivaki ve zorlama ile geçirilmiş fakat zamanlama açısından kadük olmuştu. Akademisyenler, meslek odaları ve STK’lar tarafından büyük eleştiri alan bu tasarı, aynı şekilde katliamlarla neticelenecek maddeleri ile TBMM ye gönderilerek yeniden gündeme getirilme aşamasında olduğu bilgileri tarafımıza ulaşmıştır. Bu tasarı, hayvanların üremelerini kontrol altında tutacak kısırlaştırma tedbirlerini almamak ve ama buna karşılık şehirlerde yaşamalarına da izin vermemek gibi vahim hataları içeren 3 ve 8. maddeleri ile katliamlara sebep olacaktır” dedi.

    “Tasarı tamamen iptal edilmeli”

    Talepleri de sıralayan Gürol, şöyle devam etti:

    “Tasarının 3. Maddesindeki toplanıp kısırlaştırılan hayvanlardan ’sahiplendirilemeyenler, okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanı gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerler hariç alındığı ortama bırakılır’ hükmü ile, sokaklardaki kedi ve köpek varlığını yok edecektir. Şehirlerde insanların yoğun olmadığı hiç bir yer yoktur. Bu madde ile, hayvanlar şehir dışlarına atılacak ve katliamlar başlayacaktır. Kısırlaştırarak sahipsiz hayvan popülasyonunu kontrol etmek yerine, sonu ölümle sonuçlanacak sürgünler olacaktır. Tasarının 8. maddesi ise, hayvanların üremelerini önleyecek kısırlaştırma merkezlerinin, sadece nüfusu 100 binden fazla olan şehirde kurulmasını hükme bağlamıştır. Nüfusu 100 binden az olan ilçe ve beldede kısırlaştırma merkezi kurulmasına gerek görmemiştir. Bu durumda, yurt çapında sadece 200 e yakın şehirde kısırlaştırma merkezi olacak, kalan 1200 e yakın il ilçe ve beldede sahipsiz hayvanlar kontrolsüz olarak çoğalacak, bir taraftan da şehir dışlarına atılacaktır. Hayvan sayısının artışında adeta patlama olacaktır. Belediyelere kısırlaştırma yaptırılması konusunda bir yaptırım da getirilmemiştir. Türkiye’deki hayvan hakları savunucuları olarak önemli talebimiz, kadük olan kanun tasarısının tamamen iptal edilmesi, yeni bir kanun tasarısının Orman Su İşleri Bakanlığında STK’ların, meslek odalarının, üniversite temsilcilerinin de katılımı ile yeniden hazırlanmasıdır. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununu ilk kez çıkaran AK Parti Hükümetinin, bu katliam maddeleri içeren kanun tasarısının yeniden gündeme gelmesine de izin vermemesini umutla bekliyoruz.”

  • Berlin ve Hamburg havaalanlarında uyarı grevi

    Çalışman şartlarının iyileşmesi ve toplu iş görüşmelerinde istediklerini alamayan havaalanı yer hizmetleri çalışanları, Berlin ve Hamburg’da uyarı grevine gitti. Stuttgart havaalanında ise iş yavaşlatmaya gidildi.

    Berlin Tegel ve Schönefeld havaalanlarında çalışan yer hizmeti işçilerinin sabah 05.00 ile 11.00 arasındaki uyarı grevi, 60 uçak seferinin iptal edilmesine neden oldu. Binlerce yolcu havaalanında çaresiz kaldı. Havaalanı çalışanlarının sendikası ‘Ver.di’ sözcüsü Andreas Splanemann, uyarı grevine check-in ve bagaj taşıma, transfer, temizlik işleri ve yakıt ikmali yapan ekiplerin katıldığını duyurdu. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve ücret artışları yapılıncaya kadar uyarı grevlerine gidecekleri kaydedildi. Grev sonrası seyahat etmek isteyen yolcuların bagaj bölümündeki yığılmadan dolayı yaşanan olumsuzluklardan dolayı yolcuların el bagajlarıyla seyahat etmeleri tavsiye edildi.

    Hamburg havaalanındaki uyarı grevinin sabah 04.00’te başladığı ve gün boyunca devan edeceği bildirildi. Stuttgart havaalanı çalışanları iş yavaşlatma eylemine gittiklerini ayrıca uyarı grevine gideceklerini duyururken, sendika, havaalanındaki uyarı grevi nedeniyle yüzde 20’lik check-in işlemlerinin ancak yapılacağını açıkladı. Öte yandan, yer hizmetleri şirketi AAD’nin sendika ile aralarındaki görüşmelerin olumlu sonuçlanabilmesi için yeni teklifle masaya oturacağı duyuruldu. Yolcuların seyahat öncesi Berlin Tegel, Schönefeld Hamburg ve Stuttgart havaalanlarının internet sayfalarına girerek son durum hakkında bilgi almaları istendi.

  • Kocaoğlu’ndan İZBAN grevi açıklaması

    İzmir’de bir törende devam eden İZBAN grevi hakkında da konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, görünmeyen ellerin İzmir’de ulaşımı dar boğaza sokmak için harekete geçtiğini belirterek, “Türkiye’de en ucuz ulaşımı, tek biletle 90 dakika aktarmayla sağlarsanız, İstanbul ve Ankara ile kıyaslanmayacak raylı sistem yatırımlarını kendi gücünüzle, öz kaynaklarınızla yaparsanız, sizin yolunuza barikatları kurarlar. Siyasi menfaat çıkarmak isteyen bir organizasyonla karşı karşıya olduğumuzu buradan ilan etmek istiyorum” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu kez Seferihisar Gödence’deki zeytin üreticisini sevindirdi. Üretici kooperatiflerinden yaptığı alımlarla bölge tarımının gelişmesine destek veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gödence Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile 5 bin 400 litre zeytinyağı alım sözleşmesi imzaladı. Önümüzdeki yıl bu rakamı yüzde yüz artırarak 10 bin 800 litreye çıkarmayı planlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi ile kooperatif arasındaki imza töreni, Seferihisar’ın Gödence köyünde üreticilerin de yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. İmzaların atılmasının ardından Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifiyle yapılan işbirliği çerçevesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle yenilenen kooperatife ait kontinü sistem zeytinyağı tesisinin açılışı da yapıldı. Törende konuşan Kocaoğlu, İZBAN grevi ile ilgili açıklama da yaptı. Görünmeyen ellerin İzmir’de ulaşımı dar boğaza sokmak için harekete geçtiğini savunan Kocaoğlu, “Türkiye’de en ucuz ulaşımı, tek biletle 90 dakika aktarmayla sağlarsanız, İstanbul ve Ankara ile kıyaslanmayacak raylı sistem yatırımlarını kendi gücünüzle, öz kaynaklarınızla yaparsanız, sizin yolunuza barikatları kurarlar. Şimdi İZBAN’da, yarın Metro, belki öbür gün ESHOT’da, bizi bir dar boğaza sokmak, bundan bir siyasi menfaat çıkarmak isteyen bir organizasyonla karşı karşıya olduğumuzu buradan ilan etmek istiyorum. İzmirlinin çile çekmesi beni yaralar, beni üzer. Siyasi rant bekleyen insanı ise üzmez. Tüm İzmirli hemşehrilerimizi uyanık olmaya, neyin neden yapıldığını görmeye çağırıyorum” diye konuştu.

    “İnanıyoruz, başaracağız”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in dünyaya açılmasında sadece liman kenti olmasının değil bu aynı zamanda zengin bir tarım potansiyeline sahip olmasının da yattığını belirterek şunları kaydetti:

    “12 yıl içinde zaman zaman belli projelerimizi ekonomik durumumuza göre öteledik ama tarıma hayvancılığa verdiğimiz desteği hiç kısmadık. Kısmayı bile düşünmedik. Çünkü bugüne tarım çok ihmal edilmişti. Böyle bir borcumuz var. Klasik belediyecilikte kentin kalkınmasına belediye başkanı karışmaz. ’O benim işim değil’ der, en büyük yükten kurtulur. Ama gelişmiş ülkelere baktığımızda, kalkınmanın motoru yerel yönetimlerdir. Dünyanın en önemli sanayi ülkeleri olmasına rağmen Fransa, Hollanda, Belçika gibi ülkeler bazı ürünlerde yüzde 98, çoğu üründe yüzde 70-90 arasında üretim ve pazarlama kooperatifler eliyle yapılmaktadır. Tarımın başka çıkış yolu yoktur. Onun için kooperatifleri destekliyoruz ve desteğimiz artarak sürecek.”

    Kooperatif başkanından teşekkür

    Gödence Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Çağatay Özcan Kokulu ise 50 yıla yaklaşan kooperatifçilik hareketinde çok önemli, gurur duyulacak son halkalardan birinin yaşandığını dile getirdi. Kokulu, şunları söyledi:

    “1974 yılında burada zeytinyağı işletmesini açarken, çıplak ayaklarla çıktığımızda yolda bugün İzmir Büyükşehir Belediyesinin vereceği güçle, Yarımada’dan bir dünya markası çıkarmanın imzasını atıyoruz. 45 yıla çok önemli şeyler sığdırdık. Artık Edirne’den Kayseri’ye kadar uzanan bir abone sistemiyle ulaşıyoruz. İzmir’in köyleri, Ödemiş’i, Bergama’sıyla İzmir sizi seviyor. Sizi sevmesinin nedeni tarıma olan ilginiz, sıcaklığınız, devletin saran sarmalayan dost elidir. Sağ olun. Şuna inanın Başkanım, asla yüzünüzü kara çıkarmayacağız. Verdiğiniz her kuruş yerine ulaşacak.”

    Zeytinyağı tesisi açıldı

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, imza töreninin ardından Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifiyle yapılan işbirliği protokolü çerçevesinde, 252 bin liralık destek verilerek yenilenen kooperatife ait kontinü sistem zeytinyağı tesisinin açılışını yaptı. 3 fazlı eski sistemin, teknolojik gelişmeler doğrultusunda yenilenerek 2 fazlı sisteme dönüştürülmesiyle üretilen zeytin yağındaki kalitenin ve üretim kapasitesinin artması, işletme maliyetlerinin azaltılması ve çevresel kirliliğin minimuma indirilmesi sağlandı.

  • Gemlik Gübre grevi 34. güne girdi

    Burs’ada Gemlik Gübre’de başlayan grev 34. gününe girdi.

    Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar ve Genel Sekreter Ahmet Kabaca, Gemlik Gübre’de devam eden grevle alakalı açıklamalarda bulundu. Fabrika önünde yapılan açıklamada konuşan Genel Sekreter Ahmet Kabaca, “Grevimizin 34. günü. Greve başlamadan masa başında bitirmeye gayret ettik. İşveren masada bitirmemeyi hedef haline getirdi. Beş ayda iki toplantı yapabildik. Bunlarsa da mesele çıkarılmaya gayret gösterildi. ‘Asla grev yapamazlar’ diye işçiyi bölmek, sözleşmeyi olumsuz şekilde bitirmek istiyorlardı. 34 gündür petrol iş üyesi arkadaşlarımız ile grevdeyiz. Grevin nasıl yapılacağını tüm Türkiye’ye gösterdik. İstediklerimiz gerçekleşene kadar da grev devam edecek. Grev gerekirse sonsuza kadar sürecektir. İşveren sözleşmeyi bitirmeye yönelik çaba sarf etmiyor. Biz sözleşmeyi bitirmeden yanayız. 80 üzerinde madde olan taslağımız var. Biz beş ay müzakere ettik. Müzakerelerde hiç bu maddeler konuşulmadı. Grev dışı çalışanlardan belli sayı belirlenecekti. İşveren 240 kişiyi belirtmiş. İtiraz ettik. İtirazımıza karşı durdular. Grevi kendileri yaptırmak zorunda kaldılar” dedi.

    Genel Başkan Ali Ufuk Yaşar ise, “Bugün değişen bir şey yok. İki ay bizimle görüşmeyen işveren ile karşı karşıyayız. Biz greve çıkmadık. Bizi greve işveren mecbur etti. Birtakım bahanelerle biz görüşmemişiz gibi anlatıyor. Biz doğru müzakerenin içinde olmaya devam edeceğiz. Grev haktır ve sonuç itibari ile araçtır. İşverensen muhatap alıp görüşeceksin. İçeride daha çok işçi istemişlerdi. İçeridekiler sadece adımıza nöbet tutabilirler. İçerideki arkadaşlar üretim yapmayacak. Grevde üretim yapılamaz. İşveren olayı sabote ediyor. Samimiyseniz gelin masada görüşelim. Buradan sesleniyorum; Petrol-İş bütün grevlerini başarı ile tamamlamıştır. Gemlik Gübre’de de başarılı olacağız’’ ifadelerini kullandı.