Etiket: Gözyaşları

  • Bursluluk sınavında mağdur olan küçük kızın gözyaşları

    2017 Yılı Bursluluk Sınavı’na, okulunun verdiği giriş belgesinin hatalı olması nedeniyle giremediğini iddia eden 11 yaşındaki Nur Karakuş, gözyaşlarına boğuldu.

    Kepez ilçesi Hüsnü Karakaş Mahallesi’ndeki Şehit Kahraman Çelikbaş Ortaokulu 5. Sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Nur Karakuş, eğitim hayatını devamı için önemli bir yer tutan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 5, 6, 7, hazırlık sınıfı, 9, 10 ve 11. sınıflara yönelik düzenlenen İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı için okulundan giriş belgesin aldı. Sınava gireceği Avni Çöllü Ortaokuluna annesi Hamide, ablası Bahar ile gelen Nur Karakuş, sınav giriş belgesinde görevlilerin kontrolünde fotoğraf olmadığı belirlendi. Sınavdan çıkarılan Nur Karakuş, ağlayarak ailesinin yanına geldi. Aile, okula girip görevlilere neden Nur’un sınava alınmadıklarını sormasına üzerine, iddiaya göre fotoğraf çektirip giriş belgesine yapıştırılırsa sınava girebileceği cevabını aldılar. Abla Bahar, hemen kardeşine fotoğraf çektirdi ve giriş belgesine fotoğrafı yapıştırdı.

    Sınava alınmadı

    Tekrar okula gelen Nur, sınava alınmadı. Nur’la aynı okuldan gelen ve giriş belgelerinde fotoğraf olamadığı halde sonradan yapıştırdıkları fotoğraflarla sınava giren öğrenciler olduğu iddia edildi. Gözyaşlarına boğulan Nur’un ailesi ise güçlükle sakinleştirildi. Karakuş ailesi ise Nur’u mağdur eden Şehit Kahraman Çelikbaş Ortaokulu müdürü ve sınav görevlileri hakkında şikayette bulunacağını bildirdi.

    Okulun hatası iddiası

    Esnaflık yapan baba Orhan Karakuş, gözyaşları içindeki kızını düşündüğünü belirterek, “Çocuğum hep takdirle geçiyor sınıfını. Şuan psikolojisi bozuldu. Bugünden sonra çocuğum derslerinden başarısız olursa ben ne yapacağım. Aynı şekilde olan öğrencileri alırken benim çocuğumu neden sınava almıyorlar. Okuldan sınava gelen öğrencilerin giriş belgelerinin hepsi benim kızımın ki gibi. Hepsini sınava almışlar, benim kızımı almamışlar. Kızımı mağdur edenler hakkında şikayetçi olacağım. Pazartesi günü ise savcılığa suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

    Küçük Nur: “Çalışmamın emeğini alamadım”

    Gözyaşları içinde babasına sarılan 11 yaşındaki 5. Sınıf öğrencisi Nur Karakuş, “ Bursluluk sınavına giremedim. Çalışmamın emeğini alamadım. Giriş belgesi benim gibi olan arkadaşlarım sınava girdiler. Sınava girdim sırada oturuyordum, sonra beni sınava alamayacaklarını söylediler. Bu yılda sınıfımı takdirle geçtim ama ne yazık ki sınava giremedim” diye konuştu.

    Kardeşi Nur’u sınava getiren abla Bahar Karakuş da, “Kardeşimi sınava girmesi için kapıya bıraktık. Aradan beş dakika geçti, kardeşim ağlayarak geldi. Giriş belgesinde fotoğraf olmadığı için sınava alınmadığını söyledi. Bizde gittik görevlilerle konuştuk, bize kardeşimin fotoğrafını çektirin getirin dediler. Fotoğraf yapıştırıp belgeyi verdik. Ama kardeşim sınava giremedi. Kardeşimin okulundan gelen ve giriş belgesinde fotoğraf bölümüne sonradan fotoğraf yapıştıran bazı öğrenciler sınava girdi. Polis çağrıldı, onlara böyle bir şey yapmadıklarını söylediler. Birkaç kişi sınava bu şekilde girdi. Bu hata kardeşimin okulunun hatası. Suçlular kimse şikayetçi olacağız” diye konuştu.

    Kardeşini sınava getiren ve olaya tanık olan Zeynep Yılmaz, “Kardeşim okulun talep ettiği sınav kağıdı ve fotoğrafla sınavına girdi. Bahar kardeşi Nur’u sınav için okula getirdi. Ama sonra ağlayarak dışarı çıktılar. Burada bir haksızlık var. Görevliler giriş belgesinin üzerine Nur’un fotoğrafını çektirip yapıştırılmasını istediler. Gittiler fotoğraf çektirdiler, sonra yapıştırın diyorlar. İki kez abla ve kardeş, gitti geldi. Bu şekilde yapan bazı öğrencileri kabul ettiler. Bu çok yanlış. Çocuğun hayalleri var. Okul hata yaptıysa, bunu çocuğa ödetemezsiniz. Burada büyük bir haksızlık var. Daha sonra polis geldiğinde biz fotoğraf çektirin yapıştırın demedik diyorlar. Başta neden kabul etmeyeceksiniz insanları yoruyorsunuz. Neden fotoğraf talep ettiniz. Nur’u istediklerini yapmalarına rağmen sınava almadılar. Burada küçük çocukların hakkı var. Biz bu şekilde alamayız demeleri gerekirdi en başında. Aile o zaman başka bir çözüm yoluna bakardı” dedi.

    Kılıçarslan:”Aynı okuldalar aynı sınıftalar, kardeşimi sınava aldılar, Nur’u almadılar”

    Nur’un sınıf arkadaşı Nergiz Kılıçarslan’ı sınava getiren ablası Şehriban Kılıçarslan ise, “Benimde kardeşimin giriş belgesinde fotoğraf yoktu. Bana da aynı şekilde fotoğraf çektirip yapıştırarak getirmemi istediler. Şuan elimizde olan Nur’un giriş belgesi şeklinde yapıştırdık verdik, kardeşim şuan sınavda. Aynı okuldalar aynı sınıftalar, kardeşimi sınava aldılar, Nur’u almadılar. Kapıdaki görevli dikkatli olacak o zaman. Kardeşimi sınavdan çıkarın o zaman diye seslendim, çıkarmadılar. Suçlu olduklarını biliyorlar” dedi.

    Öte yandan, konuyla ilgili okul yönetimi açıklama yapmadı.

  • Acılı anne, gözyaşları içinde evladının tedavisi için yardım istedi

    Adana’da, beyinin 3 farklı yerinde tümör olan 20 yaşındaki İbrahim Işıkhan’ın annesi, Ayfer Işıkhan ‘Para yardımı istemiyorum. Sokaktaki ekmeği toplayıp yerim. Ama gerçekten oğluma yardım istiyorum’ dedi.

    7 yıl önce Diyarbakır’da evlerinde oğlunun rahatsızlanması üzerine, Diyarbakır Devlet Hastanesine kaldırdıklarını anlatan 45 yaşındaki acılı anne Ayfer Işıkhan hastalık sürecini anlattı. Anne Işıkhan,”7 yıl öncesinde oğlum rahatsızlandı, Diyarbakır Devlet Hastanesine götürdük. Muayene edilirken, beyinde tümör olduğu anlaşıldı. Emar’ını çektiler, daha sonra Gaziantep Üniversitene gittik. Burada ameliyat oldu, 4 ay süren tedavisi bitti, derken daha fazla tedavi alamayacağını söyledi hocalarımız. Temiz bir yer bulursanız güzel bir yer bulursanız çocuğunu orada tedavi ettirin dediler. Bende maddi imkanlar el vermediği için oğlumu Diyarbakır’da tedavi olsun istedim. Dicle Üniversitesine götürdüm, hayati riski var dediler. Biz yapamayız deyip, Adana’ya Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine geldik. Bir ay içinde 6 defa hastaneye tedaviye geldim, 6 ay geçtikten sonra biz bir şey yapamıyoruz çocuğunu götür dediler bana. Nereye götüreyim ben? Çaresiz böyle boş kadım. Hastaneden çıkmam dedim, bana bir hastane önerin dedim, ve şuan kaldığımız özel hastaneyi önerdiler. Oğlumu şuan ki getirdiğim hastaneye şuuru kapalı bura getirdim” dedi.

    ‘Soğuk almış diye nane limon kaynattım, beyin tümörü olduğu öğrendim’

    7 yıl önce, evde bir anda rahatsızlandığını anlatan anne Işıkhan,” Oğlumda dengesizlik oluştu, mide bulantıları falan, ben soğuk almış diye nane limon kaynattım. Baktım ki olacağı yok, hastaneye götürmek zorunda kaldım. Hastanede beyin tümörü olduğunu öğrendim. Ben 7 yıldır, sağ sol eş dost yardımıyla oğlumu tedavilerini tamamladım” şeklinde konuştu.

    ‘7 yıldan sonra hastalık tekrarladı’

    Oğlunun emar kontrolleri sırasında, 7 yıldan sonra hastalığın tekrarından korktuklarını anlatan anne Işıkhan,” Hastalığın tekrarlanıp tekrarlanmadığı öğrenmek için patoloji sonucu gitti, patolojide hastalığının tekrarlandığını söylediler. Şuan tekrar çocuğum tedavi altına alındı. Beyinin de 3 yerde dağınık şekilde tümör tespit edildi. Ameliyat olamıyor. Beyinden idrar yoluna inen bir şantımız var. Ameliyattan sonra göz ve ağız kısmı felç geçirdi. Gözüne altın platin takıldı. Gözü kapanmıyordu, 3 yıl önce onun ameliyatı yaptırarak altın platin takıldı. Öyle kapanmaya başladı” dedi.

    ‘Oğlum 2 yaşındayken babası öldü, ondan kalan 550 TL maaş ile geçiniyoruz’

    Oğlunun 2 yaşındayken, babası Cemal Işıkhan’nın 35 yaşında öldüğünü ve ondan kalan para ile geçindikleri belirten anne Işıkhan,” Eşimden kalma maaşım ar. Aldığım maaş şuan yetersiz 500 lira para elime geçiyor. Paranın 200 lirası çocuğum için çektiğim krediye gidiyor. Bana da sadece 300’ü kalıyor. Gerçekten çaresizim bütün gerekli resmi işlemlere başvurdum, ağlayan bir anneyi duyun, eşim yok hiç kimsem yok. Yardım edenim yok, Allah rızası için sesleniyorum. Yeter ki benim çocuğum tedavisine bir çare bulunsun, ben para yardım istemiyorum. Ben çocuğumla tek kalıyorum, 15 gün kulağı duymadı ben duvarlarla konuşuyordum” diye konuştu.

    ‘Oğlum benim sana bakmam lazımken, sen bana bakıyorsun diye üzülüyor’

    20 yaşındaki oğlu İbrahim Işıkhan’ın, hastalığına üzüldüğünü belirten anne Işıkhan,” Anne diyor, 7 yıldan sonra bu nasıl oldu diye soruyor. Anne bu parayla nasıl yapacaksın diyor. Ben seni üzüyorum 20 yaşında benim çalışıp sana bakmam gerekirken, ben sana borç çıkarıyorum diye oğlum isyan ediyor. Çocuğumun fiziksel durumunda hiçbir değişiklik olmadı belirtide olmadı bu hastalığı taşıdığına dair, bizde bunun şokundayız. Çocuğum benim bir şeyim yok diyor” dedi.

    Son olarak ağlayarak yardım isteyen acılı anne Işıkhan,” Para istemiyorum, yardım istemiyorum. Sokakta ekmeği toplayıp yerim. Ama gerçek oğluma yardım istiyorum. Çocuğuma yardım eli uzatılsın istiyorum. 7 yıldır tek başıma mücadele ediyorum yoruldum. Çocuğum bunun farkında, göğüsüm de kitle var, fıtığım var, gözlerim seçmiyor. Ayakta duramıyorum diz kapaklarımda kits var, kemiklerim eziliyor. Çocuğum için ayakta duruyorum. Valiliğe gittim, valilik bana iş teklif ediyor ben bu çocuğu bırakıp nasıl işe gideyim” dedi.

  • Polatlı’daki trafik kazasında hayatını kaybeden 4 kişi gözyaşları ile son yolculuğuna uğurlandı

    Ankara’nın Polatlı ilçesinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybedenler son yolculuğuna uğurlandı.

    Polatlı-Ayaş Karayolu Basri Mevkiinde dün meydana gelen kazada sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu takla atan otomobilde bulunan 5 kişiden 4’ü hayatını kaybetmişti. Hayatını yitiren şoför İlker Külçe (41), kızı Selin Nur Külçe (17), yeğenleri Kübra Nur Kazan (17) ve Buse Nur Demirtaş (16) öğle namazına müteakip Polatlı Çarşı Caminde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuklarına uğurlandı. Polatlı Müftüsü Mehmet Muslu’nun kıldırdığı cenaze törenine Polatlı Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer, Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya ve binlerce vatandaş katıldı.

    Aynı araçta bulunan ve ablasını kaybeden Sedat Eren Kazan (13), cenaze töreninde tabutlara sarılarak gözyaşı döktü.

    Cenaze Namazının ardından hayatını kaybeden 4 kişi Polatlı Şehir Mezarlığına defnedildi.

  • Zihinsel engelli Müjdat Kurt gözyaşları arasında toprağa verildi

    Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, güleryüzlü, yardımsever ve sempatik tavırlarıyla 7’den 77’ye herkesin sevgilisi olan 43 yaşındaki zihinsel engelli Müjdat Kurt’un cenazesi gözyaşları arasında toprağa verildi.

    Her zaman gülen yüzü, saygılı ve sempatik hareketleri ve yardımsever kişiliğiyle ilçe halkının gönlünde taht kuran Müjdat Kurt’un cenazesi Ayvalık Devlet Hastanesi morgundan alınarak, önce Ayvalık Belediyesi’ne ait Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde bulunan Birlik Ortopedik Engelliler Derneği Genel Merkezi’ne ait iş atölyesine getirildi. Kültür Merkezi’ndeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle, iş atölyesindeki kursiyer engellilerin gözyaşları arasında cenaze aracına bindirilen cenaze daha sonra evinin ve çalıştığı işyerinin önünde yapılan mini törenlerin ardından Çınarlı Camii’ne getirildi. Birlik Ortopedik Engelliler Derneği bünyesindeki iş atölyesinde kursiyer olan Müjdat Kurt’un cenazesi, Çınarlı Camii de kılınan ikindi namazının ardından Ayvalık Kabristanı’nda yüzlerce seveninin gözyaşları arasında toprağa verildi.

    Annesi Fatma Kurt’un sinir krizi geçirdiği gözlenen cenazede; Ayvalık Belediye Başkan Yardımcısı Gökay Bacan, Ayvalık Belediye Meclis Üyeleri; Dilek Saraçoğlu, Şakir Sakarya, Muhittin Tüfekçi, BOED yöneticileri, Ayvalık Zihinsel Engelliler Derneği yöneticileri, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Eski Genel Başkan Yardımcısı Ömer Uğur, Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu eski Genel Başkanı Hamdi Atay, Engelsiz Türkiye Partisi eski Genel Başkanı Muharrem Parmaksız ve ilçenin her kesiminden yüzlerce vatandaş hazır bulundu.

  • Trafik kazasında ölenlerin cenazeleri gözyaşları arasında morga taşındı

    Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde çeyiz almaya gidenlerin içinde bulunduğu pikabın takla atması sonucu hayatını kaybedenlerden 2 kişinin cenazesi yakınları tarafından araçlara konularak gözyaşları arasında morga taşındı.

    Kaza, Bozova-Halfeti yolunun İncirli kırsal Mahallesi girişinde yaşandı. Sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 10 FA 641 plakalı pikap, Halfeti’den Bozova’ya çeyiz almaya giderken sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak takla attı. Kazada 4 kişi olay yerinde hayatını kaybederken 8 kişi de yaralandı. Yaralılar, Bozova ve Şanlıurfa’dan giden ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan yaralılardan bazılarının sağlık durumlarının ağır olduğu öğrenildi.

    Kazayla ilgili soruşturma sürerken, olay yerinde bulunan 2 kişinin cenazesi ise akrabalarının gözyaşları arasında araçlara taşınarak morga götürüldü.