Etiket: Gözdesi

  • Girişimcilerin gözdesi ‘Solucan Gübresi’

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (ASMEK) ‘Kültür Solucanı Yetiştiriciliği Eğitimi’ kursu ile vatandaşlara yeni bir meslek kapısı açıyor. Organik tarım ve organik gübreyi teşvik eden kurs ile serada solucan üretimi öğretiliyor.

    Antalyalıların mesleki eğitimlerini destekleyen ve iş sahibi yapan ASMEK gelecek vaat eden yeni iş sektörlerini programına alarak eğitim veriyor. ASMEK’in bu dönem açtığı ‘Kültür Solucanı Yetiştiriciliği ve Vermikompost (Solucan Dışkısı) Üretimi Eğitimi Kursu’, vatandaşlara yeni bir iş fırsatının kapılarını aralıyor. Varsak ASMEK Kurs Merkezinde verilen ‘Kültür Solucanı Yetiştiriciliği ve Vermikompost (Solucan Dışkısı) Üretimi Eğitimi’ alan kursiyerler, kültür solucanı yetiştirmek için gereken bilgi, beceri ve donanımı kazanıyor. Kursiyerler, solucan çiftliği işletmelerinde bulunan makine ve ekipmanları kullanmasını, kültür solucanının besin maddelerini tanıması ve kullanmasını öğreniyor, ürün güvenliği ve kritik kontrol noktalarını tanıyor. Vermikompost ve gübreleri öğrenerek, bitkilerin besin ihtiyaçları hakkında bilgi sahibi oluyor.

    Tomaç: “Organik tarıma destek”

    Varsak ASMEK kurs öğreticisi Dilara Tomaç, kurs ise amaçlarının vatandaşları bir meslek sahibi yapmanın yanında organik tarımı ve organik gübreyi yaygın bir hale getirmek olduğuna vurgu yaptı. Tomaç, “Kırmızı Kaliforniya´ tipi solucanların yetiştirilmesi ve gübre üretmesi konusunda kursiyerlerimize sınıflarda teorik, seramızda da pratik eğitim veriyoruz. Solucan gübresi bitkiler için çok avantajlı bir üründür. Bir çiftçiye sağlanabilecek en ideal gübredir. Sulama maliyetini yüzde 40 azaltır. Solucan gübresi ile toprak kimyasal gübrenin zararlarından arındırılıp, eski verimine kavuşturulabilir. Ürün kalitesi, verim ve insan sağlığı için solucan gübresinin çok önemli bir üründür.” Tomaç, serayı organik solucan gübresiyle yetişen ve normal gübre ile yetişen ürünler olarak ikiye ayırdıklarını ve farkları gözlemlediklerini de belirtti.

    Yerlikaya: “Kendi tesisimi açacağım”

    Kursiyerlerden Memduh Yerlikaya ise, solucan gübresi üretimi hakkında profesyonel ve bilimsel eğitim almak için ASMEK’in kursuna geldiğini ifade etti. Yerlikaya, “Bu işi daha hatasız, bilinçli ve verimli şekilde yapmak için kursa geldim. Burada Kırmızı Kaliforniya´ tipi solucanları yetiştirme ve üremesi konusunda bilgi alıyoruz. Bu tür solucanlar çok hızlı ürüyor ve çok yararlı. Hastalıklardan korur, kökleri güçlendirir, daha sağlıklı meyve sebze oluşumuna katkı koyar. Solucan gübresi üretimi aslında çok kazançlı gelir getiren bir iştir. Hammaddesi bedava. Kurstan sonra kendi üretim tesisimi açacağım” dedi.

    Orhan: “Eski tatlara yeniden kavuşacağız”

    Daha önce amatör olarak solucan üretimi işine başladığını söyleyen kursiyer İbrahim Orhan, “ASMEK’in açmış olduğu kursu duyunca hemen kayıt oldum. Bu işin detaylarını, inceliklerini bilmediğiniz noktalarını daha bilimsel şekilde öğrenmek için fırsat oldu. Çocukluğumuzdan beri duyarız nerede o eski domatesin meyvenin sebzenin tadı diye. İşte bu gübreyle o tatlara yeniden kavuşuyoruz. Solucan yetiştiriciliği işinin artık desteklenen ve teşvik edilmesi gereken bir sektör olduğunu görüyoruz. Bu kurs en güzel kanıtı. Yıldızı parlayan bir sektör haline geldi. Özellikle Avrupa’da bu üretim çok yaygın, insanlar balkonlarında, hobi bahçelerinde bunu yetiştiriyor” ifadelerini kullandı.

  • Türk gıda ürünleri Japonların gözdesi

    Türk gıda ihracatçıları, Japonya’ya ihracatlarını artırmak için 6-9 Mart tarihlerinde Japonya’nın Chiba kentinde düzenlenen Foodex Japan 2018-43. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na 42 katılımcı firma ile büyük ilgi gösterdi. Fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) üstlendi.

    Gıda tüketiminin büyük bölümünü ithalatla karşılayan ve yıllık gıda ithalatı 80 milyar dolara ulaşan Japonya’ya Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatının artması amacıyla Uzak Doğu’nun en büyük gıda fuarı Foodex Japan 2018-43. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na 21. kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, Türk gıda ihracatçıları açısından başarılı ve verimli bir fuarı geride bıraktıklarını, her geçen yıl katılımcı sayısının artmasından memnuniyet duyduklarını, iki ülke arasındaki dostluğa bağlı olarak Japonya’da Türklere ve Türk ürünlerine ilginin her geçen gün artmasından mutlu olduklarını kaydetti.

    “Gıda ihracatımız 153 milyon dolara ulaştı”

    Tarakçıoğlu, “2016 yılında Japonya’ya 350 milyon dolar olan genel ihracatımız 2017 yılında 400 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatı ise 2017 yılında 154 milyon dolar olarak gerçekleşti” dedi. Japonya’nın, 130 milyon nüfuslu, besinsel değeri yüksek, kaliteli gıda ürünleri tüketim alışkanlığına sahip dost bir ülke olduğunun altını çizen Tarakçıoğlu, şöyle devam etti:

    “Japonya, Türk gıda sektörü için hedef pazarlardan bir tanesi. Foodex Japan Fuarı, Türk gıda ihracatçılarının hedefine ulaşmasında çok önemli. Üstelik organik ürün potansiyelimiz ve Japon halkının alım gücü dikkate alındığında Japonya önemli bir pazar. Japonya’ya gıda ürünleri ihracatımızın artışında Ege İhracatçı Birlikleri olarak yaptığımız fuar organizasyonu Turquality projemiz kapsamında yapılan etkinliklerin payı çok büyük. EİB’nin Japonya gıda ihracatı 2017 yılında 52 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ürünleri ihracatının yüzde 34’ünü Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.”

    Resepsiyon düzenlendi

    Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türk gıda ürünlerinin Japonya ve Güney Kore’de tanıtılmasına yönelik Turquality projesi kapsamında Foodex Japan 2018 Fuarı ile eş zamanlı olarak, Japon kamu temsilcileri, ithalatçı firmalar, basın mensupları, bloggerlar ve fuar katılımcısı firma yetkililerinin katılımıyla, 6 Mart Salı akşamı Türkiye Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçiliği rezidansında bir resepsiyon düzenlendi. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu resepsiyonla ilgili memnuniyetlerini belirtti ve şöyle devam etti:

    “Yaklaşık 300 kişinin katıldığı resepsiyonda, Türk gıda ürünlerinden yapılan yemekler ikram edildi, ülkemize özgü gıda ürünleri tanıtıldı, ebru sanatçısı Garip Ay özel bir performans sergiledi ve katılımcılara Türkiye’ye özgü hediyeler verildi.”

    3 bin 400 firma katıldı

    Japonya’da gıdaların kaliteli olduğunu ifade eden T.C. Tokyo Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ise, daha fazla konuda sinerji oluşturarak ortaklıklar kurmak, böylece pastayı büyüterek ihracatın bu bölgeye artmasını sağlamak amacında olduklarını belirtti. Bu arada bir Egeli olarak kalbinin Ege’de kaldığını sözlerine ekleyerek işbirliklerinden dolayı Ege İhracatçı Birlikleri’ne teşekkür etti.

    Uzak Doğu’nun en büyük gıda fuarı olan FOODEX Japan Fuarı’na bu yıl, 83 ülkeden yaklaşık 3 bin 400 firma katıldı. Fuarda Türkiye 720 metrekarelik stant ile yer alırken, Türkiye’den EIB milli katılımı ile 42, bireysel olarak 6 firma olmak üzere toplam 48 firma iştirak etti. 4 gün boyunca süren fuarı 76 binin üzerinde kişi ziyaret etti.

    Makarna ithalatının yüzde 20’si Türkiye’den

    Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Moiz Hemsi, Japonya’nın doğal ürünlere ilgisinden bahsederek Türklerle Japonların dostluğunun çok geçmiş yıllara dayandığını, Türklere karşı müthiş sevgileri olduğunu, kültürel bağlarla ikili ilişkilerin daha da artmasının beklendiğini dile getirdi. Başkan Moiz Hemsi ayrıca Japonya’nın makarna ithalatının yüzde 20’sini Türkiye’den gerçekleştirdiğini, Türk makarnasının Japonya’da pastadan aldığı payın her yıl arttığını ve glisemik endeksi düşük olan bulgur için Japon pazarında büyük potansiyeli olduğunu belirtti.

    Kuru meyve ve zeytinyağı sektörleri

    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ise, kuru meyve sektörü açısından en önemli pazarlardan birisi olan Japonya’da daha da iyi bir yer edinmek adına çalıştıklarına, bu ülkede sıkı denetim yapıldığını, ihracatçılarımızın hassasiyet göstermeleri gereken bir pazar olduğunu vurguladı. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Japonya’da ülkemiz zeytinyağı henüz çok tanınmamakla birlikte yapılan tanıtımlarla önem kazanmaya başlandığını ve 2016 yılında 731 ton olan ihracatın 2017 yılında bin 158 tona ulaştığını kaydetti.

    Trend alanında tadım yaptırıldı

    Bu sene Türkiye standı yanında 42 metrekarelik bir trend alanı kurduklarını ifade eden Celep, “Bu alanda Türk aşçı M. Osman Sezener tarafından Türk gıda ürünleri ile Japon damak tadına uygun yeni menülerle pişirim ve tadım aktivitesi yaptık. Japon sunucu tarafından ürünler ve tarifler ile ilgili mikrofon ile sunum yapıldı. Kuru meyveler, zeytin, zeytinyağı, şekerli mamuller, makarna, şehriye, bulgur, un, baharat vb. gıda ürünlerimizin yer aldığı tarifler ziyaretçilere ikram edildi. Türkiye standını, Tokyo Büyükelçimiz Hasan Murat Mercan ziyaret ederek katılımcı firmalarımıza pazar hakkında bilgi verdi. Ayrıca Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanlarımızdan oluşan heyet, Japon Kuru Meyveler Derneği, Baharat Birliği ile Yağ Birliği’ni ziyaret ederek ülkemiz potansiyelini aktardı ve işbirlikleri hakkında görüşmelerde bulundu” dedi.

  • Türk gıda ürünleri Japonların gözdesi olmaya devam ediyor

    Türk gıda ihracatçıları, Japonya’ya ihracatlarını arttırmak için Japonya’nın Chiba kentinde düzenlenen Foodex Japan 2018-43. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na 42 katılımcı firma ile büyük ilgi gösterdi. Fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege İhracatçı Birlikleri üstlendi.

    Gıda tüketiminin büyük bölümünü ithalatla karşılayan ve yıllık gıda ithalatı 80 milyar dolara ulaşan Japonya’ya Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatının artması amacıyla Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı Foodex Japan Uluslararası Gıda Fuarı’na 21. kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, Türk gıda ihracatçıları açısından başarılı ve verimli bir fuarı geride bıraktıklarını, her geçen yıl katılımcı sayısının artmasından memnuniyet duyduklarını, iki ülke arasındaki dostluğa bağlı olarak Japonya’da Türklere ve Türk ürünlerine ilginin her geçen gün artmasından mutlu olduklarını kaydetti.

    Japonya’ya 2017 yılında gıda ihracatımız 153 milyon dolara ulaştı

    Tarakçıoğlu, “2016 yılında Japonya’ya 350 milyon dolar olan genel ihracatımız 2017 yılında 400 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatı ise 2017 yılında 154 milyon dolar olarak gerçekleşti” dedi.

    Japonya’nın, 130 milyon nüfuslu, besinsel değeri yüksek, kaliteli gıda ürünleri tüketim alışkanlığına sahip dost bir ülke olduğunun altını çizen Tarakçıoğlu, şöyle devam etti: “Japonya, Türk gıda sektörü için hedef pazarlardan bir tanesi. Foodex Japan Fuarı, Türk gıda ihracatçılarının hedefine ulaşmasında çok önemli. Üstelik organik ürün potansiyelimiz ve Japon halkının alım gücü dikkate alındığında Japonya önemli bir pazar. Japonya’ya gıda ürünleri ihracatımızın artışında Ege İhracatçı Birlikleri olarak yaptığımız fuar organizasyonu Turquality projemiz kapsamında yapılan etkinliklerin payı çok büyük. EİB’nin Japonya gıda ihracatı 2017 yılında 52 Milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ürünleri ihracatının yüzde 34’ünü Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.”

    Resepsiyon düzenlendi

    Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türk gıda ürünlerini Japonya ve Güney Kore’de tanıtılmasına yönelik Turquality projesi kapsamında Foodex Japan 2018 Fuarı ile eş zamanlı olarak, Japon kamu temsilcileri, ithalatçı firmalar, basın mensupları, blogerlar ve fuar katılımcısı firma yetkililerinin, katılımıyla, Birliklerimizce 06 Mart 2018 Salı akşamı Türkiye Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçiliği rezidansında bir resepsiyon düzenlendi.

    Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu resepsiyonla ilgili memnuniyetlerini belirtti ve şöyle devam etti: “Yaklaşık 300 kişinin katıldığı resepsiyonda, Türk gıda ürünlerinden yapılan yemekler ikram edildi, ülkemize özgü gıda ürünleri tanıtıldı, ebru sanatçısı Garip Ay özel bir performans sergiledi ve katılımcılara Türkiye’ye özgü hediyeler verildi.”

    Japonya’da gıdaların kaliteli olduğunu ifade eden T.C. Tokyo Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, daha fazla konuda sinerji yaratarak ortaklıklar kurmak, böylece pastayı büyüterek ihracatımızın bu bölgeye artmasını sağlamak amacında olduklarını belirtti. Bu arada bir Egeli olarak kalbinin Ege’de kaldığını sözlerine ekleyerek işbirliklerinden dolayı Ege İhracatçı Birlikleri’ne teşekkür etti.

    Uzak Doğu’nun en büyük gıda fuarı olan FOODEX Japan Fuarı’na bu yıl, 83 ülkeden yaklaşık 3.400 firma katıldı. Fuarda Türkiye 720 metrekarelik stant ile yer alırken, Türkiye’den EIB milli katılımi ile 42, bireysel olarak 6 firma olmak üzere toplam 48 firma iştirak etti. Dört gün boyunca süren fuarı 76 binin üzerinde kişi ziyaret etti.

    Ünlü Türk Şef Sezener ziyaretçileri lezzet yolculuğuna çıkardı

    Foodex Fuarı sırasında ünlü Türk Şef M. Osman Sezener, Türk gıda ürünlerinden Japon damak tadına uygun hazırladıkları menülerle Japon konukları lezzet yolculuğuna çıkardı. Fuar süresince günde dört seans halinde ziyaretçilere ikram edilen Türk gıdaları, büyük beğeni kazandı ve övgü aldı.

    Ebru Sanatçısı Garip Ay özel bir performans sergiledi.

    Ülkemize özgü bir sanat olan ebruya Japonların sanata olan düşkünlüğünden dolayı önem verdiklerini belirten, büyük beğeni alan ebru sanatçısı Garip Ay, Türkiye standında özel performanslar sergiledi. Garip Ay, gıda ürünlerinden örnekleri de suyun üzerine resmederek ilgi çekti.

    Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Moiz Hemsi, Japonya’nın doğal ürünlere ilgisinden bahsederek Türklerle Japonların dostluğunun çok geçmiş yıllara dayandığını, Türklere karşı müthiş sevgileri olduğunu, kültürel bağlarla ikili ilişkilerin daha da artmasının beklendiğini dile getirdi. Başkan Moiz Hemsi ayrıca Japonya’nın makarna ithalatının yüzde 20’sini Türkiye’den gerçekleştirdiğini, Türk makarnasının Japonya’da pastadan aldığı payın her yıl arttığını ve glisemik endeksi düşük olan bulgur için Japon pazarında büyük potansiyeli olduğunu belirtti.

    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ise, kuru meyve sektörü açısından en önemli pazarlardan birisi olan Japonya’da daha da iyi bir yer edinmek adına çalıştıklarına, bu ülkede sıkı denetim yapıldığını, ihracatçılarımızın hassasiyet göstermeleri gereken bir pazar olduğunu vurguladı.

    Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Japonya’da ülkemiz zeytinyağı henüz çok tanınmamakla birlikte yapılan tanıtımlarla önem kazanmaya başlandığını ve 2016 yılında 731 ton olan ihracatımızın 2017 yılında bin 158 tona ulaştığını kaydetti.

    Bu sene Türkiye standı yanında 42 m2 lik bir trend alanı kurduklarını ifade eden Celep, “Bu alanda Türk aşçı M. Osman Sezener tarafından Türk gıda ürünleri ile Japon damak tadına uygun yeni menülerle pişirim ve tadım aktivitesi yaptık. Japon sunucu tarafından ürünler ve tarifler ile ilgili mikrofon ile sunum yapıldı. Kuru meyveler, zeytin, zeytinyağı, şekerli mamuller, makarna, şehriye, bulgur, un, baharat vb. gıda ürünlerimizin yer aldığı tarifler ziyaretçilere ikram edildi.

  • Bursa’nın kestane şekeri Arapların gözdesi oldu

    Bursa’nın yerel lezzeti kestane şekerini tüm dünyaya ulaştıran İlka Şekerleme, Kardelen Markası ile hizmete sunduğu Suudi Arabistan’daki Cidde, Mekke ve Riyad mağazalarının ardından şimdi de Medine mağazasını açıyor.

    İlka Şekerleme Genel Müdürü Mümin Akgün, önümüzdeki günlerde Medine’de hizmete girecek olan yeni mağaza için hazırlıkların son aşamaya geldiğini söyledi. Akgün, “Suudi Arabistan’da mağazalar zincirimize yeni bir halKa daha ekleyerek Ortadoğu pazarındaki pazar payımızı arttırmaya amaçlıyoruz” dedi.

    Mümin Akgün, Bursa’ya özgü bir ürün olan kestane şekerini hijyenik bir ortamda üreterek tüm dünyaya sattıklarını, üretimin bütün aşamalarında kaliteye önem verdiklerini anlattı. Akgün, İlka Şekerleme tesislerinde 30 dolayında farklı ürünü, kendilerine ait 3 marka ve talep eden firmalar için değişik markalar adı altında hazırladıklarını da söyledi.

    Kestane şekerinin Bursa ile özdeşleşen bir ürün olduğuna vurgu yapan Mümin Akgün, kaliteli üretimlerini görsel açıdan dikkat çeken ambalajlarda piyasaya sunduklarını belirterek, Bursa’nın kestane şekerini sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da tanıtma çabası içinde olduklarını söyledi. Bu amaçla tüm dünyadaki en önemli gıda fuarlarına katıldıklarını ve ürünlerini tanıttıklarını vurgulayan Mümin Akgün, “Türkiye’de aynı konsepte hizmet veren 21 mağazamız var. Aynı konsepte 3 mağazamızı da Suudi Arabistan bayimiz ile birlikte açtık ve bu ülkedeki 4. mağazamız da çok yakında Medine’de hizmette olacak. Bunun dışında gerek yurt içinde gerekse yurt dışında çok sayıda da bayilikler verdik. Şimdiki hedefimiz, yurt içi ve dışındaki bayiliklerimizde de oluşturduğumuz mağaza konseptini uygulamak. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

    Pazarda kalıcı olmak istiyoruz

    İlka Şekerleme Ticaret Müdürü Deniz Utku Özdemir de, Avrupa ve Amerika pazarına Cardelion, Ortadoğu ve Türkiye pazarına da Kardelen markası ile kestane şekeri sattıklarını, Türkiye’de ayrıca Yaylacık markası ile de pazara ürün sunduklarını söyledi. Markalarının lezzet bakımından birbirinden farklı olmadığının altın çizen Özdemir, “Ortadoğu’da Türk firmaları yeterince etkin değil. Pazarın hâkimi Avrupalı firmalar. Biz bu pazarın değerlendirebilecek potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Ortadoğu’daki diğer ülkelerde de mağaza açarak pazar payımızı daha da büyütmek istiyoruz” dedi.

  • Kocaeli’de gayrimenkul yabancıların gözdesi haline geldi

    Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Ahmet Pekin, yapılan yatırımlar ile Kocaeli’nin Arap yatırımcılarının gözdesi haline geldiğini söyledi.

    Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Ahmet Pekin, sanayi kenti Kocaeli’deki gayrimenkul piyasasını değerlendirdi. İstanbul’a komşu olan ve Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşlarının yüzde 27’sine ev sahipliği yapan Kocaeli’nin hayata geçirilen Kuzey Marmara Otoyol projesi, bin 180 yataklı Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsü, Gebze-İstanbul metro hattı gibi birçok proje ile geliştiğini kaydeden Pekin, yapılan projelerle Kocaeli’nin Türk yatırımcıların olduğu gibi yabancı yatırımcıların da gözdesi haline geldiğini söyledi. Kocaeli’de son dönemlerde devlet ve özel yatırımcıların hayata geçirdiği projelerin gayrimenkul piyasasını canlandırdığını belirten Pekin, Kocaeli’nin Arap yatırımcıların yeni adresi olduğunu dile getirdi. Kocaeli’deki konut fiyatlarının diğer illere göre daha uygun olduğunu da dile getiren Pekin, yapılan yatırımların Başiskele, Karamürsel ve Kartepe ilçelerinde ciddi artış gösterdiğini ifade etti.

    “Deprem bizim için, Kocaeli için, Türkiye için bir milat oldu”

    Kocaeli’de binaların depreme dayanıklı şekilde inşa edildiğini söyleyen Pekin, “Kocaeli her geçen gün büyüyen bir ildir. Özellikle 1999 Gölcük depreminden sonra göç alan bir ildir. Deprem bizim için, Kocaeli için, Türkiye için bir milat oldu. Onun içindir ki devlet yetkilileri, belediyeler ve özel inşaat şirketleri tamamıyla depreme dayanıklı binalar inşa etmeye gayret etmişlerdir ve çok fazla olan kat sayılarını aşağıya indirmişlerdir. Biz de Kocaeli Emlakçılar Odası olarak hem konut satıcılarının yani emlakçıların hem de vatandaşların işlemlerini daha hızlı, güvenilir şekilde yapabilmesi için belediyelerde iş takip formları düzenleyerek insanların önünü açıp işlemlerini hızlandırdık” dedi.

    “Kocaeli ev, bina ve arazi alınabilecek, yatırım yapılabilecek yerlerden birisidir”

    Kocaeli’de son yıllarda emlak piyasasında yatırımların arttığını ifade eden Pekin, “Kocaeli’de konut fiyatları benim düşünceme göre diğer illere göre çok fazla yukarı çıkmış değildir. Çünkü Kocaeli çok fazla göç aldığı için belediyeler ve özel müteşebbisler ciddi boyutta konut yapmış ve Türkiye’nin mozaiği olan Kocaeli’de her kesimden insan olduğu için fiyat dengesi güzel bir şekilde ayarlanmıştır. Türkiye geliştiği gibi Kocaeli de geliştiği için fiyatlarımız yükselmektedir ama bana göre Kocaeli ev, bina ve arazi alınabilecek, yatırım yapılabilecek yerlerden birisidir. Ayrıca Kocaeli yabancı yatırımcıların da tercih ettiği bir yerdir. Sadece konut değil, iş noktasında da bu böyledir” diye konuştu.

    “Arap yatırımcılar Kocaeli’de ciddi yatırımlar yapmışlardır”

    Yabancı yatırımcılar tarafından Kocaeli’ne son yıllarda yapılan yatırımlarda artış yaşandığını söyleyen Pekin, son dönemlerde Başiskele ilçesinin hızla geliştiğini ve bu gelişmenin de emlak piyasasını etkilediğini belirtti. Pekin, “Konut noktasında Başiskele ilçesi, Karamürsel, Kartepe ilçeleri diğer ilçelere göre yaşamsal alanlar, oksijenin ve yeşilin bol olduğu, sakin alanlar olarak daha çok tercih ediliyor. Özellikle doğanın bol olduğu yerlerde ciddi boyutlarda Arap yatırımcılar gelip konut almışlardır. Bunlar da kendilerine göre burayı bir yazlık olarak görüyorlar ve zamanlarının bir kısmını ülkelerinde, bir kısmını da burada değerlendiriyorlar. Bunun sebebi de ülkenin gelişmekte olduğunu belki de bu insanlar bizden daha iyi görüyorlar. İkinci sebebi ise kendi ülkelerinin geleceklerini göremedikleri ve Türkiye’ye güvendikleri için Türkiye’de, özellikle de Marmara Bölgesi’nin incisi olan Kocaeli’de ciddi yatırımlar yapmışlardır” şeklinde konuştu.

    “Herkesi Kocaeli’ye yatırım yapmak için bekliyoruz, yarın geç kalabilirler”

    Kocaeli’de dengeli bir konut yapılanmasının olduğunu ve bu yapılanmanın sanayileşme ve turizm ile şekillendiğini belirten Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Ahmet Pekin, “Her ilçede imar planları hazırlanıp, insanların yaşayabileceği, sosyal aktivitelerin düzenlenebileceği şekilde konutlar üretilmiştir. Gayrimenkuldeki gibi yatırım yapılabilecek sadece arsa değil, sanayi ve turizm arazileri için yatırımlar yapılmaktadır. Sadece Kocaeli’yi konut ya da arsa konut konusunda değerlendirirsek yanlış olur. Çünkü Kocaeli, denizle dağın ticaretle buluştuğu güzel bir ilimizdir. Herkesi Kocaeli’ye yatırım yapmak için bekliyoruz, yarın geç kalabilirler” ifadelerini kullandı.