Etiket: Götürüyor

  • Erdek’i çöp götürüyor

    Bayram tatili için Balıkesir’in Erdek ilçesine akın eden binlerce vatandaş, Erdek’in mavi sularında huzur dolu bir tatil geçirdi. İlçedeki çöp görüntüleri ise adını turizm ile duyuran ilçeye yakışmadı.

    Balıkesir’in Erdek ilçesinde bayram tatilini geçiren binlerce vatandaş, en çok fiyatların yüksekliğinden ve çöp yığınlarından şikayet etti. Tertemiz denizde gönüllerinde bir tatil geçiren vatandaşlar, çöp yığınları ile karşılaşınca CHP’li Erdek Belediyesi’ne tepki gösterdi. Bayram tatili nedeniyle Arefe gününden itibaren Erdek’e gelmeye başlayan misafirler, gündüz denize girerek, akşamları da eğlence yerlerinde gönüllerince eğlendiler. 3 Günlük bayram tatilinde dinlenmek için Erdek ve Kapıdağ çevresini tercih eden tatilciler otel ve motelleri doldurdu. Sıcaktan bunalan tatilciler plajları mesken tutarken, bol bol güneşlenip, kendilerini denizin mavi sularına bıraktılar.

    Erdek’e tatile gelen aileler, geceleri bol bol alışveriş yaparak ilçenin ekonomisine katkıda bulundu.

    Genel olarak tatillerinden memnun olduklarını dile getiren vatandaşlar, ilçe genelinde biriken çöplerden şikayet etti. Yazın sıcak günleri dolayısı ile pis koku yayan çöp yığınları vatandaşların da tepkisine neden oldu.

    Öte yandan, Erdek’te günlük pansiyonlar 175 ile 200 TL arasında kiralandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Avusturya Başbakanının attığı adımlar dünyayı haçlı-hilal savaşına götürüyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa da camilerimizi kapatmanın hesapları içinde. Bu nereye gidiyor, korkuyorum bir haçlı-hilal savaşına doğru, bu Avusturya Başbakanının attığı adımlar dünyayı buraya götürüyor. Onun için de Batı dünyası bu adamlarına çekidüzen vermesi gerekir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Sivil İrade Platformu tarafından Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezinde düzenlenen iftar programına katıldı. Programın yapıldığı salona giriş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlar tarafından ilgiyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve vatandaşlar ezanın okunmasıyla birlikte dualar eşliğinde oruçlarını açtı.

    “Avusturya Başbakanının attığı adımlar dünyayı haçlı-hilal savaşlarına götürüyor”

    İftar programı kapsamında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklal mücadelesini aynı heyecanla yaptık ve Cumhuriyetimizi aynı heyecanla kurduk. Tek tipçi bir anlayış türedi, tek parti dönemi Cumhuriyet Halk Partisi kendi değerlerine yabancı, mensubu olduğu medeniyete düşman faşist zihniyeti milletimize zorla başka bir yörüngeye sokmaya çalıştı. Camilerimiz yıkıldı, ahırlara çevrildi ve medreseler yok edildi. Zaten İslami ilimleri anlatmak mümkün olmaz hale geldi. Bu anlayış yeri geldi dine cephe aldı, adeta savaş ilan etti. Avusturya Başbakanından o zamandaki zihniyetin ne farkı var. Avrupa da camilerimizi kapatmanın hesapları içinde. Bu nereye gidiyor, korkuyorum bir haçlı-hilal savaşına doğru, bu Avusturya Başbakanının attığı adımlar dünyayı buraya götürüyor. Onun için de Batı dünyası bu adamlarına çekidüzen vermesi gerekir. Bunlar çekidüzen vermezse, bu hesaplar farklı bir şekilde yapılacak. Bizim din adamlarımızı dışarıya atacaklarmış. Siz yaparsınız da biz boş mu dururuz” dedi.

    “Bunlar zavallı, çırak bile değiller”

    Ekonominin 16 yılda şaha kalktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısa sürede içerisinde ekonomi şaha kalktı, yollar, havaalanları, hastaneler, fabrikalar açtık. Biz yaptıkça milletimiz daha fazla istedi. Gazetede bir şey okudum. Ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayı ’fabrikaları kapatıp kıraathane açacaklar.’ Bunlar zavallı ya, çırak bile değiller. Bunlar okuma seferberliğine de karşı, kıraathaneyi sorduğu zaman herhalde okey masasının kurulduğu yer diye sanıyorlar. Cahil, fizik öğretmeni olabilirsin kıraathanenin ne anlama geldiğini bilmiyorsun. Biz millet kıraathaneleri kuracağız. Artık her ilçede bir veya birkaç tane kıraathaneler bizim butik kütüphanelerimiz olacak. Her ilçede de millet kütüphaneleriyle yüz metre 200, 400 metre gibi farklı projeleri hayata geçireceğiz. Çocuklarımız oralarda 24 saat boyunca dergi, gazete, kitap okuyacak. İnternet de olacak. Kek, çay, kahve de olacak, onu da ücretsiz olarak alacak. Bay Muharrem anladın mı ne işe yararmış bu, fabrikaları kapatmaya gerek yok, o sizin işiniz, bizim değil” diye konuştu.

    “Terör koridorunu boş bıraksaydık, Türkiye’nin güneyi zor durumda kalacaktı”

    Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce demokratik açılış, milli birlik ve kardeşlik proje, çözüm süreci dediğimiz projeye ihtiyaç duyduk. Anaların gözyaşları dinsin, babalar gözyaşlarının içine akıtmasın diye yasakları kaldırdık. Tarihi reformlara imza attık, bütün bunları yaptığımızda dönüp bakınca şahit olduğumuz manzara çok güzeldi. Bunun için baldıran zehri içsek de bu süreci devam ettireceğiz dedik. Bu kararlılıkla çalışmaya devam ettik. Meğerse karşımızdakilerin derdi başkaymış. Biz silahı bırakın, demokratik düzene katılın dedik, onlar teröre saldırdılar. Çukur açtılar, mayın döşediler ağır silah yerleştirdiler. Bunların derdi Kürt, Kürtçe, mağduriyet, birinci sınıf vatandaşlık değilmiş. Bunların tek derdi demokrasi hak özgürlük gibi kavramları kendilerine siper ederek, dünyada eli kanlı katil varsa onların baskıcı yöntemiyle halkımızı esir etmeye çalıştılar. Bunlar asli parçası olmak yerine Türkiye’yi düşman gören emperyalistlerin oyununda piyonluk yapmayı seçtiler. Suriye’nin kuzeyinde PKK yandaşı PYD, YPG ile bir terör örgütü oluşturmayı seçtiler. Biz buna evet diyemezdik. Zeytin Dalı operasyonunu yaptık, onun için Cerablus’a girdik. Eğer biz terör koridorunu boş bıraksaydık, Türkiye’nin güneyi çok zor durumda kalacaktı” şeklinde konuştu.

    “Son terörist etkisiz hale getirilene kadar bu mücadele devam edecek”

    Terörle mücadeleye durmaksızın devam edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerimizi harabeye çeviren, sonra da çıkıp orada özgürlükten bahsedenlerin ikiyüzlülüğünü milletimiz çabuk çözdü. Keskin nişancılarıyla sokakta insan avına çıkanların, 5 aylık bebeği annesiyle birlikte havaya uçuranların, hayatı zehir edenlerin millet ve devlet olarak karşısına millet ve devlet olarak çıktık. Yasin Börü Kürt değil miydi? Yasin Börü ne yapıyordu? Onu acımasız bir şekilde öldürmediler mi? Gene sözde Kürt, yok ya değil teröristti terörist. Biz bölücü örgüte yürüttüğümüz operasyonlarla topyekun Türkiye’nin geleceğini kurtardık. Onlar yıktı biz inşa ettik, biz imarla mükellefiz, ihya ile mükellefiz, onlar ise yıkma ekipleri var, bizim inşa ekiplerimiz var. Şırnak, Siirt yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Buralarda milletvekilimiz yoktu, milletvekili olsun diye bakmıyoruz, bu toprak bizim değil mi, buraları bizim şekle döndürmemiz lazım. Onlar zulmettiler biz şefkat gösterdik. Onlar aç bıraktılar biz yardım ettik. Silahın patladığı yerde söz biter. Bunun için namlusu ülkemize yönelmiş, son terörist de etkisiz hale getirilene kadar bu mücadele devam edecek” dedi.

    “En büyük bayramı milletimize 24 Haziran akşamı yaşatacağız”

    Bayram olmasına rağmen çalışmalara devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memleket ziyaretini ve tatili uzatıp sandıkları boş bırakmayın. 2 pusula tek zarf, bir tanesi parlamentoya, bir tanesi cumhurbaşkanına aittir. Bizim cumhur ittifakı ile seçime giriyoruz. Başkanlıkta şahsımla ilgili resmimle altı bize aittir, oy namustur. Oy vererek ülkeye cumhurbaşkanı ve milletvekili seçmiyorsunuz. Aynı zamanda geleceğinizin kararını veriyorsunuz. Bunun için namusunuz olan oya sahip çıkın. Bir aksilik olursa o ahların keşkelerin hiç kimseye faydası olmaz. AK Parti’de görev alan kardeşlerimizin sorumluluğu daha da büyüktür. Çalışmalar kesintisiz devam edecekler. En büyük bayramı 24 Haziran akşamı yaşatacağız. Durmadan, yorulmadan çalışacağız” diye konuştu.

    “Doğu, Güneydoğu için bugüne kadar 336 katrilyon kaynak kullandık”

    Doğu ve Güneydoğu’ya yapılan yatırımları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimize karşı çift dilli olmadık. İstanbul’da ne konuştuysak Erzurum’da da aynı şeyi konuştuk. İzmir’de başka, Adıyaman’da başka konuşmadık. İnanmadığımız hiçbir şeyi şirin gözükelim diye meydanlarda bağırmadık. Milletimizi de hep yüz yüze kalp kalbe iletişim kurduk. Bu sebeple milletimiz bizi çok iyi tanıdı, biz de milletimiz ne düşündüğünü neye özlem duyduğunu biliyoruz. 16 yıldır sürekli artan destekle yönetimde kalmayı başardık. Bütün yetkileri imkanları Türkiye’nin tamamını için kullandık. Reformları bu anlayışla hayata geçirdik. Bir dönem ihmal edilmiş yerler oldu. Karadeniz’den İç Anadolu’dan oralara kadar geri kalmış yerler vardı, ama hiç şüphesiz en geri kalmış Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdi. Oraya daha fazla yatırım yaptık. Doğu Anadolu için 247 katrilyon harcadık., Güneydoğu için 89 katrilyon harcadık, toplam 336 katrilyonluk kaynak kullandık. Bütün bakanlıklarımızla valiliklerimizle bölgemizde 79 yılda yapılanların tamamını 3 katı 5 katı hizmeti hayata geçirdik. Eğitimden sağlığa, alt yapıdan sosyal yardımlara kadar bölgelerimiz arasında çok ciddi farklar kalmadı. Türkiye’nin tamamıyla birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu daha çok kalkındıracak, zenginleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

  • İşsiz baba yanmış kömürleri toplayıp yakmak için evine götürüyor

    Ağrı’da işsiz olan Abdurrahman Varlı, kış boyunca her gün bina ve okulların önüne bırakılan yanmış kömürleri toplayıp eledikten sonra evine götürüp ailesini bu kömürlerle ısıtmaya çalışıyor.

    Ağrı merkez Kazım Karabekir Mahallesi’nde ikamet eden Abdurrahman Varlı, pansiyon ve binaların önüne bırakılan yanmış kömürleri topladıktan sonra eleyip yakmak için evine götürüyor. Maddi durumunun iyi olmadığını ve mecburiyetten bu işi yaptığını belirten Varlı, günde 10 torba kömür topladığını ancak bunları eledikten sonra sadece elinde 2 torba kömür kaldığını, bunu da eve götürüp çocuklarının ısınması için yakacak olarak kullandığını ifade etti. Evlerinde kömür olmadığını, bu nedenle mecburiyetten tüm kış boyunca sokaklarda kullanılmış kömür topladığını kaydeden Varlı, “Evimizde kömürümüz olmadığı için 2 torba kömürle evimizi ısıtmaya çalışıyoruz. İşim yok, herhangi bir yerde çalışmıyorum” dedi.

    “Çocuklarımı okutmak için gelip kömür topluyorum”

    Çocuklarının okuduğunu ve evde kömür olmadığını söyleyen Varlı, “Evde kömür yok. Çocuklarımı okutmak için gelip kömür topluyorum. Kış memleketi olduğu için herhangi bir işte yok, çalışamıyorum. Bende mecburiyetten kömür toplamak zorunda kalıyorum. Birçok yere iş başvurusunda bulundum ancak iş bulamadım. Benim sadece yazın inşaat işi var. Ancak o şekilde evime ekmek götürebiliyorum. Sabah saat 07.00’de evden çıkıyorum. Geliyorum pansiyonların, okulların önüne yanmış kömürleri topladıktan sonra getirip eliyorum. Eledikten sonra azda olsa topladığım kömürleri akşam evime götürüyorum. Günlerim bu şekilde kömür toplayarak geçiyor. Bunun dışında herhangi bir gelirim yok” diye konuştu.

  • CHP lideri Kılıçdaroğlu: “Fiili durum Türkiye’yi Kuzey Kore modeline götürüyor”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şu anda bir fiil durdum var, bunu sayın Bahçeli de ifade ediyor. Bu fiili durum Türkiye’yi Kuzey Kore modeline götürüyor. Oysa biz demokrasimizle, insan haklarımızla, yargı bağımsızlığı ile özellikle Müslüman dünyasına örnek bir ülke konumuna gelmek istiyoruz” dedi.

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup tarafından saldırıya uğrayan Yeniçağ gazetesini ziyaret etti. Çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Basın özgürlüğü bir demokrasi açısından olmazsa olmazlardan biridir. Yeniçağ gazetesi bir düşünce, bir emek ürünü, demokratik parlamenter sistemi savunan bir gazete. Yenicağ’a yapılan saldırı, demokrasiye basın özgürlüğüne saldırıdır. Kendilerine geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Gazete yüreklice yoluna devam edecek. Bu kararlılığı gördüm. Baskılar gelecektir. Gazetecilerin üzerine baskılar gelecektir. Türkiye’de 146 gazetecinin hapiste olması, demokrasimiz üzerindeki en büyük gölge, kara bir lekedir. Hep birlikte gazetecilerin özgürce çalışacağı ortamı yaratmak görevimizdir. Partim adına bu görevi yerine getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.

    “Bu ülkeyi seven insanlar olarak hep birlikte çaba harcamak zorundayız”

    “Beni en derinden üzen olaylardan biri de yapılan bu saldırıdan sonra hükümet kanadından hiçbir tepkinin gelmemiş olmamasıdır” diyen Kılıçdaroğlu, “Hükümet kanadından da bir tepki gelmesi gerekirdi. ’Medya benim düşündüğümü yazmıyor’ diye, ’beni savunmuyor’ diye medyaya karşı tavır takınmamız, saldırganları görmemezlikten gelmemiz doğru değil. Bu ülkeyi seven insanlar olarak hep birlikte çaba harcamak zorundayız. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, inşallah bu tür olaylar olmaz” ifadelerini kullandı.

    Kılıçdaroğlu anayasa teklifi ile ilgili olarak ise şunları söyledi:

    “Önce bir teklifi görmemiz lazım. Ama ilke olarak biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Türkiye’nin dikta yönetimine doğru evrilmesi asla doğru değil. Şu anda bir fiil durdum var bunu sayın Bahçeli de ifade ediyor. Bu fiili durumun Türkiye’yi nereye getirdiğini gördük. Bu fiili durum içinde ekonomi, basın özgürlüğü bir taraflara gidiyor. Bu fili yapı içinde gazeteciler hapiste, bu fiil durum içinde parlamento demokratik anlamda görevini yapamıyor. Bu fiil durum içinde Türkiye bir kişinin iki dudağına teslim edilmiş durumda. Tam tersine bu fiil durumdan kurtulmamız, Türkiye’yi demokratik parlamenter sistem içinde özgürlükçü bir yapıya kavuşturmamız gerekiyor. Fili durum Türkiye’yi Kuzey Kore modeline götürüyor. Oysa biz demokrasimizle, insan haklarımızla, yargı bağımsızlığı ile özellikle Müslüman dünyasına örnek bir ülke konumuna gelmek istiyoruz”

  • Karagöz: “Popüler diyetler ölüme götürüyor”

    Diyetisyen Ayşe Şahika Karagöz, son yıllarda popüler olan diyetlerin birçoğunun insanların yanlış beslenmesine ve kimi zaman ölüme varan ağır hastalıklara yol açabildiğini söyledi.

    Medıcal Park Tarsus Hastanesi Diyetisyenlerinden Ayşe Şahika Karagöz, Tarsus Vojim Sisters Spor Salonu’nda kadınlara popüler diyetlerle ilgili seminer verdi. Spor salonunun üyesi olanları ‘Popüler değil bilimsel olan’ diyetlere ilgi göstermeleri konusunda uyaran Karagöz, son yıllarda medyada çok yer bulan diyetlerin birçoğunun sonucunun ölüme bile varabileceğini kaydetti.

    Düşük karbonhidrat diyetleri

    Ayşe Şahika Karagöz, diyetlerin kişiye özel ve vücudun ihtiyaçlarını da giderecek şekilde hazırlanması gerektiğini vurguladı. Popüler diyetlerin bazılarının düşük karbonhidrat içerdiğini, yağ ve protein miktarının ise fazla olduğunu belirten Diyetisyen Karagöz, “Bu diyetler sıvı ve mineral kaybına yol açarlar. Kalsiyum atımı arttığı için kemik erimesine yol açabilirler. Kan yağları ve kolesterol yükselir. Kalp ritmi bozulur ve kalp krizi ölümlerine neden olabilirler. Protein açısından fazla zengin diyetler olduğu için uzun dönemde böbreklere ciddi zarar verebilirler” dedi.

    Çok düşük kalorili diyetler

    Diyetisyen Ayşe Şahika Karagöz, bazı diyetlerin de çok düşük kalori (800 kaloriden az) içerdiğini ve gün boyu bir ya da iki öğün üzerine kurgulandığını belirtti. Karagöz daha sonra diyetin zararlarını sıralayarak şunları söyledi:

    “Ciddi kas kaybı ve ödem kaybı olabilir. Bazal metabolizma hızı azalabilir. Kaybedilen ağırlığın kalıcı olmaması. Sağlık açısından çok riskli olan bu diyetler ölümle sonuçlanabilir.”

    Tek tip besine yönelik diyetler

    Seminerde Ayşe Şahika Karagöz, kimi diyetlerin ise gün boyu bir ya da birkaç besin grubunu içerdiğini, diğerlerinin tüketilmediğini belirtti. Karagöz, tek tip besine yönelik bu diyetlerin olası sonuçları için ise “Pek çok vitamin (B6 ve B12 gibi) ile kalsiyum, çinko, demir, magnezyum ve fosfor gibi mineraller yönünden yetersizdir. Osteoporoz (kemik erimesi), safra taşları, böbrek hastalıkları, kalp damar hastalıkları, kansızlık, dikkat azalması, uyuşukluk, saç dökülmesi, yorgunluk, sindirim problemleri ve kabızlığa yol açabilir” diye konuştu.