Etiket: Görüyorlar

  • Nereye baksalar ölen kardeşlerini görüyorlar

    Ordu’da 86 yıl hiç ayrılmayan ve 2 yıl önce kardeşlerini kaybettikten sonra ikiz kalan nineler, ölen kardeşlerini bir türlü unutamıyor. Hacer ve Emriye Sarı (88) kardeşlerini özlediklerini belirterek, her yerde onun izlerini aradıklarını söyledi.

    Ordu’nun Perşembe ilçesine bağlı Yazlık Mahallesi’nde yaşayan, sempatik tavırları ve birbirlerine bağlılıklarıyla tanınan 88 yaşındaki üçüz ninelerden Hayriye Sarı, ilik kanseri sebebiyle tedavi gördüğü hastanede 2 yıl önce vefat etti. Aradan geçen süre zarfında kardeşlerini unutamayan Hacer ve Emriye Sarı, her yerde kardeşlerinin izlerini aradıklarını belirtiyor. Geride kalan ikiz kardeşler, evlerinden 2 kilometre uzaklıktaki mezarlığa ne zaman gitse gözyaşlarına hakim olamıyor. Kardeşlerinin mezarı başında dua eden Hacer ve Emriye Sarı, eve döndüklerinde bile 3-4 gün ağlamadan duramıyor. Kardeşlerinden geriye kalan fotoğraflar avunan ve ikiz kalan nineler, ne zaman yan yana gelseler sıkı sıkıya tuttuklarını ellerini bırakmıyor.

    “Evin içerisinde izlerini arıyorum”

    Kardeşinin vefatından sonra çok yalnız kaldığını ve bir an olsun unutamadığını dile getiren Emriye Sarı, yalnız kaldığını ve her yerde kardeşinin izlerini aradığını kaydetti. Evlerinin içerisinde, ölen kardeşlerini geçtiği yerlere baktığını aktaran Emriye Sarı, o zamana kadar bir an olsun ayrılmadıklarını söyledi. Emriye Sarı, “Biz sürekli onunla beraberdik. Dağa, taşa odun toplamaya giderken hiç ayrılmazdık. Şimdi kimse yok, onu ben nerede bulayım şimdi. Şimdiye kadar hiç ayrılmadık. Bizi çarşıda görenler sürekli fotoğraf çekerdi. Her yere beraber gider hiç ayrılmazdık. Ben şimdi kardeşimi bulamadığım zaman gittiğim yerlerde izlerini arıyorum” dedi.

    Ninelerden Hacer Sarı da ölen kardeşlerini hiç unutamadığını, acılarının sürekli yeniymiş gibi olduğunu ifade etti. Ölen kardeşlerini bir türlü unutamadıklarını vurgulayan Hacer Sarı, kardeşlerinin mezarını ne zaman ziyaret etseler üzüldüklerini anlattı.

    “Kardeşlerini unutamıyorlar, mezarlığa gittiklerinde 3 gün ağlıyorlar”

    Üçüz ninelerden geriye kalan Hacer ve Emriye Sarı’nın bakımını üstlenen Emine Sarı, kardeşleri öldüğü günden bu yana iki kardeşin aradan geçen süreye rağmen ağladıklarını söyledi. Emine Sarı, “Bir türlü unutamıyorlar. Arada bir mezarlığa ziyarete gidiyorlar. Teyzem, ölen kardeşlerinin rüyalarına girdiğini söylüyor. Duadan başka yapacak bir şey yok. Önceden üçü birlikte ayrılmadan geziyorlardı, çoğu insan isimlerini karıştırıyordu, hatta ikisini de karıştırıyorlar. İkisini merkeze götüren dolmuş şoförü bile halen karıştırıyor. Görenler fotoğraf çektiriyor. Mezarlığa gittiklerinde ruh halleri, sanki cenaze yeni olmuş gibi oluyor. kendilerini tutamayıp ağlıyorlar. 3 gün durmadan ağlıyorlar, sonradan toparlanıyorlar” şeklinde konuştu.

  • Harabe okulda eğitim görüyorlar

    Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlı Soğukpınar köyünde bulunan Ahmet Hamdi Gökbayrak Fen Lisesi adeta dökülüyor. Veliler, okulun fiziki şartlarının ahırı aratmadığını belirterek, yetkililere göreve davet etti.

    Kanalizasyon sistemi ve duvarları zarar gören okulda ve yurtta öğrenciler zor şartlar altında eğitim görüyor. 1991 yılında yapılan okulla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017-2018 eğitim öğretim yılı başında değiştirme kararı aldığını belirten veliler, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün eğitim öğretime başlamadan önce kararı uygulamaktan vazgeçtiğini iddia etti. Valiz odasına kanalizasyon sularının aktığını ifade eden veliler, güvenlik konusunda da okulun zafiyet içerisinde olduğunu söyledi.

    Okulda 184 öğrencinin eğitim gördüğünü bildiren İnegöllü veli Fahrettin Sağdıç, “Benim kızımla beraber okulda eğitim gören 184 öğrenci var. Okulun ve yurdun hali içler açısı. Kanalizasyon sistemi çökmüş durumda. Duvarlardan pis sular akıyor. Aynı zamanda okulda herhangi bir güvenlik tedbiri de yok. Kızım Fen Lisesi’ni kazandığı için sevinmiştik, ama okulun durumunu görünce üzüldük. Okulda eğitim gören öğrenci velileriyle birlikte imza toplayarak durumu Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirdik. Bakanlık eğitim yılı öncesinde okulun taşınmasına karar verdi. Ama ne olduysa eğitim öğretim yılı açılışına 15 gün kala İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu kararı uygulamaktan vazgeçti. Eşyalar bile taşınma aşamasına gelmişken, karar uygulanmadı. Kararın neden uygulanmadığını sorduğumuzda cevap dahi verilmiyor. Çocuklarımız ahır gibi okulda eğitim görmek zorunda bırakılıyor” dedi.

    Sağdıç, “Fen Lisesi’nin 4 kilometre yakınına, iki ay sonra bitecek olan bir Anadolu Lisesi yapılıyor. Çocuklarımızın buraya gönderilerek, eğitim görmelerini istiyoruz. Ayrıca okula yakın olan Ali Osman Sönmez Öğrenci Yurdu var. Yurt boş. Öğrencilerimizi buraya gönderebilirler ama yapmıyorlar. Birileri okulu ticarethane gibi görüyor. Köydeki insanların para kazanması için okulu taşımıyorlar. Eğer gereken yapılmazsa, öğrenci velileriyle birlikte valilik önünde eylem yapacağız” şeklinde konuştu.

  • (Özel) Savaşın gölgesinde eğitim görüyorlar

    Suriye’de yıllardır devam eden savaşta binlerce çocuk hayatını kaybederken binlercesi de hayatta kalabilme umuduyla aileleriyle birlikte evlerinden göç etmek zorunda kaldı. Hayatta kalabilmek için Halep’teki bombardımandan İdlib’e göç eden çocuklar, burada kurulan çadırların içinde hem yaşamlarına hem de eğitimlerine devam etmeye çalışıyor.

    6 yıla yakın süredir Suriye’de devam eden savaş, çoğunluğunu çocukların oluşturduğu yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine yüz binlercesinin de evlerinden göç etmesine neden oldu. Savaşın kirli yüzünün çocukların üzerindeki etkisi, son olarak Halep’te yaşanan yoğun bombardımanda bir kez daha kendini gösterdi. Türkiye’nin yürüttüğü yoğun diplomasinin sonunda Halep’ten aileleri ile birlikte tahliye edilen binlerce sivil, Suriye’nin İdlib kırsalında kurulan derme çatma çadırlarda hem yaşamlarını hem de eğitimlerini sürdürmeye çalışıyor.

    Zor şartlar altında yaşamlarını sürdüren çocuklar eğitimlerinden de geri kalmamak için yoğun çaba gösteriyor. Bölgedeki cami, çocukların eğitimi için okula dönüştürülürken çevre köylerden gelen gönüllü Suriyeli öğretmenler de eğitim veriyor. Dondurucu kış şartları altında üşüyerek eğitimlerine devam eden çocuklar her şeye rağmen yüzlerindeki gülümsemeyi bırakmamaya gayret ediyor.

    Patlak topla oynuyorlar

    Çocukların tek oyuncağı ise patlak bir top. Onlarca çocuk, ders aralarında küçücük bir alanda patlak bir top ile oynayarak eğleniyor. Topun peşinden mutlulukla koşturan çocukların en büyük isteği ise kırtasiye malzemeleri, kışlık kıyafet ile soba. Özellikle gecelerin çok soğuk geçtiğini söyleyen çocuklar, “Eğitim için kırtasiye malzemelerine ihtiyacımız var. Hava burada çok soğuk ve ısınacak bir sobamız dahi yok. Sobaya ihtiyacımız var” diye konuştu.

    Zor şartlar altında yaşamlarını sürdürdüklerini belirten Suriyeli öğretmen Hasan Cemal “Burada bir düzen yok. Çocukların kırtasiye malzemelerine ihtiyacı var. Havalar çok soğuk. Kışlık kıyafetleri neredeyse hiç yok. Elektrik ve soba ihtiyacımız var” dedi.

    Bölgede incelemelerde bulunan Kızılay, İHH İnsani Yardım Vakfı, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, Sadakataşı Derneği gibi yardım kuruluşları ihtiyaçların karşılanması noktasında çalışmalar yaptı. Yardım kuruluşları gerek çocukların kırtasiye ihtiyaçlarının gerekse ısınma ihtiyaçlarının kısa sürede giderilmesi yönünde harekete geçti.

  • CHP Milletvekili Baydar: “Avrupa’da Türkiye’ye Bakış Açısı Değişmiş, Türkiye’yi Model Olarak Görüyorlar “

    Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, Avrupa’da Türkiye’ye bakış açısının değiştiğini belirterek, türkiye’yi artık model olarak gördüklerini söyledi.

    Sık sık yurtdışına çıktığını belirten Baydar, “Daha geçenlerde Paris’teydim. İnanın Paris sokaklarında elinde silahlarıyla askerler var. Dünyada demokrasinin beşiği denilen Fransa’da insan hakları askıya alınmış. Diyorlar ki, olağanüstü durum var. Biz de kendilerine 30 yıldır biz bu belayla uğraşıyoruz, ’Günaydın!’ dedik. Özellikle Paris’teki saldırılar sonucu Fransa’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin bakışı değişmiş durumda. Türkiye’yi model olarak görüyorlar” diye konuştu.

    Aydın Gazeteciler Cemiyeti kongresinde seçilerek geçtiğimiz şubat itibarı ile göreve başlayan Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Semra Şener’i ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret eden Metin Lütfi Baydar, başkan nezdinde tüm Aydın gazetecilerine başarılar diledi.

    Ziyaretin yurt dışı çalışmalarından dolayı biraz gecikmeli olduğunu ifade eden Baydar, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu da değerlendirdi. Baydar konuşmasında, “Nereye gidersem hep bir karamsarlık hakim. Yaşanan olaylardan dolayı insanımızda bu karamsarlık hakim. Oysa durum hiç de öyle değil. Ben görevlerim dolayısıyla sık sık yurt dışına çıkıyorum. Daha geçenlerde Paris’teydim. İnanın Paris sokaklarında elinde silahlarıyla askerler var. Dünyada demokrasinin beşiği denilen Fransa’da insan hakları askıya alınmış. Diyorlar ki, olağanüstü durum var. Biz de kendilerine 30 yıldır biz bu belayla uğraşıyoruz, ’Günaydın!’ dedik. Avrupa’da Türkiye’ye bakış değişmiş durumda bunu net görüyoruz. Türkiye, laik yapısıyla öne çıkmış durumda. Düne kadar ılımlı islama sıcak bakan Avrupalılar, hatta her yerde Atatürk heykel ve resimlerinin olmasından rahatsız olanlar, bugün laik Türkiye’nin kurucusunun ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Neden? Özellikle Paris’teki saldırılar sonucu Fransa’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin bakışı değişmiş durumda. Türkiye’yi model olarak görüyorlar. Bu modelin mimarını da yeniden keşfediyorlar. Bakın buradan açıkça ifade ediyorum, çok kısa bir süre içerisinde Türkiye, Avrupa Birliği’ne katılacaktır. Çünkü AB’nin başka yolu kalmamıştır. Mesele AKP meselesi değildir. Davutoğlu meselesi değildir. Avrupa; Türkiye’yi, Atatürk’ü, CHP’yi yeniden önemsiyor. Yeniden değerlendiriyor. Ve bize ne kadar önemli olduğumuz vurguluyor. Onun için diyoruz ki yeni bir anayasa yapmaya gerek yok. Zaten AB’ye uyum için gerekli olan uyum yasalarını çıkaracağız. Anayasayı AB’ye uyumlu hale getireceğiz. Yani, zaten anayasayı değiştireceğiz” dedi.

    Vatandaşın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa vurgusunu anlamakta zorlandığını ifade eden Lütfi Baydar, “Asıl kayyum Cumhurbaşkanlığına atanmalı. Cumhurbaşkanı Türkiye’nin en önemli görülen iki meselesinde de vardır. O halde asıl Cumhurbaşkanlığına kayyum atanmalıdır. Asıl baş sanık o. Her iki sorunda da baş sanık o olduğuna göre tekrar ediyorum; Asıl, Cumhurbaşkanlığına kayyum atanmalıdır” şeklinde konuştu.

    AGC BAŞKANI ŞENER, GAZETECİLERİN SORUNLARINA DEĞİNDİ

    Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren AGC Başkanı Şener mesleki sıkıntılara değinerek ” Gazeteciler olarak umudumuzu hiç bir zaman kaybetmeyeceğiz. Basın camiasındaki sorunlar son zamanlarda tavan yapmış durumda ancak biz bunları ümit ediyorum ki bertaraf etmeyi başaracağız. Meslektaşlarımın aynı kararlılık ve dik duruşla yollarına devam etmesi gerçekten çok sevindirici bir durum. Milletvekillerimizden de gazetecilerimizin sorunları hakkında desteklerini isteyeceğiz” diyerek ziyaretlerinden ötürü Lütfi Baydar’a teşekkür etti.

  • Kar Yolları Kapatınca, İşlerini Kağnılar İle Görüyorlar

    Yoğun kar yağışı nedeniyle yolları kapanan Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesi Dizdarlı köyünde yaşayan köylüler, günlük işlerini ineklerin bağlı olduğu kağnılar ile görmeye çalışıyor.

    Kastamonu’yu etkisi altına alan kar yağışı özellikle yüksek kesimlerde kendisini iyiden iyiye hissettiriyor. Dün itibariyle yoğun kar yağışının etkisi altına giren Pınarbaşı ilçesinin yüksek kesimlerinde yaşayan vatandaşlar, kendi imkanları ile yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyor. Pınarbaşı Dizdarlı köyü sakinleri kar nedeniyle yolları kapanınca, eski usul kağnılara geri döndü. Aynı zamanda orman köyü olan Dizdarlı sakinleri günlük işlerini ineklerin bağlı olduğu kağnılar sayesinde görmeye çalışıyor.

    YOĞUN KARDA KAĞNI İLE ULAŞIM

    Yaşadıkları durum hakkında konuşan köy sakini Cemil Kabakçı, ani bastıran kar nedeniyle yolların kapandığını, araçlarını kullanamaz hale geldiklerini söyledi. Kar nedeniyle yolları kapansa da herhangi bir sorun yaşamadıklarını ifade eden Cemil Kabakçı, “Köyümüz Bartın ile sınır olan bir dağ köyüdür. Pınarbaşı ilçemize bağlı rakımı yüksek köylerden bir tanesidir. Dün gece geç saatlerde aniden bastıran kar nedeniyle yollarımız kapandı. Köyümüzün içerisinde araçlarımızla iş yapmamız mümkün değil. Bu yüzden biz de eski usul olan malaklarla işlerimizi yürütmeye çalışıyoruz. Fakat muhtarımızın da çabasıyla şimdiye kadar herhangi bir sorun yaşamadık. Kısa süreli de olsa 30-40 sene öncesine geri gittik, anılarımızı tazelemiş olduk” diye konuştu.