Etiket: görüşme

  • Turkcell: “Yerli baz istasyonuyla ilk görüntülü görüşme yapıldı”

    Turkcell’den yapılan açıklamada Türkiye’de ilk defa yerli baz istasyonuyla görüntülü konuşma yapıldığı bildirildi. Görüşme için Küçükyalı Plaza ile Erzincan şehir merkezinde bulunan iki yerli baz istasyonu Turkcell şebekesi üzerinden birbirine bağlandı.

    Turkcell açıklamasına göre yerli baz istasyonlarıyla görüntülü görüşmeyi gerçekleştiren ilk mobil operatör Tukcell oldu. Yerli baz istasyonu konusunu Türkiye’nin gündemine taşıyarak, ULAK yerli baz istasyonları projesi kapsamında iki yıldır çalışmalarını yürüten Turkcell, iki yerli baz istasyonu üzerinden yeni nesil anlık mesajlaşma uygulaması BiP ile görüntülü görüşmeyi sağlayarak 4.5G’nin birinci yıldönümünü kutladı. Görüntülü görüşmede, Savunma Sanayii Müsteşarlığı sahipliğinde ASELSAN’ın ana yüklenici olduğu, Netaş ve Argela ile birlikte geliştirilen ULAK yerli baz istasyonları projesi kapsamında üretilen ve 4.5G teknolojisiyle geliştirilen LTE – Advanced standartlarına sahip baz istasyonları kullanıldı. Görüşme için Küçükyalı Plaza ile Erzincan şehir merkezinde bulunan iki yerli baz istasyonu Turkcell şebekesi üzerinden birbirine bağlandı. Turkcell’in en çok kullanılan uygulamalarından biri olan BiP üzerinden yapılan ilk görüntülü görüşmeyi Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Erzincan’daki Turkcell şebeke operasyonlarında görevli çalışanlarla gerçekleştirdi.

    “Yerli baz istasyonuyla mobil iletişimde yeni bir çağ başlattık”

    Yerli baz istasyonları üzerinden görüntülü görüşme yapılmasının Türkiye’de mobil iletişimi değiştirerek yeni bir çağ başlatacağını söyleyenTurkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Bugün Türkiye’de tarihi bir başarıya imza attık. Sadece yerli baz istasyonları kullanarak gerçekleştirdiğimiz görüntülü görüşme, bu projeye yani yerli kaynaklara, Türk mühendislerine inanıldığı zaman nelerin başarıldığının en somut göstergesi oldu. Tüm dünyaya bunu kanıtlamış olduk. Gerek geliştirme süreci boyunca yaptığımız değerlendirmeler, gerekse test süreçlerinde aldığımız sonuçlar bu projede yer alarak ne kadar doğru bir karar aldığımızı bir kez daha gösterdi. İlk geliştirme aşamalarından bu yana güçlü bir destek sunduğumuz yerli baz istasyonu çalışmalarında ilk ön siparişi biz vermiştik. Ardından şebekemizde kullanmak üzere 250 adet sipariş verdik. Proje kapsamındaki ilk teslim almaları da biz yapacağız. Böylece Türkiye’de yerli baz istasyonunu gerçek şebekede kullanacak ilk mobil operatör de Turkcell olacak. Yerli baz istasyonun yanı sıra ilk olarak yinebizimgirişimlerimize gündeme gelen ve yakında zamanda imzaladığımızTürkiye’nin ilk yerli 4.5Gbazistasyonu anteninin geliştirilmesine yönelik işbirliği anlaşmasının da yerli teknolojilerin gelişimine büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Sadece 4.5G’de değil 5G’de de Ar-Ge çalışmaları ve yerli teknolojileri hayata geçirmek için birçok kurumumuzla ortak projelerde birlikte çalışıyoruz” dedi.

    Yerli teknoloji üretimi konusunda en fazla yatırım yapan şirketlerden biri olduklarının altını çizenTerzioğluşunları söyledi: “Türkiye’nin Turkcell’i olarak en başından beri ‘Türkiye teknolojiyi tüketen değil üreten bir ülke olmalı’ diyoruz. Bunun en somut örneği de ULAK Projesi. Bu projeyle Türkiye hem güçlü hem de yüksek teknoloji içeren yerli bir ürüne kısa sürede kavuşmuş oldu. 4.5G’nin birinci yılında projede üretilen yerli baz istasyonlarının yeteneklerini göstermesi açısından gerçekleştirdiğimiz görüntülü görüşme büyük önem taşıyor. 4.5G’nin ilk yılında Türkiye’de yerli baz istasyonlarıyla yapılan ilk görüntülü görüşmeyi bu projeye en başından beri destek veren Başbakanımızın memleketinde gerçekleştirmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz”.

    Terzioğluson olarak ULAK Projesi’yle bir yandan uluslararası alanda rekabet edebilecek katma değerli bir ürün oluştururken bir yandan da Türkiye’nin bu tür ekipmanlar için harcadığı önemli bir kaynağın ülkede kalacağını söyledi.

    Turkcell yerli baz istasyonunu bin 200 saat test etti

    ULAK Projesi’nin en başından bu yana projenin içerisinde aktif rol oynayarak projeyi destekleyen Turkcell, yerli baz istasyonlarını ilk olarak kendi laboratuvarlarında test etti. Turkcell, bin 200 saatlik test sonucunda ULAK ekibine geri dönüş sağlayarak ürünün geliştirilmesinde büyük rol oynadı. Yakın bir zamanda Şile Ağva yolu üzerinde 3 yerli baz istasyonu kuran Turkcell bu sayede testlerini sahaya taşıdı. Sahada test hatları kullanılarak yapılacak denemelerin ardından yakın bir zaman içerisinde Rize’de kurulacak 8 sahada yerli baz istasyonu Turkcell müşterilerinin kullanımına açılacak. Ayrıca, Turkcell’in evrensel hizmet kapsamında 4.5G götüreceği köylerde de yerli baz istasyonu kullanılacak.

  • Suça sürüklenen çocuklar için ’Adli Görüşme Odası’

    Samsun Adalet Sarayında, suça sürüklenen çocuklar için ev ortamında ifade vermelerini sağlamak ve psikolojilerine zarar vermemek için ’Adli Görüşme Odası’ yapıldı.

    Samsun Adliyesinde savcılık bölümündeki zemin katta, suç sürüklenen çocukların ifadelerinin alınması için içinde koltuk, yerde halı ve duvarlarda ve masa üzerlerinde oyuncakların bulunduğu ’Adli Görüşme Odası’ hazırlandı.

    “Türkiye’ye örnek”

    Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz, mağdur ve sanık çocukların ifadeleri alınırken etkilenmemeleri için oluşturdukları odanın Türkiye’ye örnek olduğunu söyledi. Başsavcı Yavuz, “Adalet Bakanlığımızın AB ile müşterek yürüttüğü proje kapsamında, Türkiye’deki 23 pilot ilden birisi olan Samsun Adliyemizde ‘Mağdur Görüşme Odaları’ adı altında yeni bir birim oluşturduk. Şuan itibarıyla aktif şekilde bu odalarımız kullanılıyor. Bu odaların faaliyete geçirilmesindeki amaç, özel olarak ifadelerinin alınması gereği ortaya çıkan mağdur, tanık ve suça sürüklenen çocuklar gibi grupların ve cinsel suç ile aile içi şiddet gibi diğer hassasiyet gösteren suç mağdurlarının ifadelerinin daha özel bir ortamda, aile ve ev ortamında alınmalarını sağlamak. Odalarda mağdurlar, psikolog ve pedagoglar ile diğer ilgili görevliler görüşmelerini yaptıkları esnada yan taraftaki bitişikteki odada burayı gören kamera sistemi ile cumhuriyet savcısı ve avukat meslektaşlarımız buradaki görüşmeyi kayda alıyorlar. Oradan takip ediyorlar. Mağdurumuz bu ifade ortamından etkilenmeden görüşmelerini burada gerçekleştiriyor. Bu görüşme odalarının Türkiye’de yaygınlaştırılması, adli sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanması noktasında faydasını biran önce müşahede etmek istiyoruz” dedi.

  • Devlet Bahçeli’den Başbakan Yıldırım’la görüşme açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Binali Yıldırım ile yaptığı görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Bahçeli, “Başbakan’ın şahsımla paylaştığı anayasayla ilgili düşüncelerini müspet ve makul buluyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin sorun yumağı olduğunu, pek çok açmazı bulunduğunu her sağduyulu ve vicdan sahibi insanımız takdir ve tasdik edecektir. Şu sorunun cevabını aramak durumundayız: Akışa kendimizi bırakıp ağırlaşan meselelerin derinleşmesini atıl ve etkisiz şekilde izleyelim mi? Ya da milletçe hamle üstünlüğünü elimize alıp milli iradeyle gelişmelerin seyrine müdahil mi olalım? Önce bu kararı vermek zorundayız. Milliyetçi Hareket Partisi bahis konusu vatan ve millet olduğunda fedakarlıkta sınır ve eşik tanımayan bir inanmışlığa sahiptir. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışımız bu inanmışlığın tezahürüdür. Biz tutarlıyız, ilkeliyiz, dürüstüz ve ahlakın burcuyuz. Şu anda fiili açmaz ve kriz hali Türkiye’nin önünü tıkamış, ufkunu kapatmış, devlet ve toplum hayatının ömrünü karartmıştır. Bilhassa 15 Temmuz’dan sonra siyasi dinamikler farklılaştığı gibi karmaşıklaşmış, ülkemiz öngörülebilir olmaktan çıkmıştır. Peki, vatan ve millet sevdalıları buna tepkisiz, ilgisiz, duyarsız ve yabancı mı durmalı, yoksa meşruiyet ve millete bağlılığı mı sağlamalıdır? Elbette ikincisidir. Bu nedenle, bugün Sayın Başbakan’ın şahsımla paylaştığı anayasayla ilgili düşüncelerini müspet ve makul buluyoruz. Sayın Yıldırım’la oldukça verimli geçen görüşmemizin, inanıyorum ki ülke ve millet hayrına güzel gelişmelere vesile olacağı kanaatindeyim. Henüz somut bir siyasi mutabakat sağlanmamış olsa da, önümüzdeki sürecin Türkiye’deki fiili dayatmayı çözeceği ümidindeyim. Milliyetçi Hareket Partisi mazlumların sesine kulak veriyor, çaresizlerin, umutla istikrar ve refah gözleyenlere el uzatıyor, kucak açıyor. Sorunun bir parçası değil, çözümün yol başçısı; kaosun mimarı değil, huzur ve düzenin yol açıcısı olmaktan başka bir tercihimiz yoktur. Geleceğimizin politik kararı vatan coğrafyasının ana damarında yazılıdır; bunu anlamalı, buna göre hazırlık yapıp hareket etmeliyiz” dedi.

  • BAİB’ten Antalya limanını canlandıracak görüşme

    Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB), dünyanın önde gelen 4’üncü büyük deniz taşıma firmalarından Cosco Line China Shipping yetkilileri ile bir araya geldi. Toplantıda firmanın Antalya Limanı’ndan Batı Akdeniz bölgesine ihraç ürünlerini taşıması üzerine görüşmeler gerçekleştirildi.

    BAİB bölgenin ihraç ürünlerinin dünyanın dört bir yanına sevk edilmesi, ihracatta lojistik imkanlarının artırılması çerçevesinde gerçekleştirdiği çalışmaları sürdürüyor. Bu çerçevede BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, Yönetim Kurulu Üyeleri Ercan Akın, Selçuk Baysarı, Ali Demir, Erdoğan Ekinci ile yaş sebze meyve ve maden ihracatçıları Cosco Line China Shipping Genel Müdürü Nuri Kaduk ve Bölge Müdürü Hasan Öner ile bir görüşme gerçekleştirdi.

    “Antalya Limanı’ndan 2009 yılında 60 bin TEU ürün taşınmıştır”

    BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin ihracat rakamları hammadde fiyatlarının düşmesine bağlı olarak azaldı. Ancak ihraç edilen ürün miktarında artış yaşandı. İhraç edilen ürün miktarındaki artış, ülkemizin sahip olduğu potansiyelin göstergesidir. Bölgemiz de ihracat açısından oldukça hareketli. İhraç ettiğimiz ürünlerin deniz yolu ile taşınma verilerine bakıldığında Antalya Limanı’ndan 2009 yılında 60 bin TEU ürün taşınmıştır. Bu rakam geçen yıl 200 bin TEU’ya yükselmiştir. Deniz yolu ile taşımacılığının kapasitesi artmaktadır” diye konuştu.

    “Çin’e blok mermer ihracatı artmaktadır”

    Antalya’nın denizyolu ile taşınacak ürün açısından ciddi bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Satıcı, “Bölgemizden yaş sebze meyve, mermer, ağaç ve orman ürünleri, çimento, alüminyum, krom gibi ürünler denizyolu ile taşınmaktadır. Çin’e blok mermer ihracatı artmaktadır. ABD, Kanada, Suudi Arabistan, İsrail gibi ülkelere ihracat yapılmaktadır. Ayrıca oldukça hareketli bir yaş sebze meyve ihracatına sahibiz. Çin’e kiraz ihracatı ile ilgili görüşmeler sürüyor. Yaş sebze meyve ihracatında Ortadoğu ülkeleri ve Suudi Arabistan’da büyük potansiyel taşımaktadır” dedi.

    “Dünya genelinde en fazla 5 yıldızlı otele sahip kentiz”

    Limanın ciddi bir ithalat potansiyeli de olduğunu kaydeden Satıcı, “Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nin de (AOSB) ciddi bir ihracat potansiyeli var. Ayrıca Antalya Gümrük Müdürlüğü, Mobilya İhtisas Gümrükleri arasına girdi. Dünya genelinde en fazla 5 yıldızlı otele sahip kentiz. Otellerimizin mobilya ithalatları var. Bu nedenlerden dolayı Antalya’da olmanız gerekiyor. Antalya’da da hizmet vermenizi umuyoruz. Antalya’da çalışmaya başlarsanız size destek vermeye hazırız” ifadelerini kaydetti.

    Bölgenin ihracat potansiyeli, deniz yoluyla gerçekleşen nakliyeyi ve ihracatçıların değerlendirmelerini dinleyen Cosco Line China Shipping Genel Müdürü Nuri Kaduk, Antalya’ya ilgi duyduklarını söyledi.

    Cosco Line China Shipping’in 2017 yılı başlarında Antalya’dan taşıma yapmaya başlaması öngörülüyor.

  • Batuhan Yaşar: “Görüşme Resmi Olmadı!”

    İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendirdi. Yaşar köşesinde; “Görüşme resmi olmadı! Peki, Obama kimle resmi görüştü”, “TSK açıklaması neden yanlış yorumlandı?”,”F-16’lar Musul’a 3. kez niye gitti”, “Anlık istihbaratla PKK’ya büyük darbe nasıl indirildi?” sorularına cevap arayarak, Nusaybin, Yüksekova ve Şırnak merkezdeki son durumu değerlendirdi.

    Batuhan Yaşar’ın yazısının tamamı ise şöyle:

    “Can Dündar’ın GYY’si olduğu Cumhuriyet gazetesi, 2 haftadır ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a randevu ’vermediği’ ve ’vermeyeceği’ haberleri ile neredeyse bir taraflarını yırttı.

    Başlıklar aynen şöyleydi:

    -Obama’dan Erdoğan’a ret: Görüşmeyecek

    -Obama olmadı, Biden’ı verelim

    -Beyaz Saray Erdoğan’a kapıyı kapattı

    -Obama-Erdoğan görüşmesi resmî olmayacak

    Sonrası malum. Cumhuriyet, görüşmenin ardından pişkin bir şekilde haberi şöyle veriyordu:

    -Obama, Erdoğan ile bir araya geldi.

    Küçük bir araştırma yaptık. 2.5 yıldır, Cumhurbaşkanı ne zaman ABD’ye veya Obama’nın da katılacağı uluslararası bir toplantıya gitse, paralel yapı ve bu yapının yandaşları “Obama, Erdoğan’la görüşmek istemiyor” diye 2 hafta öncesinden bağırmaya başlıyorlar. Niye mi böyle yapıyorlar?

    1-Türkiye’yi itibarsızlaştırmak

    2-Erdoğan’ı önemsiz biri gibi göstermek

    Obama olmadı Biden’ı verelim, (Erdoğan’ın karşılığı aslında bu) sosyal ve paralel medyada döndürüldü de döndürüldü.

    Yıllarca diplomasiyi takip ettik. Bu türden üst düzey temaslar ve görüşme süreleri önemsiz demiyoruz. İçerik, çerçeve ile karşı tarafa kabul ettirilen başlıkların da çok önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz sadece.

    Görüşme olduydu olmadıydı ile tam iki haftayı geçirdik.

    Erdoğan-Obama görüşmesinin ana konuları ile ilgili bir gündem oluşturmamıza izin verilmedi.

    Bu da yetmedi. Paraleller, algı yönetimine profesyonelce ve son ana kadar devam ettiler.

    “Görüşme resmî olmayacak.”

    Obama zirveye katılan 60 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının tamamı ile ikili görüşme yaptı mı?

    -Hayır

    Çok az sayıda liderle bir araya geldi.

    Yaptığı ikili görüşmelerin zaten hiçbiri resmî değildi.

    Görüşmenin içeriğini değil de hala neleri konuşmaya devam ediyoruz!

    2. konumuz da paralel yapı ile ilgili.. Bir türlü TSK’yı harekete geçiremediler biliyorsunuz. Güvendikleri dağlara kar yağdı tabiri daha doğru olur. TSK’dan, Necdet Özel dönemi de dahil kuvvetli bir hareket bekliyorlardı.

    Ama olmadı. Hâla ciddi ciddi beklediklerini de söylememiz lazım. Çıkan haberler, yazılar ve yorumlar sonrasında Genelkurmay açıklama yapmak zorunda kaldı:

    “TSK, hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, irtibat ve iş birliği içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır.”

    Ama bu açıklama “TSK darbe yapmayacak” diye algılandı.

    Ne darbesi..

    Ne yapmaması..

    Zaten öyle bir şey yok.

    Genelkurmay, bu açıklama ile sadece şunu demek istedi:

    “TSK, bünyesi içinde paralel yapılanmaya müsaade etmeyecektir.”

    Anladığım şu; birileri Genelkurmay’ı hadi hadi diye kaşımaya dün olduğu gibi yarın da devam edecek.

    Burada paralel yapının oyununu bozmak gerekiyor.

    3. olay Türkiye’nin içeride ve dışarıda asker-polis omuz omuza sürdürdüğü terör mücadelesi.

    Türk F-16’ları Musul üzerinde uçuşlarını sürdürüyor. İki gün önce Musul çevresindeki DAEŞ hedefleri 4 F-16 tarafından yine vuruldu.

    Nusaybin’deki evlerin yüzde 80’i EYP’ler ile tuzaklanmış. Sokak ve caddeler, kilit taşlarla, içleri betonlarla da doldurularak duvarlarla kapatılmış. Bu da yetmemiş EYP’lerle tuzaklanmış.

    Suriye’den, özellikle de Kobani’den ciddi destek geliyor. Bu da temizliğin süresini uzatıyor. Yüzde 70’i temizlenen Yüksekova çok önemli.. Çünkü terör örgütünün dağ kadrosu (sayılarının 250 civarında olduğu tahmin ediliyor) da burada. Aldığımız bilgilere göre 10-15 gün içerisinde işlem tamamlanacak.

    Ayrıca para kaynağına en büyük darbenin Yüksekova’da indirilecek olması bu önemi daha da arttırıyor.

    Şırnak merkez de bitmek üzere.

    Murat Karayılan, ’kırsala dönelim’ çağrısıyla, şehirdeki ağır yenilgiden dikkatleri başka tarafa çekmeye çalışıyor.

    Peki, 70 teröristle tekrar karakollar mı basılacak? Hayır, bunu kaynaklarımdan da araştırdım. PKK’nın böyle bir gücünün artık kalmadığı söylendi. “Keşke” dediler ve şöyle devam ettiler:

    “Değil 70, 30 kişi bir araya gelse de tepelerine insek diye bekliyoruz.”

    Just in time, yani anlık istihbaratlar çok iyi değerlendiriliyor.

    Dün, Irak’ın kuzeyinde Metina bölgesinde, anlık istihbarat bilgisi kullanılarak PKK’ya ağır bir darbe daha indirildi.

    Diyarbakır’da Başbakan Davutoğlu’na “buraya gelme” mesajının verildiği bomba hepimizi bir kez daha derinden sarstı. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ile kalleşçe yapılmış bu patlamayı konuştuk. Saldırının çok iyi planlanmış bir tahrip pususu olduğunu söyledi. Saldırıyı üstlenen TAK’ı, “Terörün Alçak ve Kalleş Yüzü” olarak nitelendirdi. Terörün sürekli değişen daha doğrusu değiştirilen yüzüne karşı tedbirler anlamında, burada yazamayacağımız kadar çok başlık var.

    Güvenlik toplantılarında sürekli güncellemeler yapılıyor. Güncellemeler o toplantı masalarında kalmıyor, anında sahaya yansıtılıyor.

    Kulağımıza gelen bir şeyi daha paylaşalım; terörle mücadelede çok etkili olan yüz tanıma sistemlerinden kısa süre içerisinde faydalanılmaya başlanacak.

    Devletin, hükümetin bütün kurumlarıyla müthiş bir sosyal restorasyonla sahaya ineceğini duyurarak yazımızı bitirelim.

    Terörün, gündemin arka sıralarına düşeceği günler çok uzakta görünmüyor!’