Etiket: Göndermesi

  • Kılıçdaroğlu’ndan Davutoğlu’na Dokunulmazlık Göndermesi

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’den Başbakan Ahmet Davutoğlu’na dokunulmazlık tepkisi gösterdi. Kılıçdaroğlu, dokunulmazlık düzenlemesine ‘evet’ diyeceklerini belirterek, “Benim dokunulmazlığım kalkacaksa eyvallah kalksın. Merak ettiğim Davutoğlu niye dokunulmazlığını koruyor. Davutloğlu, neden korkuyorsun sen?” diye sordu.

    Kılıçdaroğlu, bir dizi ziyaret ve programa katılmak üzere Mersin’e geldi. Kılıçdaroğlu, ilk olarak Doğu ve Güneyodoğu’da devam eden operasyonlarda şehit olan Piyade Yüzbaşı Yiğitcan Çiga’nın Mezitli’deki ailesi ile Jandarma Sağlık Astsubay Kıdemli Çavuş Murat Erdi Eker’in Tozkoparan Mahallesi’ndeki ailesini ziyaret ederek, acılarını paylaştı.

    Daha sonra CNR Expo Yenişer Fuar Merkezi’nde Mobalya Fuarı’nın açılışını yapan Kılıçdaroğlu, Mezitli Belediyesi Kadın Üretici Pazarını da gezerek kadın üreticilerle bir araya geldi.

    Kılıçdaroğlu, DİSK Mersin Şubesi tarafından düzenlenen ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun da hazır bulunduğu pikniğe katıldı.

    Kuyuluk Piknik alanında işçiler ile buluşan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada gündemi değerlendirdi.

    En büyük mücadelelerinin bu ülkede işsizliğin, yoksulluğun olmaması, hiç kimsenin ötekileştirilmemesi, emeğin hakkının emekçiye teslim edilmesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu mücadelede bütün vatandaşları CHP çatısı altında toplanmaya çağırdı.

    Asgari ücrete değinen Kılıçdaroğlu, seçimden önce asgari ücreti 1500 lira yapacaklarına söz verdiklerini, ancak hükümetin kıyameti kopardığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Ancak onlar da asgari ücreti 1300 lira yapacaklarına söz verdiler. Biz sözümüzde durduk 1500 lira dedik. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin nerede CHP’li belediye var orada asgari ücret en az 1500 liradır. Şimdi 1300 lira yaptılar ama göreceksiniz önümüzdeki aydan itibaren alacakları ücret düşecek. Çünkü vergi dilimi artıyor ve işçiden daha fazla vergi kesilecek. Eline geçen para 1300 TL’nin altına düşecek” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, Türkiye’de grev hakkının, asgari ücret kuralını, işçilerin örgütlenmesini sendikal hakları sağlayanın CHP olduğunu savunarak, bu hakları işçiye sağlayan eski CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e saygılarını sunduğunu belirtti.

    “NEDEN KORKUYORSUN”

    Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na dokunulmazlık düzenlemesi üzerinden yüklendi. Türkiye’nin gündeminin dokunulmazlık olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Eğer bu ülkeye tam demokrasi gelecekse bunun mücadelesini vereceksek TBMM’de milletin vekilliğini alan hiç kimsenin yolsuzluk yapmaması, hırsızlık yapmaması, ihaleye fesat karıştırmaması lazım. O nedenle söyledik, kürsü dokunulmazlığı dışında bütün dokunulmazlıklara hayır diyoruz ve demeye de devam edeceğiz. Dokunulmazlıklarla ilgili bir düzenleme yaptılar. Benim dokunulmazlığım kalkacak. Eyvallah kalksın. Korkumuz yok Allah’tan başka. Benim merak ettiğim Davutoğlu niye dokunulmazlığını koruyor. Neden Davutoğlu o yasal düzenlemenin içine girmiyor. Davutoğlu, neden korkuyorsun sen? Diyor ki, ’Suç mu işleyelim.’ Şu hale bakın şu lafa bakın. Yani fezleke olanların tamamı suçludur diyor. Davutoğlu’na bu ifade için teşekkür ediyorum. Bakanların neden dokunulmazlığı kalkmıyor. Bakanların ne ayrılacağı var onlar milletvekili değil mi?” diye konuştu.

    “ERGENEKON KUMPAS ÇIKTI”

    Ergenekon davasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, yıllarca, binlerce insanın Ergenekon davası diyerek mağdur edildiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Evlerinden alındılar. Havuz medyası iddianameleri yayınladı çarşaf çarşaf. O insanları mahkum ettiler. Pek çok insan hayatını kaybetti. Ergenekon’un kasası diye suçladıkları Kuddusi Okkır vefat ettiği zaman cenazesini Tekirdağ’dan İstanbul’a getirmek için araba bulamadılar. Bu kadar büyük bir dramı hep birlikte yaşadık. Şimdi tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının yanlış olduğu delillerin tamamının sahte olduğu ortaya çıktı. Şimdi ben merak ediyorum. ’Ben o davaların savcısıyım’ diyen kişi milletin yüzüne nasıl bakacak acaba. Bunlarda yüz yok. Yüz olsa ar damarı çatlamasa milletin yüzüne bakmaz, adam gibi ‘istifa ediyorum’ der. Ne hakkı ne hukuku korudular. Yüzlerce insanı Silivri toplama kampına topladılar. Sahte mahkeme yaptılar. Sahte iddianame hazırladılar. Elli sefer söyledik. Hakkımızda fezlekeler düzenlediler. Ama biz sonuna kadar düşüncemizin arkasında durduk. Her şeyi söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz. Hiç kimsenin endişesi olmasın” ifadelerini kullandı.

    Daha sonra iki işçi Kılıçdaroğlu’ne çiçek verdi. Kılıçdaroğlu’nun Mersin’e gelişi dolayısıyla bayrak asarken ayağı kırılan bir başka işçi ise Kılıçdaroğlu’ndan alçılı ayağına imza atmasını istedi. Kılıçdaroğlu da işçiyi kırmayarak alçıyı imzaladı.

  • Görmez’den ABD’ye ‘Sivrisinekli’ Merhamet Göndermesi

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ABD’nin Washington eyaletinde düzenlenen külliye açılışı sırasında yaşadığı bir olayı anlatarak, “Dediler ki ‘hocam Amerika’da sivrisinekleri öldürmek için ilaç kullanmak yasak’, ‘Maşallah’ dedim. ‘Ah keşke, Irak’ta bir buçuk milyon insanı öldürürken de bu kadar hassas olabilseydiniz’ dedim” ifadelerini kullandı.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Balkan coğrafyasından gelen müftü ve din adamları ile birlikte İpsala’daki Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine katıldı. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ve Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ve Balkan ülkelerinden gelen müftü ve din adamları, ilk olarak Rabia Kadıoğlu Camii’nin açılışına katıldı. Cami açılışının ardından İpsala Fuar Alanı’nda düzenlenen Kutlu Doğum Haftası programına geçildi. “Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” teması ve “İnsanlığı yüceltmek, insanlığı diriltmek ve insanlığı yaşatmak için gelin birlik olalım” çağrısı etrafında düzenlenen Kutlu Doğum kutlamalarına Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in yanı sıra Kosova, Makedonya, Romanya, Slovenya, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna Hersek, Karadağ ve Filistin’den gelen müftü, din adamları ve yaklaşık 4 bin soydaş katıldı.

    “HZ. PEYGAMBERİMİZ HAYVAN SEVGİSİ ÜZERİNDEN İNSANLIĞA MERHAMET DERSİ VERDİ”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” teması ve “İnsanlığı yüceltmek, insanlığı diriltmek ve insanlığı yaşatmak için gelin birlik olalım” konulu konuşma yaptı. Görmez, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ordusu ile birlikte Mekke’nin fetih yolunda yaşadığı bir olayla ilgili örnek vererek, merhametin önemine değindi. Görmez, şunları kaydetti:

    “Sevgili peygamberimiz ashabıyla beraber Mekke’yi fethetmeye giderken, sevgililer sevgilisi Muhammed Mustafa (s.a.v.) bir çalının dibinde yeni doğum yapmış bir köpek gördü, 3 tane yavrusunu emziriyordu. Tabloyu gözünüzün önünde canlandırın, büyük bir ordu, başlarında sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa, bir çalının dibinde hiçbir insanın değer vermediği bir hayvan doğum yapmış orada yavrularını emziriyor. Mübarek devesinden indi, hayvanların başına gitti, biraz seyretti. Sonra sahabeden Saliye Bin Cuma’yı yanına çağırdı. Dedi ki, ‘Saliye, sen bu hayvanların başında nöbet bekleyeceksin. Ordu buradan geçinceye kadar hiç kimse bu anneye ve yavrularına zarar vermeyecek. Bununla Allah Resul’u hala öfke dolu olarak Mekke’ye gidenlere bir ders veriyordu. Hayvan sevgisi üzerinden bir merhamet dersi veriyordu bütün insanlığa.”

    “ABD, SİVRİSİNEKLERE GÖSTERDİĞİ MERHAMETİ, BİR BUÇUK MİLYON IRAKLIYA GÖSTERMEDİ”

    Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ı işgali sırasında bir buçuk milyon masum insanı öldürdüğünü hatırlatan Görmez, “Geçen hafta Amerika’da açtığımız caminin çevresi ormanlık ve aynı zamanda sinekler var. Dedim ki ‘Bir sinek ilacı yok mu? Burada tehlike arz edebilir. Dediler ki ‘hocam Amerika’da sinek ilacı kullanmak yasak. ‘Nasıl’ dedim. ‘Evet, sivrisinekleri öldürmek için ilaç kullanmak yasak’ dediler. ‘Maşallah’ dedim.’ Ne kadar güzel, niçin’ dedim, ‘Çünkü tabiatın dengesini bozuyormuş o ilaç’ dedi. Bir maşallah daha çektim, sonra dedim ki, ‘Ah keşke, Irak’ta bir buçuk milyon insanı öldürürken de bu kadar hassas olabilseydiniz’ dedim” ifadelerini kullandı.

    “ALLAH, İNSANLIĞA YENİDEN MERHAMET LÜTUF ETSİN”

    Görmez, merhamet ile ilgili bir örnek de Müslüman aleminden vermek istediğini dile getirerek, “Geçen sene Arafat’ta sivrisinek doluydu. İhramlı olduğumuz için hiçbirimiz dokunamıyorduk. Ne güzel bir şey ama sivrisinek geliyor, konuyor, afiyetle yiyin diyorsunuz, dokunamıyorsunuz. İhramla Allah müminlere ders veriyor. Birkaç günlük de olsa bir ders veriyor. Sivrisineklere dokunamadık biz ihramdayken Arafat’ta. Sonra döndük, geldik Cemerata, şeytanı taşlarken binlerce kardeşimizi ezerek öldürdük. Allah bizi bu çelişkilerden kurtarsın, Allah biz insanlığa yeniden merhamet lütuf etsin” dedi.

    “ECDADIMIZ GAYRİMÜSLİMLERE ASLA ZULÜM ETMEDİ”

    Müslümanların yüzyıllardır diğer din ve inanışlarla birlikte yaşadığını ve onlara karşı asla bir zulüm etmediğini anlatan Görmez, “Balkanlar’dan sadece Diyanet İşleri Başkanları gelmedi. Sadece Sofya’dan, Filibe’den, Şumnu’dan, Ruscuk’tan, Mestanlı’dan, Kırcaali’den, İskeçe’den, Gümülcine’den sadece Müslüman kardeşlerimiz gelmedi. Bu kardeşlerimizin kalbindeki peygamber sevgisinin peşine takılarak kilise mensupları da bugün aramıza geldi. Onlara da hoş geldiniz diyorum. Biz millet olarak onlarla beraber beş asır yaşadık. Onların hiçbirisi bize şunu diyemez, ‘Sizin ecdadınız, bizim ecdadımıza zulüm etti’ diyemez elhamdülillah” şeklinde konuştu.

    BAKAN MÜEZZİNOĞLU: “TERÖRİZME VE SİLAHA KARŞI BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLALIM”

    Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ise, Kutlu Doğum Haftası’nın birlik ve beraberlik algılarını güçlendireceğine inandığını belirterek, “Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımızın teması ‘Tevhid ve Vahdet’. Biz iyilikte ve güzellikte birlik ve beraberlik içinde olalım. Hak ve adaletin dünyaya hakim olması için birlik ve beraberlik içinde olalım. Haksızlığa, adaletsizliğe, fitneye, fesada, teröre, terörizme, silaha, ölmeye ve öldürmeye karşı birlik ve beraberlik içinde olalım” dedi.

    Edirne’nin İpsala ilçesinde gerçekleştirilen Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in davetlilere tek tek kırmızı gül dağıtması ile son buldu.

  • Bakan Çelik’ten Sütte TEK Yüzlü-iki Yüzlü Göndermesi

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, tek yüzlü davranılması gerektiğini belirterek, “Ben sanayiciyim, ben müteahhitim koyarım’ yok arkadaş. Bin 449 işletme var. Bugün nereden ne kadar süt aldı kaç litre aldı, bu bizde kayıtlı. Bu yolla üreticiyi mağdur etmeye çalışan, üreticiyle oynayan insanlarla biz de oynayacağız” dedi.

    Tarım politika ve uygulamalarının, bakanlık çalışanları ve tarım sektörü paydaşları arasında değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen Bölgesel Ortak Akıl Toplantısı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in başkanlığında İzmir’de yapıldı. Toplantıya Çelik’in yanı sıra milletvekilleri, mülki idare amirleri, bakanlık merkez birimleri, üniversiteler, sektör temsilcileri ve üreticiler katıldı. Toplantıya İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak ve Muğla’dan katılım sağlandı. Bir otelde gerçekleştirilen buluşmada Bakan Çelik, süt üreticilerinin yoğun ilgisi ve alkışlarıyla karşılandı. Tek tek alandaki üreticilerin stantlarını gezen Çelik, dondurma, peynir gibi yiyeceklerin tadına baktı. Çoban kepeği giyen Bakan Çelik’e ayrıca baston hediye edildi.

    Konuşmasına şehitlere rahmet dileyerek başlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Son dönemde yaşananları hepimiz üzüntü ve ibretle izliyoruz. O gafillere, katillere sesleniyorum, şair, ‘Eş hele şu dağların üstündeki karı, ot değil onlar dedenin saçları’ diyor. Bu toprakların her karışı dedelerimizin kanlarıyla sulanmıştır. Topraktan fışkıran her filizi ot olarak görürseniz yanılırsınız diyor, o dedenizin saçlarıdır diyor. Böyle kutsal topraklar üzerinde yaşıyoruz. Boş hayal kurmayın. Bu topraklar sıradan topraklar değil. Yine aynı ecdadımız bu topraklara göz koyanlara karşı, ’Verilmeyecek şeyler vardır, şan, şeref, gibi Kars gibi, Ardahan gibi’ diyor. Ne Kars ne Ardahan verilir ne de bir çakıl taşı verilir. Bunu herkes böyle bilsin. 78 milyonun kaderi de birdir kederi de. Hem 78 milyon ile ekmeğimizi böleriz hem de dışarıdan gelenle paylaşırız. Ama herkesin kulağına küpe olsun asla ve asla vatanı böldürmeyiz.”

    2023 ihracat hedeflerini gerçekleştirmek tarımsal üretim rakamların artırılması gerektiğine dikkat çeken Çelik, şunları söyledi: “Üç milyon hektar tarım alanı, 800 bin hektar mera var, kayıtlı 335 bin çiftçimiz var. Tarla üretiminin yüzde 15’i, sebze üretiminin yüzde 19, meyve üretiminin yüzde 22’si bu bölgemizde yetişir. Büyükbaş hayvanlarımızın yüzde 16’sı, küçükbaş hayvanlarımızın yüzde 12’si bu bölgede bulunuyor. Ege Bölgesi yalnız turizmle öne çıkan bölge değil aynı zamanda tarım ve hayvancılıkta da ön sıralarda yer almaktadır. Rakamlar olumlu ancak yeterli değil, 2023 hedefi için kol kola olmamız gerekiyor. Hedef olarak koyulan ihracatı gerçekleştirmemiz gerekiyor.”

    GIDADA TEHLİKE ÇANLARI

    Dünyada her gün derinleşen ekonomik krizler, sosyal sorunlar yaşandığını ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

    “İnsanlığı bekleyen daha büyük tehlike var. O tehlike gıdaya erişimdir Bilim çevreleri ve ekonomistler diyorlar ki tehlikenin büyüğü henüz önümüze gelmedi. Petrol olmadan, cep telefonu olmadan, teknoloji olmadan yaşam olur. Ama gıda olmadan yaşamın olamayacağını bir kez daha düşünmemiz gerekiyor. Elimizdeki veriler insanlığın geleceği açısından tehlike çanları çalındığını gösteriyor. Dünyada 7 milyar insanın 2 milyarı yoksul. 2050’de dünya nüfusu 10 milyar olacak. Şimdi 2 milyar yoksul olduğuna göre, bu rakam 4 milyara çıktığında oluşacak sosyal hadiseyi düşünmek gerekiyor.”

    Hastalıkların yüzde 15’inin yetersiz beslenmeden kaynaklandığını bilmek gerektiğini anlatan Çelik, şunları söyledi:

    “Gıdadan mahrum 34 ülke var dünyada. Dünya Bankası direktörü diyor ki ‘savaşlar olacak ama önümüzdeki büyük savaşlar gıda ve tarım üzerinde gerçekleşeceği kesindir.’ Bu gidişatın yanlışlığı tarım arazilerini gerektiği gibi kullanamıyoruz. Her yıl dünyada 12 milyon hektar alan tarım dışı kalıyor. Türkiye’de ise 100 bin hektar alan üretim dışı kalıyor. Tarıma elverişli kullandığımız alan 20 milyon hektar. Gelecek nesiller toprağın ne olduğunu saksıda görecek. Bu şekilde sıkıntılı gidiş var. Onun için İzmir’den sesleniyorum. Çiftçilik güzel, hayvancılık güzel.”

    “İKTİDAR MUHALEFET YOK BERABER KAYBEDİYORUZ”

    Toprağa karşı acımasız davranıldığını kaydeden Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanlık paranın bir şey olduğunu zannediyor. Para üzüm olduğu için meyve sebze olduğu için alacağımız şey olduğu için kıymetlidir. O alacağınız şeyler ortadan kalktıktan sonra paranın bir anlamı yok ki. Ancak yakılacak bir şeydir. Bu şekilde düşünülmelidir. Yapmamız gereken toprağa saygı göstermek. Toprak bize karşı çok saygılı. Yaşarken bizi besleyen toprak, öldüğünüz zamanda sizi temizleyecek yine toprak. Toprak karşı çok acımasız davranıyoruz. Buna hakkımızın olmadığını söylememek toprağa karşı haksızlık olur. Bir santim toprağın oluşması yüzyıllara bedel ama biz bir dakika içerisinde tarumar ediyoruz. Bu büyük bir cinayet. Son 30 yılda 4 milyon hektar toprak kaybetmişiz. İktidar muhalefet, yok hep beraber kaybediyoruz.”

    BAKAN ÇELİK’TEN MÜJDELER

    Tarım parsellerinin ölçeğinin küçük olduğunu ve bunun da verimlilik sorununu çıkardığını ifade eden Çelik, şunları söyledi:

    “Bakanlık olarak çare, reform genel müdürlüğündeki toplulaştırma bölümünü müstakil hale döndüreceğiz. Tek işi toplulaştırma işi yapacak. Seri olarak bu temel meseleyi çözmek için toplulaştırmayı hızlı bir şekilde bitirmek istiyoruz. Parlamentoya yasal düzenlemeyi gönderiyoruz, Bu çalışmayı inşallah yürürlüğe koyacağız. İkinci sorun toprağın su ile buluşmasıdır. Su sorunu çözülmezse tarımın sorunu çözülmez. 8,5 hektar sulanacak arazimiz var ama şu an izlenebilir sulanabilir alan 3 milyon hektar. Suyu toprakla buluşturmak zorundayız.”

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile bir araya geldiklerini ve bunun takibini hazırlayarak düğmeye bastıklarını anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havza bazlı üretim ve destek politikaları. Gelişen teknolojileri dikkate alarak imkanlarımızı ve verimlilik esaslı arazilerimizin kullanılması noktasına gelmemiz gerekiyor. Ne, ne zaman ekilmeli. Bu planlamayı yapmak zorundayız. Havza bazlı sistemin 1 Ocak 2017’de yürürlüğe girmesi noktasında teknik ekibimiz çalışıyor. Diğer alanımız destekleme. 78 milyarlık destek sağladık. Bu çok büyük bir rakam. Yalnız bu yıl 11.6 milyar TL tarımsal destek var. Her destek için ayrı başvuruyu kaldırıyoruz, tek başvuru ile süreci sürmesini sağlayacağız. Ödemeler de bir hasat bir ekim döneminde olacak. Böylece karmaşadan çıkılacak. Lisanlı depoculuk ve ürün ihtisas gelişimi üretimin nasıl satılacağının kararını bu depo vasıtasıyla kararını vermesi açısından lisanslı depoculuğa geçeceğiz.”

    “ÇOBAN, SÜRÜ YÖNETİCİSİ OLMUŞ, KIZ VERMİYORLARMIŞ”

    Çiftçiliğin emeklinin işi olarak görülmesi anlayışından çıkılması gerektiğini kaydeden Çelik, “Köylümüz kenara itildi kakıldı. Hayvancılıkla meşgul olmak ayıpmış gibi. Yav her öğlen, akşam yemeğinde et istiyorsun ya. Kim getirecek bunu? Ekmek, süt peynir istiyorum, kim yapacak bunu? En kutsal meslek en önemli meslek böyle biraz itip kakılıyor. Bizim arkadaşlar anlatıyor; Kendilerine ‘Çoban demiyorlarmış, sürü yöneticisi. Niye kız vermiyorlarmış. Bunları aşmamız gerekiyor” dedi.

    “KASAPLARA YÜKSEK SÖYLEDİK Kİ ÜRETİCİ ZARAR GÖRMESİN”

    Hayvancılıkta ithallikten kurtulunması gerektiğini dile getiren Çelik, şunları söyledi: “400 bin tondan 1 milyon 150 bin tona geldik. Bunları nasıl çıkacağız. Ben mi yapacağım. Hep beraber çıkacağız. Bu coğrafyada 400 bin hayvanı niye ithal edelim? Etmemek için biz her türlü adımı attık. Et süt kurumunda 7 bin tonun üzerinde karkas etimiz var. Kasaplara diyoruz ki ‘buyurun size söz verdiğimiz gibi 23 TL et’ almıyor. Niye 22’nin peşinde. Biz bu et fiyatını ithal ediyoruz 15 lira verdik. 15 liraya et yeseniz, hayvancılık ne olacak zaman. O yüzden biz mümkün mertebe kasaplara yüksek değer belirledik ki üreticimiz zarar görmesin dedik. Biz her şeyi konuşacağız, her şeye açık olacağız. Bir şeye kapıları sonuna kadar kapacağız. İki yüzlülüğe, çifte standarda geçit vermeyeceğiz.”

    SÜTTE ‘TEK YÜZLÜ-İKİ YÜZLÜ’ GÖNDERMESİ

    Et süt kurumunun ilk kez sütte regilasyon görevini yerine getirdiğini anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2014 yılında bir fiyat belirmiş süt 1 lira 15 kuruş, tamam. Ne olduysa son dönemlerde bir hareketlilik 80’e, 75 kuruşa. Ne oluyor dediler sorunlar var. Savaş var, laktasyon dönemi süt fazla. 18 milyon 6 bin tona çıktı süt üretimiz, arttı. Sütün artması hayvan varlığının artması demektir. Süt 10 milyon tona inerse bitki hayvan varlığınız yok demektir. Ne yapacağız? Bize süt tozu desteği ver. Ne kadar olsun? 4 bin lira. Sonra dediler ki bakın tek yüzlülükten bahsediyorum. Tek yüzlü olursanız yüzünüz hiçbir zaman kızarmaz. Sivil toplum örgütlerine söylüyorum tek yüzlü olursanız yüzünüz kızarmaz. Bu şekilde fiyat belirlendi. Ton başına 4 bin 500 lira destek vereceğiz, tamam dediler. Bize başka tedbire ihtiyaç var deselerdi. Arada müteahhit koydular ve üretici mağdur oldu. Bu olmaz dedik. Hızlı bir şekilde et süt kurumunun devreye girmesini sağladık. Şu an bin 550 ton 7-8 gün içerisinde aldığımız sütün toplamı. Ne kadar alacaktık biz? Günde bin 600 ton. Bu müdahaleyle inşallah şartlar normalleşir. Eskisine, aslına döner.”

    “BEN SANAYİCİYİM, MÜTEAHHİDİM KOYARIM YOK ARKADAŞ”

    Sanayicilerin, üreticilerin vazgeçilmezler olduğunu ifade eden Çelik, her ikisinin arasındaki ilişkiyi bozacak argümanların ortaya konulmasının her tarafın zararına olacağını kaydetti.

    Türkiye’nin hayvancılığını budamaya kimsenin hakkı olmadığını dile getiren Çelik, şunları söyledi: “A firması gider B firması gelir. A bakan gider B bakan gelir. Temel bu alanda atılacak adımların sağlıklı olup olmaması. ‘Ben sanayiciyim, ben müteahhidim koyarım’ yok arkadaş. Bin 449 işletme var. Bugün nereden ne kadar süt aldı kaç litre aldı, bu bizde kayıtlı. Bu yolla üreticiyi mağdur etmeye çalışan inananlar biz de oynayacağız. Biri bozdu mu işi bir firma, diğeri de rekabette zorlanıyor. Bu yanlışlarla uğraşmamız gerekiyor ki doğruyu yanlışa sürüklemesinler.”

    Hayvan varlığı tespiti için idare sistem kurduklarını belirten Bakan Çelik, 81 ilde hayvan sayımının başladığını dile getirdi. Hayvan hastalıkları ile mücadeleyi sürdürdüklerini anlatan Çelik, hayvan nakil terminalleri kuracaklarını ve sağlıkla ilgili kontrollerinin bu terminallerde yapılacağını kaydetti.

    BİRLİKLERE ‘MERKEZ BİRLİĞİ’ ÖNERİSİ

    Birliklerin tek bir çatı altında toplanması gerektiğini anlatan Faruk Çelik, şöyle konuştu: “Her birlik başka bir şey veriyor. Böyle sorun halledilmez. Bir merkez üreticiler birliği olsun. Bitkisel üreticiler birliği olsun, hayvansal üreticiler birliği işte iki birlik, onun altında süt birliği gibi, ne dersen de şube müdürleri olacak. Ankara’ya sorunları derli toplu getirecekler. Buraya geldiğimizde bir heyetle oturacağız. Derli toplu bir merkez birliği ile daha iyi olur. Bununla ilgili çalışma toplanıyor. Sizle görüşerek parlamentoya götüreceğiz. Üreticilerden birlikler para alıyor. Alacağınız 10-15 kuruş para için üreticilerle kötü oluyorsunuz. Yasada üreticinin görevini yazacağız, bununla ilgili parayı sana bakanlık verecek. Üreticinin alacağı para ne ise gidip bankadan helalinden alacak. Ama bazı birliklerin sorunları var. Bu sorunları değerlendiriyoruz. Kimse mağduriyet yaşamadan, birlikler de kendi aidatları kendileri alacak.”

    “İŞİN İÇİNDE, ÇİLEYİ ÇEKEN LAZIM BİZE”

    Birlik başkanlarının hayvancılığın, gıdanın ve tarımın içinde olması gerektiğini belirten Bakan Çelik, sözlerini şöyle noktaladı: “Süt var mı? Et var mı? Koyun var mı?’ diyorum, yok. Nesin sen, başkan. Koyunun, keçinin yanından geçmeyen başkan olmaz. Biz birlikleri meslek olarak görmüyoruz. Meslek alanı onlar. Hayvancılığa ne katkıda bulunabilir? Bu hizmet olamazsa orada oteller, paralar konuşur. İşin içinde olacaksın. Bunlara son vereceğiz. İşin içinden, dertli, çileyi çeken insanlar lazım bize. Masada olmayacağız, sahada tarlada olacağız.”

  • Galatasaray’dan 4. Yıldız Göndermesi

    Galatasaray, bu akşam oynanacak Fenerbahçe derbisinden önce takımların güncel logolarını paylaşarak, 4. yıldız vurgusunda bulundu.

    Spor Toto Süper Lig’in 26. haftasında Fenerbahçe ile karşılaşacak Galatasaray, resmi Twitter sayfasından güncel logo bilgilerini paylaşarak rakibine 4. yıldız göndermesinde bulundu. Sarı-kırmızılılar daha öncede Süper Lig’in 9. haftasında Kadıköy’de oynanan maçtan önce böyle bir paylaşım yapmıştı.

  • AK Partili Vekilden Rusya’ya Votkalı Ateşkes Göndermesi

    Ak Parti Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile Rusya’ya gönderme yaptı.

    TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaşım ve Turizm Komisyonu Üyesi ve Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bu gece yürürlüğe girmesi beklenen Suriye’de çatışmasızlık anlaşması ile ilgili, “Tabii ki hiç kimse Suriye’de varılan anlaşmanın uygulanacağına dair yüzde yüzlük bir garanti veremez” mesajını paylaşarak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Viktoroviç Lavrov’a votkalı bir gönderme yaptı. Uzer, “Suriye’de planlanan ateşkes, Ruslar votkayı fazla kaçırmadan uygulansın. Ne Ruslar masada ne de votka şişede durduğu gibi durmuyor. Bunu neden mi söylüyorum, Rus Lavrov ateşkese yüzde yüz uyacağız diye bir şart yok demiş. Savaşan Esad ve ÖSO, ateşkese uymam diyen Rusya” ifadelerini kullandı.