Etiket: Gönderiyor

  • ESOGÜ 25 öğrenci ile 22 akademisyeni yurt dışına gönderiyor

    ESOGÜ 25 öğrenci ile 22 akademisyeni yurt dışına gönderiyor

    Türkiye Ulusal Ajansı 2020 Dönemi Erasmus+ Konsorsiyum Staj Hareketliliğine ilişkin başvuru sonuçlarını açıkladı.

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin üç üniversite ve üç ticaret odası ile birlikte yürütücülüğünü yaptığı 2020-1-TR01-KA103-091508 numaralı projeye 76 bin 200 Avro tahsis edildi. ESOGÜ Uluslararası İlişkiler Biriminden yapılan açıklamaya göre 37 bin 250 Avro öğrenci staj hareketliliğinde, 16 bin 450 Avro akademik personelin eğitim alma ve ders verme hareketliliğinde kullanılacak.

    Proje ile 25’i öğrenci, 22’si akademik personel olmak üzere toplamda 47 ESOGÜ’lünün Avrupa’da anlaşmalı olan üniversiteler ile işbirliğine geçmesi öngörülüyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Pazar günü Suudi Arabistan başsavcıyı Türkiye’ye gönderiyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Pazar günü Suudi Arabistan başsavcıyı Türkiye’ye gönderiyor ve İstanbul’da başsavcı ile bir araya gelecekler, görüşmeler yapacaklar” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, fındık üreticilerine de müjde vererek, “1 Kasım 2018 tarihinden itibaren levant kalite fındığın kilosunu 14 liradan, Giresun kalite fındığın kilosunu da 14.5 liradan almaya başlayacağız” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili, “Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı, Türk vatandaşı bir hanımefendi ile yapacağı evliliğin resmi işlemleri için gittiği ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkamadı. Hadisenin yetkili makamlarımıza haber verilmesinin ardından yapılan araştırma ve soruşturmalar bizi Cemal Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğü sonucuna götürdü. Bu arada Suudi yetkililerinden, oralardan da yapılan açıklamalar bizi ayrıca farklı bir endişeye sevk etti. O da neydi; Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıktığı ifadesiydi. Şimdi bu açıklamalar çok komikti. Cemal Kaşıkçı gibi bir insan konsolosluktan çıkacakta dışarıda bekleyen nişanlısını almayacak. Bunun izahı mümkün mü? Bu çocukça açıklamalar devlet ciddiyetiyle uyuşmaz, devlet adamlığıyla uyuşmaz. Tabii bunlar bizim de mesuliyetimizi daha da arttırdı. Emniyet, istihbarat ve yargı birimlerimizin titiz çalışmaları sonucunda mesele büyük ölçüde aydınlandı. Yine bakıyorsunuz ki Suudi önemli bir yetkili şu ifadeyi de kullanıyor. Diyor ki; öldürüldüğü artık ortada da nerede? Bu cesedi göstermeniz lazım. Buradan çıktı diyorsunuz, çıktıysa biz de diyoruz ki ispat. En sonunda 18 kişinin tutuklandığı kabul edildi. Burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor. Bu 18 kişi Cemal Kaşıkçı’nın kimler tarafından öldürüldüğünü biliyor. Bunun başka izahı yok. Çünkü fail bunların içinde. Fail bunların içinde değilse o zaman yerli iş birlikçi kim bunu açıklayacaksınız. Bunları açıklamadığınız sürece o zaman Suudi Arabistan bu zandan kurtulamaz. Biz şu anda merak edenlere elimizdeki bilgileri belgeleri orijinallerini vermemek suretiyle zaten verdik, veriyoruz. Suudi Arabistan’a da verdik. Onlar da bu bilgi belgeyi gördükleri zaman hepsi şaşırıyorlar. Kullandıkları ifadeler hele hele çok çok enteresan. Çünkü mesele sıradan bir mesele değil. Aslında fail belli. Şimdi buradan bir şeyler çıktı ortaya. Peki. Bu talimatı veren kim. Bu 15+3, 15 kişinin Türkiye’ye gelmesi talimatını veren kim? Cuma günü gelip buraya yerleşenler, ardından Pazartesi’yi Salı’ya bağlayan gece gelenler kimlerin talimatıyla geldi? Bunu da yetkililerin açıklaması lazım. Elimizde başka bilgi belge yok değil, var. Ama çok aceleci olmanın da anlamı yok. Şimdilik ilk etapta Kaşıkçı’yı öldürenleri Suudi yetkililer açıklayacak” ifadelerini kullandı.

    Pazar günü Suudi başsavcının Türkiye’ye gelerek İstanbul’da başsavcı ile bir araya geleceğini açıklayan Erdoğan, “Bu görüşmelerde bakalım ne gibi bir kanaat hasıl olacak. Fakat bütün mesele o son açıklanan yerli iş birlikçi kim? Çünkü bunu sıradan birisi açıklamıyor. Kim açıklıyor? Dışişleri Bakanı açıklıyor. Diyor ki; yerli iş birlikçiye verildi. Kim o? Onu bildiğine göre onu da bileceksin. Daha sonra böyle bir açıklama yapmadım diyor. Her yere düştü bu. Kimse zaten kalkıpta ben yaptım demez ki. Yapan bunu bir yerde bir nokta da işte öyle veya böyle ağzından kaçırır, şöyle olur böyle olur bunu söylerde, söylediniz. Ama her şeyden öte o da bir kenara bu 15 kişiyi Türkiye’ye gönderen kim? Bunlar tutuklu. Ama ben kendilerine söyledim. Dedim ki; bir defa siz konuşmasını bilirsiniz. Bu 18 kişinin içinde ne dönmüşse bu dolaplar bunların içinde. Eğer bunda kararlıysanız, bu zanlı şaibeyi ortadan kaldırmak istiyorsanız o zaman bu iş birliğimizin kilit noktası bu 18 kişidir. Konuşturamıyorsanız olay İstanbul’da vuku bulmuştur, o zaman bunları bize teslim edin biz yargılayalım. Türkiye’nin bu elim hadisenin başından itibaren gösterdiği sorumlu, insani ve ahlaki duruş başta maktulün ailesi ve nişanlısı, sevenleri olmak üzere tüm dünya tarafından takdirle karşılanmıştır. Hadise ilk duyulduğunda suçu ülkemizin üzerine yıkmak üzere harekete geçen bir takım mahfillerin aslında cinayetin faillerinin yönlendirmesiyle hareket ettikleri anlaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız soruşturmayı titizlikle sürdürüyor. Emniyet teşkilatımız aynı şekilde. İstihbarat birimlerimiz her bilgiyi, her belgeyi, her ihtimali değerlendirerek meselenin karanlık hiçbir noktasını bırakmayacak şekilde çalışmalarına devam ediyor” dedi.

    “Diplomasi tarihi, uluslararası ilişkiler ve yargı süreçleri bakımından nevi şahsına münhasır böylesi bir hadisenin devletimizin ciddiyetine, uluslararası yükümlülüklerimize yaraşır bir tarzda yürütülmüş olmasını ülkemiz ve milletimiz adına bir başarı olarak görüyoruz. Böyle bir manzara karşısında bu ülkenin ana muhalefet partisinin başındaki zatın takındığı tavır ise gerçekten içler acısıdır” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, şunları söyledi:

    “Kendisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi bilgilerine itibar etmiyor, peki ne yapıyor, konuyu bir kısmı da olayın zanlısı durumunda olan çevrelerin beyanları, iddiaları, manipülasyonları üzerinden değerlendiriyor. Türkiye’yi töhmet altında bırakmak isteyen kesimlerin propagandalarına borazanlık yapıyor. Bu ülkeyle ve bu milletle irtibatı olmadığını zaten bildiğimiz CHP Genel Başkanının vahşi bir cinayet meselesine dahi böylesine çarpık şekilde yaklaşmasını da beklemiyordum. Günler, haftalar, aylar geçtikçe Bay Kemal bütün çıplaklığıyla çırılçıplak bu siyasette milletin önüne çıkacaktır. Söyledikleri kendisinin ne hukuktan ne uluslararası sözleşmelerden ne kurallardan ne usullerden haberinin olmadığını varsa da bunları anlamadığını açıkça gösteriyor. Türkiye’nin bu konuda takip ettiği yöntemleri herkes takdir ediyor bir tek CHP Genel Başkanı yerden yere vuruyor. Sonra lafı döndürüp dolaştırıp para meselesine getiriyor. Bu kişinin banka sahibi bir partinin başında olduğu için olsa gerek her şeye rant penceresinden para gözüyle baktığı anlaşılıyor. Hz. Mevlana ne güzel söylemiş; göz nereye bakar gönül oraya akar, gönül nereye akar ayak oraya koşar. Bu kişinin durumu da tam böyle. Biz meseleye insan onuru, hayat hakkı, masum bir kişinin hunharca katli diye bakıyor ve takibini yapıyoruz, bu kişinin aklı fikri parada. Allah ıslah etsin. Dünyada her meseleye para gözüyle bakan başka siyasetçiler de var ama hiç değilse onlar böylesine rezilce yapmıyor. Herkesin üzerinin örtülmesini beklediği bir cinayeti adete kördüğüm çözer gibi adım adım, sabırla herkesi kendine hayran bırakan bir özenle aydınlatan Türkiye’ye bu iftirayı ana muhalefet partisinden önce cinayetin zanlıları atmaya başladı. Anlaşılan o ki bu zanlıların sadece sosyal medyada da değil bizim siyasetimiz içinde de trolleri, trol çiftlikleri var. Ana muhalefetin başındaki zatın yaptığı iş trollükten başka bir şey değildir. Aslında bu zırvalara cevap vermek bile bizim için züldür. Karşımızdaki kişi ana muhalefet partisinin genel başkanı. Eğer bu sıfatı taşıması kendisini ademe mahkum edeceğiz. Milletimize özellikle karşı olan sorumluluklarımız bizi bu cevapları vermeye mecbur bırakıyor. Yine de tükettiğimiz nefese, harcadığımız zamana acımıyor değiliz.”

    Mart 2019’da yapılacak olan mahalli idareler seçimleri ile ilgili hazırlıkların sürdürüldüğünü kaydeden Erdoğan, “Geçtiğimiz haftalarda ilçe başkanlarımızla bir araya geldik. Kadın kollarımızın ilçe yönetimleriyle bir toplantımız oldu. Aynı şekilde gençlik kollarımızın benzer çalışmaları var. Bugün de genişletilmiş il başkanları toplantımızı yapıyoruz. Yüksek Seçim Kurumunun takdimlerini beklemeden bir takım süreçleri tamamlamak istiyoruz. Mevcut belediye başkanlarımız ile ilgili değerlendirmelerimiz belirli bir safhaya geldi. Devam edeceğimiz arkadaşlarımızı belirledikten sonra yeni isimlerle ilgili çalışmaları da tamamlayacağız. Aday belirleme sürecini hızlandırmamız, milletimizin gönlüne girmek için yapacağımız çalışmalar konusunda bize vakit kazandıracaktır. Teşkilatlarımız olarak büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkan adaylarımızla seçim gününe kadar gece gündüz çalışarak AK Parti’nin yüzünü ağartacak bir sonuca imza atacağımıza inanıyorum. Şunu unutmayalım; mahalli seçimlerin kendine göre dinamikleri vardır. Mahalli seçimlerde şüphesiz aday tespitleri çok önemli, bunun yanında belediye meclis üyeleri isim isim çok önemli, il genel meclis üyeleri isim isim çok önemli. Aday belirlemeden seçim kampanyasına kadar her aşamada bu dinamikleri göz önünde tutmak gerekiyor. Cumhur İttifakı’na olan bağlılığımızı sürdürmekle birlikte 2019 Mart’ıyla ilgili seçim ittifakı işini karşılıklı olarak bir kenara bıraktık. MHP ile ülke ve millet meseleleri konusunda birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ama mahalli seçimlerde herkes kendi yolunu takip edecek. Tüm seçim çevrelerinde kendi adaylarımızla kendi programımızla milletimizin karşısına çıkacağız. Geçtiğimiz 16 yılda her alanda ülkemize kazandırdığımız hizmetler bizim en büyük referansımızdır. Bunu anlatmakta acze düşersek yazıklar olsun bize. Bunları her fırsatta milletimize anlatmalıyız. Gerek yerel, gerekse ülke genelinde devam eden veya başlayacak olan çok büyük projelere sahibiz. Pazartesi günü İstanbul’da dünyanın en büyüklerinden biri olan İstanbul Havalimanımızın resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. 2023 itibariyle 150 ile 200 milyon yıl yolcu kapasitesine ulaşacak olan bir havalimanına kavuşuyoruz. Çanakkale 1915 Köprüsü devam ediyor. Barajlar devam ediyor. Sulama projelerimiz devam ediyor. Akkuyu Nükleer Santrali devam ediyor. Birçok milletimize anlatacağımız önemli çalışmalarımız var. Her bir şehrimizi geleceğe taşıyacak altyapı ve üstyapı faaliyetleriyle sosyal belediyecilik projeleriyle milletimizin karşısına çıkacağız. AK Parti milletimize hizmet için kurulmuştur. Kim ki işte bu asli misyonunun unutup partimizi kendi heveslerinin aracı haline dönüştürmeye çalışırsa onunla külahları değiştiririz. Bu konudaki hassasiyetlerimiz ileri derecede ve bu tür konumda olan arkadaşlarımız varsa zaten aday adayı olarak bile karşımıza gelmesin. Bizi de yormasınlar. Aday adayı olmasın bana müsaade etsin desin ve kenara çekilsin ve yeni isimlerle yolumuza devam edelim. Herhalde bununla ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Çünkü partimizin AK olan o isminin güzelliğini kimsenin lekelemeye hakkı yok. AK Parti kapısından içeri gurur, kibir, riya, fitne, fesat, bencillik, haram, yalan kesinlikle girilemeyecek partidir. Bu görevi unutup kerameti kendinden veya kendinde görmeye başlayanlar eninde sonunda bu milletin tokadını yemeye mahkumdur. İnşallah önümüzdeki seçimlere bu hakikatler ışığında hazırlanacak ve bir kez daha milletimizin teveccühüne mazhar olacağız” diye konuştu.

    Fındık üreticilerine de bir müjde veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz ve özellikle değişik bölgelerimizde ama bu ara Karadeniz’de bir şeyi vurgulamak istiyorum. Hatırlarsanız 2012’de yola çıkarken enflasyonla ilgili bir açıklamam vardı. Hiçbir zaman halkımızı biz enflasyona ezdirmeyeceğiz demiştik ve bütün zamlar şunlar bunlar devletin yapacağı bunları yaparken hep biz enflasyonun üzerinde zam yapmışızdır, ürünlere aynı şekilde. O günden bugüne böyle geldik. Zaman zaman kusura bakmasınlar gerek teşkilatımız, gerek milletvekili arkadaşlarımız, bakanlarımıza baskı oluşturma yoluna gidiyorlar ve beklenenin, olması gerekenin üstünde bazı taleplerle geliyorlar. Biz devlet yönetiyoruz ve devletimizi yönetirken bazı hassasiyetlere de bir defa dikkat etmemiz lazım. Gündemimizde fındık meselesi var. Büyük önem taşıyor. Ülkemizin yıllara göre değişmekle birlikte yaklaşık 2 ile 3 milyar dolar üzerinde bir fındık ihracatı var. Bunun için fındık üreticilerimizi desteklemeye de bugüne kadar büyük önem verdik. İktidarlarımız döneminde adil olacağız, başımızı iki elimizin arasına alacağız bu malum muhalefetin yaklaşımlarına dikkat ederek değil vatanımızın milletimizin devletimizin geleceğine bakarak değerlendirmeleri yapmamız lazım. Biz bugüne kadar fındık üreticilerimize ne kadar destek yaptık biliyor musunuz? 7.5 milyar lira destekleme ödemesi yaptık. Fındık üreticisi de dahil sağolsun milletvekili arkadaşlarımız dahil muhalefeti söylemeye gerek yok kimse bunun farkında değil. Sadece onlar hemen orada meydanda bir toplanalım, bağıralım çağıralım elimizde pankartlarımızı açalım ve bununla beraber milleti aldatıp seçimlere giderken bir şeyler yapalım. Bunu düşünüyorlar. Ben aklıselim ile hareket ettiğine inandığım milletime ve fındık üreticisi kardeşime sesleniyorum. Geçtiğimiz yıl fındık fiyatlarının düşük seyretmesi üzerine müdahale alımı yoluna gittik. Bu şekilde 10 ile 10.5 lira fiyatla 143 bin ton fındık alımı gerçekleştirdik. Bu yıl ise kalite oldukça iyi gözüküyor. Fındık fiyatlarının yine düşmeye başlaması üzerine Toprak Mahsulleri Ofisini son anda devreye sokalım dedik. Çünkü alavereciler var. Onlar geliyor benim fındık üreticisi kardeşimi köşeye sıkıştırıp onların elinden mahsulü alıyor. Biz bunlara fırsat vermeden şimdi Toprak Mahsulleri Ofisimiz ile 1 Kasım 2018 tarihinden itibaren levant kalite fındığın kilosunu 14 liradan, Giresun kalite fındığın kilosunu da 14.5 liradan almaya başlayacağız. Kayıtlı fındık alımlarında kilo başına 2 lirada destekleme ödemesi yapıyoruz. Dolayısıyla üreticimizin eline fındığın her kilosu 16 veya 16.5 liraya geçmiş oluyor. Toprak Mahsulleri Ofisinin stoklarına geliyorum. Bu stoklardan da 10 bin ton fındığı Fiskobirlik’e teminat karşılığı vererek bu kurumumuzu da aynı şekilde desteklemiş oluyoruz. Fiskobirlik’in fındıkla ilgili görevlerini yerine getirebilmesine, çalışanlarına böyle bir imkan sağlamış oluyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

  • Kızılay Fatsa Şubesi özel çocukları Ankara’ya gönderiyor

    Türk Kızılayı Fatsa Şubesi sosyal sorumluluk projesi kapsamında, 22-23 Nisan tarihleri arasında, Fatsa TOKİ İlk-Ortaokulu özel sınıf öğrencilerini Ankara’ya geziye gönderiyor.

    Veli ve öğretmenlerden oluşan 24 kişiye, Ankara’nın çeşitli yerleri gezdirilip ağırlanacak. Türk Kızılayı Ankara Şube Başkanlığının himayesinde gelişecek programda çocukların 23 Nisan programlarına katılacaklarını, Ankara’nın sembolik yerlerinin gezeceklerini söyleyen Türk Kızılayı Fatsa Şube Başkanı Erdi Şevketoğulları, “Özel çocukların sosyalleşmesi ve toplumla kaynaşmasında katkımız olsun istedik. Fatsa Kızılay Şubesi olarak, yardımların dışında, bu tip sosyal sorumluluk projeleri geliştirip, hayatın her alanında da olmaya devam ediyoruz. Bizleri maddi ve manevi yönden destekleyen tüm vatandaşlarımıza Türk Kızılayı adına teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Bakanlık tütün eksperlerini Kula’ya gönderiyor

    Bir dizi ziyaretler için Kula ilçesine gelen KİT Komisyon Başkanı AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Kula Ziraat Odası başkanlığını ziyaret ederek çiftçiler ile bir araya geldi. Tütün üreticilerinin sorunlarını dinleyen Aydemir, “Bir sözleşme yapıldıysa sözleşmenin şartlarını herkes uymak zorundadır. Tüccar güçlü diye çiftçiyi ezmeye hakkı yoktur” diyerek sorunu bakanlığa ilettiklerini ve önümüzdeki hafta tütün eksperlerinin inceleme yapmak üzere geleceklerini söyledi.

    KİT Komisyon Başkanı AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Kula Ziraat Odasında çiftçilerle buluştu. Oda Başkanı Nuri Topal tarafından karşılanan Uğur Aydemir toplantıda, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Bilgin Sarısu, Süt Üreticileri Birliği Başkanı Harun Uysal ve çiftçilerden yaşanan sorunlar hakkında bilgi aldı.

    Ziraat Odası Başkanı Nuri Topal Kula ilçesinde bugün ve geçen haftalarda yaşanan tütün üreticisinin sorunları ile ilgili basın açıklaması yaptığını ve bunun ses getirdiğini dile getirerek tütün üreticilerinin sorunlarını dile getirdi.

    Topal, tütünleri alım yapan tüccarların tütün üreticisi ile yaptıkları sözleşmeye uymadıklarını ve tütünleri düşük fiyattan aldıklarını söyledi.

    Tütün üreticisinin yaşadığı sorun hakkında kısa sürede bilgi aldığını belirten ve hemen çiftçilerle bir araya gelmek için Kula’da olduğunu söyleyen KİT Komisyon Başkanı AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, “Bu tütün konusu bizim için çok önemli. Çiftçilerimizin sorunları bizim için daha da önemli. Milletimizin sorunlarıyla biz tek tek ilgileniyoruz. Bu tütün sorunuyla alakalı Ahmet Başkanım beni aradı, sorunları dile getirince bizde gerekli yerleri aradık. Sorunlarımızı tarım bakanlığımız takip ediyor ve çözüm yolları olarak da önümüzdeki hafta inşallah gıda ve kontrol genel müdürümüz İzmir’e geliyor. Bu tüccarlarla tütün alıcılarıyla bir toplantı yapacak. İnşallah o toplantıda sorunlar çözülür. Biz bununla da yetinmedik. ’Önümüzdeki hafta içerisinde Kula ve Selendi’ye tütün eksperi gönderin’ dedik Gıda ve Tarım Müdürlüğümüze. Sorunları gelsin dinlesin, görsün, tespit etsin. ’Bu kolileri almıyorum’ niye demiş alıcılar? İhtiyaç fazlası olduğu için mi geri bırakmış bunları tespit etmemiz gerekiyor. Kalite kontrolü yaptırmak için de bu eksperler gelir bu kolileri geri gönderilen üreticimiz ile bir araya gelir tütünleri yerinde inceler” dedi.

    “Tüccar güçlü diye çiftçiyi ezmeye hakkı yok”

    “Türkiye Cumhuriyetinde 80 milyon vatandaşımız devletin güvencesi altındadır” diyen Bilen, “Bir sözleşme yapıldıysa sözleşmenin şartlarını herkes uymak zorundadır. Tüccar güçlü diye çiftçiyi ezmeye hakkı yoktur. Yıllarca tütün eken birisi olarak hangi şartlarda ve zorluklarda tütün yetiştirildiğini bilen biriyim. Bir tek tüccarın ve eksperin eline tütün üreticilerinin bırakılmaması lazım. Bunu bildiğim için Gıda Kontrolör Müdürlüğü ile görüştük. Çiftçilerimizin sorunlarını çözüme kavuşturacağız. Biz her zaman hükümet olarak çiftçimizin yanındayız. Herkes bizim devletimizin öz evladıdır. Herkes bu ülkede eşittir. Kula neyse Salihli odur, Salihli neyse Manisa da odur. Tüm ilçelerimiz birbiri ile eşittir. Kimsenin kimseyi ayırt etmeye hakkı yoktur” şeklinde konuştu.

    Aydemir’in Ziraat Odasına gerçekleştirdiği ziyarete AK Parti Kula İlçe Başkanı Ahmet Palabıyık ve yönetim kurulu üyeleri de eşlik etti.

  • TİKA üniversite öğrencilerini tecrübe paylaşımı için Afrika’ya gönderiyor

    Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) koordinasyonunda, 200 üniversite öğrencisi, 5-30 Ağustos tarihleri arasında, Afrika Tecrübe Paylaşım Programı kapsamında 18 Afrika ülkesini ziyaret edecek.

    Programa ilişkin yapılan toplantıya Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan ve TİKA Başkanı Serdar Çam katıldı. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, gençlere nasihatte bulunarak, “Sadece kendi refahı için değil başta yakın coğrafyası olmak üzere tüm dünyanın daha barışçıl ve müreffeh bir seviyeye ulaşması için çabalara katkı veren bir ülkenin mensupları olduğunuzu daima hatırda tutunuz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu ve İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan ise, “İhtiyacı olana yardım etmenin nasıl büyük mükafat olduğunu birinci elden yaşayacaksınız” diye konuştu.

    “Afrika’nın dünyaya daha fazla açılması ve kendi sesini dünyaya daha güçlü duyurması hedeflenmektedir”

    Türkiye’nin gittiği her coğrafyada dil, din, ırk ayırt etmeksizin kalıcı refah ve barış kuşağının zeminini güçlendirmeyi hedeflediğini belirten Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Geleceğimizin mimarları olan siz kıymetli gençlerimizin tecrübe paylaşım programı kapsamında Afrika’da geçireceği süre içerisinde yapacağı gözlemler, kazanacağı bilgi ve tecrübeler sayesinde inanıyoruz ki gelecekte Afrika ile daha etkin ve güçlü bir işbirliği için yeni imkanların önü açılacaktır. Proje ile hava alanlarının modernizasyonu, yolların inşası, radyo istasyonlarının kurulması gibi projeler ile Afrika’nın dünyaya daha fazla açılması ve kendi sesini dünyaya daha güçlü duyurması hedeflenmektedir. Sadece kendi refahı için değil başta yakın coğrafyası olmak üzere tüm dünyanın daha barışçıl ve müreffeh bir seviyeye ulaşması için çabalara katkı veren bir ülkenin mensupları olduğunuzu daima hatırda tutunuz. Bayrağı devralma bilinci ile medeniyet coğrafyamızın ve farklı kültürlerin zenginliğine açık bir şekilde mevcut olanın üzerine koymak için çaba gösteriniz. Başta TİKA olmak üzere tüm resmi kurum ve sivil kuruluşlarımızın Afrika’da ve diğer coğrafyalarda yürüttüğü kalkınma ve insani yardım faaliyetleri, ülkemizin bu alanda önemli bir küresel aktör olmasının yansımasıdır. OECD verilerine göre geçtiğimiz yıl Türkiye 6,2 milyar dolar resmi kalkınma yardımı gerçekleştirerek birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakmıştır. Daha önemlisi, 3 milyonun üzerinde misafir ile dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi olan Türkiye, 2014 ve 2015 yıllarında olduğu üzere 2016 yılında da en cömert ülke unvanını koruyarak 6 milyar dolar ile dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesi olmuştur. Birçok gelişmiş ülke korumacı politikalara yönelirken, Türkiye’nin 6 yılı aşkın süredir insani dramlar karşısında gösterdiği açıklık ve yüksek sorumluluk, birçok ülkeye özellikle gelişmiş olanlara örnek olmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “İnanın zalimler aynı zamanda korkaktırlar”

    Müslüman Türk milletinin dünyanın bütün mazlumlarına kardeş gözü ile baktığını, elinden tuttuğunu belirten İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan, “Kalkınma politikası dediğimiz şey egemen güçlerin egemenliklerini kullanmak için kullandıkları araçlardan başka bir şey değiller. Afrika’da insanların temel ihtiyaçları olan su kuyuları, gıda yardımı, hijyenik sosyal alanların oluşturulmasının ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı buldum. Afrika’ya Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ile gittiğimizde o zaman Türkiye’nin buralara gerçek bir kardeşlik hukuku ile yaklaştığını gurur duyduran önemli tecrübeler oldu. 200 öğrencimiz 18 Afrika ülkesine gidecekler ve o ülkelerde tecrübe edinecekler. Müslüman Türk milleti olarak gerçekten dünyanın bütün mazlumlarına kardeş gözü ile bakan, onların elinden tutup, acılarını giderme amacı ile yaklaşan insanlar olduğunu, geleceği kuracak olan ümmetin parçası olarak fedakarlık anlayışı ile yetişeceksiniz. İhtiyacı olana yardım etmenin nasıl büyük mükafat olduğunu birinci elden yaşayacaksınız. Bu proje ile isterim ki, Filistin’e de bir grup gönderilsin. Kudüs’te İsrail askerlerinin cami avlusunu boşaltmasındaki o duyguları yaşamanız gerekiyor. Kardeşlerim bu dünyada adaletsizliklerin bu kadar pervasızca yapılamaması için mücadele veren gençler olasınız. Bir grubun Gazze’ye, Filistin’ e gidip ‘Anadolu Türkleri burada’ dedirtmeleri lazım. Çünkü inanın zalimler aynı zamanda korkaktırlar. Onların korkularının karşısında dev cesaret abideleri olmak zorundayız” dedi.

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Serdar Çam ise, Afrika’ya gidecek öğrencilerin yurt dışına giderek hem tecrübelerini paylaşıp hem de yardım faaliyetlerinde yer alarak ülkelerine döndüklerinde daha güçlü bir enerji ve motivasyonla hayata başlayacaklarını, oradaki kuracakları dostluk halkası ile de uluslararası alanda zekatlarını vereceklerini söyledi.