Etiket: Gölü’nün

  • Başkan Özaltun, DSİ’de Beyşehir Gölü’nün sorunları dile getirdi

    Konya’nın Beyşehir İlçe Belediye Başkanı Murat Özaltun, DSİ 4. Bölge Müdürlüğünü ziyaret ederek, Beyşehir Gölü’nün sorunlarını dile getirdi.

    Özaltun, kendisine eşlik eden meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, mahalle muhtarları ile birlikte bir heyet halinde gerçekleştirdiği ziyarette DSİ 4. Bölge Müdürü Birol Çınar’la bir araya geldi. Özaltun ve beraberindekiler, ziyarette Beyşehir Gölü’nün yaşadığı sorunlar ile ilgili olarak talep ve beklentilerini dile getirdi.

    Başkan Özaltun, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, Beyşehir’de ilçenin yöneticileri, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mahalle muhtarları ve basın mensuplarıyla bir süre önce yaptıkları geniş katılımlı istişare toplantısında Beyşehir Gölü’nün yaşadığı sorunları masaya yatırdıklarını hatırlatarak, bu toplantıda alınan karar uyarınca DSİ 4. Bölge Müdürlüğünü ziyaret ettiklerini belirtti. Ziyarette Beyşehir Gölü’nün gerek giderek düşen su seviyesi, göldeki kirlilik başta olmak üzere yaşanılan tüm sorunları dile getirdiklerini ve bu sorunların giderilmesine yönelik talep ve beklentileri Bölge Müdürü Birol Çınar’la istişare ettiklerini vurgulayan Özaltun, “Beyşehir Gölü hem ilçemizin hem içme suyu havzası olarak içme suyu ihtiyacını karşılayan hem de Konya ve Isparta bölgesindeki tarım alanlarına sunduğu sulama imkanları ile bereket veren önemli bir kaynak olmakla birlikte, aynı zamanda milli park olarak da korunan Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü ve bir dünya değeridir. Ancak, bu yıl yaşanan kuraklıkla birlikte artan tarımsal sulamaya bağlı olarak su seviyesi ile ilgili yaşadığı sorunlar hepimizin malumudur. Suların çekilmesi sonucu göl kıyılarında oluşan olumsuz görüntüler bizleri üzerken bu gölden istifade eden başta hemşehrilerimiz olmak üzere içerisinde doğa sevgisi olan herkesi üzmektedir. Bu durum, göle sahip çıkılması noktasında yüksek bir beklentiye yol açmaktadır. Bizler Beyşehir Gölü’nün her zaman sahipçisi olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bölgemizde su seviyesinin daha kötü noktalara gelmemesi konusundaki beklentilere duyarsız kalamazdık. Nitekim geçtiğimiz günlerde Belediyemiz öncülüğünde ilçemizde bir istişare toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıda da ele alınan konuları görüşmek üzere DSi 4.Bölge Müdürlüğümüzü ziyaret ettik. Talep ve beklentilerimizi Bölge Müdürümüze de ifade ettik. Önümüzdeki yıl su seviyesi ile ilgili benzer sorunların yaşanmaması adına alınabilecek önlem ve tedbirler konusunda düşünce ve görüşlerimizi dile getirdik. Beyşehir Gölü’nde artan kirliliğin önüne geçilebilmesi konusunu da masaya yatırdık. Özellikle göl kıyılarında yapılmasını beklediğimiz temizlik çalışmalarına ilişkin yürütülecek faaliyetlerin su seviyesi düşük noktalarda iken başlatılmasına yönelik taleplerimizi ilettik. Beyşehir Gölü’nü besleyen su kaynaklarının artırılması konusunda yeni projeler ve çalışmalar yapılmasını istedik. Özellikle, Akçay’dan Beyşehir Gölü’ne su getirilmesi ile ilgili taleplerimizi yineledik. Beyşehir Gölü için yasalarla da belirlenen kotanın altında su alımı yapılmaması konusundaki hassasiyetimizi bir kez daha ifade ettik. Beyşehir Gölü’nün balıklandırılmasına yönelik çalışmaların artarak devamını istedik. Sulama için Regülatör kapaklarının açıldığı dönemlerde BSA kanalına balık kaçağının olmamasına yönelik çalışmanın bir an önce hayata geçirilmesi gerekliliğini ifade ederek, balıkçıların bu konudaki beklentilerini dile getirdik. Ayrıca, 13 farklı noktada yer alan balık alma yerlerinin temizletilmesi konusundaki taleplerimizi de görüştük. Beyşehir Gölü ile ilgili olarak kısa vadede hayata geçirilebilecek tüm sorunları masaya yatırdık. İnşallah, Bölge Müdürümüzün de gölle ilgili yaşanılan sorunlar hususundaki düşünceleri ve konuya olan bakış açısı yüreklerimize bir miktar da olsa su serpti. Talep edilen ve aktarılan hususlarla ilgili çalışmaları yürütebilmek adına ellerinden gelen her türlü gayreti göstereceklerini dile getirdiler. Bölge Müdürümüze gösterdiği bu duyarlılık ve hassasiyetten dolayı teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Öte yandan, Özaltun ve beraberindekiler daha sonra ise Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar’ı makamında ziyaret etti. Bu ziyarette de, bölgede tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla geçimini sağlayan yöre insanının beklenti ve talepleri dile getirildi.

  • Sapanca Gölü’nün seviyesi iyi durumda

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş Sapanca Gölü’nün iyi bir seviyede olduğunu belirterek, inşa edilen Akçay Barajı’nın Sapanca Gölü’nden su kullanım baskısını büyük oranda azaltacağını açıladı.

    Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kriterlere göre Türkiye’deki en kaliteli su kaynaklarından birisi olan Sapanca Gölü’nde seviye iyi durumda. SASKİ Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, Akçay Barajı’nın inşasının tamamlanmasıyla Sapanca Gölü’nden 40 milyon metreküp suyu almayacaklarını ve gölden su kullanım baskısını büyük oranda azaltacaklarını belirtti.

    “İyi bir seviyede”

    Sapanca Gölü’nün iyi bir seviyede olduğunu belirten Dr. Rüstem Keleş, “Sapanca Gölümüzün son durumu şu; kışın kar pek yağmadı, geçtiğimiz kış bu bizi biraz endişelendirmişti ama yağmurlar iyi gitti. Havzaya pek kar düşmemişti. Şu anda gölümüz 31,33 metre kodunda. Yani mevsim normallerinin üzerindeyiz. Mevsim dikkate alındığı zaman bu iyi bir seviye. Onun dışında zaten gölümüzü korumak ile ilgili titizliğimiz yani gerek çevresel kirleticilerden, gerek imar yönetimi bakımından titizliğimiz ve çalışmalarımız tavizsiz bir şekilde devam ediyor. Bu konuda hiçbir şekilde rehavete kapılmıyoruz ve hiçbir şekilde taviz vermiyoruz. Yani gölümüzün gerek su kalitesi, gerek çevresinin korunması konusunda tavizsizliğimiz devam ediyor. Bu sene gölün kapaklarını çok açamadık, gölün kapaklarını açmamız suyun yenilenmesi bakımından önemli. Yani teknik anlamda suyun havuzlanmaması, suyun kalitesi anlamında çok önemli. İnşallah bu sene havzaya güzel kar yağar” dedi.

    “Akçay Barajı Sapanca Gölü’nü rahatlatacak”

    Keleş sözlerinin devamında, “Pamukova’da Akçay Barajı’nı yapıyoruz, o anlamda da önemli bizim için. Gölün kapaklarını açma imkânı da buluruz ve Çark Deresi’ne de su veririz. Ama buradan şöyle bir müjdeyi de vermek istiyorum Sapanca Gölü ile ilgili. Sapanca Gölü üzerinde ki kullanım baskısı çok yüksek. Sakarya mecburen kullanıyor. Yılda 65 milyon metreküp civarında su çekiyoruz. Kocaeli kullanıyor içme suyu olarak. Maalesef TÜPRAŞ tarafından endüstriyel kullanım devam ediyor. Bunca mücadele ve itirazımıza rağmen önleyemediğimiz bir durum. Bunun kesinlikle sonlanması gerekiyor. O konuda ki hukuki mücadelemiz de devam ediyor. Biz Akçay Barajı’nı inşa ediyoruz. Akçay Barajı’nın kesinlikle Sapanca havzasını etkilemediğini ifade etmek istiyorum. Sakarya Nehri’ne akan bir suydu. Akçay Barajı’ndan 40 milyon metreküp ortalama su alacağız. Bunun önemi şurada; hem bize cazibe ile su sağlayacak, hem Sapanca Gölü’nden almış olduğumuz 40 milyon metreküp suyu da almamış olacağız. Yani Sapanca Gölü’ndeki kullanım baskısını büyük oranda hafifletecek. Dolayısıyla biz önümüzde ki yıldan itibaren Sapanca Gölü’nden çok daha fazla miktarda deşarj yapmış olacağız. Yani göl ekosistemini tarihinde olmadığı kadar korumuş olacağız ve katkı vermiş olacağız. Tabi bu gölü kullanan diğer aktörler içinde çok önemli. Yani umarım onlar bu durumu gölün aleyhine fırsata çevirmezler. Onlar da bu duyarlılığı gösterirler, temennimiz bu şekilde” diye konuştu.

  • Burdur Gölü’nün kurtarılması çalışmaları

    AK Parti Burdur Milletvekili Yasin Uğur, Burdur Gölü kenarına yapılan 4 adet havuzda yapılan analizlerle göldeki buharlaşmanın nasıl engelleneceğinin inceleneceğini belirtti.

    AK Parti Milletvekili Yasin Uğur, AK Parti İl Başkanı Volkan Mengi, Merkez İlçe Başkanı Murat Akbıyık ve partililerle birlikte DSİ’nin Burdur Gölü kenarında yapımı süren havuzları inceleyerek açıklama yaptı. Milletvekili Uğur, bütün dünyada kuraklıkla karşı karşıya olunduğunu hatırlatarak küresel ısınma kaynaklı kuraklığın bütün ülkeleri etkilediğinin altını çizdi. Dolayısıyla Türkiye’de de kuraklıkla ilgili sorunlar olduğunu söyleyen Uğur, “İlimizde de gölümüzde buharlaşmaya sebebiyet veren ve gölümüzü besleyen kaynakların da yetersiz kalmasından dolayı gölün kuruması ve suyunun çekilmesi gibi bir takım problemler ortaya çıkıyor” dedi.

    Gölle ilgili neler yapılabileceği konusunu dert edindiklerini ve önemsediklerini vurgulayan Yasin Uğur, göl kenarında 4 havuz yapıldığını anlattı. Uğur, gölden alınacak suyla havuzun birinde göldeki buharlaşma oranının tespit edileceğini belirterek, “Diğerine de kimyasallar katarak buharlaşmayı ne kadar önleyebiliriz bunun istatistiği tutulacak, plastik toplar ile ve güneş panelleriyle ne kadar engellenebiliriz konularında istatistikler olacak” dedi.

    Uğur, 2002 yılından bu yana Burdur’daki 221 bin dekar arazinin 167 bin dekarının vahşi sulamadan kapalı sistem sulamaya geçtiğini ve kalan 54 bin dekarın da kapalı sistem sulamaya geçmesi için çalışmalar yürüttüklerini sözlerine ekledi.

  • Van Gölü’nün yüzey suyu sıcaklıkları artıyor

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, küresel iklim değişimine bağlı olarak, Van Gölü’nün yüzey suyu sıcaklıklarının arttığını belirtti.

    Van Gölü, küresel ısınma ve iklim değişikliğinden nasibini aldı. 2000’li yıllardan günümüze kadar yıllık olarak Van Gölü’nün yüzey suyu sıcaklığını inceleyen Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, gölün yüzey suyu ortalamasının aradan geçen zaman sürecinde yaklaşık 2,4 derece arttığını söyledi. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, bölgede geçen yıla oranla yağışların yüzde 20’nin üzerinde azalması ve Van Gölü’nün yüzey suyu sıcaklıklarının artmasının inci kefali balıkçılığı için ciddi sorunlar oluşturacağını söyledi.

    Bu yıl Van Gölü’nün yüzey suyu ortalamasının yaklaşık 2,4 derece artmasıyla, yüzey suyunun 5,8 dereceye ulaştığını bildiren Yrd. Doç. Dr. Akkuş, Van Gölü’nün son 20 yılın en sıcak senesini yaşadığını ifade etti. Akkuş, “Dünya genelinde küresel ısınmayla birlikte denizlerin sıcaklığı artmakta ve deniz sıcaklıkları da yükselmektedir. NASA’nın verilerine göre dünyada son 80 yılın en sıcak yılını yaşıyoruz. Bu sıcaklıkların etkisini Van Gölü Havzası’nda da görmekteyiz. Bilindiği gibi bu yıl bulunduğumuz bölgeye yok denilecek düzeyde kar yağışı düştü. Yıllardır Van Gölü sıcaklıklarını izleyen birisi olarak gölün geçmiş 20 yıllık sıcaklıklarını incelediğim zaman, Van Gölü son 20 yılın en sıcak senesini yaşıyor” dedi.

    Van Gölü sıcaklık değişimlerine bağlı olarak yılda iki defa nefes aldığını, gölün nefes alabilmesi için de yüzey suyu sıcaklığının 4 derecenin altına düşmesi gerektiğini belirten Akkuş, “Normalde göl sıcaklığı bu mevsimlerde 4 derecenin altında olması lazım. Fakat şu an göl, 7,2 santigrat derecedir. Bu inanılmaz bir sıcaklıktır. Kar yağışı olmadı ve havalar sıcak gidiyor. Bunun etkisini esas yaz aylarında göreceğiz. Bölgemizde Haziran-Temmuz aylarında akarsuların debileri kendiliğinden düşmektedir. Bu duruma ek olarak kuraklık bir de aşırı sıcaklıklar eklendiğinde durum daha da vahim olacaktır.”

    “İnci kefali balığı üremekte zorluk çekecektir”

    Kış aylarında dağların tepelerine yağan karların yaz aylarındaki akarsuları beslediğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, bu sene kar yağışının yeteri kadar olmamasının, inci kefali balığının üreme göçünün yoğun olarak gerçekleştiği haziran ve temmuz aylarında akarsu debilerinde önemli düşüşlere neden olacağını aktardı. Şu andaki mevcut durumda önümüzdeki haziran ve temmuz ayında inci kefali balıkçılığı için ciddi sorunlar doğuracağını sözlerine ekleyen Akkuş, “Sıcaklıkların artması Van Gölü için ayrı bir tehlike oluşturuyor. 14 bin insanın geçimini sağladığı inci kefalinin göldeki devamlılığı yaz aylarında akarsulara yaptığı üreme göçüne bağlıdır. Yaz aylarına geldiğimiz zaman akarsuların debileri iyice düşecek ve inci kefali üremekte zorluk çekecektir. Çünkü yaz aylarında suyu tarlasına çekmek isteyen çiftçiler olacak, diğer tarafta da üremek isteyen balıklar olacaktır. Bu çok ciddi bir yönetim sorunudur. Dolayısıyla buna şimdiden bir tedbir almamız lazım. Şimdiden bu sorunu düşünmemiz lazım” diye konuştu.

    2017-2018 yılı itibariyle Van Gölü’nün aralık ve ocak ayı sıcaklık ortalamaları 5,8 olarak gerçekleştiğini belirten Akkuş, 2000’li yıllardaki sıcaklık ortalamasına bakıldığı zaman bu değerin 3,8 derece olduğunu kaydetti.

  • Efteni Gölü’nün eşsiz güzelliği havadan görüntülendi

    Düzce’de kuşların göç yolu üzerindeki önemli bir sulak alan olan Efteni Gölü’nün muhteşem güzelliği havadan görüntülendi.

    Doğal güzelliği ve bulunduğu konum ile 150’dan fazla göçmen kuşa ev sahipliği yapan Efteni Gölü, İnsansız Hava aracı (İHA) tarafından yaklaşık bin metre yükseklikten görüntülendi. Düzce’nin doğusundan doğan Küçük Melen Çayı ile Aksu, Asar ve Uğur derelerinin döküldüğü Efteni Gölü’nde birleşen tüm sular, Büyük Melen Çayı adıyla Melenağzı köyünden Karadeniz’e dökülüyor. Melen Çayı üzerine yapılan Melen Barajı ile İstanbul’un içme suyu ihtiyacının karşılanmasına da destek sağlanıyor.

    Göl ismini Bizans prensesinden alır

    Düzce Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü internet sitesinde göl ile ilgili yapılan paylaşıma göre Efteni Gölü adını Bizans prensesi Eftalya’dan alıyor. Hikayeye göre Bizans ordusu savaştan dönerken gölün kıyısındaki alanda konaklar. Yolda prenses Eftelya’nın ellerinde ve yüzünde yaralar çıkar. Göl kıyısında yerden çıkan sıcak sularla banyo yapan prensesin tüm yaraları ertesi sabah iyileşmeye, cildi güzelleşmeye başlar. Bunu gören imparator, göl kıyısındaki sıcak su kaynaklarının olduğu yere hemen bir hamam inşa edilmesini ister ve prensesin yanına bakıcılarını bırakıp oradan ayrılır. Yaraları iyileşen ve güzelleşen prenses göl üzerinde sandalla gezinirken karşı kıyıdaki dağ eteklerinde yaşayan bir Osmanlı delikanlısına gönlünü kaptırır. Bir gün sevgilisine giderken prensesin kayığı batar ve boğulur. O günden sonra gölün adına Efteni denir.