Etiket: Gölü

  • Van Gölü çöplüğe döndü

    Dünya Çevre Günü ülke genelinde farklı etkinliklerle kutlanırken, Van’ın Gevaş Belediyesi’nin kamyonlarının göl kenarına çöp dökerken görüntülenmesi tepkilere neden oldu.

    Dünyaca ünlü olan ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akın ettiği Akdamar Adası’nın karşısına belediye tarafından dökülen çöpler vatandaşların büyük tepkisine neden oluyor. Flamingoların ve inci kefallerinin evi olan Van Gölü yanı başına üzerinde “Çevremizi temiz tutalım” yazılı belediye kamyonları çöp dökerken görüntülendi. Ağır koku çok uzun mesafede bile hissedildiği çöplük alanının bir an önce kaldırılmasını isteyen vatandaşlar, yetkilileri duyarsız davranmakla suçladı.

    Turizm alanında biriken çöplerin ilçeye ve ülkeye yakışmadığını belirten Mesut Canlı adlı vatandaş, “Gevaş Belediyesi buraya ilçenin çöpünü döküyor. Karşımızda Van Gölü ve Akdamar Adası var. Burada her türlü çöp var. Hayvan ölüsü var, molozlar var, çöpler var. Daha da önemlisi kimyasal maddeler var. Bir yağmur yağdığında bu kimyasal madde göle akıyor. Bu da çok tehlikelidir. Her gelen belediye başkanı bu işi çözeceğiz diyor ancak bu güne kadar çözen olmadı” dedi.

    Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan da yaptığı yazılı açıklamada, “Gevaş ve Gevaş Belediyesi bu konuda geçmişte mağdur edilmiştir. Çöplüğün taşınması en çok bizleri mutlu edecektir. Bu vesileyle ülke genelinde Van Gölü kirliliğiyle alakalı oluşan hassasiyetin de memnuniyet verici olduğunu belirtmek isterim. Bu aralar gündemde olan Van Gölü Koruma Yasası da belki bu tarz projelerin hızlandırılması/fonlandırılması noktasında Belediyelerin önünü açacaktır” ifadelerine yer verdi.

  • Van Gölü sahillerinde kardeşlik iftarı

    Van’ın Edremit Kaymakamlığı ve Belediyesi tarafından Van Gölü sahillerinde düzenlenen programda binlerce kişi aynı sofrada iftar açıp, kardeşlik mesajı verdi.

    Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük iftar sofrasının kurulduğu Edremit’te, birbirinden güzel gelenekler de yaşatılıyor. Temiz ve nezih bir ortamda 4 çeşit yemek ikramı yapılırken, ilahi konserleri, Hacivat-Karagöz gösterisi yapılarak Osmanlı sokağı geleneği ise yaşatılıyor. Bu akşam ezan ile birlikte binlerce kişi Van Gölü sahilinde iftarını açarak, hep bir ağızdan okunan duaya amin dediler. İftar yemeğinde bir konuşma yapan Edremit Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Atıf Çiçekli, bugün Ramazanın 9. Günü olduğunu hatırlatarak, “Mübareğin üçte biri bitti. Rabbim Ramazanın hürmetine havaları da oruç için bize kolay kılıyor. 11 ayın sultanı dediğimiz Ramazan-ı Şerif’ten layıkıyla yararlanmak için Edremit Kaymakamlığı ile Belediyesi ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olarak, yani devlet olarak birtakım hazırlıklar ve çalışmalar yaptık. Yaptığımız hazırlıklar doğunun en büyük ve en kapsamlı etkinlikleridir. Bu etkinlikleri hazırlamamızda bize destek olan başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmaz üzere Başbakanımıza, İçişleri Bakanımıza, Ankara ve Üsküdar belediye başkanlarımıza, sponsorlarımıza ve tüm ekibimize gönülden teşekkür ediyorum” dedi.

    Gönülle hareket ettiklerini ve davranışlarının temelinde duygular olduğunu ifade eden Çiçekli, “Duyguların değişkenliği düşünüldüğünde bazen unutkanlığı da beraberinde getirmektedir. Bu sebeple birkaç hususu hatırlatıp eski ve yeni hal kıyaslaması yapmak istiyorum. Mesela geçen sene Ramazan nasıldı? Belediyelerimiz bu mübarek ayın neresinde yer alıyordu? Hangi manevi iklimle donatıyordu toplumu ve ümmeti? Alakası var mıydı? Ben söyleyeyim yoktu! Dinle Diyanet’le ilgili gündemleri yoktu. Zira hepimizin değerler hiyerarşisinin tepesinde dinimiz vardır, sonrasında gelenek ve örflerimiz, sonrasında hukuk kuralları ve böyle gider. Peki en kutsalı din olan bir topluma adam öldürtebilir misiniz? Aşireti, geleneksel değerleri ve kuvvetli aile bağları olanları bu düzen içinden söküp dağa çıkarabilir misiniz? Yapamazsınız! İşte bundan dolayı ‘önce bu toplumun dinine saldırmak ve dinden uzaklaştırmak gerek’ dediler. Kendi ideolojileri ve davalarına sorgusuz sualsiz hizmet etmeleri için gençleri ataya-babaya isyankar hale getirmek için adımlar attılar” ifadelerini kullandı.

    “Önce dine saldırdılar”

    “Kadınlarımızı toplumsal eşitlik bahanesiyle evlerinden çıkarıp davalarına alet etmeye çalıştılar” diye Çiçekli, şöyle konuştu:

    “İşte bunların amaçlarının önünde din de engeldi, aşiret-gelenek-görenek de engeldi, hukuk da engeldi. İstedikleri destek için tüm bu değerleri yozlaştırması, toplumu bu bağlılıklarından koparması gerekiyordu. Bundan dolayı önce dine saldırdılar! ‘Biz aslında Zerdüştüz, çok eskilerden beri böyle, Müslümanlık sonradan geldi’ dediler. Ümmet yemedi. Bu arada benzer oyunu da Çorum’da görev yaparken Alevi kardeşlerimize oynadıklarını gördüm. Almanlar gelip oradaki Alevi kardeşlerimize ‘Siz İslam’dan eski bir inançsınız, İslamiyet sizden sonra geldi’ diyorlardı. Bu söylemlerini de bazı ‘dede’ diye tabir edilen Almanya’da eğitim almış yaşlılara söyletiyorlardı. Milletimiz ‘nasıl, ne yani, biz Müslüman değil miyiz? Siz ne diyorsunuz?’ diye ciddi tepki gösterdiğinde yalanlıyorlar, ‘öyle demek istemedik’ diye kıvırıyor, tepki göstermediklerinde ise daha ileri gidiyorlardı. Nerde fitne çıkarabiliriz diye sürekli bir çalışmanın içine girişiyorlar. Bu hain ve din düşmanları da Zerdüştlük olmayınca bu sefer taktik değiştirip, ‘madem dinden tamamen koparamıyoruz o zaman yavaşça dinsizleştirelim, imanlarını ellerinden alalım’ deyip kendi hocalarını ürettiler, kendi cumalarını kılmaya, kendi fetvalarını vermeye çalıştılar ki Diyanet’i bypass etsinler, aşiretleri, adetleri bozmaya çalıştılar, hatta modernlik diye travestileri ve eşcinselleri Diyarbakır’da yürüttüler, hatırlayın. Kadınlarla dertleri, onları topluma kazandırmak değildi, asıl dertleri bu süslü kelime ile toplumsal gösterilerde ön saflarda kadınları kullanmaktı. Düşünün son zamanlarda kadınlar nasıl önlerdeydi, nerdeyse hepsinin başı örtülü ama alet oldukları dinimizce yasaklanan kabiliyetçilik.”

    “Devlet, millet savunmasında kaç yiğidimizi şehit verdik”

    Yüksekova ilçesinde çukur olaylarına da değinen Çiçekli, “Yanı başımızda Hakkari’den Yüksekova’dan gelen kardeşlerimizin evlerine, mahallelerine neler yaptılar, hatırlayın. Uyan ey Müslüman uyan! Allah’ın bize ilk emri, dünyanın imtihan dünyası olduğu ve Müslümanca yaşamamız gerektiğidir. İkinci emri ise dünyadaki Müslümanların, yani ümmetin sayısının artmasıdır. Burada bu din, ümmet, millet, devlet düşmanları, ümmetin imanıyla oynayıp ümmetin sayısını azalttılar. Özellikle Kobani olaylarında kabiliyetçilik diye kaç kişinin imanı gitti, kaç kişinin evini, dükkanını yaktılar. Bir düşünün, devletin parçalanması için kaç cahili dağa çıkarıp öldürttüler. Devlet, millet savunmasında kaç yiğidimizi şehit verdik. Unutma ey Müslüman, yaşanan şeyler biz bilinçli olursak tekrar yaşanmayacak, ancak ‘bir şey olmaz, ne olur canım’ deyip düşünmeden hareket ettiğimizde kimin değirmenine su taşıdığımızdan habersiz iş yaptığımızda Allah korusun dinden, devletten, milletten uzaklaşıp bu hainlerin amaçlarına hizmet eder hale gelebiliriz. İşte tüm bu anlattıklarımdan dolayı belediyenin ismini dini içerikli faaliyetlerde görüyorsunuz ve daha çok göreceksiniz” diye konuştu.

    “Ocağı tütmeyen gariplerimizin evine yemeklerini götürüyoruz”

    Belediyenin yürüttüğü diğer hizmetlere de değinen Atıf Çiçek, “Gelenek, görenek ve adetlerimizin, yani çok kıymetli kültürümüzün yaşatılmasında görüyorsunuz ve göreceksiniz inşallah. Şimdi aklınıza ‘peki diğer hizmetler ne oluyor?’ Diye geliyorsa hemen biraz bahsedelim. Geçen yıl belediyenin devletin kaynağı ile yaptığı sıcak asfalt 8 kilometre, biz bu yıl 34 kilometre sıcak asfalt yapıyoruz. İlk başladığımız yerler Süphan, Şabaniye, Eminpaşa. Bizde siyasi ayrım olmaz, inşallah adalet ve liyakat üzeri hareket ediyoruz. Aş evleri kurduk, sadece burada iftar vermiyoruz ocağı tütmeyen gariplerimizin evine yemeklerini götürüyoruz. Şimdi nöbette olan askerimize, polisimize, korucumuza da iftarlıklarını gönderiyoruz. Her mahallede yeteri olacak şekilde taziye evleri yapıyoruz, Sadece bu yaz 9 taziye evi yapıyoruz. 2 mahallemize aile destek merkezi yaptık, 3.’sünü yapıyoruz. 2 milyon Euro’luk kültür merkezimizin temelini iki ay içinde atacağız. 2 büyük park yaptık, 4 tane daha yapıyoruz. Sahilde yaptıklarımız ve yapacaklarımızı saymıyorum zaten” dedi.

    “Geçmişte devlet diye görülen kişiler yanlış işler yaptılar”

    Devletin varlık nedeninin adalet üzere olduğunu ve tüm yaptıkları işlerde adaleti ve liyakati gözettiklerini kaydeden Çiçekli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Kanun, kural, hukuk ve adalet tanımayanlara hesap sorduğumuzu ve soracağımızı, garip gurebanın, mazlumun ve hukuka uyan vatandaşımızın yanında olduğumuzu, zalimle mücadele ederek gösterdik. Allaha şükür, şu mübarek günde ve vakitte Rabbim bizi adaletten, merhametten ve ferasetten ayırmasın. Allah bizi kibirden, enaniyetten korusun. Bunları anlatmamın tek nedeni, Allah rızası için biz kimiz, zihniyetimiz ne ve ne yapmışız? Geçmişte süslü sözlerle sizlere kendilerini farklı tanıtan, sizleri aldatanlar kim görün, Allah rızası için bizlerle onları mukayese edin diye paylaşıyorum. ‘Devlet bize zulmetti’ diye propaganda yapıyorlar. Devlet hepimiziz, ama kamu görevlilerinde temsil ediliyor. Geçmişte devlet diye görülen kişiler yanlış işler yapmadı mı? Yaptılar, 80’ler- 90’larda hem de ne yanlışlar yaptılar. Ama burada şunu izah edelim, sadece burada mı zulüm edildi? Hayır Türkiye’nin her yerinde yaptılar, kendi fikrinde olmayan herkesi dönüştürmek istediler. Peki 80-90’lardaki devletle bu devlet bir mi? Kesinlikle hayır! O zaman ‘devlet bize zulmetti’ diye toplumla devletin arasına fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyin ki Sayın Cumhurbaşkanımız gibi bu milletin, bu toplumun değerlerini yaşayan ve savunan idarecilere sahip çıkalım ki o bozuk devlet anlayışına sahip kişiler başa gelemesin bir daha!”

    “Vallahi fitne ve oyun büyüktür”

    “Kalbinde iman olmayanın ne işi olur Ramazanla, ne işi olur Ramazan etkinlikleriyle?” diyen Çiçekli, “Ümmeti, milleti kaynaştırmak, milletin refahını huzurunu artırmak ne işine yarar imansızın! Elhamdulillah Rabbim imanımızı artırsın, bize birlik, huzur ve güç versin. 2013’de Rabbim bize kutsal topraklara gitmeyi kısmet etti, inşallah bu müstesna topluluğa da bizleri izleyen tüm ümmeti Muhammed’e de kısmet etsin. Allah’ım dedim biz günahkar kullarınız, biliyorum geçmişte sen bizim ecdadımıza, atalarımıza senin dininin sancaktarlığını nasip ettin, biz dinine önderlik, liderlik edebilecek yeterliliğimizi kaybettiğimiz için bu devletten ümmetin liderliğini aldın. Sen bizlere tekrar İslam’ın ve ümmetin sancaktarlığını yapabilecek, birlikte, güçte, ferasette ve ilimde olmayı nasip et dedim. Rabbim bu hal üzere olmayı hepimize nasip etsin, Allah rızası için düşünerek bu din düşmanlarına fırsat vermeden hareket edelim. Vallahi fitne ve oyun büyüktür, dikkat etmeli ve uyanık olmalıyız. Burada rahatça iftar yapabiliyorsak dağlarda ve şehirde bizler için canlarından geçebilecek yiğitlerin sayesindedir. Buradan hepsine selam olsun. Allah sizlere güç kuvvet versin. Nefsimizi dünyalıklardan terbiye ettiğimiz şu mübarek günlerde, dünyanın kuruluşundan bugüne hak yolda gidenlerden Allah razı olsun. Din uğruna, devlet uğruna, millet uğruna toprağa düşen şehitlerimize, ebediyete intikal eden gazilerimize Rabbim rahmet eylesin, ahirete göçmüş cümle ümmeti Muhammed’in günahlarını bağışlasın, bizlere güç, birlik, feraset ve ilim versin inşallah. Hepinizi Allah rızası için seviyoruz, tüm çabamız sizler içindir. Allah hepinizden razı olsun, dua bekler dua ederiz” şeklinde konuştu.

    Ezanın okunmasıyla birlikte binlerce kişi iftarını açarak, okunan duaya birlikte amin dediler.

    Edremit Belediyesi tarafından düzenlenen iftar programının çok anlamlı olduğunu dile getiren vatandaşlar, artık Van’ın terörle anılmasını istemediklerini belirterek, Edremit Belediye Baykan Vekili Atıf Çiçekli’ye hizmetlerinden dolayı teşekkür ettiler.

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan da programa katılarak, halkla birlikte iftarını açtı.

  • Bafa Gölü köpürdü

    Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Aydın-Muğla il sınırındaki ünlü Bafa Gölü’nde su sirkülasyonunu sağlayan Menderes Nehri’nin önünün kapatılması ve balık üretme çiftliklerinin atıklarının birikmesi nedeniyle oluşan kirlilik tehlike boyutuna ulaştı. Bir türlü önlenemeyen kirlilik nedeniyle Bafa Gölü’nde köpürmeler meydana gelmeye başladı.

    Bafa Gölü’nde uzun yıllardır çevresel ve bilimsel çalışmalar yürüten Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, gölde kirliliğin her geçen yıl arttığını belirterek, sorunun çözümü için bir an önce gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Sürücü, “Gölden ekmeğini kazanan insanların ekonomisine olumsuz etki eden ekolojik bozulmalar, aynı zamanda zengin biyolojik çeşitliliğe de zarar vermektedir. Bu durum sadece Serçin’le sınırlı değildir. Gölün Muğla kısmında bulunan diğer turizm işletmeleri için de geçerlidir. Bu işletmelerin en büyük korkusu, önceki yıllarda yaşanan ekolojik bozulmaların ve kokuların, müşteri potansiyelinin yoğun olduğu yaz aylarında tekrar yaşanmasıdır. İllerde valiliklerin başkanlığında yapılan ve bünyesinde tüm kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, yerel su ürünleri kooperatifleri, sivil toplum örgütlerinden birer temsilcinin bulunduğu Sulak Alan Komisyonları tekrar işlevsel hale getirilmelidir. Gölle ilgili sıkıntılara, tüm kurumların birarada bulunacağı bu komisyonlarda çözüm üretilmeli, hatta yarısı Aydın’da yarısı Muğla’da bulunan Bafa Gölü için iki ilin sulakalan komisyonu üyeleri bir araya gelmelidir. Doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından Türkiye’nin en önemli göllerinden biri olan Bafa Gölü’nde, hem insanlar hem de biyolojik çeşitlilik yaşam mücadelesi veriyor. Son yıllarda artan ekolojik bozulmalara bir türlü çözüm bulunamayan Bafa’da, geçtiğimiz yıllarda Mart ayında meydana gelen köpüklenmeler, bu sefer Mayıs ayında yine görülmeye başladı. Bafa’nın Serçin bölümünde kıyılarda başlayan köpürmeler ve su kalitesindeki değişimler, yeşile dönen suyun rengi, özellikle koylardaki sığ sularda kokuya neden olduğu görülmektedir. Bafa Gölü’nün son durumuna bakıldığında, önceki yıllarda özellikle dış ortamdan gelen kirlilik, gölün tabanında bulunan azot ve fosfor yüklerinin çoğalmasıyla birlikte sıcak yaz aylarında meydana gelen alg patlamalarının, önümüzdeki aylarda görülme olasılığını artırmaktadır. Bunun nedenlerinin biri; Bafa Gölü’nün Büyük Menderes Nehri’nden suyla beslenmesini sağlayan Serçin Priz Kanalının ve su çıkışını sağlayan Sakızburnu Dalyan Kanalının tonlarca toprakla kapatılmasıdır. Normalde hiç kapatılmaması gereken bu kanallar, tarımsal sulamalar nedeniyle yaklaşık 5 ay süresince kapalı tutulmaktadır. Göle su girişi ve gölden su çıkışı yapılamamaktadır. Hatta kanallar bu yıl 1 ay daha erkene alınarak toprakla kapatılmıştır. Gölde köpüklenmeler ve su kalitesinde gözle görülür değişimler yaşanmaya başlamıştır” dedi.

    Bilim adamları endişeli

    Bafa Gölü’nde incelemelerde bulunan EKODOSD Bilim Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici ise, Bafa Gölü’ndeki köpüklenmenin geçen yıllara göre çok daha yoğun bir şekilde görülmesinin 5 ana nedeni bulunduğunu söyledi. Yaptığı incelemenin ardından açıklamada bulunan Kesici, “Gölde meydana gelen bu tür köpüklenmelerin nedeni yıllardır Bafa Gölünde görülen biyolojik ve kimyasal kirlenme ile ilgili bilimsel önlemlerin alınmamasıdır. Göle su vermekle Bafa Gölü temizlenemez. Kaldı ki bu yıl bölgede görülen kuraklık nedeniyle yapılan ölçümlerimizde gölde su seviyesi geçen yıllara göre giderek azalmaktadır. Bunun yanı sıra kuraklık nedeniyle çiftçilerin suya olan ihtiyaçları nedeniyle Bafa Gölü besleyen su kaynaklarının önü geçen yıllara nazaran çok daha önce toprak setdelerle kapatılmış, suların göle ulaşımı engellenmiş ve gölde biyokimyasal reaksiyonlar hızlanmıştır. Gölde görülen hemen her bölgesinde farklı yoğunluk ve ekolojik değişimlere yol açan köpüklenmenin nedeni, kirlilik nedeniyle gölün azot ve fosfor seviyesinin geçen yıllara göre aşırı artışı, sudaki organik maddeleri hızla tüketen ufacık mikroorganizmaların çok fazla çoğalması olarak adlandırılan alg patlaması ve sudaki kimyasal kirlilikle birlikte gölde su hareketlerinin engellenmesinden de kaynaklanmaktadır. Bafa Gölü havzasında gerek tarımsal, gerekse endüstriyel kirlilik kaynaklarının oluşturduğu sedimentin, göl dibinde giderek artmasının neden olduğu kirlilik, göl su tabanında ve yüzeyinde tabakalaşmaya neden olmaktadır. Artan kokunun yanı sıra artan alg çoğalması sonucunda oluşan bakteriyel ortam, Bafa Gölünden yararlanan insanların sağlığının yanı sıra havzada yaşayan çok çeşitli su kuşları, balıklar, memeli ve çok sayıda canlı türünü barındıran göl ve çevresi istenmeyen sonuçlara neden olabilecektir. Göl içerisinde ve çevresindeki canlı tür sayı ve çeşitliliği giderek azalmaktadır. Resmi makamların bu son on yıldır gölle ilgili aldığı önlemler ve havza düzenlemesindeki oldukça yavaş olan düzenlemeler çok yetersizdir. Bafa Gölü’nün sorunlarının çözülmesi ve korunarak kullanılmasıyla ilgili çözümler bellidir ve acil olarak yerine getirilmelidir. Çünkü Bafa Gölü ve çevresinin sorunları her geçen artmakta ve zorlaşmaktadır“ şeklinde konuştu.

    Balıkçılar tepkili

    Bafa Gölü’nün çevresindeki 6 köyden 283 balıkçının üye olduğu Serçin Suürünleri Kooperatifinin başkanı Abdullah Çamtepe de balıkçıların Bafa Gölü’ndeki bu durumdan olumsuz etkilendiğini, kanala dökülen toprağın açılarak, barajlardan verilen temiz suyun göle girmesi gerektiğini söyledi. Yıllardır balıkçılıkla geçinen bölge insanları ise su girişinin kapatıldığını, göle Nisan-Mayıs ve Haziran ayında yavru balık girişlerinin engellendiğini, bu aylarda yumurta bırakacak balıkların dışarı çıkması gerektiğini, balıkların ne girebildiğini ne de çıkabildiğini ve kirlilikten dolayı pinterlerinde büyük hasarlar meydana geldiğini ve çok sıkıntı çektiklerini kaydederek, su girişi olmayınca pinterde kalan yılan balıklarının oksijensizlikten ölmeye başladığını, bu durumun balıkçılık sektörüne darbe vuracağını vurguladılar.

  • Sera Gölü çöplerle boğuşuyor

    Trabzon’un önemli turizm merkezlerinden biri olmaya aday olan ve kirlenmemesi için milyonluk yatırımın yapıldığı Sera Gölü misafirlerini üzerindeki çöpler ve kötü bir görüntü ile karşılıyor.

    Akçaabat ilçesi Yıldızlı mahallesinde 1950 yılında meydana gelen heyelan sonrasında oluşan Sera Gölü’ne turizm potansiyelinin arttırılması için son yıllarda DSİ tarafından yapılan milyonluk yatırımlar da çare olamadı. Trabzon’un Uzungöl’den sonra önemli turizm destinasyonlarından ve özellikle Arap turistlerin uğrak yerlerinden biri olan Sera Gölü üzerindeki çöpler ve çamur tabakası ile kötü bir görüntü çiziyor. Gölün 360 derece dolaşılabilmesi için çalışmalar devam ederken, işletmeciler ve ziyaretçiler gölün temizlenmesini istiyor.

    Sera Gölü Gül Tesisleri İşletme Müdürü Erol Kuzur, göldeki kirliliğe DSİ tarafından yapılan bentlerin bile çare olamadığını söyledi. Kuzur “Gölden yukarıda 10-15 tane köy var. Halkın bilinçli olmayışından dolayı yukarıda bentler yapıldığı halde yine de çöp ve kirlilik sorununu aşamadık. Yukarıdan gelen çamur suları gölün tabanında balçığa da neden oluyor. Gölün altında yaklaşık 2 metrelik balçık var. O da zaman zaman gölün yüzeyine çıkıyor. Burasının balçıktan temizlenmesi lazım. Burasını balçıktan temizlemek Uzungöl’den belki de daha zor. Yukarıda daha derli toplu bir önleyici set oluşturulabilir veya çöp ağları kurulabilir. Yerli ve yabancı turistler buraya geliyor ama bu görüntüyü beğenmiyorlar” ifadelerini kullandı.

  • Kırıkhan Gölbaşı Gölü canlandırılıyor

    Hatay’ın Kırıkhan ilçesi Gölbaşı Mahallesinde bulunan Gölbaşı Gölünün tanıtımı için yapılan çalışmalar çerçevesinde su altı fotoğrafçısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, göle dalış yaparak su altında fotoğraf çekimi gerçekleştirdi.

    Kırıkhan Kaymakamı Mustafa Erkayıran ile birlikte Kırıkhan Reyhanlı yolu üzerinde adının verildiği Gölbaşı Mahallesinde bulunan Gölbaşı Gölünde çekimler yapan ünlü su altı yönetmeni Tahsin Ceylan, “Burası çok güzel bir yer, içindeki nilüferler harika, canlı yaşam çok güzel, sanıyorum burası tam bir doğa parkı. Ama güzel olmayan çöpleri var kıyılarında ve gölün içerisinde” dedi.

    Belediye Başkanı ve Kaymakamdan burada bir faaliyet düzenleyip çöpleri toplamalarını rica eden Ceylan ,”Türkiye sulak alanlarını 1957 yılından bugüne kadar yarısını kaybetmiş, dolayısıyla her sulak alan çok değerli, burası için kısa bir ziyaret oldu ama bu doğa parkı içinde olmak, dalmak, görüntü almak benim için çok güzel mutluluk verici” dedi.

    Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan ile birlikte Gölbaşı Gölünün derinliklerine inen Kırıkhan Kaymakamı Mustafa Erkayıran, “Gölbaşı Gölümüzün nasıl turizme kazandırırız, bu gölün su üstü güzellikleri harikulade görmeye değer, daha işlenmesi ve yapılması gereken çok şey var. Büyükşehir Belediye Başkanımız Lütfü Bey EXPO 2021 kapsamına alındığı takdirde inanıyorum ki suyun üzerini ve etrafını güzel bir şekilde turizme açacaktır” dedi.

    Tahsin Ceylan su altında çektiği fotoğraf ve görüntüleri basın mensuplarıyla paylaşarak çalışmaların genel olarak olumlu olduğunu belirtti.

    Gölbaşı Gölünde gerekli çalışmaları başlatacağını belirten Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, “Buradan çok olumlu mesajlar aldık Tahsin ağabeyimizden, öncelikle buranın çevre temizliği konusunda, bir sonraki geldiğinde onun kendi dünyasında görmek istediği ne varsa inşallah biz onu sayın kaymakamımızla beraber ele ele vererek, üniversitelerimizden de teknik destek alarak su altı ve çevre temizliğini en kısa süre içerisinde yerine getireceğiz” dedi.

    Kırıkhan ilçe Kaymakamı Mustafa Erkayıran ve su altı fotoğrafçısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan daha sonra Gölbaşı Gölüne dalış gerçekleştirdi.