Etiket: girişim

  • Türk dijital girişim firması, aldığı yatırımla yurtdışına açıldı

    Kullanıcıların soru sorup cevap verdiği bir sosyal platform olan Poltio.com, aldığı 1 milyon TL’lik yatırımla yurtdışına açıldı.

    2014 Ağustos ayında kurulan Türkiye’nin en çok oy kullanılan sosyal anket platformlarından poltio.com, aldığı 1 milyon TL’lik yatırımla yurt dışına açılıyor. Teliasonera Eurasia eski CFO’su Tolga Köktürk’ün ve Karakaya Group yönetiminin melek yatırım sağladığı Poltio, StartersHub’ın liderlik ettiği yeni yatırım turunda MV Holding CEO’su Ebru Dorman, Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi Onur Topaç, Avrupa Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Balcı, Avrupa Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Mert Balcı, Misli.com Genel Müdürü Barış Tekin, Girişim Türk’ten, toplam 1 milyon TL’lik yatırım aldı.

    2017 Mayıs ayında İngilizce siteyi canlıya alan Poltio.com’un Amerika’daki ilk kullanıcıları soru sorup oy kullanmaya başladı. Küresel açılımında destek veren iki yeni takım arkadaşıyla New York’taki ekibini de kuran Poltio ortaklarından Vildan Ay, Özge Akçizmeci ve Banu Güler İstanbul’da kalmaya devam ederken, kurucu CEO’su Ahmet Tosun ve CTO’su Güney Gökoğlu Temmuz ayı sonunda Amerika’ya taşınacak.

    2017’deki en büyük hedeflerinin yurt dışına açılmak olduğunu ve bu hedefi gerçekleştirdiklerini söyleyen Poltio’nun Kurucu CEO’su Ahmet Tosun, “Poltio’nun sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kullanılan bir platform olacağına inanıyoruz” dedi.

  • 39. Girişim ve İş Dünyası Konseyi Diyarbakır’da toplandı

    Türk Girişimci ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile Türkiye’nin hemen her ilinden iş adamının katılımı ile 39. Girişim ve İş Dünyası Konseyi toplantısı Diyarbakır’da gerçekleştirildi.

    Bir otelde düzenlenen TÜRKONFED 39. Girişim ve İş Dünyası Konseyi toplantısına, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ve 80 ilden iş dünyası temsilcisi ile davetliler katıldı.

    “Diyarbakır’a terör örgütleri değil, insanlarımız yön vermeli”

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programda bir konuşma yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bu bölgenin terör sorunu olduğunu söyledi. Terörün bu bölgeyi esir aldığı zamanların olduğunu belirten Bakan Tüfenkci, “Devletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da büyük bir özveri ile başlatmış olduğu, adına çözüm süreci denilen bu süreçte gelinen noktaya baktığımızda terör örgütünü hendekleri ile çukur siyaseti ile karşı karşıya kalmış, terörü şehre getirmiş ve en önemlisi artık o çözüm süreci içerisinde biriktirmiş olduğu lojistik altyapı ile beraber şehirleri özerklik ian ettiğini ilan edene kadar ki bir süreci bu millete yaşatmış oldular. Türkiye bir yandan PKK terör örgütü zile mücadele ederken, bir yandan DEAŞ terör örgütü ile mücadele ederken, bir yandan FETÖ terör örgütü ile mücadele ederken bir yandan da Türkiye’yi büyütmeye gayret gösteriyor. Diyarbakır’a 376 yatırımcı buraya yatırım yapmak için müracaat etti. İnşallah kısa zamanda Kalkınma Bakanlığı’mız kalkınma bankamız bunları neticelendirir ve bunlar yatırıma dönüştürülür. Eğer iki yıl içerisinde bunlar yatırıma dönüştüğünde Diyarbakır’a yaklaşık 38 bin yeni istihdam olanağına kavuşturmuş olacağız. Biz milletin iradesinin üzerine ipotek konmasını istemiyoruz. Eğer Diyarbakır’a birileri yön verecekse buna terör örgütleri değil, burada yaşayan insanlarımız milletimiz yön vermeli” dedi.

    “Silah, bomba, patlayıcı olduğu sürece bunlarla anladıkları dilden mücadele edilecek”

    Daha sonra konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker de, çatışma olmamasını istemenin doğru olduğu fakat teröre de terör demenin gerektiğini kaydetti. Eker, şöyle konuştu:

    “Çatışma olmasın diyoruz doğru, ama değerli kardeşlerim kediye kedidir demesini bilmemiz lazım Fransızların dediği gibi. Bu terördür bunu bilelim. Dünyanın hangi şehrinde birileri gelip o çözüm süreci dediğimiz süreçte, o tarihi şehrin altını mayınlayacak silahlayacak, sonra gelecek diyecek ki ben buraları işgal ettim, buraya hendek kuruyorum, barikat kuruyorum diyecek ve siz ona sessiz kalacaksınız böyle bir şey yok. Kürt sorunun şu anda önündeki en büyük sorun bu sorunu terörle şiddetle çözmeye kalkışan PKK’nın kendisidir. Cumhurbaşkanımız net ve açık bir şekilde söyledi, silah olduğu sürece, ortada silah bomba patlayıcı olduğu ve bu yöntemle terör estirildiği sürece bunlarla anlaşıldığı dilden mücadele edilecek. Hiç bunun başka bir yolu yok.”

    “Silahlı mücadelenin geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesini arzu ediyoruz”

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek ise konuşmasına, son günlerde tepkilerini yurdun her noktasında yurdun her yerinden almakta oldukları Atatürk hakkında yapılan yorumlara ilişkin açıklama ile başladı. Bilecik, şunları söyledi:

    “Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak birleştirici, bizi biz yapan bir değerdir, atamıza yapılan hakaretleri şahsım ve TÜSİAD adına esefle kınadığımı tekrardan belirtmek isterim. Özellikle 15 temmuz darbe teşebbüsünün zorunlu kıldığı olağanüstü hali geride bırakarak olağan hukuk devleti ortamına mümkün olan en kısa sürede dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz. OHAL şartlarının devamı, Türkiye karşıtı olan özellikle de terör örgütlerinin FETÖ başta olmak üzere PKK’sı DEAŞ’ı bunların biraz daha fazla ekmeğine yağ sürüyor. Ülke olarak şiddetin son bulması ve Kürt sorununun silahsız çözümü için defalarca girişimlerde bulunuldu. Her bir girişim özellikle bölgedeki yurttaşlarımızın ve aslında bölgedeki tüm halkımızın çözüme ne kadar istekli olduğunu fazlasıyla gösterdi. Önümüzdeki dönemde silahlı mücadelenin bir daha geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesine ve bunun koşullarının sağlanmasını çok arzu ediyorum. Bunun için siyaset kanalının açılması ve siyasetin diyaloğun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğine inanıyoruz.”

    “İş dünyası olarak hayatın normal akışını özlediğimiz vurgulamak istiyorum”

    Daha sonra konuşan TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu da, konsey toplantısını Diyarbakır’da yapmaya karar vrediklerinde etraftan olumsuz tepkiler aldığını söyledi. Kadooğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Konseyimizi kentimizde yapmaya karar verdiğimizde iş ve medyadaki değerli dostlarım, neden bu dönemde Diyarbakır’da toplantı gerçekleştiriyorsunuz diye sormuşlardı. Bölgenin sorunlarını yakından tanıyan, bilen ve bizzat yaşayan Cizre doğumlu bir iş insanı olarak herkese şunu söyledim, bölgenin normalleşmesinin ancak siyaset kanallarına şans tanınarak gerçekleşebileceğini söyledim. Diyarbakır’ın ekonomik ve sosyal hayatına yapılacak katkı bölgedeki iklimi değiştirecektir. Diyarbakır başta olmak üzere bölgeden başlayacak bir ekonomik gelişme ülkemizin kalkınma hamlesinin de lokomotifi olabilir. İşte bu duygu ve düşüncelerle Türk iş dünyası Diyarbakır’da ortak aklın ve ortak gelecek vizyonu ile bir araya getirmek istedik. İş dünyası olarak hayatın normal akışını özlediğimiz vurgulamak istiyorum. Bu kadim topraklarda ortaya konacak yeni siyaset anlayışı ile ülke içinde farklı kırılmaların önüne geçmek liyakati öne alan yurttaşların her alanda eşit bir Türkiye’yi inşa etmek bizlerin elinde.”

    Konuşmaların ardından panele geçildi.

  • Türkonfed 38. Girişim Ve İş Dünyası Konseyi

    Türkiye’nin şuan tıkandığına vurgu yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “O genç dinamik Türkiye, o geleceğe eriten Türkiye’ye bu elbise sıkıntılı arkadaşlar. Bu elbise rahatlatılmalı. Bu elbisenin rahatlatılmasıyla ilgili sizlerin beklentisi olan kurumlarda sıkıntı var. Türkiye’nin önünü açalım bu sistemi rahatlatalım” dedi.

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında kurulan 65. Hükümet’te yeniden Ekonomi Bakanlığı’na getirilmesinin ardından seçim bölgesi memleketi Denizli’de Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) 38. Girişim ve İş Dünyası Konseyi, Orta Demokrasi Tuzağından Çıkışta Özel Sektörün Rolü Paneline katıldı.

    Bir otelde düzenlenen panele, Bakan Zeybekci’nin yanı sıra, AK Parti Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, Güney Ege Sanayiciler ve İşadamları Federasyonu(GESİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Okay Salgar ve çok sayıda sanayici katıldı.

    GESFED Başkanı Sagar, sanayi olmazsa gelişmenin olmayacağı felsefesinden yola çıkarak bölgeyi geliştirmeye çalıştıklarını kaydetti.

    Sanayileşirken tarımın ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Salgar, “İncir, nar, üzüm, nohut, tütün, kekik gibi tarım ürünleri var. Bölgemizde genelde tüm şirketler KOBİ ölçeklidir. Bu şirketler krizlerden çok kolay etkileniyorlar. Tahsilat sorunu yaşıyoruz. Hala güvene dayalı ticaret yapıyoruz. Ülkemizde yaşanan terör ve ayrımcılık bizleri endişelendiriyor. Bu ülke hepimizin Türkiye hepimizin ülkesidir. Yeni dünya düzeninde ekonomik gücü olanlar kazanıyor bu kapsamda el birliği içinde yatırım yapmaya devam etmeliyiz” diye konuştu.

    TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, ekonomik reformların her zamankinden daha fazla önem taşıdığını belirterek, geçen yıl yüzde 4’lük büyüme yaşandığını fakat yatırımların katkısının düşük olduğunu belirtti.

    Türkiye’nin reformlara olumlu cevap verdiğini işaret eden Ünlütürk, hükümetin biran önce reformlara odaklanmasını önemsediklerini vurguladı.

    Ünlütürk, AB ile vize serbestisinin en kısa zamanda tamamlanmasının önemli olduğunu işaret ederek, “Orta ve uzun vadede ülkenin ve bölgenin huzura kavuşması, yeniden diyalog ortamının oluşturulmasıyla mümkün olabilir. Müzakerenin kiminle nasıl yapılacağı konuları büyük önem taşıyor. Yeni kuşaklara, katma değeri yüksek becerilerin kazandırılması önem taşıyor. Orta demokrasi tuzağından çıkışta yüksek gelir düzeyi yakalanamıyor. Burada önemli olan bilgi birikiminin arttırılmasıdır” dedi.

    TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, mülteci sorununun sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı ilgilendirdiğini belirterek, “2015 yılını seçimlerin gölgesinde geçirdik. Ekonomik ve yapısal reformlar askıda bekledi. Türkiye bu olumsuzluklara rağmen yüksek gelişme oranı ile dikkat çekti Ülkemiz yüzde 4 büyüme gerçekleştirdi. Ama Ülkemizin yüzde 6 büyüme rakamını yakalaması gerekiyor. Rusya ile yaşanan kriz, Suriye’deki insanlık dramı küresel şiddet, yeni anayasaya ve yeni hükümet içinden geçilen dönemin sıkıntılı olduğunu gösteriyor. Türkiye olarak reformları hayata geçirmeliyiz. AB ilişkilerinin yeniden canlandığını görüyoruz. Türkiye bu süreçte 3 milyondan fazla Suriyelilere ev sahipliği yapıyor. Mülteci krizini doğru okuyamayan Avrupa benzer bir hataya yine düşmektedir. Bugün Denizli neyse Kilis’te odur. Kilis’te yaşananlara sessiz kalamayız. İş insanı üzerindeki ağırlığı hafifletici çalışma yapılmalıdır. Yeni anayasa yapım sürecinde, asıl önemli olanın denge ve denetleme mekanizma ve güçler ayrılığı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

    Belediye Başkanı Osman Zolan, “Denizli üreten huzurlu bir şehir, çalışkan bir şehir. İnsanlar iş ve aş sağlamazsak onları kendi ayakları üzerinde durması çok zor. O nedenle işadamları bizim baş tacımız. Denizlideki birliktelikle bizler işadamlarımızın ve herkesin hizmetindeyiz” dedi.

    Panelde konuşan Bakan Zeybekci, Deniz’linin demokrasi ile ekonomiyi ayırmanın mümkün olmadığını belirterek, 2 bin dolarlık bir ülkedeki demokrasi seviyesi ile 50 bin dolarlık ülkedeki demokrasi seviyesi, insan hakları, özgürlükler ve siyasi kurumlarının aynı verimlilikte olmayacağını aktardı.

    Eksiklikleri yada haksızlıkların doğru tespit edilerek çözümleri konusunda uzlaşabilmenin önemli olduğuna değinen Zeybekci, “Türkiye’nin bugün yaşadığı konu, yaşadığı alan, eksiklikler, rahatsızlıklar, yoksunluklarımızı, nelerin bizde olmadığını biliyoruz, tespit ediyoruz ama çözümleri noktasında uzlaşamıyoruz. O noktaya gelmiş durumdayız.Menderes ve arkadaşlarını katledildiği, ilk demokrasi şehitlerimiz, milletin adamlarını rahmetle anıyorum. O dönemdeki demokrasi 1960 veya 1970 veya 1980’deki demokrasiler sadece denemeydi. Gazi Mustafa Kemal zamanında da deneme vardı. Onun zamanında çok partili, Türkiye’nin önünü açacak yürüyüşün denemeleri yapıldı. 1980’lerde milletin adamı Turgut Özal ilk defa doğru tespitlerde bulundu. Türkiye’de, bu memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz diyerek bu millete çıkışan zihniyetim tam tersine bu ülkede ne olacaksa millette olacak, kalkınan Türkiye ile birlikte olacak, bu milletin Kayserilisini, Denizlilisini, Çorumlusunu, Edirnelisini, Trabzonlusunu elinden tutarak ilk defa dünyaya gösteren tanıtan dünya ile karşı karşıya getiren Turgut Özal’dı. O da çok eleştirildi. Unutursak hatalar yapmaya başlıyoruz. Türkiye ilk defa doğru adımlar atmaya başladı. Menderes, ‘Yeter söz milletin’ dedikten sonra devletin yapısını değiştirmeye başladı. Hükmeden, hakim olan devlet yerine, hizmet eden milleti için varolan devletin işaretini adam rahmetli Menderes’ti. Rahmetle Özal’la birlikte Türkiye uyandı. Türkiye uyandıktan sonra rahatsızlıklar başladı. Hiçbir Denizlili eski şartlara razı değildi. Denizliler ilk defa ürettiklerini ihraç etti ve başka şeyler yapabileceklerini gördüler” ifadelerine yer verdi.

    EĞİTİME VURGU

    Türkiye 4.5 milyon dolarlık dış ticaret hacmi olan ülkeden kurtulduğunu aktaran Bakan Zeybekci, “Artık Türkiye eskisi gibi müdahale edecekseniz çok daha zekice organizasyonlar yapmanız gerekir. Toplumu içine alan, milleti de içine alan bazı hareketler yapmanız gerekiri son dönemde bunları da denemediler değil. Orta gelir tuzağı, orta demokrasi tuzağı ile ele alınmadığı zaman asla çalışmaz. Asla bunun içinden çıkamayız. Orta gelir tuzağı, orta demokrasi tuzağı, orta eğitim tuzağından çıkmadığımız sürece bu üçlüyü doğru şekilde konuşuyor olamayız. AK Parti hükümetleri olarak çok başarılı işler yaptık. 2003’ de Türkiye’nin ortalama eğitim süresi 5 yılın altındaydı. Bu 13 yılda ortalama süreyi 8 yıla çıkardık. Bunda övünmek hakız mı değil mi, hakkımız. Güney Kore’nin 12, Almayanın 12,5 Almanya’nın 12,5, AB ortalamasının 11.8 olduğunu gördüğüm zaman, o övünmemizi paylaşamıyorum. Hedef çok büyük, o hedefe varmadığımız sürece başarılı olmamız mümkün değil. Orta gelir tuzağını aşmak için bize gerekli olan insan kaynağını, eğitimde iyi seviyesine iyi yere gelmeliyiz. Nitelikli insana arandığı zaman zorlandığımızı biliyoruz. Bu üçlüyü beraber götürmemiz gerekir” dedi.

    “BU SİSTEM BAŞARILI MUHALEFET ÜRETEMEZ”

    Türkiye’nin sorununu tespit ettiğini ve çözümü ile tartışmaya başladığının altını çizen Bakan Zeybekci, “Türkiye bunu cesaretle tartışmalı. Burada çok zorlanacağımızı biliyoruz. Burada sıkıntılar yaşayacağımızı da biliyoruz. Öyle bir sistem var ki Türkiye’de bu sistem olmaz üzerine kurulmuş. Başarısızlık üzerine kurulmuş. Siyaset sistemi, diğer devletin yapılanma sistemi, Tükiye’nin STK yapılanması sistemi de dahil olmak üzere Türkiye’nin sıkıntıların üzerine kurulmuş ve varlık sebebini oraya dayamış. Bir yerin başında olan organizma var, rahatsızlık sebebi o, siz ona diyeceksiniz ki, gel bu geneldeki rahatsızlığı giderelim, sebebi sensin ama bu rahatsızlığı giderdiğimiz anda sen yoksun artık. Açmazımız bu. Türkiye’deki siyasetin problemini iyi tespit etmemiz gerekir. Bu sistem güçlü iktidarlar çıkarmayı çok zorlayan bir sistemdir. Bu sistem çok zorlandığı zamanda, milletin şaha kalkmasıyla ancak ve bir lider öncülüğünde güçlü lider çıkarabilir. Ama bu sistem çok zorlandığında çıkarabildiği o iktidarı, güçlü muhalefetler asla ve bugüne kadar başaramadı. Bu sistem asla başarılı bir muhalefet üretemez. Yola çıkmadan önce rahatsızlığımızı çok iyi bilmemiz gerekir. Çözümle uzlaşması ev paylaşması gerekir bu milletin” dedi.

    “YOLDAN GEÇENLERE TAKILAN MUHALEFET GÖRÜRSÜNÜZ”

    Bakan Zeybekci konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkede iktidar ümidi taşıyabilen yüzde 40’lar seviyesine gelmiş güçlü bir muhalefet üretmediğimiz zaman, bu sistemin sıkıntıları bitmez. İktidar ümidi olmayan, milletin iradesiyle normal yollardan iktidar olma ümidi olmayan muhalefet olduğu sürece ülkedeki sistem muhalefetin oluşturduğu grup tarafından, normal yoldan iktidar olma ümitleri olmadığı için, yoldan geçen her tülü gayri meşru geçişin peşine takılan bir muhalefet görürsünüz. Onun için Türkiye olarak bu sistemi çözmemiz gerekir. Hiçbir makam kalıcı değildir. Hiçbir makam hiç kimseye ait değildir. Hakkın olmadığı tek yer vardır, oda milletin hizmetinde kullanılan makam ve mevkilerdir. Burada hak millete aittir. Burada hak devlete aittir.Parti genel başkanlığı, bakanlık, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı makamları da millete aittir. Bu sorunu çözmesi gereken de millettir.”

    “DEVLET İHRACATÇININ AYAĞINA BAĞ OLMAMALI”

    İtalya yılarca koalisyonla uğraştığını dile getiren Bakan Zeybekci, “ Türkiye’nin ihtiyacı olan, eğer 10 ‘bin dolardan, 25, 30,30, 50 bin dolara doğru yolculuk yapacaksak, sanayicini, üreticinin, ihracatçının ayağına bağlanan devlet değil, onların önünü açan, Başbakanımızın söylediği gibi, “ Yatırımcının, önüne turkuaz halı seren, onlarla birebir ilgilenen bu ülkenin menfeatiymiş gibi koşturan bir anlayışa ihtiyacımız var. Hızlı hareket eden bir devlete ihtiyaç var. 6 ay önce, 1.5 sene konuştuklarımız hala problem olarak devam ediyor. Hala Ankara’nın müdürlüklerinde tur atmaya devam ediyoruz. Devlet olarak sanayici ve işadamına bir hak verildiyse, bir ihale yapıldıysa, bunun kamuoyunu ihalesini yaptı o dosyayı aldığı anda o dosya içindeki her ey mükemmel şekilde tamamlanmış olacak. Olmalı ve öyle olacak. O dosyayı alan yatırımcı yerinde kimseyle muhatap olmadan derhal kazmasını,derhal işine başlayacak .Bu anlayış böyle olmalı. Biz bunu yapmaya çalıştıkça sistem bir yerden bir şekilde kendini savunma adına, bunu yapmaya devam edecektir. Onun için bu sistemi aşmak gerekir. Başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemi veya partili cumhurbaşkanlığı sistemi adı ne olursa olsun, güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı, güçlendirilmiş parlamento ikili sistem, dar bölge, iki turlu adına ne derseniz deyin, akıl bunun çözmek zorunda. Bunu çözmediğimiz zaman bu pasif daireden çıkmamız mümkün değil. Çünkü bu dairden çıkmamış olmak orta gelir tuzağından bununla rantlananlarında en büyük istedikleri şey”diye konuştu.

    “ELBİSE DARALDI”

    Türkiye’nin şuan tıkandığına vurgu yapan bakan Zeybekci, “O genç dinamik Türkiye, o geleceğe eriten Türkiye’ye bu elbise sıkıntılı arkadaşlar. Bu elbise rahatlatılmalı. Bu elbisenin rahatlatılmasıyla ilgili sizlerin beklentisi olan kurumlarda sıkıntı var. Türkiye’nin önünü açalım bu sistemi rahatlatalım bu sistem yine kuvvetler ayrılığının en güçlü olduğu şekilde denetim ve şeffaflık mekanizmalarının hesap sorabilme mekanizmalarının en güçlü olduğu şekilde, bu sistem olsun ama öyle bir sistem gelecek ki sen orada olmayacaksın. Nefis buna razı olmaz. Buna siz zorlayacaksınız, bu millet zorlayacak. STK’lar tavsiyelerde bulunmayacak yüksek sesle zorlayacağız. Hukuk, demokrasi, nezaket kuralları çerçevesinde zorlayabildiğimiz kadar zorlayacağız, başka Türkiye yok. Bizim başka ülkemiz bu ülke bunları başaracaktır” dedi.

  • İş Kurmak İsteyenlere 10 Girişim Önerisi

    Başarılı girişimci Kaan Gülten, sermayesi olduğu halde kararsız olanlar için farklı ve kar getirebilecek girişim önerilerinde bulundu.

    Gülten, iş kurarken hedeflerin önce küçük tutulmasını, sonuç aldıkça yavaş yavaş hedeflerin büyütülmesi gerektiğini söyledi.

    Gülten, şu mesleklerle ilgili tavsiyelerde bulundu:

    “1 – DİP SOS BÜFECİLİĞİ

    Kaldırım üstü “dip sos” büfeleri. İngilizcede çeşidi birden fazla olan mezelik ve çerezlik soslara kısaca “dip” denir. Tam açılımı “dip sauce!” olarak geçmektedir. Adından da anlaşılacağı üzere bu soslar içine “katıl malzemesi” daldırılarak yeniyor ve fast food için oldukça güzel bir alışkanlık.

    2 – İSME ÖZEL ÇİKOLATA

    Aslında oldukça basit bir yatırım daha. Sadece gelen siparişler üzerine çikolatalar üreteceksiniz. Çikolataların değişik amaçlarla ve farklı biçimde tüketilmesi pazarlama açısından en müsait dallardan birine giriyor.

    3 – RENGÂRENK UYDU ALICILARI

    İlk etapta görüntü kirliliğine yol açar diye bakmayın. Eğer gerçekten sanat görselleriyle desteklendiği zaman uydu alıcıları oldukça estetik görünmeye başlayacaklardır. Şimdilerde ise uydu alıcılarına giydirmek Güney Amerika ülkelerinde bir moda haline gelmiş durumda. Diğer açıdan out-door reklamcılığın başka bir çeşidi sayılır.

    4 – MARKETLER İÇİN EKO-TORBA

    Tüm dünya da çevreci anlayışın git gide yayıldığı zamanlarda “eco-bag” ile başladı ve hızlıca yayılmaya da devam ediyor. Ülkemizde de bazı alanlarda kullanılmaya başladın. Ama hala sık kullanılan bir ürün değil. Doğa ve yaşam alanımız için oldukça büyük bir tehlike olan plastik poşetler için oldukça güzel bir seçenek.

    5 – OTO ELEKTRİKLİ NANO BATTANİYE

    Mevsimi geçmiş gibi görünse de gelecek sezon için şimdiden çalışmalara başlanabilir. Daha yeni bir taze olan “American Chemical Society” geçenlerde Stanford Üniversitesi’nde yapılan deneylere göre feci bir evrim geçirmek üzereler.

    6 – HİNDİ KASAPLIĞI

    Hindi diyip geçmemek lazım. Çünkü hindi eti sadece yılbaşında tüketilen bir ürün değildir. Sağlıklı beslenmede şimdi bir numaralı protein kaynağıdır. Artan et fiyatları karşısında kırmızı ete tek alternatif hindi eti.

    7 – MİNİ GÖZLEM EVİ

    Ülkemizden çok denenmemiş küçük çaplı işlerden bir tanesi daha. Bütün yatırım toplan olarak 500 $ fiyatını geçmeden fonksiyonlu “teleskop”tan ibaret. Bu gibi amatör teleskopları internet üzerinden temin etmek mümkün.

    8- ALTIN ÇİLEK YETİŞTİRMEK

    Tarımda inovasyon değişik tür bitkilerin yetiştirilmesi ile başlayan bir süreçtir. Yüksek fiyatı olmasına rağmen geniş ihraç olanağına dikkat çeken “altın çileği” diğer bir isimle “yer kirazı” olarak da anılmaktadır. Geleceğin meyvesi olmaya aday gibi duruyor.

    9 – TAKI TASARIMI

    Daha çok kadın girişimcilerin yapacağı bu işi evden de yapabilirsiniz. Sadece çevrenize tasarımlar üretmeniz bile size yetecektir. Bir e-ticaret sitesi kurarak bunu satış işlemlerini daha rutin hale getirmiş olursunuz.

    10 – SPOR SALONU

    Günümüzün en önemli trendlerinden biri haline gelen sağlıklı yaşam, insanları spor yapmaya da daha heveslendirmektedir. Her gün yenileri açılmasına rağmen, dolup taşan spor salonlarına ek olacak spor salonları da iş görür”.

  • Yeni İşim Girişim Programı Ara Jüri Elemeleri Yapıldı

    Trakya Kalkınma Ajansı tarafından parlak iş fikirlerini Trakya ekonomisine kazandırmak üzere başlatılan “Yeni İşim Girişim Programı” ara jüri seçmeleri yapıldı. Bölgedeki girişimcilere mentorluk desteği sağlayan ve finansman kaynakları ile buluşma fırsatları sunan programdan yararlanmak üzere iş fikirlerini sunan girişimci adayları kıyasıya yarıştı.

    Trakya Kalkınma Ajansı Tekirdağ merkez binasında yapılan ara jüri elemelerinde, 15 Girişimci Adayı İş Modeli Kanvaslarını oluşturup projelerinin detaylarını Trakya Kalkınma Ajansı, Girişim Merkezi, TEB Girişimevi, Trakya Teknopark, Namık Kemal Üniversitesi Teknopark ve Kırklareli Üniversitesi temsilcilerinden oluşan jüri ile paylaştılar. Yapılan değerlendirme sonucunda “Yeni İşim Girişim Programı” kapsamında Silikon Vadisi için yarışmaya devam edecek aday sayısı 9 kişiye indi. Sürece devam edecek olan 9 aday, program kapsamında düzenlenecek olan “Demo Day” etkinliğinde projelerini tanıtma fırsatı bulacaklar. Program tamamlandığında başarılı bulunan 3 girişimci ise ABD’de bulunan Silikon Vadisi’nde staj görecek ve büyük firmaların iş süreçlerini yerinde görme fırsatı bulacak.

    YENİ İŞİM GİRİŞİM PROGRAMI

    Trakya Kalkınma Ajansı olarak, TEB Girişim Bankacılığı, Bölge Ticaret Odaları, Bölge Teknopark ve Teknoloji Transfer Ofisleri, Bölge Üniversiteleri ile işbirliği içerisinde Trakya Bölgesi’nde girişimcilik hareketini başlattıklarını belirten Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin, “TEB ile birlikte geliştirdiğimiz ‘Yeni İşim Girişim Programı’ kapsamında bölgemizin girişimcilik endeksini Türkiye ortalamasının üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Program süresince, bölgemizde 30’dan fazla eğitim, seminer, konferans ve panel düzenledik, kamu-STK-özel sektör işbirliği ile bölgede inovasyon, Ar-Ge, teknoloji, dijitalleşme, sosyal ve kurum içi girişimcilik kavramlarının yaygınlaşması ve geliştirilmesini sağlayacak çalışmalar yaptık. Oluşturulan proje pazarlarıyla da girişimcilerin kurum ve kuruluşlara çözüm ortağı olmaları konusunda çalışmalar gerçekleştirdik. Paydaşlarımızla ortak hareket ederek hayata geçirmeye başlattığımız bu program bölgesel güç birliğinin çok önemli bir ürünüdür” dedi.