Etiket: gidermek

  • İhtiyaç sahibi bireylerin ihtiyaçlarını belirlemek ve gidermek üzere toplandılar

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından ihtiyaç sahibi bireylerin ihtiyaçlarını belirlemek ve gidermek üzere toplantı gerçekleştirildi.

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yaklaşan soğuk hava şartları nedeni ile ihtiyaç sahibi bireylerin ihtiyaçlarını belirlemek ve gidermek üzere toplantı gerçekleştirildi. Adapazarı’nda bulunan bir kafeterya da düzenlenen istişare toplantısında; Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Davut Yüce, şehirde faaliyet gösteren STK’lar ile Sakarya Valiliği, Arifiye, Serdivan, Erenler, Adapazarı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürleri yer aldı.

    Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Davut Yüce, “İhtiyaç sahibi kişilere yardımda bulunmak bizler için öncelikle insani bir görevdir. Bizler komşusu aç iken tok yatmayan bir ümmetin insanlarıyız. Yaklaşan kış şartlarımda ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını belirlemek ve karşılamak için ilimizde, çevremizde, mahallelerimizde sobasız, yakacaksız, erzaksız kimse kalmaması için tüm kurum ve kuruluşlar, STK’lar olarak hepimize görev düşüyor” dedi.

    İhtiyaç sahibi vatandaşların belirlenmesinde duyarlı hemşehrilerden destek beklediklerini de söyleyen Yüce, “Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bacası tütmeyen, ocağı yanmayan, yiyeceğe, giyeceğe muhtaç olan herkesin derdini paylaşıp sıkıntısını gidermek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeki Toçoğlu’nun desteği ile tüm ekibimizle hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını giderme doğrultusunda var gücümüz ile çalışmaya devam edeceğiz. Hemşehrilerimizin üstesinden gelemediği her konuda Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak yanlarındayız. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın belirlenmesinde duyarlı hemşehrilerimizden destek bekliyoruz. Çevresinde ihtiyaç sahibi kişiler bulunanların Büyükşehir Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi: 444 40 54 ya da ALO 153 numaralı hattan iletişime geçmelerini rica ediyoruz” diye konuştu.

  • Arızayı gidermek için elektrik direğine tırmandı, canından oldu

    Antalya’nın Alanya ilçesinde elektrik direğine çıkan bir kişi, akıma kapılarak öldü.

    Olay, dün akşam saatlerinde Demirtaş Mahallesi’ne bağlı Dikmetaş Yaylası’nda meydana geldi. Elektrik direğinde bir kişinin cesedinin asılı olduğunu görenler, durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, akıma kapılarak ölen kişinin mahallede ikamet eden İsmail Aldemir (40), olduğunu belirledi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, Aldemir’in elektrik direğine arızayı gidermek için çıktığı ve akıma kapıldığı öğrenildi.

    İncelemelerin ardından Aldemir’in cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

  • Arızayı gidermek için çıktığı elektrik direğinden düşerek öldü

    Şanlıurfa’da arızayı gidermek için çıktığı elektrik direğinden düşen şahıs hayatını kaybetti.

    Olay, dün öğlen saatlerinde Siverek ilçesine bağlı kırsal Karakeçi Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre Yusuf Yıldız (20), mahalledeki elektrik direğinde meydana gelen arızayı gidermek için direğe çıktı. Yıldız, bir süre sonra akıma kapılarak yere düştü. Çevredeki vatandaşlar durumu jandarma ve 112 Acil Servis ekiplerine bildirdi. Sağlık ekiplerinin ambulansla Viranşehir Devlet Hastanesine kaldırdığı genç, hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Otopsi için Şanlıurfa Adli Tıp Kurumuna gönderilen Yıldız’ın cenazesi, yapılan otopsinin ardından cenaze aracı ile Siverek’e götürüldü.

  • MTSO Başkanı Aşut: “Kendimize çeki düzen vermek, eksiklerimizi gidermek zorundayız”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, vizyon ve değişimlerin sadece eğitimle olacağını belirterek, “Türkiye’nin neden küresel şirketleri yoktur? Bizim şirketlerimiz neden küçüktür? Bunun elbette yatırım ortamından kaynaklanan nedenleri de vardır. Ama aynı zamanda, işin, o şirketleri yönetenlerin bakış açısı ile de bir alakası vardır. İş dünyası olarak önce kendimize çeki düzen vermek, kendi eksiklerimizi gidermek zorundayız” dedi.

    İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı Sanayi 500 listesini değerlendiren Aşut, listede Mersin firmalarının da olmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Firma yöneticilerine çalışmalarından dolayı teşekkür eden Aşut, kendileriyle gurur duyduklarını dile getirdi. İSO 500 ve İSO ikinci 500 listelerinin kentlerin sanayi yapılanmaları ve sanayi üretimlerini göstermesi anlamında göstergelerden sadece bir tanesi olduğunun altını çizen Aşut, “Ancak, kentlerin ekonomik büyüklüklerini, sanayi gelişimlerini gösteren tek gösterge değil. İSO sanayi listelerinde Mersin’den daha fazla sayıda sanayi kuruluşu olan ama ekonomik büyüklüğü Mersin’in çok çok altında olan iller var. Ekonomi bütüncül ele alınması gereken bir konudur. Bir çiçekle bahar gelmez, bir sektörle veya bir gösterge ile ekonomik gelişme yakalandı denemez. Öncelikle ülke ekonomimizin küçük ve orta ölçekli KOBİ’lere dayandığı unutulmamalıdır. Tüm enerjimizi bu KOBİ’lerin öncelikle ayakta durmasına, sonra büyümesine, ar-ge kapasitesinin arttırılmasına, kurumsallaşmasına ve ihracat odaklı çalışmasına harcamamız gerekiyor. İşte bu anlamda İSO listelerine giren firmalarımızın bir rol model teşkil edeceğine inanıyorum” diye konuştu.

    “Türk sanayinin potansiyeli dünyada ilk 15 ülke içine girmeye yeter”

    Türk sanayisinin potansiyelinin dünyada ilk 15 ülke içine girmeye yeter olduğunu vurgulayan Aşut, “Evet, KOBİ’lere dayanan bir ekonomimiz var. Özellikle konumuz sanayi olduğu için biraz sanayi odaklı birkaç veriyi paylaşmak isterim. Türkiye İstatistik Kurumu veri tabanında yaklaşık 17 bin imalat sanayi şirketine ait veri bulunmaktadır. Bunlar arasında, beş yıl üst üste satışlarını artırabilen şirket sayısı yalnızca 600 civarındadır. Beş yıl üst üste, hem satışlarını, hem ihracatını, hem de verimliliğini artıran firmaları arıyorum derseniz, bulabileceğiniz firma sayısı yalnızca 15’tir. Türk şirketlerinin içinde, vasat olmayan, kendini sürekli yenileyip, operasyonlarını verimliliği ile birlikte büyütebilen firma sayısı yalnızca 15’tir. İstanbul Sanayi Odası’nın İSO-1000 şirketleri içinde, ortalama satış gelirleri artışı, beş yıl süreyle, içinde bulunduğu sektörün ortalama satış gelirlerinin üzerine çıkan şirket sayısı 150’yi bulmuyor. Bir önceki başyazımızın ne anlama geldiğini sanırım daha iyi anlıyoruz. Karakter olarak pozitif ve bardağın çoğu zaman dolu tarafını gören bir kişi olarak bilinirim. Hiçbir zaman umutsuz değilimdir. Bundan dolayı zaman zaman sanayimizin veya genel anlamda ekonomimizin eksiklerini öne çıkarttığımda bazı çevreler veya dostlarım bunu yanlış algılıyor ve neden karamsar yorumlar yaptığımı soruyorlar. Ben buna katılmıyorum. Çünkü ben ülkemin sanayi vizyonuna inanmasam bir sanayici olmam. Aksine, ben var olan durumumuzu var olan potansiyellerimize göre yetersiz bulduğum için, Türk sanayicisinin çok daha büyük işler başarabileceğini bildiğim için, ülkemin sanayisine inandığım için bu yorumları yapıyorum. Çocukluğundan beri sanayinin içinde olan bir sanayici olarak, ülkemin sanayi potansiyelini ve başarı hikayesini bilen biri olarak dünyanın sanayisi gelişmiş ilk 15 ülke içinde olmamız gerektiğine inandığım için bunları söylüyorum. Hatta çoğu zaman çuvaldızı kolaycılığa kaçıp makro eksiklere veya kamu desteklerine değil, aksine kendimize, biz sanayicilere batırıyor ve önce kendi eksiklerimize odaklanmamız gerektiğini söylüyorum. Çünkü şunu iyi biliyorum ki, mükemmel bir bütün, mükemmel parçalardan oluşur. Sanayiciler ve sanayi kuruluşları nitelikli olursa, ülke sanayimiz de nitelikli olur” şeklinde konuştu.

    “Sanayide aile vesayeti kurumsallaşmaya engel oluyor”

    Sanayide aile vesayetinin kurumsallaşmaya engel olduğunu kaydeden Aşut, “TEPAV uzmanları üşenmemişler ve İstanbul Sanayi Odası’nın İSO-1000 şirketlerini büyüklüklerine göre iki gruba ayırmışlar. İSO-1’inci 500 içinde daha büyük şirketler olsun. İSO-2’inci 500 içindeyse daha küçükler yer alsın. Her iki gruptaki şirketlerin yönetim kurullarında aynı soyadlı kaç kişi olduğuna bakmışlar. Bir nevi şirketlerde aile vesayeti ne durumda analizi yani. Aile vesayeti ne kadar güçlüyse, şirket o kadar az kurumsal oluyor. Buna göre, İSO-1’inci 500 şirketlerinin yönetim kurullarında aynı soyadı taşımayanların oranı yüzde 40 iken, İSO-2’inci 500 içinde bu oran yüzde 20’ye düşmektedir. Ya da tersinden söyleyelim: İSO-2’inci 500 şirketlerinin yüzde 42’sinde aynı soyadını taşıyanların yönetim kurulu içindeki ağırlığı yüzde 100 oranındadır. Aynı oran, İSO-1’inci 500 şirketleri içinde yüzde 24’e gerilemektedir. Yani, şirketler küçüldükçe, yönetim kurullarında hep aynı aileden kişiler yer almaktadır. Şirketler kurumsallaştıkça profesyonel yöneticiler başa geçmektedir ve büyümektedir. Elbette kurumsallaşma sadece bu demek değil ama durum bu. Sadece sanayicimizde değil, tüm girişimcilerimizde bu güven sorunu var aslında” ifadelerini kullandı.

    “Sanayicilerin vizyonu değişirse, sanayinin vizyonu değişir”

    Sanayicinin vizyonu değişirse, sanayinin de vizyonunun değişeceğine dikkat çeken Aşut, “Türkiye’nin neden küresel şirketleri yoktur? Bizim şirketlerimiz neden küçüktür? Bunun elbette yatırım ortamından kaynaklanan nedenleri de vardır. Ama aynı zamanda, işin, o şirketleri yönetenlerin bakış açısı ile de bir alakası vardır. Elbette Ticaret ve Sanayi Odaları olarak veya ülkenin ekonomik STK’ları olarak yatırım ortamı ile ilgili, makro alt yapı eksikleri ile ilgili veya kamu destekleri ile ilgili eksikleri gündeme getirmek, kamu ile uyum içinde, siyaset ile uyum içinde bunlara çözüm aramak asli görevlerimizden biridir. Ancak, iş dünyası olarak önce kendimize çeki düzen vermek, kendi eksiklerimizi gidermek zorundayız. Bunun başında da kurumsallaşmak, insan kaynağımızı eğitmek, ar-ge ve inovasyona odaklanmak, ihracatı odak noktamız yapmak ve yeni çağın imalat devrimi olan Sanayi 4.0’a kendi çapımızda hazır olmaya çalışmak gelmektedir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu konularla ilgili sürekli eğitimleri Odamızın temel vizyonu olarak devam ettireceğiz. Çünkü, vizyon ve değişimler sadece eğitimle oluşur” dedi.

  • Tuvalet ihtiyacını gidermek istedi, 5 metrelik su kuyusuna düştü

    Adana’da, tuvalet ihtiyacını gidermek için narenciye bahçesine giden bir kişi, bahçede bulunan 5 metre derinliğinde su kuyusuna düştü. Kuyu’ya düşen kişi itfaiye ekiplerince kurtarıldı.

    Olay, Seyhan İlçesi Hadırlı Mahallesi’nde bulunan narenciye bahçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 50 yaşındaki Hüseyin Abike, narenciye bahçesinde bekçilik yapan arkadaşını ziyarete gitti. Burada arkadaşıyla birlikte alkol alan Abike, karanlıkta bahçe içinde tuvalet ihtiyacına yapmaya giderken, su kuyusunu fark etmeyince içine düştü. Durumu fark eden arkadaşı durumu hemen sağlık ve itfaiye ekiplerine bildirdi.

    Olay yerine gelen Adana Büyükşehir Belediyesi Can-kur arama kurtarma ekipler, Abike’yi kurtarmak için merdivenle kuyuya indi. Daha sonra halatla yukarıya çekilen Abike, yapılan ilk müdahalenin ardından Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Abike’nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

    Öte yandan narenciye bekçisi,” çek kardeşim bizde yanlış olma, kafası iyiydi tuvalete kalktı. Daha sonra çukura düştü” dedi.