Etiket: gıdalarda

  • Hayvansal gıdalarda yapılan hilelere dikkat

    Hayvansal kökenli gıdaları tüketirken ve satın alırken dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özer Ergün, bu gıda maddelerinde birçok hile yapıldığını kaydetti.

    Hayvansal kökenli gıda maddeleri faydalarının yanında bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ve kanatlı ürünlerinin tüketilmesiyle hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların olduğunu belirten İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Ergün, et ürünlerinde kıymada, süt ürünlerinde ise taze kaşarda insan sağlığında ciddi problemlere yol açacak hilelerin yapıldığını kaydetti. Prof. Dr. Ergün, “Aşırı derecede yağ ve sakatat katılan kıymaya; karaciğer ve dalak katılarak rengi kahverengi ete dönüştürülebiliyor. Süt ürünlerinde ise taze kaşar peynirleri tarihleri geçmeye yakın toplanıp, tekrardan yoğurularak, paketlenip sunuluyor” dedi.

    “Kimyasal madde kalıntıları ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor”

    Hayvansal kökenli gıda maddeleriyle gelen kimyasal madde kalıntılarına karşı uyarılarda bulunan Ergün, “Hayvanların tedavi edildiği süre boyunca onlara verilen ilaçlar, antibiyotik kalıntıları ve hayvan yemlerine geçen pestisitler ette birikebildiği gibi sakatatta, karaciğer ve böbrekte de birikim yapabilmektedir. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri kanatlı ve kanatlı ürünlerinde bulunan kimyasal kalıntılar, insan sağlığı için önemli sorunlara yol açabiliyor. Mikrobiyolojik olarak gelen bu hastalık etkenlerine karşı korunmada öncelikli olarak almış olduğumuz gıda maddelerini iyi pişirmek, iyi muhafaza etmek ve ondan sonra tüketmek lazım. Gıda maddeleri iyi pişirildiğinde zoonozdan korunabiliyor. Ancak kimyasal madde kalıntılarından korunamıyoruz” dedi.

    Taze kaşarda yapılan hileye dikkat

    Hayvansal ürünlerde yapılan hileleri anlatan Ergün, “Hayvansal kökenli gıdalar arasında kıymada çok fazla hile söz konusudur. Kıymaya çok fazla yağ ve sakatat katılıyor. Bunun dışında karaciğer, dalak katılarak da rengi kahverengi ete dönüştürülüyor. Süt ürünlerinde ise çiğ süte su katılması veya koruyucu madde katılarak onun bozulmasının önlenmesi de hileye girmektedir. Peynirlerde ise taze kaşarlarda hileler yapılabilmektedir. Kaşar peynirleri tarihleri geçmeye yakın toplanıp, tekrardan yoğurularak, paketlenip sunuluyor. İçerisine renginin daha sarı gösterilebilmesi için renk maddeleri de katılabiliyor” dedi.

    “Hayvansal gıdalar iyi pişirilmeli”

    Hayvansal gıda tüketimi ve satın alma konusunda dikkat edilmesi gereken noktalara da değinen Özer, “Et ürünlerinde kıymaya çok dikkat edilmeli. Çünkü kıymanın yüzeyi genişlediği için çok çabuk bozulabiliyor. Kıymanın dört derecede dayanma süresi en fazla bir gündür. O nedenle kıyma ve kıymalı ürünlere dikkat edilmeli. Süt ve süt ürünlerinde ise taze peynir, pastörize edilmemiş sütten yapılmış tereyağı, kaymak, dondurma ve peynir çeşitleri hayvanlardan bulaşan hastalıklar yönünden tehlike arz ediyor. Bunun dışında tüketici gıda maddelerini satın alırken, ürünün zoonozlu olup olmadığını anlayamaz. Bunun için bilinen marketlerden bilinen markaları seçerek alışveriş yapmak ve ürünün ne zaman üretildiğine, paketleme ve son kullanma tarihlerine çok dikkat etmek gerekir. Bir diğer önemli nokta da bu gıda maddelerini iyi pişirmek gerekir. Böylece tüketilecek olan hayvansal kökenli gıda maddelerinde zoonoz olması durumunda tedbir alınmış olur” ifadelerini kaydetti.

  • Günlük tüketilen tuzun büyük kısmı hazır gıdalarda gizli

    Eskişehir Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kadir Demirel, günlük tüketilen tuzun büyük kısmının satın alınan hazır gıdalarda gizli olduğunu belirterek, “Gıdaların etiketlerini kontrol edin ve daha az tuz tüketimi için tercihlerinizi değiştirin” uyarısında bulundu

    Tuza Dikkat Haftası dolayısı ile bir açıklama yapan Dr. Demirel, Dünya Sağlık Örgütü’nün, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını tepeleme 1 çay kaşığı veya silme bir tatlı kaşığı şeklirde günde 5 gram olarak önerdiğini belirtti. Bu miktarın ise yemeklere tuz eklemeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerden sağlandığını anlatan Dr. Kadir Demirel, “2012’de Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin yaptığı ulusal çalışmaya göre kişi başına günde 15 gram tuz tüketildiği bulunmuştur. Bu miktar günlük alınması gereken tuzun üç katına karşılık gelmektedir. Aşırı tuz tüketimi kalp, damar, böbrek, pankreas hastalıklarına neden olmakta, kemik sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. Bu nedenlerle Bakanlığımız tarafından 2011 yılından beri “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” uygulanmaktadır. Söz konusu program kapsamında fazla tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkilerine yönelik kamuda farkındalık oluşturulması ve bilgilendirme yapılması amacıyla “Tuza Dikkat Haftası” etkinlikleri yapılmaktadır. Dünyada tuzla ilgili çalışmalar yürüten “World Action on Salt and Health (WASH)” kuruluşunca her yıl belirlenen farklı bir tarihte ve temada gerçekleştirilen Tuza Dikkat Haftası”nın; bu yıl 20-26 Mart 2017 tarihleri arasında olması kararı alınmış, teması da “Gizli Tuz Tüketimi: Unutulan tehlike” olarak belirlenmiştir” diye kaydetti.

    Hazır gıdalarda gizli tuz

    Dr. Demirel, yenilen tuzun büyük bir kısmının satın alınan hazır gıdaların içinde gizli olduğunu, gıdaların etiketlerini kontrol edilip daha az tuz tüketimi için tercihlerin değiştirilmesi uyarısında bulundu. Dr. Kadir Demirel, gizli tuzdan kaçınmak için nelere dikkat edilmesini ise şöyle anlattı;

    “Hazır soslar, atıştırmalık ürünler, tuzlanmış,turşu ve salamura balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş balık/et ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum nitrat, sodyum askorbat gibi tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası gibi yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır. Salamura ürünlerinin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir. Tuz yerine doğal lezzet artırıcılar kullanılmalıdır.”