Etiket: Gibi

  • Ömeroğlu seçim varmış gibi çalışıyor

    Ömeroğlu seçim varmış gibi çalışıyor

    AK Parti Palandöken İlçe Başkanı Haktan Ömeroğlu, yarın seçim varmış gibi çalışıyor. Sürekli sahada olan Ömeroğlu, yapılan Kongre sonrasında mahalle başkanlarını da belirleyerek atamalarını yaptı.

    Son yapılan seçimlerde Palandöken ilçesinde yüzde 61.02 oranla 51 bin 245 oy almayı başaran Palandöken İlçe Başkanı Haktan Ömeroğlu “Mahalle Başkanlarımız bizim için çok önemli, sorunları yerinde tespit edip, bizleri iletiyorlar, çözüm noktasında da birlikte hareket ediyoruz. Hizmeti vatandaşımıza ulaştırma noktasında son derece önemli bir görev üstleniyorlar. Yeni dönemde de birlikte yol yürüyeceğimiz, arkadaşlarımızı belirledik, mesuliyetleri oldukça fazla, bizlerle yol yürümeyi kabul eden Başkanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

    Palandöken AK Parti Teşkilatında beş mahalleye atanan Başkanların isimleri:

    1- Yunusemre mahallesi ; Deniz Kansu

    2- AbdurrahmanGazi mahallesi ; Murat Küçük

    3- Müftü Solakzade Mahallesi ; Erdal İnalcık

    4- Adnan Menderes Mahallesi; Yaşar Yayla

    5- H.Avni Ulaş Mahallesi ; Sinan Çelik

  • Firari çocuk katili, film gibi operasyonla yakalandı

    Firari çocuk katili, film gibi operasyonla yakalandı

    Denizli’de 14 yaşındaki bir çocuğu öldürdüğü için müebbet hapis cezasına çarptırılan ve cezaevinden kaçan hükümlü, saklandığı apartta düzenlenen film gibi operasyonla kıskıvrak yakalandı.

    Denizli’de 2013 yılında meydana gelen olayda H.H.K., trafikte süratli araç kullandığı için 14 yaşındaki Y.Ç. tartışmaya başladı. Darp edilmiş halde eve giden Y.Ç., durumu babası Yakup Ç.’ye anlattı. Baba Yakup Ç. ve amca Metin Ç., Y.Ç.’yi de yanlarına alarak H.H.K.’nın evine gitti. Burada evine gelen 3 kişi ile tartışan H.H.K., yanında bulunan silah ile ateş etmeye başladı. Baba Yakup Ç.’yi ağır yaralan H.H.K., 14 yaşındaki Y.Ç.’nin ise ölümüne neden olarak kayıplara karıştı. Çal ilçesinde bir eğlence mekanında eğlenirken yakalana zanlı tutuklanarak cezaevine konuldu.

    Ceza evinden firar ederek tekrar kayıplara karıştı

    Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan H.H.K., gönderildiği cezaevinden bir süre sonra firar etti. Polis ekipleri tarafından aranan H.H.K., izini kaybettirerek sırra kadem bastı. Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, titiz çalışma sonucu firari hükümlünün izini buldu. Operasyon için düğmeye basılmasının ardından H.H.K’nın İncilipınar Mahallesi’nde saklandığı apart ablukaya alındı. Hükümlü, evden çıkacağı sırada polis ekipleri tarafından kıskıvrak yakalandı.

    2001 yılında da arkadaşını öldürerek kanala atmış

    H.H.K. isimli cinayet zanlısının 2001 yılında tartıştığı lise arkadaşı Ahmet Aydın’ı silahla vurarak öldürdü. Öldürdükten sonra Cumhuriyet Mahallesindeki kanala atarak kayıplara karışan H.H.K.’nın kısa süre sonra polis ekipleri tarafından yakalanarak emniyetteki sorgusunda olayı itiraf ettiği öğrenildi. Tutuklanarak cezaevine gönderilen H.H.K.’nın tahliye olduktan sonra ise uyuşturucu madde ticareti yaptığı ve yine tutuklandığı denetimli serbestlik ile tahliye oldu. tahliye olduktan kısa süre sonra H.H.K., 14 yaşındaki Y.Ç.’nin ölümüne neden oldu.

  • Kağıt gibi yırtılan araçtan yaralı kurtuldu

    Kağıt gibi yırtılan araçtan yaralı kurtuldu

    Karabük’ün Safranbolu ilçesinde kontrolden çıkan otomobil, önce park halindeki kağıt toplama ardından çöp kamyonuna çarptı. Kağıt gibi yırtılan otomobilde sıkışan sürücü itfaiye ekipleri tarafından yaralı olarak kurtarıldı.

    Edinilen bilgiye göre kaza, Safranbolu ilçesine bağlı Barış Mahallesi Göztepe Caddesi üzerinde meydana geldi. 37 EA 315 plakalı Renault marka otomobili ile seyreden Satı E. (61), önce park halindeki geri dönüşümde kullanılan 37 BA 463 plakalı kağıt toplama aracına ardından ise 78 BR 151 plakalı çöp kamyonuna çarptı. Kazada kağıt toplama aracının kasası yerinden koparak devrilirken, otomobil ise adeta kağıt gibi yırtıldı. Kazayı gören vatandaşlar durumu itfaiye, sağlık ve polis ekiplerine bilgi verirken, otomobilda sıkışan sürücüyü konuşturarak sakinleştirmeye çalıştıkları ise bir vatandaşın cep telefonu görüntülerine yansıdı.

    Kazada otomobil içerisinde sıkışan sürücü ihbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede çıkarılarak, 112 ambulansı ile Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

    Öte yandan hastanede yapılan kan testinde sürücünün 400 promil alkollü olduğu öğrenildi.

    Kaza sonrası kağıt toplama aracının kasası vatandaşlar tarafından kaldırılırken, polis ekipleri soruşturma başlattı.

  • Çağatay Yılmaz: “Çıktık, aslanlar gibi mücadele ettik”

    Çağatay Yılmaz: “Çıktık, aslanlar gibi mücadele ettik”

    Bursaspor’un genç oyuncusu Çağatay Yılmaz, Giresunspor maçı sonrası yaptı açıklamada, “Buraya sıkıntılı bir şekilde geldik. Ama bizim için önemi yok. Biz çıktık aslanlar gibi oynadık. Başımız dik” ifadelerini kullandı.

    TFF 1. Lig’in 20. haftasında Giresunspor’a deplasmanda 2-1 mağlup olan Bursaspor’da genç futbolcu Çağatay Yılmaz, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 20 yaşındaki futbolcu, yayıncı kuruluşa verdiği röportajda şu şekilde konuştu:

    “Bizim olduğumuz her yerde üst lige biz çıkarız. Biz Bursaspor’uz çünkü. Giresunspor’u bugünkü maçtan dolayı tebrik ederim. Koronavirüs sebebiyle eksik demeyeyim ama ruh olarak yanımızda olan arkadaşlarımız vardı. Buraya sıkıntılı bir şekilde geldik. Ama bizim için önemi yok. Biz çıktık aslanlar gibi oynadık. Başımız dik. Altyapıdan oyuncularımız geldi. En azından maç kaybetsek bile oyuncu kazandığımızı düşünüyorum.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur. Bu vahim tablo son dönemde kullanımı yaygınlaşan sosyal medya dili ve plaza dili ile daha da kötüleşmekte. Ne Türkçeye ne de İngilizceye uyan tuhaf bir dil ortaya çıkmıştır; bende anlamıyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülleri töreninde konuştu.

    Geçen yıl yaşanan olağanüstü şartlar sebebi ile ödül töreninin gerçekleştirilemediğini kaydeden Erdoğan, bugün 2019 ve 2020 ödüllerinin birlikte verileceğini belirtti. Kültürün en önemli taşıyıcısının dil olduğunu bildiren Erdoğan, Türkiye’deki kültür meselesinin işin uzmanlarınca dil meselesi dışında tutulmaya çalışıldığını belirtti. Erdoğan, “Hocalarımızın hakkını ne yapsak ne söylesek ödeyemeyiz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bu sanat üstatlarımızın şahsında Türk kültür ve sanatına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. Sanat eserlerinin önemini hepimiz gayet iyi biliyoruz ancak kültürle ilgili tartışmalarda maalesef o kültürün taşıyıcı olan dili ihmal ediyoruz. Ülkemizdeki kültür meselesi ekseriyetle işin uzmanları tarafından dil meselesinin dışında değerlendiriliyor. Oysa bir milleti maziden atiye taşıyan kültürse o kültürün en önemli unsuru dildir. Kültür dil kalıbında şekillenip dil kabında gelecek kuşaklara aktarılır. Dil olmadan insan, aile , toplum, millet, kültür ve medeniyette olmaz. Bir gün Konfüçyüs’e sorarlar bir memleketi idare etmek için gelseniz ilk işiniz ne olurdu. Filozof soruya şöyle cevap cevap verir; ’İşe dil ile başlar, önce dili düzeltirdim.’ Çünkü dil düzgün olmazsa kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatamazsa yapılması gereken vazifeler iyi yapılmaz. Gereken yapılmazsa; ahlak ve kültür bozulur. Ahlak ve kültür bozulursa adalet yolunu şaşırır. Adalet yanlış yola saparsa halk güçsüzlük ve şaşkınlık içine düşer ne yapacağını işin nereye varacağını bilmez. Hiçbir şey dil kadar önemli değildir” dedi.

    “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletlerin tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur” diyen Erdoğan, “Peyami Safa bunu ‘Dilini kaybeden millet her şeyini kaybetmiş demektir’ diyerek ifade ediyor. Bu acı gerçeğe rağmen dil meselesine yeterinde eğilmiyoruz. Caddelerde dolaştığınız zaman dükkanları, marketleri görünce bakıyorsunuz. Bizim dil nerede? Buralarda bizim diller yok. Bambaşka şeyler var. Bunu kaybettiğimiz anda biz kendimizi kaybetmiş oluruz. Türkçenin Sırları adlı eserde çok nefis bir tespit yapılıyor. Diyor ki; Ketebe Yektübü Arap’ındır. Kitap katip benimdir bu kadar basit. İşte biz buna muhtacız. Milli kimliğimizin ve hafızamızın nişanesi olan Türkçeye hak ettiğimi ihtimamı göstermiyoruz. Bunda bir dönem özdeşleştirmecilik adı altında dilimizin çoraklaştırılmasının, sığlaştırılmasının, kısırlaştırılmasının payı bulunuyor. Dilde sadeleşme yolda Türkçemiz tarihimizin en büyük kelime katliamına maruz bırakılmıştır. Asırlar boyunca kullana kullana Türkçeleştirdiğimiz kelimelere getirilen yasaklar. İddia edildiği gibi dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmaya yetmemiştir bilakis, dil cellatlarının elinde, Türkçemiz bizzat Gazi’nin ifadesiyle bir çıkmaza saplanmıştır. Zengin kelime birikimi tasfiyesiyle ortaya çıkan boşluğu bir dönem Fransızca son dönemde İngilizce kökenli kelimeler doldurmuştur. Bugün geldiğimiz noktada gençler bir asır önce vefat eden dedelerinin mezar taşını dahi okuyup anlayamamaktır. Sadece gençlerimiz değil; üniversite mezunu insanlarımız bile 70-80 sene öncesi eserleri okurken zorluk yaşıyor” diye konuştu.

    Çoğu insanın nispeten daha sade eserler bırakan yazarları bile sözlük yardımı olmadan anlayamadığını belirten Erdoğan, “Bu vahim tablo son dönemde kullanımı yaygınlaşan sosyal medya dili ve plaza dili ile daha da kötüleşmekte. Ne Türkçeye ne de İngilizceye uyan tuhaf bir dil ortaya çıkmıştır; bende anlamıyorum. Aynı şekilde kısaltma bahanesiyle uydurulan ve ne olduğu anlaşılmayan harf yığınları sosyal medyayı istila etmiştir. Dilde müstevlilerin adeta mahkumu durumundayız. Elbette başka dillerden kelime almak kusur değil asine bir zenginliktir. Dilin sesi ve cümle yapısını, yani Türkçenin mayasını bozmadığı sürece bundan bir beis yoktur. Halbuki Türkçe filler ve kelimeler yerine yabancı dillerdeki karşılıkları ikame edilmekle kalmıyor, asıl Türkçemizde olmayan zaman ve cümle yapılarıyla dilimizin özü tahrip ediliyor. Bu tuhaf dilin toplumun belli kesimleri arasında saygınlık meselesine dönüşmesi, meselenin başka bir halidir. Merhum Cemil Meriç’ten ilhamla söyleyecek olursak; ‘Bugün dilimiz perişan, mefhumlar kaypak, kelimeler ise köksüzdür” diye konuştu.

    Günümüzde siyasetten sanata beşeri ilişkilerden eğitime kadar pek çok alanda karşılaşılan sıkıntıların temelinde dil meselesi olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu sorunu çözmeden, dilimize hak ettiği değeri göstermeden diğer konularda mesafe alamayız. Şayet millet olarak bizim bir kültür davamız varsa öncelikle Türkçeden başlamamız gerekiyor. Dilimize sahip çıktığımız sürece, kimliğimize tarihimize sanatımıza tarihimize sahip çıkacağımıza inanıyorum. Türk dilinin konuşulduğu coğrafyalarda yürüteceğimiz çalışmalar için öncelikle kendi dilimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bu bakımdan geleceğimize yapacağımız en büyük yatırımlardan biri bizden öncekilerin hatalarını tekrarlamadan yabancı dillerin istikası karşısında Türkçemizi korumak, zenginleştirmek ve geliştirmek olacaktır. Çünkü; yaşayan bir varlık olan dil, her canlı gibi emek ister, beslenmek, korunmak, geliştirmek ister. Bu konuda siyasetçilerden bilim adamlarımıza, gazetecilerden Üniversite hocalarımıza, ailelerden öğretmenlerimize kadar bir çok kesime önemli görevler düşüyor. Kültür ve sanat insanlarımız başta olmak üzere tüm kalem ve kelam erbaplarımızdan dilimize sahip çıkılmasını bekliyorum. Dil meselesinin siyaset ve ideoloji üstü bir konu olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy, tüm etkinliklerin dünyadaki çağdaş ve gelişen anlayışla paralel olarak yürütülmesini, yurt ve dünya sathında yankı bulmasını amaçladıklarını kaydetti. Ersoy, “Bu hedefe ilerlerken sanatsal ve kültürel faaliyetlerimizin, kadim medeniyetimizin beslediği derin kültürel dokumuzla ve benzersiz milli kimliğimizle uyumlu olması her zaman önceliğimiz olmuştur. Bugün de bizler devlet eliyle, kültür ve sanatı toplumun en geniş kesimine yayma gayretini gösterirken, yerel renklerimizi soldurmadan ulusaldan evrensele taşımaya, özgünlüğümüzle dünyada var olmaya, kimliğimizi daha da tanınır hâle getirmeye çalışıyoruz” dedi.

    Ödüllerin kültür ve sanat dallarında ortaya konulan üstün nitelikli eser ve çalışmalara binaen her yıl sahipleriyle buluşturulduğu ifade eden Ersoy,” Bu sene, içinden geçtiğimiz olağanüstü koşullar nedeniyle 2019 ve 2020 ödüllerini bir arada takdim edeceğiz. Değerlendirme Kurulumuzun yaptığı hassas ve titiz incelemeler neticesinde, Odunpazarı Modern Müze, Antakya Medeniyetler Korosu, Mimsanat Akademisi, Hisart Canlı Tarih Müzesi ile İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık bulunmuştur” açıklamasında bulundu.

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ödül törenine; Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.