Etiket: Gerçeğini

  • 5 ilden 55 kişinin katıldığı tatbikat gerçeğini aratmadı

    Bitlis’te Muş, Hakkari, Van ve Ağrı illerinden Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) görevlilerinin katılımıyla düzenlenen yangın, deprem, trafik kazası ve arama kurtarma tatbikatı nefesleri kesti.

    3 gün boyunca Bitlis’te kamp ve eğitimler gören UMKE ekipleri, 3 günün sonunda nefesleri kesen bir finalle tatbikat gerçekleştirdi. UMKE’ye Bitlis Belediyesi İtfaiyesi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) Bitlis İl Müdürlüğü ve 112’nin de eşlik ettiği tatbikata 55 kişi katıldı. Özellikle tatbikatta trafik kazasında araç içinde sıkışan şahıslara yönelik yapılan müdahaleler beğenilirken, göçük altında kalan vatandaşa da yapılan müdahale de gerçeğini aratmadı. Senaryo gereği kaza yapan araçlarda sıkışan, depremde enkaz altında kalan, kuyuya düşen ve yangında mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için 55 kişilik ekiple düzenlenen tatbikat davetlilerden takdir topladı. Tatbikatları başından sonuna kadar izleyen Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili İsmail Ustaoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada 3 günlük bir tatbikat eğitiminin final serüvenini izlediklerini söyledi. Sağlıkta ülke açısından gurur verici bir dönemin yaşandığını ifade eden Ustaoğlu, şöyle konuştu:

    “15 ila 20 yıl önce hayal edemediğimiz, bazen belgesel veya haber programlarında başka ülkelerde arama kurtarma ekiplerinin yaptığı faaliyetleri izlediğimizde hayıflanırdık. Niye bizim ülkemizde insana değer verilmiyor mu diyorduk. Ama bugün UMKE’nin yanında itfaiye, AFAD ve 112 ekiplerimizin güzel bir koordinasyonla yaptığı tatbikat bizi gururlandırdı. Bildiğiniz gibi ülkemiz doğal afet açısından ciddi risk taşıyan, zaman zamanda acı ve hüznünü yaşadığımız bir coğrafya. Kışın yaşanan çığ felaketinde bu arkadaşlarımızın nasıl kahramanlık örneği gösterdiğini gördük. Çığda 6 şehit verdik. Daha fazla şehit verme ihtimalimiz vardı. Ancak 17 arkadaşımız o zor koşullarda hayatları risk altındayken saatlerce çığ bölgesinde arama kurtarma faaliyeti yürüttü. Yaralıları kurtardıktan sonra kendileri mahsur kaldı” diye konuştu.

    Ustaoğlu, mahsur kalan bu ekibin 14 Mart Tıp Bayramı’nda Cumhurbaşkanı tarafından Ankara’ya davet edilerek ödüllendirildiğini anımsattı. Ülke açısından çok önemli olan bu tatbikatların insan hayatını kurtarma açısından önemli olduğunu ve zamanla yarışıldığını anlatan Ustaoğlu, üç gün süren çalışmaların ardından ekiplerin düzenlediği tatbikatla vatandaşları ve toplumun bilinçlenmesine ciddi katkı sağladığını ifade etti.

    UMKE ekiplerinin taşıdığı sırt çantasında yoğun bakım ünitesinde kullanılan malzemelerin dahi bulunduğunu aktaran Ustaoğlu, “Çantada ilk müdahale malzemeleri bulunuyor. Duygulanmamak mümkün değil. Allah’a şükürler olsun ülkemizin sağlık sektörü açısından geliştiğini ve en önemlisi de insanımıza verilen değeri gördük” dedi.

  • Deprem tatbikatı gerçeğini aratmadı

    DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinde Acil Durum ve Afet Planı çerçevesinde deprem ve yangın tatbikatı gerçekleştirildi. Deprem tatbikatı gerçeğini aratmadı.

    Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulamaları ve Araştırma Hastanesinde deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Saat 15:00’da başlayan tatbikatta senaryo gereği Düzce merkezde meydana gelen 5 büyüklüğündeki deprem sonrası hastanenin belli bölümlerinde yangın çıktı. Hastane içinde hasta yakınlarının beklediği alanda 2 hasta yakını düşen paravanların ve dolap enkazının altında sıkışırken, eczane bölümünde ise kolilerin devrilmesiyle kimyasal madde sızıntısı ihtimaline karşı güvenlik görevlileri önlemleri aldı. Olayın bildirilmesiyle hastaneye ulaşan 112 Acil Servis, AFAD, itfaiye ve UMKE ekipleri hastanenin kurumlararası koordinasyon sorumlularının yönlendirmesiyle enfeksiyon polikliniğinde mahsur kalan 1 personel poliklinik penceresinden kurtararak tahliyesini sağladı. Diyaliz ünitesinde sıkışan hasta yakınlarına UMKE ekipleri gelene kadar hastane Kurtarma Ekipleri ile üniversite öğrencilerinden oluşan Arama Kurtarma Gönüllüleri müdahalede bulunurken, ardından UMKE ekipleriyle birlikte hasta yakınlarının tahliyesi sağlandı. Eczane biriminde kimyasal sızıntıya karşı ölçümler yapan AFAD ekipleri, yaptıkları ölçümlerde sızıntı olmadığı sonucuna ulaştı.

    Dumandan etkilenen ve durumu ciddi olan hastalara oksijen desteği sağlarken; güvenli bölgede fenalaşan bir hasta 112 ambulansı ile Düzce Atatürk Devlet Hastanesine nakledildi. Toplanma alanında hastalar aciliyet durumuna göre tedavi alanlarına yönlendirerek kontrol altına alındı.

    Tatbikatın tamamlanmasının ardından basına açıklama yapan Düzce Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay, Düzce’nin geçmişte deprem yaşamış bir il olduğunu hatırlatarak hastane olarak olası bir afette her zaman hazırlıklı olmak zorunda olduğumuzun altını çizdi. Yapılan tatbikatın eksiklerin görülmesi ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi için önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Balbay, “Geniş kapsamlı yapılan bu tatbikat sadece hastanemizin çalışanları değil, aynı zamanda İtfaiye, UMKE ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün hatta üniversitemizden öğrenci arkadaşlarımızın da katıldığı büyük bir organizasyon. Böyle bir durumla karşılaştığımızda ne yapabiliriz, eksiklerimiz var mıdır, nelere dikkat etmemiz gerekiyor bunları görme imkanımız oldu. Doğrusu bizler içinde bir pratik oldu. Temennimiz bu tür afetleri yaşamamak ama yarın yaşayabilecekmiş gibi hazırlıklı olmak” ifadelerini kullandı.

  • Afet ve yangın tatbikatı gerçeğini aratmadı

    Konya’da bir hastanede yapılan afet ve yangın tatbikatı gerçeğini aratmadı.

    Medova Hastanesinde, Hastane Afet Planı Uygulaması (HAP) ve yangın tahliye tatbikatı yapılarak, hastanenin bir afet anında imkan ve kabiliyeti değerlendirildi. Konya İl Sağlık Müdürlüğü nezaretinde yapılan tatbikatta senaryo gereği, yakın bir bölgede meydana gelen deprem sırasında oluşan “Toplu Yaralanma” neticesinde Medova Hastanesine getirilen çok sayıdaki yaralıya acil müdahale konusu işlendi. Panik oluşmaması için tatbikat öncesi hastanede bulunan misafirler, yapılan anonslarla bilgilendirildi.

    Afet tatbikatında afet triyajı, acil müdahale ve tedavilerin organize edilmesi gibi aşamalar, HAP Başkanı komutasında bir araya gelen HAP ekibi tarafından önce masa başı toplantısıyla, ardından da uygulamalı olarak tatbik edildi.

    Yangın ve tahliye tatbikatında ise senaryo gereği, hastanenin Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’nde çıkan yangın sonrası üniteden hastaların tahliyesi ve başka bir sağlık kurumuna sevk edilmesi konusu işlendi. Tatbikata destek veren itfaiye ile birlikte temsili yangına müdahale edildi. Çevredeki vatandaşların da meraklı gözlerle izlediği tatbikat, hastane çalışanlarına verilen yangın söndürücülerin kullanımı ve yangına müdahale eğitimi ile sona erdi.

  • Deprem gerçeğini yaşayan İzmir’e ‘riskli bina’ uyarısı

    Son günlerde ardı ardına meydana gelen depremlere karşı İzmir’in kentsel dönüşüm konusunda elini çabuk tutması gerektiğini belirten Palandöken İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Binali Ünal, “İzmir’in yüzde 85’inin kentsel dönüşüm olması gerekiyor. Büyük Marmara depreminden sonra yapılan binalarda risk yok; ama daha önce yapılan binaların yüzde 90’ı riskli” dedi.

    Manisa ve İzmir’de üst üste yaşanan depremler, kentsel dönüşüm konusunu yine gündemin ilk sıralarına taşıdı.Yüzde 85’inin dönüşüm yaşaması gereken İzmir’de, ağır aksak yürüyen kentsel dönüşüm konusunda yerel yönetimler yavaş hareket ederken; vatandaşlar da mağduriyete uğramamak adına konuya temkinli yaklaşıyor. Kentsel dönüşüm konusunda İzmir’de örnek çalışmalar yürüten başarılı inşaat firmaları da dönüşüm sürecinde vatandaşın hak kaybı yaşamaması için çok dikkatli hareket edilmesi gerektiğinin altını çiziyor; uzayan bürokratik işlemlerin sürece en büyük darbe vurduğunu dile getiriyor.

    Kentsel dönüşümdeki en büyük sıkıntıların uzayan bürokratik işlemler ve vatandaşları ikna sürecinde yaşandığını kaydeden Binali Ünal da İzmir’in deprem gerçeğinin bilincinde hareket ederek, kentsel dönüşüm konusunda elini çabuk tutması gerektiğini söyledi. Ünal, ’’İzmir’in zaman kaybetme lüksü yok’’ uyarısında bulundu.

    İnsanların hayatları boyunca yaptıkları birikimle ev sahibi olduklarını belirten Ünal, kentsel dönüşümde konut sahiplerinin ikna edilmesi, devletten kira yardımı almaları ve güvenli, sağlam yapılara kavuşmaları için çalıştıklarını vurguladı.

    “Bürokratik engellerin aşılması gerekiyor”

    Bütün bu aşamalardan sonra bina yıkım aşamasına geldiklerini anlatan Binali Ünal, “3’te 2 çoğunlukla binayı yıkabiliyoruz. Bina yıkımından sonra projelerimizi hazırlıyor ve belediyeye sunuyoruz. Projeler onaydan geçtikten sonra maalesef ruhsat aşamasında takılıyoruz. Belediye ise 100 kişiden 1’i hayır demiş, onunla gidip anlaşacaksınız; ondan sonra ruhsatı vereceğim diyor. Ruhsat alamadığınız için inşaata başlayamıyorsunuz. Binaları yıktın niye başlamıyorsun diyen vatandaşa durumu anlatamıyoruz. 6306 sayılı yasaya göre 3’te 2 çoğunlukla yıkım ruhsatı veriyorsun, peki yapım ruhsatı niye vermiyorsun. Bunlar gibi bürokratik engellerin aşılması gerekiyor. Nasıl 3’te 2 çoğunlukla yıkım ruhsatını veriliyorsa, 3’te 2 çoğunlukla yapım ruhsatı da verilmeli” ifadelerini kullandı.

    “İzmir depreme hazır değil”

    İzmir’de kentsel dönüşümün ağır aksak ilerlediğini ve belirli noktalarda kentsel dönüşümler yapıldığını kaydeden Ünal, İzmir’in depreme hiç hazırlıklı olmadığının altını çizdi.

    2000’li yıllardan önce inşa edilen binaların büyük çoğunluğunun deprem riski taşıdığı bilgisini veren Binali Ünal, “1999’daki büyük depremin ardından birçok şey değişti. Yapı denetim firmaları kuruldu. Yapı denetim firmaları gerekli onayı vermeden adım atamıyorsunuz. Büyük Marmara depreminden sonra yapılan binalarda risk yok; ama daha önce yapılan binaların yüzde 90’ı riskli. İzmir’in riskli bölgeleri Bayraklı, Karabağlar gibi gecekonduların yoğun olduğu alanlar, Karşıyaka ve Mavişehir bölgeleri. İzmir’in yüzde 85’inin dönüşüm yaşaması gerekiyor. İnsanlar kentsel dönüşüme karar verirken bu işte uzmanlaşmış firmaları tercih etmeliler, iyi araştırma yapmalılar. Bürokratik engeller kaldırılmalı. İzmir’de bu iş çok ağır aksak gidiyor” diye konuştu.

    “Ada bazında planlama şart”

    Bina bazında değil; ada bazında planlamanın önemine de değinen Binali Ünal şunları söyledi:

    “Çoğu zaman bina ya da parsel bazında kentsel dönüşüm yapılıyor. Halbuki ada bazında kentsel dönüşüme ağırlık verilmelidir ve bu da 500 ile bin arasında konuta tekabül ediyor. Bu yapılırsa daha büyük sorunlar çözülmüş olur. Vatandaş eski binasını yıkıyor; yerine yenisini yapıyor bu çözüm olmuyor. Vatandaşlar yapı denetim şirketlerine binaların risk analizini yaptırabilirler. Kentsel dönüşüm il müdürlüğüne müracaat edip o binayı yıktırabilirler. Vatandaş kentsel dönüşüme girince hem binasını yeniliyor, hem yapısı site şekline getiriliyor hem de deprem riskini ve o psikolojiden kurtuluyor. İnsan hayatından daha önemli bir şey yok. Kentsel dönüşüm bu memleketin en önemli problemlerinden biri; hele ki, İzmir için çok acil tedbir alınması lazım.”

  • Öğrencilerden gerçeğini aratmayan gece tatbikatı

    Kütahya’da Dumlupınar Üniversitesi Arama Kurtarma Topluğu (AKUK) üyesi öğrencileri gerçeğini aratmayacak gece tatbikatına imza attı.

    Kütahya’nın Hisar Bölgesi Bademlik mevkiinde gerçekleştirilen tatbikat, adeta nefesleri kesti. Tatbikatta senaryo gereği, motosikletli 2 kişi şarampole yuvarlandı ve görgü tanıklarının ihbarı üzerine AKUK ekibi bölgeye geldi. Ekipler, olay yerinde gelerek yaralılara müdahale etti.

    Arama Kurtarma Topluluk Danışmanı Prof. Dr Hakan Aykul, senaryo gereğince tatbikatta öğrenciler ile yaralıya müdahale etmeyi ve bölgeden uzaklaştırmaları konusunu işlediklerini söyledi.

    Toplulukta grup lideri olan Tayfun Efe, “Amacımız topluma faydalı olmak. Kurulduğundan bu yana bir çok faaliyete imza attık. Hedefimiz, Türkiye çapında markalaşmış bir topluluk olmaktır” dedi.