Etiket: Gelecek”

  • İtalya, Polonya, Sırbistan ve Yunanistan’dan öğrenciler Bartın’a gelecek

    İtalya, Polonya, Sırbistan ve Yunanistan’dan öğrenciler Bartın’a gelecek

    Bartın Üniversitesi, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından kabul edilen ESC11 Gönüllülük Projesi ile İtalya, Polonya, Sırbistan ve Yunanistan’dan gönüllü gençlere ev sahipliği yapacak.

    Bartın Üniversitesinin 2019 yılında Avrupa Dayanışma Programı kapsamında koordinatör ve ev sahibi kuruluş olarak akredite edilmesinin ardından, ikinci ESC11 Gönüllülük Projesi de kabul edildi. Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen “Merhaba Gönüllülük” başlıklı proje ile Yunanistan ile Portekiz’e giden Bartın Üniversitesi öğrencileri ve mezunları yeni projeyle ev sahibi olacak. 2020 dönemi için sunulan “Hoş Geldin Gönüllülük” Projesiyle İtalya, Polonya, Sırbistan ve Yunanistan’dan gönüllü gençler Bartın’a gelecek.

    Bartın Üniversitesi Erasmus+ Gençlik Projeleri Koordinatörü Ahmet Abalı tarafından hazırlanan proje kapsamında 4 farklı ülkeden gelen öğrenciler Bartın Üniversitesinde yer alan 54 öğrenci kulübünün etkinliklerine de katılarak, tecrübe paylaşımı yapacak.

    “Gençlerimize ’Hoş Geldin Gönüllülük’ diyoruz”

    Proje ile gençlerin gönüllülük bilinçlerini geliştirip, yurt dışı imkanları ve Erasmus kazanımlarını tecrübe edeceklerini aktaran Abalı, “Önce akreditasyonumuzun hemen ardından yazdığımız projenin onay almasının mutluluğunu yaşadık. Gençlerimize ’Merhaba Gönüllülük’ dedik ve projemizle Avrupa fırsatlarını sunarak onlara gönüllülük bilincini aşıladık. Şimdi ise İtalya, Polonya, Sırbistan ve Yunanistan’dan gençlere ’Hoş Geldin Gönüllülük’ diyeceğiz ve onları şehrimizde birer aylık süreçlerle ağırlayacağız. Avrupalı gençlerimiz için belirlediğimiz etkinlik programları kapsamında onlara güzel bir ay yaşatacağız. Hem şehrimizi ve üniversitemizi tanıtacağız hem de Avrupalı gençlere gönüllülük ve dayanışma bilinci aşılayacağız. Bu düşüncelerle desteklerini hep yanımızda hissettiğimiz Rektörümüz Prof. Dr. Orhan Uzun’a ve koordinatörümüz Öğretim Görevlisi Burçin Kef’e teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

    “Projelerimiz gönüllülük faaliyetlerine ilgiyi arttırıyor”

    Abalı, projelerle birlikte yurt dışı öğrenim, staj ve gönüllülük faaliyetlerine olan ilginin de arttığını ifade ederek, “Onaylanan bu ikinci Avrupa Dayanışma Programı kapsamındaki gönüllülük projemiz ile birlikte ülkemizde olduğu gibi şehrimizde ve üniversitemizde de Avrupa Dayanışma Programı iyiden iyiye tanınmaya başlandı. Gençlerimiz artık bu kapsamdaki fırsatları daha çok sorup araştırıyor. Bizler de onlara daha fazla fırsat sunmak adına her dönem için proje yazıyoruz. Belli aralıklarla fiziki ve online tanıtımlar gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

    Bartın Üniversitesi öğrencilerinin proje kapsamında önemli tecrübeler edineceklerinin de altını çizen Abalı, şunları kaydetti:

    “Avrupa Dayanışma Programı kapsamında üniversite gençlerimizin başvurup yurt dışına hareketlilik sağlayacağı yeni projeler fırsatlarını da yakın dönemde sunacağız. Gençlerimiz, ev sahipliği projemiz olan ’Hoş Geldin Gönüllülük’ Projemiz kapsamında şehrimize yurt dışından gelecek gençlere gönüllü mentorlük yapabilir. Bunun için de Türkiye Ulusal Ajansı ile yapılacak sözleşmenin ardından duyurularımız erasmus.bartin.edu.tr internet sayfamızdan ve sosyal medya hesaplarımızdan yayınlanacaktır.”

  • SP’den Gelecek Partisi’ne ziyaret

    SP’den Gelecek Partisi’ne ziyaret

    Saadet Partisi (SP) Van İl Başkanı Özay İlhan, parti teşkilatı ile birlikte Gelecek Partisi Van İl Başkanı Abdülhekim Karabıyık’ı ziyaret etti.

    SP Van İl Başkanı Özay İlhan, İl Başkan Yardımcısı Erdal Kıraç, İpekyolu İlçe Başkanı Vahit Uce ve beraberindeki bazı yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Gelecek Partisi Van İl Başkanı Abdülhekim Karabıyık ve yönetim kuruluna hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Burada kısa bir açıklama yapan Başkan İlhan, “Gelecek Partisi’nin ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz için hayırlı hizmetler yapmasını temenni ediyoruz” dedi.

    Gelecek Partisi Van İl Başkanı Abdülhekim Karabıyık ise Genel Başkanları Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun davetiyle il başkanlığı görevine getirildiğini ifade ederek, Türkiye genelinde teşkilatlanma konusunda ilk 3 il içerisinde olduklarını ve olası bir erken seçime karşı hazırlık yaptıklarını belirtti.

    Ziyaret Gelecek Partisi Van İl Başkanlığı binasının gezilmesi ile sona erdi.

  • Başarı ‘Tecrübe’ ile gelecek

    Başarı ‘Tecrübe’ ile gelecek

    Başarıya giden yolda tecrübe ile harmanlanan, eğitimin önemini bilen ve tecrübesini Erzurum ile paylaşma hedefiyle eğitim hayatına başlayan Tecrübe Kurs Merkezi, güçlü kadrosu, hedef odaklı eğitim faaliyetleri ve öğrenci takibine verdiği önemle Erzurum’da eğitime yön vermeye aday oldu.

    Kalıplaşmış öğrenci geliştirme yöntemlerinden ziyade bilimin öngördüğü adımları eğitim faaliyetlerinin temeline yerleştiren Tecrübe Kurs Merkezi, kapılarını 7., 8., 11. ve 12. sınıf öğrencilerine ve mezunlara açtı.

    Kurucu Müdür Ertaş Cevizliler, “Yılların vermiş olduğu tecrübe, çıktığımız yolda fenerimiz olacaktır. Eğitim faaliyetlerinin eksiğini ve başarıya ulaştıracak metotları çok iyi biliyoruz. Öğrencilerin eğitimin tam ortasında olduğu hedef odaklı çalışmalarımızla fark oluşturmaya adayız. Tecrübe Kurs Merkezi; 12 kişilik sınıflarda profesyonel öğretmen kadrosuyla eğitim faaliyetlerine başladı. Kurs merkezi anlayışını temelden değiştiren Tecrübe Kurs Merkezi, okul disipliniyle tam gün eğitim anlayışını benimsemiş durumda. Kişiye özel eğitim koçluğu sistemiyle öğrencisinin her daim yanında olan ve onların doğru adımlar atmasına yardımcı olmaya çalışan Tecrübe Kurs Merkezi’nde öğrenci takibi en önem verilen konular arasında. Soru çözümünün sınav başarısındaki etkisini bilen Tecrübe Kurs Merkezi, soru çözüm saatlerinin yanında düzenli olarak gerçekleştirilen deneme sınavlarıyla da öğrencisinin tüm eksiklerini tamamlamayı hedef haline getirmiştir. Kapılarını LGS ve YKS’ye hazırlanan 7, 8, 11, 12. Sınıf ve mezun öğrencilere açan kursumuz, pandemiden etkilenen öğrencilerinin eksiklerini telafi etmek ve yeni döneme öğrencilerinin tam bir motivasyon ile başlamalarını sağlamak için 6 Temmuz’da başladığı yaz kursunu 4 Eylül’e kadar sürdürecek akabinde 11 Eylül’de yeni dönem çalışmalarını başlatacaktır. Yaz kursunda, öğrencilerinin önceki dönem eksiklerinin telafisine odaklanan kurs merkezimiz, yeni dönemle birlikte gerek LGS gerek YKS çalışmalarına çok hızlı bir giriş yapıp öğrencilerinin başarı basamaklarını tırmanmasında yardımcı olmaya kararlı. Sınav sürecini çok iyi bilen öğrenci koçları nezaretinde, öğrenciler her iki sınava da en iyi şekilde hazırlanma şansını elde edeceklerdir. Piyasanın en kaliteli yayınlarıyla çalışma kararlılığında olan merkezimizde, gerek soru bankası gerek deneme sınavı bakımından öğrencilerinin ihtiyaçları fazlasıyla karşılanmış olacak. Ders saatlerinin belirlenmesinde sınav sürecinin en ince ayrıntıları uzman eğitimcilerimiz tarafından analiz edilmiş ve öğrenciye en fazla fayda sağlayacak ders saatlerinde karar kılınmıştır. Birbirinden tecrübeli eğitim kadrosuyla adından söz ettirmeye aday merkezimiz, aynı zamanda kolay ulaşılabilmesiyle de öğrenci ve velilere bir konfor sağlamakta. Şehrin merkezinde Saraybosna Caddesi Dere Cami arkasında yer alan Tecrübe Kurs Merkezi lokasyon olarak da rahat erişilebilir konumda yer almaktadır” açıklamalarında bulundu.

  • Tıp fakültesinin gelecek vizyonu ele alındı

    Tıp fakültesinin gelecek vizyonu ele alındı

    Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) sebebiyle etkinliklerine ara veren Atatürk Üniversitesi, gerekli tüm tedbirlerin alınmasının ardından düzenlediği “Tıp Eğitimi Değerlendirme, Yenileşim ve Gelişim Çalıştayı”nda Tıp Fakültesinin gelecek planlamasını ele aldı.

    Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinin 1962 yılından bugüne; eğitim, araştırma, sağlık hizmeti sunumu alanında ülke yükseköğretiminin en köklü fakültelerinden birisi olduğunu ifade ederek programın açılış konuşmasına başlayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Albayrak, sadece Erzurum iline değil aynı zamanda bölgesine üst düzey sağlık hizmeti sunan Tıp Fakültesinin, eğitim ve araştırma alanlarında ise öncülük yaptığını belirtti.

    2009 yılında açılan İngilizce Tıp Programı ile de 30’u aşkın farklı ulustan öğrencisiyle fakültenin etki gücünü daha da artırdığını belirten Prof. Dr. Albayrak: “Yeni Nesil Üniversite vizyonu ile çalışmalarını sürdüren Atatürk Üniversitesi, ülkemiz yükseköğretimine önemli katkılar sağlamakta ve “Ortak Akıl Arayışını” ön planda tutmaktadır. Bu kapsamda fakültemizin; yetkinlik ve yeterliliğinden zayıf ve güçlü yönlerine, karşılaştığı güçlüklerden çalışma arkadaşlarımızın beklenti ve önerilerine kadar birçok konu başlığının ele alınacağı “Atatürk Üniversitesi Tıp Eğitimi Değerlendirme, Yenileşim ve Gelişim Çalıştayı”nın fakültemize, üniversitemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

    “Yaşam Boyu Süren Bir Eğitim Modelinin Benimsenmesi Gerekiyor”

    Temel amacının toplum sağlığını en üst düzeyde tutmak ve iyi hekimler yetiştirmek olan tıp eğitiminin fakültelerde alınan 6 yıllık bir süreçle tamamlanan bir eğitim olmadığını ifade ederek konuşmasına başlayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, küresel tehditler, yeni tedavi yöntem ve teknikleri, insan ve toplum psikolojisinin önem kazanmasıyla disiplinlerarası çalışmaya yönelik her geçen gün duyulan ihtiyaç, tıp eğitiminde yaşam boyu süren bir eğitim modelinin benimsenmesini gerekli kıldığını dile getirdi.

    “İnsan ve Toplum Odaklı Yeni Yöntemler Geliştirilmeli”

    Tıp eğitiminde klasik eğitim modellerinin terkedilmesinin de başka bir gereklilik olduğunu vurgulayan Rektör Çomaklı: “Sadece teknik ve mesleki konulara odaklanan bir tıp eğitimi, giderek insanları sadece bir vaka olarak gören hekimler yetişmesine neden olacağından, tıp eğitiminde toplumun ihtiyaçlarına yönelik, insan ve toplum odaklı yeni paradigmalara ihtiyaç duyulduğu aşikârdır. Bu durum, yaşadığımız pandemi döneminde önemini çok daha net göstermiştir. Sağlık Bakanlığımızın salgınla mücadelede tüm dünyaya örnek olan politikaları göz önünde bulundurulduğunda psikoloji, sosyoloji, iletişim gibi bilim dallarının ne kadar yoğun biçimde kullanıldığını görmek mümkündür” dedi.

    “Fakültemize İki Adet Simülasyon Eğitim Merkezi Kurduk”

    Tıp fakültesinde eğitimi desteklemek ve güçlendirmek için önemli alt yapı yatırımlarının yanı sıra, son olarak, sağlık bilimleri alanında hatırı sayılır bir bütçeyle iki adet simülasyon eğitim merkezi kurulduğunu ifade eden Rektör Çomaklı: “Bu çerçevede yaşadığımız salgın sürecine yönelik hem bakanlığımızın politikalarının hem de uzaktan eğitim olanaklarının tıp eğitiminin geleceğinin konuşulduğu bu çalıştayda sizler için önemli referanslar olacağını düşünüyorum. Bu vesileyle tıp eğitimini konuşmak üzere konunun paydaşlarını bir araya getirerek, ortak akıl oluşturma vizyonuyla güzel bir diyalog ortamı oluşturan Tıp fakültesi dekanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, çalıştayın hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından çalıştay gündeminin görüşmesiyle devam eden program, konu başlıklarının müzakere edilmesiyle son buldu.

  • “Gelecek nesiller için suyu korumak, hepimizin görevi”

    “Gelecek nesiller için suyu korumak, hepimizin görevi”

    Birleşmiş Milletler, bu yıl için 22 Mart Dünya Su Günü’nün temasını ’Su ve İklim Değişikliği’ olarak belirledi. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı S. Serdar Seyhanlı, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen temanın su kaynaklarının korunmasında ve sürdürülebilmesindeki öneminden bahsetti.

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun aldığı kararla, 1993 yılından bu yana küresel ölçekte su ile ilgili konulardaki gelişmelere dikkat çekmek, insanların temiz ve güvenilir suya erişimi konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan 22 Mart Dünya Su Günü için her yıl farklı bir tema belirleniyor.

    2020 yılı Dünya Su Günü teması ’su ve iklim değişikliği’

    2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin altıncısı “2030 yılında herkes için suyun erişilebilirliğinin ve sürdürülebilir yönetiminin güvence altına alınması” olan BM, 2020 yılı için Dünya Su Günü temasını ’su ve iklim değişikliği’ olarak belirledi. Günümüzde küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği, su döngüsündeki değişkenliği arttırarak, aşırı hava olaylarını tetiklemekte; kullanılabilir su için öngörülebilirliği azaltarak su kalitesini etkilemekte ve dünya genelinde biyolojik çeşitliliği tehdit ettiği belirtiliyor. Yaşanan iklim değişiklikleri; su kaynaklarının yok olmasına, kirlenerek kullanılamaz hale gelmesine neden olmaktadır. Bu durum, halen milyonlarca insanın yaşadığı temiz suya erişim sorununun, ilerleyen yıllarda daha geniş kitleler için de tehdit oluşturacağını gösteriyor.

    SUDER Başkanı Seyhanlı: “Su ve iklim değişikliği teması, çok anlamlı”

    22 Mart Dünya Su Günü mesajında, Birleşmiş Milletler’in bu yıl için belirlediği ’Su ve İklim Değişikliği’ temasına dikkat çeken Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı S. Serdar Seyhanlı, “İklim değişikliğinin tatlı su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini düşündüğümüzde, bu tema daha da fazla anlam kazanıyor. İklim değişikliği ile mücadele konusunda, hepimize önemli görevler düşüyor. Ulusal ve bölgesel iklim politikası ve planlaması, iklim değişikliği ve su yönetimine entegre bir yaklaşım benimsemelidir. Gelecek nesiller için su kaynaklarımızı sorumlu ve sürdürülebilir şekilde korumamız gerektiği çok açık bir şekilde ortadadır.” diye konuştu.

    “Sektör, su kaynaklarını korumakta da hassas”

    Mesajında, ambalajlı ürünleriyle suyun tek bir damlasını dahi heba etmeyen sektörün doğal su kaynaklarının korunmasına ve çevreye hassasiyetinin altını çizen SUDER Başkanı Seyhanlı, şunları kaydetti: “Türkiye ambalajlı su sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, dünyada ve ülkemizde bulunan suyun miktarının ve kalitesinin korunmasının öneminin farkında olarak, sahip olduğumuz su varlığının gelecek nesillere aktarılması için kaynaklarını heba etmeden, en verimli şekilde kullanmaya özen göstermektedir. Derneğimize üye ambalajlı su üreticileri, doğal su kaynaklarını çevreleyen alanları da hassasiyetle koruyarak, su ekosisteminin korunmasına da yardımcı olmaktadırlar. Doğal su kaynaklarının kullanımında sürdürülebilir üretim adına kamu otoriteleri, üniversiteler ve yerel topluluklar ile kurulan işbirlikleri, sadece kaynakların, biyoçeşitliliğin ve doğal yaşam ortamlarının korunmasının yanı sıra, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik açıdan gelişimini de desteklemektedir. Bu bağlamda, faaliyet gösterdikleri bölgelerde çevrenin korunması için kamu ve üniversite işbirliği içinde yürütülen çalışmalara da destek vermektedirler.”

    “Salgın durumunda hijyen önemli, ambalajlı su tüketimi öncelikli olmalı”

    Bütün dünya ile birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını konusunda da değerlendirmelerde bulunan Seyhanlı, “Uzmanlar vücut direncinin artırılmasının virüslere karşı en etkili yollardan biri olduğunu belirtiyor. Vücut direncini artırmanın en etkili yollarından biri de önerilen miktarda güvenli ve kaliteli su tüketmek. Ambalajlı suların, güvenilirliği ve kalitesinin yanı sıra sağlık için yararlı olan mineralleri de bünyesinde bulundurduğunu unutmamak gerekir. İçinde bulunduğumuz günlerde dışarıdan alışveriş yapmaktan çekinen ve evde zaman geçiren tüketicilere, gıda güvenliği ve hijyen kurallarına uygun olarak temizliği ve dolumu yapılan ve evlere servis edilen damacana suları öneriyoruz. SUDER üyesi firmalarımız, damacana dağıtımını yapan görevlileri hijyen konusunda sıkı sıkıya uyarmakta, dağıtıcılar tarafından da her türlü tedbir alınmaktadır.” şeklinde sözlerini noktaladı.