Etiket: Geleceğin

  • Geleceğin İş Adamlarına Seminer

    Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) İnegöl Şubesi, “Gelecekte işadamı olmak” konulu seminerler dizisine start verdi.

    Konferansların ilk konuğu ünlü ekonomist Hikmet Baydar oldu. Baydar, Türkiye ekonomisi, ihracat ve ithalat rakamlarından bahsederek, mobilyacılara paralarını değerlendirmeleri hususunda önemli tüyolar verdi. Reel sektörün varlığının 108 milyar dolar olduğunu ifade eden Baydar, “Kısa vadeli yükümlülükler ile kısa vadeli varlıklar arasındaki farktan dolayı dolardaki dalgalanmalar meydana geliyor. Uzun vadeli kimse bakmıyor. Çünkü uzun vadeli, ihtiyaç değil. Doların dip yaptığı zamanlar reel sektörün o dönem hiç ihtiyacı olmuyor. Şu an reel sektörün kısa vadede problemi yok. Türk lirasının değer kazanması başka ülkelerde başka meselelere yol açıyor. Türkiye’nin bölgesel hakimiyetinin önüne geçiyorsun. Diğer ülkeler için Türk lirasının güçlenmemesi gerekiyor” dedi.

    Türkiye ekonomi değerlerinin şirket yetkilileri tarafından her zaman incelenmesi gerektiğini vurgulayan Baydar, “Bu değerlerin eğer altındaysanız, oturup düşünmeniz lazım. Türkiye’nin toplam sanayiinin ekim ayı değerleri, geçen yılın ekim ayına göre cirolara yüzde 11 oranında artmış. İmalat sanayii yüzde 12, mobilyanın ise yüzde 14.1. Türkiye ortalamasına göre mobilyanın cirosu yükselmiş. Yüzde 14.1 ortalamanın altında kalan mobilyacılar varsa sistemlerini gözden geçirsinler. Mobilya sektörü Türkiye’ye göre daha iyi durumda” diye konuştu.

    Üretim değerlerini de paylaşan Baydar, “Türkiye üretimde bir yılda yüzde 4.6’lık bir artış sağlamış. İmalat sanayiinin üretim artışı yüzde 5. Mobilya imalatındaki artış yüzde 4.1. Türkiye ortalamasının altında. Geçen yılın eylülüne göre mobilya sektöründe daralma olmuş. Ciroda iyisiniz, üretimde kötü. Stoklar erimiş demek ki” şeklinde konuştu.

  • Geleceğin Liderleri Antalya’da Buluştu

    Uluslararası Antalya Üniversitesi (UAÜ) Genç Liderler Akademisi proje yarışması çatısı altında düzenlenen Genç Liderler Zirvesi, Antalya’da gerçekleştirildi.

    UAÜ liderlik potansiyeli taşıyan gençleri desteklemek ve onlara yeni ufuklar kazandırmak amacıyla hayata geçirilen Genç Liderler Zirvesi, Türkiye’nin dört bir yanından 240 öğrencinin katılımıyla Antalya Rixos Sungate Otel’de gerçekleştirildi. Genç Liderler Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan Uluslararası Antalya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe, üniversite olarak girişimciliği ve liderliği desteklemek, öğrenciler arasında sosyal sorumluluk bilincini artırmak, gençler arasında liderlik algısının oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla önemli projeleri hayata geçirdiklerini söyledi. Üniversite olarak gençlere çok uluslu, farklı kültürlerin etkileşim içinde olduğu bir kampüs hayatı sunduklarını dile getiren Cihat Göktepe, “Üniversitemizde 90 ülkeden 2000 öğrenci bulunuyor. Gençlerimizin ülkemizin geleceği olduğu bilinciyle gerek kendi öğrencilerimize gerekse de liseli gençlerimize yönelik düzenlediğimiz fikir ve uygulama yarışmaları ile onlara fikirlerini hayata geçirme ve kendilerini geliştirme ortamı sunmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda sorumluluk projesi bilincinde 3. kez düzenlediğimiz ‘Genç Liderler Akademisi’ proje yarışmasının ikinci ana etabı olan Genç Liderler Zirvesi’nde, Türkiye’nin dört bir yanından yoğun başvurular neticesinde yarışmamıza katılmaya hak kazanan 80 takımın üyelerini tebrik ediyorum” diye konuştu.

    DOĞRU ZAMAN, İYİ EKİP, SOSYAL ÇEVRE

    Genç Liderler Zirvesi’nde gençlerle bir araya gelen Lidyana.com’un CEO’su Hakan Baş, girişimcilik ve liderlik ile ilgili tüyolar paylaştı. Girişimciliğin insanın doğasında var olduğunu; ancak aile, okul gibi etkenlerle harekete geçmekten korkulduğunu söyleyen Hakan Baş, “Sevdiğiniz işi yapmak çok zor ama mutluluğu ve başarıyı da getiren en önemli etken size uygun olan işi yapmak. Bu yola çıkmak için ise sosyal çevre ve iyi bir ekibe ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu noktada tüm eğitim hayatınız boyunca mümkün oldukça farklı kültürlerden çok sayıda insanla tanışıp fikir paylaşımında bulunmak fazlasıyla önemli” dedi.

    DÖNEM KİŞİSEL UZMANLIKLAR DÖNEMİ

    Başarılı bir kariyer için gençlerin kendilerini bir marka olarak görüp yarattıkları algının yönetilmesi gerektiğini söyleyen Kişisel Markalaşma Uzmanı Tuğçe Şahin, içinde bulunduğumuz dönemin kişisel uzmanlık dönemi olduğunun altını çizdi. Girişimcilik ve liderlik konularında da gençleri bilgilendiren Şahin, “Girişimci olmanın verdiği ayrı bir güç var. O gücü hissetmeden bu adımı atamazsınız zaten. Çok iyi bir gözlem yeteneği, araştırma ruhu, soru sorabilme özelliği, ilgilendiğiniz konuya duyulan heves, adaptasyon yeteneği önemli” dedi.

    Gelecekle ilgili beklentilerimizin kendimizi yönetmeye ve ilişkilerimizi ustaca sürdürmemize daha fazla bağlı olduğu bir dönemde yaşadığımızı söyleyen Eğitmen ve Danışman İlker Kaldı, bu noktada duygusal zekanın devreye girdiğini gençlerle paylaştı.

  • Muş’ta ‘Geleceğin Kan Bağışçılarının Kazanımı İçin Teknik Destek’ Projesi

    Kızılay, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Geleceğin Kan Bağışçılarının Kazanımı İçin Teknik Destek’ projesinin çalışmaları başladı.

    Muş Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Konferans Salonu’nda tanıtımı yapılan ‘Geleceğin Kan Bağışçılarının Kazanımı İçin Teknik Destek’ projesi kapsamında kan bağışı ve öğrenci velilerini bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Gönüllü, karşılıksız ve düzenli kan bağışının arttırılması ve kan teminindeki sorunların önlenmesini hedefleyen proje ile sıkı bir çalışma içerisine girdiklerini belirten Kızılay Muş Kan Bağışı Merkezi Müdürü Dr. Kenan Şeker, okula davet edilen 200 öğrenci velisinin bilgilendirildiğini söyledi. Velilerin ayrıca kan bağışına da destek verdiğini ifade eden Dr. Şeker, “İlimizde kanın acil bir ihtiyaç değil, sürekli bir gereksinim olduğu gerçeğinden hareketle güvenli, düzenli ve yeterli kan tedariki için ülkemizdeki gönüllü, düzenli ve karşılık beklemeyen kan bağışçılarının sayısını arttırmayı hedeflemekteyiz. Veli bilgilendirme ve kan bağışı etkinliği yaptıktan sonra projemizin ilk dönem etkinliklerini bitirecek, 2016’da ikinci yarıyılda birer eğitim ve kan bağışları organizasyonları daha planlayacağız” dedi.

    Proje çerçevesinde daha önce belirlenen okullarda eğitimlerin verileceğini ve eğitimlerin ardından kan bağışı etkinlikleri düzenlenerek projenin ilk dönemini bitirmeyi planladıklarını kaydeden Şeker, “Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Kızılay’ı işbirliğinde yürüttüğümüz ve kan teminindeki sorunların önlenmesini hedefleyen Geleceğin Kan Bağışçılarının Kazanımı Teknik Destek Projemizin birkaç yıl içinde meyvelerini verecektir. İlimizin kan ihtiyacı karşılama noktasında çıtayı bir derece daha yukarı çıkaracağı inancıyla tüm kamuoyunu projemize destek olmaya ve kan bağışlayarak gelecek nesle örnek olmaya bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Eskişehir’de Geleceğin Sektörleri; Havacılık Ve Raylı Sistemlerde Türkiye Almanya İşbirliği” Sempozyumu

    Eskişehir’in ciddi rakamlarda ihracat yaptığına değinen ESO Başkanı Savaş Özaydemir ise, yakında Eskişehir’de helikopter yapılacağının da duyulacağını söyledi.

    Eskişehir Valiliği, Almanya Ekonomik Konseyi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Sanayi Odası ve Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) işbirliği ile “Eskişehir’de Geleceğin Sektörleri; Havacılık ve Raylı Sistemlerde Türkiye Almanya İşbirliği” konulu sempozyum düzenlendi.

    Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyuma, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Deutsche Bank Ekonomi Konseyi Yönetim Kurulu üyesi ve Almanya’nın ilk Türk Bakanı Aygül Özkan, AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, İl Emniyet Müdürü Mustafa Şahin, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Savaş Özaydemir, Almanya Ekonomi Konseyi üyeleri ve çok sayıda şirketin yöneticileri katıldı.

    “ENDER ORTAKLIKLARDAN BİRİ TÜRKİYE-ALMANYA ORTAKLIĞIDIR”

    Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, konuşmasında Türk-Alman işbirliğine değindi. İki ülke arasında etkin bir ticaretin var olduğunu belirten Vali Tuna, “Dünyada, sınırdaş ülke olmayıp da, çok güçlü ekonomik ve ticari bağlara sahip ender ortaklıklarından biri Türkiye-Almanya ortaklığıdır. Almanya yıllardır Türkiye’nin en büyük alıcısı ve tedarikçisi olmuştur. İki ülke arasında etkin bir ticaret yapılmaktadır. Tek bir ürün grubuna bağlılık bulunmamaktadır. Karşılıklı olarak binlerce çeşit malın alınması ve satılması söz konusudur. Türkiye’nin, Almanya’ya ihraç ettiği ürünler listesine bakıldığında, eskiden olduğu gibi iki sektöre yani tekstil-konfeksiyon ve tarım ürünlerine bağımlı olunmadığı; otomotiv, kimyevi maddeler, elektrik-elektronik, makine ve hatta demir-çelik sektörlerinin de dikkate değer rakamlara ulaştığı görülmektedir. 2014 yılı sonu itibariyle Türkiye’den Almanya’ya 15 milyar dolar ihracat yapılmış, Almanya’dan Türkiye’ye ise 22 milyar dolar ithalat gerçekleşmiştir. Yine Eskişehir’den Almanya’ya çoğunluğunu teknolojik ürünlerin oluşturduğu 108 milyon dolar ihracat gerçekleşmiştir” dedi.

    “EN KISA ZAMANDA İHALEYE ÇIKIP GEREKLİ CİHAZLARI ALACAĞIZ”

    Önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptıklarından ötürü mutluluk duyduklarını dile getiren Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, Eskişehir’in hem havacılığın hem de demiryollarının kalbi olduğunu anlattı. Anadolu Üniversitesi’nin hem havacılık hemde raylı sistemler konusunda eğitim veren bir üniversite konumunda olduğunu anlatan Rektör Gündoğan, “Türkiye’nin en eski ve en gelişmiş Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Anadolu Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bunun yanında çok gelişmiş bir mühendislik fakültemiz var. Tüm bunların yanında Anadolu Üniversitesi sadece havacılık ve raylı sistemler alanında eğitim vermekle yetinmiyor ve Ar-Ge faaliyetlerini de hızla sürdürüyor. Bunun en güzel örneği bundan yaklaşık 4 yıl önce Kalkınma Bakanlığı’ndan aldığımız iki tane mükkemmeliyet projesi. Şu anda projeler yürüyor. En kısa zamanda ihalelerine çıkarak gerekli cihazları alacağız” şeklinde konuştu.

    “YAKINDA ESKİŞEHİR’DE HELİKOPTER YAPILACAĞINI DA DUYACAKSINIZ”

    Eskişehir’in ciddi rakamlarda ihracat yaptığına değinen ESO Başkanı Savaş Özaydemir ise, yakında Eskişehir’de helikopter yapılacağının da duyulacağını söyledi. Eskişehir’in yüksek teknoloji ihracatının da yüksek olduğunu açıklayan Özaydemir, “Bugün Eskişehir’in yüksek teknoloji ihracatı fevkalade yüksektir; toplam ihracatımızın yüzde 15’i ileri teknoloji ürünlerinden oluşmaktadır. Havacılık ve Raylı Sistemlerde Eskişehir’in toplam ihracatı 400 milyon dolar seviyelerine ulaşmıştır. Yeni proje ve anlaşmalarla bu rakam katlanarak artacaktır. Neden olmasın, herhalde yakında Eskişehir’de helikopter yapılacağını da duyacaksınız. Bu sektörlerde uluslararası işbirlikleri çok kritik bir değere sahiptir. Yurtdışı sermayelerle ortaklıklar kurarak, onların birikimlerini alarak ilerlemek doğru olacaktır. Bugün otomobil sanayinde ulaştığımız noktaya da bu şekilde geldiğimizi unutmayalım. Eskişehir’de bu konuda potansiyelimiz yüksektir, iyi bir yatırım, hem de çalışma ortamımız var. Bunlar bizim önemli avantajlarımızdır” ifadelerini kullandı.

    “GÖRÜŞMELERDE İLGİ GERÇEKTEN ÇOK FAZLA”

    Deutsche Bank Ekonomi Konseyi Yönetim Kurulu üyesi ve Almanya’nın ilk Türk Bakanı olma özelliği taşıyan Aygül Özkan ise, Almanya’nın ilk defa yurtdışına bir sempozyum hazırlayarak gittiğini anlattı. Aygül, “Bu ilk sempozyum Eskişehir’e nasip oldu. Yakın bir samimiyet ile bizleri karşıladığınız için çok teşekkür ediyoruz. Türkiye gerçekten ekonomi konseyi için çok önemli bir ülkedir. 1990’lı yıllarda 500 iş adamı ve yatırımcı, Türkiye’ye yatırım yapmıştır. Bugün baktığınız zaman 6 binden fazla Alman şirketi, Alman işvereni Türkiye’ye yatırımla, verdiği özenle ve sağladığı iş alanıyla arkadaşlığı ve dostluğu göstermiştir. Bizim konseyimiz bundan iki sene önce bir karar aldı. Bu da çok pozitif bir karardı. Türkiye ve Almanya işbirliği ile ilgili ilgilenecek bir çalışma grubu, bir komisyon uygulattı. Bu komisyonun başkanlığını da ben üstlendim. Samimiyetimle söylüyorum, bugüne kadar yaptığımız görüşmelerde ilgi gerçekten çok fazla” diye konuştu.

  • Geleceğin Liderleri, Topluma Futbolla Kazandırılacak

    İngiliz Liderlik Koçu & Uluslararası Konuşmacı Ralph Watson, Altınordu Kulübü ve İngiltere merkezli “2nd Chance” (İkinci Şans Derneği) iş birliğiyle düzenlenen, sosyal yönden dezavantajlı çocukları topluma futbolla kazandırmayı hedefleyen “Give Football A Chance” (Futbola Bir Şans Ver) projesinde vereceği eğitimlerle dünya çocuklarıyla bir araya geliyor.

    Bugüne dek dünyada 32 farklı ülkede, 54 şirkette on binden fazla yöneticinin hayatını liderlik gelişim eğitimleri ile değiştiren İngiliz Liderlik Koçu & Uluslararası Konuşmacı Ralph Watson, şimdi “Give Football A Chance” (Futbola Bir Şans Ver) projesinde vereceği eğitimlerle dünya çocuklarının hayatlarının değişmesini sağlayacak.

    Ralph Watson geride bıraktığı 18 sene içerisinde Alstom (Fransa), Beiersdorf (Almanya), British Telecommunications (İngiltere), Cable & Wireless (İngiltere), Deloitte (İngiltere), Etisalat (Birleşik Arap Emirlikleri), Goodhope (Singapur), Life (Ukrayna), Oman Oil Company (Umman), Pfizer (Amerika Birleşik Devletleri), Saudi Telecom (Suudi Arabistan), Schering-Plough (Amerika Birleşik Devletleri) ve VIP Mobile (Sırbistan) gibi dünyanın önde gelen şirketlerinde üst düzey yöneticilere liderlik gelişim eğitimleri verdi.

    Yolculuğuna 90’ların başında koçluk alanında global bir kişisel marka olma vizyonuyla başlayan ve bugün 30’dan fazla ülkede eğitimler verip konuşmalar yapmış olan Liderlik Koçu & Uluslararası Konuşmacı Ralph Watson, bugüne kadar hem binlerce insanın hayatını değiştirdi hem de uluslararası düzeyde çok sayıda üst düzey yöneticiye ve lidere koçluk yaptı. Ralph Watson, yola çıktığında tek bir hedefi vardı; insanların değişimi seçmelerini ve kendi içlerindeki lideri keşfetmelerini sağlamak. Ralph Watson’ın değişimin kendisini merkeze koyan bu yaklaşımı 20 seneyi aşkın bir süredir devam etmekte. Watson, 2013’te de çok özel bir sayfa açarak markasını yeniden konumlandırdı.

    63 yaşındaki Watson şimdi ise Altınordu Kulübü ve İngiltere merkezli “2nd Chance” (İkinci Şans Derneği) iş birliğiyle düzenlenen, sosyal yönden dezavantajlı çocukları topluma futbolla kazandırmayı hedefleyen “Give Football A Chance” (Futbola Bir Şans Ver) projesi kapsamında geleceğin liderleri olan bugünün çocukları ile bir araya geliyor.

    Ralph Watson’ın daha önce İngiltere’de “2nd Chance” (İkinci Şans Derneği) ile birlikte genç mahkumlara 6 ay süresince verdiği eğitimler sonrasında Chelsea Genç Takımı ile futbol maçı organize edilmişti. Bu 6 ay içerisinde genç mahkumlara verilen Kişisel Gelişim ve Liderlik Gelişimi eğitimlerinin sonunda bu kişilerin cezaevlerinden çıktıktan sonra aileleriyle olan ilişkilerinde, sosyal yaşantılarının kalitelerinde ve iş bulma oranlarında artış görülmüştü. Şimdi ise benzer eğitimler Watson tarafından Türkiye Futbol Federasyonu ile sponsorların desteğini alan “Give Football A Chance” (Futbola Bir Şans Ver) projesi kapsamında 3 sene içerisinde 16.000’den fazla sosyal yönden dezavantajlı çocuğa veriliyor olacak.

    BEYAZ KURT FELSEFESİ

    Ralph Watson, 2013’ten bu yana global marka danışmanı Can Yazıcı ile çalıştığını belirterek, “Beyaz Kurt Felsefemi 18 yıllık tecrübelerimi ve birikimimi süzerek Can Yazıcı ile beraber yarattık. Bu felsefenin doğuş süreci benim için çok özeldi ve Beyaz Kurt Felsefesi ile hayatım değişti diyebilirim. Tüm iş dünyasındaki üst düzey yöneticilere dünyada bu eğitimleri vermeye başladık ve aldığımız tepkiler gerçekten harika oldu. Beyaz Kurt Felsefesi’nde yöneticilerin izlediği yolu stabil bir düz çizgi olarak tanımlıyorum; genellikle her şarta ayak uydurabilen, dinamik, eleştiriye açık, sabırlı, sorgulayıcı, yerine göre davranmasını bilen, yaratıcı, prensipli, mücadeleci, ahlaklı ve değişime açık kişilerden oluşan liderlerin izlediği yolu ise Kurt Çizgisi olarak… Bu nedenle Can Yazıcı özellikle amblemdeki Kurt Çizgisi tasarımını marka stratejimizin merkezine koydu; artık Kurt Çizgisi her yerde hem Ralph Watson’ın hem de liderliğin sembolü olarak kullanılıyor olacak. Global bir eğitim ekibimiz var ve eğitimlerde ise klasik tatta sıkıcı etkinlikler yok; insanlar en çok eğlenirken öğrenebilirler ve biz de böyle yapıyoruz. Kısacası iş dünyasının kurtlarına, koçluk yapıyoruz ve onların içindeki liderleri doğal olarak ortaya çıkarıyoruz” dedi.

    “Give Football A Chance” (Futbola Bir Şans Ver) projesinin ana destekçisi olan Altınordu Kulübü’nün en büyük şansının Seyit Mehmet Özkan gibi bilge bir lider olduğunu belirten Watson şöyle devam etti: “Seyit Mehmet Özkan dünyada yapılabilecek en özel yatırımı yapmış, çocuklara yatırım yapmış ve bu doğrultuda öncelikle iyi bireyler yetiştiriyor. Biz de çocuklara yapılan bu yatırıma tüm tecrübemizi ve bilgi birikimimizi aktararak tüm dünyanın takdir ettiği bir değeri yüceltmeye çalışacağız.”

    “Give Football A Chance” (Futbola Bir Şans Ver) projesinin başlatıldığı ilk ülke olan Türkiye’yi ve Türkiye Milli Futbol Takımı’nı da bildiğini ifade eden Watson, Fatih Terim’in Türkiye Milli Futbol Takımı’nın kimliğine çok uygun bir karaktere sahip olduğunu belirterek “Terim gördüğüm en doğal liderlerden. İletişim becerileri üst düzey olan karizmatik bir lider profili sergiliyor. Arkasında büyük bir ulus olan ve asla vazgeçmeyen bir milli takımı ancak böyle doğal bir lider sırtlayabilir” ifadelerini kullandı.

    Çocukların proje süresince alacakları eğitimde güven, tolerans ve azim konularının önemine değinen Watson sözlerini şöyle noktaladı : “Takımınızda güven, tölerans ve azim yokken asla gerçek bir takım olamazsınız. Çünkü gerçek takım, egodan ve kişisel hırslardan uzak olarak, tek bir hedefe odaklanan takım üyelerinden oluşur. Ben değil, biz diyebiliyor olmak önemli. Çocuklar ise mükemmel bir doğal öğrenicidir ve biz takım oyununun temellerini çocuklara erken yaşlarda vermeliyiz. İnsanlar hayatları boyunca öğrendiklerinin tamamına yakınını çocukluğunda öğreniyor ve bu 12 yaş altı çocukların liderlik gelişimleri için en doğru zaman. Bu yüzden bizim bu projedeki en büyük hedeflerimizden biri geleceğin liderleri olan çocukların liderlik tabanlı kişisel gelişimi. Özetle değişimin kendisini merkeze koyarak çocukların hayatlarına dokunacağız, çünkü geleceğin liderleri bugünün çocuklarıdır.”