Etiket: Geldik”

  • Bakan Turhan: “Dünya yat üretiminde 3’üncü sıraya yükselip marka haline geldik”

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Türkiye’nin dünya yat üretiminde 3’üncü sıraya yükselip marka haline geldiğini söyleyerek, “2023’e kadar 1 milyon vatandaşımıza denizcilik kültürünü aşılamak, verilecek denizcilik eğitimi sonrasında amatör denizci belgesi düzenlemek, denizci millet, ülke, hedefine ulaşmak istiyoruz. İnsanımızın yüzünü denizlere çevirmek, ufkun ötesini görmelerinin sağlamak için amatör denizcilikle ilgili temel eğitim programını bugün başlatıyoruz” dedi.

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan “Hedef 2023: Bir Milyon Amatör Denizci Projesi” tanıtım törenine katıldı. Bakanlık konferans salonunda düzenlenen programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Turhan, denizlerin dünya ve insanlık açısından öneminin kelimelerle ifade edilmeyecek kadar fazla olduğunu belirtti. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de denizlerin insanlığın vazgeçemeyeceği hayat alanını ve ekonomik mücadele zeminini oluşturduğunu dile getiren Turhan, “Türkiye’nin geleceğinin denizlerde ve denizcilikte olduğunu vurgulamak gerekir. Ecdadımız denize ve denizciliğe verdiği önem ölçüsünde devlet ve millet olarak büyümüştür. Üzerinde yaşanılan coğrafyanın denizci olmayan devletlerin ve sırtını denize dönen milletleri affetmediği malumunuzdur. Yüzümüzü tam anlamıyla denizlere çevirmeliyiz” şeklinde konuştu.

    Tarih boyunca denize kıyısı olan ülkelerin, olmayan ülkelere göre hep daha avantajlı olduğunu dile getiren Turhan, “Ülke olarak dünyanın en güzel coğrafi deniz potansiyeline sahibiz. Bu potansiyelimizle deniz kaynaklı doğal zenginliklere sahip olmamızın yanında, dünya deniz ulaşımında da kilit ülkelerden biri olmalıyız. Üç tarafımız denizlerle çevrili ancak tek başına bu durumun kimseye avantaj sağlayamayacağı da açıktır. Deniz mevcudiyetimizi ve üstünlüğümüzü nasıl kullandığımız çok önemlidir. Deniz sınırlarımız kara sınırlarımızın üç katı olmasına rağmen, uzun yıllar denize sırtımızı döndük. Oysa bugün bile dünya taşımacılığında deniz yolunun payının yüzde 84. Bir ürünü deniz yoluyla taşımak, demir yoluna göre 3 kat, kara yoluna göre 7 kat, hava yoluna göre ise kat 21 kat daha ekonomiktir. Dünya ticaretinde, deniz ulaşımı bu kadar belirleyici. Denizin ne anlama geldiğini idrak edip gerekli adımları atmak, denizciliğin bir evladı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a nasip olmuştur. Cumhurbaşkanımızın vizyonu sayesinde son 16 yılda dünyanın denizcilikte lider ülkeleri arasına girdik. 2002 öncesine göre gemilerimiz kara listede yer alıyordu. Limanlardan gemilerimizin demir almalarına izin verilmiyordu, bugün beyaz listedeyiz. Gemilerimiz dünyanın dört bir yanına ilerliyor” ifadelerini kaydetti.

    “Dünya yat üretiminde üçüncü sıraya yükselip marka haline geldik”

    Deniz ticaret filosu kapasitesinin 2008’deki global krize rağmen dünya denizcilik filosuna göre yüzde 75 daha fazla büyüme kaydettiğini aktaran Turhan, 2002’de dünyada 17’nci sırada bulanan deniz ticaret filosunun, bugün 15’inci sıraya yükseldiğini ifade ederek, “Dünya yat üretiminde üçüncü sıraya yükselip, marka haline geldik. 2003’de 37 olan tersane sayımızı 78’e çıkarttık. İnsanımızın da sektörümüzün de yüzünü tekrar denize çevirmiş olduk. Çünkü denizde bolluk, bereket ve gelecek var. Denizcilik sektörü, fiziki altyapısının yanında beşeri gücüyle de bütünlük arz etmek zorunda. bunun da yolunun eğitimden geçtiği açıktır. Denizcilik eğitimimizin kalitesini artırarak, denizciliğimizin daha fazla eğitimli insanlardan oluşması amacıyla çok önemli için çalışmalar yaptık. Ancak hala noksanlıklarımız var, örneğin 112 bin gemi adamımızla Çin’den sonra dünyanın en fazla eğitimli gemi adamına sahip ülkeyiz. Denizin doğal otobanından ve geniş kapasiteli ulaştırma imkanlarından ne kadar istifade edebildiğimizin, denizlerin sunduğu zengin besin kaynaklarının ekonomik zenginliklerinden, nimetinden ve bereketinden ne kadar faydalanılabildiğimizin muhasebesini her zaman yapmamız gerekiyor. Bugüne kadar vermiş olduğumuz amatör denizci belgesi 210 bin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her 390 kişiden bir kişinin amatör denizci belgesi var. Bu veriler, Hollanda’da 64’te bir, İtalya’da 68’de bir, Almanya’da 184’te bir kişi düzeyinde. Bu rakamlar denize kıyısı olmayan ülkelerde mesela İsviçre’de 73’te bir. Amatör denizci belgesi olmadığı halde yüzünü denize dönmüş, hayatının büyük bölümünü denizlerde ve denizlikle geçiren insanlar düşünüldüğünde bu rakam, Türkiye’nin gerçeğini yansıtmıyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıl dönümü olan 2023’e kadar 1 milyon vatandaşımıza denizcilik kültürünü aşılamak, verilecek denizcilik eğitimi sonrasında amatör denizci belgesi düzenlemek, denizci millet, ülke, hedefine ulaşmak istiyoruz. İnsanımızın yüzünü denizlere çevirmek, ufkun ötesini görmelerini sağlamak için amatör denizcilikle ilgili temel eğitim programını bugün başlatıyoruz. Amatör denizci sınavına katılmak için gerekli olan elektronik ortamda verilen eğitim programına alternatif yeni yaptığımız yönetmelik değişikliğiyle liman başkanlıklarında ve bakanlık merkez teşkilatında teorik ve uygulamalı eğitim programlarının geçerli sayılacağı düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu bağlamda eğitim konularını içeren amatör denizci rehberi hazırlanmış olup, eğitim için müracaat eden vatandaşlarımıza da ücretsiz dağıtılacak. Müracaatlar ülkemiz genelinde 71 liman başkanlığı ile bakanlığımız merkez teşkilatında yapılacak cumartesi pazar günleri ücretsiz verilecek 4 saatlik teorik ve uygulamalı eğitim sonunda yapılarak başarılı olan vatandaşlarımıza amatör denizci belgeleri verilecek. Sınavlardaki başarı bizim de başarımız olacak” dedi.

    Basın mensuplarına yönelik eğitim verilecek

    Turhan, denizlerin engin ve doğal otoban özelliği taşımaları, sportif amaçlı kullanılanlar hariç özel teknelerle denizlerde ölümlü ve yaralanmalı kaza yapma riskinin diğer ulaşım modları ve özellikle karayolu ulaşımına oranla çok daha az olması halkın denize ve denizciliğe yönlendirilmesi, denizlerin ekonomik, sosyal ve kültürel daha fazla yararlanılmasını teşvik için amatör denizci belgesi olmadığı halde özel tekne kullanan kişilere uygulanan idari para cezalarında indirime gidilmesine yönelik düzenlemeyi yürürlüğe geçirdiklerini söyledi. Belgesi olmayan, yaşamının her alanında denizle iç içe olan denizcilere belge sahibi olma fırsatı sunacaklarını vurgulayan Turhan, basın mensuplarına yönelik de 2-7 Ekim arasında yapılacak eğitim ve sınav sonrasında amatör denizci belgesi verileceğini duyurdu.

    Turhan, bir milletin denizciliğinin en başta gelen ölçütünün denizlerin paklığı olduğunun altını çizerek, proje kapsamında eğitim verecek kişilerin bu hususun üzerinde durmaları çağrısında bulundu. Konuşmanın ardından eğitime katılacak basın mensuplarına Bakan Turhan “Amatör Denizci Rehberi” takdim etti.

  • Semih Özsoy: “Biz bazı vaatlerle geldik”

    Atiker Konyaspor maçı sonrası konuşan Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Semih Özsoy, “Deplasmanda ilk galibiyetimiz. Gol yemediğimiz ilk maç, sonuçta mutluyuz. Geçişler

    Maç sonrası konuşan Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Semih Özsoy, yönetime gelirken bazı vaatlerle geldiklerini ve attıkları her adımın dolu olacağını söyledi. Özsoy, “Deplasmanda ilk galibiyetimiz. Gol yemediğimiz ilk maç, sonuçta mutluyuz. Geçişler böyle sancılı olur. Geçiş süreci halen tamamlanmış değil. Çok kat edeceğimiz yol var. Özellikle yeni transferlerin uyumu sevindirici neler yapabileceklerinin kanaatı oldu ve bundan sonra daha iyi olacağına inanıyoruz. Bu galibiyet bize moral olacak. Zorlu bir döneme giriyoruz. Hem UEFA hem de Beşiktaş maçı gibi zor bir maçımız var. Beşiktaş’a diyeceğimiz, bugün onlarında seçim vardı kendilerini bekliyoruz, kendilerini ağırlamaktan gurur duyarız. İyi geçeceğini umuyoruz. Bizim açımızdan bütün güzel ortam sağlanacaktır. Biz bazı vaatlerle geldik. Dolaysıyla bizim her attığımız adımın dolu olacağını sanıyoruz. Hiçbir sıkıntının olacağını sanmıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Manşetlerle, kalemşörlerle çarpışarak bu günlere geldik”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Maalesef bu memleketin havasını teneffüs edip, ekmeğini yiyip, suyunu içip, tüm imkanlardan en üst düzeyde faydalanıp Türkiye’nin yüzüstü yere kapaklanmasını heyecanla bekleyenler olduğunu görüyorum. Milletimize ve onun temsilcisi olarak gördükleri şahsımıza karşı duydukları husumeti ülkenin felaketini dileyecek kadar ileri götürenler bulunduğuna şahit oluyoruz. Medyanın da bilerek veya bilmeyerek bu alçaklığa aracılık etmesinden üzüntü duyuyoruz” dedi.

    Medya Oskarları Ödül Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her yerinde medya kuruluşlarının faaliyet gösterdikleri devletlerin ve toplumların ortak çıkarlarını gözettiklerini, bu anlayışın medyanın yazılı olmayan kuralı olduğunu söyledi.

    “Operasyonlarını hep medya üzerinden yürüttüler”

    Konuşmasında medyanın önemine değinen ve medya tarihini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medyanın hayatımıza bu kadar girmesiyle birlikte kolaylaştırıcı ve zaman kazandırıcı pek çok yönü yanında kontrol edici ve yönlendirici tarafları da tartışılmaya başlanmıştır. Bugün baktığımızda haberlerden sinemaya, eğlence programlarından çizgi filmlere kadar medya içeriğinin önemli bölümünün belli odakların tekelinde olduğunu görüyoruz. Medyanın tekelleşmesi, giyim kuşamın, mimarinin, yeme içme alışkanlıklarının daha pek çok bireysel ve toplumsal davranışın da tekdüze haline gelmesine yol açıyor” diye konuştu.

    40 yıllık siyasi hayatındaki tecrübelerinden çıkardığı sonucu açıklayan Erdoğan, “Şayet ülke ve millet olarak güçlüyseniz, kendi özgünlüğünüzü koruma şansına sahipsiniz. Böyle bir gücünüz yoksa ya kendinizi dünyadan tecrit edeceksiniz, artık böyle örnekler pek kalmadı, küresel düzene tabi olacaksınız. Bizim yöntemimiz daha farklı, biz ne tabi olmayı ne tecrit olmayı seçtik. Bizim tercihimiz güçlü hale gelmekten yana oldu. Geçtiğimiz 16 yılda Türkiye’yi 3,5 kat büyüttük. Ülkemizi her alanda kendi ayakları üzerinde durur hale getirmeye çalıştık. Bunun için vesayet odaklarından darbecilere, siyasi madrabazlardan ekonomik tetikçilere kadar herkesin karşısında milletimizle birlikte durduk. Yerli ve milli vurgusu yaptık. Sadece 15 Temmuz’daki mücadelemiz bile millet olarak bu yöndeki kararlılığımızın bu yöndeki en somut örneğidir. Açık konuşmak gerekirse, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğumuz günden itibaren bize en çok saldıranların, linç etmeye çalışanların başında kusura bakmayın medya geliyordu. Ana akım medya ülkemizde eskiden beri vesayetçilerle, darbecilerle, mandacılarla birlikte hareket etmiştir. Milletin yanında yer almak yerine marjinallerin safında yer almayı maharet sanan medyaya karşı mücadeleler verdik. Bir şairimizden esinlenerek söylediğim gibi, biz her biri top güllesi niyetiyle atılan manşetlerle, köşelerini kurşun gibi kullanan kalemşörlerle çarpışa çarpışa bu günlere geldik. Hukuka da vicdana da ahlaka da sığmayacak bir mahkeme kararıyla mahkum edildiğimizde bizim için atılan ‘muhtar bile olamaz’ manşetlerini unutmadık. Şahsımız, partimiz, hükümetimiz aleyhinde yazılan, çizilen bühtanların, atılan iftiraların, yapılan çarpıtmaların haddi hesabı yoktur. Geçi ihanetini sosyal tepki, 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişimini hukuka saygı, çukur eylemlerini sivil direniş, 15 Temmuz’u tiyatro olarak göstermeye çalışanlar operasyonlarını hep medya üzerinden yürüttüler. Teröristlere güzelleme yapan, milleti aşağılayan, hor gören, hakir gören bir zihniyet yıllarca medyada baştacı edildi. Millete ‘göbeğini kaşıyan adam’ diyerek, ‘bidon kafalı’ diyerek, ‘koyun’ diyerek ve daha nice ifadelerle en ağır hakaretleri yapanlar hep medya mensupları değil miydi? Türkiye’nin geçirdiği büyük değişimden medyamızda nasibini aldı. Bugün artık eskisine göre hakikatlere daha saygılı, haberlerinde, yayınlarında daha dengeli bir medyamız olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.

    “Bizde otağımızı orada kurup, oradan Malazgirt’e geçeceğiz”

    Malazgirt ve Ahlat ziyaretlerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ahlatta butik de olsa Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapacağız, Sayın Bahçeli’nin de bizlere öyle bir ricası oldu. Onu kısa zamanda yetiştirip önce Ahlat, çünkü Sultan Alparslan otağını orada kurmuştu, bizde otağımızı orada kurup, oradan Malazgirt’e geçeceğiz. Tarih ibret alınırsa tekerrür etmez. Biz bunu yaşayacağız, yaşatacağız. Bundan sonra hem Ahlat’ta hem Malazgirt’te ecdadın hatırasını yaşatmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Bizi bu tehditlerle yıldırmak mümkün değildir”

    “Türkiye’nin bu onurlu ve kapsamlı politikası birilerini rahatsız ediyor” açıklamasında bulunan Erdoğan, gecen 5 yılda Türkiye’nin üzerine gelinmesinin sebebinin bu olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Farklı toplum kesimlerini tahrik edip ülkemizi iç kargaşaya sürükleyemeyince bu defa terör örgütleri vasıtasıyla dışarıdan tazyike başladılar. Yatığımız sınır ötesi operasyonları ile bu projeyi de akamete uğrattık. Şimdi ekonomi üzerinden bizi sıkıştırmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin ekonomide çözmesi gereken yapısal sorunları elbette mevcuttur. Biz bunları zaten biliyor ve çözümü için çalışıyoruz. Ancak bunların hiç biri son zamanlarda yaşadığımız hadiseleri açıklamaya yeterli olamaz. Nitekim birileri ülkemizi ekonomi üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını açıkça ifade etmekten çekinmiyorlar. İnşallah biz bu dalgayı da atlatacağız. Alt yapımız bunu atlatmaya kabiliyetlidir, o gücü de vardır. Gerek ekonomi yönetimimiz, gerek devletimizin diğer kurumları ihtiyaç duyulan tedbirleri alıyorlar. Nitekim milletimizin elindeki kaynakları şuanda seferber edilmiştir. Yurt dışındaki dostlarımız da çok ciddi rakamlarla mücadelemize destek vermeye başladılar. Bu sürecin hem ekonomik hem de siyasi bakımından yeni bir sıçrama dönemine gireceğimizin vesilesi olacağına inanıyorum. Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını herkes görecek. Türkiye ile birlikte hareket etmenin karlı bir tercih olduğunu bugüne kadar beraber çalıştığımız herkese gösterdik. Ancak, NATO’da birlikte stratejik ortak olduğumuz bir ülkenin kalkıp ta Türkiye gibi NATO içinde ilk üç içinde yer alan bir stratejik ortağına bu şekilde yaklaşımlarda bulunmasını hiçbir cümle ifade edemez. Bizi öyle tehditlerle, bize ileri geri ifadelerle geri adım attırmak mümkün değil. Biz öyle bir tarihin varisleriyiz ki, bizi bu tehditlerle yıldırmak mümkün değildir. Demek ki onlar bu milleti tanımadılar, ama tanıyacaklar” dedi.

    “Medyanın da bilerek veya bilmeyerek bu alçaklığa aracılık etmesinden üzüntü duyuyoruz”

    Hedefsiz bir ülkenin pusulasız bir gemi gibi olduğunu kaydeden Erdoğan, “Türkiye çok net hedeflere sahip bir ülkedir. Biz 2023 vizyonumuzu 2011 yılında ilan ettik ve aynı rotada yürümeyi sürdürüyoruz. 2023 hedeflerimize sahip çıkıyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’nin girdiği her mücadeleden sadece ayakta değil, aynı zamanda kazançlı bir şekilde çıkmasından başkalarının rahatsız olabileceğini söyleyen Erdoğan, “Ama bu ülkenin hiçbir ferdi, kuruluşu böyle bir hakka sahip değildir. Maalesef bu memleketin havasını teneffüs edip, ekmeğini yiyip, suyunu içip, tüm imkanlardan en üst düzeyde faydalanıp Türkiye’nin yüzüstü yere kapaklanmasını heyecanla bekleyenler olduğunu görüyorum. Milletimize ve onun temsilcisi olarak gördükleri şahsımıza karşı duydukları husumeti ülkenin felaketini dileyecek kadar ileri götürenler bulunduğuna şahit oluyoruz. Medyanın da bilerek veya bilmeyerek bu alçaklığa aracılık etmesinden üzüntü duyuyoruz. Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyanın her yerinde medya kuruluşları faaliyet gösterdikleri devletlerin ve toplumların ortak çıkarlarını gözetirler. Bu anlayış medyanın yazılı olmayan kuralıdır. Kendi ülkesine ve toplumuna karşı husumet içine giren kişiler ve kuruluşların her yerde olduğu gibi medyada da dışlanır, mecrasız bırakılırlar. Türkiye’nin de bu olgunluğa bu sorumluluk düzeyine ulaşması şarttır. Son dönemde bu doğrultuda önemli bir mesafe kat etmiş olmakla birlikte daha gitmemiz gereken çok yol olduğu da ortadadır” şeklinde konuştu.

  • Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İşliyen:”Dini kavramlarımız kirlendi neredeyse kullanmaktan çekinir hale geldik”

    Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, “Dini kavramlarımız kirlendi neredeyse kullanmaktan çekinir hale geldik” dedi.

    Erzurum İl Müftülüğü tarafından düzenlenen “2018 Yılı Vekalet Yolu ile Kurban Kesim Organizasyonu Tanıtım Toplantısı” İl Müftülüğü Konferans Salonunda yapıldı.

    Konferansa Vali Yardımcısı Muharrem Eligül, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, İl Müftü Vekili Osman Yazıcı, Palandöken İlçe Müftüsü Abdurrahman Kotan ve çok sayıda davetli katıldı.

    “Dini kavramlarımız kirlendi”

    Konferansta konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, dini kötüleyen bazı cemaatler yüzünden dini kavramların kirlendiğini ifade ederek, “Bir restorasyon süreci geçirmemiz gerekiyor, hızlanmamız gerekiyor öyle güzel dini kavramlarımız kirlendi ki neredeyse kullanmaktan çekinir hale geldik. Himmet kullanmaz hale geldik, hizmet kullanamaz hale geldik, cemaat adını rahatlıkla telaffuz edemez hale geldik neredeyse imamı bile camii imamı vasfıyla birlikte ön nitelemesiyle birlikte kullanır hale geldik. Kavramların arasında en çok kirlenenlerden bir tanesi kurban kavramı oldu sınıfta öğrencilerin peygamber efendimizin muhabbetinde istifa etmek suretiyle hadi çocuklar beşer lira onar lira getirin diyerek hep beraber Hz Peygambere bir kurban keselim çocuklarımız kandırıldı. Bilemedik ki o çocuklarımızın harçlıklarından artırıp biriktirdikleri beşer lira onar lira Amerika’da filan adayın seçim kampanyasına destek olarak dönecekmiş o hale gelecekmiş onu bilemedik” şeklinde konuştu.

    “Bu milletin tökezlemeye hakkı yok”

    Türkiye’nin mazlumların umudu olduğunu bu yüzden tökezlememesi gerektiğini belirten İşliyen,“Bu milletin tökezlemeye hakkı yoktur kıymetli arkadaşalar dünyanın dört bir tarafında bu ülkeye, bu devlete ümit bağlayan yetimin, garibin, yoksulun, fakirin, muhtacın ve mazlumun başını yere eğdirmeye hakkı yoktur. Biz hata yapamayız biz dünyevileşemeyiz, biz istismar edemeyiz başkasının yaptığının karşılığı bir günah olursa bizim yaptığımızın karşılığı belki bin günah olarak döner bize arkadaşlar” dedi.

    “Bizim çocuklarımızı teröristler yaptılar”

    FETÖ’nün çocukları kandırarak terörist yaptığını vurgulayan İşliyen, “Bizim gençlerimizin, çocuklarımızın delikanlı olanlarını, heyecanlı olanlarını, yerinde duramayanını DAEŞ, IŞİD adı altında topladılar toplu katliama maruz bıraktılar neticede ölenler bizim çocuklarımız. Bizim çocuklarımızın daha içe dönük, daha kapalı, daha böyle sönük olanlarını ama zeki olanlarını da FETÖ adı altında dershanelerle, okullarla bir araya topladılar bir gecede devletin tankını, topunu, helikopterini ve uçağını bu devletin insanına, vatandaşına, askerine, polisine sıkar ve kullanır hale getirilen teröristler yaptılar ama onlarda bizim çocuklarımızdı onları bu hale onlar getirdiler” diye konuştu.

    Erzurum İl Müftü Vekili Osman Yazıcı Türkiye’nin Müslümanlar arasında rehberlik eden ülke olduğunu ifade ederek,“Vekaleten kurban konusu kurban hizmeti, din hizmeti ve kurban ibadetinin işlenmesini hedeflemekte ancak bu tanım yeterli bir tanım olarak algılanmaması gereken bir husus olduğunu bunun altını özellikle çizmek isterim. Çünkü vekaleten kurbanda maksat kurban ibadetini yapmak olduğu gibi aynı zamanda İslam kardeşliğinin ümmet şuuruna ulaşması bütün dünya Müslümanları arasında her birisinin kendisine rehberlik etmesini beklediği bu aziz milletin kıymetini, yardımını ve desteğini yanlarında görmek arzusu olduğunu ifade etmek isterim” dedi.

    Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ise, “Dinimizin önemli bir vecibesi olan kurban kesmek bu vecibeyi yerine getirmek şartları oluşan her Müslümanın en asıl görevlerinden birisi. Tabi bugün burada anladığım kadarıyla vekaleten kurban kesimi üzerinde durulacak. Bende buraya çıkmışken şunu ifade edeyim ki tabi yıllardır maalesef bir yanda Diyanet İşlerimiz bir yanda hayır yapacağız, fakir fukaraya yardım elini uzatacağız diye milletten kurban kesmek için toplanan paralar ney düğü belirsiz yerlere gitti. Bu amaçla artık bu gibi sorunlar ortadan kalkacak ve daha güvenli olacak kurbanlarımız” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Biz bugünlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bugünlere medya operasyonlarıyla değil manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Biz bugünlere vesayet odaklarının desteğiyle değil, milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürerek geldik” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Beykoz İlçe Kongresi’ne katıldı. Burada vatandaşların yoğun coşkusuyla karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşları selamladı. Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İlçe kongrelerimizi tamamladıktan sonra inşallah 6 Mayıs’ta İstanbul kongremizi yapacağız. Son ilçe kongremizi Üsküdar’da yapacağız. Ardında da suretle büyük kongremizin hazırlıklarına başlayacağız. Bütün şehirlere gittiğimizde şu salondaki manzaraya şahit olduk. Kongrelerimizi tam bir muhabbetle günden güne büyüyen bir çoğalan sevda ile yapıyoruz. Trabzon’dan Batman’a, Çorum’dan Sivas’a Hatay’a Aydın’a kadar ülkemizin her bir köşesinde kavga gürültü hakaretle değil sadece dayanışma gördüm. Kongrelerimizi derme çatma düğün salonlarında 200-300 kişilik salonlarda değil, AK Parti ye gönül vermiş kardeşlerimle büyük salonlarda dışında da adete mitinglerle yaptık. Salonlara sığmıyoruz, inşallah gönüllere sığacağız. Sokaklara caddelere taşan çok büyük bir coşku seliyle kongrelerimizi yaptık. Şu gerçeğe defalarca şahit olduk. Milletimiz halen istikbalini AK Parti’de, AK kadroda görüyor. Metal yorgunluğunu üzerimizden attık. Şimdi metal yorgunluğu gitti. Yeni bir diriliş hareketi başladı. Buna ne diyorum. Bu bir diriliş müjdesidir. Her geçen gün daha da büyüyoruz” dedi.

    “Dargınlık, kırgınlık, fitne ve fesadı aramıza FETÖ soktuğu virüslerdir”

    “Fitne, fesadı FETÖ aramıza soktu” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fesat, fitne, fücur bunları ayaklarımızın altına alıyoruz. Birbirimizi Allah için seviyoruz. Dargınlık kırgınlık olmayacak bizim kitabımızda yok. Biz bunu yakalayacağız. Gençler özellikle size sesleniyorum dargınlık, kırgınlık, fitne ve fesadı aramıza FETÖ soktuğu virüslerdir, bunlardan kurtulacağız. Birbirimizi yaradandan ötürü seveceğiz. AK Parti büyüdükçe ülkemizde büyüyor. Ak parti güçlendikçe Türk Milleti de güçleniyor. Türkiye’nin bu kutlu yoldaki çalışmalarını engelleme çalışmalarını, onların namlularını partimize çevirmelerinin nedeni işte budur” diye konuştu.

    “AK Parti ülkede toplumsal barışın dinamosu olmuştur”

    “AK Parti’nin kaderiyle ülkemizin kaderi birbirine bağlıdır” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüz milyonlar AK Parti ile yürüyorsa tek sebebi var, seviyorlar. Bu hareketi seviyorlar. Bu gün hanım kardeşlerim AK Parti’nin kaderiyle ülkemizin kaderi tıpkı halat gibi örünmüş etle tırnak gibi birbirine geçmiştir. AK Parti geldiği nokta itibariyle Rabbime hamdolsun Türkiye’de istikrarın demokrasinin toplumsal barış ve huzurun dinamosu olmuştur. Hepimizin uyanık olması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte hepimizin teyakkuz halinde bulunmaları önem arz ediyor. Her seçimde olduğu gibi 2019 öncesinde 2019 öncesinde de partimizin birlik ve beraberliğimizi bozmaya teşebbüs olması kaçınılmazdır. Kendi kısır tartışmalarını bize yansıtmaya çalışanlar olacaktır” şeklinde konuştu.

    “FETÖ’nün sosyal medya terörizmine asla boyun eğmedik”

    FETÖ’nün sosyal medyadan terörizm estirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Denetimsiz ve alabildiğini serbest bir alan olan sosyal medya son yıllarda bu tür operasyonların ana mecrası haline gelmiştir. Gezi olayları ve diğer alanlarda FETÖ bu alanı hoyratça kullandılar. Haftalar ve aylarca boyunca bu hesaplardan itibar suikastları düzenlemiş. Yalan ve iftira üstümüze boca edilmiştir. FETÖ’nün tetikçilerinin hedefi olmuştur. FETÖ’nün sosyal medyanın terörizmine asla boyun eğmedik. Hayat geçirdiğimiz tedbirlerine FETÖ’nün linç ve karalama furyasının önünü kestik. Bu süreçte hem içeriden hem de dışarıdan çok ciddi eleştiriler aldık. Birileri çıktı, bizi demokrasiyi bilmemekle özgürlüklere riayet etmemekle suçladı. Mağdurların feryatlarına kulak asmadan yapılan linç girişimlerini haklı göstermenin sosyal medya şirketlerinin aklama peşine düştü. Hatta o dönem Anayasa mahkemesini baskılara boyun eğerek bazı kararlara imza attı. Oysa meselenin ne özgürlüklere ne demokrasiyle alakası yoktu. Bilakis onca kalleş saldırının yegane hedefi demokrasi, özgürlük ve bizi biz yapan değerlerdi. Geriye baktığımızı zaman tavrımızın doğru olduğunu anlıyoruz. Özellikle son günlerde bir küresel sosyal medya şirketinin usulsüzlükleri üzerinde yapılan tartışmalar bizim haklılığımız ortaya çıkartıyor. Bizim o günlerde demokrasimizi sosyal medya teröründe korumak için aldığımız tedbirler bugün ABD’de, Avrupa’da çok daha ileri seviyede gündeme geliyor. O zaman bizi anti demokratik olmakla suçlayanlar bugün, sosyal medyaya şirketlerinin sorumsuzluğu ve hak ve hukuk tanımaması önünde feveran ediyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Biz bugünlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin bu günlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldiğini belirterek, “Yalanların panzehri hakikatlerdir. Şahsımız partimiz ve ülkemizle ilgili yürütülen operasyonlara verilecek cevabımız sadece hakikatlere sarılmak ve onları anlatmaktır. Sen doğru ol kem belasını bulur. Bugünde yarına 2019 seçim öncesinde de takip edilecek olay budur. Biz bugünlere medya operasyonlarıyla değil manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Biz bugünlere vesayet odaklarının desteğiyle değil, milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürerek geldik. Biz AK parti olarak teşkilat olarak kardeşliği büyüterek dayanışmayı yücelterek bu günlere geldik. Enerjimizi ülkemize ve milletimize sarf etmeyle çalışacağız. Bizim en büyük referansımız yaptığımız eserlerdir” şeklinde konuştu.