Etiket: Geldiği

  • (Özel) Tatil için geldiği köyünde tatilcilerin bıraktığı çöpleri topluyor

    İstanbul’dan tatil için Kastamonu’ya gelen duyarlı vatandaş, hem sahilde hem de ormanlık alanda atılan çöpleri toplayarak duyarlılık oluşturmaya çalışıyor.

    İstanbul’da ikamet eden ve her yaz döneminde memleketi Kastamonu’nun Cide ilçesini ziyarete eden 58 yaşındaki Selami Gülnar, turizm bölgesi olan köyünde atılan çöpleri toplayarak duyarlılık oluşturmaya çalışıyor. Her yıl 45 günlük tatilini memleketi Cide ilçesine bağlı Çayyaka köyünde geçiren Selami Gülnar, sadece sahilde ve ormanlık alanda çöp toplamanın yanı sıra köyünün tüm sorunlarına da çözüm bulmaya çalışıyor. Köyündeki cami, köy konağı ve tüm sosyal alanlardaki eksiklerini kendine görev edinen Selami Gülnar, köydeki duyarlı vatandaşlarla birlikte hareket ederek tüm eksikleri gideriyor. Gülnar, aynı zamanda köylülerle birlikte çöp toplayarak köyünün örnek gösterilmesi için de mücadele ediyor.

    Özellikle yaz aylarında artan köy nüfusunun oluşturduğu çevre kirliliğine dikkat çekmek isteyen Selami Gülnar, köy içinden, sahili ve çevresindeki tüm çöpleri toplayarak köyünü örnek köy yapmaya çalışıyor.

    “Yolculuk yapan vatandaşlar, dinlenebilsin diye kamelyalar yaptık”

    Köylerine çeşme yapıldığını fakat insanların oturacak bir yeri olmadığını belirten Selami Gülnar, “Biz de, yoldan geçen misafirler için bir masa ve iki tane de oturacak yer yaptık. Yoldan geçen misafirler burada durarak hem ihtiyaçlarını giderebiliyor hem de kamelyada oturarak dinlenebiliyor. Ayrıca bu alan dikenlerle kaplı, insanların rahat edebilmesi için buradaki çalılıkları ve dikenleri temizledik. Ardından çevreye çöpler atılmış, bu yüzden mıntıka temizliği de yaptık” dedi.

    Denizin seyredilebilmesi için yüksek bir tepeye seyir terası da yaptıklarını söyleyen Selami Gülnar, “Bu terasta bazen fotoğrafçılar, resim çizenler geliyor. Denizi seyrederek resim çizip fotoğraf çekiyorlar. Arkadaşlara kolaylık olması için hem de daha iyi vakit geçirebilmeleri için seyir terasına kamelya yaptık” diye konuştu.

    “Çöplerimizi gelişigüzel atmak yerine çöp konteynerlerine bırakalım”

    Köylerinin girişinde çöplerin atıldığı bir alanın bulunduğunu ifade eden Selami Gülnar, “13 tane burada çöp konteynerimiz bulunuyor. Yaz sezonunda çöp aracı haftada bir geliyor. Bazen aksıyor 15 günde bir geldiği de oluyor. Buraya atılan gelişigüzel çöpler karayolunun yarısına kadar geliyor. Çöp aracı geldiği zaman konteynerdeki çöpleri alıyor ama bazen çöplerin kenarındaki pislikler kalabiliyor. Ben, duyarlı olduğum için elimde olmayan nedenlerle elime aldığım tel fırça ile kendi gayretlerimle oraları süpürüp temizliyorum. Çöp arabacı yetersiz kalıyor. Yaz sezonunda çöp araçları haftada iki üç defa gelmesi gerekiyor. Hayvanlar geliyor aç kalıyor, çöplerin içerisine giriyor. Hayvanların yiyebileceği yiyecekleri güzel bir şekilde kenara bırakmamız gerekiyor. Hayvanlar da çöplerin içerisine girmeden yiyebilsin. Sokak köpekleri var, onlar düşünülsün. Bu hayvanlara su bırakılsın kenara. Buraya çöp atmaya gelen şahıs orada 13 tane çöp konteyneri varken fırlatıp atıyorlar. Böyle bir şey olmaz. Burası bizim köyümüz. Ben, nasıl temizliyorsam herkes temiz olması gerekiyor. Ben, kimsenin çöpünü toplamak zorunda değilim. Bu yüzden herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Biz, çöp toplamaktan utanmıyoruz, asıl bu çöpleri bırakanlar utansın”

    Köylerinde denizin olduğunu ve vatandaşların burada denize girdiğini hatırlatan Gülnar, “Deniz kenarı da çöplerle dolu. Buraya herkes piknik yapmaya geliyor. İnanın çocuklarının bezlerini dahi atıyorlar. Bunları bizler temizliyoruz. Biz, çöp toplamaktan utanmıyoruz, asıl bu çöpleri bırakanlar utansın. Bizde eğitim az, eğitim olmadığından o arkadaşlar kendi çöplerini zaten poşetlerle geliyorlar. Çöplerini giderken yanlarında getirdikleri poşetlere koyup zaten araçlarla geliyorlar, böyle çöpe atarlarsa bizler de çok memnun oluruz, hem de çevremiz daha temiz olmuş olur” ifadelerini kullandı.

    “Herkes kendi çöpünü toplasa her taraf tertemiz olur”

    Herkesin kendi çöpünü toplaması durumunda her tarafın tertemiz olacağını vurgulayan köy sakini Erdinç Esgin ise şunları kaydetti:

    “Buraya geldiğimizde kamelyanın etrafı çöplük içerisindeydi. Bizler, burada temizlik yaparak yaklaşık 1 kamyona yakın çöp attık. Buraya incir ağacı diktik, kamelya yaptık insanlarımız dinlensin, oturabilsin diye. Burayı bizler kirletiyoruz. Bundan sonrada temiz tutmamız gerekiyor. Biz, gittiğimiz yerde çöplerimizi kendimiz toplasak ormanda, denizde, sahilde, kenarda orada burada çöp falan olmayacak. Sonuç itibariyle buraları kullanan bizleriz, buralarda bizler oturuyoruz, giderken de arkamızda çöp bırakmak yerine çöplerimizi toplamamız gerekiyor. Bu şekilde yaparsak her yer tertemiz olur.”

  • Tedavi için geldiği hastanede yakalanan FETÖ’cü tutuklandı

    FETÖ’nün ‘Emniyet Mahrem Yapılanması’nda sorumlu olan ve 2 yıldır aranırken tedavi için gittiği hastanede yakalanan İ.K. (41) çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalar kapsamında Karabük’te FETÖ/PDY Terör örgütüne üye olma suçundan 2016 yılından beri aranan İ.K.’nın rahatsızlanarak kentteki hastaneye geldiği bilgisini aldı. Bunun üzerine operasyon yapan TEM Şube ekipleri şahsı hastanede gözaltına aldı. ByLock kullanıcısı ve örgütün “emniyet mahrem imamı” olduğu belirtilen İ.K. emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilerek çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Karabük T Tipi cezaevine gönderildi.

  • Tekerlekli sandalye ile geldiği marketten 40 bin TL’lik ürün çaldı

    İzmir’de akülü tekerlekli sandalye ile geldiği marketten yüklü miktarda ürün çalan şahsın hırsızlık anları güvenlik kamerasına yansıdı. Hırsızın tekerlekli sandalyeden kalkıp yürümesi dikkat çekti.

    İzmir’in Buca ilçesinde bir marketten yapılan hırsızlık, güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. İddialara göre, sabah saatlerinde Menderes Caddesi’ndeki markete gelen iş yeri sahibi R.B., yaklaşık 40 bin lira tutarındaki ürünlerin çalındığını fark ederek polise başvurdu. Güvenlik kamerası görüntüleri incelendiğinde akülü tekerlekli sandalye ile markete gelen bir kişinin ayağa kalkarak soygunu gerçekleştirdiği belirlendi. Görüntülerde hırsızlık zanlısının çaldığı ürünleri çuvala koyup araca yükleyerek kaçması da yer aldı.

    Polis, hırsızlığı gerçekleştirdiği belirlenen zanlının yakalanması için çalışma başlattı.

  • Barışmak için eve geldiği eşine cep telefonundaki öldürme planını gösterdi

    Isparta’da Kurban Bayramı’nda hakkında uzaklaştırma kararı verilen eşinin kendisini sevdiğini söyleyerek, konuşmak ve barışmak talebiyle geldikten sonra önceden hazırladığı ölüm planlaması notlarını kendisine gösterdiğini anlatan kadın, yaşadığı dehşet anlarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) anlattı. Kendisini 10 yerinden bıçaklayıp boğazını kesen eşinin daha sonra kendi bileklerini kestiğini, o halde 155’İ arayarak yardım talebinde bulunduğunu anlatan talihsiz kadın, yaralı halde kilitli olan kapı anahtarını arayıp, bulduktan sonra hayatını kurtulduğunu söyledi.

    İzmir’de bir süre önce eşinden darp gördüğü gerekçesiyle uzaklaştırma kararı alınan ve boşanma sürecine girdikten sonra Isparta üniversite öğrenimi gören kızının yanına gelen Leyla Z. (45), kendisiyle barışmak ve konuşmak bahanesiyle yanına gelen eşi tarafından boğazı kesilerek öldürülmek istendi. Vücudunun farklı yerlerinden aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralanan ve yapılan tedaviyle durumu gün geçtikçe iyiye giden Leyla Z., yaşadığı dehşeti İHA’ya anlatarak, kadınların erkekler tarafından gördükleri en küçük şiddet sonrasında susmamaları ve seslerini gereken yerlere duyurmasını gerektiğini söyledi.

    Yaraları gün geçtikçe iyileşen ancak yaşadığı olay nedeniyle psikolojisini kızlarıyla birlikte zaman geçirerek düzeltmeye çalışan Leyla Z., gerekli tedavileri tamamlandıktan sonra çeşitli kadın hakları savunucuları ve kadınlara destek olan derneklerle çalışmak istediğini söyledi.

    “Kıskançlık krizleriyle başladı, Psikoloğa gidelim dedim, yanaşmadı”

    Isparta Çünür Mahallesi’nde Kurban Bayramı’nda kendisiyle konuşmak ve barışmak bahanesiyle gelen eşi tarafından öldürülmek istendiğini anlatan 3 çocuk annesi Leyla Z., ilk olarak şiddetin darpla başladığını söyledi. Eşiyle kıskançlık krizleri dolayısıyla zaman zaman ufak tefek tartışmalar yaşadıklarını, ancak çocuklarının hatırına duruma göz yumduğunu kaydeden talihsiz kadın, “İlk önceleri küçük kıskançlık krizleriyle başlayan olaylar ve darp, daha sonraları daha daha fazla büyüdü ve son haddi bu oldu. Ben her zaman birlikte psikolojik tedaviye gerekirse birlikte gidelim diyordum. Sen gidiyorsan ben de sana destek olayım, gerekirse ben de gideyim, ortaklaşa yapalım dedim. Ama o hiçbir zaman böyle bir şeye yanaşmadı” dedi.

    “Bana ve kızlarıma affettirmek için geldiğini söyledi”

    “Ufak tefek şiddetler vardı ama bu son olay son damla oldu” diyerek sözlerini sürdüren Leyla Z., “Kurban Bayramı’nda olayı yaşadık. Ben İzmir’de oturuyorum, oradan buraya geldim. O da arkamdan geldi. Gelirken konuşmak istediğini söyledi. Ama amacı konuşmak değilmiş. Bana, ’23 yılın hatırı var, 3 tane çocuğumuz var, oturalım, konuşalım. Seviyorum’ diyerek geldi. Bana söylediklerinin dışında, çocuklara da aynı şeyi söylemiş, hatta çocuklara, ‘Siz de konuşun, ikna edin, beni affetsin’ gibi şeyler söylemiş” diye konuştu.

    “Bıçaklandıktan sonra yaralı halde, gelen polise kilitli olan kapıyı açabilmek için anahtarını aradım”

    Yaşadığı dehşet anlarını dile getiren Leyla Z. şöyle konuştu:

    “Kendisi bayramda geldi, biz oturup konuşurken aslında amacının kendisini affettirmek değil de bana yaklaşıp, beni öldürmek olduğunu söyledi. Hiçbir tartışma falan yokken, normal oturup konuşurken bıçağı çıkardı ve bana saldırdı. Odada oturuyorduk, ben kaçmaya çalıştım. İlk önce beni yakaladı. Göğsüme ve vücudumun çeşitli yerlerine birkaç bıçak darbesi aldım. Ben birkaç cümle kurdum ama hiç fayda etmedi. O direk boğazıma yöneldi. Daha sonra birden çıldırdı ve ayağa kalktı. Kendi bileğini kestiğini gördüm. Daha sonra o halde beni odaya kapattı. Dışarı çıkıp, mutfağa yöneldi. Orada bir takım seslerini duydum ve ben hemen 155’i aradım. Durumumu anlattım, acil olduğunu, çeşitli yaralarım bulunduğunu ve bıçaklandığımı söyledim. O arada polis ve 112 ekipleri geldi. Sonra kapıyı çaldılar ama baktım kapıyı açan yok, o halde kilitli olan kapının anahtarını aradım. Anahtarı buldum, kapıyı açtım. O arada diğer bileğini de kesmiş. Sonra hastaneye getirildik ve burada tedavi altına alındık.”

    Dehşeti yaşayan kadın, kendisini o hale getiren eşinin tedavisi sonrasında cezaevinde olduğunu iletti.

    “Beni nasıl öldüreceğini önceden cep telefonuna not olarak yazmış ve onu bana gösterdi”

    Eşinin olay öncesinde, eşinin cep telefonuna önceden planlayarak kendisini nasıl öldüreceğini yazdığını ve bunu da kendisine gösterdiğini öne süren Leyla Z., “Psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen vardır. Çünkü, bir insan hem ‘Seviyorum’ deyip, hem de telefonunun not defterine nasıl öldüreceğini planlayıp da yazmaz. Bana kendisi gösterdi. Olay cereyan etmeden önce telefonunu açtı, ‘Aslında seni öldürmek için geldim, bak nasıl öldüreceğimi buraya da yazdım’ dedi. Hatta ‘Kızlarıma not’ diye de ayrı bir not, polise – jandarmaya ve annesine de bir not yazmış. Aklınıza gelebilecek herkese bununla ilgili ayrı ayrı notlar yazmış” ifadelerini kullandı.

    “Keşke ben de daha önce bir şeyler yapsaydım da, bunlar başıma gelmeseydi”

    Yaşanan şiddet olaylarının birikimle başlayan, kıskançlıkla devam eden bir süreci içerdiğini özetleyen Leyla Z., “Kısıtlamalarla devam eden süreç var. Kısacası bu süreçte kadınlar kendilerini sindirtmesinler. Baskı altında bile olsalar, bir şekilde bir yolunu bulup, mutlaka bir yardım istesinler. Çünkü, bu gibi durumlarda kadınların arkasında olan o kadar çok kurum ve kuruluş var ki; keşke ben de daha önce bir şeyler yapsaydım da, bunlar başıma gelmeseydi” dedi.

    “Şu an olsa asla beklemezdim”

    “En çok pişmanlık duyduğum şey, sesimi çıkartmamış olmam” diyen Leyla Z., “Ben, sürekli; “çocuklar var, aman işte bölünmüş – parçalanmış ailenin çocukları olmasın. Özellikle de 3 tane kız, aman onların başında baba ve anne figürü olsun’ diyerek sesimi çıkartmadığım için oldu. Şu an olsa asla beklemezdim, ufak ufak bir şeyler başladığında mutlaka yolumu ayırırdım” diye konuştu.

    Yeni evlenen ve evlilik yolundakilere acı tecrübeden tavsiyeler

    Yaşadığı kötü olaylardan çıkardığı tecrübelerle yeni evlenen ve evlilik yolunda olan çiftlere tavsiyelerde bulunan Leyla Z., “Her şeyden önce birbirlerini dinlemeyi öğrensinler. Sürekli bağıran erkek varsa, mutlaka uzak dursunlar. Çünkü, bizim toplumumuzun yüzde 80’i erkek egemenliğinde olduğu için, bağırınca kadınların susmasını ve konuşmamasını ister. Bunlara mahal vermemeye çalışsınlar” şeklinde konuştu.

    “Elimi uzatabileceğim her kadın bir hayat demektir”

    Tedavisi tamamladıktan sonra kadına destek olan ve kadına şiddete karşı olan topluluklarla elinden gelen her şeyi yapmak istediğini dile getiren Leyla Z., “Kadınlara destek oluyorlar. Benim de elimi uzatabileceğim her kadın bir hayat demektir. O hayatı da mutlaka kurtarmak isterim. Susmasınlar, özgürlüklerini kimseye kısıtlattırmasınlar. En az erkekler kadar kadınlar da bir birey” ifadelerini kullandı.

    Leyla Z., aldığı bıçak darbeleri nedeniyle bir akciğerinde hasar bulunduğu ve gerekli tedavileri tamamlandıktan sonra taburcu olmayı bekliyor.

  • Felçli geldiği hastaneden yürüyerek çıktı

    Almanya’dan yıllık tatilini geçirmek üzere geldiği memleketi Giresun’da trafik kazası sonucu beyin kanaması geçiren ve felç olan 74 yaşındaki Hüseyin Ergün, Medical Park Ordu Hastanesinde gerçekleştirilen ameliyatla sağlığına kavuştu.

    Senelerdir Almanya’da yaşayan 74 yaşındaki Hüseyin Ergün tatil için memleketi Giresun’a geldi. Gezmek için çıktığı yolda bir arabanın çarpması sonucu yaralanan Ergün’e ilk müdahale Şebinkarahisar ilçesinde bir hastanede yapıldı. Muayenesinde bir sıkıntı görülmeyen hasta evine gönderildi. Sol tarafının tutmadığını fark eden Hüseyin Ergün, Medical Park Ordu Hastanesine başvurdu. Burada yapılan muayenenin ardından sol tarafında felç ve beyin kanaması geçirdiği anlaşılınca hemen ameliyata alındı. Başarılı geçen ameliyatın ardından hasta 3 gün sonra taburcu edildi.

    “Hayati tehlikesi yüksekti”

    Ameliyatı gerçekleştiren Medical Park Ordu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğrt. Üyesi Ahmet Eroğlu beyin kanamalı hastaların yüksek riskte hayati tehlikesi olduğunu belirterek şu bilgiyi verdi:

    “Bu tür beyin kanamalı ameliyatlar beyin cerrahisinin en büyük ameliyatlarıdır. Hasta bir haftadır sol tarafı felç, şuuru bozuk, yürüyememe şikâyetleriyle acil servise başvurdu. Beyin kanaması saptanan hastayı acil ameliyata aldık. Kanamayı durdurduk. Ertesi gün sol tarafındaki felci düzeldi. 3’üncü günün sonunda da taburcu ettik. Bu tür ameliyatlar hayati tehlike taşıyan büyük ameliyatlar. Hastaya biz burada müdahale etmeseydik hasta şifayı büyük merkezlerde arayacaktı. Zaten gurbetçi hastamız tatil için geldi, otobüs, uçak, toplu taşıma araçları derken kendisi eşi dostu yollarda perişan olacaklardı. Fakat ne kadar şanslılar ki, ilimizde böylesine gelişmiş sağlık hizmeti sunan bir hastanemiz var. Biz de böyle risk grubunda olan hastalarımıza elimizde olan imkânlarla sağlık hizmeti sunmaktan son derece gururluyuz.”