Etiket: Geçişlerinde

  • Tır geçişinde rekor kırıldı ama yaya ve yolcu geçişlerinde pandemi nedeniyle yasak devam ediyor

    Tır geçişinde rekor kırıldı ama yaya ve yolcu geçişlerinde pandemi nedeniyle yasak devam ediyor

    Türkiye’nin Kafkaslar’a açılan en önemli sınır kapılarından biri olan Türkiye-Gürcistan sınırındaki Sarp Sınır Kapısı’nda tır geçişinde rekor kırılırken, yaya ve yolcu geçişlerinde pandemi nedeniyle yasak devam ediyor.

    Son dönemde tır kuyruklarıyla sürekli gündemde olan Sarp Kara Hudut Kapısı’nda geçtiğimiz günlerde günlük 704 tır geçişiyle rekor kırıldı. Hafta sonu pandemi yasağına rağmen ticari hareketlilik sınır kapısında devam ederken, polis ekipleri Artvin’in Kemalpaşa ilçesi Sarp Sınır Kapısı’na giden yolda denetimlerini sürdürdü.

    Hafta sonu pandemi yasakları nedeniyle yörede hareketliliğin azaldığı gözlenirken, Korona virüs salgını tedbirleri kapsamında sınır kapısında Mart ayından bu yana yaya ve yolcu geçişleri için yasaklar sürüyor.

  • Mevsim geçişlerinde grip ve soğuk algınlığına dikkat

    Mevsim geçişlerinde grip ve soğuk algınlığına dikkat

    Mevsim değişiklikleri ile harekete geçen virüslerin neden olduğu grip ve soğuk algınlığı, birbirinden tamamen ayrı iki hastalık.

    Medicana International Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, grip ile nezle arasındaki farklar ve korunma yolları konusunda bilgi verdi. Bilgin, “Mikropların üst solunum yollarında yaptığı hastalık grip değildir. Ama bu toplumda çok karıştırılıyor. Soğuk algınlığı influenza dışında iki yüze yakın virüsün sebep olduğu, hafif seyirli üst solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir. Grip ile soğuk algınlığı yaygın kanaatin aksine aynı hastalık değildir. Grip, burun, bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana gelen, influenza ( grip virüsü ) virüslerinin neden olduğu, yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Diğer mikropların üst solunum yollarında yaptığı hastalık grip değildir. Ama bu toplumda çok karıştırılmaktadır” dedi.

    Grip nasıl ortaya çıkıyor?

    “Hastalığın bulaştırıcı olduğu dönem, belirtilerin başlamasından önceki 24 saat ve sonraki beş gündür” bilgisini veren Dr. Salih Bilgin şöyle devam etti: “Hastalığın kuluçka dönemi ( virüsün bulaşması ile hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı süre ) 1-4 gündür. Bazı bölgelerde her mevsim görülmesine rağmen genelde mevsim dönüşlerinde artmaktadır. Özellikle havaların soğumaya başladığı sonbahar mevsiminde görülme sıklığı artmakta, kış ve ilkbaharın ilk aylarında sorun olmaktadır. Hastalığın zamana göre değişim göstermesinde çevresel faktörler de rol oynamaktadır. Kalabalık ve iyi havalandırılmayan kapalı alanların kullanımı soğuk havalarda arttığı için özellikle kışları artan bir oranda görülmektedir.”

    Soğuk algınlığı gripten nasıl ayırt edilir?

    Bilgin, “Soğuk algınlığı toplumda çok sık görülür. Hastalıklı kişiyle temastan sonra hastalığın ortaya çıktığı süre 1-3 gündür. Bulaşma, öksürük, hapşırık, konuşma ile ortaya çıkan damlacıkların solunması, öpüşme, tokalaşma yolu ile veya virüs bulaşmış eşya, yiyecek ile temas sonucu oluşur. Hastalığın bulaşma yolu damlacık enfeksiyonu ile olur. Öksürme, hapşırma sırasında çıkan damlacıkların solunması ile bulaşır. Gribal enfeksiyonun yayılma hızı çocuklarda erişkinlere göre daha hızlıdır. Okul öncesi ve okul çağı çocuklarda atak hızının yüksek olması, hastalığın toplumda yayılmasında önemli faktörlerden biridir” diye konuştu.

    Soğuk algınlığı kimler için daha tehlikeli?

    Soğuk algınlığının kimler için daha tehlikeli olduğu konusunda bilgi veren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin açıklamasını, “Soğuk algınlığı kronik hastalığı olanlarda, savunma sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış kişilerde daha ağır seyreder. Soğuk algınlığından korunmada kişisel hijyen çok önemlidir. Elleri sık sık sabunla yıkamak virüsleri uzaklaştırdığı için çok önemlidir. Spor yapmak, beslenmeye dikkat etmek, genel hijyen koşullarına uymak kişinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği için çok önemlidir” şeklinde tamamladı.

  • Mevsim geçişlerinde gribal enfeksiyona dikkat

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Mehmet Şentürk, mevsim geçişlerinde gribal enfeksiyona dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

    Konya Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Şentürk, halk arasında soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonların birbiri arasında çok karıştırılan iki hastalık olduğunu söyledi. Op. Dr. Şentürk, “Gribal enfeksiyonlar genel olarak influenza virüsü denen tehlikeli bir virüs tarafından oluşturulan 39 derecenin üzerinde ateş, halsizlik, vücut kırgınlığı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, kas ağrılarıyla giden bir hastalık. Bu hastalıkta etken virüslerdir. Virüsler daha çok mevsim geçişleri yazdan sonbahara, sonbahardan kışa doğru geçişlerde ve daha çok kış mevsiminde görülen ciddi yan etkileri de olabilen influenza virüs etkenli bir durumdur” dedi.

    Op. Dr. Şentürk, “Gribal enfeksiyonların yayılışlarına, sebeplerine bakacak olursak tabii ki bu virüsü kapan kişilerden daha çok damlacık enfeksiyonu, öksürük gibi, tükürük gibi dokularından gelen virüslerin başka kişilere bulaştırılması neticesinde oluşur. Dolayısıyla gribal enfeksiyonlardan korunmada kendimiz hastalandığımız kadar başkalarını da hastalandırmama noktasında dikkat etmemiz gereken şeyler vardır. Bunlar nelerdir? Kişisel olarak hapşıracağımız zaman örneğin sağ dirseğimizin içini burnumuza ağzımıza doğru tutarak başka insanlara yayılmasını engelleyebiliriz. Bu hem kendi ailemiz hem de çevrede çalıştığımız insanların sağlığı bakımından çok önemlidir. Diğer taraftan mevsim sebzeleri ve meyveleri vardır. Bunlar C vitamini, nane, ıhlamur, zencefil, ada çayı gibi gribal enfeksiyonun, boğaz ağrısının, öksürüğün daha rahat atlatılmasını sağlayan sebze ve meyvelerdir. Bunun yanında bal ve okaliptüs çayını da eklemekte fayda vardır. Bunlar hem boğazın yumuşatılmasında hem de öksürüğün giderilmesinde etkilidir” şeklinde konuştu.

    “Gribal enfeksiyonlardan korunmada en önemli etkenlerden biri grip aşılarıdır”

    Gribal enfeksiyonlardan korunmada en önemli etkenlerden birinin grip aşıları olduğunu söyleyen Op. Dr. Şentürk, “Grip aşılarını özellikle yaptırması gereken gruplar vardır. Küçük çocuklar, yaşlılar, gebeler, akciğer, kalp, karaciğer, böbrek hastalıkları olan kronik hastaların da grip aşısını en iyi olan en çok tavsiye ettiğimiz Ekim ayı sonuna doğru yaptırmalarında fayda vardır. 4 yaşından küçük çocukların ilk dozunu yaptıracaklarsa ilk dozdan bir ay sonra bir doz daha yaptırmalarında fayda vardır. Grip aşısı bütün kış boyunca yaza kadar gribi önler diye bir kaide yoktur. Çünkü grip aşıları geçen yılki tespit edilebilen virüslere karşı oluşturulmuş bir aşıdır. Dolayısıyla yeni bu yıl gelecek virüse karşı bir korunaklığı yoktur. Fakat yine de benzer DNA örnekleri taşıdığı göz önüne alınarak şu ana kadar tespit edilebilmiş en iyi gripten korunma yöntemidir. Dolayısıyla imkanı olan tüm vatandaşlarımıza grip aşısını yaptırmasını önermekteyiz” dedi.

    Gribal enfeksiyonlar kontrol altına alınamadığı durumlarda zatürre, bronşit gibi kronik hastalığı olan hastalarda hastaneye yatış ve yoğun bakım gerektiren durumlarla karşılaşılacağını söyleyen Op. Dr. Şentürk, “Hatta geçmiş yüzyıllarda belki milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğu gibi dikkat edilmediğinde tespit edilen hastalarda ölüme dahi yol açabilir. Soğuk algınlığı ise daha rahat geçirilebilen burun tıkanıklığı hapşırık, geniz akıntısı, hafif baş ağrısı, boğaz ağrısıyla giden kas krampları, çok yüksek ateş, ishal, karın ağrısına sebep olmayan hafif düzeyde geçirilen bir mevsim geçişi hastalığı. Her iki durumda soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlarda antibiyotik önermemekteyiz” şeklinde konuştu.

  • Mevsim geçişlerinde beslenmeye dikkat

    Özel MMT Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Merve Gül Kalkan, mevsim geçişlerine dikkat edilmesini isteyerek, bu süreçte beslenmeyle ilgili önemli tavsiyelerde bulundu.

    Diyetisyen Merve Gül Kalkan, havaların değişmesiyle birlikte vücudun kışa hazırlaması gerektiğini anlatarak, kış aylarına geçişin başladığı bugünlerde beslenmeye her zamankinden daha da özen gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Diyetisyen Kalkan, “Mevsim geçişleri hastalıklara yakalanma olasılığının en yüksek olduğu zamanlardır. Bu zamanlarda mikroplara karşı vücudumuz savunmasız kalabilir. Vücudumuzu enfeksiyonlardan korumak için beslenmemize çok dikkat etmeliyiz.Her besin çeşidinden yeterli ve dengeli oranlarda almalıyız. Ama bazı besin öğeleri, vitaminler ve mineraller bağışıklığımızı güçlendirmede diğerlerinden çok daha etkilidir. Bazı besinleri özellikle mevsim geçişlerinde, kış aylarında beslenmemizden eksik etmemeliyiz. İşte bunlardan ilki protein kaynağı besinler: süt ve süt ürünleri, et, tavuk, balık, yumurta gibi protein kaynakları vücudumuzun bağışıklığını arttırır ve hastalıklara karşı direnç oluşturur. İkincisi ise A vitaminidir. A vitamininden zengin karaciğer, yumurta, sarı-turuncu-yeşil sebzeler bağışıklığımızı korumada oldukça etkilidir. Üçüncüsü C vitaminidir.Anti enfeksiyon vitamin olarak da bilinir.Virüslerin karşıtı olan, vücudumuzu enfeksiyonlardan koruyan C vitamininden zengin turunçgiller, kuşburnu, maydanoz, yeşil sivri biber, portakal, limon gibi besinleri özellikle mevsim geçişlerinde bolca tüketmeliyiz” dedi.

    E vitaminin önemi

    Diyetisyen Kalkan, E vitamininin önemine de dikkat çekerek, “E vitamini antioksidan bir vitamindir ve enfeksiyonlara karşı direnç oluşturur. Bu yüzden E vitamininden zengin yağlı tohumları, sert kabuklu meyveleri, tahılları beslenmemizden eksik etmemeliyiz. Beşincisi Fe mineralidir. Demir minerali bağışıklık sistemini güçlendirir ve en çok kırmızı ette bulunmakla birlikte kuru meyveler, yeşil sebzeler, pekmez, susam, fındık gibi besinlerde de bolca bulunur. Altıncısı ise Zn mineralidir. Çinko mineralinin antioksidan kapasitesi oldukça yüksektir. Bu sayede bağışıklığı güçlendirip enfeksiyonlara direnci arttırır. En çok buğday, et ve et ürünleri, badem, ceviz gibi besinlerde bulunur. Bu besinleri beslenmemizden eksik etmemekle birlikte vücudumuzdan enfeksiyonların atılmasında en etkili çözümlerden biri de bol bol su tüketmektir. Her gün en az 2-2,5 litre su içmemiz gerekmektedir” şeklinde konuştu.

    Bitkilerin de beslenmeye eklenmesi tavsiyesinde bulunan Kalkan, “Eğer herhangi bir sağlık sorununuz yoksa doktor ve diyetisyeninize danışarak size önerilen miktarlarda ekinezya, ıhlamur, zencefil, zerdeçal gibi bitkileri beslenmenize ekleyebilirsiniz” diye konuştu.

  • Mevsim geçişlerinde okullarda hijyene dikkat

    Hava sıcaklıklarındaki ani değişiklikler ve mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak için ellerin sık sık yıkanması gerektiğini söyleyen Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Duygu Perçin, özellikle havaların soğuması ve okul döneminin başlamasıyla birlikte çocukların da okullarda daha dikkatli olması gerektiğine dikkat çekti.

    Sonbaharın gelmesi ile birlikte hastalıklardan korunmak için ellerin sık sık yıkanması gerektiğini söyleyen Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Duygu Perçin, havaların soğuması ve okul döneminin başlamasıyla birlikte çocukların da okullarda daha dikkatli olması gerektiğini ve beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Perçin, “Soğuk havalarda beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor, bol sıvı alınması lazım ve vitaminlere dikkat edilmesi gerekiyor. Bütün enfeksiyonlarda olduğu gibi soğuk algınlıklarında da hastalıklardan korunmak için önemli anahtar el yıkama. Özellikle çocukların okullarda el yıkamalarını hatırlatmamız lazım. Ayrıca okullarda sık kullanılan asansörler, sıralar, tırabzanlar, merdivenlerin iyi temizlenmesi lazım. Çünkü çocuklar okullarda sık oturuyorlar ve kalabalık ortamlarda bulunuyorlar. Bu ortamlarda enfeksiyonların yayılması çok kolay. Bunları engelleyebilmek ve hastalıklardan korunmak için çocuklara temizlik ve hijyen eğitimi verilmesi gerekiyor. El yıkama konusunda çocuklar vazgeçmemesi gerekiyor. Hapşurma tıksırmalarda kağıt peçetelerin kullanılması gerekiyor. Bu konuda da aileler ve öğretmenlerin çocukları ellerini yıkaması gerektiği konusunda uyarması gerekiyor” diye konuştu.

    Prof. Dr. Duygu Perçin, çocuklarda burun akıntısı, nezle, gözde kızarıklık, hafif ateş ve hafif iştah azalması sonrası yüksek ateş ve boğaz ağrısı oluşursa doktora başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.