Etiket: gebelik

  • Gebelik döneminde çiğ balık tüketmeyin

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Aslı Alay besin zehirlenmesine yol açan bazı mikroorganizmaların pişirme sırasında oluşan ısı ile yok olmadığını belirterek, “Özellikle hijyenik kurallara dikkati gerektirir. Bunlar arasında ellerinizi sık sık yıkamak, tırnakların kısa olması, yemek pişirirken aksesuar kullanılmaması ve kağıt havlu kullanımı önemlidir” dedi.

    Opr. Dr. Aslı Alay, “Oldukça ciddi seyreden besin zehirlenmesi olan botulinum toksini oksijensiz ortamda çoğalabileceği için usulüne uygun hazırlanmayan konserveler önemli bir tehdittir. Konserve gıda alırken kutusunun hasar görmemiş olması, son kullanma tarihine dikkat edilmesi gerekir. Gebelikte bu ürünlerden uzak taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmesi ise önerimizdir. İçme suyunuzun kaynağı da oldukça önemlidir. Güvenemediğiniz bir su kaynağından su kullanmak zorunda iseniz mutlaka suyunuzu içmeden kaynatmalısınız. Pastörize edilmemiş süt ve taze peynir tüketiminde besin zehirlenmesi açısından önemli bir risk oluşturmaktadır” diye konuştu.

    Pişirdiğiniz bir yemeği özellikle yaz aylarında bir saatten daha uzun süre oda ısısında bekletilmemesi gerektiğini belirten Opr. Dr. Aslı Alay, ”Çiğ et, çiğ tavuk ve kümes hayvanlarının etlerini çıplak elle dokunduktan sonra ellerinizi sabun ve sıcak su ile bolca yıkamalısınız. Yumurtayı kullanmadan hemen önce sadece su ile yıkayın. Çiğ balık tüketmeyin” şeklinde konuştu.

  • Opr. Dr. Alay: “Kadınlar, gebelik dönemini en sağlıklı şekilde geçirmek ister”

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Aslı Alay, gebelik serüveninin son adet kanamasının ilk günü başlayan 40 haftalık bir süre olduğunu belirterek, “Gebelik her kadında büyük bir heyecan, sevinç, mutluluk ve endişe oluşturur. Kadınlar anne olmanın verdiği hem duygusal hem fiziksel yük ile bu dönemi en iyi, en sağlıklı şekilde geçirmek ister” dedi.

    “Gebelikte ne yemeliyim? Ne kadar uyumalıyım? Çalışmamda sakınca var mı? Ne kadar su içmeliyim? Hangi yiyecekler bebeğime zararlı? Gebelikte cinsel ilişki zararlı mı? gibi soruların çok sorulduğunu kaydeden Op.Dr. Aslı Alay, “Gebelik sürecini daha iyi anlayabilmemiz için üç dönemde inceleriz” diye konuştu.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Aslı Alay, bu üç dönem hakkında şu bilgileri verdi:

    “İlk 4 hafta: Yumurta spermle karşılaşınca döllenme gerçekleşir. Zigot oluşur. tüplerde başlayan bu birleşme aşaması sonrası tek hücreli zigot hızlıca bölünmeye, sayıca artmaya başlar. Hedef rahim içine yerleşmektir. Zigot 6. günde rahime yerleşir, bu döneminde bazı kadınlarda yerleşme kanaması olabilir. embriyo adını alan bebeğiniz beta HCG hormonunu salgılanır ve kanda tespit edilir. Bhcg değeri 50 ve üstüne çıktığında idrarda yapılan test pozitif çıkabilir. yani en hassas gebelik testi kanda yapılan bhcg dir. 4-8. hafta: adetiniz gecikmiş. İdrarda gebelik testi yaptırdınız ve çift çizgi. Sürpriz hamilesiniz. Kullanmıyorsanız hemen folik aside başlayın. Bedeninizi yorgun, halsizdir. Sürekli uyumak isteyebilirsiniz. Göğüslerinizde hassasiyet yanında ağlama nöbetleri, keyifsizlik olabilir. Bulantı kusma başlayabilir, ki normaldir. Hemen mutfağınıza da değişiklikler yapın. Kullandığınız mutfak eşyalarınızda önemli. Cam, porselen ve çelik ürünleri kullanın. Süt ve yoğurdunuzu cam içeren kaplarda almaya çalışın. Mikrodalga fırın kullanmayın. saf zeytinyağı, katkısız tereyağı, günlük süt tüketin, hazır ve dondurulmuş gıdalardan, hazır konservelerden uzak durun. sigara ve alkol almamanız en önemli kural. Tek kişilik beslenin. Bebeğiniz için yüksek kaloride beslenmenize gerek yoktur. Ardından hemen jinekoloğunuza başvurmalısınız. Son iki yıl içinde smear yaptırmadıysanız, hekiminiz size smear önerilecektir. Jinekolojik muayene ve ultrasonun bebeğinize ve size zararı yoktur. Ultrasonografi ile ilk görülen gebelik kesesi, ardından embriyo, yaklaşık 1 hafta sonrada kalp atışları izlenir. Eğer bebeğiniz ikiz ise 2. bir kesede bu dönemde görülür. Doktorunuz size rutin gebelik testlerini önerilecektir. Bebeğinizin kalp atışları izlendikten 1 ay sonrada kontrole çağrılacaksınız. 8-12,5.hafta: Kalbi dakikada 160 defa atar. Bu haftanın sonunda bebeğiniz 8 cm ve yaklaşık 20 gramdır. Ağız ve ağız boşluğu, burun kemiği, tat tomurcukları, dil, kıkırdak ve kemikler, oluşmaya başlar. Barsaklar yavaş yavaş karın boşluğuna yerleşir. Bu ayın başında tomurcuk şeklinde olan bebeğimizin kol ve bacakları 1. Trimester sonuna doğru belirginleşir, parmakları artık oluşmaya başlar. Parmakları birbirine bağlayan perdeler kaybolmuştur. Tırnak ve saç gelişimi başlar. Küçücük minyatür bir bebektir artık. Yüzde yine aynı şekilde büyümeye devam eder. Hatta göz kapakları. Genital organları gelişmeye başlar. 12. haftanın sonlarına doğru uygun pozisyon ve iyi bir görüntüleme cihazı ile cinsiyet söylenebilir. Böbrekleri işlevini yapmaya başlar ve artık bebişimiz çişini yapabilir. Ve içinde bulunduğu sıvıya yaptığı idrar ile katkıda bulunmuş olur. En hızlı gelişen organ beyindir. Bebeğiniz bu haftanın sonunda artık fetüs olarak tanımlanır. Bulantı kusma, tansiyon düşmesi, memede hassasiyet, uyku hali olabilir. Anne adayı gebelik için dizayn edilmiş rahat sutyenler veya sporcu sutyeni kullanmalıdır. Dar kıyafetlerden uzak durun. Dolabınızda ufak değişiklikler yapın. Rahat, bol ve pamuklu kıyafetler tercih edin. En kolay yapacağınız spor olan yürüyüşü mutlaka 24 saatin 20 dakikasına sığdırın. Yürüyüş yapmak hem kilo almanızı engelleyecek hem de kendinizi zinde hissedeceksiniz. Folik asit desteği devam edilen, kan değerleri düşükse demir desteğine de doktorunuzun önerisi ile başlanmalı. Sık ama küçük porsiyonlar ile beslenin. Bebeğinizin büyümesi, buna paralel olarak da rahim büyümesi kasık ağrısı, sık idrara çıkma gibi şikayetlere yol açabilir. Doktorunuza yine de bu konularda bilgi verin, çünkü bu belirtiler idrar yolu enfeksiyonunda da görülebilir. 12. Hafta ultrason kontrolü önemlidir. Mutlaka eşinizle beraber kontrole gidin ve kromozomal sorunlu bebek doğurma riskini gösteren tarama testleri konusunda doktorunuzdan ayrıntılı bilgi edinin.

    14-27.hafta: Bağırsaklar karın boşluğunda yerlerini almıştır. Bebeğiniz artık yüz gelişimini tamamlamış, gözleri, kulakları ve burnu belirgindir. Cinsiyetini artık öğrenmişsinizdir. Bebeğinizin cildi oldukça parlak ve incedir. Şeffaf görüntü vücutta yağ dokusunun olmamasından kaynaklanır. Yüzü oldukça belirgin, kulaklar gelişmeye başlamıştır. Ses telleri gelişmiştir. Ama henüz ses çıkaramaz. Gelişen kulak yolu ile işitme duyusu gelişmeye başlar. Ama henüz ses duyamaz. Oldukça hareketlidir, su içindeki balıklar gibi her türlü hareketi yapar. Ellerini açıp kapatabilir, parmaklarını ağzına getirebilir, içinde bulunduğu suyu akciğerlerine alır ve ardından ağzından bu suyu çıkarır. Cildi oldukça ince olup lanuga denilen tüylü bir tabaka ile kaplıdır. Aktif bir şekilde idrar yapmaya ise devam eder. Göbek altında ve memelerinizin etrafında koyulaşma oldukça belirgindir. Bulantı kusmanın olmaması veya oldukça azalması, iştahın artması gebeliği keyifli hale getirir. Kabızlık, midede yanma, ekşime devam edebilir. İştahın artması sizi sağlıksız beslenmeye yönlendirmesin. Protein ve sebze ağırlıklı beslenin, tam buğday ve çavdar ekmeği tüketin. Kuru baklagil, balık, kırmızı et, mevsim meyveleri diyetinizde eksik olmasın. Hekiminizin önerisiyle multivitamin ve demir takviyesi, gerekli durumda omega 3 kullanılabilir. Özellikle demir ağırlıklı besinlerle beraber C vitamini alarak demir emilimini artırın. Taze meyveler, yeşil salata iyi bir vitamin kaynağıdır. Siz hala tek porsiyon beslenin. Sık karşılaşılan vit d eksikliğinin yaşanmaması için anne adayının güneşlenmesi (uygun saatlerde), gerekli durumda ilaç olarak da d vitamini takviye edilmesi gerekir Cinsel istek bu haftalarda genital bölgede kan akımının artmasına bağlı olarak artar. Gebeliğin tüm haftalarında ek bir risk faktörü yok ise cinsel ilişkiye girmenizde engel yoktur. Güzelliğinizde önemlidir. Cildinize gerekli hassasiyeti gösterin. Çatlakları önlemek için doktorunuzun önerdiği kremler, saf zeytinyağı, kakao yağı, bebe yağı kullanabilirsiniz. Asıl önemli olan bol su içmeniz, sporu hayatınızdan eksik etmeyin. 20-25 dakika yürüyüş en iyi ve kolay yapılan spordur. gebelik süresince almanız gereken toplam kilo 11-14 olup kilo olup, kilo artışı 2. Trimestere girdiğinizde başlar. Doktorunuz 24-28. Haftada şeker yükselme testi önerilecek olup bebeğinizin ve sizin sağlığınız açısından yapılması gerekli bir testtir.

    28-34.hafta: Bebeğiniz dönme, kavrama hareketlerini gerçekleştirebilir. Göz kapaklarını açıp kapatabilir. görme ve işitme duyuları hızla gelişmeye devam etmektedir. Bebeğinizin cilt altında yağ depolanması artmış, akciğer gelişimi oldukça hızlıdır. Kemikler sertleşmeye, kıkırdak dokusu güçlenmeye başlamıştır. Bebeğiniz büyüdükçe sizde daha zor hareket etmekte, özellikle ayakkabı bağlamak, eğilmek, kıyafetlerinizi değiştirmekte oldukça zorluk çekmeye başlamışsınızdır. Bazı kadınlarda ellerde hissizlik, bacaklarda kramp, kalçada ağrı olabilir. Özellikle kalçadaki ağrılar siyatik ağrısı olarak tanımlanır ve bu bölgeden geçen sinire basıya bağlı olur. Eldeki hissizlik ve uyuşma ise bilekten geçen sinirin ödem etkisi ile sıkışması nedeni ile olur. Tüm bu sıkıntılar çoğunlukla doğum sonrasında azalır ve ağrılar ödemin geçmesi ile kaybolur. 34-38.hafta: Bebeğinizin cildini koruyan verniks denilen kremsi tabaka yavaş yavaş azalmaya vücudunu kaplayan tüylerde kaybolmaya başlar. Bu maddeler bebeğin bulunduğu amnios sıvısına oradan da bebeğinizin mide bağırsak sistemi aracılığı ile ilk kakasını oluşturur . Anne karnında size kavuşmasına kısa bir süre kalan bu haftalarda bebeğiniz oldukça güçlü hareket eder. Bazı anneler bu hareketleri acı ve ağrı olarak hisseder, uykularından bile uyandıklarını ifade ederler. 37. hafta sonrasında yapılacaklar (37-40 hafta): artık bebeğiniz miadına ulaşmıştır. Her an doğum olabilir. 37. Hafta ve sonrasında doğan bebekler 9 ayını dolduran, genellikle yoğun bakım ihtiyacı ve solunum desteği gereksinimi olmayan bebeklerdir. Artık doğum bekleyen anne adayları gün içerisinde bebeğin iyilik halini gösteren hareketlerini çok yakından takip etmelidir. Bebek hareketlerinde azalma hissettiğinde mutlaka hekimine başvurmalıdır. Özellikle son haftalarda hekiminizin telefonunu mutlaka edinin. Doğum yapacağınız hastaneyi belirleyin. Hastanede özellikle yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve erişkin yoğun bakım ünitesi olmasını sorgulayın. Günlük 20-30 gram ve haftalık 200 gram alan miniğinizin etkisi ile karın içinde yer alan diğer organlara baskı artmış olup, bu etki ile sık idrara çıkma, kabızlık, reflü gibi şikayetler görülebilir. Vajinal akıntınızın da arttığını hissedebilirsiniz, bazen kanlı akıntı bile olabilir. bu durumda hekiminize başvurmalısınız. süt salgısı başlayabilir. Uykusuzluk eklenebilir. Anne adayları Uyuyamadıklarını, her uykuya daldıklarında ise doğum ile ilgili rüyalar gördüklerini ifade ederler. Annelere önerimiz arkadaşlarınız veya internet sitelerindeki doğum hikayelerini dinlememeleri. Her bebek farklı her annenin farklı bir doğum öyküsü vardır. Çevrenizdeki hikayeler sizi negatif yönde etkileyebilir. Çünkü insanlar genellikle kötü tecrübeleri unutmaz ve anlatır. Bu haftanın sonunda bebeğiniz ortalama 3-3,5 kg ağırlığında 48-51 cm boyunda olup öyküsünü yazmaya hazırdır”.

  • Gebelik Şekeri Tadınızı Kaçırmasın

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Merve Biçer, gebelikte şeker hastalığının belirlenmesi için 24 ve 28. haftalarda glikoz yüklemesiyle yapılan şeker yükleme testinin anne ve bebek sağlığına olumlu katkı yaptığını söyledi.

    İzmir Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Merve Biçer, “Anne adayının ilk olarak gebelik kan şekerini ve hemoglobin seviyesine bakıyoruz. Bu değer normalse rutin şeker taraması ile ilgili bir şey önermiyoruz. Gebeliğin 24-28 haftasında şeker yükleme testi öneriyoruz. Bunda da ilgili amacımız gestasyonel diyabetine ait risk grubu hastaları saptayabilmek. Çünkü bu hastaları saptayamazsak, anne ve bebeğin yaşamayabileceği olumsuzlukları önleyemiyoruz ve çözüm üretemiyoruz” dedi.

    ŞEKER YÜKLEMESİ ÖNEMLİ

    Anne adaylarına şeker yükleme testinin 24 ve 28. haftalar arasında uygulandığını kaydeden Biçer, “Yapılan test sırasında anne adayına önce 50 gram glikoz içirilir. Bir saat sonra kanda glikoz seviyesi kontrol edilir. Kandaki glikozun yüksek çıkması halinde 3 saat sürecek yüklemenin ardından anne adayının gebelik şekeri olup olmadığı kesin olarak belirlenir. Anne adayına yapılacak şeker yükleme testi sonrasında aşırı fiziksel aktivitenin yapılmaması ve bu süreçte herhangi bir şey yenmemesi gerekir. Bunlar şeker yükleme testinin doğru sonuç vermesi açısından önemlidir. Kan şekeri normalse sıkıntı yok, risk ortaya çıkmıyor. Kan şekeri yüksek ise hastalarda insülin tedavisine geçiliyor” dedi.

    RİSKLERİ ANLATIYORUZ

    Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığının şeker yüklemesini önerdiğini kaydeden Uzman Doktor Merve Biçer, “Hastanın daha önceden tekrarlayan düşükleri, iri bebek doğurması, rahim içinde bebek kaybı, ailede diyabet öyküsü ve obezite sorunu varsa bu hastalara ilk anda gebelik şeker testini gebelik başında öneriyoruz. Yoksa kan şekerine ve son 3 aylık kan şekeri parametresine bakıyoruz. Hastalara bu testi önermemiz tamamen doğru. Ancak son karar aileye aittir. Biz her zaman yaşanabilecek ihtimalleri anlatırız” diye konuştu.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Merve Biçer, anne adaylarının uzman hekimlerden bilgi alması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Şeker hastalığının gebelikten önce var olması ya da gebelik döneminde ortaya çıkması, anne adayı ve bebek için bazı risklerin oluşmasını sağlar. Şeker hastalığı olan gebelerde bu süreçte kan şekeri seviyelerinin ne kadar düzenli olması sağlanırsa, diyabet yüzünden oluşacak risk azaltılır. Şeker yükleme testi olmadığı takdirde erken doğum ve iri bebek riski ile sezaryen oranı artıyor. Bebeğin rahimde kaybedilmesi ve gelişme geriliği oranı artarken bu şekilde doğan bebeklerin gelecekte Tip2 diyabet riski daha yüksek oluyor. Medyadaki bilgi kirliliği insanları rahatsız ediyor. Bu nedenle hassas davranılmalı.”

  • Gebelik Döneminde Saçlarınızı Boyatmayın

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Aslı Alay, gebelik döneminde saçların boyatılmamasını istedi.

    Kadında saçın bir güzellik simgesi olarak görüldüğünü ifade eden Op.Dr.Aslı Alay, “Son yıllarda kadınların evlilik ve gebelik yaşlarının ilerlemesi nedeniyle annelik 35- 40 yaşlara kaymıştır. Bu durum yani ileri anne yaşı ve toplumda hakim olan genç, güzel ve bakımlı görülme arzusu saç boyası kullanan kadın sayısını arttırmıştır. Kadınların yaklaşık yüzde 60-65 ‘i saç boyası kullanmaktadır. Artan bu kullanım önemli bir sorunu gündeme getirmiştir” dedi.

    Op.Dr.Aslı Alay, gebelikte saç boyamasının güvenli olup olmadığı, bebeğin ilerleyen yaşamında kanserojen bir etki oluşturup oluşturmadığı konusunda yaptığı açıklamada, “Saç boyalarında birçok kimyasal madde mevcuttur. Bu kimyasal maddelerin bir kısmı 2016 yılı itibari ile Avrupa Birliği tarafından kullanımdan kaldırılmıştır. Saç boyaları içerdiği kimyasallara göre kalıcı, yarı kalıcı ve geçici olarak gruplara ayrılmıştır. Bunlardan kalıcı boyalar sağlımız açısından sorun oluşturan gruptur. Kalıcı boyalar hidrojen peroksit içerir. Saça rengini veren melanini parçalarlar. Aynı zamanda saçta oksitlenme yani kimyasal bir reaksiyona yolaçar. Koyu renk ile yapılan boyamalarda saça hasar daha fazla olmaktadır. Özellikle koyu renkli boyalar ile birtakım kanserler arasında, çok güçlü kanıtlar bulunmamakla birlikte, bağlantı olduğu konusunda çalışmalar mevcuttur. Bunlar arasında meme, mesane, beyin tümörü sayılabilir. Özellikle lenfomanın saç boyası kullanımı ile artış gösterebileceğinden ailesinde kanser (lenfoma öyküsü) olan kadınlara saç boyası kullanımı önerilmemelidir” diye konuştu.

    Gebelikte saç boyası kullanımının fetüs açısından risklerinin yıllardır araştırma konusu olduğunu anlatan Op.Dr.Aslı Alay, “Bazı çalışmalarda saç boyası kullanımının çocukluk çağı kanserlerinde artış yapabileceğini göstermiştir. Saç boyası güvenirliliği konusunda kesin ve net sonuçlar olmadığı anne adayları ile mutlaka paylaşılmalıdır. Saç boyası ile teması oldukça fazla olan kuaför gebeler üzerindeki çalışmalarda bebeklerin doğum kilosunun daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu durum saç boyasının sadece temas ile değil de, boyanın içerdiği kimyasalların solunulmasıyla da zarar verebileceği düşünülmektedir. Tüm bunlar gösteriyor ki saç boyaması mutlaka gerekiyorsa gebeliğin 3. ayı sonrasına ertelenmelidir. Kuaför salonunun havalandırma şartları oldukça önemli olup, kişi boya kokusu hakim olan odada durmamalıdır. Boyama işlemi sırasında mutlaka eldiven kullanılmalı, boya ile temastan kaçınılmalı, saç dibini uygulama yapılmamalıdır. Boya uzun süre saçta tutulmamalıdır. İşlem sonrası saçların yıkanması ve durulanması önemlidir. Kullanılan boya türü de oldukça dikkatli seçilmelidir. Yarı kalıcı boyalar ve saç dibinden uzak uygulamalar yapılması anne ve bebek sağlığı açısından önemlidir” şeklinde konuştu.

  • Obez Bayanlar Gebelik Döneminde Daha Dikkatli Olmalı

    Türkiye’de önemli bir halk sağlı sorunu haline gelen ve özellikle bayanların hamilelik döneminde ciddi sıkıntılar yaşamasına neden olan obezitlerin hamilelik dönemlerinde daha dikkatli olmaları istendi.

    Aydın Liva Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Elif Pelin Özün Özbay, önemli bir sorun olan obezitenin, özellikle gebelikte hem anne hemde bebek sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti. Dünya sağlık örgütünün obeziteyi ‘sağlığı bozacak aşırı miktarda yağ birikimi’ olarak tanımladığını söyleyen Liva Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Elif Pelin Özün Özbay, “Obezite kronik ve toplum sağlığını etkileyen sıklığı gün geçtikçe artan bir hastalıktır. Nedenleri arasında genetik faktörler, hormonal faktörler, beslenme alışkanlığı, aile yapısı, hareketsiz yaşam ve yaşın önemli bir yer alır. Ayrıca diyabetik anne çocuğu olmak ta riski arttırır. Obez annelerin bebeklerinde yoğun bakıma girme, anne karnında kayıp, erken doğum ve doğumsal anamolilerin görülme sıklığı obez olmayan kadınlardan daha yüksektir. Bu nedenle obez olan kadınlar gebelik öncesi ve gebelik döneminde yüksek doz folik asit almalıdır. Obez gebelerde şeker hastalığı, gebelik zehirlenmesi, emboli, kalp damar hastalığı riski yüksektir. Ayrıca bu kadınlarda sık tekrarlayan vajinal ve idrar yolu enfeksiyonları görülür. Obez annelerin doğum eylemi sırasında hem bebeklerinin daha büyük olması, hem de aşırı yağ dokusundan dolayı müdahaleli doğum ve sezaryan doğum oranları artmıştır” diyerek herkesin kendi sağlığı için anne adaylarının ise hem kendileri hem de bebekleri için kilolarını kontrolde tutmalarını önerdi.

    “DOĞUM SONRASI DA HAREKET ŞART”

    Doğum öncesi ve hamilelikte olduğu gibi doğum sonrası da kadınların mutlaka aktif harekete başlamalarını önerdiklerini belirten Liva Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elif Pelin Özün Özbay, “Anneler gereğinde varis çorabı ve kan sulandırıcılar kullanılarak emboliden korunulmalıdır. Obez anneler emzirmede de oldukça zorluk çekerler. Obez olan gebelerin mevcut riskler düşünülerek yakın izlenmesi, beslenme eğitimi verilmesi ve psikolojik destek alması gerekebilir” dedi.

    “SEBZE AĞIRLIKLI BESLENİN”

    Obez ve hamile olan kadınlarda zaman zaman açlık hissi ve daha çok yeme dürtüsünün karşı konulmaz bir durum olduğunu ve bunu önlemek için sebze ve salata ile beslenmeye ağırlık verilmesini öneren Uzman Dr. Özbay, obezlere “Açlıklarınızı mevsim salatası yiyerek geçirin, ama bu salataları özenle hazırlayın ve zevkle tüketin. Salata içine koyacağınız peynir, kırmızı et ve balık ile sağlıklı ve tok olarak bir öğün geçirebilirsiniz.

    Porsiyonlarınızı küçültün, lokmalarınızı uzunca çiğneyin, 2. tabağı hiçbir zaman istemeyin. Yemeğiniz bitince sofradan kalkın. Yemek saatlerine uyun, öğün atlamayın, aralarda bol su için. Zayıflamak için idrar söktürücü ilaçlar kullanmayın. Hem bebeğinize hem de vücudunuza zarar vermiş olursunuz. Süt ve yoğurdunuzu az yağlı tüketin, beyaz ekmek, beyaz şeker ve yağlı gıdalar tüketmeyin. Hedef protein ve sebze tüketimi arttırmak, karbonhidrat ve yağları azaltmak olmalı. Mutlaka yaşamınıza eklemeniz gereken şey egzersiz olsun. Obez gebelerde bu önlemlerle sağlıklı bir gebelik geçirilir. Ancak amaç ve yapılması gereken her zaman ideal kiloyu sağlayıp öyle gebe kalmak olmalıdır” diye seslendi.