Etiket: Forumunda

  • Bakan Fakıbaba, Türkiye-Sırbistan Tarım İş Forumu’nda

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Sırbistan’da Türkiye-Sırbistan Tarım İş Forumu’na katıldı.

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Başkent Belgrad’da Türkiye-Sırbistan Tarım İş Forumu’na katıldı. Sırbistan Tarım Bakanı Branislav Nedimovic ve iş adamlarıyla iki ülke arasındaki ilişkiler değerlendiriliyor.

  • Prof. Dr. Günay, Avrupa-Asya Forumu’nda 15 Temmuz’un ekonomik etkilerini açıkladı

    Ak Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, Avrupa-Asya Politik, Ekonomik ve İş Dünyası Forumu’nda 15 Temmuz’un ekonomik etkilerini anlattığı konuşmada, “Yapılan darbe girişiminin etkileri 18-22 Temmuz tarihleri arasında Türk ekonomisinde hissedilmeye başlandı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yüzde 13 değer kaybetti. Gösterge tahvil faiz oranı ise bir hafta içerisinde yüzde 8,5’dan 9,4’e yükseldi” dedi.

    Ak Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, Avrupa-Asya Politik, Ekonomik ve İş Dünyası Forumu’nda 15 Temmuz’un ekonomik etkilerini anlattı. İstanbul’da düzenlenen foruma, iş ve ekonomi dünyasından birçok isim katıldı.

    Yerli ve yabancı katılımcılara 15 Temmuz askeri darbe girişiminin Türkiye ve bölge ekonomisinde sebep olduğunu etkileri anlatan Prof. Dr. Günay, “Bu girişim, yalnızca bir askeri darbe girişimi olarak değerlendirilemez. Türkiye eşzamanlı olarak sosyo-politik ve ekonomik açıdan da bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalmıştır” şeklinde konuştu.

    Kaos hedefleniyordu

    Prof. Dr. Günay, konuşmasının devamında, 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin sistematik bir saldırı altında kaldığını söyleyerek, “Askeri darbe girişimi, seçilmiş hükümete yönelik bir darbe girişimiydi. Bu darbe girişimi halkın özverisi, seçilmiş hükümete bağlılığı ve demokrasisine sahip çıkma refleksi sayesinde engellendi. Sonraki adım ise sistematik terörist saldırılar ile sosyo-politik bir karmaşa çıkarmaktı. Türkiye terör örgütlerinin seri ve planlı saldırılarıyla yüz yüze kaldı. Amaç halk arasında kaos ortamı oluşturmaktı. Ancak yine halkın sağduyusu, hükümetimizin terör örgütlerine karşı kararlı duruşu ve tabi ki güvenlik güçlerimizin canları pahasına gerçekleştirdiği operasyonlar ve aldıkları önlemler sayesinde bu saldırı da amacına ulaşamadı” dedi.

    Ekonomik saldırı başladı

    Darbe girişimi sonrası Türkiye’nin ekonomik alanda bir saldırıyla baş başa bırakıldığına değinen Günay, “Sonraki adım ekonomik saldırıydı. Yapılan darbe girişiminin etkileri 18-22 Temmuz tarihleri arasında Türk ekonomisinde hissedilmeye başlandı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yüzde 13 değer kaybetti. Gösterge tahvil faiz oranı ise bir hafta içerisinde yüzde 8,5’dan 9,4’e yükseldi” şeklinde konuştu.

    Kredi derecelendirme kuruluşlarını haksız değerlendirmelerini ve bu saldırının bir parçası olmalarını eleştiren Prof. Dr. Günay, “Ekonomik saldırının ikinci dalgası kredi derecelendirme kuruluşlarından geldi. 20 Temmuz’da S&P, Türkiye’nin kredi notunu bir seviye aşağıya çekerek, yatırım yapılabilir notunun iki seviye altına indirdi ve olumsuz bir görünüm verdi. Siyasi belirsizliklerin artması, yatırım ortamının zayıflaması, cari işlemler açığının yoğunlaşması ve mali dengenin bozulması gibi gerçekçi olmayan bahaneler öne sürülerek uyarılarda bulundu. 21 Temmuz’da Moody’s, darbe girişiminin Türkiye ekonomisinde oluşturduğu anlık olumsuz etkilerin büyük oranda azaldığını açıkladı. Üç gün sonra, Moody’s, dış finansman riskleri, yavaşlayan ekonomi ve darbe girişimi sonrası hukukun üstünlüğü konusundaki endişeleri gerekçe göstererek Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirdi” şeklinde konuştu.

    Başaramadılar başaramayacaklar

    Ekonomik alanda yapılan saldırıların sonuçları konusunda ise Günay, “Ancak ekonomik komplo da işe yaramadı. Bunun başlıca nedenleri, sağlam makroekonomik temeller, güçlü bir finansal sistem, İhtiyatlı maliye politikası olarak gösterilebilir. Sonuç olarak Türkiye, son 15 yılda güçlü temellere oturttuğu ekonomisi ile 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin olumsuz etkilerini altı ay içinde atlatmıştır. Bütçe açığının GSYH’ya oranı AB’nin Maastricht Kriterleri’nin (yüzde 3) altında GSYH’nın yaklaşık yüzde 1’idir. Kamu borç / GSYİH oranı 2002’de yüzde 74 iken, 2016 itibari ile yüzde 28’e düştü. Temmuz 2016 sonrası net olumsuz etki, sanayi üretim endeksi, işsizlik oranı ve enflasyonda net görülmektedir. Hükümetimizin hızla uygulamaya koyduğu istihdam paketi, üretim paketi, sanayi teşvik kanunu ve piyasaları rahatlatacak düzenlemelerle olumsuz etkiler ortadan kaldırıldı. Başarısız darbe girişiminin ekonomik maliyeti yaklaşık 17 milyar dolardır. Yani GSYH’nin yüzde 2’sidir. Bu gelişmeler gösteriyor ki Türkiye güçlü bir ekonomisiyle olumsuz ekonomik etkileri çok kısa sürede bertaraf etmiştir. Türkiye’yi hedef alan hiçbir saldırı amacına ulaşamamıştır, ulaşamayacaktır” dedi.

    Prof. Dr. Günay, ekonomi alanında atılması gereken adımlar konusunda da “Şimdi sıra yapısal reformların hızla hayata geçirilmesine gelmiştir. Ekonomi, hukuk, kamu yönetimindeki reformlarla hızlı dönüşüm süreci başlamalı ve Türkiye 2023 hedeflerine odaklanmalıdır. Katma değeri yüksek üretim, akıllı uzmanlaşma, kapsayıcı büyüme kalkınma modelimizin temelini oluşturmalıdır. Endüstriyel, bölgesel ve sosyal kapsayıcılık çerçevesinde gerekli destekler ve teşviklerle sürdürülebilir ekonomik kalkınma gerçekleşecektir” ifadelerini kullandı.

  • KKTC Sağlık Turizmi Forumu’nda temsil edildi

    KKTC, Ürdün’ün başkenti Amman’da Kral Abdullah II İbn Al Hüseyin himayesinde, Dünya Sağlık Turizmi Konseyi tarafından düzenlenen ve dünyanın sağlık turizmi haritasının belirlendiği Sağlık Turizmi Forumu’nda temsil edildi.

    KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, 25-27 Şubat tarihleri arasında Ürdün’ün Başkenti Amman’da gerçekleştirilen ve aralarında Ürdün, Cezayir, Azerbaycan, Belçika, Kanada, Çin, Mısır, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Hindistan, İtalya, Türkiye, Katar, Romanya, Singapur, İspanya, Ukrayna, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nin de bulunduğu toplam 42 ülkeden 500’den fazla delegenin katıldığı Dünya Sağlık Turizmi Forumu’nda KKTC’yi Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Ahmet Savaşan temsil etti.

    Dünyanın sağlık turizmi haritası belirlendi

    KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Ataoğlu’na katkılarından ötürü plaket de takdim edilen Foruma, pek çok ülkeden bakanlık, hükümet temsilcisi ile elçilerin yanı sıra hastane, tıbbi hizmet sağlayıcısı, sağlık ve akreditasyon kuruluşu, sigorta, havayolu, acente, otel, sağlıklı yaşam tesisi, tıbbi cihaz üreticisi ile eczacılar ve turizm profesyonelleri de katıldı.

    Ürdün Başbakanı ve bakanlar Ataoğlu ile bir araya geldi

    Ürdün Başbakanı Hani Mulqi, Prenses Ghaida Talal, Prenses Dina Mired, Sağlık ve Turizm Bakanları yanısıra Dünya Sağlık Turizmi Kurucu Başkanı Emin Çakmak ile Başkan Fawzi Al-Hammouri’nin Kuzey Kıbrıs Standını ziyaret ederek Ataoğlu ile bir araya geldi ve işbirliği olanaklarının geliştirilmesi için atılabilecek adımlar konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

    Sağlık turizmi olanakları tanıtıldı

    Ataoğlu yaptığı açıklamada, “Forum kapsamında, Sağlık Turizmi’ne yön veren baş rol oyuncuları ile bir araya gelerek, ülkemizin coğrafi konumunu, tarihi, turistik ve insani özellikleri yanı sıra, Yakın Doğu ve Girne Üniversiteleri Hastaneleri başta olmak üzere, konforlu özel hastanelerimizi, tüp bebek merkezlerimizi, son teknoloji tıbbi cihazlarımızı, güncel bilgi kullanan uzman hekimlerimizi, uluslararası akreditasyonlarımızı, otellerimizin medikal masaj, spa uygulamalarını ve yaşlı-engelli turizminde sahip olduğumuz potansiyelimizle birleştirdiğimiz fiyat avantajlarımızı etkili bir şekilde tanıtma fırsatı bulduk. Bu fırsatın yaratılmasında Dünya Sağlık Turizmi Kurucu Başkanı Emin Çakmak’a ülkem adına teşekkür ederim” dedi.

    “Dünya sağlık turizmi yol haritasının hazırlanmasına katkı koyduk”

    Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Ahmet Savaşan da “Sağlık Turizmi’nde Küreselleşme” oturumuna katılarak, Sağlık Turizmi pazarının her geçen gün büyüdüğünü ve bu alanın elliden fazla ülkede büyük ilgi görerek desteklendiğini söyledi.

    Savaşan, oturuma katılan delegelerle birlikte, küresel sağlık turizmi hedefleri, mevzuatlar, akreditasyon, eğitim ve araştırma, sağlık seyahatinin kapsamının genişletilmesi, pazarlama ve markalaşma, etik gibi konular başta olmak üzere pek çok konuyu görüştü.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan İş Forumunda Konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Quito’da gerçekleştirilen Türkiye-Ekvador İş Forumu’nda konuştu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Uzaya en yakın noktada olduğumuz öğrendik. Ekvador’un tarım kapasitesini değerlendirmek konuşmak için buradayız. Ziyaretimizin ve iş formunun sağlayacağı ivme ile önümüzdeki dönemde ülkelerimiz arasındaki ticaretin bölgeye örnek olacak şekilde geliştirmeyi hedefliyoruz. Ziyaretimi iki ülke ilişkilerinde parlak geleceğe atılmış adımdır. ” dedi.

    Türkiye’nin G20 dönem başkanlığına değinen Erdoğan, “Türkiye olarak dünyanın 5’den büyük olduğu inancı ile az sayıda ülke dışında Güney Amerika’nın tamamında büyükelçiliklerimizi faaliyete geçirdik. Son 10 yılda bölgedeki 9 ülkede ticaret müşavirlikleri kurduk. Sadece 1 olan müteahhit proje sayısı bugün 21’e yükselmiş durumda. 2005 yılına kadar mevcut olmayan iş konseylerinin sayısı 9’a yükseldi. Bölgedeki fuar sayısı son 10 yılda üç kat artarak 106’ya çıktı. Tüm bu adımlarla bölge ülkelerle ilişkilerimizin gelişmesi için adımların atılmasına inanıyoruz. Geçtiğimiz ticaret müşavirliğimiz ülkedeki görevine başladı.

    Karşılıklı ticareti teşvik amacıyla Ekvador’la düzenlenen 4 fuara iştiraklarımızın katılımı teşvik edilecektir. Mevcut duruma samimiyetle bakıldığında arzu ettiğimiz noktanın çok gerisindeyiz. Ticaret hacmimiz ciddi artışla 119 milyon dolara erişmiş olasa da istikrarlı bir şekilde büyümediği açıktır. 500 milyon dolar, 1 milyar dolara ticaret hacmimizi çıkarabiliriz. Yeter ki bu siyasi irade mevcut olsun. Ticaretimizi çeşitlendirmeye ihtiyacımız var.

    İki ülkenin bazı ürünlerle ilgili hassasiyetleri olduğunu biliyoruz. Anlaşmanın bütünü için bir denge bulunabileceği noktasında hemfikiriz. Önemli olan imkanları ve kaynakları etkin bir şekilde kullanabiliriz. Ekvator Dış Ticaret Bakanı’nın Mersin Serbest Bölgesi’nde yaptığı incelemelerin olumlu geçtiğiniz biliyoruz. Bu süreci hızlandırmak için gerekli desteği vermeye hazırız. Dünya ekonomisinde zaman zaman ortaya çıkan olumsuzluklar bütün ülkelerin daha yavaş büyüme dönemlerine girmesini kaçınılmaz hale getiriyor.

    Yapılan görüşmelerde bu iradenin samimiyetle ortaya konulduğunu kaydeden Erdoğan, “Biz siyasetçilere düşen elimizdeki imkanları birbirimizi destekleyecek şekilde kullanmanın yollarını aramaktır. Bugün yaptığımız görüşmelerde bu iradeyi samimiyetle ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. 2011’dan yılından bu yana süren kalkınma için ticaret anlaşması müzakerelerinin en kısa sürede sonuçlandırılması gerektiğini görüyoruz. Bu anlaşma iki ülkenin ticari ve ekonomik açıdan vaat ettiği potansiyelin harekete geçirilmesine ciddi katkı sağlayacaktır. Yatırımların teşvik edilmesi bizi hedeflerimize daha da yakınlaştıracaktır. İki ülkenin de hassasiyetlerini dikkate alan çözümler bulunması mutlaka mümkündür. Karşılıklı diyaloğun yapıcı bir anlayışla sürdürülmesi gerekir. Türkiye’nin Ekvador’da maalesef yatırımı bulunmuyor. 750 milyon dolarlık Yıldırım Holding’in Ekvador’da atacağı dev bir yatırım adımı var.” dedi.

    Türkiye’nin merkezi konumunun önemini belirten Erdoğan, “Ekvador ile DEİK arasında imzalanan iş konseyi ortaklığının önemli bir eksikliği gidereceğine inanıyoruz. Türkiye dünyanın 108 ülkesine uçuş mesafesinde yer alan merkezi bir ulaşım ağına sahiptir. Ülkemizden yaklaşık 1 milyar tüketiciye ulaşılabiliyor. Bir çok uluslararası firmanın Türkiye’yi bölgesel üs olarak seçmesinin sebebi budur. Türk müteahhit ve müşavirlik sektörü dünya çapında başarılı projelere imza atmıştır. 107 ülkede 322 milyar dolardan fazla proje üstlenmiş olan müteahhitlik firmalarımızın Ekvador’un inşasına ekonomisine katkıda bulunacakları önemli bilgileri vardır. Kalkınma için ticaret anlaşmasını tamamlamak iş konseyini aktif hale getirmek ya da gerekli adımların atılması durumunda ilişkiler gelişecektir. Panama şapkası olarak bilinen Ekvador şapkası ile ilgili yanlış algıyı düzeltmek için çaba göstereceğiz.” dedi.

  • Hukukçu Adayları ’Hukukta Kariyer Forumu’nda Buluştu

    Atılımcı Hukukçular Topluluğu’nun bu yıl üçüncüsünü düzenlendiği ’Hukukta Kariyer Forumu’na çeşitli üniversitelerden yaklaşık 220 hukukçu adayı katıldı.

    Marmara Üniversitesi, 9 Eylül Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi gibi çeşitli üniversitelerden hukukçu adayları Atılım Üniversitesi’nde 5-6 Aralık’ta bir araya geldi. Hava ve Uzay Hukuku, Petrol ve Doğal Gaz Hukuku, Deniz Hukuku gibi hukukun sübjektif alanlarında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleştirilen Forum’da hukukçu adayları kariyer planlarıyla ilgili sorularını konunun uzmanlarına sordu.

    Forum’da, önceki dönem Barolar Birliği Başkanı Av. Vedat Ahsen Coşar, avukatlık deneyimlerini hukukçu adaylarıyla paylaştı. Ayrıca Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri Av. Özgün Şimşek ve Av. Ömer Ediz Yoraz, adliye koridorlarında yaşadıklarını katılımcılara anlattı.

    Güncel konuların da konuşulduğu Forum’da Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu, gündemdeki ’Basın Özgürlüğü’ sorununa değindi ve anayasal haklardan bahsetti.

    Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Serdar Hoş ile Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Çiğdem Sever ise akademisyenlik ile ilgili deneyimlerini hukukçu adaylarına aktararak soruları yanıtladı.

    İki gün süren Forum’da, ’Deniz Hukuku’ ve ’Bankacılık Hukuku’ en çok ilgi çeken konular oldu. Ankara Barosu Hava ve Uzay Hukuku Kurulu Başkanı Av. Yasemin Yıldızca Arıkan, hukuk ana bilim dallarının yanında alt dalların da geliştiğini kaydetti.

    Arıkan, gelişmelerin uzmanlaşmayı da beraberinde getirdiğini ifade ederek, “Yaşam günden güne detaylanıyor, bu yalnızca hukuk alanında olmuyor. Bütün meslek kuruluşları kendi ana branşının altında alt bilim dallarına ayrılmaya başladı. Eskiden belli hukuk branşlarında avukatlık yaparken Spor Hukuku, Hava Hukuku, Aile Hukuku gibi farklı alanların da olması yeni meslektaşlar için çok daha olumlu” dedi.