Etiket: Fıtığına

  • Yaşlılarda kasık fıtığına dikkat

    Dr. Hamdi Koçer, yaşlılarda kasık fıtığına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.

    Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Hamdi Koçer, “Dünyada en çok yapılan ameliyatlar kasık fıtığı ameliyatlarıdır. Kasık fıtıkları her yaştan insanlarda görülebilir. Tek tedavi şansı ameliyat ile fıtığın olduğu yerin yama ile onarılmasıdır. Kasık fıtığı olan hastalar çok ileri yaşlarda da bize ameliyat için başvurur. Bu fıtıkların bir kısmı çok uzun zamandır bilinen ve yıllar içinde yavaş yavaş büyümüş fıtıklardır. Hasta tarafından eski yıllarda ihmal edilmiş ancak çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Hastanın oturmasına kalkmasına ve yürümesine mani olup hastanın yaşam rahatlığını bozan fıtıklardır” dedi.

    Yaşlılarda kasıkta görülen bazı fıtıkların ise uzun bir geçmişe sahip olmayabildiğini ifade eden Dr. Koçer, “Yandaş hastalıklara, kilo vermeye ve yaşlanma ile adale yapısının zayıflamasına bağlı olarak ortaya çıkar. Yaşlıların eklem-adale-bağ sistemi yeterince güçlü olmadığından tedavi edilemez ise bu fıtıklar çok kısa zamanda hızla büyürler. Gelişen yaşam ve bakım koşulları ile ortalama yaşam süresi uzuyor ve yaşlı insanların toplumda oranı her geçen gün artıyor. Yaşlılarda görülen kasık fıtıklarının da gençlerde olduğu gibi cerrahi olarak onarılması gerekir. Bu şekilde gelecek de ortaya çıkabilecek komplikayon risklerinden hasta korunmuş olur” diye konuştu.

    Yaşlılarda fıtık teşhisinin gençlere göre daha kolay konduğunu kaydeden Dr. Koçer, “Hemen hemen tüm hastalarda kasık bölgesinde beliren şişlik rahatça görülür veya ele gelir. Hastalar dışarı çıkan fıtığı ustaca içeri itip yaşamlarını sürdürmeyi öğrenmişlerdir. Kimi hastada fıtık bağı kullanmayı tercih eder. Yaşlı hastalarda el ile muayene dışında ileri tanı yöntemine ancak çok nadir gerek duyulabilir. Yaşlılarda ve büyük fıtığı olan hastalarda karşı tarafın muayenesinin iyi yapılması gerekir. Daha önceden fark edilmeyen karşı taraftaki bir küçük fıtık, büyük fıtık onarıldığında hızla belirgin hale gelir. Eğer muayenede şüphe varsa karşı tarafın kontrolü için ultrasonografi incelemesi yapılabilir. Kasık fıtıklarının ameliyatı açık veya kapalı yöntem ile yapılabilir. Kapalı yöntem daha ziyade beden gücü ile çalışan, aktif, dinamik veya sporcularda tercih edilir. Çünkü kapalı yöntemin maliyet farkı vardır. Ayrıca kapalı ameliyat sadece genel anestezi ile yapılır. Buna karşılık yaşlı hastalarda açık yöntem ile kapalı yöntem arasında önemli bir konfor farkı olmayabilir. Sadece genel anestezi ile uygulanabilir olmasını da düşünürsek, yaşlılar için açık ameliyatlar daha uygun olabilir. İlk görüşme ve muayene sonrası ameliyatın açık veya kapalı olacağına cerrah ile birlikte karar vermek en doğrusu olacaktır. Kasık fıtığı ameliyatının en büyük avantajı yada hasta hekim için kolaylığı her türlü anestezi ile ameliyatın yapılabilmesidir. Uygun olan hastalarda genel anestezi, uygun olmayan hastalarda spinal-epidural veya lokal anestezi ile de kolay ve güvenle yapılabilir bu ameliyatlar. Anestezinin seçimi hasta ile anestezi hekimi arasında yapılır ve anestezi muayenesini takiben hastanı durumuna ve arzusuna uygun bir yöntem seçilir. Yaşlı hastalarda açık yöntem ile birlikte lokal anestezi güvenle uygulanabilir. Bu şekilde kasık fıtığı ameliyatı olamayacak hasta hemen hemen hiç yoktur. Sağlık durumu uygun hastalarda en güvenli anestezi genel anestezidir. Hastanın tüm yaşamsal parmetreleri anestezi hekiminin kontrolünde olduğu için ortaya çıkabilecek her türlü sorunu çözme imkanı da vardır. Anestezistlerin birinci derecede tercihi bu yüzden hep genel anestezi olmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Yaşlı hastalarda eğer hastanın kronik bir hastalığı yoksa, diğer hasta gurubu gibi ameliyat sabahı aç olarak hastaneye gelmesinin yeterli olduğunu belirten Dr. Koçer, “Yüksek tansiyon veya diyabet ilacı kullanan hastalar, ameliyat günü sabahı ilaçlarını da yanında getirebilirler. Anestezi hekimi gördükten sonra ilaçlarını alabilirler. Yaşlı hastalar çok sık kan sulandırıcı ilaçlar kullanırlar. Bu ilaçlar ameliyat sonrasında kanamaya ve ameliyat bölgesinde morluk ve hematom denilen şişmelere neden olabilir. O nedenle bu tür ilaçları ameliyattan önce kesmek gerekir. Coraspin gibi ilaçları 3 gün önceden, heparin kumadin gibi daha güçlü ilaçları en az 7 gün önceden kesmek gerekir. Bu konuda hekiminizle konuşmalısınız. Kalp hastalıkları nedeni ile by-pass; stend operasyonu geçirmiş hastalar , kısa süre önce kalp enfarktüsü geçirenler, ciddi solunum rahatsızlığı yaşayan hastaların ameliyattan bir kaç gün önce anestezi muayenesi olması gerekir. Ameliyat öncesi uygun koşulların sağlanması için hastaya bir ön hazırlık süresi gerekebilir. Ön hazırlığı yapılmış, uygun koşullar sağlanmış bir hastada ameliyattan sonra bir sıkıntı yaşama riski yok denecek kadar azdır. Ameliyattan sonra hastayı ayağa kaldırmadan önce mutlaka suspansuar giydirmek gerekir. Yaşlı hastalarda ameliyat sonrası kanama ve hematom yakınması çok sık görülür. Yaşlı ve sistemik rahatsızlığı olan hastaları ameliyattan sonraki akşam hastanede tutmayı tercih ediyoruz. Aynı gün akşam yemeğini yiyen, ayağa kalkıp dolaşan hastanın 1 gün misafirimiz olmasını tercih ediyoruz. Tıbbi kaynaklar, her yaştaki hastanın kasık fıtığının ameliyat ile onarılmasını, daha sonra gelişebilecek acil komplikasyonların önlenmesi açısından mantıklı ve gerekli bulmaktadır” açıklamalarında bulundu.

  • Kadınlarda kasık fıtığına dikkat

    Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, kadınlarda kasık fıtığına dikkat çekti.

    Kasık bölgesindeki fıtıkların kadınlarda da görüldüğünü ancak erkeklerde görüldüğü kadar sık olmadığını ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, “Karın duvarında kasık bölgesindeki bir açıklıktan iç organların dışarıya doğru çıkması ile oluşur. Kasık fıtıkları her on erkeğe karşı sadece 1 kadında rastlanır.

    Kasık bölgesindeki fıtıklar kadınlarda da görülür ancak erkeklerde görüldüğü kadar sık değildir. Karın duvarında kasık bölgesindeki bir açıklıktan iç organların dışarıya doğru çıkması ile oluşur. Kasık fıtıkları her on erkeğe karşı sadece 1 kadında rastlanır.” dedi.

    Şişlik veya kitle

    “Kadının kasığı üstünde şişlik veya bir kitle oluşması hemen hemen görünen en önemli semptomdur” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, “Bu şişlik üst bacak ile kasık arasındaki kasık kıvrımının hemen üzerinde ortaya çıkar. Özellikle ıkınmak, öksürmek veya karın içi basıncını arttıran sportif eylemler fıtığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Kadın sırt üstü yattığı zaman şişlik kaybolur.

    Kadınlarda kasık bölgesinde görülen fıtıklar genel olarak daha küçüktür ve kolay fark edilmeyebilir. Hastanın tek yakınması o bölgede ağrı ve hassasiyet olabilir. O nedenle kadınlarda kasık fıtıklarının muayenesinde dikkatli olmak ve emin olmak için radyolojik yardımcı yöntemleri daha sık kullanmak gerekir.” diye konuştu.

    Kasık bölgesinde ağrı hassasiyet ve basınç hissi

    Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:

    “Kasık fıtığı ile beraber görülen bu bölgedeki ağrı, hassasiyet veya basınç hissi kasık fıtıklarında şişliğe eşlik eden diğer semptomlardır. Bunların hepsi olması gerekmez ancak hastada bu tür yakınmalar da varsa fıtığın daha ciddi olduğu anlamına gelir: Fıtığın geçtiği yırtık veya kanal zorlanmakta ve fıtık büyümekte olabilir. Veya fıtık bölgesinden geçen iç organlar genellikle barsaklar karına geri dönemeyecek olabilir. Bu yakınmaların ciddiye alınması gerekir.

    Eğer fıtık bölgesinde ciddi ağrı ve hassasiyet ile birlikte fıtık artık karın içine dönmüyorsa, fıtık boğulması veya barsak düğümlenmesi gelişmiş olabilir. Bu durumlar çok acildir ve derhal ameliyat gerektirebilir. Kadınlarda görülen kasık fıtıkları anatomik özelliklerinden dolayı, erkeklere göre daha fazla boğulma riski taşır.

    Bu tür kasık ağrıları ve hassasiyetler eğer belirgin bir fıtık şişmesi yoksa başka nedenlerden de kaynaklanıyor olabilir. Hastanın dikkatli muayenesi, ultrasonografi ile değerlendirilmesi özellikle ağrılı fıtıklarda önemlidir. Ağrının fıtık dışı nedenlerden de kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Çünkü kasık çevresi kemik-eklem-bağlardan kaynaklanan kronik ağrıların çok sık görüldüğü bir bölgedir.

    Ciddi komplikasyonlar

    Kasık fıtığı sırt üstü yatıldığında kolayca karın içine dönüp kaybolur. Daha önceleri kaybolan fıtık, artık kaybolmuyorsa boğulmuş fıtık ortaya çıkmıştır. Karın duvarındaki delikten dışarı çıkan barsaklar, yırtık içinde sıkışmış ve artık geri dönemiyor anlamına gelir. Boğulan barsaklarda dolaşım bozukluğu yani gangren olursa, çok acil ameliyat gerekir.

    Boğulmuş fıtığı olan kadınlarda eğer tedavide gecikme olursa, bulantı-kusma, şiddetli karın ağrısı, ve daha sonra gaz ve dışkı çıkamayacak şekilde kabızlık gelişir. Hastanın kan değerleri ve genel durumu hızla bozulur. O nedenle dikkatli olmak hatta fıtık bu noktaya gelmeden önce uygun koşullarda ameliyat ile onarılması daha sağlıklıdır.”

  • Hamilelikte göbek fıtığına dikkat !

    Genel Cerrahi Uzmanı Dr.Hamdi Koçer, hamilelikte göbek fıtığına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

    Kadın, erkek her 20 kişiden birisinin hayatının bir döneminde karın duvarı fıtığıyla -kasık fıtığı, göbek fıtığı ve kesi yeri fıtıkları ile karşı karşıya kaldığını dile getiren Dr.Hamdi Koçer, “Kadınlarda daha sık görülen göbek fıtıkları üstelik özellikle hamilelik döneminde ortaya çıkabilir. Göbek fıtığı, göbek çukurundaki halkanın zayıflaması ile ortaya çıkar ve karın içi basıncı artıran zorlanmalarda daha da belirginleşir. Göbek fıtıkları küçük olduğunda hasta tarafından anlaşılmayabilir ancak zaman içinde büyümeye başlayarak bir fındık boyutundan bir portakal büyüklüğüne kadar ulaşabilir. Hamilelik ilerledikçe artan karın içi basınç nedeni ile fıtık büyüyor.

    Gebeliklerinin ilerleyen dönemlerinde anne adayının karnı büyüdükçe göbek fıtıkları da büyür ve belirginleşir. Göbek fıtığı büyümeye başladığında hastanın ehil ellerde ameliyatı kaçınılmazdır. Ancak maalesef fıtıklar bazen önemsiz, basit bir hastalık gibi görülüyor. Hatta zaman zaman sezaryen sırasında hastanın gebeliğini takip eden jinekoloji hekimi tarafından iki üç dikişle göbek fıtığına müdahale edildiği durumlar oluyor ki; bu gibi doğru yöntemle onarılmayan göbek fıtıkları % 25-50 oranında nüks ediyor. Hatta bu fıtıklar, 2-3 kez nüks etmiş dev fıtıklara dönüşüyor. Hastaların sezaryen sırasında fıtıkları için her hangi bir şey yaptırmaması ve fıtık tedavisi konusunda deneyimli bir genel cerraha başvurmaları gerekir” dedi.

    “Göbek fıtıkları çok küçük dahi olsa, mutlaka yama ile onarılmalıdır” diyen Dr.Hamdi Koçer, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Göbek fıtığı onarımında yama tercihen adale altına (sublay) veya karın duvarı içine (inlay) yerleştirilip o şekilde tespit edilmelidir.

    Dikiş ile onarılan göbek fıtıkları, bir branda gibi yrtılıp hep daha büyük bir fıtık olarak hastaların karşısına çıkıyor. Her dikiş dokuları keserek yeni fıtık oluşumuna neden oluyor. Bu nedenle gebelik sırasında ortaya çıkan göbek fıtıklarının doğum veya sezeryan sonrasında ki dönemde ayrıca ameliyat edilmesi ve ameliyatın fıtık konusunda çalışan bir uzman cerrah tarafından gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Çünkü göbek fıtıkları hafife alındığında kolayca ve ard arda nüks eder ve her nüks sonrasında ameliyat teknik olarak daha zor hale gelir.”

  • Sporcularda kasık fıtığına dikkat

    Doktor Hamdi Koçer, kasık fıtıklarına sporcularda daha sık rastlandığını söyledi.

    Özellikle ikili mücadele gerektiren futbol benzeri sporlarda adale yırtılmasına bağlı direk fıtıkların ortaya çıktığını ifade eden Doktor Hamdi Koçer, “Sporcularda görülen kasık fıtıkları hem tanı hem tedavi açısından bazı zorluklara sahiptir. Sporcu fıtıkları şişliktem önce ağrı ile başlayabilir. Sporcunun aktif spor imkanını kısıtlar. Ameliyat sonrası hastanın spora dönüş beklentisi ayrıca bir profesyonel baskı oluşturur. Bu zorluklara rağmen doğru tanı ve uygun tedavi ile sporcunun işine hızla geri dönmesi mümkündür.” dedi.

    Tanı hakında bilgi veren Doktor Hamdi Koçer, “Sporcu fıtıkları diğer fıtıklar gibi önce kasıkta şişlik ile başlamayabilir. Daha çok nokta fıtığı şeklinde kasık ağrısı ile ortaya çıkar. Kasık ağrıları sporcularda sadece fıtık nedeni ile olmaz. Kasık ağrısı yapan diğer nedenlerden ayırd etmek zaman zaman çok zor olabilir.

    Sporcu fıtıklarında tanı için ileri tetkikler sıklıkla gerekir: ultrason ve hatta MR incelemsi ile bölgeyi incelemek gerekebilir. Eldeki tüm tetkiklerin kullanılmasına rağmen tanı konamayan sporcular olabilir. Nadir de olsa laparosopik ameliyat ile tanının teyit ediliği durumlar yaşanabilir.

    Karın duvarını oluşturan adalelerde yırtık görülmesi ile direk fıtık teşhisi konur. Sporcularda direk fıtıklar daha fazla görülür.” diye konuştu.

    Doktor Hamdi Koçer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bütün kasık fıtıklarını yama ile onarmak gerekir. Yamayı fıtığın olduğu yere iki yöntemle yerleştirmek mümkündür: Açık ve kapalı (laparoskopik) yöntem. Açık yöntemde yaklaşık 10 cm uzunluğunda tek bir kesi yapılırken, kapalı yöntem 3 küçük delikten gerçekleştirilir. Her iki yöntemden sonra da hasta aynı gün taburcu olabilir ancak kapalı ameliyattan sonra spora dönmek çok daha kısa sürede mümkündür.

    Laparoskopik ameliyatların en fazla avantaj sağladığı hastalar sporculardır. Bu yöntemle yapılan bir ameliyattan 2-3 hafta sonra antremanlara geri dönebilir. Buna karşılık açık ameliyat sonrası bu süre çok daha uzun sürebilir.

    Sporcularda ameliyat hazırlığı ile ilgili en zor kısım kesin tanının belgelenmesidir. Sadece ağrı ile seyreden küçük adale yırtıklarının pubis iltihapları veya başka yumuşak doku zedelenmesindne ayırd edilmesi için genellikle ileri tetkik yöntemleri gerekir.

    Tanı sonrası ameliyata karar verildikten sonra, ameliyat günü direk hastaneye gelip yatış yapılması yeterlidir. Anestezi muayenesi ve standart tetkikleri takiben ameliyat gerçekleştirilebilir.

    Sporcuların ameliyat sonrası beklentisi doğal olarak en kısa süre içinde spora geri dönmektir. Kapalı ameliyatlardan sonra bu süre daha kısadır. Sporcunun yaptığı spora göre değişmekle beraber 2-3 hafta içinde antrenmanlara başlanabilir. Müsabakalara geri dönüş süresi mücadeleci sporlarda biraz daha uzun zaman alabilir. Kesin süreler için ameliyatınızı yapacak hekim ile ameliyat öncesi ve sonrası konuşup bilgi almanızı öneririz.”

  • Bel ve boyun fıtığına dikkat

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Cebeci, güçsüzlük, hissizlik, yanma, uyuşma, idrar tutamama ve büyük abdesti kaçırma gibi belirtileri olan bel ve boyun fıtığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi.

    Vücuda ait herhangi bir organ veya yapının normal bulunması gereken anatomik sınırlarının dışına taşmasının fıtık olarak adlandırıldığını belirten Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Cebeci, “Bel ve boyun gibi birçok hastalıkta stresin önemli rolünün olduğu bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir. Bu anlamda stresten uzak durmak gerekiyor. Hareketsiz yaşam birçok sağlık problemini beraberinde getirdiği gibi boyun fıtığının oluşmasına zemin hazırlar. Bu anlamda günlük hayatımızda spor yapmaya özen göstermeliyiz. Ağır yük taşımak bel fıtığı gibi boyun fıtığına da neden olabilir. Ağırlık kaldırma ve ani dönüşler bel ve boyun ağrısının temel nedenlerindendir. Taşınacak şey ne ise, ağırlıkları parça parça taşıyın ya da işinizi kolaylaştıracak bir yardımcı araç kullanın” dedi.

    Hastalığın tedavi sürecinden de bahseden Cebeci, “Disk dokusunun yaşa bağlı ya da başka nedenlerle beslenememesi, hatalı hareketler, genetik yatkınlık ve duruş bozuklukları gibi faktörler ile bel ve boyun fıtıkları ortaya çıkmaktadır. Fıtık bel ve boyun ağrısının yanında sinir baskısı ile boyundan kola veya belden bacağa doğru ağrı yapabilmektedir. Bel fıtığı ve boyun fıtığı hastalığında sorun omurga kemikleri arasında bulunan disk eklemi adını verdiğimiz eklemin yıpranmış olması ve bu nedenle ağrı ortaya çıkmasıdır. Eğer fıtık hastayı hiçbir zaman tehdit etmeyip sadece belirli dönemlerde ağrılara sebep olacaksa, yılda 1-2 defa tutulma şeklinde görülecekse, bu dönemde ilaçlardan yararlanmak mümkündür. Fakat ilaç tedavisinin sonuç vermediği takdirde ise hastanın durumuna göre cerrahi tedavi gerektirebilir” diye konuştu.