Etiket: Fıtığı

  • Uzm Dr. Çelen: “Bel fıtığı aniden oluşmaz”

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hüseyin Çelen, bel fıtığının aniden oluşmadığını, ama aniden belirdiğini söyledi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Hanımlar Lokali’nde Yıldırımlı kadınlarla bir araya gelen Özel Hayat Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hüseyin Çelen, bel ve boyun fıtığı konusunda bilgi verdi. Bel fıtığının efsanevi bir hastalık olduğunu ve beli ağrıyan herkesin ‘acaba bende bel fıtığı mı var?’ sorusuyla hastaneye geldiğini belirten Uzm. Dr. Çelen, “Fıtık bir anda ortaya çıkan bir şey değildir. Yavaş yavaş içeriden işiyor. Siz onun farkında olmuyorsunuz. Bir gün bir şey yaptığınızda aniden sinire temasla beraber kendini ortaya çıkarıyor. O yüzden bel fıtığı ani oluşmaz, ama aniden belirir. Bir bel fıtığının oluşması yaklaşık 4 seneyi bulur. Bunun sonucunda yerden kağıt bile alırken, fıtık olduğunuzu düşünürsünüz. Bu çok klasiktir. Esasında kağıdı aldığınız için değil, fıtığın sinire baskı yaparak oradaki bütün kasları kilitlemesinden meydana gelir. Uyarı, kasları çalıştırmaya değil, hareket ettirmemeye yönelik ayarlanmaktadır” şeklinde konuştu.

    Hamallarda hemen hemen hiç fıtık görülmemesine işaret eden Dr. Hüseyin Çelen, “Madem ağır kaldırmak bu kadar büyük bir unsur, neden o iş grubunda görülmüyor? Demek ki ağır kaldırmanın da tekniği bulunmaktadır. Ağır kaldırırken, mutlaka dizleri bükerek gücü belden değil dizden almak gerekiyor. Daha çok yandan ağır kaldırmak ağırlıkla dönmek ciddi risktir” dedi.

    Omurlar arasında adeta süspansiyon vazifesi gören disklerin fıtıklaşmasına sebep olacak unsurların başında üstlerine binen yük geldiğini ifade eden Uzm. Dr. Çelen, “Ağır cisim kaldırmayın, çekmeyin, itmeyin. Taşıyacağınız yükleri her iki elinize eşit bölün. Omuz seviyesinin yukarısına doğru ağırlık kaldırmayın. Bu işleri yapmak zorunda kalırsanız da, yerden yük kaldırırken mutlaka dizler kırılarak çömelmeli, yük sonra kaldırılmalıdır. Omuz üzerine yük kaldırılırken (çamaşır asma, dolap içi yerleştirme, perde asma gibi) dikkat edilmeli, varsa merdiven-tabure gibi bir yükseklik üzerinden bu işler yapılmalı, yukarı doğru uzanılmamalıdır. Yataktan kalkarken aniden bele yük bindirerek değil, önce yan dönüp dirseklerden destek alınarak doğrulmalıdır. Ayakkabı çökerek giyilmelidir” diye konuştu.

  • Bel fıtığı şikayetiyle gittiği hastanede oturak kemiğinde 10 santimetrelik tümör çıktı

    Denizli’nin Pamukkale ilçesinde bel fıtığı şikayetiyle doktora giden kadının oturak kemiğinde 10 santimetrelik tümör tespit edildi. Kadın ameliyatla sağlığına kavuştu.

    Denizli’nin Pamukkale ilçesinde ikamet eden ve 17 yıl önce rahim kanserini yenen 64 yaşındaki Mürüvvet Akbulut, yıllardır çektiği bel fıtığı ağrısı şikayetiyle doktora gitti. Düzeli olarak doktorları tarafından takip altında olan Akbulut, günlük hayatını sürdüremez hale gelince, tekrar Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erdal Coşkon’a başvurdu. Doktorun yaptığı tetkikler sonucu Akbulut’un vücudunda, nadir görülen bir tümörün olduğu fark edildi. Tümörün, omuriliği sıkıştırdığı, oturak kemiği duvarınını erittiği, ön taraftan karnın içine doğru gelerek bağırsakları öne doğru ittiği belirtildi. Yapılan 5 saatlik ameliyat sonucunda beli ile oturak kemiği (sakrum) arasında yerleşmiş tümör alındı.

    Hastanın beş gün boyunca kontrol altında tutulduğunu belirten Prof. Dr. Erdal Coşkun, “Vücudunda bu tür kitle oluşan ve rahatsızlanan hastalarımız genelde şifayı büyük şehirlerde aramaktadırlar. Hastaların cerrahi operasyonlarının yanı sıra kontrolleri ve hasta takibi de önemli olduğu için farklı şehirlerde uzun süre kalmak hastalar için fiziki yorgunluğa ve eziyete neden olmaktadır. Biz bu operasyon ile bu tür rahatsızlıklar yaşayan hastalarımıza ekip ruhu ve teknik altyapı ile kendilerine yardımcı olabileceğimizi ve şifa bulabileceklerini göstermeye çalıştık” dedi.

    Ağrılar nedeniyle büyük bir eziyet çektiğini belirten Mürüvvet Akbulut, tümörün alınmasıyla rahatladığını söyledi. Akbulut, emeği geçenlere teşekkür etti.

  • Kışın bel fıtığı tehlikesi artıyor

    Medical Park Tarsus Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Çağlar Öztürk, soğuk havalarda bel bölgesinin soğuktan korunmamasının bel fıtığına yol açabileceğini vurguladı.

    Özellikle bedene dayalı iş yapılan meslek gruplarında bel fıtığı riskinin arttığını kaydeden Op. Dr. Öztürk, “Bel fıtığında en büyük tehdit, sık sık öne eğilerek ağır yük kaldırmakla oluşuyor. Bu nedenle fiziki güç harcayarak çalışan insanlarda fıtık tehlikesi artıyor. Ayrıca fazla kilo da bel fıtığında çok önemli bir risk faktörü. Her iki risk grubunda da bele binen yük fazla olduğu için fıtık ihtimali yükseliyor” dedi.

    Op. Dr. Öztürk, diğer yandan masa başında çalışan ve doğru oturmayanların da tehdit altında olduğunu kaydetti. Op. Dr. Öztürk, “Masa başında çalışırken sürekli sağa ya da sola eğilerek oturmanın yanı sıra fazla yayılarak oturmak, bel fıtığını tetikliyor. Uzun süreli oturarak çalışan kişilerin dik oturmaları, bellerini ortopedik yastıklarla desteklemeleri gerekiyor. Ortopedik yatakta yatmama, çok sert ya da çok yumuşak veya çok yüksek yastıkta yatmak da bel fıtığını tetikleyebiliyor” dedi.

    Belinizi rüzgardan koruyun

    Kış aylarının bel fıtığı için kötü bir dönem olduğunu ifade eden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Çağlar Öztürk, özellikle soğuk rüzgara maruz kalmanın tehlikeyi artırdığını söyledi. Op. Dr. Öztürk, “Kışın bel bölgesinin soğuk ve rüzgardan korunmaması, bu bölgede kas spazmlarına yol açıyor. Kronik kas spazmları da zamanla bel fıtığına neden olabildiği için kışın bu bölgenin soğuktan iyi korunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Op. Dr. Öztürk, bel fıtığından korunmak için yapılacak en iyi şeyin kültür-fizik hareketleri olduğunu kaydetti. Op. Dr. Öztürk şöyle devam etti:

    “Henüz ilkokuldayken öğrendiğimiz kültür fizik hareketlerini özellikle sabahları 5 dakika uygulamak, bel fıtığından korunmak için iyi bir yöntem. Aslında ömür boyu yapmamız için öğretilen ama ihmal ettiğimiz bu hareketlerin bel için önemi büyük. Diğer yandan elbette en ideali haftada en az 1-2 gün spor yapmak.”

  • Av köpeğine boyun fıtığı ameliyatı

    BURDUR (İHA) – Burdur’da boyun fıtığı tanısı konan av köpeği, iki saat süren başarılı bir operasyonla sağlığına kavuştu.

    Ön ayaklarının üzerine basmakta sıkıntı yaşayan ve boynunu kaldıramayan av köpeği, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesindeki cerrahi müdahaleyle sağlığına kavuştu. Getirildiği hayvan hastanesinde yapılan kontrollerde boyun fıtığı tanısı konulan av köpeği, Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Sinan Şirin ve ekibinin gerçekleştirdiği 2 saatlik başarılı bir operasyonla sağlığına kavuştu.

    Boyun omurları arasında disk fıtığı olduğu tespit edildi

    9 yaşındaki av köpeğinin kendilerine getirildiğinde ön ayaklarını kullanamadığını ve ağrıları olduğunu dile getiren Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Sinan Şirin “Bize geldiğinde ayağa kalkamıyordu ve şiddetli bir ağrısı vardı. Ön bacakları gergin bir şekildeydi. Yaptığımız muayenede boyun bölgesinden şüphelendik ve çektiğimiz direkt radyografide de boyun bölgesinde fıtık olduğunu düşündük. Tekrar ilaçlı bir filmini çektik. Bunun sonucunda ikinci ve üçüncü boyun omurları arasında disk fıtığı olduğunu tespit ettik. Fıtığı tespit ettikten sonra köpeğin sahiplerine ameliyat önerdik. Bugün de bu ameliyatı gerçekleştirdik. Ameliyattan sonra bir ay içinde tekrar ayağa kalkmasını ümit ediyoruz” dedi.

    Köpeklerde boyun bölgesinde sıklıkla fıtıkla karşılaştıklarını ifade eden Şirin, “Bazen atlanabiliyor. Yanlış tanı konulabiliyor. Hatta ötenaziye bile gidebiliyorlar. Bunların tedavi edilebileceğinin, tekrara ayağa kalkabileceğinin bilinmesi önemli. En azından ötenazi edilmese bile bazılarına tekerlekli araba uygulanabiliyor. Ama ameliyatla, hatta daha hafif olanların ilaç tedavisiyle hayatlarını sürdürme şansları var. Bu tür operasyonlar üniversitemizde başarıyla yapılabiliyor” ifadelerini kullandı.

  • 70 yaş üstü erkeklere kasık fıtığı uyarısı

    Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Güler, 70 yaş üstü her iki erkekten birinde kasık fıtığı olduğunu söyledi.

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Güler, kasık fıtığı hakkında açıklamalarda bulundu. Kasık fıtığının kasıktaki karın duvarın zarlarının zayıflaması sonucu meydana geldiğini belirten Op. Dr. Güler, “Çoğu zaman kasıkta yumuşak doku şişliği, bazen de kasık ağrısı şeklinde kendini gösterir. Şişlik ayakta durmak, öksürmek hatta ıkınmakla belirginleşir” şeklinde konuştu.

    Çok küçük fıtıklar hariç teşhis için sadece muayenenin yeterli olduğunu belirten Op. Dr. Güler, “Kasık fıtığı erkeklerde kadınlara göre 7 kat daha sık görülür. Sıklığı yaşla artar. 70 yaş üstünde neredeyse her 2 erkekten birinde kasık fıtığı vardır. Bağ dokusu bozukluğu olanlarda, şişmanlarda, karın içinde sıvı toplanması olanlarda, uzun süreli öksürüğü olanlarda, uzun süreli kabızlığı olanlarda, ağır işlerde çalışanlarda kasık fıtığı daha çok görülür. Sağ tarafta daha fazla görülür” şeklinde konuştu.

    “Fıtık gelişimine zemin anne karnında başlıyor”

    Kasık fıtığının erkeklerde daha sık görülme nedenlerine de değinen Op. Dr. Güler, “Erkeklerde, kasıklarda potansiyel zayıflık oluşturan bir tünel bulunur. Bu tünelin içinden sperm kanalı ve yumurtalara giden damarlar geçer. Erkekler anne karnındayken, karın içinde yerleşik durumda olan yumurtalar torbaya bu kasık tünelinden geçiş yaparak inmektedir. Tünel, geçişten sonra kapanmaktadır. Yine de bu durum ileri yaşlarda dokulardaki zayıflama ve zorlayıcı faktörlerin de katkısıyla fıtık gelişimine zemin oluşturmaktadır” dedi.

    “Değişik ölçülerde gözlemlenebilir”

    Kasık fıtığının en önemli belirtisinin kasıkta şişlik olduğunun altını çizen Op. Dr. Güler, “Şişlik genellikle ayakta dururken belirginleşir, uzanınca hafifler veya kaybolur. Bu şikayet belli belirsiz bir kabarıklıktan, yumruk büyüklüğünde bir şişliğe kadar değişik ölçülerde gözlenebilir. Kasık fıtığı, bazı hastalarda kasıkta ağrı veya şişlikle beraber görülen ağrıyla ortaya çıkabilir. Ancak bu ihtimal ağrısız bir şişlik olmasına göre daha nadirdir. Özellikle sıkışıp kalmaya müsait küçük fıtıklarda ağrı daha ön planda olabilir” ifadelerini kullandı.

    “Tedavi edilmeyen fıtık tehlikeli”

    Kasık fıtığının uzun süre tedavi edilmemesinin sorunları büyütebileceğini belirten Op. Dr. Güler, “Zaman geçtikçe onarılması gereken alan büyür. Bazı fıtık tiplerinde cilt altında, bazılarındaysa torbada şişlik gelişebilir. Özellikle torbada oluşacak şişlik günlük hayatı etkileyecek derecede sorun oluşturabilir. Zamanla artan şişlik ameliyatı da nispeten zorlaşacaktır. Şişlik içinden sarkan kısım bazen karın örtüleri, bazen de ince bağırsak olabilir” dedi.

    “Sıkışma atağı olabilir”

    Sarkan kısmın çoğu zaman kendiliğinden karın içine dönebileceği gibi bazen de fıtığın oluşturduğu tünelin en dar yerinde kapana sıkışmış gibi sıkışıp kalabileceğini hatırlatan Op. Dr. Güler, “Uzun vadede her 3 hastadan birinde bir sıkışma atağı olması beklenir. Yaklaşık her 20 fıtık hastasından birinde sıkışıp kalmanın 3-4 saatten uzun sürmesi, boğulma görülebilir. Fıtıkta boğulma, bağırsakta çürümeye yol açabilir. Bu durumda bulantı-kusma, ateş, çarpıntı, kasıkta morarma gibi belirtiler görülebilir. Bu hayatı tehdit eden bir durumdur ve acil ameliyat gerektirir” diye konuştu.

    Kasık fıtığı ameliyatından sonra yaklaşık bir hafta iş ortamından uzak kalınmasının önerildiğini belirten Op. Dr. Güler sözlerine şöyle devam etti:

    “Olağan gündelik fizik aktiviteleri yapmaya engel yoktur. İki hafta kadar kasığı germeyi gerektiren işlerden, araba kullanmaktan ve cinsel birleşmeden uzak durulması uygun olur. Kabız kalmamaya dikkat edilmelidir. Kısa mesafe yürüyüşler yapılabilir. Bir ay süreyle 8-10 kilodan fazla ağırlık kaldırmak, ağır fizik egzersizler, tenis, futbol vb. sporlar sakıncalıdır.”