Etiket: Fıtığı

  • Kapalı tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı Havza’da anlatıldı

    Samsun (İHA) – Samsun’un Havza ilçesinde Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş’in katılımıyla düzenlenen sağlık seminerinde kapalı tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı anlatıldı.

    Samsun Büyük Anadolu Çiftlik Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş’in katılımıyla, Havza Kültür Merkezi’nde bel fıtığı hastalıklarında yeni yöntem olan tam endoskopik tam kapalı bel fıtığı ameliyatlarının tedavisi konulu seminer düzenlendi.

    Seminerin açılış konuşmasını yapan Büyük Anadolu Hastaneleri Kurumsal İlişkiler ve İş Geliştirme Müdürü Fatih Esen, “Bel fıtığı tedavisinde yeni bir yöntem olan ve Karadeniz Bölgesi’nde sadece hastanemizde uygulanan kapalı tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı hakkında bilgilendirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz seminerlerimizde alanında uzman doktorlarımız tarafından katılımcılara konuyu A’dan Z’ye anlatıyoruz. Samsunumuzda, çevre illerde ve ilçelerimizde geleneksel hale getirdiğimiz sağlık konferanslarımızda amacımız insanların korkulu rüyası olan fıtık konusunda bilgilendirmektir. Bu anlamda siz değerli Havzalı hemşehrilerimize hoş geldiniz diyor, katılımlarınızdan ötürü teşekkür ediyorum” dedi.

    Bel fıtığı hakkında bilgi veren Opr. Dr. Naki Keleş ise toplumda sıkça görülen bel fıtığı sağlık probleminin tedavisinde yeni yöntem olan Tam Endoskopik (Kapalı) Bel Fıtığı Merkezi’mizde gerçekleştirilen operasyonlarda hastalarımıza günübirlik yatış yapılmaktadır. Ameliyattan sonra aynı gün veya ertesi gün eve gidebilir. Kısa bir süre içerisinde de iş hayatına dönebilmektedir. Tam endoskopik (kapalı) bel fıtığı ameliyatı komplikasyon oranı oldukça düşük ve hasta konforu son derece yüksek bir operasyondur. Cerrahi sonrası ağrının açık ameliyatlara oranla daha az olması, hastanede yatış süresinin az olması normal yasama erken dönülmesi, cerrahiye bağlı anatomik hasarın açık cerrahiye göre az olması gibi avantajlarının olması endoskopik diskektomiyi başarılı kılmıştır” diye konuştu.

    Karşılıklı soru-cevap şeklinde devam eden seminer Opr. Dr. Naki Keleş katılımcıların sıkıntılarına çözüm üretmeye çalıştı. Yaklaşık 2 saat süren konferansta memnuniyetlerini dile getiren Havza halkı, böylesi önemli etkinliklere imza atan Büyük Anadolu Hastanelerine teşekkürlerini iletti.

  • Bayramda bel fıtığı olmayın

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Uzm. Dr. Kerim Gökoğlu, bayramda kaldırılan ağır yüklerin ve et işlerken uzun süre aynı pozisyonda kalmanın en ileri düzeyde bel fıtığına neden olabileceğini söyledi.

    Kurban bayramı sonrasında en sık karşılaşılan şikayetlerin boyun tutulmaları, omuz ve kol ağrıları, hareket kısıtlamalarına neden olan bel ağrıları ile adale spazmları olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Kerim Gökoğlu, bu ağrıların bel fıtığı başta olmak üzere boyun fıtıklarına yol açabileceğini belirtti.

    Ağırlıkları bölmeli, iki omuza dengeli dağıtmalı

    Söz konusu ağrıların nedenini, bölünmeden tek parça halinde et kaldırma, ağırlıkları dengeli biçimde iki omuza yüklemek yerine tek omuza yükleme ve et işlerken uzun süre aynı pozisyonda kalmaya bağlayan Uzm. Dr. Kerim Gökoğlu, şu önerilerde bulundu:

    “Etleri 30-40 kiloya varan ağırlıklarda birden kaldırmaktansa, parçalara bölerek kaldırmak, etleri bir yerden bir yere aktarırken tek başına yapmak yerine bayramın ruhuna da uygun biçimde yardımlaşarak yapmak, et işlerken uzun süre aynı pozisyonda kalmak yerine, yarım saat ya da 45’er dakika fasılalarla molalar vermek omurgaya binen yükü hafifletecektir. Ayrıca yükleri kaldırırken vücudun sadece bir tarafına değil, dengeli biçimde iki tarafına da eşit biçimde dağıtmak da yine omurga üzerine binen yükün dengeli dağılımı açısından önemlidir.”

    “Bayramı hastanede geçirmemek için dikkatli olunmalı”

    Ağrılar için öncelikle medikal ya da fizik tedaviye yönelik çareler aradıklarını kaydeden Uzm. Dr. Kerim Gökoğlu, “Fakat bunlar hem zahmetli hem de zaman alan işlemler. O nedenle omurgamızı zor durumda bırakabilecek boyun ağrısı, bel ağrısı, adale spazmları gibi rahatsız edici durumlardan korunmak anormal yüklenmelerden uzak olalım, ergonomiye dikkat edelim. Bayramlaşmaları hastanede değil, olması gereken yerlerde yapıp mutlu ve huzurlu bir bayram geçirelim” ifadelerini kullandı.

  • Bel fıtığı tedavisinde yeni gelişmeler

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çolak, ozon ile bel fıtığı tedavisinin son yıllarda oldukça popüler olduğunu söyledi.

    İnsanda 33 adet omurga kemiği mevcut olup bunların 7 adeti boyunda, 12 tanesi sırtta, 5 adet belde, 5 sacral bölgede ve 4 adet de koksal vertebrada yer alır. Etraflarında yer alan eklemler kas dokuları bağ dokuları disk dokuları ve omurilik ile bağlantılı olarak insanların ayakta kalmasını ve gövdenin ağırlığının bacaklara aktarılmasını sağlarlar. Bu yapılardaki herhangi bir sorun ağrı, uyuşma ya da kuvvet ve/veya duyu kusuru ile kendini belli edebilen klinik tablolar oluşturabilir.

    “Her bel ağrısı bel fıtığı demek değildir”

    VM Medical Park Samsun Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çolak bel fıtığı hakkında bilgi verdi. Çoğu kişinin hayatının belli bir döneminde mutlaka bel ağrısı çektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çolak, “Ama her bel ağrısı bel fıtığı demek değildir. Öykü, muayene ve klinik ve radyolojik bulgular eşliğinde hastalara tanı konulur. Tanı için genellikle altın standart manyetik rezonans (MR) dediğimiz radyasyon yaymayan cihaz ile konmaktadır. Her bel fıtığı hastasına illa ki cerrahi demiyoruz fakat eğer hastanın ani gelişen idrar ve büyük abdest kaybı varsa, ayaklarında kuvvet kaybı gelişmişse bu, en acil ameliyat endikasyonudur. Diğer türlü önce medikal tedavi dediğimiz ilaç tedavisi, tutucu tedavi dediğimiz istirahat ve korse tedavisi son olarak da fizik tedavi denenmektedir. Bütün bunlara rağmen hala hastanın ağrısı geçmemiş, ilerleyici kuvvet kaybı oluşmuş ve hastanın iş ve sosyal yaşamının ileri derece bozulduğu durumlarda cerrahi tedavi önerilir. Cerrahi tedavide amaç, ağrı ve bacakta güçsüzlüğe neden olan fıtıklaşmış diskin sinire olan basısının ortadan kaldırılmasıdır. Lomber disk hernisi olan hastaya açık diskektomi, mikrodiskektomi veya tam kapalı (endoskopik) diskektomi ameliyatı önerilebilir” dedi.

    Ameliyat çeşitleri

    Ameliyat çeşitlerinden bahseden Yrd. Doç. Dr. Çolak, “Açık diskektomi ameliyatı; genel anestezi altında, hasta yüzüstü veya diz-dirsek pozisyonunda uygulanır. Ciltte yapılan 2-4 cm’lik kesiden yapılır. Daha sonra kas dokusu sıyrılarak ekartör yerleştirilir. Omurganın arkasındaki kemik dokudan küçük bir pencere açılarak, hemen altındaki bağ dokusuna ulaşılır ve bu dokunun bazen alınarak bazen bağ dokusunda da küçük bir giriş yeri açılmasını takiben omurilik kesesi ve buradan çıkan sinir kökü görülür. Sonrasında hastada yakınmayı oluşturan sinir köküne basan fıtık parçası görülür ve çıkarılır. Daha sonra fıtığın oluştuğu disk mesafesine girilerek fıtık çıkartılması işlemi yapılır ve kanama kontrolu yapıldıktan sonra ameliyat sonlandırılır. Mikrodiskektomide (mikroskop kullanılarak yapılan bel fıtığı ameliyatı); altın standart cerrahi olup tüm dünyada en fazla yapılan ve tüm cerrahların çok rahatlıkla uyguladığı yöntemdir. Genellikle spinal anestezi eşliğinde hasta uyumadan yapılır. Burada ise daha küçük cilt kesisi kullanılır ve daha az kas dokusu ekarte edilir. Bu da hastanın ameliyat sonrası döneminin daha rahat ve ağrısız geçmesine neden olur. Daha az kas dokusunu ekarte ederek ameliyat yapmak, ameliyat sonrası daha az kas spazmı yani daha az ağrı demektir. Ameliyatta kullanılan mikroskop ise dokuların daha büyük, üç boyutlu ve çok ayrıntılı tanınmasını sağlayarak komplikasyon olasılığını azaltır. Mikrodiskektomi sonrası hastalar ortalama 4-6 saat içinde mobilize edilip ayağa kalkarlar. Bu erken hareketlenme hastanın geceyi daha rahat geçirmesini ve tuvalet gereksinimini kendisinin yardımsız yapmasını sağlıyor. Hastalar çoğunlukla 1 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu edilmektedir. Tam kapalı (full endoscopic) bel fıtığı ameliyatı; bel bölgesinde arkadan, arka-yan veya yan taraftan girilerek yapılır. Tüm tip endoskopik girişimlerde, açık veya mikrodiskektomiden çok daha küçük bir cilt kesisi (0.6 cm) kullanılır. Son 10 yılda endoskopik yöntemler tıpta çok güncel hale gelmiş ve beyin cerrahisinde de kendine önemli bir yer edinmiştir. Hastalar için günübirlik yatış yapılmakta, hastalar ameliyattan 2 saat sonra yürümekte ve 6 saat sonra taburcu edilmektedir. Erken hareketlenme hastanın günü daha rahat geçirmesini ve tuvalet gereksinimini kendisinin yardımsız yapmasını sağlamaktadır. Ameliyatlar genel veya epidural anestezi altında gerçekleştirilir. Bel bölgesinde oluşan fıtığın yerleşim yerine göre orta veya yan taraftan girilerek yapılan tam kapalı bel fıtığı ameliyatı; 0.6 cm’lik bir kesiden fıtıklaşmış disk alanına sokulan 4 mm’lik bir endoskop yardımıyla ekrandan cerrahi saha görülerek gerçekleştirilir. Bu ameliyatın en önemli avantajı mikrodiskektomide zorunlu olan kas dokusu sıyırması (diseksiyonu) ve kemik doku açılımı gerektirmemesidir. Bu da tam kapalı ameliyat sonrası bel ağrısının çok daha az olması ile hastanın erken hareketlenerek günlük yaşama çok daha çabuk katılabilmesini sağlar. Bu ameliyattaki en büyük sorun cerrahın bir ekrana bakarak ameliyatı yapması hemen her hastaya uygun bir cerrahi olmaması en önemli handikapıdır. Öğrenme eğrisi oldukça zorludur. Hasta seçiminin mutlaka dikkatli yapılması gereklidir. Hastalara cerrahi işlem sırasında oluşabilecek bir sorunda açık yada mikrocerrahi dönülebileceği ayrıntılı olarak anlatılmalı hasta bilgilendirilmelidir. Ne kadar başarılı cerrahi yapılırsa yapılsın bel fıtığında tekrarlama riski mevcuttur. Bu oran yüzde 5-12 arasında değişmektedir. Bu durumlarda tekrarlamış bel fıtığı olan hastalara ya yeniden mikrocerrahi ya da eğer o bölgede hareketli segment dediğimiz oynayan bir omurga görüntüsü varsa alternatif cerrahi olarak enstrümantasyon dediğimiz halk dilinde platin denilen vida ameliyatı uygulanabilir. Bunun dışında bazen hastaların kendi yapısına göre aşırı bir iyileşme dokusunun oluşması sonucu sinir kökü etrafında belirgin bası etkisi oluşturan granülasyon dediğimiz yapışıklıklar gelişebilir. Son yıllarda bu tür yapışıklıklar için hastalara epiduroskopi dediğimiz işlemler yapılabilir Epiduroskopide ucunda mikro-kamera, lazer portu ve enjeksiyon portu mevcuttur. Fleksible, yani ucu her yöne kıvrılabilen fiberoptik epiduroskop ile anatomik yapılar ayrıntılı olarak görüntülenerek video-kamera sistemi ile değerlendirilir, fıtıklara lazer uygulanarak, onların küçülmeleri sağlanır, yapışıklıkların mekanik olarak temizlenmesi sağlanır, sinir sıkışmaları düzeltilir ve ilaç enjeksiyonları yapılarak dokuların fizyolojik sağlıklarına tam olarak kavuşmaları sağlanır. Sadece bir girişimle bütün bel bölgesine, bu bölgedeki tüm fıtıklara müdahale edilebilir. Kemik yapılar ve kaslar etkilenmezler ve zarar görmezler. Kısa süreli bir yöntemdir ve yaklaşık 30 dakika sürer. Yalnızca fleksible fiberoptik endoskop kullanıldığı için sinir ve damar yaralanma riski yok denecek kadar düşüktür. Girişimden 4 saat sonra hasta yürüyebilir ve günlük yaşamına dönebilir. Epiduroskopi, fizik tedavi uygulamaları ve ilaçlardan fayda görmeyen hastalar için en son geliştirilen ve en ideal yöntem olarak düşünülmektedir. Bu işlemler dışında son yıllarda ameliyat olmak istemeyen, herhangi bir nörolojik kaybı olmayan sadece ağrısı olan hastalara uyguladığımız alternatif bir tedavimiz daha var. Burada hastanede yatış yapılarak uygulanan sadece bel bölgesine yapıştırılıp etkisini gösterdiği düşünülen ilaç bantları mevcuttur. Amaç cerrahi öncesi hastaya son bir şans vermektir” diye konuştu.

    Ozon terapisi

    Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çolak, “ozon terapisi” hakkında şu bilgileri verdi: “Son yıllarda halkımızın çok duyduğu bir diğer tedavide ozon terapisidir. Burada amaç ozonun disk içersine verilmesi ve bizim proteoglikan dediğimiz yapılar parçalanıp ve su tutamaz hale gelmesidir. Böylece serbest oksijen radikallerinin oluşumunu engellenir. Disk mekanik olarak büzüşür ve mumyalaşır yani artık şişerek ağrıya neden olamaz. Ozon terapisi iki şekilde uygulanır. Birincisinde ameliyathane koşullarında ve görüntüleme cihazlarının eşliğinde bizzat fıtığa neden olan diskin içersine verilerek. 1 kez uygulanır. Narkoz neşter gerektirmez. Yan etkisi yok denecek kadar az olan ve tekrarlanabilir bir yöntemdir. Hastanede kalmanıza gerek yoktur. İşlem 10 dakika civarında sürer. Bu yöntem araştırmalarda ameliyat kadar etkili olduğu düşünüldüğünde ozon diskektomi olarak da adlandırılmaktadır. Biz diskoliz diyoruz. İkinci uygulama yöntemi normal poliklinikte bel fıtığına neden olan omurgalar civarına belin iki yanına 3 sağ, 3 sol tarafa 5 santim derine çok ince bir dental iğne ile 10 cc kadar ozon enjekte edilir. Ozon gazı derinliklere, disk etrafına ve şişmiş sinir civarına nüfuz ederek emilir ve etkilerini gösterir. Her gün uygulanması gerekir toplam 12-14 uygulama ile hasta sorunlarından kurtulur. Bu yönteme ‘diskosan’ adı verilmektedir. Ozon ile bel fıtığı tedavisi son yıllarda oldukça popüler olmuştur. Sonuç olarak hangi tip tedavi ya da hangi tip cerrahi uygulanırsa uygulansın hekimin birinci amacı önce zarar vermemektir. Her tedavi şeklinin bir komplikasyonu olabileceği hastalara ayrıntılı olarak anlatılmalıdır. Tedavi olduktan sonra hastaların kendilerini nasıl korumaları gerektiği, nelere dikkat etmeleri gerektiği ve yaşamlarını nasıl sürdürmeleri gerektiği dikkatli bir şekilde anlatılmalıdır.”

  • Bel fıtığı teşhisi konuldu tümör çıktı

    Denizli’de, ayaklarında uyuşukluk ve karıncalanma şikayetiyle daha önce bel fıtığı teşhisi konulan adamın sırtında tümör tespit edildi. Hasta başarılı ameliyatla sağlığına kavuşurken, Doç. Dr. Mevci Özdemir, 24 saat daha geç kalınması durumunda yürüyememe riskini tespit ettiklerini belirtti.

    Denizli’de yaşayan ve evli ve iki çocuk babası 36 yaşındaki Erkan Erdağ, ayağındaki uyuşukluk ve karıncalanma şikayetiyle çeşitli hastanelere başvurdu. Bir hastanede MR’ı çekilen ve bel fıtığı teşhisi konulan Erdağ’ın belinde herhangi bir ağrı olmamasına rağmen, bacaklarındaki uyuşukluk ve karıncalanma devam etti. Tır şoförü olduğu için yurt dışına çıkan Erdağ, ağrıları devam edince yurda döndükten sonra Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Doç. Dr. Mevci Özdemir’e başvurdu.

    Dr. Özdemir, muayene sonucunda Erdağ’ın sırtında T8 seviyesinde omurga tümörü tespit etti. Erdağ, genel anestezi altında 6 saat süren riskli bir operasyonun ardından sağlığına kavuştu.

    “Omurga içerisine yerleşmiş olan tümör kanamalıydı”

    Ameliyatın ardından konuşan Doç. Dr. Mevci Özdemir, hastanın 24 saat daha geç kalınması durumunda yürüyememe riskini tespit ettiklerini belirtti.

    Özdemir, “Erkan bey hastaneye geldiğinde yürüyemiyordu. Acil olarak çekilen MR’lar sonucunda sırtında bir tümör olduğunu tespit ettik ve hemen operasyona aldık. Omurga içerisine yerleşmiş olan tümör oldukça kanamalıydı, bu durum işimizi çok zorlaştırdı. Ancak tüm zorluklara rağmen tümörü komple temizleyebildik. Ameliyattan hemen sonra belirgin bir şekilde Erkan beyin kuvvetinde geri dönüş gözlemlendi ve ertesi gün eskisi gibi yürümeye başladı. Biz hekimler olarak bel ve sırt ağrılarında, fıtıklarında en son çare olarak ameliyata başvurmayı tercih ediyoruz ancak ellerde ve ayaklarda bir kuvvet kaybı ortaya çıkmaya başlamış ise ameliyat kaçınılmaz duruma gelmiş demektir. Bu kayıp tespit edildikten sonra bir dakika dahi kaybetmeden ilk 24 saat içerisinde gerekli müdahale yapılmalı” dedi.

    Ameliyattan önce yürüyemez halde olduğunu belirten Erkan Erdağ, “El ve ayaklarımdaki uyuşmalara rağmen hayatımı devam ettirebiliyordum ancak son birkaç saat içinde elden ayaktan düşmeye başladım ve gün sonunda ayakta duramaz hatta yürüyemez haldeydim. Erken müdahale sayesinde ayaklarımdaki kuvvet tekrar yerine geldi. Hocama ve bütün hastane ekibine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

  • Tam endoskopik kapalı bel fıtığı ameliyatı

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş, tam endoskopik bel fıtığı ameliyatının kemik veya kas yapısında herhangi bir bozukluğu olmayan tüm bel fıtığı hastalarına uygulanabildiğini söyledi.

    Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından bilgilendirme amacıyla düzenlenen ’Sağlık Seminerleri’nin bir yenisini daha Samsun’un Asarcık ilçesinde gerçekleştirdi. Asarcık Anadolu Lisesi Toplantı Salonunda yapılan seminere Asarcık halkı büyük ilgi gösterdi. Seminerin açılış konuşmasını yapan hastanenin Kurumsal İlişkiler ve İş Geliştirme Müdürü Fatih Esen, “Bel fıtığı tedavisinde yeni bir yöntem olan ve Karadeniz Bölgesi’nde sadece hastanemizde uygulanan tam endoskopik kapalı bel fıtığı ameliyatı hakkında bilgilendirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz seminerlerimizde alanında uzman doktorlarımız tarafından katılımcılara konuyu A’dan Z’ye anlatıyoruz. Samsunumuz da, çevre illerde ve ilçelerimizde geleneksel hale getirdiğimiz sağlık konferanslarımızdaki amacımız insanların korkulu rüyası olan fıtık konusunda bilgilendirmektir” dedi.

    Kısa sürede iyileşme

    Daha sonra sunumlarını gerçekleştiren Samsun Büyük Anadolu Çiftlik Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş, bel fıtığı tedavisinde yeni bir yöntem olan tam endoskopik kapalı bel fıtığı ameliyatı hakkında önemli bilgiler verdi. Yapılan yöntem hakkında konuşan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş, “Bel fıtığı belirtileri arasında bel, bacak ağrıları en sık görülen belirtilerdir. Ancak ağrıların nedeninin kesin olarak bel fıtığı nedeniyle ortaya çıkıp çıkmadığının belirlenebilmesi için röntgen ya da MR gerekebilir. Çünkü bel ağrısı bu bölgede bulunan kas ve bağlardaki başka bir problem (kas zorlanması gibi) nedeniyle de yaşanabilir. Tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı bel bölgesine arkadan (interlaminar) veya yan taraftan (transforaminal) 0,5 cm’lik cilt kesesi ile lokal anestezi altında 4 mm’lik bir endoskop borusu ile girilip, ekrandan cerrahi alan görülerek gerçekleştirilmektedir. Lokal veya epidural anestezi altında yapılan bir işlem olduğundan hasta aynı gün taburcu edilebilmektedir. Ameliyattan kısa bir süre sonra yürüyebilir, aynı gün eve gidebilir. Çok kısa bir zaman içinde de işe dönebilir. Tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı kemik veya kas yapıda herhangi bir bozukluğu olmayan tüm bel fıtığı hastalarına hastanemizde uygulanabilmektedir” diye konuştu.

    Toplantı sonunda Opr. Dr. Naki Keleş, katılımcıların sorularına yanıt verdi.