Etiket: Fıtığı

  • Mide fıtığı birçok kişiyi tehdit ediyor

    Doç.Dr. Fahri Yetişir, mide fıtığına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.

    Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Fahri Yetişir, “Mide fıtığı çok sayıda değişik tetkiklerle yapılabilir olmasına karşın sadece tedavi stratejimizi etkileyecek tetkikler yapılmalıdır. Mide fıtığının tanısını koyma esnasında izlenen yollar ile gastroözefagial reflü hastalığının(GÖR) tanı yolları birbiri ile örtüşmektedir” dedi.

    Direk akciğer filmi ile hava sıvı seviyesi olan veya olmayan yumuşak doku yoğunluğunun göğüs içinde görüldüğünü ifade eden Dr. Yetişir, “Kalp arkasında hava sıvı seviyesinin görülmesi paraözefagial mide fıtığına sipesifik bir görünümdür. İnce barsak fıtıklaşmasında bağırsak gazı görülebilir. İnce barsak loplarının normal olamayan vertikal bir doğrultuda fıtık kesesine doğru seyretmesi. Aynı şekilde eğer fıtık kesesine kalın bağırsak girmişse kalın bağırsağın normal olmayan bir yukarı doğru seyri de karakteristiktir. Kontraslı Filmler: Fıtığın boyutunu ve redükte olup olmadığını yanı fıtık kesesinin içeriğinin tekrar karına dönüp dönemediğini gösterebilir. Gastroözefagial bileşkenin hiyatus ile ilişkisini ve yerini lokalize edebilir. Kısa özefagus varlığında tanı koymamıza yardımcı olabilir” diye konuştu.

    Bilgisayarlı tomografinin(BT) acil durumlarda özellikle paraözefagial fıtığın komplikasyonunun varlığından şüphelenildiğinde kullanışlı olabildiğini kaydeden Dr. Yetişir, “BT ile fıtık bölgesi ve fıtık içine girmiş bir organ ve göğüs boşluğundaki bir organ net bir şekilde çoğu hastada görülebilir. Sagital, koronal veya üç boyutlu çekilen çoklu kesit BT tomografinin fıtığı tanıma sensitivitesini artırır. 24. Eğer bağırsak tıkanıklığı ve strangulasyonu oluşmuşsa, hava sıvı seviyesi olan genişlemiş kesim görülecektir. Gastroözefagial bileşkenin veya mide fundusunun hiyatus içinden yukarı doğru kayması oral kontrasla güçlendirilmiş BT ile net bir şekilde görülebilir. Endoskopi (özefagogastroduodenoskopi):Özefagus, mide ve duodenumun mukozal yapısı hakkında bize bilgi verebilir. Özefajit ve gastritlerin tanısı konabilir. Fıtığın boyutları ve tipi belirlenebilir. Midenin canlılığı değerlendirilebilir ve eğer inkarserasyon mevcutsa acil operasyon kararı verilir” açıklamalarında bulundu.

    Manometre diyafram kurusunu seviyesinin, alt özefagus sifinkterinin lokalizasyonunu belirlemeyi sağlayabildiğini belirten Dr. Yetişir, “Mide fıtığının boyutu yeni yüksek çözünürlüklü manometreler ile hesaplanabilir. Paraözefagial mide fıtıklarında manometrenin kataterlerinin yerleştirilmesi zor olabilir. Paraözefagial fıtıklarda normal hareketlenme gösteren kontrastlı yutma testi katater yerleştirilerek yapılan testin ihtiyacını azaltmaktadır. Mide fıtığında durum farklı özefagial motiliti testi PH metreyi doğru yere koymak için gerekli. pH testi:Mide fıtıklarının tanısında yeri kısıtlıdır fakat özellikle tip 1 kayıcı tip mide fıtıklarında özefagusun artmış asit maruziyetini ve süresini belirleyerek antireflü ameliyatına olacak ihtiyacı belirlemede etkili olabilir. Kayıcı tipte mide fıtıklarında ameliyattan önce anarmal GÖR’ün PH monitör ile veya özefajitin endoskopi ile teyit edilmesi gerekmektedir. Nükleer tıp çalışmaları, transözefagial ekokardiyografi, ve endoultrason da rutin olmamakla beraber mide fıtığı tanısının konulmasında kullanılabilir” ifadelerini kullandı.

    Mide fıtığı ameliyatından önce endoskopi ve baryum özefagografinin hastalıkla ilgili ana bilgileri verdiğini vurgulayan Dr. Yetişir, “Kontrast çalışmalar kayıcı tipte mide fıtığı tanısında endoskopiden daha sensetif olduğunu belirtmektedir.. Çoğu tanı koyma tekniğinin rolü hastanın klinik belirti ve bulgularına bağlıdır. Tesadüfen yakalanmış veya minimal semptom veren mide fıtıkları endoskopi ve kontrast filmler ile doğrulanabilir. Eğer klinik karar verme sırasında ekstra bilgiye ihtiyaç duyulursa BT yapılabilir. Akutkarın ağrısı ve kusma ile birlikte direk filmde midenin normal olması gerekenden daha yüksek pozisyonda olması veya anormal bir askta olması mide dönmesini düşündürmelidir. Mide fıtıklarını acil durumu mesela gastrik tıkanıklık ve iskemisinde öncelikle mide nazogastrik tüp ile dekomprese edilmeli ve ardından drek filmi çekilmeli ve endoskopi yapılmalıdır. Gereksiz fazladan araştırmalar acil hastalarda tedavide gecikmelere neden olarak tedavinin başarı oranını azaltmaktadır. BT daha çok zor olgularda kullanışlı. Genellikle diğer yöntemlerle tanı konulmaktadır” şeklinde konuştu.

  • Masa başında çalışanlar için boyun fıtığı tehlikesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sinan Bağçacı, masa başında çalışan bireylerin boyun fıtığı tehlikesiyle sürekli karşı karşıya olduğunu söyledi.

    Medicana Konya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sinan Bağçacı, boyun ağrılarının günlük hayatta giderek görülme sıklığı artan ve birçok kişinin muzdarip olduğu, her insanın hemen hemen hayatının belli bir döneminde tecrübe ettiği ağrılardan biri olduğunu ifade etti. Bağçacı, “Boyun ağrıları giderek masa başı, ofis, cep telefonu, bilgisayar gibi boynumuzun sürekli öne eğilerek vakit harcandığı, başın öne doğru eğilerek sabit bir pozisyonda insanların kaldığı durumlarda boyun ağrısı sıklığında giderek artış meydana gelmekte. Boyun ağrısını tüm nüfusun yaklaşık 1 bölü 3’ü hayatının belli bir döneminde tecrübe edebilmekte. Boyun ağrısı, doğru duruşun sağlanmadığı, giderek masa başında uzun süre öne eğilerek elektronik cihazların kullanıldığı durumlarda oldukça kolay ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle masa başı çalışanlarda ergonometrik duruşun, hastaların nasıl masa başında oturmaları gerektiği, nasıl boyunlarını yıpratmadan çalışabilecekleri konusunda hastaların eğitilmesi oldukça önem arz etmektedir. Hastaların doğru oturma pozisyonu, doğru boyun postürünü seçmeleri, ara ara masa başı çalışırken ara vererek kısa süreli yürüyüşler yapmaları, postür adını verdiğimiz doğru duruş içinde mutlaka egzersiz yapmalarını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Boyun fıtığı çoğunlukla cerrahi dışı fizik tedavi yöntemleriyle kolaylıkla tedavi edilebilen bir hastalık”

    Boyun fıtığının çoğunlukla cerrahi dışı, lokal enjeksiyon, fizik tedavi, manuel terapi gibi fizik tedavi yöntemleriyle kolaylıkla tedavi edilen bir hastalık olabildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Bağçacı, yüzde 5 ile 10’luk bir hasta kesiminin de cerrahiye gidebildiğini belirterek, “Ancak hastalarda doğru duruşun devam etmediği, doğru şekilde postürün ayarlanmadığı durumlarda fıtığın nüksedebilmesi, hastaların ne kadar biz tedavi etsek de şikayetlerinin önemli ölçüde azalmadığını görürüz. Bu nedenle hastaların özellikle postür, ergonometri, masa başında kullandıkları bilgisayar, mouse, klavye gibi cihazlar açısından oldukça onların doğru konumlanması açısından iyi eğitilmeleri bilgi sahibi olmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

    Boyun fıtığının hastaların günlük yaşantısına olan etkileri hakkında da bilgi veren Bağçacı, “Boyun fıtığı çok ileri seviyelerde olmadığı sürece başa yayılan ağrı, her iki kolda uyuşma, tek taraflı kol ağrısı, uzun süre başı öne eğdiğimiz zaman boyunda beliren ağrı, nadiren de olsa parmaklarda güç kaybına neden olabilir. Kişinin günlük hayatında eğer çok çok ileri değilse konforunu ve günlük yaşantısındaki performansını oldukça etkileyici olabilmektedir. Çok ilerlediği zaman parmaklarda güç kaybı, çok çok daha ilerlediği zaman kolda çok şiddetli uyuşma, karıncalanma, gece uykudan uyandıran ağrı, nadiren de olsa çok ilerlerse bacaklarda güç kaybına neden olabilir. Tabii bu tür hasta grupları cerrahiye giden küçük bir hasta kesimidir” diye konuştu.

  • Kadınlarda kasık fıtığı problemine dikkat

    Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, kadınlarda kasık fıtığı problemine dikkat çekti.

    Kasık bölgesindeki fıtıklar kadınlarda da görüldüğünü ancak erkeklerde görüldüğü kadar sık olmadığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, “Karın duvarında kasık bölgesindeki bir açıklıktan iç organların dışarıya doğru çıkması ile oluşur. Kasık fıtıkları her on erkeğe karşı sadece 1 kadında rastlanır. Kasık bölgesindeki fıtıklar kadınlarda da görülür ancak erkeklerde görüldüğü kadar sık değildir. Karın duvarında kasık bölgesindeki bir açıklıktan iç organların dışarıya doğru çıkması ile oluşur. Kasık fıtıkları her on erkeğe karşı sadece 1 kadında rastlanır” dedi.

    “Kadının kasığı üstünde şişlik veya bir kitle oluşması hemen hemen görünen en önemli semptomdur” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Bu şişlik üst bacak ile kasık arasındaki kasık kıvrımının hemen üzerinde ortaya çıkar. Özellikle ıkınmak, öksürmek veya karın içi basıncını arttıran sportif eylemler fıtığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Kadın sırt üstü yattığı zaman şişlik kaybolur.

    Kadınlarda kasık bölgesinde görülen fıtıklar genel olarak daha küçüktür ve kolay fark edilmeyebilir. Hastanın tek yakınması o bölgede ağrı ve hassasiyet olabilir. O nedenle kadınlarda kasık fıtıklarının muayenesinde dikkatli olmak ve emin olmak için radyolojik yardımcı yöntemleri daha sık kullanmak gerekir.”

    Kasık fıtığı ile beraber görülen bu bölgedeki ağrı, hassasiyet veya basınç hissi kasık fıtıklarında şişliğe eşlik eden diğer semptomlar olduğunu anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, “Bunların hepsi olması gerekmez ancak hastada bu tür yakınmalar da varsa fıtığın daha ciddi olduğu anlamına gelir: Fıtığın geçtiği yırtık veya kanal zorlanmakta ve fıtık büyümekte olabilir. Veya fıtık bölgesinden geçen iç organlar genellikle barsaklar karına geri dönemeyecek olabilir. Bu yakınmaların ciddiye alınması gerekir.

    Eğer fıtık bölgesinde ciddi ağrı ve hassasiyet ile birlikte fıtık artık karın içine dönmüyorsa, fıtık boğulması veya barsak düğümlenmesi gelişmiş olabilir. Bu durumlar çok acildir ve derhal ameliyat gerektirebilir. Kadınlarda görülen kasık fıtıkları anatomik özelliklerinden dolayı, erkeklere göre daha fazla boğulma riski taşır.

    Bu tür kasık ağrıları ve hassasiyetler eğer belirgin bir fıtık şişmesi yoksa başka nedenlerden de kaynaklanıyor olabilir. Hastanın dikkatli muayenesi, ultrasonografi ile değerlendirilmesi özellikle ağrılı fıtıklarda önemlidir. Ağrının fıtık dışı nedenlerden de kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Çünkü kasık çevresi kemik-eklem-bağlardan kaynaklanan kronik ağrıların çok sık görüldüğü bir bölgedir” diye konuştu.

    Kasık fıtığının sırt üstü yatıldığında kolayca karın içine dönüp kaybolduğunu ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Hamdi Koçer, “Daha önceleri kaybolan fıtık, artık kaybolmuyorsa boğulmuş fıtık ortaya çıkmıştır. Karın duvarındaki delikten dışarı çıkan barsaklar, yırtık içinde sıkışmış ve artık geri dönemiyor anlamına gelir. Boğulan barsaklarda dolaşım bozukluğu yani gangren olursa, çok acil ameliyat gerekir.

    Boğulmuş fıtığı olan kadınlarda eğer tedavide gecikme olursa, bulantı-kusma, şiddetli karın ağrısı, ve daha sonra gaz ve dışkı çıkamayacak şekilde kabızlık gelişir. Hastanın kan değerleri ve genel durumu hızla bozulur. O nedenle dikkatli olmak hatta fıtık bu noktaya gelmeden önce uygun koşullarda ameliyat ile onarılması daha sağlıklıdır.” Şeklinde konuştu.

  • Tam endoskopik bel fıtığı tedavi yöntemi

    Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş, tam endoskopik (kapalı) bel fıtığı ameliyatından sonra hastaların aynı gün veya ertesi gün eve gidebildiğini söyledi.

    Samsun’da yaşayan 23 yaşındaki İbrahim Çörtük, şiddetli bel fıtığı ağrısı şikayetinden, Samsun Büyük Anadolu Hastanelerinden kurtuldu. Samsun’da yaşayan 23 yaşındaki İbrahim Çörtük, bel fıtığı şikayetinden kurtulmak için Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş’e başvurdu. Yapılan endoskopik bel fıtığı ameliyatı ile İbrahim Çörtük, şifa buldu.

    Tedavi olmadan 1 sene önce bel fıtığının olduğunu ve bu ağrıdan dolayı çok sıkıntılar çektiğini dile getiren 23 yaşındaki İbrahim Çörtük, “Yaklaşık 1 sene önce yaptığım ani hareket sonrasında fıtığımın patladığını öğrendim. Son 4-5 aydır da ağrılarım dayanılmaz bir şekilde arttı. Bu bel fıtığının tedavisini araştırdım ve Samsun’da Büyük Anadolu Hastanelerinde yapıldığını öğrendim. Hastanede Naki hocamızla tanıştım kendisiyle tam endoskopik bel fıtığı ameliyatı hakkında bilgiler aldım ve ameliyatı olmaya karar verdim. Ameliyatımı oldum. Ameliyattan çıktığımda ve dinlendikten sonra ağrılarımın olmadığını, dayanılmaz bir şekilde ağrılarımdan kurtulduğumu gördüm. Şu anda çok iyiyim ve keşke bu zamana kadar bu ağrıyı çekmeseydim. Ameliyata hiç güvenim yoktu fakat Naki hocamıza güvendik ameliyatımızı olduk. Allah’a şükür çok iyiyim. Kesinlikle benim gibi ağrı çekenlere bu ameliyatı öneririm, beklemeye gerek yok. Beni bu ağrılardan kurtardığı için Büyük Anadolu Hastanelerine ve Naki Keleş hocamıza çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Yapılan işlem hakkında bilgiler veren Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Naki Keleş, “Günlük hayatımızda yaptığımız ani hareketler ya da kaldırılan ağır eşyalar belimiz de ciddi hasarlar bırakmakta hatta fıtığa varan sağlık problemlerine yol açmaktadır. Geçer diye beklediğimiz ya da doktor kontrolü dışında yapılan tedavi yöntemleri hastanın günlük yaşantısını olumsuz etkilemekte hatta daha da büyük hasarlara yol açmaktadır. Bel fıtığı olan her hastanın ameliyat olması gerekmemektedir. Hastanın dinlenme, fizik tedavi uygulamaları gibi cerrahi olmayan seçeneklerle bel fıtığı hafifletilebilmektedir” diye konuştu.

    Tam endoskopik bel fıtığı tedavi yöntemi

    Bel fıtığı tedavisinde yeni bir yöntem olan tam endoskopik kapalı bel fıtığı ameliyatı hakkında önemli bilgiler veren Keleş, “Tam endoskopik (kapalı) bel fıtığı merkezimizde gerçekleştirilen operasyonlarda hastalar günübirlik yatış yapılmaktadır. Ameliyattan sonra aynı gün veya ertesi gün eve gidebilir. Kısa bir süre içerisinde de iş hayatına dönebilmektedir. Tam endoskopik (kapalı) bel fıtığı ameliyatı hasta konforu son derece yüksek bir operasyondur. Cerrahi sonrası ağrının açık ameliyatlara oranla daha az olması, hastanede yatış süresinin az olması normal yasama erken dönülmesi, cerrahiye bağlı anatomik hasarın açık cerrahiye göre az olması gibi avantajlarının olması endoskopik diskektomiyi başarılı kılmıştır” şeklinde konuştu.

  • Bacaklardaki ağrı ve uyuşma bel fıtığı habercisi olabilir

    Uzmanlar, bacaklardaki ağrı ve yoğun uyuşmalar bel fıtığı habercisi olabileceğini belirterek, uyarılarda bulundu.

    NCR İnternational Hospital Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hekimi Uzm. Dr. M. Sefa Yalçın, pek çok kişinin yaşadığı bel fıtığı rahatsızlığının bilinen ve bilinmeyen birçok sebebi olduğunu belirterek, tedavisi ve teşhisi zor olan bel fıtığının en belirgin bulguları arasında bacaklardaki şiddetli ağrı ve yoğun uyuşmalar gösterilebileceğini ifade etti. Özellikle erken ve orta evre fıtıklar için fizik tedavi ünitesinde uygulanan yöntemler hakkında bilgi veren Yalçın, genellikle belden başlayıp tek veya her iki bacağa vuran bir uyuşma hatta ağrı ile kendini gösteren bel fıtığının tanı ve tedavisini anlattı.

    “Fıtık diskin merkezindeki çekirdeğin dışarı doğru basınç yapmasıyla oluşur”

    Sağlıklı bir disk’in omurgada tıpkı araba amortisörü gibi şok emici olarak çalıştığını aktaran Yalçın, “Disklerimiz omurgayı yer çekimine karşı ve atlama, çekme, itme gibi güçlü hareketlerden korur. Fıtıklaşma diskin merkezindeki çekirdek dışarı doğru basınç yapmaya başladığında oluşur. Bel fıtığının en önemli belirtisi belden başlayarak bacaklara doğru yayılan ağrı ve uyuşmadır” dedi.

    Bel fıtığının normal şartlarda vücuda verdiği sinyallerle kendini belli ettiğini söyleyen Yalçın, fıtığın bazen de gizli seyirde ilerleyebileceğini hatta kimi zaman ağrı, uyuşma gibi belirtiler vermeden oluşan bel fıtıklarının da görüldüğünü açıkladı.

    Bel Fıtığı belirtileri

    Bel fıtığının genel belirtilerinden de bahseden Yalçın, “Bel fıtığının en büyük habercisi belden başlayarak bacaklara doğru uzanan hat boyunca hissedilen şiddetli ağrıdır. Bu ağrılar öksürük, hapşırık gibi ani hareketlerle şiddetlenir ve tutulmalar meydana gelir. Bu ağrılar bel, kalça, bacak, ayak ve en son parmaklara kadar hissedilebilir. Uyuşukluk, yürümede zorluk ve hareketlerde zayıflama bel fıtığı olan kişilerde sık görülen belirtiler arasındadır. Belirtilerden bir diğeri de bacaklarda ağrı ile beraber görülen uyuşma, karıncalanma ve zayıflıktır. Ağrı, uyuşma ve karıncalanma her iki bacakta görülebileceği gibi yalnız bir bacakta da olabilir. Çünkü her bacakta ayrı bir sinir hattı bulunur. İğnelenme, karıncalanma ve yanma hissi hasar gören disk siyatik sinirleri dışında, omurganın çevresinde bulunan başka bir sinire de baskı yapabilir. Oluşan bu baskı ile karıncalanma ve iğnelenme hissi oluşur. Fıtığın ileri evrelerinde hastalar tuvaletini tutamayacak hale gelebilir. Bu durum fıtığın çok kritik şekilde ilerlediğinin de habercisidir” ifadelerini kullandı.

    Bel fıtığının cerrahi dışı tedavi yöntemleri

    Tedavi yöntemleri ile ilgili de bilgi veren Yalçın, “Şiddetli bel ağrısını dindirmek için genellikle 1-2 günlük yatak istirahati yeterli olacaktır. Uzun süre ayakta kalınmaması gerekir ancak uzun süre oturmak da iyi değildir. Hareketler yavaş ve kontrollü olmalıdır. Doktorun önerdiği kas gevşetici veya ağrı kesici ilaçlar alınabilir. Fizik tedavi ve egzersizler denenmelidir. Fıtığın nispeten ilerlediği durumlarda başvurulan fizik tedavi bel fıtığına yönelik belli hareketler bel kaslarını ve karın kaslarını güçlendirmeye yardımcı olabilir. Fizik tedavide ilk günler ağrılarda artma olabilir. Bu geçici ve normal bir durumdur. Epidural Steroid Enjeksiyonu da bilinen tedavi yöntemlerindendir. Bölgesel ödemi ve yangıyı azaltmak için bölgeye iğne yapılır. Bu belirtilerin azalmasında en etkili yöntemlerden biridir ancak daha çok şiddetli ağrı olduğu durumlarda tercih edilir. İğne son zamanlarda en çok tercih edilen yöntemlerdendir. Bir diğer tedavi yöntemi ise PRP uygulamasıdır. Bir kişiden çok az miktarda kanın alınarak özel bir tüple santrifüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve PRP’nin yine aynı kişiye enjeksiyon yolu ile geri verilmesini temel alan bir uygulama olan PRP tedavide etkin bir yöntemdir” şeklinde konuştu.