Etiket: Fethullah

  • Fethullah Gülen’in yeğeni darbe girişimiyle ilgili soruya cevap vermedi

    İzmir’de, FETÖ lideri Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen hakkında ’Silahlı terör örgütü yöneticiliği’ suçundan 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması görülürken, ilk defa hakim karşısına çıkan Mehmet Mezher Gülen, hakimin “15 Temmuz darbe girişimiyle Fetullah Gülen’in bir alakası var mı?” sorusu üzerine, “Bununla ilgili çok şüphe ve şaibe var. Yargılanmam ile ilgili bir durum olmadığından bu konuya girmeyeceğim” dedi.

    İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonu olmadığı için Sosyal Tesisler Konferans Salonu’nda görülmeye başlanan davaya FETÖ lideri Fethullah Gülen’in yeğeni tutuklu sanık Mehmet Mezher Gülen ile birlikte 13 tutuklu sanık, sanıkların avukatları ve sanıkların yakınları katıldı. Hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün ’Okul ve dershaneler Türkiye sorumlusu’ ve Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen hakkında ’Silahlı terör örgütü yöneticiliği’ suçundan 22.5 yıla kadar ve 13 sanık hakkında ’Silahlı terör örgütü üyeliği’ suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

    “Suçlamaları kabul etmiyorum”

    Hakim karşısında ilk defa ifade veren FETÖ liderinin yeğeni Mehmet Mezher Gülen, ’’Soruşturma aşamasında ‘Terör örgütü üyesi olmak’ suçlamasıyla karşı karşıya kaldım. Ancak iddianamede ‘Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ ile suçlandım, buna bir anlam veremiyorum. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. İddianamede örgüt yöneticisi olduğuma ilişkin somut bir delil ve eylem yok. Tanıklardan hiçbirini tanımıyorum. Gizli tanığın ise beni tanıması mümkün değil. İddianameyi 4-5 kez okudum. ‘Örgütün özel okullar sorumlusu’ olduğuma dair bir suça rastlamadım ama mahkemeye sunulan delillerde benzer bir durum var” diye konuştu.

    ’’Benim ne alakam var?’’

    Kendine yöneltilen suçlamaları reddeden Mehmet Mezher Gülen, ’’Hayatımda karakola gitmedim, mahkemelerle hiç işim olmadı ama birden bire buraya geldim. Silahlı terör örgütüyle bir bağlantım söz konusu değil. Eğer bu bir örgütse, benim bir kod adım olurdu. Buna benzer gizemli şeylerin olması lazımdı. Okuldaki başarılarımdan sürekli basında yer alıyordum, aleni ve deşifre olan bir insandım’’ şeklinde konuştu.

    Soyadı nedeniyle burada olduğunu belirten Mehmet Mezher Gülen, ’’Ölen babam Seyfullah Gülen ve amcam Fethullah Gülen’le anılmam bir algı operasyonu. Akrabalarımdan 40 kişi tutuklandı. Nasıl bir aileyiz ki hepimiz terör örgütü üyesiyiz. Akrabalık ilişkisinden tutukluyuz. Suç bireyseldir. Akrabası diye bu insanlar amcasına sövsün mü? Dünürlerimiz, amcam ve kız kardeşim tutuklu. Kardeşimin evini taşladılar. Bir ailede bir kişi hırsızlık yaptı diye tüm aile toplanır mı? Ne olmuş? 15 Temmuz’da birileri darbe yapmış lanet olsun, benim ne alakam var?” ifadelerini kullandı.

    Darbe girişimine yanıt vermedi

    Hakimin “15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Fethullah Gülen’in bir alakası var mı?” sorusu üzerine sanık Mehmet Mezher Gülen, “Bununla ilgili çok şüphe ve şaibe var. Yargılanmam ile ilgili bir durum olmadığından bu konuya girmeyeceğim” dedi.

    Sanık Gülen ifadesinin devamında, ’’1989’da Özel Yamanlar Kolejinde coğrafya öğretmeni olarak işe başladım. 1992’den sonra müdür yardımcısı ve müdür olarak görev yaptım. 2004-2006 arasında Manisa’da örgütün kapatılan okullarında genel olarak çalışmamın ardından soruşturma aşamasına kadar Özel Yamanlar Kolejinde müdür yardımcılığı görevini sürdürdüm. Bunun dışında başka okulda çalışmadım ya da yönetici olmadım. Çalıştığım okula Fethullah Gülen’in talimatıyla atanmadım. İş bulamadığımdan Özel Yamanlar Kolejinden ayrılmadım. Çocuklarım da bu okulda okuyordu. Bu okulları nasıl yönetmişim, kime ne talimat vermişim, cebir kullanarak kimi görevden almışım, bu okulları kiminle nasıl yönetmişim? Kimden ne emir almışım, bu emirler telefon, mektup ya da yüzleşme yöntemiyle hayata geçirilmiş, bu emirlerle ne olmuş, nasıl bir sonuç doğurmuş? İddianamede ya da mahkemede buna ilişkin bir bilgi yok” diye konuştu.

  • Fethullah Gülen’in yeğeni ilk defa hakim karşısında

    İzmir’de, FETÖ’nün ’okul ve dershaneler Türkiye sorumlusu’ ve Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen hakkında ’Silahlı terör örgütü yöneticiliği’ suçundan 22.5 yıla kadar ve diğer 13 sanık hakkında ’Silahlı terör örgütü üyeliği’ suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması görülmeye başlandı. Duruşmanın ilk gününde sanıklar ifade vermeye başlarken, Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen’in mahkemeye en son ifade vereceği öğrenildi.

    İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonu olmadığı için Sosyal Tesisler Konferans Salonunda görülmeye başlanan davaya FETÖ lideri Fethullah Gülen’in yeğeni tutuklu sanık Mehmet Mezher Gülen ile birlikte 13 tutuklu sanık, sanıkların avukatları ve sanıkların yakınları katıldı. Duruşma başlamadan önce salona giren sanık yakınlarından Mehmet Mezher Gülen’in ailesi, Gülen’i görünce el salladı. Mehmet Mezher Gülen de ailesi yerlerine oturana kadar arkasını dönerek el sallayıp güldü. İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan ve 110 sayfadan oluşan iddianamede ’Silahlı terör örgütü yöneticiliği’ suçundan Mehmet Mezher Gülen hakkında 22.5 yıla kadar hapis cezası istenirken, diğer sanıklar için ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

    Gizli tanığın mahkemede dinlenmesine ret

    FETÖ terör örgütü lideri Fethullah Gülen’in yeğeni tutuklu sanık Mehmet Mezher Gülen’in avukatı Hasan Özçelik, duruşmaya başlamadan önce, mahkeme heyetinden ’Yeğen’ kod adlı gizli tanığın açıklanarak mahkemede ifade vermesini talep etti. İddia makamı bu talebi reddederken, mahkeme heyeti de ’Gizli tanığın koruma kapsamında’ olduğunu belirterek sanık avukatın talebini reddetti.

    “İddiaları kabul etmiyorum”

    Sanıklardan Mehmet Türkmen mahkemeye verdiği ifadesinde, “Benim hakkımda iddianamede mütevelli olarak kaydedilmiş. Bunu kabul etmiyorum. Mütevelli ne demek onu dahi bilmiyorum. Benim hiçbir derneğe üyeliğim yoktur. Benim örgüte 34 bin lira yardım ettiğim iddianamede yazılıyor. Benim maddi durumum bu paraya yetmez. Ben kendi işlerimi bile kredi ile çeviriyordum. ’Yeğen’ kod adlı gizli tanığın benim için söylediklerini kabul etmiyorum. 10 aydır mağdurum, aile hayatım bitmiş durumda” dedi.

    “Aileme hasretim”

    Sanıklardan Cemalettin Çetin ise “2000 yılında askeriyeden binbaşı rütbesindeyken emekli oldum. Emeklilik sonrası çocuklarım için çalışmak istedim ve 2002 yılında Ankara’da KOZA Altın İşletme Müdürlüğünde çalışmaya başladım. 2005 yılında İzmir’in Bergama ilçesine geldim ve burada 2016 yılına kadar KOZA Altın İşletmeleri Ovacık İşletme Müdürü olarak görev yaptım. Ben örgüte hiçbir maddi yardımda bulunmadım. Herhangi bir dernek ya da vakfa üye olamadım. Cemaat sohbetlerine katılmadım. ’Yeğen’ kod adlı gizli tanığın şahsımla ilgili iddialarını kabul etmiyorum. Ben ailemin hasreti ile yaşıyorum. 3 aylık bir torunum var onu hasretim” diye konuştu.

    “Çocuğuma fıkra anlatmak için not aldım”

    Sanıklardan emekli din görevlisi Sefer Özcan ise “11 yaşından beri Bergama’da yaşıyorum. 4 çocuğumun babasıyım. Herhangi bir terör örgütüne üye değilim. 30 yıl devlette din görevlisi olarak çalıştım. Gizli tanığın dediği gibi işlettiğim, hac malzemeleri sattığım dükkanın üst katını toplantı odası olarak kullanmıyorum. Orada malzemelerim var. Ben kimseye para ödemesi yapmadım” ifadelerini kullandı.

    Hakimin yurt dışı gezileri ile ilgili sorusuna cevap veren sanık Sefer Özcan, şöyle devam etti:

    “İtalya’ya gittim. Eşimle gidecektik ancak küçük kızım gelmek istemeyince eşim kaldı ben gittim. Kendi cebimden ödediğim para ile geziye gittim. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Hakkımda iddialarda bulunan tanıklar, kendilerin kurtarmak için iftira atmaktadır. FETÖ’nün toplantılarına katılmadım.”

    Hakimin cezaevi görüşmeleri sırasında iç çamaşırında saklı halde bulunan not kağıdı sorusuna sanık Sefer Özcan, “Ben unutkanım. 3’üncü sınıfa giden bir kızım var. O görüşmeye geleceği için ben Temel ve Nasrettin Hoca fıkralarının olduğu kitaplar aldım. Çocuğum geldiğinde yüzü gülsün diye onları okuyordum. Unutkan olduğum için küçük kağıtlara not alıp çocuğumun yanına gittiğimde bakıp anlatıyordum. Küçük notları da bunun için aldım ve kemerimin altına koydum” dedi.

    Suçlamaları reddetti

    Sanıklardan sağlık memuru Ahmet Kuşdemir de şöyle konuştu:

    “İddianamede benim bir bölgenin sorumlusu olduğum söyleniyor. Gizli tanık haricinde benim böyle bir görev yürüttüğümü kimse söylemiyor. Bu suçlamaları reddediyorum.”

    En son ifadeyi Gülen verecek

    Tanıkların ifadeleri alınmaya devam ederken ifade alma işlemlerinin perşembe gününe kadar süreceği, Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen’in en son mahkemeye ifade vereceği öğrenildi.

  • İzmir’de yakalanan Fethullah Gülen’in iki yeğeni Erzurum’a getirildi

    Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında aranan ve dün İzmir’de yakalanan örgütün elebaşı Fethullah Gülen’in iki yeğeniyle birlikte toplam 4 kişi soruşturmanın yürütüldüğü Erzurum’a getirildi. FETÖ soruşturmasında örgütün Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ’dernekler abisi’ olarak bilinen iş adamı da gözaltına alındı.

    Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY’ye yönelik yürütülen soruşturma çerçevesinde haklarında yakalama kararı bulunan Hüseyin Gülen ve Büşra Gülen’in İzmir’de olduğu ihbarı üzerine, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince operasyon düzenlendi.

    Operasyonda örgütün elebaşı Fethullah Gülen’in yeğeni olan iki şüpheliyle birlikte toplam 4 kişi, Karabağlar ilçesinde saklandıkları evde gözaltına alındı. Emniyete götürülen ve örgütün şifreli mesajlaşma programı olan ByLock’u kullandıkları belirtilen 4 şüpheli, gece saatlerinde uçakla İzmir’den Erzurum’a getirildi. Palandöken Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere Erzurum Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

    Öte yandan Erzurum’da, Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında örgütün Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki “dernekler abisi” olarak bilinen iş adamı, gözaltına aldı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında aranan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan TUSKON’a bağlı Doğu Anadolu Sanayici İşadamları Dernekleri Federasyonu (DASIDEF) Genel Sekreteri Halim Gökçe’nin, Erzurum’un Oltu ilçesindeki bir evde gizlendiği bilgisini aldı. Bunun üzerine belirlenen adrese operasyon düzenleyen ekipler, şüpheliyi gözaltına aldı.

    Sağlık kontrolünden geçirilen Gökçe, ifade işlemleri için emniyete götürüldü.

    Bölgedeki FETÖ’ye bağlı dernekleri yönettiği ve bu nedenle örgütün “dernekler abisi” olarak bilindiği belirtilen Gökçe’nin, örgüte sempatiyi artırmak için iş adamları için yurt dışı gezileri düzenlediği öne sürüldü.

    Şüphelinin, dernekten ayrılmak isteyen üyelere baskı uyguladığı ve terör örgütü adına “himmet” toplama işlerini de yürüttüğü iddia edildi.

  • Fethullah Gülen’in kardeşi tutuklandı

    FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in emniyette gözaltında olan ve işlemleri tamamlandıktan sonra ’Silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan adliyeye sevk edilen kardeşi Kubbettin Gülen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    2 Ekim günü, İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ soruşturması kapsamında ’Silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan aranan terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in kardeşi Kubbettin Gülen’i, Gaziemir ilçesinde bir akrabasının evinde yakalamıştı. Kubbettin Gülen’in, İzmir Gaziemir’de Kaynak Holding’e bağlı faaliyet gösteren Çağlayan Matbaası’na kayyum atanmasının ardından burada çalışıyor göründüğü belirlendikten sonra ilişiği kesildiği bildirilmişti. Kubbettin Gülen’in Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki sorgusunun ardından Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sorgulamaya aldı. Buradaki işlemleri de tamamlanan şüpheli Kubbettin Gülen, sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.

    Gülen çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

  • Doğu Perinçek: “Fethullah Gülen bir ceset”

    Bodrum’da açıklamalarda bulunan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun terör örgütü PYD politikasını değiştirmesi gerektiğini söyledi. Fethullah Gülen hakkında da konuşan Perinçek, FETÖ liderinin artık bir ceset olduğunu söyledi.

    Bodrum’da bir konferansa katılan Doğu Perinçek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek, CHP’nin ileri ki dönemlerde Türkiye’yi yönetmesinin mümkün olmadığını ve PYD’ye karşı politikasını değiştirmesini gerektiğini söyledi.

    Gazetecilere yaptığı açıklamada FETÖ terör örgütü hakkında konuşan Perinçek, “Gıladyo ve FETÖ ezildi. Bu çok büyük bir olay. Türkiye yıllardır kontrgerilla dedi, 12 Eylüllerden geçti. İşte o süreçte Amerika’nın ve Nato’nun Türkiye’de kurduğu gizli devlet, yer altı örgütü 15 Temmuz gecesi ezildi. Tüm kurum ve kuruluşlardan bu FETÖ örgütü temizleniyor. Bu çok büyük bir gelişme ve devlet özgürleşiyor” ifadelerini kullandı.

    FETÖ terör örgütü liderinin bir ceset olduğunu ileri süren Perinçek, “Bence artık FETÖ diye bir tehlike yok. Bu örgüt bir daha toparlanıp Türkiye’yi tehdit edemez. Amerika’nın diğer bir kozu olan PYD ve PKK’yı kullanarak Cizre’deki o patlamanın arkasında Amerika var. Onun için şu anda birinci tehdit FETÖ değildir ve bunun örgütü dağılmış bir güçtür. Biz de Fethullah Gülen’in Amerika tarafından iade edilmesini istemiştik. Ama FETÖ diye bir şey kalmadı. Fethullah diye bir isim kalmadı. Fethullah Gülen bir cesettir. Bu cesedi Türkiye’ye getirsen de olur getir mesen de” diye konuştu.

    “İdam FETÖ’ye vurmaz”

    İdam yasasının FETÖ için uygulanamayacağını da savunan Perinçek, “İdam geçmişe uygulanamaz. İdam yasası gelse bile geçmişe yönelik değil, geldikten sonraki olaylarla ilgili uygulanabilir. Önümüzdeki dönemle ilgili belki PKK terörünü yıldırmak için böyle şeyler düşünülüyor. Ama Türkiye’ye idam yakışmıyor. Türkiye sorunlarını idam olmadan da çözebilecek güçte bir ülke” şeklinde konuştu.

    “PKK Kılıçdaroğlu’nu vurmadı, orduyu vurdu”

    PKK’nın CHP lideri Kılıçdaroğu’na yönelik düzenlediği suikasti değerlendiren Perinçek, “PKK’nın açıkladığı gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alınmış bir saldırı değil. Türk Silahlı Kuvvetlerine yapmış bir saldırı gözüküyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun konvoyu vardı, askerin arkasında. Bu olayı kınıyoruz, Kılıçdaroğlu’na da geçmiş olsun dileklerimizi gönderdik. PKK’yı iyi tanıyalım, kendisini koruyan, kendisini kollayan, kendisine yardımcı olan, kendisini meclise girmesi için yardımcı olan HDP’yi meclise sokanlara suikast yapmaz. O konvoyda Kılıçdaroğlu da vardı. Bundan bir ders çıkarmaları lazım, PKK’yı koruyup kollamak, HDP’yi korumak. HDP’nin kapatılmasının önüne geçmek çok yanlış. PKK’nın bütün suçlarına ortak olan milletvekillerinin derhal dokunulmazlıkları kaldırılmalıdır. Bir de HDP kapatılmalıdır. CHP’nin de artık bu noktaya gelmesi lazımdır. Bunlar demokrasi unsuru değil. Meclise terör örgütünü sokamazsınız. Askerimizi, polisimizi şehit edenleri meclise sokuyoruz, kürsüye çıkartıyoruz. Bu şekilde terör ile mücadele edilemez. CHP’nin PKK’ya, PYD’ye ve HDP’ye karşı politikalarını değiştirmesi lazım. PYD’ye CHP sahip çıkıyor. Bunlar yanlış siyasetler. Bu olaylar aynı zamanda önümüzdeki dönem CHP’nin Türkiye’yi yönetmesinin mümkün olmadığını gösteriyor” dedi.