Etiket: Felcinde

  • Beyin felcinde zamanla yarışılıyor

    Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Faruk Akkaya, “Hastanın beyin felcinden şüphe edilmesinden itibaren ilk dört saat içinde tedavinin yapılabileceği bir merkeze ulaşılabilmesi çok önemli” dedi.

    Tüm dünyada özürlülük bırakan hastalıkların başında gelen, beyin damar tıkanıklığı, toplumda yaygın olarak bilinen ismiyle beyin felci önemli bir sağlık sorunlarından bir tanesi olarak dikkat çekiyor. VM Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Kliniğinden Uzm. Dr. Ömer Faruk Akkaya, son on beş yılda dünyada ve Türkiye’de gelişen tedavi yöntemleriyle beyin felcine bağlı gelişebilecek konuşma, anlama, yutma, denge, genelde tek taraflı kol, bacak uyuşma ya da güçsüzlükleri gibi yaşamsal fonksiyonların hatta beyin felcine bağlı ölümleri önlenebilmekte ya da çok az özürlülükle düzelebileceğini belirterek, konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

    Beyin felcinde zamanla yarışıldığını ifade eden Dr. Ömer Faruk Akkaya, şunları söyledi:

    “Tedavi yöntemleri, beyin damar tıkanıklığına yol açan pıhtının serumla, damar yoluyla verilen pıhtı eritici ilaçlar ile ya da kasık bölgesinden damar içine girilip anjiyo ile beyin damarı içinden pıhtının uzaklaştırılıp damarın açılması şeklindedir. Bu tedavilerin uygulanabilmesi için en önemli şart beyin felcinden şüphe edilmesinden itibaren ilk dört saat içinde bu tedavilerin yapılabileceği bir merkeze ulaşılabilmesidir. Sürenin dört saati aşmasıyla tedavi uygulanamamaktadır. Bu süreden sonra bu tedavilerin uygulanması tedavinin başarısız kalması ve beyin kanama riskinin artmasına neden olmaktadır. Konuşma, anlama, uyanıklık, görme, denge, genelde tek taraflı kol ve/veya bacakta uyuşma ve güçsüzlük yakınması olan hastaların en kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna başvurması ve tedavinin yapılacağı merkeze ulaşması, hastanın özürlü ya da yaşamak için bir başkasına ihtiyaç duyması hatta ölümüne yol açabilecek durumların önlenmesini sağlayabilir. VM Medical Park Samsun Hastanesi bünyesinde uzun süredir uygulanan pıhtı eritici tedaviye, yeni açılan inme ünitesi ve ülkemizde sayılı merkezde faaliyet gösteren gelişmiş anjiyo ünitemizde anjiyo ile pıhtının temizlenmesi işlemi yapılabilmektedir.”

  • Beyin felcinde botox uygulaması ile hastalar sağlığına kavuşuyor

    Gaziantep Medikalpark Hastanesinde beyin felcinde botox uygulanarak hastalar sağlığına kavuşturuluyor.

    Gaziantep Medikalpark Hastanesi Çocuk Nöroloji Bölümü doktorları, hastalarını tedavi etmek için botox yöntemini kullanıyor.

    Uygulanan tedavi yöntemi hakkında bilgi veren Medikalpark Hastanesi Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç Dr. Sedat Işıkay, “Botox yani botulinum toksini birçok tıbbi ve kozmetik problemin tedavisinde son yıllarda yaygın olarak kullanılan popüler bir ilaç olmuştur. Kolay uygulanabilirliği, yan etkilerinin az ve faydalarının fazla olması nedeniyle sık olarak kullanılmaktadır. Serebral palsi yani beyin felci her bin canlı doğumda 2-3 çocukta görülen beyinde kalıcı hasarla karakterize bir hastalıktır. Sebebi anne karnında, doğumda ve doğum sonrası birçok sebebe bağlı olabilmektedir. İlk yaşlarda oturma, yürüme ve konuşma geriliği şeklinde belirti verebileceği gibi el tercihinin iki yaştan önce gelişmesi, anlamsız geceler boyu ağlama, tükürüğünü yutamama, yemek yemeyi red etme, dilini dışarıya çıkarma, boynunu tutamama şeklinde birçok belirti verebilmektedir. Serebral palsinin spastik dediğimiz alt tipinde kollarda, bacaklarda yoğun sertlik, hareket kısıtlılıkları hastadan hastaya farklı düzeylerde olabilmektedir. Hastaların neredeyse tamamına fizik tedavi önerilmektedir. Fizik tedaviye rağmen kollarda ve bacaklarda rahatlama olmayan çocuklara botox tedavisi önerilmektedir. Aileler de genellikle enjeksiyonun zararsız olacağını düşünerek bu yönteme oldukça sıcak bakmaktadırlar. Serebral palsili hastalarda botulinum toksin kullanımının amaçları hastanın fonksiyonun ve hareketlerinin arttırılması, postürün iyileştirilmesi, fizik tedavi cihazlarına daha iyi uyum, hijyenin sağlanması, kişisel bakımın iyileştirilmesi, kozmetik olarak iyileşme ve aşırı kasılmaya eşlik eden ağrının giderilmesidir. Tedavinin etkinliğinin başlaması enjeksiyondan 24-72 saat sonra olmaktadır ve 3 – 6 ay kadar etkinliğin sürdüğü kabul edilmektedir. Medical park hastanesi Çocuk Nöroloji Kliniğimizde botox tedavisi serebral palsili çocuklara çok rahat bir şekilde uygulanabilmektedir. Hastalar aynı gün hatta saatler içinde uygulama sonrası eve gönderilebilmektedirler. Botox tedavisi ile serebral palsi hastaları daha mutlular” ifadelerini kullandı.

  • Yüz felcinde akupunktur başarısı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon ve Medikal Akupunktur Uzmanı Dr. Ayşegül Elbir Şahin, periferik yüz felci sonrası ilk 6 ay içinde uygulanan akupunktur tedavisi ile yüzde 100’e yakın geri dönüşün mümkün olduğunu söyledi.

    VM Medical Park Samsun Tıp Merkezi Akupunktur Kliniği Uzmanı Ayşegül Elbir Şahin, yüz felci hakkında “Periferik tip yüz felci, yüz kaslarını etkileyen ve ani gelişen bir rahatsızlıktır. Beyinden gelen yüz hareketleri yapma emrinin 7. sinir (yüz siniri) tarafından kaslara iletilmesinde oluşan engellemeler bu hareketlerin yapılamamasına neden olur. Bu engeller çeşitli nedenlerle olabilir. İlerleyici bir hastalıktır ve maksimum şiddetine birkaç saat ya da günde ulaşır. Kadın ve erkekleri eşit derecede etkiler. Her yaşta ve yılın her zamanı görülebilir. Sıklıkla soğuk ve rüzgar sonrasında gelişen bir hastalıktır. Yüz felci kişiden kişiye çok farklı şekillerde kendini gösterebilir. Yüzün bir tarafında yüz ifadesinin tüm kasları güçsüzleşir ya da tamamen etkisiz olur. Mimik hareketleri istenildiği gibi yapılamaz. Göz kapakları kapanamaz, dudak kenarı düşer ve alın kırıştırılamaz. Herhangi bir duyusal kayıp olmamasına rağmen hissizlik belirtilebilir. Bazı hallerde tat alma kaybı, sese hassasiyet oluşabilir. İstemsiz gözyaşı (timsah gözyaşları), göz kapatmaya çalışırken göz küresinin yukarı kayması, göz kapatamamaya bağlı korneada tahriş, felçli tarafta yiyecek ve içeceklerin dışarı düşmesi görülebilmektedir. Hastaların yüzde 80’i 2-3 hafta içinde iyileşir. Yüzde 10’luk bir kısmın iyileşmesi bir yıla kadar sürebilir. Diğer yüzde 10’luk kısım ise iyileşemez ve yüzde sinkinezi (istemsiz hareket) gelişir. Gülümseme sırasında göz kapağının kendiliğinden kapanması, yemek yerken gözden yaş gelmesi gibi. Tedaviye tanı koyulduktan sonra en kısa sürede başlamak iyileşmeyi hızlandırmaktadır. Periferik yüz felci sonrası ilk 6 ay içinde uygulanan akupunktur tedavisi ile yüzde 100’e yakın geri dönüş mümkündür. Mevcut tedaviler sonrası problem kalan hastalar için de aradan uzun zaman geçmiş olsa dahi yüz güldürücü sonuçlar almak mümkündür” dedi.

    Ayşegül Elbir Şahin tedavi sürecini yönettiği hastası İsmet Erdemir ile ilgili “51 yaşında, 4 yıl önce periferik yüz felci geçirmiş bir hastamız. Uygulanan tedaviler sonucunda yüzde 90 oranında şifa bulmuştur. Ancak yemek yerken istemsiz gözyaşı-timsah gözyaşı dediğimiz sinkinezi durumu kendisinde meydana gelmiş ve bu şikayetine çare bulamamıştır. Gittiği bir göz doktorunun tavsiyesi ile akupunktur tedavisi olmak üzere bize ulaştı. 2016 Aralık ayında Samsun Medical Park Tıp Merkezi Akupunktur Polikliniğimize başvuran hastamızın bizden beklentisi yemek yerken istemsiz bir şekilde ortaya çıkan gözyaşı salgılanmasını durdurabilmekti. Ancak hastamızın yüzünde kendisini rahatsız etmese de asimetri durumu mevcut olmakla birlikte, etkilenen tarafta kaş ve göz kapağında düşüklük, ağız köşesinde ise aşağı çekilme mevcuttu. Hastamıza ilk etapta haftada 2 seans olacak şekilde 10 seanslık kulak ve vücut akupunktur tedavisi planlandı, elektro akupunktur uygulandı. İlk seanstan itibaren gözyaşında azalma, etkilenen yüz bölgesinde ise kas fonksiyonlarının canlandığını gösteren karıncalanmalar hissettiğini söyledi. 4. seansa geldiğinde gözyaşı şikayeti yüzde 50 oranında azalmıştı ve gözünü daha rahat açıp kapatabildiğini söyledi. Seanslar ilerledikçe hastamızın şikayetleri azalarak kayboldu. Toplam olarak 13 seanslık akupunktur tedavisinin sonunda hastamız artık yemek yerken gözyaşı akmıyor, etkilenen taraftaki göz kapağı ve kaşı diğer göz kapağı ile aynı seviyede, ağız köşesi gülerken dahi normal tarafla aynı seviyede kalmaktadır” bilgisini verdi.

    İsmet Erdemir ise tedaviden çok memnun kaldığını, beklediğinden daha çok fayda gördüğünü söyledi.

  • Beyin Felcinde Yeni Umut “Tms Tedavisi“

    Beyin felcinde Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) tedavisi, hastalar için yeni bir yöntem olarak umut oldu.

    Bu yöntemde beyinin istenilen bölgesi manyetik dalgalarla uyarılarak tedavi uygulanıyor. TMS tedavisi özellikle beyin felçli hastaların kullanılamadıkları el ve ayaklarındaki aşırı kas gerginliğini azaltıp belirli hareketleri yapmasını sağlayabiliyor. Bu yöntem felçli hastalarda konuşma bozukluklarının giderilebilmesini de olanak sağlıyor. TMS yöntemi genellikle tek seansta 20 dakika olmak üzere toplamda 10 seanslık bir tedavi yöntemi olarak dikkat çekiyor. Yan etkisi çok az olan bu tedavi yöntemi sayesinde beyin felçli hastaların ve ilaca dirençli depresyon hastalarının tedavisine yeni bir soluk getiriliyor.

    Prof. Dr. Cengiz Bahadır, TMS tedavi yöntemini anlatarak, “TMS tedavisi, beynin bazı bölgelerinde özellikle korteks dediğimiz dış tabakasının manyetik alanla uyarılmasına dayanan özel bir yöntemdir. Özellikle son 5-10 yıldır yavaş yavaş klinik kullanıma giren bir yöntem. Oldukça zararsız acısız bir şekilde, beynin istediğimiz bölgesini uyararak kullandığımız oldukça gelişmiş bir tedavi türü” dedi.

    “FELÇ VE DEPRESYON TEDAVİSİNDE DE KULLANILIYOR”

    Prof. Dr. Bahadır, TMS tedavisinin özellikle Nörolojik hastalıklarda kullanıldığını ifade ederek, “Bunların başında, özellikle felçli hastalıklar geliyor. Felçli hastalarda, beyin korteksinden yapılan uyarımla hastaların kullanamadığı felçli elinde hareket çıkarabiliyoruz. Kullanamadıkları elindeki aşırı kas gerginliğini çözebiliyoruz. Aynı şekilde felçli ayaklar içinde tedavi uygulayabiliyoruz. Bunun dışında felçli hastalardaki konuşma bozukluklarında da son derece etkin bir şekilde kullanabiliyoruz. İkinci en sık kullanım alanlarından birisi de özellikle depresyon tedavisi. Özellikle ilaca dirençli depresyon olduğu veya hastaların ilaca yanıtları düşük olduğu zaman bu tedaviyi sıklıkla ve güvenli bir şekilde kullanabiliyoruz. Ayrıca ilaç tedavilerine yanıtsız başka nörolojik hastalıklarda, bunların başında aşırı kontrolsüz kas kasılmaları, distoniler, tedaviye dirençli kulak çınlamaları, nörolojik hareket bozuklukları, beyin-omurilik kaynaklı ağrılar, parkinson hastalığıdaki kas gerginliklerini azaltmak için de kullanabiliyoruz” diye konuştu.

    KAÇ SEANS SÜRÜYOR?

    TMS tedavisinin pratik kullanımına dikkat çeken Bahadır, “Hastalığa göre değişmekle birlikte tedavi seansları genel olarak 20 dakika sürüyor. Her gün bu tedaviye yapıyoruz ve ortalama 10 günlük bir tedavi programı yeterli olabiliyor. Daha sonra duruma göre tedavi kesilebiliyor yada tedavi seanslarının arası giderek açılarak uzun süre devam edebiliyoruz”diye konuştu.

    “AĞRISIZ SIZISIZ TEDAVİ YÖNTEMİ”

    Prof. Dr. Cengiz Bahadır: “TMS tedavisinin en önemli özelliklerinden birisi ilaçlarından farklı olarak yan etkisi neredeyse yok gibi. Çok güvenilir bir tedavi, özellikle güvenlik rehberlerine uygun olarak yapıldığında yan etkisi hemen hemen yok diyebiliriz. Ağrısız, sızısız bir tedavi yöntemidir. Burada yöntemi mucize gibi algılamamaya dikkat etmek gerekli. Yöntem felçli hastaların tedavisine yardımcı olan bir yöntem. Felçli hastanın elini tamamen eski haline getirmiyor ama hareketlerini kolaylaştırıp kaslarını gevşetiyor. Olmayan hareketleri çıkartabiliyor. Normal sağlıklı bir insan haline getirmeyebilir ama sonuçta felçli hastalar için küçük hareketler de oldukça önemli. Hastanın elinde hiç olmayan bir kavrama hareketini çıkarabiliyorsunuz veya kas gerginliğinden dolayı elini kullanamayan bir hastanın kaslarını gevşetip oldukça başarılı bir tedavi elde edip bunu diğer tedavilerle kombine edebiliyorsunuz” şeklinde konuştu.

    “PARKİNSON ALANINDA KULLANMA VAR”

    Parkinson hastalığının çok yönlü bir hastalık olduğunu kaydeden Bahadır, “TMS ’nin parkinson alanında da kullanımı var. Parkinson hastalığının tüm semptomlarını olmasa da bazı semptomları için TMS tedavisini uyguluyoruz. Bu hastalarda aşırı kas gerginliklerini azaltabiliyor, hareketi kolaylaştırıyor, yürümesini kısmen de olsa düzeltebiliyoruz. Felçli ve ilaçla tedavisi mümkün olmayan nörolojik hastalıklarda, tedaviye yanıtsız depresyon vakalarında yeni bir umut TMS tedavisi. Özellikle depresyon vakalarında son derece etkin kullanılıyor. Henüz Türkiye’de bu kadar yaygın değil ama gelecek 5 – 10 yıl içinde de Türkiye’de de oldukça sık kullanılacağını düşünüyoruz” dedi.

  • Yüz Felcinde Doğru Bilinen Yanlışlar

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Melek Ertan, yüz felcinin tedavisinde tavsiye edilen sakız çiğnemenin kalıcı tik bozukluklarına yol açabileceğini söyledi.

    Hava sıcaklıklarının düşmesiyle görülme riski artan yüz felci hakkında konuşan Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr.Melek Ertan, sık görülen yüz felcinin genellikle soğuk ve rüzgarlı havalarda meydana geldiğini söyledi. Yüz felcinin meydana gelmesi ve belirtileri hakkında konuşan Dr. Ertan, “Beyinden çıkan yüz siniri, yüz kanalından geçerken soğuktan sıcağa geçerken şişiyor ve orada sıkıştığı içinde yüz felci meydana geliyor. Ödem gelişiyor. Bu yüzden hasta göz kapağını kapatamıyor, ağız kenarını hareket ettiremiyor, ıslık çalamıyor, gözünde yaşarma ve akma oluyor, yüz, kulak ve boyun ağrısı da eşlik edebiliyor” dedi.

    “YÜZ FELCİ OLAN HASTA EN KISA SÜREDE MUTLAKA HASTANEYE BAŞVURMASI GEREKİYOR”

    Yüz felci geçiren bir hasta için hemen ilaç tedavisine başlanılması gerektiğine dikkat çeken Uz. Dr. Melek Ertan, sözlerinin bir bölümünde hastalıkla ilgili şunları söyledi:

    “Yüz felcin bazen de beyin sapında yüz sinirinin gövdesinde hasarlanma ile meydana geliyor. Bunu ayırt etmek için mutlaka beyin MR’i istiyoruz. Şeker hastalığı var mı? Yok mu? Bu önemli oluyor. Şeker hastalarının yüz felci geçirme olasılıkları yüksek. Kan şekerine ve kan sayımına bakıyoruz. Viral enfeksiyon geçirenlerde de oluyor. Bundan dolayı yüz felci geçirenin mutlaka en yakın bir hastaneye başvurması gerekiyor. Yüz felci yüzde 90 kendiliğinden iki üç ay içinde toparlıyor. Ama ilaç kullanması gerekiyor. Yüzde 10 dilimde de bazen hasar kalabiliyor. Yüz felcinde önemli olan şey, başladıktan sonra ilk 3-4 gün artış olabiliyor. İlaç başlanmasına rağmen ilerleme olmasından dolayı hastalar bazen tedirgin olabiliyor. İlaç başlanmasına rağmen hastalıkta bazen ilerleme oluyor ancak bu durum sonra yerini gerilemeye bırakıyor. Sonrada yavaş yavaş toparlıyor.”

    “ARTIK SAKIZ ÇİĞNENMESİNİ ÖNERMİYORUZ”

    Yüz felcinde geçmiş yıllarda tedavilerle birlikte uygulanan bazı yöntemlerin farklı olumsuz sonuçlara yol açabileceğini belirten Dr Melek Ertan, sözlerine şöyle devam etti:

    “Eskiden yüz felci olan bir kişiye ilaç tedavisi başladıktan sonra egzersiz yapmasını, ılık kompres yapmasını, sakız çiğnemesini önerirdik. Artık önermiyoruz. Tüm bu müdahaleler kalıcı, anormal istem dışı hareketlere yol açabiliyor.. Bunlar gelişmesin diye bu tür tedavileri artık önermiyoruz.”

    “YÜZ FELCİ EV HANIMLARINDA DA SIKLIKLA GÖRÜLEBİLİYOR”

    Yüz felci için alınabilecek önlemlere de değinen Dr. Ertan, “Yüz felcine önlem almak istiyorsak, öncelikle duş aldıktan hemen sonra dışarı mutlaka çıkmak yerine en az bir saat sonra çıkılacak. Yaz aylarında bile yüz felci olabiliyor. Kış aylarında viral enfeksiyon oranı arttığı için daha sık görüyoruz. Hava akımlarında eşarp, kaşkol ve atkı ile korunmamız gerekiyor. Bazı yüz felci tekrarlayabiliyor. Bu kişilerin daha da dikkatli olması gerekiyor. Ev hanımlarında bile çok sık görülebiliyor. Temizlik yapıyor, evi havalandırıyor, açık camlar arasında kalıyor bundan dolayı gelişebiliyor. Şeker hastalarında zaten görülme oranı yüksek. Sıcak bir ortamdan, klimalı, soğuk bir ortama girmek tetikleyebiliyor. Araç içinde sürücü tarafındaki camı açarak araba kullanmak yüz felci gelişmesine yol açabiliyor” diye konuştu.