Etiket: felaket

  • Taktığı tüpü çakmakla kontrol etti, felaket son anda önlendi

    Ankara’da taktığı tüpü çakmakla kontrol eden yaşlı adam, alev alan tüpü apartman merdivenlerine atarak felaketi son anda önledi.

    Olay, saat 12.30 sıralarında Mamak ilçesine bağlı Tuzluçayır Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Abidin Aktaş Sokak’taki bir apartmanın en alt katında ikamet eden 84 yaşındaki Mustafa Yurdakul, aldığı tüpü kendi imkanları ile takmaya çalıştı. Yurdakul’un tüpü kontrol etmek için çakmağı yakması üzerine gaz kaçıran tüp alev almaya başladı. Tüpün alev aldığını gören Yurdakul, tüpü apartman merdivenlerine atarak evin alev almasını önlemeye çalıştı. Yurdakul’un “yangın” çığlıklarını duyan apartman sakinleri, durumu itfaiye, sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Tüpün patlama ihtimaline karşı doğalgaz ve elektriği kesen apartman sakinleri, can havli ile kendilerini dışarıya attı.

    Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yanan tüpe müdahale ederek söndürdü. Tüpün sönmesi üzerine apartman sakinleri rahat nefes aldı. Olayda ölen veya yaralanan olmazken, sağlık ekipleri kontrol amaçlı Yurdakul’u muayene etti. Polis ekipleri, halen gaz kaçıran tüpün etrafına güvenlik şeridi çekti.

    Olayı anlatan Mustafa Yurdakul, aldığı tüpü kendi imkanları ile takmaya çalıştığını söyledi. Tüpün çalışıp çalışmadığını denemek için çakmağı çaktığını ve ardından tüpün alev almaya başladığını belirten Yurdakul, “Alev alınca ben de hemen hortumu kestim, tüpü dışarıya attım. Evde de kimse yoktu. Daha sonra ‘yangın var’ diye bağırmaya başladım” dedi.

    Apartman yöneticisi Seyit Mehmet Alpınar, tüpün alev aldığını gördükten sonra doğalgaz ve elektriği kapattıklarını belirterek, apartmanı boşalttıklarını söyledi.

  • Obama 1915 Olaylar İçin “Büyük Felaket” Dedi

    ABD Başkanı Barack Obama, 1915 yılı olaylarıyla ilgili yaptığı açıklamada, Ermenice “Büyük Felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” ifadesini kullandı.

    “Bu yıl 20. yüzyılın ilk toplu mezalimi olan Meds Yeghern’i anıyoruz” diyen Obama, açıklamasında şunları kaydetti:

    “Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında 1 buçuk milyon insan sürgün edildi, katledildi ve ölüme yürütüldü. 1915 yılının başlarındaki bu dehşet gözler önüne serildiğinde ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau şiddeti durdurmak için ABD Hükümeti içinde alarm zilini çaldı ve Osmanlı liderlerine karşı durdu. Morgenthau gibi sesler sayesinde gerçek ortaya çıktı ve ilk BM İnsan Hakları Sözleşmesi’nin oluşturulmasını sağlayan Raphael Lemkin gibi insan hakları önderlerinin mirası sonraki çalışmaları etkiledi.”

    Ermeni halkının uluslararası topluma ve Amerikan toplumuna katkı sağladığı belirtilen açıklamada, “Ülkelerinde 17 bin Suriyeli mülteciye kolları açan Ermeni halkına teşekkür ediyorum” denildi.

  • CHP’li Aksünger’den Amerika İle ’Felaket Senaryo’ İddiası

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, “Amerika, Sarraf’ı herhangi bir şey elde etmeden bırakmaz. Türkiye ‘bunları kabul etmiyoruz’ diye ABD’ye çatarsa felaket senaryosudur. O zaman Türkiye yalnızlaşmaya bırakılır. Ambargo ihtimali ortaya çıkar. Bu kara senaryonun olmayacağını umuyorum” dedi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, İzmir’de gündeme ilişkin açıklama yaptı. Rıza Sarraf’ın Amerika’da yakalanması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Aksünger, şöyle konuştu:

    “Gerçek neyse yargılansın ama Türkiye’yi mahkum etmeyin. Amerika, Sarraf’ı herhangi bir şey elde etmeden bırakmaz. ‘Arkasında olanlar da bir mesajdır’ diye kendileri söyledi. Türkiye’yi dizayn ile ilgili bir konu mudur, failleri yakalama ile ilgili mesaj mıdır ayrı bir konu. Türkiye ‘bunları kabul etmiyoruz’ diye ABD’ye çatarsa felaket senaryosudur. O zaman Türkiye yalnızlaşmaya bırakılır. Ambargo ihtimali ortaya çıkar. Bu kara senaryonun olmayacağını umuyorum. Devletin imkanını kullanmadan bunları yapabilmek mümkün değil. Adama ödül verdiler. ‘Olmayan saçlarımızı yolacağız’ diyordum. Umut ediyorum ki; Türkiye buradan çok zarar görmez. Zaten ekonomik olarak zor bir süreç bizi bekliyor. Gerekli faillerin ortaya çıkarılması için yargılanmanın başlatılması gerektiğini düşünüyorum”

    “İDAM KONUSUNDA DA MUTABIK MISINIZ?”

    Aksünger, Türkiye’de yatırımları bulunan iş adamı İranlı Babek Zencani hakkındaki idam kararı ile ilgili de iddiada bulundu. Aksünger, şunları söyledi: “Başbakan Davutoğlu, 3 hafta önce İran’a gitti. İran’da bütün yetkililer ile görüşüp sonra Tahran’da basın toplantısı yaptı. ‘İran’la tüm konularda mutabıkız’ dedi. Bir kaç saat sonra Zencani hakkında idam hükmü verildi. İran ile hangi konularda mutabıkız? Bu, idam hükmü konusunu da içeriyor mu? Sayın Cumhurbaşkanı da mutabık mı? Rıza Sarraf konusu 17-25 Aralık dosyaları ve bakanlarla tek başına ilintili bir konu değil artık. Aradan 3-4 hafta geçti, Zencani İran’da gözaltına alınıp tutuklandı. Savcı Bahara’ya 15 Aralık 2015’te bilgi veriyorlar. 3 ay sonra Sarraf Amerika’ya gidiyor ve tutuklanma kararı veriliyor. Sarraf Türkiye’de de birileri tarafından aklanmaya çalışırken verdiğimiz demeç vardı. ‘Siz bakanları aklamaya çalışırken uluslar arası suç örgütünü aklar duruma gelirsiniz’ demiştik.”

    “SAVCI SENİ ÇAĞIRABİLİR DEDİLER”

    17-25 Aralık dosyaları hakkında da konuşan Aksünger, 25 Aralık’ın Meclis’e gelmediğini ancak iktidarın ve Rıza Sarraf’ı sahiplenenlerin en çok korktuğu konunun 25 Aralık’taki vatana ihanet konusu olduğunu belirtti. Cezaevindeki cemaat yapısının 25 Aralık’tan dolayı içeride yattığını, iktidarın ‘Hükümete darbe girişimi’ dediğini söyleyen Aksünger, “Yatanların yüzde 80’i, 17 Aralık dosyasına bakmış, içinde bulunmuş kişilerdir ama içeride yatmalarının gerekçesi 25 Aralık. İktidar 25 Aralık’a ‘darbe girişimi’ diyor. Bana dediler ki; ‘Amerikan savcısı seni çağırıp dinleyip bilgi isteyebilir’ dedi. Amerika’nın bu davayı bilmemesine imkan yok” dedi.

    “AMBARGOYU DELDİĞİNİ KABUL EDİYORSUNUZ”

    Rıza Sarraf’ın yakalanmasının ardından “Hukuka hukuk işletmeye çalışılacak” diyen Aksünger, sözlerini şöyle konuştu: “Rıza Sarraf’ın mal varlığının Türkiye’de olduğunu söylüyorlar. Hepsi bu mu acaba? 500 milyon dolar gibi rakam söyleniyor. Ben servetinin hepsinin Türkiye’de olduğuna inanmayan bir insanım. Üç bakanın konusu, Rıza Sarraf odaklı konulara eş değer gidiyor. Hukuka hukuk işletildiğinde ‘gel bunu yargılıyorum, ambargoyu Türkiye’de nasıl deldi’ diyecek. 17 Aralık’ta ambargo denilirken bir kamu bankası işin içinde vardı. Para transferi konusunda ortada bir şey gözükmüyor olabilir ama zaten bu işler böyle olur. 2012’de ambargo gevşetildiğinde Türkiye ve buna benzer ülkelere Birleşmiş Milletler’de denildi ki; ‘ambargoyu gevşetiyoruz, siz İran’dan doğal gaz ve petrol alabilirsiniz karşılığında ürettiğiniz bir şey vereceksiniz.’ Buna kimyasallar, silah dahil değildi. Bizimkiler altın verdi. Altın verdiğini kabul ediyorsan ambargoyu deldiğini kabul ediyorsunuz. İçeride ürettiğimiz bir şey verseydik domates, patates verecektik. Bunların 30 milyar dolarlık ihracat yaptığını düşündüğünüzde içeride kalan tortu inanılmaz olacaktı. Biz altın verdik, buğday verdik. Buğday Dubai’den gelmiş gibi görünüyor, Dubai’de buğday üretilmiyor.”

    “CHP ELİNDEN GELEN HER ŞEYİ YAPAR”

    Başbakana verilen MİT raporunda “Rıza Sarraf tehlikeli ve bakanlarla ilişki kurup Türk vatandaşlığına geçmek istiyor” ifadelerinin yer aldığını kaydeden Aksünger, şunları söyledi:

    “Kimse kaale almıyor. Bu rapor dosyalarda vardı, bu arkadaşlar Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’e gidip ‘sıkıntı yaratabilir’ diyor. Babacan, ‘Doğalgaz alıp altın verdik’ diyerek itiraf etmiş oluyorsun. ‘Ambargoyu deldim’ diyorsun. Yapılma şeklini bilmek zorundasınız” dedi. Aksünger, öne sürdüğü “kara senaryo” durumunda CHP’nin tutumuyla ilgili “Ülke batağa girmesin diye CHP elinden gelen her şeyi yapar. Bu pislik yapanları aklama konusunda ‘sesinizi çıkarmayın’ diyemeyiz. İlişkilerin gelecek dönemde daha sıhhatli yürümesinin zeminin hazırlamak için çalışıyoruz.”

    “BU KENTE YAKIŞMAYAN BİR REKTÖR”

    Aksünger, İzmir gündemi hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Aksünger, Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz ile aralarındaki davalarla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Üniversitesi Rektörü ile davalarımız var. Ben aydın namusuna davet etmiştim. Bütün davaları ben kazandım. Temyize götürdüler. Tazminat davaları açacağım. Onları da mağdur akademisyenlerin derneklerine bağışlayacağım. Bu kente yakışmayan bir rektör bence. Kendince cumhuriyetin kadını gibi gözüküp arka planda buna kazanımlara darbe vurmaya çalışanlarla iş birliği yapanları aydın namusuna davet ediyorum.”

    DÜNDAR VE GÜL DAVASINA MÜDAHİL OLACAKLAR

    Toplantıda konuşan CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel de, CHP İzmir İl örgütünün Can Dündar ve Erdem Gül davasına müdahil olacağını belirterek, “Can Dündar ve Erdem Gül davasına haber alma hakkı engellenenler olarak müdahil olacağız” dedi.

  • Bülent Arınç: “Bonzai Türkiye’de Büyük Bir Felaket”

    Bursa’da katıldığı bir panelde konuşan Bülent Arınç, sigara, alkol, uyuşturucu, özellikle de bonzainin Türkiye’nin felaketi haline geldiğine dikkat çekti.

    Bursa Bediüzzaman Platformu’nun düzenlediği ve Türkiye’nin önemli akademisyenlerinin konuşmacı olarak katıldığı ’Toplum Barışı’ paneli Merinos AKKM’de gerçekleştirildi. Platform’un her yıl farklı konu başlıkları altında Bediüzzaman’ı anma kapsamında düzenlediği panellerin bu seneki programına Bülent Arınç, eşi ile birlikte dinleyici olarak katıldı.

    Program sonunda konuşmacılara plaket takdim eden Arınç, terör ve kötü alışkanlıklar hakkında eleştirel bir konuşma yaptı. Özellikle bonzainin Türkiye için bir felaket olduğunu söyleyen Arınç, “Şunu söylemek istiyorum, bonzai, uyuşturucu, alkol, sigara, Türkiye’de bir felaket haline geldi. Şimdi çok şükür sigarayla bir mücadele yürütülüyor. Bu konuda bir mesafe kat ettiğimizden bahsedebiliriz. Fakat yapılan araştırmalarda, sigaranın 9, alkolün 12, uyuşturucu kullanımının ise 15 yaşa kadar inmiş olması felaketin boyutlarını gözler önüne seriyor. Özellikle Bursa için bonzai konusu bir felaket halini aldı. Bir yıl önce hükümetimiz uyuşturucu kullanımıyla ilgili bir proje başlattı. Ben de hükümette bu işin sorumlusu oldum. Bilerek üzerime aldım. Her vilayette bir vali yardımcısının başkanlığında, Ankara’da da 8 bakanlığın koordinasyonuyla bir çalışma yaptık. Sosyal, toplumsal ve ahlaki yönleriyle konuyu detaylıca inceledik. Norkotimler, Amatem’ler kurduk, biraz uğraşıyoruz. Ama maalesef çok gerilerdeyiz. Evet, başarılı çalışmalar yapılıyor, köpekler bile artık uyuşturucunun kokusunu almaya başladı, Narkotimler okul, ibadethane ve metruk mahallelerde görev almaya başladı ama henüz bir sonuç alabilmiş değiliz. Uzak Doğu’da bir ağacın köklerinden elde edilen sentetik bir uyuşturucu var karşımızda ve çok ucuz. Beş lira ile yirmi lira arasında. Bunu bir defa içen sersemliyor, ikincisinde ise hayatını kurtarmak mümkün olmuyor. Pek çok sebebin içerisinde, aile arasında olmayan bağlar, sokaklara terk edilen, şiddet gören çocuklardan oluşan bir toplulukla karşı karşıyayız” dedi.

    Arınç konuşmasında, panel konusu olan ’Toplum Barışı’ hakkında, “Toplumsal barış alanında terör meselesi, Türk Kürt meselesi, Kürt sorunu meselesi konuşulmalıdır. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Dün ve bugün yaşadıklarımız, ki bundan sonrası için de çok ümitli değiliz, gelecekte yaşayacaklarımız bizi endişelendiriyor. Bir meselede İslami bir konunun konuşulmasını laikliğe aykırı bulmuşlar, bunu bir tehlike olarak görmüşler, hatta irtica diye yaftalamışlar. Çok şükür biz son yıllarda böyle bir meseleyi gündemde tutmadık. Hakikat neyse, doğru olan neyse onu yapmayı yeğledik” şeklinde konuştu.

  • Karasu Çayı Kara Felaket Oldu

    Sinop’ta eriyen kar ve yağmur yağışı sebebiyle sel baskınlarına neden olan Karasu Çayı çevreye büyük zarar verdi.

    Erfelek’ten başlayıp Sinop Akliman’a dökülen Karasu Çayı eriyen kar suları ve yağmur yağışları sebebiyle sel baskınlarına neden olmaya ve vatandaşı zarara uğratmaya devam ediyor. Kırılan odun parçaları ve enkaz parçalarının çayda bentler oluşturması üzerine yön değiştiren çay yatağı vatandaşın 15 dönümlük tapulu arsasından geçmeye başladı.

    Tarlaları ve evleri zarar gören vatandaşlardan Çobanlar Köyü Muhsinli Mahallesi’nde ikamet eden Celalettin Sırgancı, “Çalılık ve ağaçlardan kopan odun parçalarının çayda oluşturduğu bentten dolayı tarlalarımız hep sular altında kaldı. Çok büyük zarara uğradık. Hem ekili tarlalarımız hem de boş tarlalarımız var. Şu anda evimiz dahi tehlike altında. Ev etrafında göçmeler oluyor sürekli. Bu her şiddetli kar ve yağmur yağmasıyla hemen hemen her sene meydana geliyor” dedi.

    Devletten ıslah çalışması isteyen Cemalettin Sırgancı ise, “Bu Karasu çayı boyunca yer yer bentler oluşmuş durumda ve bunlar su taşkınlarına sebep oluyor ve çay yatağı değiştiğinden şu benim 30 dönüm tarlam sular altında kaldığı gibi çay yatağına dönüşmüş durumda. Gerçekten çok mağduruz. Çay yatağı şuan tapulu tarlamızdan geçiyor. 15 dönümlük arazimizi kullanamıyoruz. Ya bu çay ıslah edilsin yada eski yatağına döndürsünler” diye konuştu.