Etiket: FEDAKARLIK

  • Aşırı Fedakarlık Psikolojik Rahatsızlıktır

    Psikiyatrist Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, aşırı fedakarlığın psikolojik bir rahatsızlık olduğunu söyledi.

    “Fedakârlık, bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için, kendi çıkarlarından vazgeçme anlamına gelir” diyen Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Fedakârlık; yapan açısından ve yapılan açısından farklı anlamlar taşımaktadır. Hayatımızda çeşitli fedakârlıklar yapmışızdır. Anne-babamız için, çocuğumuz için, eşimiz için, kardeşimiz için, akrabamız için, arkadaşımız için, işimiz için, ülkemiz için, patronumuz için fedakârlık yaparız. Fedakârlık yapmak insana doyum verir, iyi hissettirir. Ancak bunun ne kadarı bize iyi gelir, ne kadarı bizi rahatsız eder, esas sorun budur” diye konuştu.

    Fedakârlık kim için olursa olsun, belirli bir düzeyin üzerinde olursa, sınırsız olursa artık yapana zarar verdiğini anlatan Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Çünkü kişinin başkasının çıkarları için kendi çıkarlarından vazgeçmesi gerekir. Çocuklarımız için doğduğundan itibaren fedakârlık yaparız. Hasta olduğunda sabaha kadar uyumayız, onun yemeğini yedirmek için kendi yemeğimizi erteleriz, okul ihtiyaçları için, kendi ihtiyaçlarımızdan vazgeçeriz. Bunlar doğal ve sağlıklı durumlardır. Kendimizi bu fedakârlıkları yaparken önemsemeyiz. Hatta bunların olumlu sonuçlarını gördüğümüzde bu yaptıklarımızın hiçbir önemi kalmaz.

    İnsanlar konfora sık alışır. Dolayısıyla aşırı fedakârlık yapıldığında karşı taraf bunu artık önemsemez. Değerli bulmaz. Buna rağmen fedakâr bundan vazgeçmez. Kendi işlerini başkaları için aksatır. İşlerini bir türlü bitiremez. Hatta bazen bu durum başkalarınca fark edilerek suiistimal edilir. Bütün bunlara rağmen kişinin fedakârlık yapmasının nedeni aşırı endişeler, yoğun korkular, takıntılı düşünceler ve aşırı vicdan azabıdır” diye konuştu.

    Bir kısım psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıkda aşırı fedakârlık görüldüğünü kaydeden Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Takıntı hastalığında ya da endişe bozukluğu rahatsızlığında kişi fedakârlık yapmadığında kendi başına ya da sevdiklerinin başına kötü bir şey geleceğini, birilerinin hasta olacağını ya da öleceğini düşünür. Bu durumu saçma bulmasına rağmen, düşüncesini engelleyemez. Derin bir vicdan azabı duyar. Bu durumdan kurtulmak için fedakârlığa devam eder. Hayatı daha da zorlaşır ve karmaşıklaşır.

    Her fedakârlık bir sorun değildir. Ancak kişi aşırı fedakârsa ve bunu engelleyemiyorsa, bu durum kendi hayatını etkiliyorsa psikolojik ya da psikiyatrik bir destek alması hayatını kolaylaştıracaktır.” diye konuştu.

  • Umut Bulut’tan Büyük Fedakarlık

    Ankara’da yaşanan terör saldırısında babasını kaybeden Galatasaray’ın forveti Umut Bulut’un, Fenerbahçe ile pazar günü oynanacak derbide forma giyebileceği belirtildi.

    Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybeden babası Kemal Bulut’u geçtiğimiz gün toprağa veren Umut Bulut’un büyük bir fedakarlıkta bulunacağı öğrenildi. Milli oyuncunun takımının hafta boyunca gerçekleşecek antrenmanlarına katılacağı belirtilirken, pazar günü TT Arena’da oynanacak Fenerbahçe derbisinde ise sahada olacağı ifade edildi.

    Burak Yılmaz’ı Çin’e gönderen sarı-kırmızılıların forvet hattında Umut Bulut, Lukas Podolski, Sinan Gümüş ve Volkan Pala bulunuyor.

  • (Özel Haber) Mehmet Öğretmenden Öğrencileri İçin Büyük Fedakarlık

    Mersin Toroslar Şehit Fikri Dilsiz İlkokulu Sınıf Öğretmeni Mehmet Canatan, eşine az rastlanır bir fedakarlıkla yarıyıl tatilinde çocuklar için okul kütüphanesi yapıyor. İnternetle kitap toplayan, masa ve sandalyeleri sırtında taşıyan Mehmet öğretmen, tatil boyunca her gün okula gelerek rafların montajından duvar süslemelerine kadar her aşamasını kendisinin yaptığı ‘kapısı kilitsiz’ bir kütüphane hazırlıyor.

    Mersin’in merkez Toroslar ilçesindeki Şehit Fikri Dilsiz İlkokulu, çocuklara okuma alışkanlığını sıkmadan, zorlamadan, eğlenerek aşılamaya çalışan Sınıf Öğretmeni Mehmet Canatan’ın fedakar çalışmalarıyla bir kütüphane kazanıyor. Yeni bina olan ve henüz ilk yarıyıl karne dağıtımından bir hafta önce eğitim-öğretime başlayan ilkokulda, Mehmet öğretmen, farkındalık oluşturmak, sokakta oynayan çocuğu okula çekebilmek, onlara daha iyi bir okuma ortamı ve daha iyi bir eğitim sağlayabilmek amacıyla ve ‘Tek derdimiz bu’ diyerek kolları sıvayıp, bilinenin çok dışında bir kütüphane yapıyor.

    YARIYIL TATİLİNDE ELİNDE MATKAP KÜTÜPHANE YAPIYOR

    Öğretmen Canatan, kütüphanelerin kasvetli havasının yerine cıvıl cıvıl, rengarenk masa ve sandalyeler, duvarlarında kitap okuyan masal ve çizgi film kahramanları, kanepe, yerlerde puflar, çocukların yatarak okuyacakları halılarla donatacağı ve ‘Kapısı Kilitsiz Kütüphane adını verdiği hayalini gerçeğe dönüştürüyor. Kütüphane fikri henüz olgunluk aşamasındayken aldığı çok sayıda olumsuz eleştiriyle yılan, bırakma noktasına gelen Canatan’a, bu noktadaki desteği okul müdürü Veli Şahin veriyor ve Mehmet öğretmen gözyaşları içinde başarmanın mutluluğunu yaşıyor.

    Büyük bir fedakarlıkla yarıyıl tatili boyunca her gün okula gelen Canatan, elinde matkapla rafların montajını yapıyor, masa ve sandalyeleri sırtında üçüncü kattaki kütüphaneye taşıyor, duvarları kitap okuyan çizgi film ve masal kahramanlarının figürleriyle donatıyor. En büyük yardımcısı eşi Ebru Canatan da kitapların temini ve tasnifinden elinde bezle rafların temizliğine kadar her konuda Mehmet öğretmene destek oluyor.

    “KİTAPLARIMIZ GELDİKÇE ÇOCUKLAR GİBİ SEVİNİYORUM”

    Kapısı Kilitsiz Kütüphane fikrini ve çalışmalarındaki son aşamayı İHA’ya anlatan Mehmet Canatan, çocuklara kitap okuma alışkanlığını kazandırabilmek için farklı bir şey yapmak istediğini söyledi. “Sokakta oynayan çocuğa öyle bir şey yapmalıydım ki, çocuk okula gelmeli ve burada olmaktan mutlu olmalı. Tek derdimiz oydu” diyen Canatan, daha önce yaşadığı bazı deneyimlerden yola çıkarak farklı bir kütüphane oluşturmak, kitap okumayı eğlenceye dönüştürebilmek için ‘Kapısı Kilitsiz Kütüphane’ fikrini bulduğunu anlattı. Canatan, kitap okumak isteyen çocuğun okula gelerek ve hiçbir engelle karşılaşmadan direk kütüphaneye girebilecek, istediği kitabı alıp ister masada ister yerde oturarak ister yatarak nasıl arzu ediyorsa öyle bir ortamda okumasını sağlayacaklarını söyledi. Bu fikre okuldaki öğretmen arkadaşlarının destek verdiğini anlatan Canatan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü genelde bütün okullarda kütüphanelerin kapıları kilitli ve içerisi bir hangar, bir angarya gibi durmakta, giren çocuk hiçbir şekilde oradan zevk almamakta. Biz de bir kütüphane kuralım ama çok farklı olsun dedik. İnternet kanalıyla sanal ortamda da bu işe el atarak herkesten destek istedim. Sağolsun tanıdığım ve tanımadığım insanlar kitap göndermeye başladı. O kadar mutlu oluyorum ki, anlatılması mümkün değil. Duygusallaşıyorsunuz ister istemez, çocuk gibi seviniyorum. Şu an itibariyle 3 bin 500 kitabımız oldu. Yaklaşık bir o kadar söz aldım, 6 binin üzerinde kitabımız şu an mevcut gibi. Ama kütüphanemiz 15 bin kitaplık olacak. Onun için hâlâ kitap desteğine ihtiyacımız var.”

    “EŞİMLE OKULA GELEREK RAFLARIN MONTAJINI YAPTIK”

    Canatan, “hayırsever iş adamı Hasan Basri Köker’in destekleriyle kütüphanenin masa, sandalye, raf, halı gibi ihtiyaçlarını karşıladıklarını” belirtti.

    Çalışmaları gönüllülük esasıyla yaptıklarını vurgulayan Canatan, tahtaları evinde kesip hazırlayarak okula getirdiğini aktararak şöyle konuştu: “Eşimle beraber rafların montajına başladık. Tatil boyunca her gün okula gelerek rafların montajını yaptık. En büyük destekçim eşim Ebru Hanım. Beni bu konuda yalnız bırakmıyor. Ona teşekkür ediyorum. Oğlum evde internet kanalıyla hâlâ kitap toplamak için gayret sarf ediyor. Okuttuğum öğrencilerim ise komşularının kapılarını tek tek çalarak kitap toplamaya çalışıyor. Ben çok mutluyum. Emin olun, birçok çocuk, öğretmenine şu cümleyi söyleyecek, öğretmenim hadi kütüphaneye gidelim.”

    OKUL KORİDORU AÇIK KÜTÜPHANEYE DÖNÜŞÜYOR

    Şu anda işin ince kısmına, süsleme kısmına geldiğini ifade eden Canatan, çocukların renkleri ve çizgi film kahramanlarını çok sevmelerinden yola çıkarak, onlara cıvıl cıvıl bir kütüphane yapmaya çalıştığını söyledi. Canatan, bu kapsamda duvarlara Donal Duck, Nasrettin Hoca, Hacivat-Karagöz, Keloğlan gibi çizgi film ve masal kahramanlarının kitap okuyan figürlerini yapmaya başladıklarını belirtti. Kütüphanenin bulunduğu koridoru açık kitaplık haline getirdiklerini kaydeden Canatan, “Çocuk koridordan içeriye girecek, burada çekyat ve puflar, yerde halılar olacak. Çocuk arzu ettiği kitabı alacak, ister yatarak ister oturarak teneffüsünü burada geçirerek kitap okuyacak. İlla kitap okuması şart değil, oyuncaklarıyla da oynayabilir. Yeter ki, bu atmosferi yaşasın. Gün gelecek zaten o kitaplar onu cezbedecek, kitabın hayal dünyasına girecek.” dedi.

    BAŞARMANIN MUTLULUĞU ÖĞRETMENE GÖZYAŞI DÖKTÜRDÜ

    Kütüphane oluşturmanın her babayiğidin harcı olmadığını, maliyet gerektiren, zahmetli ve zaman isteyen bir iş olduğunu söyleyen Canatan, bu süreçte çok olumsuz eleştiriler ve ‘olmaz, yapamazsın’ gibi tepki aldığını anlattı. Önüne engeller çıktığını, zaman zaman yıldığını ve bırakma noktasına geldiğini belirten Canatan, ancak Okul Müdürü Şahin’in desteğiyle işe devam ettiğini dile getirdi. Duygulanan ve gözyaşlarına hakim olamayan Mehmet öğretmen, sözlerini şöyle tamamladı: “Yıldık, zorluklar, sıkıntılar çektik ama başardık. İnşallah arzu ettiğim gibi olur, yeni yetişen nesil de kitabın önemini kavrar ve okur. Ülkemiz için, vatan için hayırlı çocuklar olarak yetişir ve meslek sahibi olurlar, ben bundan gurur duyarım.”

  • Hayırseverlerden Ebedi Fedakarlık

    Manisa Büyükşehir Belediyesi, Sağlık İşleri Daire Başkanlığı tarafından Ahmetli ilçe merkezinde bulunan Güldede Kabristanlığı’nda yeni düzenlemelere başladı. Yakın zamanda kabristanlığın ek hizmet binası, yolları, çevre duvarı, gasilhane ve morg olarak kullanılacak bölümlerinin inşaatına başlanacağı belirtildi.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, Ahmetli ilçesinde Güldede Kabristanlığını genişletme çalışmalarına başladı. Çalışmalar hakkında bilgi veren Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Serpil Aykurt, “2000 yılında Merhum Veli Koyun’a ait arazi, Koyun’un mirasçıları tarafından kabristanlık olarak kullanılmak üzere Ahmetli Belediyesi’ne hibe edildi. 02 Aralık 2015 tarihinde arazinin Manisa Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’na devri gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi olarak alanda çalışmalara başladık. Kısa süre içerisinde kabristanlığın ek hizmet binası, yolları, çevre duvarı, gasilhane ve morg olarak kullanılacak bölümlerinin yapımına başlanacak” diye konuştu.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Serpil Aykurt, “Kabristanlık olarak kullanılacak olan arazinin hak sahipleri Şaban Koyun, Hasan Koyun, Mehmet Koyun, Celil Koyun, Ayşe Ergül, Alime Koyun, İrfan Koyun, Nihat Koyun, Atiye Çalış, Ayten Çalış ve Emine Uzbay’a yardımlarından dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • (Özel Haber) Özlem Öğretmenden ‘Fedakarlık’ Örneği

    Adıyaman’da Özlem Bilgiç öğretmen, bedensel engelli Mervegül Aslan’a evinde eğitim vererek, kaslarının gelişmesi için ise fiziksel hareketler yaptırıyor.

    Fedakar ve özveri örneği sergileyen Adıyamanlı öğretmen Özlem Bilgiç, hem eğitiyor hem öğretiyor. Doğuştan bedensel engelli olan 15 yaşındaki Mervegül Aslan, Adıyaman Halk Eğitim Merkezi’nin görevlendirdiği öğretmenden, kendi evinde eğitim alıyor. Konuşmakta güçlük çeken ve bedensel engeli olan Mervegül Aslan, haftada iki gün Özlem Bilgiç öğretmen ile eğitimine evinde devam ediyor.

    7 yaşında ilkokul birinci sınıfa giden ve sadece 2 ay eğitim aldıktan sonra engeli nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan, Mervegül Aslan, azmi ile kendisine hayran bırakıyor. Okulu bıraktıktan sonra rehabilitasyon merkezine giden Mervegül Aslan, harfleri ve rakamları biliyor. Okumayı öğrenin Mervegül Aslan, öğretmenini çok seviyor.

    Özlem Bilgiç, bedensel engelli öğrencisinin evine her gittiğinde önce kaslarının güçlenmesi için sportif hareketler yaptırıyor. Kalem tutmakta zorlanan Mervegül Aslan’ın parmak ve bilek kaslarının gelişmesi için hareket yaptıran Özlem Bilgiç, daha sonra diğer vücut kaslarının gelişmesi için hareketler yaptırıyor. Mervegül Aslan’ın, kas gelişiminin yanı sıra, el becerilerinin de gelişmesi için öğretmeni, resim, boyama, kesme, hamurla şekiller yaptırıyor.

    “MERVEGÜL’E KONUŞMAK ÇOK İYİ GELİYOR”

    Özlem Bilgiç, Mervegül’ün çok zeki olduğunu ve çok iyi anlaştıklarını belirterek, “Mervegül yürüme ve konuşma problemi olan bir öğrencimiz. Haftanın 2 günü onun evine geliyorum. Her geldiğimde ilk önce Merve’nin kalem tutması biraz zor olduğu için kaslarını gevşetmek amacıyla biraz el, kol ve parmak hareketleri, ondan sonra oyun hamurlarıyla oynama hareketleri yapıyorum. Onun dışında Merve’yle bol bol kâğıt kesimi çalışmaları yapıyoruz. Boyama çalışmaları yapıyoruz. Merve zaten çevresinde ki eşyaların hepsini rahatlıkla bilen, ancak konuşmakta güçlük çeken ve içindekini ifade etmekte zorlanan bir çocuk. Merve, her şeyi biliyor; fakat ifade ederken zorlanıyor. Onun için Merve ile bol bol konuşuyorum. Konuşmak Merve’ye iyi geliyor. Sürekli ailesiyle beraber olduğu için, farklı bir kişiyle beraber olmak onu mutlu ediyor. İçindekileri dökmek onu mutlu ediyor” diye konuştu.

    LAPTOP VE ÇALIŞMA MASASI İSTİYOR

    Anne Yüksel ve baba Orhan Aslan’ın en büyük çocuğu olan Mervegül Aslan, kendisinin çalışma masasına ihtiyacı olduğunu ve laptop ile hem oyun oynamak hem de ders çalışmak istediğini dile getirdi.

    Bilgisayarda oynamayı çok sevdiğini ancak bilgisayarının olmadığını kaydeden Mervegül Aslan, “Bilgisayarla oynamayı seviyorum ama bilgisayarım yok. Ama bilgisayarımın olmasını istiyorum. Hem ödev için, hem oynamak için” dedi.

    Mervegül Aslan ve ailesini evinde ziyaret eden Halk Eğitim Müdürü Aziz Özbilgiç ise kimsenin eğitim hakkının elinden alınamayacağını vurgulayarak, “Adıyaman Halk Eğitim Merkezi olarak örgün eğitim dışında kalmış, özürlü bireylerimizin tamamına ulaşmak istiyoruz. Onların kesinlikle bu eğitim haklarından yararlanmaları için gayret sarf ediyoruz. Öğretmenimizi görevlendirdik. Öğretmenimiz haftada 2 gün geliyor. Bu kızımıza eğitim veriyor. Tabii sadece eğitim değil, onunla beraber fiziksel gelişime de destek sağlıyor. Bizim bu durumda Adıyaman merkezde 4-5 evde eğitim veriyoruz. Bizim amacımız, hiç kimsenin eğitim dışında kalmaması ve herkese ulaşarak azami derecede eğitimden yararlanmalarını sağlamak. Toplumda mümkün olduğu kadar, bu insanların tüketici değil üretici konuma getirmek istiyoruz. O aileleri gerek moral motivasyonu konusunda, gerekse diğer konularda bir nebze dahi olsa rahatlatmak bu bizim en büyük görevimiz” diye konuştu.

    İşsiz olan Baba Orhan Aslan ise, kızına evinde eğitim verilmesinden dolayı devlet yetkililerine teşekkür ederek, “Allah devletimizden razı olsun. Adıyaman Halk Eğitim Müdürü ve Yardımcısı’ndan Allah razı olsun. İki senedir eğitim alıyoruz. Evde eğitim görüyor. Kızıma faydası çok oluyor. Kendisini çok geliştirdi. Kızım benden laptop istiyor fakat ben işsiz olduğum için alamıyorum. Sürekli bir iş olsa kızımın istediği laptopu alabilirim” ifadelerini kullandı.