Etiket: fazıl

  • Ali Çetinbaş’dan Fazıl Kasap’a: Kılıçdaroğlu’nun Yerine Genel Başkan Olsan Ne Olur?

    AK Parti Kütahya İl Başkanı Ali Çetinbaş, CHP Kütahya milletvekili adayı Fazıl Kasap’ın, AK Parti’den 2 defa milletvekili aday adayı olduğunu hatırlatarak, “Sen inançları ve dünya görüşü açısından belirli bir değerlere sahip bir dava adamı mısın, yoksa milletvekilliği peşine düşmüş menfaatçi misin?” sorusunu yöneltti.

    AK Parti İl Başkanlığı’nda MHP, DP ve SP’den katılımlar sebebiyle düzenlenen törende konuşan Başkan Çetinbaş, “Bilindiği gibi, Fazıl Kasap 2 defa partimizden milletvekili aday adayı oldu. Partimize geçen kardeşlerimiz yaptığı bu tavır mı onurludur, yoksa birinci sıra milletvekili adaylığını kapmak için AK Parti’yi bırakıp CHP giden mi onurludur?. Sayın Fazıl Kasap, bizimle beraber siyaset yaparken söylediklerin mi doğru, yoksa bugün sosyal medyadan ve televizyonlardan söylediklerin mi doğru?. Sen inançları ve dünya görüşü açısından belirli bir değerlere sahip bir dava adamı mısın, yoksa milletvekilliği peşine düşmüş menfaatçi misin?. Sayın Fazıl Kasap, sen CHP’den Kütahya birinci milletvekili adayı olsan ne olur, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine CHP’nin genel başkan olsan ne olur?. Hak olmayan bir davada zirve olacağıma, hak davamda zerre olurum” ifadelerini kullandı. (EFE)

  • “2015 Uluslararası Laiklik Ödülü” Fazıl Saya Verildi

    Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen 2015 Uluslararası Laiklik Ödülü töreninde ödülünü alan Fazıl Say kendi bestesi olan Kara Toprak adlı parçasını çaldı.

    Fransa Laiklik Komitesi tarafından her yıl verilen “2015 Uluslararası Laiklik Ödülü” Paris Anakent Belediye başkanı Anne Hidalgo tarafından Türk sanatçı piyanist Fazıl Say’a verildi.

    Paris Belediyesi binasında düzenlenen törende Fransa Başbakanı Manuel Valls ve Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, laiklik üzerine konuşma yaptılar. Başbakan Valls, Laiklik konusunda taviz verilmeyeceğini söylediği konuşmasında, Fransa aşırı sağ parti ile IŞİD ve benzeri örgütleri hedef aldı.

    Fazıl Say, belediyenin toplantı salonunu dolduran kalabalığın alkışları arasında kürsüye geldi ve böyle bir ödülü aldığı için onur duyduğunu söyledi. Say, “Laiklik, benim memleketim Türkiye’de, cesur lider Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile özdeşleşmiş bir kavramdır. Bizler için laiklik bilimde, sanatta, sporda, her şeyde dünya yarışında var olmak isteyen Türkiye insanlarının, farklı inançlara ve farklı etnik kökenlere dağılmış halkına, eşit insan hakları veren, tüm inanışlara ve inançsızlara adil hak tanıyan, her tür felsefi düşünceyi özgür kılan bir üst adalet idi. Hepiniz biliyorsunuz ki, bu durum son yıllarda vahim bir şekilde değişime sürüklenmektedir” dedi.

    Dünyanın mükemmel olmamasına rağmen sanatın bu duruma olumlu yönde katkı sağlayacağını ifade eden Fazıl Say, “21. yüzyılın başında bu kadar tepkili bir terör zihniyetinin bu kadar insanlık dışı bir noktaya varmış olması, hepimiz için bir dramdır. Bu durumun oluşmasının suçluları hem doğuda, hem de batıdaki güç dengeleridir. Bu ’mükemmel olmayan dünyada’ sanatımız ile gerçekte ne kadar yapıcı olabileceğimizi zaman gösterecek. Ama bu dünyanın, çocuklarımıza torunlarımıza bırakmak istediğimiz iyi ve barış içinde bir dünya olması için artık hepimiz çok şey yapmalıyız, tehlike büyüktür ve tehlikenin farkındayız” dedi.

    Fazıl Say yaptığı konuşmanın ardından terör nedeniyle hayatını kaybedenler için kendi bestesi olan Kara Toprak’ı çaldı.

  • Fazıl Say’ı savunayım derken saçmaladı!

    Fazıl Say’ı savunayım derken saçmaladı!

    Vatan gazetesinden Ruhat Mengi bugünkü köşe yazısında Fazıl Say olayına başka bir açıdan yaklaştı. Yaradan’ın bir dine ait olmadığını söyleyen Mengi bu işin hukuki açıdan hiçbir tarafı olmadığını söyledi.

     

    Mengi yazısının sonunda Fazıl Say’ın hukuka karşı suç işlemediğini, Allah’a karşı suç işlediğini savunurken, Fazıl Say’la ilgili değerlendirmenin Allah tarafından yapılabileceğini dile getirdi.

    Fazıl Say’ın Twitter’da retweet ettiği cümleler ilgili savunurken, yeni bir tartışmaya sebep olabilecek cümleler kullandı. İşte Mengi’nin konuyla ilgili yazısından ilgili bölüm:

     

     

    ALLAH MÜSLÜMAN MIDIR? 

    Ben Müslüman’ım, sen Müslüman’sın, o Müslüman, bizler.. sizler.. onlar da.. Diğer dinlerden, inançlardan olan vatandaşları da bir yana bırakalım ve farz edelim ki çevremizdeki, ülkemizdeki herkes Müslüman.. Peki Allah, o Müslüman mı? Son din olsa da, Yaradan’ın “belli bir dine ait olduğunu” kim iddia edebilir?

     

     

    FAZIL SAY HANGİ DİNİ AŞAĞILIYOR?

    Peki teröristlerin serbest olduğu bir dönemde Fazıl Say gibi dünya çapında bir sanatçının hapis cezası alması “önemsiz” midir? Değildir.. Ömer Hayyam dörtlüğü kendisine ait değil, ceza aldığı diğer cümle de kendisine ait değilmiş, onu da başkasından retweet ettiğini avukatı açıklamış, zaten kendisi de yazarken belirtmiş. Tamam, bu tür bir cümle yazılmamalı, retweet de edilmemeli diyebilirsiniz ama “kim bilir kaç kişiyi öldürmüş” teröristlerin “çözüm adına” serbest dolaştığı devirde “ifade özgürlüğü kapsamında alınması gereken ve zaten başkasının yazdığı cümleler için” 10 ay hapis ne demek?

     

     

     

    Bana ait değil dediği cümle şöyle; “Bilmem fark ettiniz mi ama nerde yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı, bu bir paradoks mu?” Yani yazan şahıs, “magazincilerin yavşak ve adi olanlarının, hırsız ve şaklabanların hep Allah adını dilinden düşürmediğini, inanır göründüğünü” söylemiş. Peki bu cümlede hangi din aşağılanmaktadır?

     

     

    SUÇ ALLAH’A KARŞI İŞLENMİŞ

    Dünyada kimbilir kaç milyon “hiçbir dine inanmayan ama Allah’a inanan” insan yaşıyor. Müslümanlık’tan önceki dinleri de Allah göndermiş, biz buna inanıyoruz, o dinlere mensup olanlar da aynı Allah’a inanıyor. O zaman “hepsi Allahçı” sözü ile bir dinin veya dinlerin aşağılandığı nasıl iddia edilebilir?

     

     

    Dün gazetelerde Say’ın “O tweetleri ben atmadım” diyen cümlelerini okurken fark ettim bunu.. Eğer ortada bir yanlış, bir aşağılama, bir suç varsa bu “Allah’a karşı” işlenmiş, bu nedenle de cezasını vermek Türk yargısının görevi değil, ancak Allah değerlendirebilir.

     

     

    Kısacası, dava baştan yanlış açılmıştır, karar da aynı yanlışın devamıdır!