Etiket: fatura

  • (Özel) Kapalı İş Yerine 25 Bin Liralık Fatura Geldi

    İzmir’de, mermer depo işletmecisi Yusuf Kaya, iş yeri kapalıyken gelen 24 bin 961 TL’lik elektrik faturası karşısında neye uğradığı şaşırdı.

    İzmir’in Gaziemir ilçesinde yaşayan mermer depo işletmecisi Yusuf Kaya (36), iş yeri kapalıyken gelen 24 bin 961 TL’lik elektrik faturası karşısında büyük şok yaşadı. 25 Eylül 2014 ile 29 Ocak 2015 tarihleri arasındaki süreyi kapsayan 24 bin 961 TL’lik faturayı görünce önce yanlışlık olabileceğini düşünen Kaya, ardından gerçeği öğrenince isyan etti. 31 Ekim 2014’te vergi dairesine işi terk belgesi verildiğini belirten Kaya, faturayı ödemezse elektriğinin 5 gün içinde kesileceğini iddia ederek, yetkililerden yardım istedi.

    “İŞ YERİMİ KAPATTIĞIMA DAİR BELGEM VAR”

    Gelen faturanın, sayacının arızalı olduğu gerekçesiyle geldiğini belirten Yusuf Kaya, “2015’in birinci ayı arasında kıyaslama olarak fatura çıkartmışlar. 24 bin 960 TL. Ben o sıralarda iş yerim kapalıydı. İş yerimi kapattığıma dair belgem var. Ne isterlerse belge var. Komşularıma da sorabilirler” dedi.

    “FATURAYI GÖRÜNCE ŞOK OLDUM, ’YANLIŞTIR’ DEDİM”

    Faturayı görünce şok olduğunu belirten Yunus Kaya, “Herhalde bir yanlış var dedim. Faturayı aldığım gibi TEDAŞ’a koştum. Oradaki arkadaşlar da ne kadar zor ve perişan durumda olduğumu gördü. Sonra dilekçe yazdım gönderdim. Bana 5 gün içinde ödemezsem enerjim eksileceğini söylüyorlar. 5 gün içinde ödeyemezsem enerjim bitecek, temelli biteceğim yani. ‘Bu parayı ödeyeceksin, nasıl ödeyeceksen öde’ diyorlar” ifadesini kullandı.

    “ÖDEMEZSEM KESECEKLER TEMELLİ BİTECEĞİM”

    Elektriğinin kesilmesi halinde mahvolacağını dile getiren Kaya, “Bir de yetiştirmem gereken işlerim var, müşterim bekliyor. Muhtemelen kesmeye de gelecekler. Müşterime mal yetiştirmem lazım. Ne yapacağım bilmiyorum. Enerjim de kesilirse temeli bitmiş olurum. Yanımda belki 10-15 insan çalışacak. Bu 10-15 insan 20-30 insana bakmak demektir. Bu insanların ekmeğiyle de oynamış oluyorlar. İnşallah sesimiz Sayın Başbakana, Sayın Cumhurbaşkanımıza gider. Bu işe çözüm bulurlar” diye konuştu.

    “BANA GELECEK FATURA TAŞ ÇATLASIN 150 TL”

    İş yerinin kapalı olduğuna dair iş yeri çalışırken bile kendisine gelen faturanın 100-150 TL olacağını kaydeden Kaya, “Şu an çalıştığım halde bana gelecek fatura taş çatlasın 150 TL. Burası 24 saat bile çalışsa geleceği 300-400 TL, belki daha az gelir. 4 ayın içinde 25 bin TL geliyor ben bunu anlamış değilim” dedi.

    Haksız bir durumla karşı karşıya olduğunu savunan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski sayacımı götürdüler yerine yeni uzaktan kontrollü sayaç taktılar. Eski sayacımda elektronikti yenisi de. Ben o tarihten sonra zaten 2-3 ay daha çalışmadım, dükkanım boştu. Bana eksik tüketim hesabıyla fatura düzenlemişler. Ben bu 4 ay içinde hiç çalışmadım, dükkanım kapalıydı. Haksız bir durumla karşı karşıyayım. Neye dayanarak bunları yazdılar bilmiyorum. Eski sayacımı götürdükten sonra bana çalışmadım. Bana çıkarttıkları fatura 24 bin 961 TL.”

  • Erdoğan: “11 Eylül’ün Müslümanlara Fatura Edilmesi Kabul Edilemez”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Diyanet Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmasında, “Terörist insanlığa karşı işlediği suçlar sebebiyle bu sıfatı hak eden kişidir. 11 Eylül’de bir avuç teröristin ABD’ye yaşattığı acı ve dehşetin faturasının tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez” dedi.

    Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak üzere ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada çeşitli temaslarda da bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki temasları kapsamında ABD’nin ilk çift minareli camisi olma özelliği taşıyan Amerika Diyanet Merkezi’nin de resmi açılışını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan burada gerçekleştirdiği konuşmasında, Türk-Amerikan kültür ve medeniyet merkezinin ABD’de yaşayan vatandaşlara, Müslümanlara hayırlı olmasını temenni ederek, “Bu araziyle veya arsayla tanışmam oğlumun buradaki eğiti-öğretim yıllarında bir ABD seyahatimde bir Ramazan iftarına davet etmişti. Ben de o konteynerin içinde oradaki 25-30 kişi ile birlikte iftar yapmak suretiyle burayla tanışmıştım. Şimdi o konteyner böyle bir medeniyet merkezine dönüştü. Ey Rabbim sana ne kadar ham etsek azdır diye niyaz ediyorum. Bundan yaklaşık 3 yıl önce buranın temelini atmıştık. Temelini attığımız gün gerçekten o tabloları izlediğimde bugünü düşlemiştim. Artık tablolardan gerçeğine gelmiş olduk” dedi.

    “BU YATIRIM HİÇ CİVAR BÖLGELERDEKİ AMERİKALI MÜSLÜMANLARA DA HİZMET VERECEKTİR”

    Dönemin Maryland belediye başkanına ve şimdiki belediye başkanına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu medeniyetler arası çatışma değil, medeniyetler arası ittifaktır. Bunun adımı atılmış oldu. O gün konuşurken bu merkeze verdiğimiz önemden bahsetmiştim. Bugün karşımda düşündüğüm ve gerçekten onun ötesinde bir muhteşem külliyeyi, eseri görüyorum. Emeği geçen gerek Diyanet İşleri Başkanı ve teşkilatımız gerek buradaki eserin mimari projelerini hazırlayan, camimizin ve diğer bütün eserler içinde hat, tezhip buna yönelik çalışmaları yürüten ustalarımıza, tüm işçilerimize huzurunuzda şahsen milletim adına teşekkür ediyorum. Özellikle Osmanlı mimarisine göre yapılan 750 kişi kapasiteli bu cami bizlere adeta Türkiye’deymişiz hissini uyandırıyor. Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi caminin yanı sıra konferans salonu, kütüphanesi misafirhanesi, spor salonu, sosyal tesisleri ve yemekhanesi bir de tabi hamamıyla külliye. Bu özellikleriyle merkezimiz ibadethane yanında sosyal ihtiyaçları karşılayacak şekilde tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir. Maryland eyaletinde yapılan bu yatırım hiç şüphesiz civar bölgelerdeki Amerikalı Müslümanlara da hizmet verecektir” ifadelerini kullandı.

    “11 EYLÜL’DE BİR AVUÇ TERÖRİSTİN ABD’YE YAŞATTIĞI ACI VE DEHŞETİN MÜSLÜMANLARA FATURA EDİLMESİ ASLA KABUL EDİLEMEZ”

    Külliyenin Amerika’da yaşayan tüm Müslümanlar için hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezimizin mimari güzelliği elbette takdire şayandır. Ama bunun asıl önemli olan yanı Amerika’daki Müslüman kardeşlerime vereceği hizmettir, vereceği manevi huzurdur. Bu binalara hayat verecek, adeta ruh verecek olan sizlerin çalışmaları olacaktır. İslam’ın insanlığı kucaklayan değerlerini, Peygamberimizin sevgi ve merhamet mesajını buradan ABD’ye ve dünyaya duyurma konusunda merkezimize önemli görevler düştüğünü düşünüyorum. Dünyada ve ABD’de ne yazık ki Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlüğün ve önyargının yükselişte olduğu dönemden geçiyoruz. İşte bunun için bu merkez büyük önem taşıyor. Bugün aramızda bulunan Müslüman derneklerinin ve ABD’ye yaşan Müslümanların 11 Eylül saldırılarının ardından ülkeye hakim olan olumsuz havayı dağıtmak için çalıştığın çok iyi biliyorum. Her zaman ifade ediyorum. Terörizmin dini, milliyeti, ırkı, kökeni kesinlikle yoktur. Terörist insanlığa karşı işlediği suçlar sebebiyle bu sıfatı hak eden kişidir. 11 Eylül’de bir avuç teröristin ABD’ye yaşattığı acı ve dehşetin faturasının tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez. Bu üzücü olayın ardından Müslüman toplumlara ve bireylere karşı olan önyargılar ABD ile birlikte Batının tamamında giderek tırmandırmayı sürdürdü. Şuanda Brüksel’de terör var. Paris’te terör var. Ama bunu unutmayın Türkiye’de terör bunlarla mukayese edilemeyecek derecede var. Lahor’da bunlarla mukayese edilemeyecek derecede var. Bunları görelim” açıklamasını yaptı.

    “BAŞKANLIK YARIŞINDA BAZI ADAYLARIN BU GÖRÜŞLERİ SAVUNUYOR OLMALARINI HAYRETLE VE ŞAŞKINLIKLA İZLİYORUM”

    Türkiye’nin 35 yıldır terör ile mücadele ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı, şunları kaydetti:

    “Teröre verdiğimiz kurban sayısı 40 bini buldu. Fakat biz bunlara rağmen şu anda Batıda Türkiye’den kaçıp dolaşan teröristleri istediğimiz zaman bu teröristleri bize iade etmiyorlar. İşte geçenlerde Brüksel olayının faili kendilerine haber verdiğimiz bir teröristti. Belçika yönetimine bunu bildirdik. Belçika yönetimi bunun dosyasında herhangi bir şey yok dedi ve bomba patladı. Kim samimi? Biz dürüstüz, biz dayanışmaya paylaşamaya hazırız. Değerli kardeşlerim bütün bu üzücü olayların ardından hala Müslümanları terörist olarak suçlayanlar ortada dolaşıyor. Çok ilginç ABD’de devam eden Başkanlık yarışında bazı adayların bu görüşleri savunuyor olmalarını hayretle ve şaşkınlıkla izliyorum. Oysa Müslümanlar bu ülkenin asli unsurları arasında yer alıyor. Toplumun diğer kesimleri gibi Müslümanlar ABD’nin gelişmesinde, çok daha güçlenmesinde onlar da katkı veriyorlar. Sayın Başkan Obama’nın yakın zamanda yaptığı bir konuşmada değindiği gibi ABD’de yaşayan Müslümanlar, Amerikanlık veya Müslümanlık arasında bir seçime zorlanamaz. Biz önyargıları kırmaya çalışırken ne yazık ki Müslüman kimliği ile hareket eden gözü dönmüş bazı gruplar söylemleri ve tavırlarıyla İslam karşıtı kesimlere hizmet ediyorlar. Bunların başında DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab gibi örgütler yer alıyor. ülkemizde ise PKK, DHKP-C, Suriye’nin kuzeyinde PYG, YPG gibi örgütleri var. Ama bir ne yazık ki dindar görünmek suretiyle bir adım daha var ki bu beni en çok üzen olaydır. Brookings Enstitüsünde vereceğim konferans öncesinde bu terör örgütleri ile legal görüntüde illegal bir örgüt görüntüsü veren paralele devlet yapısının temsilcilerini gördüm.”

    “ACABA BİZİM ÜLKEMİZDEKİ MEDYANIN GÖZÜNDE DE BU GÖZYAŞINI GÖREBİLECEK MİYİZ?

    Sadece Türkiye’deki terör örgütleri değil Ermeni ASALA örgütünün de orada bulunduğunu bildiren Erdoğan, “İşte aldığım bir haber Ermenistan-Azerbaycan sınırında çatışmalar ciddi manada sürüyor ve bu çatışmalarda her iki taraf da ciddi zayiat veriyor. Az önce bir Azeri televizyonu önümü kesti. Onun gözlerinde gözyaşı gördüm. Acaba bizim ülkemizdeki medyanın gözünde de bu gözyaşını görebilecek miyiz? Benim Mehmet’im, polisim, köy koruyucum oralarda Güneydoğu, Doğu huzuru sağlayabilmek uğruna canlarını vermeyi bir kenara koyuyor koşuyor ama bazıları öyle başlıklar atıyorlar ki, ‘Biz hangi ülkenin evladıyız bunlar hangi ülkenin evladı?’ diye bu soruyu sormaktan geri duramıyorsunuz. Aynı şeyi Irak’ta Suriye’de farklı olarak yaşadık. Öldüren Allahu Ekber diyor, ölen Allahu Ekber diyor. Müslümanlar olarak dinimizi lekelen kişilerle ve gruplarla bıkmadan usanmadan mücadele etmeli, doğruları anlatarak onları ıslah etmeliyiz. İşte bu merkezi bu hassasiyetlerin temel taşı olarak görüyoruz. Farklı inançlara mensup Amerikalılarla ortak düşmanımız olan nefret ve ön yargıya karşı birlikte mücadele etmeliyiz. İslam’ın almaktan çok vermeyi tavsiye eden, komşusu açken tok yatmayı yasaklayan öldürmeyi değil yaşatmayı emreden gerçek yüzünü ABD ile tüm uluslararası camiaya göstermeliyiz” dedi.

    Erdoğan konuşmasını şu şekilde tamamladı:

    “Açılışını yaptığımız kültür ve medeniyet merkezimizin tüm bu çalışmalara öncülük edeceğine inanıyorum. Külliyede hizmet verecek olan Yunus Emre Enstitüsü de Türk dilinin ve kültürünün zenginliklerini bu bölgede yaşayan Amerikalılara tanıtılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Hükümetler arası ilişkiler kadar önemli hale gelen bireyler arası işbirliğinin artması için birbirimizin dilini, kültürünü ve adetlerini doğru bir şekilde öğrenmeliyiz. İnanıyorum ki bu çevrede yaşayanlar burada Türk mutfağını da görecekler. Türk-Amerikan kültür ve Amerikan merkezi bu fikir üzerine inşa edilmiştir. Buradan tüm kardeşlerime bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Asla ümitsiz olmayın. Müslüman rahmetle büyür, rahmetle gelişir fakat rahmet ümidimin budur sebebidir derken şair, Rabbimiz buyuruyor ki rahmetim gazabımı çok ama çok aşacaktır. Buna müjdeye inanarak Rabbimin rahmetinden ümidimi kesmedim kesmiyorum diyor.”

  • Fatura Yüzünden Çıkan Kavgada Baba Ve İki Oğlu Yaralandı

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Akhisar Mahallesi’nde çıkan kavgada, aynı aileden 3 kişi yaralandı.

    Edinilen bilgilere göre; olay Akhisar Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Caddesi üzerinde faaliyet gösteren bir telefoncuda meydana geldi. İddiaya göre faturasının yüksek geldiğini düşünen kişiler, cep telefonu hattını aldıkları telefoncuya giderek, faturanın neden yüksek geldiğini sordu. O sırada şahıslar ve telefoncu Halil Savaş (59) ile oğulları Hamit Savaş (23) ve Ümit Savaş (24) arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışma telefoncunun önünde devam etti. Kavganın büyümesiyle silahlar ve bıçaklar çekildi. Telefoncuya gelen şahıslardan biri belindeki silahı çıkararak telefoncu baba Halil Savaş’a ateş ederken, diğer şahıslar da oğulların üzerine bıçakla yürüyerek Ümit Savaş’ı bıçakladılar. Hamit Savaş ise darp sonucu yaralandı.

    Sol boşluğuna isabet eden kurşun sonucunda yaralanan baba Halil Savaş ile karın boşluğundan bıçaklanan Ümit Savaş olay yerine gelen 112 Acil Servis ambulanslarında sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulanslarla, Hamit Savaş ise polis otosuyla İnegöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne getirilerek tedavi altına alındılar. Durumu ağır olan baba Halil Savaş acilen ameliyata alındı.

    Olayı gerçekleştiren şahıslar kaçarak kayıplara karıştılar. Emniyet ekipleri silahlı saldırıyı gerçekleştiren şahısları arıyor.

  • (Özel Haber) Kapattığı Elektrik Aboneliği İçin 4 Yıl Sonra Fatura Geldi

    Eskişehir’de 4 yıl önce elektrik aboneliğini kapatan Onur Yolcu isimli vatandaş, yıllar sonra gelen faturayla adeta şok oldu.

    Evini değiştirirken tüm faturaları ödeyerek abonelikleri kapatan Onur Yolcu, elektrik şirketinin 4 yıl sonra fatura göndermesi üzerine şaşkınlık yaşadı. Elektrik dağıtım şirketine giderek faturanın sebebini de soran Yolcu, geçmişe yönelik bir çalışma yapıldığını öğrendi. Faturanın 4 yıl sonra gönderilmesine tepki gösteren Yolcu, faturayı ödeyeceğini ve ardından Tüketici Hakları Hakem Heyeti’ne giderek şikayetçi olacağını söyledi. Yaşadıklarını anlatan Onur Yolcu, “Eskişehir Osmangazi Elektrik Dağıtım Şirketi’nden özel bir kargo şirketiyle gönderilmiş bir belge geçti elime. 2012 yılında ikametgah ettiğim Şirintepe mahallesindeki evime ait bir elektrik borcu gönderilmiş bana. 4 yıl sonra gönderilmiş. Ben o adresteki elektrik, doğalgaz, internet aboneliklerimi kapattırdım. Devlete bağlı bu tarz işletmeler, abonelik açtırırken sizden belli bir depozito isterler. Ben de elektriği açtırırken 100 lira civarında bir para ödedim. Aboneliği kapatmaya gittiğim zaman geriye kalan tüm borcu ödediğim halde, 4 yıl sonra bana böyle bir belge geldiğinde ben şok oldum. Elektrik dağıtım şirketine gittiğimde geriye dönük bir çalışma yaptıklarını söylediler” dedi.

    “BU PARAYI SON GÜNÜNDE ÖDEYECEĞİM”

    Faturanın, çok da yüksek olmayan 50-60 liralık bir tutarda olduğuna değinen Yolcu, “Burada önemli olan o para değil. Önemli olan, insanlardan bu kadar kolay bir şekilde para elde etmeleri. Üzerini örte örte para istemeleri, açıkçası beni çok üzüyor. Bu konuda insanların da bilgilenmesini istiyorum. Ben bu faturayı son gününde ödeyip daha sonra Tüketici Hakları Hakem Heyeti’ne başvuracağım. Açıkçası ben bunun peşini kovalayacağım. Bu kadar kolay bir şekilde insanlardan para sömürmesinler. Belki de bu para, 10-20 lira gibi bir şeydi, 4 sene içerisinde 67 lira oldu. Faizle de bu para bu kadar büyümüş olabilir. Çok saçma bir durum bence. Tüm kapattığım aboneliklerin belgeleri vardı, ama ne yazık ki saklamadım, attım. Açıkçası gerek de duymuyorum, 4 sene sonra benim başıma böyle bir şeyin geleceğini kimse tahmin edemezdi” şeklinde konuştu.

  • Özdağ: “Suriye İç Savaşının Türkiye’ye Çıkaracağı Fatura Daha Da Ağır Olacak”

    Bir dizi gezi, inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere hafta sonunu Gaziantep ve Kilis’te geçiren Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, önümüzdeki yıllarda Suriye iç savaşının Türkiye’ye çıkaracağı maliyetlerin daha da artacağına dikkat çekti.

    Özdağ yaptığı açıklamada, “Bunların başında PKK terör örgütünün Türkiye’ye Suriye’den yapacağı saldırılar oluşturmaktadır. Türkiye bu maliyeti ödemeye başlamıştır. PKK terör örgütünün halen Türkiye içinde devam eden kent terörü eylemleri PKK’nın adını Kobani diye değiştirmeye çalıştığı Ayn El Arap’tan kaynaklanmaktadır” şeklinde konuştu.

    “KİLİS’İ 500 BİN KİŞİLİK ŞEHİR YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

    Türkiye’nin Suriye iç savaşından en ağır zarar gören şehrinin Kilis olduğunu kaydeden Özdağ, “Bugün Kilis’teki Suriyeli sayısı, Türk yurttaşlarından daha fazladır. Kilis’in gelecekte nüfusunun 500 bin olacağına dair planlar yapılmaktadır. Bu Kilis’in sadece adının kalacağı ancak Kilis’in ruhu ile birlikte yok olacağı anlamına gelmektedir” dedi.

    “CAN GÜVENLİĞİ YOK”

    Kilis’te can güvenliğinin olmadığını sözlerine ekleyen Özdağ, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Kilis’te yaşamak her an başınıza bir bombanın düşebileceği anlamına gelmektedir. Bugüne kadar düşen bombalarda yaşanan can kaybının az olması tek tesellimizdir. Allah korusun okula düşen bomba anaokulunda onlarca bebeğimizin hayatını kaybetmesi anlamına gelebilirdi. Son yapılan bombardımanlarda Kilis’teki Suriyeli hastanesinin hedef alındığına dair iddialar mevcuttur. Bu hastanenin bir an önce bir başka bölgeye kaydırılması gerekmektedir. Aksi takdirde Kilis’te önümüzdeki günlerde acı can kayıpları devam edecektir. Kilis’e yönelik saldırıları durdurmanın yolu, saldırıyı yapanları yaptıklarına ağır şekilde pişman edecek askeri önlemlerin derhal alınmasıdır. Kilis’e ulaşabilecek mesafede herhangi bir çatışmanın gerçekleşmesine Türk ordusu müsaade etmemelidir. Bu alanda çatışma olur ise derhal Türk topçu birlikleri tarafından ağır bir atış ile çatışma söndürülmelidir. Kilisli sokakta güven içinde yürümeli, evde bıraktığı eşi ve okula yolladığı çocuklarının hayatları konusunda içi rahat olmalıdır.”

    ROKET MERMİSİ İSABET EDEN OKULDA İNCELEMELERDE BULUNDU

    MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Kilis’te 18 Ocak’ta Suriye tarafından atılan ve biri öğrenci iki kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Katyuşa roket mermisinin düştüğü Eyüp Gökçe İmam Ortokulu’nda incelemelerde bulundu. Okul yetkililerinden bilgi alan ve tadilatı yapılan sınıfları gezen Ümit Özdağ, olayda ağır yaralanan ve Gaziantep’te tedavi gördüğü Üniversite Hastanesi’nde 11 günlük yaşam mücadelesini kaybeden 13 yaşındaki Gülten Canpolat’ın, Kilis’te düzenlenen cenaze törenine de katıldı.

    Ümit Özdağ, cenaze töreninin ardından olayda hayatını kaybeden Ayşegül Polat’ın evine giderek yakınlarına taziye ziyaretinde bulundu.