Etiket: fark

  • Diker “Fark oluşturan markalarımızla da dünyaya açılmalıyız”

    Balıkesir’in Edremit ilçesinde, Ziraat Odası Başkan Vekili Ali Yılmaz Diker, zeytinyağının tüketimini arttırırken pazarlama sorunlarının üstesinden gelmek için marka sayısının çoğaltılması gerektiğini ifade etti.

    Ali Yılmaz Diker, yaptığı açıklamada, Dünya Zeytin Gününü hatırlatarak, tüm zeytincilerin gününü kutladı. Diker, UZK tarafından ilan edilen Dünya Zeytin Günü ile kaliteli zeytin ve zeytinyağı üretmenin hedeflendiğini ifade etti.

    Ali Yılmaz Diker, “Ülkemizde sağlık kaynağı zeytinyağının tüketimini arttırırken pazarlama sorununu aşmak için de bölgemizde bulunan marka sayısını çoğaltmaya bakmalıyız. Marka sayısı bir taraftan çoğalırken, bunların arasından kalitesiyle fark oluşturan markalarımızla da dünyaya açılmalıyız. Onlara destek olmalıyız. Bu kutsal yolda sadece üretici değil, üreticinin yanındaki diğer sektör bileşenleriyle devamlı yeniliklerin arayışlarının takipçisi olup tüm sektör olarak çok çalışmalıyız.”

  • Serviste unutulan Alperen bez değişimi sırasında fark edilmiş

    İzmir’in Çiğli ilçesinde 3 yaşındaki Alperen Sakin’in serviste unutularak ölmesinin ardından açılan davada sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. Hostes Dilara K., tüyler ürperten ifadesinde, “Çocukların bezlerini almaya gittim. Alperen’in çantası yoktu. Yedek bezi vardı. Sıra Alperen’im bezi değişmeye geldiğinde Alperen yoktu. Servis aracını açtık. Alperen’in cansız bedenini bulduk” dedi.

    İzmir’in Çiğli ilçesinde yaşanan olayda 3 yaşındaki Alperen Sakin, servis içerisinde saatlerce unutulmuş ve can vermişti. Olayın ardından açılan davada sanıklar, Karşıyaka 2. Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. İlk celsesi görülen davaya tutuklu sanıklar Tamer İ., Yurdagül İ. ile tutuksuz sanıklar Dilara K., Arzu G., sanık avukatları, Alperen Sakin’in babası Serkan, annesi Buket Sakin, ailenin avukatı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, Milli Eğitim Bakanlığı avukatları katıldı. Sakin ailesine 20 avukat vekillik yaptı. Duruşmayı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Nazmi Yılmaz, MHP İzmir İl Başkanı Necat Karataş da takip etti.

    Okul sahibinin ve eşinin maaşları dikkat çekti

    Mahkemede yoklama sırasında anaokulunun sahibi tutuklu sanık Yurdagül İ., lise mezunu olduğunu, aylık gelirinin 2 bin lira olduğunu, üzerine kayıtlı taşınır veya taşınmaz malın bulunmadığını söyledi. Yurdagül İ.’nin eşi ve aynı zamanda servis şoförü olarak tutuklu bulunan sanık Tamer İ. ise bin 400 lira aylık gelirinin olduğunu, üzerine kayıtlı taşınır ya da taşınmaz malın bulunmadığını belirtti.

    Sanık Tamer İ.: “Güvenlik kamerasını kapattım, fişini çektim”

    Sanık Tamer İ. savunmasında yaşananları anlattı. Tamer İ., “Sabah her zamanki gibi servise çıktım. Servis öğretmeni olarak Dilara K. vardı. 10 öğrenci topladım. Alperen beşinci sıradaydı. Dilara Alperen’i annesinin kucağından evinden aldı, servise oturttu, kemerini bağladı. Öğrencileri topladıktan sonra okulun kapısının önünde durdum. Dilara servis aracının kapısını açtı, öğrencileri tek tek indirdi. Arzu öğretmen geldiğimizi gördü. Öğrencileri Arzu öğretmen karşıladı. Servis aracının kapısına geçtim. Dilara’ya ’Herkes indi mi? Kontrol ettin mi?’ diye sordum. O da ’Herkes indi’ dedikten sonra araçtan indi. Ben kapıyı kapattım, aracı kitledim. Öğleden sonra akşam servis listesini hazırladım. Dilara ve Nurcan öğretmen yakınımdaydı. Servis listesinden öğrencileri kontrol ettiğimde sıra Alperen’e geldiğinde Nurcan öğretmen, ’Alperen bugün gelmedi’ dedi. Dilara ise ’Alperen’i aldık’ dedi. Ben de ’Aldık’ dedim. Nurcan’a okulda her yeri aramasını söyledim. Dilara ile aşçımız Tülay Hanım’a araç anahtarını verdim. Alperen’e baktık bulamadık. Daha sonra Dilara ve Tülay kucağında Alperen ile geldi. Hemen eşim Yurdagül’ü aradım. Evimiz okulun karşısında olduğu için hemen geldi. Eşim Yurdagül ve Nurcan öğretmen araç ile Alperen’i hastaneye götürdü. Hastaneden eşim aradı ve ’Veliler kamera kayıtlarını görmek istiyor. Fazla kargaşaya sebebiyet vermeyelim. Kamera kayıtlarını gösterme’ dedi. Ben de güvenlik kamerasını kapattım, fişini çektim. Öğretmen Arzu G.’yi yönlendirme gibi bir durumum olmadı. Servis aracında çocukları indirmek, bindirmek servis öğretmeni Dilara’ya ait” dedi.

    Sakin ailesinin, ’Üzerinize ait araçları olaydan 3 gün sonra sattınız mı?’ diye sorması üzerine sanık Tamer İ., “Cezaevine girince kayınbabama vekalet verdim. O ne yaptı bilmiyorum” dedi.

    “Veliler gelirse kamera arızalı dersin”

    Tutuklu sanık Yurdagül İ. ise olay günü doğum günü partisi için okula geldiğini belirterek, “1 saat kadar okulda kaldım. Rahatsız olduğum için eve gittim, uyudum. Uyurken eşim aradı, okula gelmemi söyledi. Okula geldiğimde Alperen yerde yatıyordu. Alperen’i Nurcan öğretmenle aracımla hastaneye götürdük. Nurcan öğretmen kucağında doktora teslim etti. Doktor neyi var diye sorunca Nurcan, ’Uykuda bu haldeydi’ dedi. Sonra Alperen’in annesi ve babasını aradım bilgi verdim. Hastaneye geldiler. Nurcan bana gerçeği anlatıp, Alperen’i serviste bulduğunu söyledi. Alperen’in annesi çocuğunun kamera kayıtlarından son anını görmek istediğini söyledi. Hastane kalabalıktı. Ortalığı sakinleştirmek adına ben de eşim Tamer’i arayıp ’Veliler gelirse kamera arızalı dersin’ dedim” dedi.

    “Alperen’i alıp arkamdaki koltuğa yerleştirdim”

    Tutuksuz sanık Dilara K. ise, “Servis hostesi gibi görev yapıyordum. Herhangi bir sorumluluğum yoktu. 8 gibi Alperen’i annesinden teslim aldım. Koltuğa oturtup emniyet kemerini taktım. Yola devam ettik. Tamer İ.’ye ’Hiragül ile Efe gelecekler mi?’ dedim. O da ’gelecek’ deyince Alperen’i alıp arkamdaki koltuğa yerleştirdim. Hiragül ile Efe’yi ön koltuğa oturttum. Ortalama 10 öğrenci aldık. 08.45 gibi okula geldik. Hiragül ağladığı için kucağıma almıştım. Çocuklar kalktığı için servisten inmek zorunda kaldım. Çocukları tek tek indirdim. 2 yaşındaki çocukların çantalarını da aldım. Efe de ağlıyordu, onu da aldım. Çocuklarla birlikte okula girdik. Bu süre zarfında servisin kapısını ben kapatmadım. Nurcan öğretmene çocukları teslim ettim. Çocukların ayakkabılarını dolaplarına yerleştirdim” şeklinde konuştu.

    “Servis aracını açtık, Alperen’in cansız bedenini bulduk”

    Dilara K., “Saat 10.00 sıralarında doğum günü partisi düzenleniyordu. Nurcan öğretmen yardım istedi. O süre içerisinde benden palyaço olmamı istedi. Yukarı çıkıp palyaço kıyafeti giydim. Pasta ve kurabiye yedikleri için öğle yemekleri yenmedi. Çocukların üzeri değiştirildikten sonra uyutuldu. Saat 15.00’e kadar uyudu. Arzu öğretmen çocukların bezlerinin değişeceğini söyledi. Çocukların bezlerini almaya gittim. Alperen’in çantası yoktu. Yedek bezi vardı. Sıra Alperen’in bezi değişmeye geldiğinde Alperen yoktu. Arzu öğretmene sordum, ’Bugün gelmedi’ dedi. Ben Alperen’in geldiğini söyledim ısrarla, Nurcan öğretmene sorduk. O da ’Görmedim’ dedi. Hemen Tamer ağabeyin yanına gittik, ona ’Servisi kontrol ettin mi?’ dedim. ’Yok’ dedi. ’Servis anahtarını Nurcan öğretmenle bana verdi, ’Bakın’ dedi. Servis aracını açtık. Alperen’in cansız bedenini bulduk. Nurcan öğretmen kucağına alıp götürdü” diye aktardı.

    “’Sakin ol, Alperen uykudayken oldu diyeceğiz’ dedi”

    Dilara K., dehşete düşüren ifadesine şöyle devam etti:

    “Tamer ağabey gidince Alperen’in cansız bedenini Yurdagül İ.’nin odasına götürdü. ’Ambulans çağırmadınız mı?’ dedim. Tamer ağabey ’Yurdagül’ü bekliyoruz’ dedi. Yurdagül İ. gelince Alperen’i battaniyeye sarıp hastaneye götürdüler. Daha sonra Arzu öğretmen bana gelerek ’Sakin ol, Alperen uykudayken oldu diyeceğiz’ dedi. Ben bunu söyleyemem dedim. Aradan 15 dakika sonra Yurdagül İ. beni aradı, ’Dilara sakin ol, derhal okuldan git yoksa hepimiz hapse gireceğiz’ dedi. Ben de ’Servis aracını Tamer ağabey kontrol ediyor’ dedim. Eve gittim” dedi.

    Duruşma tutuksuz sanık ve tanıkların dinlenmesiyle devam edecek.

    Geçtiğimiz 16 Ağustos günü Çiğli ilçesindeki bir anaokulunda yaşanan olayda, 3 yaşındaki Alperen Sakin servis içerisinde unutulmuş ve saatlerce araç içerisinde kalarak hayatını kaybetmişti. Olay tüm Türkiye’yi üzüntüye boğarken, servis şoförü Tamer İ., kreş sahibi ve aynı zamanda servis şoförünün eşi Yurdagül İ. tutuklanmıştı. Yaşanan olay sonrasında savcı Şükran Dedeağaoğlu’nun sanıklar hakkında hazırladığı iddianame Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde kabul edilmiş ve sanıklar hakkında dava açılmıştı.

  • “Gayrimenkul danışmanlığı, üretilen hizmetin fark edilmediği bir sistem”

    ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, “Gayrimenkul Ticareti Hakkındaki Yönetmelik taslağı, genel olarak yararlı düzenlemeleri getirmekle birlikte, bazı noktalarda eksiklikleri bulunuyor” dedi.

    ERA Gayrimenkul Genel Müdürü Özhan Atalay, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından görüşe açılan Gayrimenkul Ticareti Hakkındaki Yönetmelik taslağının, sektörde birçok tartışmayı beraberinde getirdiğini söyledi. Atalay,”Genel olarak gayrimenkul ticaretinde aracılık faaliyetlerini yasal bir alt yapı eşliğinde ilerlemesini amaçlayan tasarı aynı zamanda işlemlerin güven içinde yapılmasını ve nitelikli insan kaynağı oluşturulmasını da hedefliyor” dedi.

    Atalay, düzenlemenin iyi niyetli olsa bile bazı eksik ve hatalar içerdiğini belirterek, “Yapılan düzenleme bu haliyle hayata geçerse, mevcut firmaların gelirlerini yarı yazıya azaltacaktır. Dolayısıyla gelir seviyesi düşen sektöre hem nitelikli iş gücü talep göstermeyecek hem de var olan kalifiye, eğitimli danışmanlar sektörden çıkacaklardır” diye konuştu. Sektörde gelenekselleşmiş bir hizmet bedeli standardı olduğunu da söyleyen Atalay, danışmanlık hizmeti verilen mülkiyetin büyüklüğüne, zorluğuna ve işin yapısına göre değişen bedelin birçok paydaş tarafından paylaşıldığını ve bu bedelden pazarlama ve reklam gideri gibi pek çok farklı kalemin dahil olduğunu sözlerine ekledi.

    “Bazı işlemlerde satış sonrası, taraflardan komisyon bedelini tahsil edemiyor”

    Danışmanların elde ettikleri gelirin nerelere gittiği ile ilgili detaylı açıklamalarda bulunan Atalay, “Hizmet bedeli içinden öncelikle merkez firma, kendi hizmet bedelini ve pazarlama katkı payını alıyor, ardından gayrimenkulü sisteme getirmiş danışman, bedelin en az yarısını alıyor ki bunu satışı yapan danışman ile referral adı verilen bir sistem içerisinde paylaşıyor. Kalan kısım ofise kalıyor. Bahsi geçen düzenleme bu haliyle yasalaşırsa, Gelir ve kurumlar vergisi çıktığında ofislerin yaşayabilmesi için gerekli rakam maalesef kalmıyor. Gayrimenkul danışmanlığı, üretilen hizmetin ne yazık ki fark edilmediği bir sistem. Çoğu kişinin gözünde ev gösterip ücret alınan, herkesin kolaylıkla yapabileceğini düşündüğü bir sistem olarak görülüyor. Oysa danışman o networke ulaşabilmek için bölgede aylarını harcıyor. Tek bir gayrimenkulü yüzlerce kez tanıtıyor ve defalarca tapudan ya da noterden satış geri dönüyor. Hatta bazı işlemlerde satış sonrası, taraflardan komisyon bedelini tahsil edemiyor” dedi.

    Bu düzensiz ortamda şirketlerin ayakta kalmakta hayli zorlandığını belirten Atalay, Türkiye ölçeğinde ayakta kalabilen ofis ortalamasının yüzde 10’lar düzeyinde olduğunu dile getirdi. Serbest piyasa ekonomisinin bir gereği olan ve rekabeti artırarak müşteri menfaatine çalışmayı sağlayan sistem yerine sınırlandırılmış bir bütçe ile çalışmanın işin ruhuna aykırı olacağını belirten Atalay, sisteme geçilmesi halinde sektörün birçok problemle karşı karşıya kalacağını sözlerine ekledi.

  • Genç çift ‘Alo Bakkal’ uygulamasıyla rekabette fark oluşturdu

    Aydınlı genç girişimci Hüseyin-Ayşe Öztekin çifti, bin bir zorlukla açtıkları bakkal dükkanın büyük alışveriş merkezlerine karşı ayakta kalabilmesi için ‘Alo Bakkal’ uygulamasını hayata geçirdi.

    Aydın’ın Efeler ilçesinde yaşayan ve bir yıl önce dünya evine giren 22 yaşındaki Hüseyin-Ayşe Öztekin çiftinin ortaya koyduğu girişimcilik ruhu büyük takdir topluyor. Genç yaşta bakkal dükkanı açıp ticaret hayatına atılarak geçimlerini sağlamaya çalışan Öztekin çifti, büyük alışveriş merkezlerine karşı ayakta kalabilmek için kentte eşi görülmemiş bir uygulamayı imza attı.

    Uygulama kapsamında telefonla ürün sipariş alan Öztekin çifti, siparişleri müşterilerin kapısına kadar götürerek hizmette fark oluşturuyor. Telefonla sipariş alma adı altında ‘Alo Bakkal’ uygulamasını hayata geçiren genç çift, ilçe genelinde aldıkları siparişleri kısa sürede müşterilerinin kapılarına kadar götürerek rakipleri ve süper marketlerle rekabet etmeye çalışıyor.

    Kampanyaya Yoğun İlgi

    Büyük alışveriş merkezlerine karşı ayakta kalabilmek için Efeler Mahallesi’nde açtıkları bakkal dükkanında böyle bir uygulamayı hayata geçirdiklerini belirten Ayşe Öztekin, “Müşterilerimiz, 0505 063 42 56 numaralı telefonumuzu arayarak bakkalımızdan alacakları ürünlerinin siparişlerini veriyor. Müşterilerimizin siparişleri Efeler’de yer neresi olursa olsun kısa sürede adreslerine giderek ürünlerini teslim ediyoruz. ‘Alo Bakkal’ adını verdiğimiz bu uygulama ’15 lira ve üzeri alışverişlerde geçerli” dedi. Gıda malzemesinden temizlik malzemesine kadar tüm ürünlerin bakkal dükkanında bulunduğunu kaydeden Hüseyin Öztekin’de, “İşletme olarak böyle bir uygulamayı hayata geçirerek hizmette bir fark oluşturmak istedik. İki hafta önce başlattığımız bu kampanya vatandaşlarımızın dikkatini çekti ve yoğun ilgi gördü. Vatandaşlarımızdan yoğun ilgi görmesi bizleri mutlu ediyor. Tüm vatandaşlarımızı bakkalımızdan alışveriş yapmaya bizlere sahip çıkmalarını bekliyoruz” diye konuştu.

    Uygulamanın örnek olduğunu ifade eden Bakkallar Odası Başkanı İlyas Seçkin ise, genç girişimcilere başarı dileyerek her zaman bakkal esnafının yanında olduklarını kaydetti.

  • Dolandırıcıların ATM’ye kurduğu düzeneği vatandaş fark etti

    Malatya’da bir bankanın ATM’sine kart kopyalama düzeneği kuran dolandırıcıların tuzağı vatandaşın dikkati sayesinde bozuldu.

    Edinilen bilgiye göre, Malatya’da fırıncılık yapan Ahmet Çalışır isimli vatandaş para çekmek için Öğretmenevi yanında bulunan bir bankaya ait ATM’ye gitti. ATM’deki anormallikten şüphelenen uyanık vatandaş önce bankayı aradı. Banka yetkililerinden ‘ATM’de düzenek olabilir, sakın işlem yapmayın’ uyarısını alan vatandaş daha sonra durumu polise bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler bankamatikte inceleme yaparken ATM’nin kart girişi bölümünde kartların bilgilerini ve şifrelerini kopyalayan bir düzeneğe ulaştı. Daha sonra olay yerine çağrılan olay yeri inceleme ekipleri bankamatikte inceleme yaparken ekipler ATM’nin ve çevrede bulunan işyerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını da incelemeye aldı. Düzeneğin kim ya da kimler tarafından bankamatiğe yerleştirildiğini tespit etmek için soruşturma başlatılırken, düzeneği fark eden Ahmet Çalışır isimli vatandaşın da polisler tarafından ifadesine başvuruldu. Basın mensuplarına konuşan Çalışır, ATM’ye para çekmek için geldiğini ancak bazı şeylerden şüphelendiğini söyleyerek, “Bunun üzerine bankayı aradım, yetkililer ‘Kart giriş bölümü yerinden çıkıyorsa düzenek vardır’ dediler. Ben de hemen polisi aradım ve çok şükür herhangi bir maddi kaybım olmadan bu durumu atlattım” ifadelerini kullandı.

    Vatandaşlara da uyarılarda bulunan Çalışır, “Eğer kart giriş bölümü oynuyorsa ve üst bölümde farklı bir düzenek tespit ederseniz direk polisi arayın. Zaten düzenek apaçık ortada yani kendini gösteriyor” diye konuştu.