Etiket: fark

  • Fark oluşturan beyinler gastronomi ve bilişim için üretti

    Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Kalyoncu Teknoloji Transfer Ofisi (KALİTTO) ve Mühendislik Fakültesi tarafından geçen senelerde “Siber Güvenlik ve Akıllı Yaşam” adıyla gerçekleştirilen “Hackathon” etkinliği, bu sene “Gastrobilişim” adı altında yapıldı.

    Gaziantep’in zengin gastronomi kültürünün bilişim teknolojileri ile desteklenmesi, yeni yazılım ve donanımların geliştirilerek şehrin tanıtımına katkıda bulunulması amacıyla Hasan Kalyoncu Üniversitesi, İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA), Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Üniversitesi işbirliği ile Gaziantep’te Gastrobilişim Hackhatonu düzenlendi. Programın açılış konuşmasını, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, İKA Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken yaptı.

    İnovatif fikirler bir arada

    Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysi İşler Moderatörlüğünde, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bayram, Sahan Restoran Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan, Gıda Koçu Yeşim Kaya ve Yazılımcı Daron Yöndem’in katılımıyla “Gastronomi ve Bilişim” paneli gerçekleştirildi. Etkinlik teması ile ilgili tecrübe paylaşımların yapıldığı panelde, program esnasında katılımcılara, temel ihtiyaçların yanı sıra gerekli teknik teçhizat, kırtasiye ekipmanları ve danışman desteği sağlandı. Çoğunluğu Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi öğrencilerinden oluşan katılımcılar, alanında uzman kişiler tarafından profesyonel iş hayatında karşılaşabilecekleri zorluklar ve fırsatlar hakkında da bilgilendirildi. 48 saat süren Hackaton’da, 13 takım halinde 50 kişi yer aldı.

    Hackaton Gastrobilişim’e büyük destek veren Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ödül programına katıldı. Katılımcılara önemli açıklamalar yapan Şahin, “Gastrobilişim gibi önemli bir etkinlikte bir araya geldik. Böylesine önemli bir etkinlikte katılımcılar saatlerce bir arada yoğun efor sarf etti. Ben tüm katılımcılar ile beraber her tür yenilikçi çalışmaya öncülük ettiği için Hasan kalyoncu Üniversitesine teşekkür etmek isterim. Teknoloji günümüzde her alanda olmazsa olmaz durumda. Her alanda çok ciddi bir rekabet var. Katılımcılar yoğun çalışmalarla gastronomi gibi önemli bir konuyu teknoloji ile buluşturdu. Şehrimiz Gaziantep’in beş yüz çeşit yemeği var, biz her yerde yemeklerimizin çeşitli hikayeleriyle anlatıyoruz. Yemek çeşitlerimiz kardeşlik açısından, birleştiricilik açısından önemli bir role sahip. Bu kadar önem arz eden yüzlerce çeşit yemeğimiz, bu etkinlik ile teknolojiyle buluşacak ve üretilen projeler, tarihimizi ve kültürümüzü daha iyi yansıtacağına şüphem yok. Baharın bu güzel günlerinde dışarda gezip hava almak varken 48 saat kesintisiz emek vererek çalışan tüm katılımcıları tebrik eder, başarılarının devamını dilerim” dedi.

    “Ctrl alt baklava” üretiği yazılım projesi ile birinci oldu

    Bilişimin kültür ile desteklendiği ve yazılım teknolojilerinin üretildiği Hackathon’un son gününde, geliştirilen projeler takımlar tarafından sunularak jüri üyeleri tarafından değerlendirildi ve dereceye girenler ödüllendirildi.

    Takımların 48 saatlik yoğun çalışmalar halinde rekabet içinde ürettiği yazılımsal projeler jüri tarafından teker teker değerlendirildi. Jürinin titizlikle yürüttüğü incelemeler sonunda “Masterbug” isimli ekip üçüncü olurken, “Peakloop” isimli ekip ikinciliği elde etti. Birincilik ödülünü Fatma Şahin’in verdiği yarışmanın kazananı ve 5 bin TL’nin sahibi ise “Ctrl Alt Baklava” isimli ekip oldu.

    Katılımcıların farklı kültürlere karşı duyarlılıklarının arttırılması ve her alanda beliren teknolojik gelişmeleri hayatlarının her noktasına uygulamalarının hedeflendiği etkinlikte üretilen proje fikirleri, Kalyoncu İnovasyon ve Teknoloji Transfer Ofisi hizmetlerinden faydalanılarak ürünlerin ticarileştirilmesi konusunda desteklenecek.

  • Mahallenin çocukları fark etti, facianın eşiğinden dönüldü

    Ümraniye’de kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce bir otomobilin yanına el yapımı patlayıcı bırakıldı, el yapımı mahallenin çocukları tarafından fark edilince facianın eşiğinden dönüldü.

    Olay, saat 22.30 saatlerinde Ümraniye Yukarı Dudullu Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Dağ Sokak üzerinde park halinde bulunan Rüştü Ç.’ye ait 34 RTB 37 plakalı otomobilin yanına bir otomobil yaklaştı. Yaklaşan otomobilin içinden inen bir kişi el yapımı bombayı ateşleyerek Rüştü Ç’ye ait otomobilin yanına bıraktı. Bu sırada sokakta oyun oynayan çocuklar durumdan şüphelenerek şahıslara bağırdı. Çocukların bağırması ile şahıslar kaçtı. El yapımı patlayıcının yandığını gören çocuklar, patlayıcının üzerine su dökerek söndürerek, patlayıcıyı çalılık alana fırlattı. Olayı gören bazı vatandaşlar ise polis ekiplerine haber verdi. Olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edilirken, bomba imha uzmanları ve Terörle Mücadele Şube ekipleri de olay yerine geldi. Yapılan incelemelerin ardından el yapımı patlayıcı incelenmek üzere polis merkezine götürüldü.

    Deodorantın içine barut doldurup fitillemişler

    Öte yandan el yapımı bomba hakkında edinilen bilgiye göre, deodorantın içine barut doldurulduktan sonra üstüne fitil yerleştirilerek yapıldığı öğrenildi.

    Polis ekipleri olayla ilgili araştırması sürüyor.

  • Şahit olarak geldi, 18 yıl cezası olduğu fark edilince tutuklandı

    Bursa’da, arkadaşının duruşmasında şahitlik etmek için eşiyle birlikte adliyeye gelen M.A. (24), 18 yıl hapis cezası olduğu fark edilince tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Bir tanıdığının duruşmasına şahit sıfatıyla katılmak üzere adliyeye gelen 24 yaşındaki M.A, tanıklık için kimlik bilgilerinin teyit edilmesi için nüfus cüzdanını duruşma katibine verdi. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) sistemi üzerinden kimlik bilgilerine bakılan M.A.’nın 9 ayrı hırsızlık dosyasından 18 yıl hapis cezası aldığı görüldü. Durumu fark eden görevliler adliye koruma büro amirliğindeki polis memurlarına bilgi verdi. M.A.’nın kaçmaması için tedbir alan polis ekipleri, gerekli evraklar hazırlanana kadar şahsın yanından ayrılmadı. Etrafında olup bitenlere anlam veremeyen ve hakkında kesinleşmiş hapis cezası olduğundan haberi olmayan M.A, işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.

  • Egeli ihracatçılara fuarlarda fark oluşturmanın şifreleri

    Dış ticaret sektöründe ihracatın artmasında kilit role sahip fuarlardan ihracatçıların azami fayda sağlaması için Egeli ihracatçılara, fuarlarda fark oluşturmanın şifreleri verildi.

    Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) tarafından düzenlenen, seminerde daha verimli bir fuar ve sonrasında daha fazla ihracat yapmanın ipuçları anlatıldı. Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, “Fuarlarda Yapılması Gerekenler” ve “Fuarlarda Yapılmaması Gerekenler” ana başlığı ile ihracatçılara sunum yaptı.

    İş hayatının 6 yıldan fazlasında Ticaret Ataşesi olarak çalıştığını anlatan İşbırakmaz, “Fuarlarda ilgiyi nasıl kendi üzerimize çekeriz bunun üzerine odaklanmalıyız. Rakiplerimiz; İtalyanlar, İspanyollar, Koreliler, Çinliler her yıl fuarlarda çıtayı biraz daha yukarı taşıyarak bizleri zorluyorlar. Bizim de arkasında hikayesi olan tanıtımlar yapmamız gerekiyor. Rakiplerimize göre stantlarımızda çok basit farklar oluşturarak, ürünlerimize dokunmayı, tattırmayı, koklamayı yani ürünü hissetmesini sağladığımızda ilgide muazzam artış oluyor. Özellikle gıda fuarlarında rakip ülke firmaları her yıl farklı fikirlerle tadım etkinlikleri yaparken, ülkemiz firmalarının stantlarında sadece ambalajlı-paketli ürünleri raflarında sergilemeleri yetersiz kalıyor” dedi.

    Fuarlarda doğru stant dizaynının önemini de vurgulayan İşbırakmaz, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Milli Katılım Organizasyonuna gerçekleştirdiği gıda fuarlarında yapılmış hatalı uygulamalarla ilgili örnekleri göstererek, “Amerika’da düzenlenen bir gıda fuarında ambalaj etiketleri İngilizce olmayan ürünleri sergilemek doğru değil, Türkçe dilinde broşürlerin, posterlerin Amerika’da, Japonya’da, Almanya’da düzenlenen fuarlarda asılması yanlış” diye konuştu.

    “Potansiyelimizin çok azını sergiliyoruz”

    Atölye Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ulusoy ise Türk ihracatçılarının potansiyelinin çok yüksek olmasına karşın fuarlarda bunun çok azını sergileyebildiğine şahit olduklarını söyledi. “Çok güzel ürünlerimiz var ama diğer ülkeler gibi sergilemiyoruz” diye konuşan Ulusoy, fuar öncesi, fuar sırasında ve fuar sonrası yapılması gerekenleri Egeli ihracatçılarla paylaştı. Türk firmalarının fuar öncesi hazırlıklarda çok eksiği olduğuna dikkati çeken Ulusoy, “Stant tasarımı, içerik, renk, koku, ışık, ekip eğitimi çok önemli hususlar. Japonya’daki bir fuarda stant ekibiniz Japonca bilmeli, Japonca bilenlerle tanıtım yapmalısınız. Doğru ürün seçimi önemli. Gittiğiniz ülkenin kültürel değerlerini bilmeli ve ona göre hareket etmelisiniz” dedi.

    “VR teknolojisiyle ürün deneyimi yaşatın”

    İhracatçı firmalara, fuar sırasında daha fazla kişinin stantlarını ziyaret etmesi için örneklerle tüyolar veren Ulusoy şöyle konuştu: “Tadım etkinlikleri yapabilirsiniz, Fuara katılan kişilerin kendilerini özel hissedecekleri etkinlikler yapabilirsiniz. Tanınmış bir çizer ile anlaşıp gelen ziyaretçilerin kendilerine özel şişe tasarlayabilirsiniz. Bugün dünya markaları sizi çekebilmek için kavanozlarına sizin adınızı yazıyor, isminizin baş harflerini yazıyor. Ürününüz ne ise onunla ilgili bir deneyim yaşatabilirsiniz. VR teknolojisi ile ürünün ilk halinden, tüketiciye ulaştığı haline kadar geçen süreci anlatan bir film hazırlayıp bunu standınızı ziyaret edenlere izletebilirsiniz ürün deneyimi çok değişik yöntemlerle olabilir.”

    “Müşteri olsam, benden etkilenir miydim?”

    Value Training Kurucu Ortağı Aydoğan Kaleli de fuarlara katılımın ciddi maliyetleri olduğunu firmaların bunun geri dönüşünü istediğini bunun için anahtar sorunun, “Müşteri olsam, benden etkilenir miydim?” olduğunu bu soruya hayır cevabı verenlerin ciddi bir gelişim için doğru yola girdiğini kaydetti.

    Günümüzde en değerli şeyin fikir olduğuna işaret eden Marka Strateji Uzmanı ve Pazarlama Danışmanı Meltem Çakır, ihracatçılara, ziyaretçilerin fuarda stantların önünden hızlıca geçerken ziyaretçiyi durduracak dikkat çekici özellikte stant dizayn etmeleri gerektiğinin altını çizdi. Çakır, “İlham verici unsurlar yolda, sokakta, bir mağazanın vitrininde olabilir. Çevrenize bu gözle bakın. Farklılığı her yerde arayın. Hikayesi olan stantlar tasarlayın. 9 metrekare alanda harikalar oluşturabilirsiniz” dedi.

    Fuarlarda ödüllü yarışmalara katılın

    Fuarlarda sergilenecek ürünlerin, verilecek sloganların, yapılacak sunumların ihracat departmanları dışında konusunda uzman bir pazarlama departmanı tarafından hazırlanması gerektiği bilgisini paylaşan Chef Seasons Üst Düzey Yöneticisi Burak Hucuptan, fuarlarda ön hazırlık sürecinin çok önemli olduğunu, fuarlarda ödüllü yarışmalara katılarak fark oluşturulabileceğinin altını çizdi.

  • Beyaz un ve tam buğday un arasındaki fark

    Diyetisyen Hilal Bahadır, tam buğday unundan yapılan ürünlerin yüksek lif içeriğiyle sindirimi ve emilimi yavaşlattığını, kan şekerinin hızla yükselmesini engellediğini, ayrıca vitamin, mineral ve diğer besin öğeleri açısından beyaz ekmeğe göre çok daha zengin olduğunu söyledi.

    VM Medical Park Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniğinden Diyetisyen Hilal Bahadır neden tam buğday ekmeği tüketilmesi gerektiği, beyaz un ve tam buğday un arasındaki farkları, diğer tahıl türleri ve popüler besinler ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

    Diyetisyen Bahadır, “Bir buğday tanesi 3 kısımdan oluşmaktadır. Kepek, buğdayın dış kabuğudur. Buğdayın yüzde 15’lik kısmını oluşturur. Lif bakımından zengindir. Endosperm, buğdayın yüzde 82,5’luk kısmını oluşturur. Karbonhidratlar bakımından zengindir. Ruşeym ise, buğdayın çekirdek kısmıdır ve ağırlık olarak yüzde 2,5’luk kısmını oluşturur. B1,B6, B9 (folik asit) vitaminleri ve lif bakımından zengindir. Ruşeymde birçok aminoasit, vitamin, mineral, omega 3 ve omega 9 yağ asitleri bulunur” dedi.

    Diyetisyen Hilal Bahadır, sofralarda yarım asırdan fazladır yerleşmiş olan beyaz ekmek ve beyaz unlu mamullerin buğdayın sadece endosperm kısmından üretildiğini, bununda kepek ve ruşeymdeki birçok besin öğesinin kaybolması anlamına geldiğini anlattı. Bahadır, neredeyse hiç lif içermeyen beyaz ekmeğin kan şekerinin hızlı yükselmesine, insülin direncinin artmasına ve fazla şekerin vücutta yağa dönüşmesine sebep olduğunu vurguladı.

    Tam buğday unundan yapılan ürünlerin ise yüksek lif içeriğiyle sindirimi ve emilimi yavaşlattığını kaydeden Dyt. Bahadır, “Bu ürünler kan şekerinin hızla yükselmesine engel olur, ayrıca vitamin, mineral ve diğer besin öğeleri açısından beyaz ekmeğe göre çok daha zengindir” diye konuştu.

    Dyt. Bahadır konuya dair şu bilgileri verdi:

    “Harvard Tıp Fakültesine göre beyaz ekmeğin glisemik indeksi 71 iken, tam buğday ekmeğinin 51’dir.

    Pirinç: Dünya nüfusunun yarısından fazlası için beslenmede büyük önem taşır. Tahıllar içinde protein içeriği en yüksek olanı pirinçtir. Ancak glisemik indeksinin yüksek olması sebebiyle kan şekerini hızla yükseltmektedir. Bu sebeple kontrollü tüketilmelidir.

    Yulaf: Diğer tahıllara göre daha yüksek oranda çözünür posa içerir. Ayrıca demir, manganez, çinko ve E vitamini, tiamin, niasin, riboflavin, folat ve diğer B grubu vitaminlerinin iyi kaynağı kaynaklarındandır. Yulaf aynı zamanda iyi bir selenyum kaynağıdır. Selenyum, vücut için önemli bir antioksidandır, astım ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur, DNA tamiri ve özellikle kolon kanseri olmak üzere kanser riskini azaltır. Yulaf, magnezyum mineralinden de zengindir. Magnezyum, vücudun glukoz ve insülin salınımında görev alan 300’den fazla enzimin salınımı için gerekli, önemli bir mineraldir. Yulafın kendi yapısında betaglukan isimli, suda çözünebilen bir lif bulunur. Yulaf betaglukanının, insan sağlığına üç ayrı olumlu etkisi bulunmaktadır: Kolesterolü düşürür, kan şekerini düzenlemeye yardımcıdır ve bağırsak hareketliliğini artırarak sinirim sistemini düzenler.

    Karabuğday: Karabuğday aslında bir tahıl değildir. Kuzukulağıgillerden bir bitkidir. Gluten içermediği için buğdaya iyi bir alternatif olarak kullanılmaktadır. Kepeğinde zeytinyağının ana bileşeni olan oleik asit adlı yağ asidi bulunur. Bu da kalp ve zihin sağlığı açısından çok önemlidir. Ek olarak kuersetin adlı antioksidan beyin felcinden korur. Dengeli amino asit kompozisyonu ve yüksek düzeyde lizin ile arginin amino asitlerini içermesi sebebi ile büyüme çağındaki çocuklar için iyi bir alternatiftir.

    Kinoa: Aslında geçmişi eski medeniyetlere dayanan kinoa, Birleşmiş Milletler konseyinin 2013 yılını Kinoa Yılı ilan etmesiyle, tüm dünyaya yeniden tanıtılmıştır. Kinoanın en önemli özellikleri, gluten içermemesi ve oldukça yüksek besleyici değere sahip olmasıdır. Kinoa, vücudumuzda bulunmayan, dışarıdan almamız gereken esansiyel aminoasitlerin tümünü içeren nadir gıdalardandır. Kinoanın protein içeriği tahıllardan yüksektir. Kinoa, glutensiz diyet ile hayatlarını idame etmek zorun olan ve sayıları günden güne artan çölyak hastası bireyler için oldukça güzel bir alternatif üründür

    Chia Tohumu: Son zamanların popüler besinlerden chia tohumu, tahılgillerden değildir. Nane ailesinden bir bitkidir. Bitkisel protein, yağ ve lif açısından zengin olan chia tohumu uzun süre tokluk hissi vermektedir. Bu da kilo vermeyi kolaylaştırabilir ancak sanılanın aksine kanıtlanmış yağ yakıcı bir etkisi yoktur. Omega 3 içeriği bu tohumu değerli kılmaktadır. Su, süt vb. sıvılar ile birleştiğinde hacimce büyüyen chia tohumu yemeklerde, salatalarda ve puding olarak kullanılmaktadır.”