Etiket: Fakültesi

  • İlahiyat fakültesi bir ilke imza attı

    İlahiyat fakültesi bir ilke imza attı

    Ülke yükseköğretimine uzun yıllardır katkı sunan, Atatürk Üniversitesinin köklü fakülteleri arasında yer alan ve mezunları ile birçok önemli alanda temsil edilen İlahiyat Fakültesi bir ilke imza attı.

    İlahiyat Fakültesinde görev yapan akademisyenlerin bir araya gelerek yazdığı makale, fakülte tarafından bir BAP projesi kapsamında hazırlanan ve Sosyal Bilimler Atıf Dizininde (SSCI) taranan dergilerde yayımlanan ilk makale olma özelliği taşıyor.

    Atatürk Üniversitesi BAP Koordinasyon Birimi desteğiyle, İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Muhammed Kızılgeçit’in yürütücülüğünde gerçekleştirilen SSCI’li makale, “COVID19 Sürecinde Yaşlılarda Ruh Sağlığı ve Dini Başa Çıkma: Uygulamalı Bir Model Geliştirilmesi ve Etkililiğinin Test Edilmesi” isimli BAP projesinden üretildi.

    Proje kapsamında; yalnızlık, umutsuzluk, hayatta anlam ve kader algısı gibi değişkenler bağlamında Covid-19 salgın sürecinden en çok 60 yaş ve üzeri bireylerin etkilendiği tespit edildi. Sonrasında 60 yaş ve üzeri katılımcılara, ilgili değişkenler kapsamında salgınla baş edebilmede dinî açıdan destek sunumu gerçekleştirildi. Bir model ortaya koyma hedefiyle halen sürdürülen çalışmanın süreç dâhilinde elde edilen verilerinden Journal of Religion and Health dergisinde “Meaning in Life, Religious Coping, and Loneliness During the Coronavirus Health Crisis in Turkey” adında makale yayımlandı.

    Rektör Çomaklı: “Belirlenen Hedeflerle Kararlı Bir Şekilde Yürüyoruz”

    Üniversite olarak kalite çalışmalarını öncelediklerini belirten Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı: “Yeni YÖK anlayışıyla birlikte üniversitelerde hızlanan kalite yolculuğunda Atatürk Üniversitesi olarak 2020-2024 Stratejik Planında belirlenen hedeflere kararlı bir şekilde yürüyoruz. Her günün bir önceki günden daha iyi olması için tüm personelimiz ve öğrencilerimizle birlikte büyük gayret gösteriyoruz. Üniversitemiz öğretim elemanları tarafından yapılan uluslararası yayınlarda önceki yıllara göre gözle görülür bir artış var” dedi.

    Bu kapsamda yapılan projelerin neticelerini almaktan memnuniyet duyduklarını ifade eden Rektör Çomaklı, İlahiyat Fakültesi bünyesinde yayımlanan ve SSCI endeksinde yer alan çalışmadan dolayı emeği geçen herkesi kutladı.

    Makalede Covid-19 Salgının Etkileri İncelendi

    Aralık 2019’dan bu yana Covid-19 salgınının ciddi şekilde ruh sağlığı sorunlarına neden olduğuna ve sonuç olarak nüfusun çoğunluğunun virüsten olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çekilen makalede ayrıca hayattaki anlamın yalnızlıkla ilişkisi ve dini başa çıkma stratejilerinin bu ilişkilere ne ölçüde etki ettiği incelendi.

    Yapılan bu araştırmada Türkiye genelinden seçilmiş 872 yetişkin (242 erkek ve 630 kadın) örneklem olarak alındı. Hayatta anlam, daha olumlu dini başa çıkma ile daha az olumsuz dini başa çıkma ve yalnızlıkla ilişkilendirildi. Olumlu dini başa çıkma daha az yalnızlıkla ilişkilendirilirken, olumsuz dini başa çıkma daha fazla yalnızlıkla ilişkilendirildi. Dinsel başa çıkma stratejileri, yaşamdaki anlamın yalnızlık üzerindeki etkisine aracılık etti. Bu bulgular, kısmen artan olumlu dini başa çıkma stratejileri ve azalan olumsuz başa çıkma stratejileri nedeniyle yaşamda daha büyük anlamın daha az yalnızlıkla bağlantılı olabileceğini gösteriyor.

    Makale yazarları ve proje ekibi şöyle:

    Doç. Dr. Muhammed KIZILGEÇİT

    Doç. Dr. İsmail SEÇER

    Dr. Öğr. Üyesi Fuat KARABULUT

    Dr. Öğr. Üyesi MURAT YILDIRIM

    Dr. Nakşiye Yasemin ANGIN

    Dr. Abdullah Dağcı

    Arş. Gör. MUHAMMET ENES VURAL

    Arş. Gör. Nurun Nisa KİLİT

    Öğrenci Murat ÇİNİCİ (Doktora)

  • Veteriner Fakültesi, eğitim revizyonunda akademik başarılarının avantajını kullanacak

    Veteriner Fakültesi, eğitim revizyonunda akademik başarılarının avantajını kullanacak

    Donanımlı öğrenciler yetiştirerek Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayan, dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak uluslararası rekabette Türkiye’yi güçlendiren bir eğitim programı oluşturmak amacıyla tüm birimlerde eğitim revizyonu başlatan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) yönetimi, revizyon çalışmalarına Veteriner Fakültesiyle devam etti.

    OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cengiz Batuk, Prof. Dr. Recep Sancak, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Albayrak, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Metin Çenesiz, Doç. Dr. Şerife Tütüncü ile uzaktan konferans yöntemiyle ana bilim dalı ve bölüm başkanlarının katıldığı eğitim revizyonu toplantısında; Veteriner Fakültesinin genel durumu, yeterlilikleri ve ders programı içerikleri ele alınarak yenilenme sürecinde yapılması gerekenler değerlendirildi.

    “Veteriner Fakültesi akademik anlamda üniversitenin en güçlü fakültelerinden biri”

    Rektörlük Toplantı Salonunda gerçekleşen Veteriner Fakültesi bilgilendirme toplantısında, Rektör Ünal, Veteriner Fakültesinin başarılı bir fakülte olduğunu belirterek, “Akademik anlamda ve yayın sayısına baktığınızda üniversitenin en güçlü fakültelerinden biri ve başarı sayısal oranları en yüksek olan fakültelerinden biri. Şimdi bu avantajı kullanmak gerekiyor” dedi.

    Prof. Dr. Ünal, daha iyi bir fakülte olmak için yapılabileceklerden birini de mezunlarla iş ortaklığının ve iletişim ağının güçlendirilmesi, birtakım operasyonlarda ortaklıklar yapılması ile lisansüstü eğitimlerinin güçlendirilmesi olarak sıraladı. Sistem revizyonuna gitmek istediklerini vurgulayan Rektör Ünal, üniversite olarak kendi sistemlerini kurmak istediklerini ve eğitim sisteminde diğer üniversitelere örnek olmayı dilediklerini belirtti. OMÜ’ye başarılı öğrencileri kazandırmak için eğitimin kalitesini ve Ar-Ge çalışmalarını artırmak istediklerini söyleyen Rektör Ünal, konuşmasında fakültenin fiziki mekan planlamasına dair de açıklamalarda bulundu.

    “Gelecek dünyanın beklentilerini ve risklerini dikkate alarak plan yapın”

    Konuşmasında özellikle teknik, teknolojik birtakım imkanları kullanmak suretiyle gelecek dünyanın beklentilerini ve risklerini dikkate alarak plan yapmak olduğuna dikkat çeken Rektör Ünal, “Potansiyelleri sevk etme noktasında bunlar; ilaç, aşı olabilir ya da laboratuvar ile belirli alanlarda güçlü çalışmalar oluşturulacak projeler olabilir” diye konuştu. Eğitim planlamasını üç kademede değerlendirileceğini ifade eden Rektör Ünal, bunların; üniversitenin öğrenci tarafından tercih edilebilirliği, öğrencinin eğitim-öğretim dönemi boyunca sistem içindeki memnuniyeti, öğrencinin mezun olduktan sonra üniversiteye nasıl baktığı olarak sıraladı. Veteriner fakültesinin kuracağı çiftlik üzerine değerlendirmeler yaparak konuşmasını tamamlayan Rektör Ünal, çiftlik kurma fikrinin güzel bir düşünce olduğunu belirterek fakülte yöneticilerine önerilerde bulundu.

    OMÜ Veteriner Fakültesi öğrenci tercihinde ilk beş veteriner fakültesi arasında

    Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Albayrak ise yaptığı sunumda veteriner fakültesi sayısının Türkiye’de 31 olduğunu ve bu fakültelerde toplam 14 bin 477 lisans 6 bin 261 lisansüstü öğrenci bulunduğunu belirtti. Dekan Albayrak, 1995 yılında kurulan OMÜ Veteriner Fakültesinin ise diğer fakülteler arasında puan sıralamasında beşinci sırada olduğuna dikkat çekti. Sunumunda veterinerlik eğitim programının asgari düzeyde koşullarının belirlenmesine dair yönetmelikten bahseden Dekan Albayrak, programın ve mesleğe sahip kişilerin mesleki yeterliklerinin Avrupa Birliği ülkelerinde tanınabilmesi için bu alanlarda yürütülen yükseköğretim programının eğitim müfredatı ve eğitim sonucunda kazanılması gereken bilgi ve beceri düzeylerinin belirlenmesine dair açıklamalarda bulundu.

    “2025 yılına kadar ulusal akreditasyon belgesi alındı”

    Dekan Albayrak, Veteriner Hekimliği Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (VEDEK) tarafından 2018 yılında şartlı, 2020 yılında tam akredite edilerek 2025 yılına kadar ulusal akreditasyon belgesi alındığını ifade etti. Dekan Albayrak, fakültelerinde yer alan Temel Bilimler, Klinik Öncesi Bilimler, Klinik Bilimler, Zootekni ve Hayvan Besleme ile Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim dallarıyla ilgili bilgi vererek toplam 107 akademisyen ve 622 öğrencinin bulunduğunu söyledi. Dekan Albayrak, sunumunun devamında rakamlarla ilgili temel göstergelerden söz etti. Veteriner Fakültesi Hayvan ve Uygulama Hastanesi ve hastanenin muayene sayılarından da bahseden Dekan Albayrak, fakülte akademisyenlerinin ulusal ve uluslararası yayınlardan ve projelerden bahsetti.

    Yeni fakülte ve hizmet binasının inşaatındaki son durum hakkında bilgi veren Albayrak, gelecek hedeflerini de anlattığı konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Yeni binamızla birlikte The European Association of Establishments for Veterinary Education (EAEVE) akreditasyonu, deney laboratuvarları için TÜRKAK akreditasyonu, bakanlık çalışma ruhsatı olmayan laboratuvarların ruhsat alması fakülte çiftliğinin kurulması, klinik beceri laboratuvarı ile yeni hizmet binamızda gıda et ve süt işleme tesisimizin faaliyete geçirilmesidir.”

    2021 Yılı Bilimsel Performans Projeksiyonlarından da bahsedilen toplantı, genel bir değerlendirmenin ardından sona erdi.

  • SAMÜ Tıp Fakültesi 12 öğretim üyesi alacak

    SAMÜ Tıp Fakültesi 12 öğretim üyesi alacak

    Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Tıp Fakültesi 12 öğretim üyesi alacak.

    31 Ağustos 2020 tarihli 31230 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2916 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile kurulan Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi, öğretim üyesi alımına başladı. 29 Aralık 2020 tarihli ve 31349 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2020/7 öğretim üyesi alım ilanı ile Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri, Temel Tıp Bilimleri, Dahili Tıp Bilimleri alanlarında toplam 12 öğretim üyesi alımı gerçekleştirecek.

    Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın yaptığı açıklamada, “31 Ağustos 2020 tarihinde kurulan ve Samsun Eğitim-Araştırma Hastanesi ile afiliye eğitim-öğretim ve sağlık hizmeti vereceğimiz Samsun Üniversitesi Tıp Fakültemize ilk öğretim üyelerimizi almaya başladık. Hedefimiz nitelikli bir tıp eğitimi ve nitelikli bir sağlık hizmeti sunmaktır. Bu hedefimiz doğrultusunda başta Tıp Fakültemizin kurulmasına katkı sağlayanlara ve kurulduktan sonra desteklerini esirgemeyen Samsun halkına şükranlarımı arz ediyorum. Tüm paydaşlarımızın, iş insanlarımızın ve halkımızın desteğiyle ilk adım kenti Samsun’umuza layık bir tıp fakültesini hayata geçirmek boynumuzun borcudur” dedi.

    Diğer fakültelere de 6 öğretim üyesi alınacak

    Samsun Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nin yanı sıra İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Sağlık Yönetimi, Türk Dili ve Edebiyatı, Ekonomi ve Finans; Mühendislik Fakültesi Yazılım Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği; Kavak Meslek Yüksekokulu Mimarlık ve Şehir Planlama ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri bölümlerine 6 öğretim üyesi alımı gerçekleştirecek.

  • SAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Karabay:

    SAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Karabay:

    Hızla süren yerli aşı çalışmalarından bazılarının yakın bir zamanda deneme aşamasına geleceğini belirten Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Karabay, Türkiye’nin Çin’den aldığı inaktif özellikli korona virüs aşısının ise güvenle kullanılabileceğini söyledi.

    Korona virüs salgını tüm dünyada etkisini artırırken, aşı çalışmaları ise dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sürdürülüyor. Aşı çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Karabay, TÜBİTAK tarafından bu konuda projelendirilen birçok araştırmanın halen devam ettiğini ifade etti. Erciyes Üniversitesi’ne ait bir aşı projesinin faz 1 deneylerinin yapıldığını aktaran Dekan Prof. Dr. Oğuz Karabay, aşının yakın bir zamanda aday olan insanlara uygulanmaya başlayacağını duyurdu.

    Türkiye’nin Çin’den aldığı korona virüs aşısının uygulanması için geri sayım başlarken, kamuoyunda da ‘Alman aşısı mı, Çin aşısı mı?’ tartışmaları sürüyor. Çin’in Sinovac firmasının ürettiği aşının inaktif tam virüs aşısı olduğunu ve bu tekniğin uzun yıllardır uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Karabay, Pfizer Inc. ve BioNTech SR. ortaklığında üretilen aşıda kullanılan haberci RNA yönteminin ise daha çok kanser aşıları için üzerinde çalışılan bir yöntem olduğunu ve bir enfeksiyon hastalığını önlemek adına ilk defa kullanılacağını aktardı.

    Çin aşısında kullanılan teknik yıllardan beri uygulanıyor

    Çin aşısında kullanılan tekniğin yıllardır kullanıldığını belirten Prof. Dr. Karabay, “Çin aşısında kullanılan teknik yıllardan beri uygulanıyor. Örneğin Hepatit A aşısı bu teknikle hazırlanmaktadır ve yıllardır güvenli bir şekilde bu aşıyı kullanmaktayız. Dolayısıyla inaktif bir aşı yaptırılmasında bir sakınca görmüyorum. BioNTech aşısının da ilk deneylerinde oldukça başarılı sonuçlar gözüküyor. Bununla beraber yıllar içinde antikor düzeyini ne kadar koruyabildiğini gösterecek klinik çalışmalara ihtiyacımız var. Her iki aşı arasındaki en önemli fark, Çin aşısında saklama koşulları çok daha kolay iken BioNTech aşısının ise eksi 70 dereceyi bulan saklanma mecburiyeti kullanımını zorlaştırıyor” dedi.

    Bakanlık onaylı her aşı güvenilir olacaktır

    Türkiye şartlarına en uygun aşıya Sağlık Bakanlığı’nın karar vereceğini belirten Karabay, Bakanlıkça ruhsatlandırılmış her aşının güvenilir olacağına işaret eden Karabay, “Aşılarda etkinlik, güvenilirlik, saklama ve uygulama koşulları gibi birçok dinamik göz önüne alınıyor. Bütün bu faktörleri birleştirerek en doğru kararı verecek olan Sağlık Bakanlığıdır. Ancak şunu söylemek isterim ki, Çin aşısı, Alman aşısı, Amerikan aşısı gibi ayrımlar yapmadan, Bakanlığın uygun bulduğu, uygulanmasına izin verdiği aşının fayda olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

    Toplum bağışıklığı yüzde 70’e ulaşırsa bulaşma durur

    Aşıların toplum bağışıklığını artırmakta çok önemli olduğunu ifade eden Karabay, “Eğer bir toplumda bağışık insanların sayısı artar ise enfeksiyonun bulaşma zinciri kırılır ve toplumdaki enfeksiyon yaygınlığı azalır. Bu nedenle toplumdaki bağışık insanların sayısının artması hastalığın azalması adına son derece değerlidir ve önemlidir. Eğer bir toplumun yüzde 70’inin etkene karşı antikorları olur ise o toplumda hastalığın sıklığı dramatik bir şekilde değişmekte ve hastalığın yayılması durmaktadır” şeklinde konuştu.

    En önemli çözüm aşılamadır

    Aşı yaptırma kararı konusunda herkesin özgür olacağını dile getiren Karabay, “Herkes kendi bedenine aşı yaptırıp yaptırmama kararını kendisi verecek. Bu aşıların hepsi dünyadaki en hızlı hazırlanan aşılar. Bu aşıların hazırlanması sırasında pandemi nedeniyle birçok basamakta hızlandırılma zorunluluğu oldu. Ancak hastalığın getirdiği risk göz önüne alındığında hastalığı durdurmada en önemli çözümlerden biri aşılamadır” ifadelerini kullandı.

  • Bursa Tıp Fakültesi Dekanlığı’na Prof. Dr. Mehmet Demir atandı

    Bursa Tıp Fakültesi Dekanlığı’na Prof. Dr. Mehmet Demir atandı

    Bursa’da geçtiğimiz ay 2020-2021 akademik yılı törenle açılan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Bursa Tıp Fakültesi Dekanlığı’na Prof. Dr. Mehmet Demir atandı.

    AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, Dekanlığa Prof Dr. Mehmet Demir’in atandığını açıklayarak; “Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Bursa Tıp Fakültesi Dekanlığı görevine getirilen Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Demir hocamıza hayırlı olsun dileklerimi sunar, başarılar dilerim. 45 yıl sonra ikinci tıp fakültesine kavuşan Bursa’mız da bu yıl 62 öğrenci ile eğitim öğretime başlayan Bursa Tıp Fakültemizin gelişimi noktasında her zaman destek olmaya devam edeceğiz.” dedi